23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ 5 İstanbul Haber Servisi İstanbul Okmeydanı’nda geçen pazar Alevi yurttaşların yaşadığı 11 apartmanın iki kişi tarafından işaretlenmesinin ardından, benzer bir olay bu kez Eyüp ilçesinin Güzeltepe Mahallesi’nde yaşandı. Alevilerin yaşadığı 10 evin işaretlenmesi bölge halkının tepkilerine neden oldu. Yurttaşlar düzenlediği iki ayrı yürüyüşle olayı protesto etti. Hacı Ethem İlköğretim Okulu önünde dün bir araya gelen çok sayıda yurttaş, işaretlenen evlerinin önünden geçerek Güzeltepe Mahalle Meydanı’na yürüdü. Eyleme sanatçı Pınar Aydınlar ile Orhan Aydın, Pir Sultan Kültür Derneği (PSKAD) Merkez Kurulu üyesi Atilla Özdemir ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri destek verdi. Akşam saatlerinde ise PSKAD Eyüp Şubesi öncülüğünde bir yürüyüş gerçekleştirildi. Nurtepe Meydanı’nda bir araya gelen yüzlerce yurttaş, Güzeltepe Meydanı’na yürüdü. ‘Dinleme bir kara mizah örneğidir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunduğunu açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadarki yasadışı dinlemelere ve izlemelere tepkisiz kaldığını söyledi. Erdoğan’ın dinlenmesinin milli güvenlik sorunu olduğunu söyleyen Bahçeli, “TBMM’de bir araştırma komisyonu kurularak geniş çapta dinleme ve gözetleme suçlarının üzerine gidilmeli ve Türkiye’nin bağrı böcek, sinek, akrep ve yılanlardan temizlenmelidir” dedi. Bahçeli, ODTÜ’deki olaylarla ilgili olarak da “Öğrenci oldukları ileri sürülen kalabalıklar polisle çatışmış, ortaya çok ilkel ve kabul edilemez görüntüler çıkmıştır” dedi. MHP lideri Bahçeli, 2012 yılını ve gündemdeki gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarının düzmece olduğunun anlaşıldığını ve bu iddiaların kozmik odalara girilmesi, bilgi belgelerin gasp edilmesi için kullanıldığını ifade etti. CHP Neden Hep Muhalefet? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir sanayici, iş dünyası, esnafla, Anadolu illerinde buluşmalar gerçekleştiriyor. Amaç, bu kesimlerdeki CHP’ye yönelik “olumsuz algı”yı kırmak. İşte Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’ın başkanlığındaki “İş Dünyası ile Dayanışma Birimi”nce organize edilen toplantılar kapsamında geçen hafta Malatya’ya gitti. Fabrika fabrika gezdi, işçilerle yemek yedi, esnafın sorunlarını dinledi. Akşam da Malatyalı işadamları ve sanayicilerle bir yemekte buluştu. Yaklaşık 700 kişilik bir yemek organizasyonuna, çoğu “muhafazakâr” yapıdaki Malatyalı işadamı ve sanayicinin gelip gelmeyeceği konusunda kuşku da yok değildi ama salon tamamen doldu. Kılıçdaroğlu sözlerine “CHP’nin iş dünyasına mesafeli” olduğu gibi bir algı yaratıldığını anımsattıktan sonra “tam tersine CHP iş dünyasıyla iç içe” deyip işadamı kökenli kurmayları Erdoğan Toprak, Umut Oran, ekonomi kurmayı Faik Öztrak’ın da aralarında bulunduğu isimleri tek tek tanıttı. Kılıçdaroğlu biraz uzayan konuşmasını da bir fıkrayla bağladı: “Bir toplantıda, politikacıya ‘çık sen de konuş’ demişler. Önce ‘yok bugün ben konuşmayayım’ demiş. Israr üzerine çıkmış kürsüye, başlamış konuşmaya... Bir saat iki saat, ha bire konuşuyor. Konuşmasının sonunda: ‘Kurusa bakmayın biraz uzun konuştum galiba, evden çıkarken saati unutmuşum...’ Salonda bulunanlardan biri yanıt vermiş: ‘Bırak sen saati, arkandaki takvime bak...’” Kılıçdaroğlu, konuşmasını tamamladıktan sonra, “siz sorun ben yanıtlayayım” diyerek, sözü işadamlarına bıraktı. İşte o zaman CHP liderine o herkesin sık sık sorduğu soru geldi salondan: “CHP neden hep muhalefette?” “Güzel soru” diye söze başlayan Kılıçdaroğlu, önce muhalefetin demokratik rejimlerin olmazsa olmazı olduğuna vurgu yaptı. Ama “hep muhalefet”te kalınması konusunda ise “özeleştiriyle” yanıt verdi. Bu özeleştiri, daha çok kendisinden önceki parti yönetimlerineydi: “Samimiyetle söyleyeyim, sorumlusu biziz. Yeteri kadar halka gitmedik, merhaba demedik, derdin nedir diye insanlara sormadık. Sadece, bize oy verin dedik. Şimdi gidiyoruz, elinizi sıkıyoruz, derdin ne diye soruyoruz. Nerede bir olay olsa artık CHP orada. Hayatın her alanıyla ilgili gidiyoruz. Gücümüzü yettiği kadar da iktidarı eleştiriyoruz.” Bu kez de Eyüp’te Alevi evlerine işaret rdoğan mağdur kisvesine büründü’ Erdoğan’ın çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunduğunu “mağdur kisvesine bürenerek” açıkladığını dile getiren Bahçeli, “Hangi ülke olursa olsun, bir başbakanın dinlenmesi, özel veya siyasi konuşmalarının kayıt altına alınması bir skandaldır, tam bir kara mizah örneğidir” dedi. Erdoğan’ın dinlenmesinin şimdi gündeme getirilmesinin üzerinde durulması gerektiğini ifade eden Bahçeli, bunun zamanlamasının yeni bir kurgu, plan ve komplonun devrede olduğunu gösterdiğini söyledi. Erdoğan’ın Genelkurmay başkanlarının dinlenmesinden rahatsız olmadığını belirten Bahçeli, isim vermeden eski CHP lideri Baykal’a atıf yaparak “Erdoğan, ana muhalefet partisi genel başkanlığı yapan bir şahsiyetin özel hayatı ahlaksızca didiklenirken hiç müdahalede bulunmamış, aksine bunu siyasi malzeme yapmıştır” dedi. Bahçeli, MHP’ye kaset tuzakları kurulurken ve MHP binasının etrafında siyah camlı dinleme araçları gezerken Erdoğan’ın sessiz kaldığını ifade etti. ODTÜ’de çıkan olayların Türkiye’yi çok ciddi bir kutuplaşmaya ittiğini söyleyen Bahçeli, “Öğrenci oldukları ileri sürülen kalabalıklar polisle çatışmış, ortaya çok ilkel ve kabul edilemez görüntüler çıkmıştır. Aklımızın bir köşesinde, AKP’nin bilerek ve isteyerek böylesi bir ortamı sağlamak için planlar yaptığıyla ilgili ihtimaller yer etmiştir” dedi. ‘E Korkacak Bir Şeyiniz mi Var? Başbakan çıktı televizyona ve “Benim de ofisimde böcek bulundu, ben de dinleniyorum” dedi, gündem allak bullak... Böcek yaklaşık bir yıl önce bulunmuş, ama Başbakan ortalığı “velveleye” vermek istememiş, o yüzden ancak şimdi kamuoyuna açıklamış. Günlerdir bunu tartışıyoruz, Başbakan’ın ofisini kim, nasıl dinledi? “Eğer Başbakan bile dinleniyorsa, vay bu memleketin haline, Başbakanlık ofisi yol geçen hanı mı, kim bu teknolojiye sahip olabilir?” babından sorular, yorumlar gırla... Oysa bu ülkede yıllardır, gazeteciler, siyasetçiler, bürokratlar, işadamları, sarı çizmeli Mehmet Ağa... Herkes dinleniyor... Nitekim siyasi davalar bu telefon, ortam dinleme kayıtları üzerine bina edilmedi mi? İnsanların yatak odaları bile dikizlenmedi mi? İşte bu tartışmalar bizi 2009’a götürdü. TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet “telekulak” iddialarını gündeme taşıyor. Bakın hem o dönemin hem bu dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bu eleştirilere nasıl yanıt veriyor: “Kamu görevlilerinin, milletvekilinden bürokratına kadar dinleme esasları, yargılanmalarına esas mevzuat hükümlerince yapılır, rastgele yapılamaz. Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa, dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun.” Genel kurulda kıyamet kopuyor, muhalefet milletvekilleri sert tepki gösteriyor. İşte bunun üzerine de Yıldırım, “yüreklere su serpecek(!)” açıklamayı yapıyor: “Teknolojinin önüne geçme imkânı yoktur. Kim ne yaparsa yapsın, yasal olmayan yollardan yaparsa, delil, şantaj olarak kullanamaz, bunun yaptırımı var.” Bakanı Başbakan’a güvenceyi yıllar öncesinden vermiş. O halde koparılan kıyamet niye? Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı YAZICI SORUŞTURMAYA İZİN VERMEDİ parlamentokulisi@gmail.com Müsteşarın dosyası sumen altı edildi İLHAN TAŞCI ANKARA Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri, terörün finansmanında kullanıldığı istihbarat birimlerince de raporlaştırılan Esendere Gümrük Sınır Kapısı’nda yaşanan kaçakçılık olaylarında sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle merkez bürokrasisinin “görevi kötüye kullanmakla” suçlandıkları ve 7 aydır sumen altı edilen raporda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ın adının da yer aldığı ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde yürütülen hayali ihracat incelemelerinde Esendere dışındaki diğer gümrük kapıları da soruşturma kapsamına alındı. Gümrük Bakanlığı müfettişlerinin değişik tarihlerde kimi zaman bizzat olay yerine de giderek hazırladıkları raporlarda, devletin inisiyatif ve otoritesinin bitme noktasına geldiği belirlemesi yaptıkları Esendere Gümrük Sınır Kapısı’nda yaşanan kaçakçılık olaylarına karşı devletin alması gereken önlemler ve çözüm önerileri sıralanmıştı. Raporda, Esendere’ye ilişkin önerileri yaşama geçirmemeleri, hayali ihracat kaçakçılıklarıyla terörün finanse edilmesinin önlenmesine yönelik önlemleri almamaları ve bir anlamda dolaylı olarak kaçakçılığa göz yumdukları gerekçesiyle, bakanlık üst düzey bürokratlarının soruşturulmasına ilişkin değerlendirmelere yer verilerek Gümrükler Genel Müdürü ve Personel Dairesi Başkanı’nın Türk Ceza Yasası uyarınca 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülen “görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturulması istendi. Ancak Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı hayali ihracat kaçakçılıklarında sorumlulukları bulunduğu müfettişlerin raporunda belirtilen üst düzey gümrük bürokratlarının soruşturmasına izin vermediği gibi, raporu da işleme koymadı. Yaklaşık 7 aydır sumen altında bekletilen raporda sürpriz bir bürokratın daha olduğu ortaya çıktı. Raporda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyıldız’a ilişkin değerlendirmelere de yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle