16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 6 ARALIK 2012 PERŞEMBE Türkiye İran Olur mu? Bir zamanlar, endişeyle sorulmakta olan bu soruya kimi “liberaller”in yanıtı hazırdı: Bu kadar da abartmayın canım! Korkmayın; Türkiye, İran olmaz. Türkiye’de endişeyle sorulan sorulardaki riskler artık gerçek olmuştur. En olmaz denen şeylerin olabilmesi için bir delinin bir kuyuya taş atması yeterlidir. Bakın Kanuni dönemini konu alan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi çevresinde başlatılan tartışma, nerelere vardı. Tartışmanın abesliği üzerinde duracak değiliz. Önünde sonunda, bir tarih belgeseli değil, bir dizi. Ayrıca tarihi olayları yansıtış, bakan kişinin bakış açısına göre de değişir. Ama iş buralara varmıştır. Bundan böyle dini, inançları, kültürü olduğu gibi tarihi de egemenlerin yorumlarına uygun biçimde yansıtmak zorunluluğu vardır. Bir kez böyle bir eğilim başladı mı, artık durdurmak mümkün değildir. Tartışmayı başlatan egemen bile istese, artık olayları engelleyemez, bir yerden sonra ister istemez denetim ondan çıkar. ??? Nitekim, AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral, Muhteşem Yüzyıl çerçevesinde başlayan tartışmadan yola çıkarak, bir “maneviyat bakanlığı” kurulmasını önermiştir. Güray Öz’ün dünkü köşesinde de yer alıyordu konu. Oktay Saral tabii ki, Muhteşem Yüzyıl dizisi ile ilgili yasakları da içeren yaptırımlar getirilmesinden yana. Ama bir kez yola çıkınca orada da durmuyor. Cadı avı başlamıştır artık. Ruhları selamete eriştirmek, gençleri ve aileleri Batı kültürünün etkilerinden kurtarmak için, maneviyat bakanlığı kurulma önerisi yoldadır. Oktay Saral bunu göğsünü gere gere açıklıyor. Gelişmelerin aşamalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama şimdiden söyleyeyim. Başlangıçta, iktidar içinden karşı çıkanlar bile olsa, bu gelişmeler önlenemeyecektir. Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal sorunları büyüdükçe, maneviyat bakanlığı projesi de güç kazanacak, önünde sonunda yaşama geçecektir. ??? Maneviyat bakanlığı projesini münferit bir olay olarak ele almayın! Olaylar zinciri içindeki yerine oturtun, mahalle baskısını ekleyin, Milli Eğitim’deki son girişimlerin yanına koyun, neyin ne olduğunu, ne anlam taşıdığını daha net göreceksiniz. Totaliter devlet artık evinizin içine, beyninizin kıvrımlarına kadar girecek, sizi ve gençleri “Batı kültürünün etkilerinden” kurtaracaktır. Artık ne yediğinize, ne içtiğinize, ne okuduğunuza, ne yazdığınıza, ne söylediğinize, hatta ne söylemediğinize, nasıl sustuğunuza bile devletin dizginlerini ele geçirmiş olanlar karar vereceklerdir. Maneviyat bakanlığının tek başına kurulmuş olması bir anlam ifade etmeyecek, bunun bir yaptırımı olması gerekecek, hiç kuşkunuz olmasın ki, bakanlık faaliyetlerinin yürütülmesiyle ilgili bir birim de kurulacaktır. Yine hiç kuşkunuz olmasın ki, bunlar İran’da Humeyni’nin 1979 Mayıs’ında kurdurduğu ve amacı şeriat rejimine ulaşmak olan “Pasdarane Engehelabe Eslami”, herkesin bildiği adıyla “Devrim Muhafızları” benzeri bir kuruluş olacaktır. Bunlar yaşama geçtikten sonra bile, göreceksiniz, kimi salaklar hâlâ soracaklardır: Türkiye İran olur mu? Bir zamanlar, “yetmez ama evet!” durağında tezgâh açan kimi liboşlar da, dangalak güvencelerini yineleyeceklerdir: Abartmayın canım! Korkmayın, Türkiye katiyen İran olmaz! Yine inanç sömürüsü GÜL: Erdoğan, BDP’lilere ‘dokunulmasının’ yaratacağı tepkiyi dindarlık vurgusuyla aşmaya çalışıyor Sözlerim yanlış anlaşılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BDP’li 9 milletvekilliyle Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk’un dokunulmazlığının kaldırılması için düzenlenen fezlekeyle ilgili “Niyetlerimizin çok ötesinde birçok konu yansıyor. Bizim söylediklerimizin üzerinden farklı farklı herkes şeyler çıkarmaya çalışıyor. Bundan da rahatsızım açıkçası” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili sorusu üzerine Gül, bu konuyla ilgili artık söyleyecek bir şey olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, “Niyetlerimizin çok ötesinde, bakıyorum birçok konu yansıyor. Bizim söylediklerimizin üzerinden farklı farklı herkes şeyler çıkarmaya çalışıyor. Bundan da rahatsızım açıkçası. O bakımdan bir şey söylemek istemiyorum. Görelim, bakalım inşallah memleket için hayırlısı neyse o olur” diye konuştu. ? AKP il başkanları toplantısında BDP ve PKK’yi eleştirirken ‘Müslüman Kürt kardeşlerine’ de seslenen Erdoğan, dinle, namazla peygamberle alay edildiğini öne sürerek, ‘’Benim dindar Müslüman Kürt kardeşim bu oyunu ne zaman fark edecek?’’ dedi. Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısına katıldı. (Fotoğraf: AA) Kalpazanlıktan zimmete onlarca suç koruma zırhında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan , BDP ve PKK’ye karşı bu kez “Müslüman Kürt kardeşlerine” seslendi. Erdoğan, BDP’ye yönelik suçlamalarını AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında sürdürdü. Erdoğan, şunları söyledi: alay eden; bunların herhalde çekimlerini falan televizyonlarda izlemişsinizdir. Bu örgüt bütün bunları yapıyor, özel çalışmalar var bunlarla ilgili. Benim dindar Müslüman Kürt kardeşim bu oyunu ne zaman fark edecek? Allah’ın izniyle bu topraklarda ezanın ebedi inlemesi için birlikte barış mücadelesi vereceğiz. Benim Kürt kardeşimle aynı yöne bakmayan, aynı kıbleye dönmeyen bu örgütün arasında hiçbir bağlantı olamaz... Eninde sonunda Allah’ın hesabı galip gelecek, milletimizin birlik ve beraberliği her türlü tezgâhı, oyunu ve senaryoyu mutlaka bozacaktır. Marjinal sol silaha sempatiyle baktı: CHP, solcu Allah’ın hesabı: Erdoğan kendi dosyalarını unuttu pazanlık, resmi evrakta ve kayıtlarında sahtecilikANKARA Başbakan le cürüm işlemek için teTayyip Erdoğan, BDP milşekkül oluşturmak” suçlaletvekillerinin dokunulmazrı yer alıyor. lığının kaldırılmasını tartıİçişleri Bakanı İdris Naim şırken başta kendisinin olŞahin, Erdoğan’ın belediye mak üzere kurmaylarının başkanlığı döneminde genel kalpazanlıktan evrakta sahsekreter yardımcılığı ve başteciliğe, cürüm işlemek için kan danışmanlığı görevleriçete oluşturni üstlenmişti. maktan ihaleye İçişleri Bakanı fesat karıştır ? BDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyen Şahin’e yönelErdoğan aynı zırh sayesinde, “görevi ihmal, zimmet, tilen suçlamamaya kadar pek çok suçtan dükamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta lar dokunulzenlenmiş dosmazlık zırhı yalarının doku sahtecilikle, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” aralandığında suçlarından yargılanamıyor. nulmazlık zırhı İçişleri Bakanı ile örtüldüğünü Şahin’in “İhagörmezden geliyor. alan Başbakan Erdoğan’ın leye fesat karıştırmak, hizErdoğan, dokunulmazlık İstanbul Büyükşehir Bele met nedeniyle emniyeti sudosyalarında “yolsuzluk” diye Başkanlığı dönemine iistimal, zimmet, kamu tave “terör” dosyaları üze ait “yolsuzluk” suçlamalı şıma biletlerinde kalparinde ağırlıklı durulacağı dosyaları da bulunuyor. Er zanlık, resmi evrakta sahdeğerlendirmesi gözlerin ha doğan’ın dokunulmazlık zır tecilikle cürüm işlemek için len TBMM’nin tozlu rafla hı altındaki dosyasında teşekkül oluşturmak” suçrında bekleyen 934 dosyaya “görevi ihmal, zimmet, ka larından yargılanması günçevirdi. TBMM’de fezleke mu taşıma biletlerinde kal deme gelecek. İLHAN TAŞCI lerin partilere göre dağılımı şöyle: BDP 762, CHP 85, AKP 66 ve MHP 21. Dokunulmazlık dosyalarındaki kimi suçlamalar anayasadaki “milletvekilliğine engel suçlar” arasında sayılıyor. Dokunulmazlık dosyaları konusunda BDP’yi hedef BDP mazlum, mağdur rollerine yatarken aynı şekilde kimi medya mensupları BDP’yi mazlum, mağdur göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Silahlı mücadeleyi kutsayan BDP’yi görmezden geliyor. Bunu medya mensupları, medya patronları yapıyor. Medya patronları rahatsız oluyor: Alnı secdeye varan, la ilahe illallah diyen bir insan, kalbinde merhamet, kutsalı ve yaradan sevgisi olan bir insan terör örgütüyle aynı yöne bakamaz. Bu toprakların ezanla, Kuran’la, secdeyle yoğurulmuş bir tarihi var. Bu topraklardan ezanı, Kuran’ı o secdelerle yücelen mescitleri hiç kimse, ama hiç kimse silip atamaz. ğerleri ayaklar altına alan, terör örgütüne kalbinde muhabbet besleyen birisi Ahmedi Hani’nin hatırasını çiğner. Bizim dini değerlerimizle, dinimizle, peygamberimizle, namazımızla Dinimizle alay ediyorlar: Dini de La ilahe illallah: görünümünde tatmin edici bir muhalefet sergileyemediği için aşırı uçlar güç kazanıyor. CHP aracılığıyla muhalefet yapamayan sol, terör üzerinden, terörün siyasi uzantıları üzerinden, güya sol gibi görünen BDP üzerinden varlık göstermeye çalışıyor. Ve bu ülkede evet, marjinal sol, teröre, terörist mücadeleye eli silahlı eşkıyalığa sempatiyle baktı. Doğrudan ve dolaylı olarak destekledi, destekliyor. Hiç kimse kusura bakmasın. Terör örgütüyle marjinal sol arasında maalesef bir gönül ilişkisi var. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, ‘Dokunulmazlık konusunda tarihsel sorumluluk Erdoğan’a ait’ dedi ‘Hiçbir şey yapmayacağız’ AYŞE SAYIN ALT KOMİSYON OLUŞTURULDU Meclis, Hozat’taki fişlemeyi inceleyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Tunceli’nin Hozat ilçesindeki “fişleme” iddialarını kurduğu alt komisyonla inceleyecek. Komisyon ayrıca engellilerin sorunlarının araştırılması için de bir alt komisyon oluşturdu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun dünkü toplantısında, CHP’li komisyon üyesi Levent Gök’ün polis ve asker intiharları ile ilgili alt komisyon kurulması önerisi ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun Hozat’taki fişleme iddialarıyla ilgili alt komisyon kurulması önerilerini görüştü. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, polis ve asker intiharlarına ilişkin önergenin daha sonraki toplantılarda değerlendirileceğini bildirdi. Toplantıda söz alan Sezgin Tanrıkulu’nun, Hozat’taki fişleme iddiasına ilişkin önerisine ise AKP de destek verince, CHP’nin önergesi kabul edildi. Komisyonda ayrıca engellilerin sorunlarının araştırılması için bir alt komisyon kurulması da kararlaştırıldı. ? Erdoğan’ın dokunulmazlık konusundaki tavrından AKP’ye oy verenlerin bile rahatsız olduğunu söyleyen Kışanak, “Zaten dokunulmazlık zırhımız yok, her gün sokakta gaz, cop yiyoruz” dedi. ANKARA BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, AKP milletvekilleri ve seçmenlerinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “dokunulmazlık” politikasının AKP tabanından destek görmediğini savundu. Kışanak, dokunulmazlıklarının kaldırılması halinde hiçbir şey yapmayacaklarını belirtti. Meclis’te bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Kışanak, şu değerlendirmelerde bulundu: Hesabı onlar verecek: Dokunulmazlıklar ko TÜRK: ERDOĞAN BİZİ TANIMIYOR, SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ MARDİN (Cumhuriyet) DTK Eşbaşkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, “Erdoğan, bizi çok iyi tanımıyor ve mücadelemizi çok iyi bilmiyor” dedi. BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Sakık, İbrahim Binici ve BDP Mardin teşkilatlarıyla birlikte Nusaybin’i ziyaret eden Türk, Mitanni Kültür Merkezi’nde konuştu. BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili tartışmalara değinen Türk, “Sayın Başbakan’ın tecrübesi yoktur. Bizi çok iyi tanımıyor ve mücadelemizi çok iyi bilmiyor. 12 Eylüllerde zindanlardan geldik. Faili meçhul cinayetleri gördük. Ama o dönemde dahi susmadık, susmayacağız” diye konuştu. Dokunulmazlıkların kolayca kaldırılamayacağını vurgulayan Türk, “Biz savaş istemiyoruz. Halkların savaş değil barış projeleriyle bir araya gelmesini istiyoruz” dedi. nusunda bizim hiçbir şey yapmamıza gerek yok. Başbakan kendisi hukuku, yasaları, anayasayı hiçe sayarak bir süreç yönetmek istiyorsa, birileri de buna biat edecekse, bütün tarihsel sorumluluk onların sırtındadır; yapsınlar, tarihe karşı, halka karşı, Kürtlere ve Türkiye’ye karşı hesabı verecek olan onlardır. BDP’nin yapacağı şeyler bütünlüklü durmak, siyasi bir tutum almak, onurunu korumak, mücadeleye devam etmek. Bu partide, bu gelenekten milletvekili olmayı kabullenmek demek büyük bedeller göze alınarak büyük sorumluluğu ve yükü omuzlamak demektir. Öyle Başbakan’ın dediği gibi dokunulmazlık zırhına sarılarak kimse bu yola çıkmıyor. AKP’ye oy verenler mahcup: AKP’ye oy verenler, yürütülen bu politikadan ciddi derecede rahatsız. En hafif deyimiyle, mahcuplar. Ben şimdiye kadar Roboski’de (Uludere), KCK operasyonlarında, savaş kararında, bu dokunulmazlık meselesinde AKP’nin izlediği politikayı savunan bir tek AKP’ye oy vermiş insanı göremedim. AKP’de o kadar otoriter bir parti yaklaşımı var ki, parti yönetimi konuşturmuyor. Başbakan bugüne kadar esip gürleyeceğine, o kadar tehdit edeceğine, o kadar kendi görüşünü dikte ettireceğine önce bir dinlesin. Deseydi ki “Bugün burada konuştuklarımız aramızda kalacak, burada söylediklerinizden dolayı da hiçbirinizi yargılamayacağım, kendi seçmeninizden aldığınız nedir? Bunu bana bir anlatın.” Hele bakalım, o grup toplantısında neler konuşulurdu. Biz biliyoruz, bunu bize söyleyen onlarca kişi çıkıyor, duyuyoruz. Görüşmeleri açıklasın: Hükümetsin, İmralı ile görüşebilirsin. Görüşüyorsan çık bize açıkla. Yasa da çıkardı, Oslo süreci ile ilgili. Güvencesi var, kamuoyunun desteği de var. Eğer görüşme yapıyorsa neden söylemi Otoriter yapı konuşturmuyor: yor? Kamuoyundan gizli yapıyor. Bunu gizleyecek ki, izlediği yol başarısız olursa dönüp üzerine spekülasyon yapacak. Dokunulmazlık kamuflajı mı?: Bugün Başbakan sokağı geriyorsa, bu kadar BDP’nin üzerine geliyorsa, dokunulmazlık tartışmalarına bu kadar toplumda TürklerleKürtler kopacak mı, ayrışacak mı gibi bir sorunun tartışılmasına vesile oluyorsa, içeride çözüme katkı sunabilecek bir yaklaşım ve tutum sürdürmüyordur. Çözüm bir bütündür. Sokağı gereceksin, halkı milliyetçi duygularla kışkırtacaksın, Kürtleri rencide edeceksin, demokratik siyaseti engelleyeceksin, öbür taraftan da “Ben çözmek için konuşuyordum” diyeceksin. Ben Başbakan’ın bu tutum ve üslubunun öyle bir kamuflaj tutumu olmadığını, hakikat ve gerçek tutum olduğunu düşünüyorum. Ölüm orucuna dönüşecekti: (Açlık grevi sürecinde) Hükümet bize çözüm enerjisiyle gelmedi. Son zamanlarda Başbakan’ın üslubundan dolayı bırak açlık grevini ölüm orucuna dönüşüyordu. Biz bunu önlemek için uğraştık. Özdal Üçer için fezleke YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in, PKK üyesi Muhyittin Kaplan ’ın 31 Ekim’de yapılan cenazesinde, halka silahlanma çağrısı yaptığı iddiaları üzerine soruşturma başlatmıştı. Yaklaşık 1 ay süren soruşturma sonucunda savcılık, hazırladığı fezlekeyi, Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Fezlekede, Üçer’in, “Terör örgütü adına suç işlemek”, “Suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla yargılanması ve dokunulmazlığının kaldırılması talep edilldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle