Katalog

6 ARALIK 2012 PERŞEMBE HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 TBMM Başkanı Çiçek, Atilla Kart’ın Ömeroğlu’nun başdenetçiliğine yaptığı itirazı reddetti Mevlana’ya sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, 29 Kasım 2012 tarihinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e gönderdiği dilekçede Nihat Ömeroğlu ’nun kamu başdenetçisi seçilmesiyle ilgili itirazlarını dile getirdi. Ömeroğlu’nun seçildiği tarih itibarıyla 65 yaşını doldurduğuna dikkat çeken Kart, “Nihat Ömeroğlu’nun mesleki kariyerine yönelik olarak ciddi iddialar ve kuşkular söz konusudur. Yasal anlamda ‘seçilebilirlik’ şartını adı geçenin taşımadığı ortaya konulmuştur” dedi. Çiçek, Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyon başkanı Mehmet Daniş’in yazısını Kart’a gönderdi. Bu yazıda, “Ömeroğlu’nun seçilme yeterliliğine sahip olduğu” belirtildi. İtiraz dilekçesinin Mevlana Üniversitesi’ne sorulduğunu söyleyen Kart, şöyle tepki gösterdi: “Mevlana Üniversitesi F tipi yapının baş temsilcilerinden. Cemaat yapılanmasının fiili ilişkilerinin geldiği noktayı göstermesi, Türkiye’nin anayasal kurumlarını nasıl yönlendirdiğini göstermesi bakımından son derece önemli bir durum” Kör İnanç... Umudun umutsuzlukla buluştuğu saatlerde, biraz hayatı anlatsam, sevinçleri, sevdayı, birey olmayı... Güneşin altında yürümeyi... Masmavi göğü, ağaçları, kendi sezgileriyle çoğalan, yarınlara güvenle bakan anneleri, babaları, bir okulun bahçesinde oyun oynayan çocukları. Suskunluğun adını koyabilsem, adalette eşitliği, evrensel hukuku, ezeni değil, ezileni anlatabilsem size. Militarizme karşı dururken sivil diktatörlüğü savunanların, “yetmez ama evet” diyenlerin gerçek yüzlerini sergilesem; şimdilerde “demokrasi ve özgürlükler elden gidiyor” diye çığlık atanların iki yıl önce yazdıklarını, konuştuklarını şu köşeye sığdırabilsem. ??? 12 Eylül 1980’deki faşist askeri darbeden sonra Kenan Evren’le kadeh tokuşturanların, 1982 anayasa oylamasında pazarlık yapanların adlarını bir bir yazabilsem. Uyduruk demokrasileri, kıytırık özgürlükleri kullanarak Kürtlerin oylarını alanları, din pazarlamacılarını, tarikat şeyhlerini, devlet içindeki örgütlenmeleri, Susurluk’ta ortaya dökülen o çeteyi savunanları gösterebilsem... Evet anlatsam tüm bunları, uzun uzun yazsam gerçekten inandırabilirim benim yurdumun insanını! Kafamdan sorular geçiyor... Hangi demokratik ülkede bir başbakan anıta, TV dizilerine karışır? Açın televizyon kanallarını, bakın karşınıza kimler çıkacak!.. Milletvekillerine fırça, halka fırça, muhalefete fırça... Fırçalamadığı kimse yok! Zihniyet açıkça ortada: “Ben bilirim, başkası bilmez!” ??? Bilmez; ama Bağdat, Erbil’e iniş izni vermediği için Enerji Bakanı’nın uçağı geri dönüyor. Her konuda görüşünü açıklayan, elinde fırçayla dolaşan Başbakan hani Ortadoğu’nun lideri oluyordu? Türkiye’nin dış politikası iflas etmiş! Peki, Başbakan ne yapıyor? Bu kez milletvekillerine fırça atıp baskı uyguluyor! Bağdat ise Türkiye’ye kafa ‘Akbudsman’ protestosu TBMM Genel Kurulu’nda, katledilen gazeteci Hrant Dink’i 301. maddeden mahkum eden kararı veren ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun nikâh şahitliğini yapan başdenetçi Mehmet Nihat Ömeroğlu, muhalefetin protestoları eşliğinde yemin etti. TBMM Genel Kurulu’nda birleşim açılmadan önce CHP, MHP ve BDP sıralarının üzerinde Ömeroğlu ve 5 denetçinin fotoğrafının üzerinde “AKBUDSMAN” yazan döviz dağıtıldı. Birleşim başlamadan CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak da elindeki dövizleri bazı AKP’li vekillere verdi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’un Ömeroğlu’nu ant içmek üzere kürsüye davet etmesiyle birlikte BDP’li vekiller sıra kapaklarına vurmaya başlarken CHP’li vekiller ise “AKBUDSMAN” yazılı dövizi kaldırarak basın locasına döndü. Muhalefetin tepkisi karşısında hızlı hareket ettiği gözlenen Ömeroğlu, kürsüye geldiğinde AKP sıralarına dönerek yemin etti. Yeminin ardından AKP’lilerin alkışladığı Ömeroğlu, CHP, MHP ve BDP sıralarına bakmadan hızlı adımlarla salondan ayrıldı. üphe olmasın’ Ömeroğlu ise yaptığı yazılı açıklamada, görevini tarafsızlık içinde yerine getireceğinden kamoyunun “şüphesinin olmamasını” istedi. Hrant Dink’in Yargıtay’da mahkum olduğu dosyada adının “Fırat (Hrant) Dink” yazmasına karşın Ömeroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Merhumun dosyada gerçek kimliği Fırat Dink olarak görülüyordu. Gazetesinde ise takma adı Hrant Dink’ti. Bu açıklamadan amacımız, dosyada sanığın kimliğinin maddi gerçeği bulmak adına önemli olmadığını, kişilerin üzerlerine atılı suç ve delillerin önemli olduğunu açıklamak içindi.” ‘Ş tutuyor... Bu ülkede “ileri demokrasi” kandırmacasını alkışlarla karşılayan bizim liberal takım şimdilerde kara kara düşünüyor. Düşünsünler bakalım! Yapısal değişimlerle, Aydınlanma devrimiyle birlikte Türkiye’nin geldiği çizgi başka bir yöne çekilirken devlet aygıtında kadrolaşma tamamlanıyor. Bu olup bitenleri görenler, yazanlar, anlatanlar “darbeci” olarak yaftalanıp bir “korku imparatorluğu” yaratılıyor. ??? Umutlarımızı yitirdik ama toplumun büyük bölümü ne yazık ki olup bitenleri görmüyor. Ezilen ezildikçe eziliyor. Siniyor, susuyor! Başbakan’ın değiştiğini söyleyenler, yani “Milli Görüş” gömleğini değiştirdiğine inananlar bir kez daha yanılıyor. İslamın ılımlısı falan olur mu? Bunun örneğini Mısır’da görüyoruz... Daha önce İran’da... Burada uzun uzun anlatmama gerek yok! Geride bıraktığımız son 10 yıla baktığımız zaman devlet aygıtının nereden nereye geldiğini görebiliriz. Hayat bizleri uzun bir yolculuğa çıkarıyor, yalnızlıkları, hüzünleri, acıları içinde taşıyarak. Hüzünle ninnileniyor çocuklarımız, insanımız... Masallarla büyütülüyor! Kadına şiddet günden güne artıyor! Kadın çalışmaz, evinde oturur, yemek yapar, çamaşır yıkar ve en az üç çocuk... ??? Çocuk gelinlerimiz vardır... 1314 yaşında evlendirilen... Aşiretler, tarikatlar, şeyhler, ağalar... Kükreyen, efelenen bir lider bulduk mu, tutar bırakmayız onu. Babamızdır o, hem döver hem sever! Medyamızın durumu evlere şenliktir! Sabah akşam televizyonlarda onları dinleriz, tartışıp dururlar. Herkes her konuda uzmandır! İnşallah işler düzelecek, ezenler ezmeyi sürdürürken... Kimse ama kimse emeksermaye çelişkisini, gelir dağılımındaki uçurumu, evrensel hukuku, adalette eşitliği ağzına almadan... Ve kör bir inanç dalga dalga yayılıp saracak benim ülkemi... İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİNE GENELGE GÖNDERİLDİ CHP 13 Aralık’ta Silivri’de olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, tüm parti örgütlerini Ergenekon davasında savcının mütalaasını vereceği 13 Aralık’ta Silivri’de yapılacak duruşmaya katılmaya davet etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ve Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan imzasıyla il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen genelgede, partililer yurttaşların da katılımı sağlanarak 13 Aralık’ta Silivri Cezaevi’deki duruşmaya davet edildi. Genelgede, “Silivri toplama kamplarındaki engizisyon intikamcılığına seyirci olmayacağız. Bu nedenle tüm yurttaşlarımızı 13 Aralık 2012 günü saat 08.30’da duruşma için Silivri’ye davet ediyoruz” denildi. Koç: Erdoğan çakma milliyetçi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, partisinin milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili tavrını, “kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıkların kaldırılması” olarak açıkladı. CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ’nun başkanlığında yaptığı toplantıda, BDP’lilerin dosyaları ile gündeme gelen “milletvekili dokunulmazlığı”nı masaya yatırdı. Toplantı sürerken, açıklama yapan Koç, “Çakma milliyetçilik yapan Sayın Başbakan kamuoyunu tatmin etme bakımından milliyetçi oyların peşine düşünce birdenbire BDP’lilere savaş açtı” görüşünü dile getirdi. Koç, “Sayın Başbakan çağrımız açık; yüreğin yetiyorsa, eğer karnın ağrımıyorsa gel tüm dokunulmazlıkları kaldıralım” çağrısı yaptı. 9 Ekim iradesinden çağrı Ankara Ulus’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamasını örgütleyen Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği de yurttaşları 13 Aralık’ta Silivri’ye davet etti. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında “29 Ekim’de ve 10 Kasım’da ortaya çıkan büyük irade, önümüzdeki sürece müdahil olacak, vatanımızın bölünmesine izin vermeyecektir” denildi. 2