15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2012 PERŞEMBE EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 9 Türkiye, hedeflenen büyümenin altında kalarak en fazla yavaşlayan ekonomiler arasına girdi Başbakan’ı Kim Dinledi? Günümüz teknolojisinde herkesin olamasa da çok kişinin çok kişiyi dinleyebildiği sır değil. Dahası çok pahalı ve zor bir iş olmadığı da biliniyor. Böyle olduğu içindir ki insan hakları, hukuk devleti düzeninin korunabilmesi adına yasal dinlemeleri yargı kararlarına bağlayan, yasadışı dinlemelerin ise hukuk düzeni içinde kullanılamayacağını öngören yasalar, eksiği gediği ile bütün ülkelerde var. Bizdeki sorun, bu yasalardaki düzenlemelerin insan hakları, hukuk devleti ile çelişen hükümlerinin olmasının yanında, çok yaygın iktidarlarına bağlı devlet gücü eliyle de yasadışı dinlemelerin yapılması yetmezmiş gibi, yargılama, hukuk devleti düzenine aykırı olarak, suçlamalarda, yargılamalarda, siyasette sıkça kullanılmasının hesabının sorulmamasında... Seçimler öncesinde Baykal’ın genel başkanlığına mal olan, MHP’yi baraj dışına atmaya yönelik, yöneticileri hakkında yasadışı elde edilmiş görüntü ve dinlemelerin siyasi sonuçları ne kadar kaçınılmazsa... Uzun soluklu, yaşamın her alanında kadrolaşmış, yerleşmiş iktidarlarının, yasaları işleterek yasadışı izleme, dinleme suçlularına ilişkin deyimin tam anlamı ile “parmağını kıpırdatmamış olması” iktidar adına siyasi ayıplı olmanın ötesinde, sorumsuzluk... Çok daha vahim iktidar icraatları suçları kapsamına girecek durum ise başta özel yargı, çok sayıda yargılamada, polis ya da başka resmi devlet organlarınca ele geçirilmiş yasadışı dinleme, izlemelerin, doğruluğu kanıtlanmamış bilişim belgelerinin suçlama kanıtları olarak kullanılmaları. Yıllar süren tutukluluklar, dahası mahkumiyetlerin bu yasadışı belgeler üzerinden oluşturulmuş suçlamalarla yapılmasına seyirci kalınması. ??? 12 Mart, 12 Eylül süreçlerinde, telefonların dinlenmesi, yargıda kullanılmasına ilişkin tanıklıklarım çok fazla. Sadece işçigençlik haberlerinin odağında bir gazeteci olduğum için benim bile dolaylı, doğrudan sürekli telefonlarım dinlendi. 12 Mart Madanoğlu davası, 1516 Haziran öğrenci yargılamaları, çeşitli sol gençlik örgütleri davalarının iddianameleri, kitaplarında da var olduğu üzere dinlemeler üzerinden açılmış tüm davalarda, bu yasadışı dinlemeler sadece yasadışı elde edilmiş olmaları nedeniyle de değil, kanıt değeri taşımadıkları için, yargı kararlarının üst yargı ya da ara karar süreçlerinde düşmelerini getirdi... İşçileröğrenciler.. gördükleri işkenceler, yattıkları hapislikte ödedikleri bedellerle silindir gibi ezilmiş oldular... Bugünün yargılamalarını çok daha uzaktan izleyebildiğim halde, ileri teknoloji ile çok daha ağır hukuk suçları işlenmiş olarak, gerçeklikleri de çok daha fazla tartışmalı belgelerle, insanlara daha büyük suçlar, lekeler sürüldüğü, bedeller ödetildiğini gözlemliyorum. İktidarlarının sorumluluğunda devlet güçleri kullanılarak dinlemeler, çok daha haksız, ağır insan hakları ihlalleri, cezalandırmalar, siyasal suçlamalara araç ediliyorlar. İktidarları medya gücü arkasında, kamuoyu güdülemesinde, bu hukuksuz silahın iktidar güç aracı olarak kullanılmasından yararlanıyor... ??? Türkiye’nin bu yüzden önümüzdeki yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılamasında yiyeceği ağır cezalar ya da daha önce siyaseten kurtulmaya yönelik geleceği söylenen büyük af, üst yargının durumu bir ölçüde kurtarmaya yönelik bozacağı haksızhukuksuz kararlarla avunabilir miyiz? İşte tam da bu tabloda Başbakan’ın dinlendiğini açıklaması yeni bir bomba gibi gündemimize düşerken, doğaldır ki kimseler bu dinlemenin olabilirliğinden, vahametinden kuşkuya düşmeden sorgulamayı “Kim dinledi?” üzerinden yapma gereğini duyuyorlar. Doğaldır ki Başbakan’ın kendi siyasi kadrolarına, derin devletine kendi kendini dinletmesi söz konusu olamayacağına göre geriye iktidar içi hesaplaşmalar ya da daha vahimi, iktidarlarının çok iddialı çatışmaların içine bulaştığı dünyadaki dış krizler, hesaplaşmalar bağlantılı dış istihbarat güçleri olasılığı kalıyor... İktidarları açısından ciddi sorumluluk, zafiyet anlamına da gelebilecek olasılıklar karşısında, siyaseten ofsayta düşmemek için, geçmişten kalan mağduru oynamanın inandırıcılığı olmadığı gibi, geçmişten kalıntıları temizlenememiş, iktidarı aşan bir derin devlet bağlantısı da ayıp kaçıyor. İktidarlarının rahatsız oldukları, günah keçisi yaptıkları, aslında hepsi birbirinden farklı geçmiş iktidarlar süreçlerindeki derin devlet yapılanmaları, haklısı haksızı, suçlusu suçsuzu, hepsi bir torbada, yasalar, hukuk dışı yargılamalarla toptan içerde değiller mi? Eksiksiz kamudaki görevlerinden tasfiye edilmediler mi? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamasında, sayısız yasadışı dinleme, iktidarın yasadışı dinlemelere ilişkin sorumluluklarını yerine getirmemesinden örnekler de vererek, çifte standarda sitem etmesine verilebilecek yanıt yok... “Kendisi dinlenince rahatsız oluyor. Başkaları dinlenince oh oluyor. Bu olmaz. Sonunda etme bulma dünyasıdır, gelir Sayın Başbakan’ı da bulur...” Müjde! İlk 10’a girdik Ekonomi Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, Türkiye’nin bu yıl genelinde hedeflediği yüzde 3.2’lik büyüme oranına ulaşamayacağını kaydetti. Büyümenin yüzde 2.5 civarında kalacağını kaydeden Öztrak, bu rakamın Türkiye’yi en çok yavaşlayan ilk 10 ekonomi arasına soktuğunu söyledi. Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı: 3. çeyrekte önceki yıla gö ? CHP’li Faik Öztrak, ekimde açıklanan Orta Vadeli Program’da yıl için öngörülen yüzde 3.2’lik büyümenin yakalanamayacağını ifade etti. Öztrak, “Bırakın yüzde 3.2’yi, bırakın en başta hedeflenen yüzde 5’leri, büyüme yüzde 2.5’e doğru gidecek. Bu, Türkiye’yi en fazla yavaşlayan ilk 10 ekonomi arasına sokuyor” dedi. Son 3 aya ilişkin veriler de var. Ekimde sanayi üretimi yüzde 5.7 daralmış. Bu son 3 yılda kaydedilen en sert düşüş. Ekimde açıklanan Orta Vadeli Program’da yıl için öngörülen yüzde 3.2’lik büyüme yaka re yüzde 1.6 büyüdük. Mevsimlik hareketlerden arındırdığımızda bir önceki çeyreğe göre de yüzde 0.2 büyümüşüz. Bu oranlar aslında, Türk ekonomisinin son dönemde daraldığı 2009’dan sonraki en kötü rakamdır. lanamaz. Bırakın yüzde 3.2’yi, bırakın en başta hedeflenen yüzde 5’leri yüzde 4’leri, herhalde yüzde 2.5’in altına doğru gidecek. Bütçede temel tahminlerin bir kısmı geçerliliğini yitirdi. Yumuşak iniş planlarken 2012’de oldukça sert ve hatta kontrolsüz bir inişe doğru gittik. İşsizlik artıyor. Çalışmak isteyen her 5 gencimizden biri işsiz. 2009’dan itibaren izlenen sıcak paraya dayanan hızlı büyüme politikası özellikle vatandaşların borçlarının artmasına, tasarrufların düşmesine neden oluyor. Yurttaş borç altında ezildi. Enflasyon bu yıl da hedefi aşacak. Bütçe açığında hedefe göre sapma ise yüzde 60’a yaklaşacak. 4 kişilik açlık sınırı 985 TL TÜRKİŞ’in “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasına göre aralıkta 4 kişilik bir açlık sınırı 985 TL, yoksulluk sınırı da 3 bin 208 TL oldu. Fiyat artışları nedeniyle son bir yılda mutfağa gelen yük 45 TL olarak hesaplanırken, ailenin yaşama maliyeti bir önceki yıla göre 145 TL arttı. ABank’ın hisseleri uçtu Borsada işlem gören Alternatifbank hisse senedinin fiyatı Commercial Bank of Katar’ın Anadolu Endüstri Holding ile çoğunluk hisselerinin alımı için görüşmelere başlayacağı haberinin ardından yükselişini 3. güne taşıdı ve bankanın piyasa değeri 900 milyon lirayı aştı. Denizbank’a 6.9 milyar lira Sberbank’ın Denizbank’ın sermayesinin yaklaşık yüzde 99.85’ini temsil eden toplam 715 milyon adet Denizbank hissesi için Dexia Participation Belgique SA (DBP) ve Dexia SA’ya (DSA) ödediği nihai satış bedeli 6 milyar 900 milyon 88 bin 413.47 lira olarak kesinleşti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle