15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2012 PAZARTESİ [email protected] 10 EKONOMİ Bilişimin sıçrama yapması için devletin, yazılımı stratejik sektör olarak belirlemesi gerekiyor Yazılıma destek şart Türkiye’de 1700 civarında yazılım üreten firma var. Ancak bunların yüzde 85’ten fazlasının KOBİ olması nedeniyle istenilen ilerlemeyi sağlayamıyorlar. Birçoğu devlet desteğinden mahrum kalıyor. Teknoparklara dahi giremiyorlar. Hindistan ve İrlanda, devletin bilişim ve yazılım sektörlerine verdiği destek nedeniyle kısa zamanda bu alanda dünya devi haline geldi. Bu ülkeler yaklaşık 100 milyar dolar yazılım ihracatı yaparken Türkiye’nin yazılım ihracatı 1 milyar doları bile bulmuyor. Türkiye’de yazılım üreten firmaların sermaye yapıları zayıf olduğu için tek başlarına başarı da sağlayamıyorlar. Kamu ihalelerine giremeyen, girse dahi devler karşısında elenen Türk yerli yazılım firmalarının yüzde 80’e yakını teknoparkların kapısından içeri dahi giremiyor. İzmir’den dünyaya yazılım satarak katma değeri yüksek ürünün ihracatını yapan Netsis’in başkan yardımcısı Sadun Anık yerli yazılımcıların teşvik edilmesi gerektiğine işaret ederek “Burada kamunun yapması gereken iki şey var. Yerli yazılımı tercih edebilir ya da yazılım firmalarının Türkiye’de yatırım yapması sağlanabilir. Yani ben senin ürününü alıyorum sen de gel Türkiye’de yatırım yap denmeli. Ama bizde maalesef ki ikisi de yapılmıyor” dedi. Türkiye’de teknoparklara giriş şartlarının da çok ağır olduğunu anlatan Anık, “Küçük şirketler ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Teknoparkların maliyetleri çok yüksek. Yer bulamıyorsunuz. Buralara girmek için 50 çalışan şartı aranıyor. Bu sayının düşürülmesi gerekiyor” diye konuştu. 2012’de 3.5 milyon dolarlık ArGe yatırımı yaptıklarını belirten Anık, Hedef 5 milyar dolar Türkiye’nin 70’ten fazla ülkeye ihracatı var. Almanya ve ABD, ihracat liderliği taşıyan ülkeler. Türkiye’nin yakın çevresinde yüksek miktarda bilişim ihracatı olanakları bulunuyor. AB, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar, Türki cumhuriyetler en çok potensiyel barındıran ülkeler. Türkiye 2010’da 750 milyon dolarlık yazılım, donanım ve hizmet ihracatı yaptı. Bu oranın 2023’te 5 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Ancak bunun için daha fazla devlet desteğine ihtiyaç duyuluyor. Ücretli Sınıf: ‘Senede Bir Gün’ Ücretiyle geçinenler, yani mavibeyaz yakalı tarım, sanayi, inşaat, hizmet sektörü çalışanları, kamu çalışanları, memurlar Türkiye toplumunda sayıca en ağırlıklı kesimi oluşturmayı sürdürüyor ve her geçen yıl da çoğalıyorlar. Nâzım’ın, “Toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar” diye yazdığından bu yana, daha da çoğaldılar. 2012 Eylül itibarıyla 25.4 milyon olan toplam çalışanların yüzde 63’ünü, yani 16 milyonunu ücretliler oluşturuyor. Bunlara “yedek işçi” olarak adlandırılan 2.5 milyon resmi işsizi ve en az 1.5 milyonu bulan “sayılmayan işsiz”i eklerseniz, sayı 20 milyona ulaşıyor. Müthiş bir ücretli ordusu aslında… AKP rejiminde hızlı bir “işçileşme” (proleterleşme) sürecinden söz etmek gerekir. 2003’te 10 milyon dolayında olan ücretli sayısı 2012 sonuna doğru 16 milyonu buldu. Demir, kömür ve şeker /ve kırmızı bakır, ve mensucat/ ve sevda ve zulüm ve hayat… Tarımdaki gerilemenin kentlere püskürttüğü kadın ve erkek, vasıfsız, yarıvasıflı genç emek kitlesi, inşaat, turizm, hizmetler, giyim, tekstil, gıda gibi emekyoğun sektörlerde ücretli emek oldular. Düşük ücreti, sigortasızlığı, güvencesizliği sineye çekerek işe koşuldular. Ücretlilerin 3.5 milyona yakını kamuda; 2.6 milyonu memur(4/C) statüsünde 850 bine yakın da kamu işçisi var (Eylül 2012). Bunlar, “kitabına uygun” çalıştırılanlar. Geriye kalan 12.5 milyon ücretliden yaklaşık 4 milyonu kaçak, yani sigortasız çalıştırılıyor. Neredeyse her 3 özel sektör işçisinden 1’i demek bu. Büyük bir ayıp, çağ dışılık!.. Bu, aynı zamanda büyük bir lütufla(!) 774 TL yapılan asgari ücretin bile altında çalışanlar ordusu demek. Ücretlilerin ücret ve maaşlarının iç açıcı olmadığı sır değil. Bu konuda bir de bilgilerin sisler arkasında tutulması gerçeği var. Maliye, en az memur maaşını 2012 için aylık 1.608 TL olarak, ortalama memur maaşını da 1.800 TL olarak açıklıyor. Bu maaşlar, işçi ücretlerinin yanında tabii ki “lüks” kalıyor. 774 TL’ye çıkarılan asgari ücretin bir katı bile 1500 TL’nin biraz üstü demek ve bu çoğu işçi için geçerli bile değil. Özellikle inşaat, turizm, tekstilkonfeksiyon, gıda gibi düşük vasıflı emek istihdam eden işkollarında ücretlerin düşüklüğü 2012 için de geçerliğini korudu. ??? Göreli yüksek ücretler yüksek kârlılığın söz konusu olduğu bazı sanayi dallarındaki büyük işyerlerinde, iletişimbilişim, finans, reklamcılık, emlak pazarlama gibi sektörlerde söz konusu olabilmekte ancak. Kayıtlı, görece yüksek ücretli kesim, AKP rejiminde yoğun tüketici kredileri ve kredi kartları üstünden borçlandırıldı. Bunların bordroları, bankalar için bir güvence. Miktarı 2012 sonlarında 207 milyar TL’ye ulaşan tüketici borçlarının üçte ikisi ücretli kesime ait. Göreli yüksek ücret ve buna güvenerek yapılan borçlanmalar, ücretli sınıfın bu “aristokrat” kesiminin tüketme/harcama kapasitesini artırınca, bu durumdan kimi “sosyologlar”, kıymeti kendinden menkul bir “yeni orta sınıf” tanımı çıkardılar. Yoğun borçlanma ile bir tür “rehin alınan” bu ücretli sınıf fraksiyonunun siyasi davranışları üzerine icat edilmiş yine kıymeti kendinden menkul siyaset teorilerinin eleştirisine ise burada girmeye hiç niyetim yok… İstihdam edileni ve işsizi ile toplam işgücünün dörtte üçü büyüklüğe ulaşmış olmasına karşın, bu toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çok ücretlinin hem gelir bölüşümünde, hem tüm siyasi kararlarda bu kadar etkinlikten uzak, bu kadar kendine yabancılaştırılmış olmasında tabii ki örgütsüzlüğü ana etken ve bu makus talih, 2012’de de değişmedi. Bu 16 milyon ücretliden örgütlü olup toplu pazarlık hakkını kullananların son 3 yıldaki ortalaması kaç biliyor musunuz? Sadece 422 bin!.. Yani tüm ücretlilerin yüzde 2.5’i… Peki grev hakkını kullanabilen kaç kişi? Sıkı durun; son 3 yıl ortalaması 700’ü ya buluyor, ya bulmuyor… ??? ve kederli nehir yollarının,/sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı/bir şafak vakti değişmiş olur,/bir şafak vakti karanlığın kenarından/onlar ağır ellerini toprağa basıp/doğruldukları zaman… Peki o zaman, ne zaman? Onlar varlıklarını ancak ‘senede bir gün’ hissettirebiliyorlar, 1 Mayıs sabahında ellerinde kızıl bayraklarıyla Taksim Meydanı’na yürüdükleri zaman o devin ayak sesleri duyulabiliyor. O meydanı bile kuşatmanın hummalı çabası içinde AKP zulmeti… Ama “onlar”, ücretli sınıf, duruma el koymadan şehirlerin bahtını değiştirmek de mümkün olmayacak… ??? Yeni yıla girerken en çok neye ihtiyacımız var, biliyor musunuz? Cesarete, cesarete, cesarete… Namussuzlar kadar cesur olmalıyız. Birbirimize bunu dileyip bunu telkin etmeliyiz ve 2013’te bunu başarmalıyız… (2 Ocak: İşsizler,Güvencesizler) 200’e yakın Türk mühendisin ArGe çalışmalarının sonucu Netsis 7.0 adlı, verimlilik ve kârlılığı artıracak yeni ürünü firmaların hizmetine sunacaklarını ifade etti. 10 ülkeye yazılım ihracatı yaptıklarını anlatan Anık, Netsis’in 40 civarında müşterisi bulunduğunu söyledi. KISA... KISA... ? Türkiye’nin 81 ilinde tüketicileri teknoloji ile buluşturmayı hedefleyen ve ‘Herkes İçin Teknoloji’ felsefesi ile çalışmalarına devam eden Teknosa, Tunceli’de yeni mağazasını açtı. ? Avea, Samsung’un yeni nesil dijital fotoğraf makinesi Samsung Galaxy Camera’yı Avea İletişim Merkezleri’nde internet paketleriyle satışa sundu. Fotoğraf makinesi internet paketi teklifleri ile ayda 80TL’den başlayan fiyatlarla satılacak. ? Arzum, 2011’de piyasaya sunduğu Fırrın ile uluslararası tasarım ödülü IF Design Awards’da ve Turquality kapsamında düzenlenen Design Turkey’de ödüle layık görüldü. Herkesi konuşturacak ihale 2013’te Nüfusu 500’ün altında olan ve hiçbir GSM operatörünün çekmediği çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan 2 bin 128 yerleşim yeri için ihale yapılacak. Türkiye’de cep telefonu operatörlerinin kapsama alanında olmayan nüfusu 500’ün altındaki 2 bin 128 yerleşim yerinin kapsama altına alınması amacıyla, kurulacak altyapı için daha önce 28 Aralık olarak duyurulan ihaleye teklif verme son günü, 17 Ocak 2013’e ertelendi. Altyapı bedeli, Evrensel Hizmet Fonu’ndan karşılanacak olan ihaleyi kazanan cep telefonu (GSM) operatörü, kuracağı altyapının diğer GSM operatörleri ve aboneleri tarafından kullanılmasına izin verecek. İhaleyi kazanan şirket, Türkiye’de 3 GSM operatörünün de kapsama alanında bulunmayan 2 bin 128 yerleşim yerinin kapsama alanına girmesi için altyapı kuracak. Her bölgeye tek bir altyapı kurulacak. Operatörler bölgeyle sınırlı olmak üzere birbirlerinin altyapısını kullanmak suretiyle hizmet verecek. Sözleşme gereği altyapı çalışmaları 3 yıl içinde tamamlanacak. 3 yılın tamamlanmasının ardından işletme süreci de hizmet alımı şeklinde gerçekleşecek. Turkcell 2013’te 2 bin kişi işe alacak Turkcell, bu yıl akıllı telefonların da giderek yaygınlaşmasıyla Turkcell abonelerinin internet kullanımlarının 3G’nin hayata geçtiği 2009 yılına göre yüzde 2232 arttığını duyurdu. Turkcell 2012’ye ilişkin mobil hizmet verilerini açıkladı. Açıklamaya göre Turkcell 32 binin üzerinde baz istasyonuyla nüfusun yüzde 99.17’sine hizmet verirken, Turkcell cep telefonu aboneleri 2012’de 07 milyar SMS, 246 milyon MMS gönderdi. Açıklamada,Turkcell’in 2012 sonu itibarıyla çalışan sayısının 13 bine ulaştığı, 2013’te ise 2 bin kişinin istihdamının hedeflendiği kaydedildi. Turkcell, 2012 sonu itibarıyla 162’si ulusal, 29’u uluslararası olmak üzere toplam patent başvuru sayısını 191’e çıkardı. Şirketin tescilli patent sayısı ise 10 oldu. Açıklamada, 2012 boyunca gnctrkcll’in kampanyalarına toplam 2 milyon 213 bin katılım gerçekleştirildiği belirtildi. Kampanyalar arasında ilk sırayı eğlence alanında olanlar alırken, onu yemeiçme ve giyim izledi. TTNET 2 bin kişiyi internetle tanıştırdı TTNET, 2012 Mayıs ayında başlattı ğı ve internet okuryazarlığını artırma hedefiyle yola çıkan ‘İnternetle Hayat Kolay’ projesi ile 696’sı kad ın, erkek olmak üzere 2 bini aşkın kişi 831’i çocuk ve 530’u ye eğitim verdi. Proje daha önce internetle tanışmamış , 12 yaş üzerindeki gençyaşlı, kadınerkek geniş bir kitleyi internetle tanıştırıyor. Projeyle eğitimi katılımcıların aya ğına götüren TTNET Eğitim TIRI teknolojik donanımıyla uygulamalarını aynı anda deneyim kursiyerlere eğitim leme ve interaktif bir eğitim yaşama imkânı sunuyor. TC ANTALYA 4. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ 2012/16 Satış Taşınmazın; Ortaklığın Giderilmesi nedeniyle Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19/06/2012 tarih ve 2011/1563 esas 2012/747 sayılı kararı ile Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Kovanlık köyü 1808 parselde kayıtlı taşınmazın üzerindeki ortaklığın üzerindeki şerh ve yükümlülükler ile birlikte satış sureti ile giderilmesine karar verilmekle memurluğumuzca açık arttırma ile satışı yapılacaktır. Tapu Kaydı: Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Kovanlık köyü, 1808 parselde kayıtlı, 1670 m2 yüzölçümlü. Özellikleri: Taşınmaz 1670 m2 alana sahip, arsalı ev olup köy ipinde bulunmaktadır. AntalyaBurdur karayoluna 15001600 mt uzaklıkta, şehir merkezine 3940 km uzaklıktadır. Parsele asfalt köy yolu ile ulaşılmaktadır. Çevresinde aynı özelliklerde bahçeli köy evleri bulunmaktadır. İnşai yönden; Taşınmaz içinde bir adet yaklaşık 7080 senelik iki katlı yığma yapı tarzında taş duvarlı eski ev bulunmaktadır. Ev boş vaziyette ve kimse oturmamaktadır. Kapı numarası 147’dir. Yapının ekonomik değeri bulunmamaktadır. Arsa üzerinde ikinci ev ise sokak girişinin karşısında, kapı numarası 56’dır. Ev hissedarların murislerinden kalmıştır. Ev tek katlı yığma yapı tarzında yapılmış yaklaşık 38 seneliktir. Ev yaklaşık 93.13 m2 yüzölçümlüdür. Zirai yönden, toprak killitın bünyede derin profile sahip, geçirgen, düz, hafif çakıllı arazi üzerinde bulunmakta, eğimi %01 arasında değişmektedir. Taşınmaz üzerinde 3 adet 5060 yaşlarında zeytin ağacı, 1 adet 2025 yaşlarında incir ağacı, 1 adet 2025 yaşlarında dut ağacı, 1 adet 1215 yaşlarında erik ağacı bulunmaktadır. Yine 9 adet 67 yaşlarında zeytin ağacı, 2 adet 78 yaşlarında yenidünya ağacı, 2 adet 78 yaşlarında erik ağacı, 1 adet 67 yaşlarında ceviz ağacı, 1 adet 67 yaşlarında pikan ağacı, 2 adet 67 yaşlarında vişne ağacı, 1 adet 78 yaşlarında dut ağacı, 2 adet 56 yaşlarında şeftali ağacı, 2 adet 7“Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” 8 yaşlarında badem ağacı, 2 adet 78 yaşlarında nar ağacı, 5 adet 710 yaşlarında asma ağacı, 1 adet 78 yaşlarında mandalin ağacı, 2 adet 78 yaşlarında limon ağacı, 4 adet 78 yaşlarında portakal ağacı bulunmaktadır. İmar Durumu: Antalya İl Özel İdaresi İmar ve İnşaat Dairesi Başkanlığı’nın 04/10/2012 tarih ve 21747 sayılı yazısında “Çevre ve Orman Bakanlığı’nca onaylanan AntalyaBurdur Planlama bölgesi 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Tarım Arazisi ve Sulama Alanları” içerisinde ve Antalya Kenti İçme Suyu Kaynakları Koruma Alanları “Termessus (Kırkgöz) Kaynakları 2.Derece Koruma Alanı içerisinde kaldığı tespit edilmiştir” denmektedir. Ayrıca konu taşınmazın “DSİ 13. Bölge Müdürlüğü’nden uygun görüş alınması kaydıyla imar durumu; 1/100000 ölçekli BurdurAntalya Çevre düzeni planının 9.1.5.” kırsal yerleşme alanı “hükümleri ve 08/08/2011 tarih ve 648 sayılı KHK. 22. maddesi ile değişik 3194 sayılı İmar Kanunu 27. madde hükümleri geçerlidir” denmektedir. 1. Satış Saati : 12/02/2013 Satış Saati : 16.30 16.40 arası 2. Satış Saati : 22/02/2013 Satış Saati: 16.30 16.40 arası Satış Yeri: Antalya Adliyesi Ceza Bloku 5. kat 4. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonu Muhammen Bedel: (Üzerindeki muhtesatlarla birlikte toplam değeri) 61.872,47 TL’dir. Üzerindeki şerh ve yükümlülükler ile birlikte satılacaktır. Satış Şartları:1 Satış, yukarıda belirtilen birinci satış gününde, satış saatleri arasında satış yerinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin yüzde 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla yukarıda belirtilen ikinci satış gününde aynı yer ve saatler arasında ikinci ar tırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20’si nispetinde 12.375,00 Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Taşınmaz üzerinde hakkı olan ilgiliden arttırmaya iştiraki halinde alacağı mezkur nispet raddesinde ise ayrıca pey akçesi ve teminat aranmaz. Döviz kabul edilmeyecektir. Satış peşin para iledir. Alıcıya istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde memurluğumuza bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet ipinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve yüzde 10 faizden alıcı ve kefiller mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 İhaleye iştirak eden alıcılar şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, ayrıca tüm hissedarlar ve ilgililere satış ilanı tebliğe çıkarılmış olup tebliğ edilemeyenlere tebliğ yerine geçmek üzere ve başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2012/16 satış sayılı dosyasına başvurmaları tüm hissedar ve diğer ilgililere ilanen tebliğ olunur. 20/12/2012 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 82689) Meyvesebze fiyatları uçtu Ekonomi Servisi Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, meyve ve sebze fiyatlarının astronomik bir şekilde arttığını belirterek “Son 7 günde fiyatlar yüzde 1015 arttı” dedi. Yetkin, fiyatlarda yaşanan artışa, zarar verecek düzeydeki yağışların ve fırsatçıların neden olduğunu belirterek, “Bu konuda bir anarşi var. Tüm sebzelerde bu böyle. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Domates üreticinin elinden 50 kuruşa çıkıyor, Ankara’da en ucuzu 3.5 lira. Biber 75 kuruşa çıkıyor, en ucuzu 44.5 lira. Kabak 60 kuruşa çıkıyor, pazarları dolaşın 2.5 lira. Üretici elinden çıkarırken zorlanıyor, tüketici ise pahalıya alıyor. Bu haksızlık, fırsatçılık” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle