15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2012 PERŞEMBE HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Üniversitede iktidar baskısına karşı başlatılan eylemler hız kesmeden devam ediyor ODTÜ eğilmiyor ÖĞRENCİLERDEN KINAMA SİNAN TARTANOĞLU Ziya Gökalp ve ODTÜ Son ODTÜ olayının gözümüze yeniden soktuğu bir çelişki var: AKP’nin, “İleri demokrasi ve kalkınma” modelini, geçmiş değerlerimize dayalı bir biçimde kurmak istemesi! Üstelik de bunu, çoğunluğa dayalı otoriter ve baskıcı bir biçimde yapmaya girişmesi. Bir başka deyişle hem ülkeyi kalkındırmak isteyeceksiniz, hem “İleri demokrasi” düzeyine eriştirmek, hem de bunu çağdaş insanlığın eriştiği demokrasi ve insan hakları standartlarının gerisinde kalan bir “ecdad edebiyatına” dayayacaksınız, dincilik hatta mezhepçilik yapacaksınız ve otoriter bir yaklaşım uygulayacaksınız… Bu olmaz! Çünkü insanlığın çağdaş ileri teknolojisi ile demokrasi ve insan hakları değerleri birbirinden ayrılamaz! Ya toplumun “manevi değerleri” dediğiniz kültürünün demokrasi ve insan hakları ekseninde değişmesine izin vereceksiniz, bilim ve teknolojiyi böyle geliştireceksiniz… Ya da eski geleneksel değerlerinize bağlı kalacaksınız ve çağdaş teknoloji konusunda sadece kötü ve verimsiz taklitlerle nal toplayacaksınız! Çünkü maddi kültür ve manevi kültür ya da teknoloji ve ideoloji, birbirinin ayrılmaz parçalarıdır… Değişme hızları değişik de olsa, birlikte gelişir ve birbirini besler. Bunlardan birinin gelişmesini durdurmaya, yerinde tutmaya çalışırsanız, öteki de tökezler! ??? Maddi kültür ve manevi kültür ayrımı toplumu anlamak için gereklidir… Ama yaşam içinde bu ikisi çok sıkı bir etkileşim içindedir, birbirinden kolay ayrılamaz; aynen teknoloji ve ideoloji gibi! Türkiye’de toplumbilimin öncüsü Ziya Gökalp, Osmanlı’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi kimliği ve kültürü içinde gelişmesi, çağdaşlaşması için “hars” (kültür) ve “medeniyet” (uygarlık) ayrımını getirmiştir: Ona göre “hars” milli, “medeniyet” milletlerarasıdır…. Bir ülke kendi harsı içinde medeniyet değiştirebilir. Böylece Gökalp’e göre Türkiye, kendi “harsı” içinde, yani kendi geleneksel değerlerini koruyarak, Batı’nın “ilmini ve fennini” (bilimini ve teknolojisini) alabilir! Bu fikir geçmişteki “manevi değerlerin” bütününü koruyabilmek açısından yanlış, milli ve dini kimliğin “ilim ve fen” bağlamında geliştirilebilmesi açısından doğrudur. Çünkü “İlim ve fen” yani teknoloji, girdiği yerde manevi değerler dediğimiz kültürü de değiştirir, değiştirmek zorundadır, yoksa gelişemez, hatta yaşayamaz. ??? İşin doğrusu, bir toplumun kendi kimliğini kullanarak, örneğin Türkiye’nin baskın çoğunluk kimliği olan Sünni Müslüman ve Türk niteliğiyle, “manevi değerlerinin” yani “harsının” temeline demokrasiyi ve insan haklarını koyması ve çağdaş teknolojiyi de bu değerler bağlamında alması, uygulaması ve geliştirmesidir. ODTÜ olaylarının temelinde, AKP iktidarının “manevi değerlerimiz” adı altında, geçmiş feodaldinci, baskıcı ideolojileri günümüze taşımak istemesi, demokrasiyi ve insan haklarını, hukuk devletini, üniversite özerkliğini zedelemesi ile Türkiye’nin refahı ve mutluluğu için, çağdaş bilim ve teknolojiyi geliştirme zorunluluğu arasındaki çelişki yatmaktadır. Hem dünya çapında bilim ve teknoloji üreten bir üniversite hedefleyeceksiniz, hem de bunu sizin geçmişe dönük ideolojik, siyasal ve bürokratik vesayetinizde yapmasını isteyeceksiniz… Olmaz, olamaz! Not: Odatv davasının seyri de yukarıdaki çözümleme çerçevesinde Türkiye’nin hangi yola girdiğini belirleyecek. İstanbul Haber Servisi Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’de protesto edilmesi üzerine bazı üniversitelerin ODTÜ’yü kınayıp polis şiddetini görmezden gelmesine tepkiler dün de sürdü. Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) yerleşkesinde dün çok sayıda öğrenci ve öğretim görevlisi üniversite rektörünü protesto etti. Hedef tahtasına konulması gerekenin polis şiddeti ve AKP iktadarının olması gerektiğine dikkat çeken öğrenciler, “Bizler, ODTÜ’lü öğrencilerle dayanışma içerisindeyiz. Adımıza söz söyleme cüretini gösteren üniversite yönetimini teşhir ediyoruz. Üniversite bileşenlerini yok sayan GSÜ rektörü bizlere bir açıklama yapmakla yükümlüdür” dedi. Açıklamada, rektörlüğün bir an önce özür dilemesi istendi. Üniversitenin yaptığı açıklamaya katılmadıklarını belirten GSÜ öğretim üyeleri bir mektup kaleme aldı. Mektupta “Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ’ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır” ifadelerine yer verildi. Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi de öğrencilerin haklı davalarında her zaman yanlarında olduklarını açıkladı. ‘O rektörlerden özür bekliyoruz’ ANKARA AKP baskısı karşısında başlattıkları işgal eyleminde, gece boyunca başta “Enternasyonal” olmak üzere devrim marşları dinleyen, pankart boyayan ODTÜ öğrencileri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla şekillenen tartışmaları “ODTÜ’nün kurumsal tavrını öğrencilerin tavır ve düşünceleri belirler. Rektörümüzün samimiyetinden eminiz. Bizim arkamızda. Başbakan ODTÜ’den kelle almadan rahatlamayacak. Hocalarımızın ve rektörümüzün arkasındayız” sözleriyle değerlendirdi. ODTÜ öğrencilerinin iki günlük işgal eylemi U3 ismini verdikleri Necdet Bulut Amfisi’nde devam etti. İlk günün gecesinde öğrenciler uyumadı, bugün Devrim Stadı’nda düzenlencek etkinlik için hazırlık yaptı. ODTÜ’lü öğretim üyeleri ve öğrenciler bugün saat 12.30’da hazırlık okulu önünde buluşarak Devrim Stadı’na yürüyecekler. Saat 13.00’te ise öğrenciler statta, yukarıdan bakıldığında “ODTÜ Ayakta” yazısı okunacak şekilde dizilecekler. Ardından Beyoğlu Kumpanya, Grup Gündoğarken, Gülsen Tuncer, Marsis, Bulutsuzluk Özlemi’nden Nejat Yavaşoğulları, Pınar Aydınlar, Redd’den Güneş Duru birer konser verecek. Öğrenciler internet üzerinden ODTÜ tartışmalarını ve işgalin nasıl değerlendirildiğini takip etti. Öğrenciler özellikle de “yandaş basında ne kadar varız” araştırması yaptı. Yeni Akit gazetesinin önceki günkü sayısında yayımlanan “Fitne Üssü ODTÜ” manşetinden pankartlar hazırlayan öğrenciler pankartlara “Yandaş Basın ODTÜ’ye Ku ? İşgal eylemi sürerken öğretim üyeleri ve öğrenciler bugün de Hazırlık Okulu önünde buluşarak Devrim Stadı’na yürüyecek. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Erdoğan, Rektör Acar’la görüşecek suyor” yazdılar. Basın üzerinden yaptıkları tarama sırasında öğrenciler Başbakan’ın sözleri ve YÖK’ün inceleme kararı almasından sonra daha da alevlenen ODTÜ tartışmasını değerlendirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan bugün ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar ile görüşecek. Görüşme, saat 14.00’te gerçekleşecek. Görüşmenin, birçok aydın, sanatçı ve öğrencinin katılacağı ODTÜ Devrim Stadı’nda gerçekleşecek etkinlikten bir saat sonra yapılacak olması ise dikkat çekti. Hocalara destek Arkadaşlarının serbest bırakılmasından sonra ODTÜ konusunun gündemden düşeceğini düşündüklerini belirten öğrenciler, “Başbakan ODTÜ’den kelle almadan rahatlamayacak. Boykota katılanları, senato üyesi hocaları istiyorlar. Rektör Ahmet Acar’ın samimiyetinden şüphemiz yok. Ama biliyoruz ki dikkat etmesi gereken birçok nokta var. Yine de arkamızda olduğunu da biliyoruz ve eminiz ki ODTÜ’nün kurumsal tavrını öğrencilerin düşünceleri, tavırları belirler. Açılacak soruşturmalarda hocalarımıza ve rektörümüze sahip çıkacağız, onların arkasında olacağız” değerlendirmesini yaptı. ODTÜ’lüler; bazı üniversitelerin ODTÜ’yü hedef alan açıklamalar yapmasıyla ilgili olarak “Başbakan Erdoğan biraz daha bizimle uğraşabilsin diye yapılan açıklamalar. Onlar yarın susar, üniversiteler gerçek sahipleri tarafından temsil edilmeye başlar” dediler. bildiride “Bu açıklama Türkiye üniversite tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Türkiye’nin en köklü kurumlarının onlarca yıla dayanan itibarı ayaklar altına alınmıştır” denildi. Öğretim elemanları, söz konusu üniversiteleri özür dilemeye ve açıklamalarını geri çekmeye davet etti. ‘İtibar A ayaklar altında’ bant İzzet Baysal, Akdeniz, Ege, Isparta, İnönü, Trakya ve Van Üniversitesi öğretim elemanları dernekleri ile birlikte Üniversite Konseyleri Derneği ve üniversite öğretim üyeleri dernekleri ODTÜ’yü kınayan rektörlere karşı “Bize böyle rektörler lazım değil” or tak bildirisi yayımladı. Bildiride, rektörlükler tarafından yapılan açıklama “ODTÜ’lü öğrencilerin protesto amacının çarpıtılmak istendiği ve okulda yaşanan inanılmaz polis şiddetinin görmezden gelindiği” belirtildi. Yapılan açıklama ile Başbakan’a sahip çıkıldığı vurgulanan Fazıl Say ODTÜ’ye destek verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’lülere yönelik sözlerine Facebook hesabı üzerinden tepki gösterdi. ODTÜ’nün yanında olduğunu dile getiren Say, “Baskıya direniş gösterenleri ve ODTÜ’lüleri kutluyorum” dedi. Say, şu ifadeleri kullandı: “ODTÜ yanındayız! Öğrencilerin siyasileri protesto etmesi normaldir. Anormal olan, 5 bin polisle gelip öğrencilere gaz sıkmaktır. Bazı rektörler ODTÜ’yü kınıyor olabilir. Bu haksız bir tutumdur. Tarih ise haksızlıkların bedelini ödetecektir. Hepimiz her şeyin farkındayız” dedi. ‘Hitler sendromu’ ODTÜ’de yaşanan olayları değerlendiren 68 kuşağının liderlerinden Müftüoğlu, asıl sorumlunun Başbakan Erdoğan olduğunu söyledi HAKAN DİRİK İZMİR Öğrenci olayları, “68 kuşağı günlerinde” olduğu gibi yeniden toplumun gündemini oluşturuyor. Dönemin öğrenci olaylarının göbeğindeki isim, Devrimci Yol (DevYol) lideri Oğuzhan Müftüoğlu, ODTÜ olaylarını değerlendirirken asıl sorumlunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. Müftüoğlu, toplumun her kesimine “ayar çeken” Erdoğan’ın, “Hitler sendromuna” kapıldığını kaydetti. Gençlerin protestolarını “toplumun saklı vicdanını ortaya çıkarması” olarak değerlendiren Müftüoğlu, “Geçmişte de böyle oldu, şimdi ODTÜ’de olan da bundan başka bir şey değil” dedi. Erdoğan’ın, kendisini üniversiteye 2 bin 500 kişilik polis gücüyle gitmek zorunda hissetmesinin bile her şeyi açıklamaya yeten bir durum olduğunu vurgulayan Müftoğlu şunları söyledi: “İşine gelmeyen, kendisine biat etmeyen herkese ayar çekiyor, hakaretler yağdırıyor, aşağılıyor. Kendi etrafındaki insanları bile soytarıya çevirdi. Belki de teslim aldığı medyadaki kendi görüntüsüne bakarak bir tür Hitler sendromuna kapılmış durumda.” Müftüoğlu, ODTÜ isyanının diğer üniversitelere ve toplumun geneline yayılması olasılığını da “Gençliğin gösterdiği cesareti susturulmaya çalışılan, kalemleri kırılan gazetecilerin, sanatçıların, aydınların, özetle toplumun tüm kesimlerinin de göstermesi gerekiyor” sözleriyle değerlendirdi. Rektör Boztuğ: YILIN SON MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI YARGITAY CEZA GENEL KURULU’NDAN İLGİNÇ KARAR Polis şefkatli davrandı TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, düzenlediği basın toplantısıyla ODTÜ’de Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik öğrencilerin protestosunu kınadı. Yaşanan olayların terör ve şiddet içerdiğini savunan Boztuğ, bazı öğretim üyelerinin polisin orantısız güç kullandığı yönündeki eleştirilerine de sert tepki gösterdi. “Polisin orantısız güç kullanmadığını, her zaman şefkatli davrandığını” ileri süren Boztuğ, Tunceli’de 24 MKP’linin yakalandığı jandarma operasyonunu polisin operasyonu gibi anlatarak “Devletin polisinin 24 teröristi canlı olarak ele geçirmek için, onları öldürmemek için, iki gün boyunca uğraş verdiğini biliyoruz. Bu nedenle bu tür eleştirileri kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi. Terör ve Suriye masaya yatırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından sonra yapılan açıklamada, terör olaylarına yönelik operasyonlar ve Suriye’de yaşanan çatışmaların konuşulduğu belirtildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanan yılın son MGK’si toplanırken toplantının ardından yayımlanan bildiride, ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin ele alındığı dile getirildi. Toplantı sonrasında açıklanan bildiride, 2012 yılında yapılan operasyonlarda ele geçirilen silahlar ve elde edilen bilgilerin değerlendirildiği belirtilirken, “Bölgede hüküm süren ağır kış şartlarına rağmen güvenlik güçlerimizin operasyonlarda elde ettiği başarılar ve halkımızın desteği takdirle karşılanmıştır” denildi. Dış politikanın da konuşulduğu MGK toplantısında, Suriye’de yaşanan çatışmaların da değerlendirildiği açıklandı. Açıklanan bildiride Suriye’de yaşanan çatışma ortamından duyulan kaygı vurgulanırken, “Barışçı bir çözüme yönelik olarak Türkiye ve uluslararası toplum tarafından ortaya konan çabanın artırılarak sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanmıştır” değerlendirmesinde bulunuldu. Öte yandan MGK bildirisinde, Irak’ta merkezi yönetim ve Kuzey Irak yönetimi arasında yaşanan gerilimden de rahatsızlık duyulduğu belirtildi. Delil olsun da ne olursa olsun(!) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mahkeme kararına dayanılarak yapılan aramada, savcı bulundurulmamasının hak ihlali olmadığına karar verdi. Birecik’te ruhsatsız silah bulundurmak suçundan şüpheli sanığın evinde, Birecik Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına dayanılarak arama yapıldı. Sanığın evinde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur” hükmü yok sayılarak arama yapıldı ve Kalaşnikof marka tüfeğe el konuldu. Birecik Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanığa, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan 5 yıl hapis cezası ve adli para cezası verildi. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire kararında, aramanın CMK hükmüne aykırı yapıldığı belirtildi. İtiraz üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi. Kurul da Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin bozma kararını kaldırdı. Kurulun gerekçesinde, sırf arama sırasında şekle ilişkin koşulun ihlal edilmesine dayanılarak aramanın hukuka aykırı sayılamayacağı ve ele geçen delillerin “hukuka aykırı biçimde elde edilmiş delil” olarak nitelendirilmeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi. Askeri öldürüp intihar etti Toplu intihar girişimi ? KOCAELİ (AA) Gölcük’te evinden silah sesleri gelen Uzman Çavuş Serhat Yakar’ın (34) evine giren polis, Yakar ile emekli polis Selim Bağcı’yı (59) yerde kanlar içinde buldu. Polis yetkilileri, Bağcı’nın tartıştığı kapı komşusu Yakar’ı tabancayla öldürdükten sonra intihar ettiğini bildirdi. Rus elçiden CHP’ye ziyaret ? ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Ceylanpınar ilçesinde işsiz olduklarını öne süren 3 genç, kaymakamlık bahçesinde üzerlerine benzin dökerek intihara kalkıştı. Olay yerine gelen Emniyet yetkilileri, yaklaşık 1 saat süren uğraşın ardından gençleri ikna etti. 3 genç daha sonra, Ceylanpınar Kaymakamı İbrahim Çenet ile görüştürüldü. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovski, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nun, Çin Büyükelçisi Gong Xiaosheng ile görüştükten 5 gün sonra İvanovskiyle bir araya gelmesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu ile İvanovski arasında bir saatten fazla süren görüşmede, Suriye’deki gelişmeler ve uluslararası sorunların konuşulduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle