15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 2012 PERŞEMBE KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 17 MSGSÜ ile İnanlar İnşaat’ın düzenlediği ‘Gelecek İstanbul’ yarışması sonuçlandı İstanbul için yarıştılar eçenlerde İstanbulPlaza Hotel’de gerçekleşen sessiz fakat anlamlı bir törenle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık Fakültesi ile İnanlar İnşaat’ın düzenledikleri “İstanbul İçin Alternatif Öneriler” yarışmasının ödülleri verildi. Konuşmalarda kent gündemindeki projelerin çoğunu, “gelecek kaygısı” yerine siyasi beklentilerin belirlediği anımsatılırken bu sürece akademik ortamdan yapılması gereken “düşünsel katkı”ların giderek önem kazandığı da vurgulandı. Nitekim MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Seçici Kurul Başkanı Prof. Dr. Güzin Konuk yarışmayı, “İstanbul için alternatif gelecek” kurgularına duyulan gereksinimin yarattığını belirtiyor; İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan ise şunu vurguluyordu: “Akademisyen ve öğrenciler, İstanbul’un geleceğine yön vermek için yarıştılar.” Konuk ve İnan’ın yanı sıra Hüseyin Kaptan, Adnan Kazmaoğlu, Haydar Karabey, İclal Dinçer, İlhan Tekeli, ‘Napolili Türk’ Çok genç bir kadın… Roma’dan Napoli’ye giden trende tek başına. Heyecanı, korkusu, umudu ve düşleriyle tek başına… Birkaç gün öncesine dek, Türkiye’den ayrılmışlığı hiç yoktu… Bu tren yolculuğunun tüm yaşamını değiştireceğini henüz bilmiyor. Napoli. San Carlo Alanı. Üç yüz yıllık geçmişiyle San Carlo Operası. Genç kadın içeri girdi, gözleri kamaştı: Kat kat yükselen balkonlar, localar, altın ve kırmızı kadife koltuklar, freskler, üç bin kişilik bir mücevher. Tiyatro salonu boştu, loştu. Tek tük birkaç kişi… Sahneyi gösterdiler. Genç kadın titreyen bacaklarla sahneye çıktı. Bu bir sınavdı. Bunun bir sınav olduğunu o da onu dinleyecek olan birkaç kişi de biliyordu. Sahneden, salon daha da görkemli görünüyordu. Genç kadın bütün bu görkemi içine çekti... Piyanodan ilk notaların gelmesini beklerken aklından şunu geçirdi: Burası harika bir yer. Nasıl olsa burada bana opera söyletmezler. Bu sahnede ilk ve son söyleyişim olacak… Onun için bunun tadını son damlasına kadar çıkarmalıyım. Yalnız kendim için söyleyeceğim. Öyle yaptı. “La Traviata”dan ve “La Forza del Destino”dan birer aryayı salt kendi için, şarkı söylemenin sonsuz tadı için söyledi. Şarkısı sona erdiğinde, birinin ona doğru koştuğunu gördü. Operanın sanat müdürü. “Signora, bizimle çalışmaya ne zaman başlayabilirsiniz?” diye soruyordu. Genç kadın anında yanıtladı: “Hemen!” 1953 Temmuz’uydu. O genç kadın, yani Leyla Gencer, beş gün sonra Napoli’deki Yaz Festivali’nde, Arena’da 10 bin kişinin önünde “Cavalleria Rusticana” temsilinde başrol oynuyordu. Birkaç ay sonra ise ünlü müzik ustası Tulio Sarafin’in yönettiği “Madama Butterfly” ile o görkemli San Carlo tiyatrosunun sahnesindeydi. 3 temsil için anlaşma yapmıştı; dinmeyen talep üzerine tam 23 temsil yaptı. Bu rol Leyla Gencer’i bir anda Napolililerin sevgilisi kıldı. “Sokaktaki adam” bile ona “La Turco Napolitana” der oldu. Adı “Napolili Türk”e çıktı. Ne çok duydum: 1964 yılını Napolililer iki şeyle kutsamışlar, o ikisini dillerinden düşürmemişler: Leyla Gencer’in “Robert Devereux” operasındaki Kraliçe Elizabeth rolü ve Beajolais Şarabı!.. 195389 yılları arasında Leyla Gencer, San Carlo Operası’nda 23 farklı operada başrol oynadı. Sesi soluğu o görkemli mabedin her yanına sindi. ??? Neden mi anlatıyorum bunları? Çünkü, Avrupa’nın sürekliliği olan en eski opera yapısı olan bu kurum, bugün yine bir Türk’ü ağırlıyor. 201213 mevsimini San Carlo Operası Ferzan Özpetek’in sahnelediği “La Traviata” ile açıyor. Floransa Operası’nda sahnelediği “Aida”daki başarısını izledikten sonra; Ferzan Özpetek’in Verdi’nin bu ünlü eserine de mutlak kendine özgü bir yorum ve de bizim kültürümüzden çizgiler katacağına inanıyorum. Napoli’de on gündür “Şahane Varlık: Ferzan Özpetek” başlığı altında (Son filmi “Şahane Misafirler”e atıf) sanatçının tüm filmleri gösteriliyor… Siz bu yazıyı okuduğunuzda Michele Mariotti’nin yönettiği, Dante Ferretti’nin sahne tasarımını gerçekleştirdiği gala temsilini izlemiş olacağım. Tüm ayrıntılar yarınki yazıda… Yarın olmadan: Bugün San Carlo Operası’nın müzesinde bir de toplantımız var: San Carlo Operası Genel Sanat Yönetmeni Vincenzo de Vivo, Ferzan Özpetek, İtalyan eleştirmenlerin katılımıyla “Leyla Gencer” kitabım üzerine bir buluşma ve imza günü. Yolu Napoli’ye düşenleri beklerim… sunda kaybettiği değeri yeniden kazanmasını ve yerel demokrasinin güçlendirilmesini amaçlayan önerilerle ödülleri üleştiler. G Kentin mimarlık gündeminde rant silueti egemen. ‘Akademik Tahayyüller’ Murat Güvenç, Murat Cemal Yalçıntan ile Pelin Derviş’ten oluşan seçici kurul, değerlendirme raporunda şunları saptıyordu: “Hızla değişen bir metropol olan İstanbul, bu süreçte yer alacak akademik ‘aklın ve yaratıcılığın desteği’ne gereksinim duyuyor. Açık bilgi paylaşımı ile farklı disiplinlerce üretilecek İstanbul tahayyülleri arıyor...” Raporun ışığında yarışmacılardan beklenen ise şöyle özetlenmişti; “İstanbul’un geleceği, ekolojik, kültürel ve tarihi değerlerinin korunmasına ve geliştirilmesine, yaşayanlarıyla barışmasına ve onlarla birlikte değer kazanmasına, demokratik karar alma süreçlerini çalıştırmasına bağlı olarak belirlenecektir. Her türlü projenin, ‘bugüne dair endişeler üzerinden düşü Yarışmada, öğrenci kategorisinde Azat Yalçın (MSGSÜ), Çevre yolu kaçak yapılaşmanın ana Emir Atakan Yılcaddesi olunca... maz ile Deniz Hancıoğlu (İTÜ) ve Emre Ekmekçiler’in (MSGSÜ) projeleri eşdeğer ödülü paylaştılar. Akademisyen kategorisinde 1’incilik ödülünü Erbatur Çavuşoğlu, Julia Strutz, Tim Devos (MSGSÜ) alırken aynı kategorideki eşdeğer ödüller ise şöyle belirlendi: Adem Erdem Erbaş (MSGSÜ); İnci Olgun, Bahar Aksel Enşici, Sinem Özgür, Serim Dinç, Deniz Başar, Seher Demet Yücel, Sibel Kırca, Meral Abaklıoğlu, Meryem Ergün, Hande Gür, Geldi Hanov Planlamada kent bütünü yerine parsel (MSGSÜ); Ayşe Nur Ökten, Yiğit Evren, Aslı Kıyak İngin, Elif Müftüler, ölçeğindeki ayrıcalıklı beklentiler Halit Kandemir, Hraç Arslanyan, Özöne çıkıyor. lem Tuna, Şeyma Avutmuşlu (YTÜ) nülerek geliştirilen bu ilkeler’ çerçeveve Kerem Ekinci, Özge Dinç, Sercan sinde kurgulanması esas olmalıdır.” Altan (YTÜ). Nitekim ekolojik sürdürülebilirlik, Yarışmayı düzenleyenleri ve ödül kentsel dönüşüm, kentsel koruma kavalanları kutluyor, benzer çabaların diğer ramlarının merkezde yer aldığı yarışma “üniversiteli kentler”imizde de yinelenprojeleri, insanın, kentin gelecek kurgumesini diliyoruz. Ödül Alanlar TURHAN SELÇUK KARİKATÜRLERİYLE YENİDEN ADANA’DA Sanatın ustalarının buluştuğu kent gücü de Turhan Selçuk’un aradığı adaletli dünyayı vurguladığı benzersiz çizgilerinADANA Adana’da düzenlenen 13 Kare de duruyor” dedi. Sanat Festivali dün açılışını “Turhan SelFüruzan, Turhan Selçuk’un gelecek yüzçuk: Söz Çizginin” sergisiyle gerçekleştirdi. yıllarda da ülkemizin yüksek bir sanat taşıyıAbidin Dino Sanat Parkı ve Büyükşehir Becısı olarak yaşayacağını vurguladı. 6 ay sürelediyesi Sanat Fuayesi’nde açılan serginin since Adanalıların ilgisine sunulacak Abidin sunumunu yazar Füruzan yaptı. Dino Sanat Parkı’ndaki sergi, iki eski dost ve Füruzan konuşmasında büyük sanatçıların sanatçı,Turhan Selçuk’la Abidin Dino’yu da ülkelerinin tüm adaletsiz sayfalarını dünyaya aynı mekânda bir araya getirmiş oldu. unutturacak yükseklikte etkilerinin olduğuÖğrenciliğinin Adana’sına yapıtlarıyla dönun altını çizerek “80’lerin sonunda uzaya nen Turhan Selçuk, 193841 yıllarında kardeşi İlhan Selçuk ve Yaşar Kemal’le birlikte Adana Erkek Lisesi’nde okumuş, ilk çizgileri de Adana’nın Türk Sözü (1941) gazetesinde yayımlanmıştı. Adana Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz’ın dediği gibi “Adana’da her yerde sanata ve sanatçıya sevgiyi görürüz. Hiçbir şeyimiz yoksa, Abidin Dino Sanat Parkı ve Büyükşehir Belediyesi Sanat zengin bir sanatçı Fuayesi’nde açılan serginin sunumunu yazar Füruzan yaptı. geçmişimiz var. Burası sanatın ustalarının fırlatılan bir uyduya 20. yüzyılın özeti sabuluştuğu bir kent”. yılacak değişik öğeler konuldu. BunlarSayın Aldırmaz’ın sözlerindeki gibi Kadan en dikkat çekeni Beethoven’in 9. Senracaoğlan ve Dadaloğlu’ndan başlayarak fonisi’ydi. Çünkü bir başka çağda uyduya Ziya Paşa, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, ulaşacak olanlar içindekileri bulduklarınTurhan Selçuk, Abidin Dino, Arif Dino, da senfoniyi dinleyince Hitler’in Alman Yılmaz Güney, Demirtaş Ceyhun kentin ulusuna yaşattığı o acımasız yılların oldusanat ve kültür tarihinde yerlerini almış ğunu düşünmeyeceklerdi bile. İşte sanatın başlıca isimler. ASLI SELÇUK ‘KİMS ÖLMED ENİN İĞİ GÜNÜ N ERT BİR ES KUMB ARACI İYDİ’ 50’DE Sumru Yavrucuk’tan tek kişilik oyun ltıdan Sonra Yapım’ın oluşturduğu “6 Üstü Oyun” projesi, prömiyeri 17 Aralık’ta yapılacak “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” adlı oyunla başlıyor. Ebru Nihan Celkan’ın kaleme aldığı tek kişilik oyunu, usta oyuncu Sumru Yavrucuk hem yönetiyor hem de oynuyor. Oyunda bugünün dünden farksız olduğu bir coğrafyada, varoluşunun tehdit olarak algılandığı bir kadının hikâyesi anlatılıyor. Oyun prömiyerin ardından, 1824 ve 25 Aralık’ta, saat 20.30’da yine Kumbaracı50 sahnesinde izleyiciyle buluşacak. Ayşe Bayramoğlu, Civan Canova, Ebru Nihan Celkan, Mirza Metin, Yeşim Özsoy Gülan ve Yiğit Sertdemir’in, “BUGÜN” teması altında yazdıkları “6 Üstü Oyun” projesinde yer alan tek kişilik oyunlar, önümüzdeki günlerde Kumbaracı50’de sahnelenmeye devam edecek. AB İnsan Hakları Film Günleri A ? Kültür Servisi AB Delegasyonu tarafından Türkiye’deki AB üye devlet temsilcilikleri ve kültür merkezleri ile işbirliği içerisinde düzenlenen 2012 AB İnsan Hakları Film Günleri, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde başlıyor. Festival, 1012 Aralık tarihleri arasında Türkiye’nin on ilinde eşzamanlı olarak düzenlenecek. OĞUZ ATAY’IN ESERİ İLK KEZ RADYODA radyo tiyatrosu kuşağı Kültür Servisi Oğuz “Filifu’dan Sesler” kapAtay’ın ilk kez 1985 yılınsamında, her çarşamba da İletişim Yayınları’nca saat 19.30’da seslendiribasılan, bugüne kadar birliyor. çok tiyatro ekibi tarafından Atay yazınında “Tusahnelenen tiyatro metni tunamayanlar” ve “Teh“Oyunlarla Yaşayanlar”, likeli Oyunlar”a yakın ilk kez bir radyoda hayat bir yerde konumlandırılan, tiyatronun olanaklarını avangard buluyor. Altıdan Sonra Tiyatro ve Açık Radyo işbirliğiyle, Ergün estetiğiyle zorlayan bu “acıklı güldürü”, bugün Türkçe tiIşıldar yönetiminde gerçekleşen prodüksiyonda, Ergün Işıl yatronun önemli duraklarından biri olarak anılıyor. Oyun, dar, Mert Tanık, Murat Kapu, Nihal Koldaş, Tomris İn Atay’ın sağlığında sahne bulamamış ancak ölümünden soncer, Yaman Ömer Erzurumlu, Ece Okay, Sabahattin Ya ra Devlet Tiyatroları ve çeşitli kumpanyalarca sahneye taşınmış kut ve Aslı Can Kortan yer alıyor. Oyun, Açık Radyo’nun bir tiyatro metni olma özelliği taşıyor. Açık Radyo’da ‘Oyunlarla Yaşayanlar’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle