15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Erdoğan’ın 112 tesisin töreni için bakanlık ve belediye seferber oldu: İşe gelmeden açılışa gidin uyarısı yapıldı İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Hakan Şükür’ün Anayasal Hakkı Hakan Şükür, AKP İstanbul milletvekili. Daha önce ünlü, uluslararası başarıları olan, futbolcunun ve golcünün hasıydı. Milletvekili seçildikten sonra da TBMM Genel Kurul toplantılarının veya üyesi olduğu komisyonların çalışmalarına katılacağı yerde bir özel kanalda, dudak uçuklatacak ücretlerle futbol yorumları yapması eleştiri konusu oldu. Hatta TBMM Etik Komisyonu, Şükür’e yöneltilen eleştirilerin de etkisiyle, milletvekillerinin bazı istisnalar hariç, başka işlerde çalışmalarını ve kendi maaşları dışında herhangi bir ücret almalarını yasaklayacak bir teklifi yasalaşmak üzere Meclis’e sunmayı kararlaştırmış bulunuyor. Bu yasak çerçevesinde kapsama giren kişiler üç ay içinde iki görevden birinden istifa etmek zorunda kalacaklar. Hakan Şükür, kendisine yöneltilen eleştirilere karşı futbol yorumlarını sürdürmek konusunda ısrarlı, bu konuda geçenlerde gazetecilere konuşurken kestirip atmış: Futbol yorumu yapmak benim anayasal hakkım. Vatandaşların anayasal haklarını kullanmalarını sağlamak milletvekilinin hakkı, hakkı olmaktan da öte görevi. ??? Hakan Şükür’ü velev ki kendisi bile olsa herhangi bir vatandaşın anayasal hakkını savunma konusundaki çabasını takdirle karşılayıp desteklemek zorundayız. Bunu söylerken aklıma hep Mustafa Balbay geliyor. Mustafa Balbay Hakan Şükür’le aynı seçimde, aynı şekilde milli irade tarafından İzmir’den seçilmiş milletvekili. Nasıl ki dilediği TV programlarına katılma, futbol maçlarını yorumlama, Hakan Şükür’ün anayasal hakkı ise deneyimli bir gazeteci ve yazar olan, iç ve dış siyasetin girdisi çıktısını çok iyi bilen Mustafa Balbay’ın da üyesi olduğu TBMM’nin oturumlarına katılmak, temsilcisi olduğu milli irade adına oy kullanmak, geniş deneyim ve bilgisinden ülkesini yararlandırmak, anayasal hakkı; hatta anayasal hakkı olmanın ötesinde anayasal görevi. Balbay’ın da diğer vatandaşlar gibi başka anayasal hakları da var. Örneğin çıkıp yağmur altında yürümek, çocuklarıyla eşiyle bir pazar sabahı kahvaltı masasında sohbet etmek, sinemaya gitmek, tiyatro seyretmek, müzik dinlemek, ana babasının ellerini öpmek, dostlarıyla bir masa başında sohbet etmek vb. ??? Ne var ki Mustafa Balbay, 1379 gündür (46 ay, yani yaklaşık 4 yıl) tutuklu olarak Silivri’de yatmakta olduğundan, anayasal haklarından hiçbirini kullanamıyor. Hatta olay artık Mustafa Balbay’ın anayasal hakları çerçevesini aşıp bir milletvekilinin anayasal vecibelerini yerine getirememesi, dolayısıyla milli iradenin engellenmesi gibi bir sonuç da doğurmuş bulunuyor. Yukarıda belirtmiştik, vatandaşın anayasal haklarını ve milli iradenin üstünlüğünü savunmak milletvekillerinin görevidir. Ortada garip bir durum var, Şöyle ki: İstanbul milletvekili Hakan Şükür anayasal haklarını kullanıyor, ama İzmir milletvekili Mustafa Balbay kullanamıyor. Bu durumda acaba Hakan Şükür ne düşünüyor? Hakan Şükür gerçekten ustası olduğu, büyük başarılar kazandığı, haklı bir üne eriştiği futbol dışında bir soruyla karşılaştığında biraz sıkışınca, hep aynı yanıtla topu taca atar: Onu büyüklerimiz bilir. Hakan Şükür Mustafa Balbay’ın anayasal hakları konusunu da “büyüklerinin bildiğini” mi düşünüyor? Milli iradenin bir temsilcisi, milli iradenin bir başka temsilcisinin anayasal haklarını kullanamama konusunu “büyüklerinin bileceğini” düşünüyorsa yazıklar olsun o milli iradeye! Mecburi istikamet FIRAT KOZOK Açılış [email protected] ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim dönemlerindeki açılış şovlarını aratmayan “112 Dev Tesis” açılış töreni için bakanlık ve Ankara Belediyesi seferber oldu. Bakanlığa bağlı tüm birimlerin bir gün önceden “Bütün personel servis araçlarıyla birlikte kuruma gelmeden açılış alanına gidecek” diye uyardığı ortaya çıktı. Ankara Belediyesi’nin otobüsleri de törenin yapılacağı salona insan taşıdı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 12.12.2012 tarihine özel olarak “12.12.12’de 112 Dev Eser Milletimizin Hizmetinde” adıyla Voleybol Federasyonu Spor Salonu’nda açılış töreni gerçekleştirildi. Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, törenden bir gün önce tüm birimler törene katılım sağlanması konusunda uyarıldı. Birimlere gönderilen yazıda, “Bütün personelin servis araçlarıyla birlikte kuruma gelmeden açılış alanına geçecekleri” talimatı verildi. Talimat üzerine bakanlığın onlarca personeli sabah mesaisine voleybol salonunda başladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi de tören için otobüs kaldırdı. Yüzlerce yurttaş Baş bakan’ı dinlemek için Beşevler’deki spor kompleksine taşındı. Erdoğan konuşmasını yaparken tribündeki Bakan Veysel Eroğlu’nu çağırdı. Kulağına eğilerek Eroğlu ile bir şey konuşan Erdoğan, “Teşekkür” ederek konuşmasını sürdürdü. Erdoğan, daha sonra şunları dedi: “Bugün TBMM Başkanımızın burada olmasını çok isterdim. Kendisi Yozgat’ta inşa ettiğimiz Musabeyli Barajı’nın tamamlanması için çok çalıştı. Bana sürekli hatırlattı. Onun için şimdi bakanıma onu söyledim. Musabeyli Barajı’nın adını Cemil Çiçek Barajı koyalım. Haberi yok, sürpriz olsun.” Erdoğan ayrıca Malatya’da inşası tamamlanan iki barajdan bi rine Turgut Özal, diğerine de Recai Kutan barajı adının verildiğini açıkladı. Erdoğan, “Marifet iltifata tabidir. İltifatsız marifet zayidir. Biz olaya böyle bakıyoruz ve hayırla yâd edilmelerini istiyoruz. Ziya Paşa’nın bir sözü var, ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’. Bu büyüklerimiz eserler bıraktılar. Öyleyse bu eserlerin isimlerini de koymamız lazım” dedi. ‘Özal raporu’ AKP’yi memnun etmedi Adli Tıp iki zehir buldu ancak bunun ölüme yol açtığını tespit edemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, mezarı açılarak naaşından doku örnekleri alınan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü üzerindeki şüpheleri ortadan kaldıramadı. Savcılığa ulaşan raporda, Özal’ın naaşında “kadmiyum ve DDT” bulgusuna rastlandığı, ancak bunun ölümüne neden olup olmadığı konusunda bir kanaate varılamadığı belirtildi. Karar oybirliğiyle alındı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Raporu şüpheleri ortadan kaldırmamıştır” eleştirisini yaptı. Adli Tıp’ın hazırladığı rapor, 1993’te hayatını kaybeden ve 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına 4 ay kalan Özal’ın şüpheli ölümünü soruşturan Ankara Savcısı Kemal Çetin’e dün ulaştı. Arınç, savcılığın rapora göre işlem yapacağını belirterek şunları kaydetti: “Adli Tıp Kurumu’nun burada yapacağı şey, kesin ölüm nedeninin belirlenmesidir. Çünkü dava buna göre açılır. Dolayısıyla ben ihtiyatlı davranıyorum. Kesin ölüm sebebinin açıkça ortaya çıkmasını hep beraber bekleyelim.” “Sizin şahsi kanaatiniz var mı” sorusuna Arınç, “Bu ölüm üzerinde pek çok spekülasyon olduğunu biliyoruz. Bunların üzerine yenisini eklemek doğru değil” karşılığını verdi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise Arınç’tan farklı konuştu. Özal’ın vefat ettiği günde de ölümüne ilişkin şüphelerinin bulunduğunu, şimdi de olduğunu belirten Bozdağ, raporun daha fazla soruların sorulmasına neden olduğunu kaydetti. Bozdağ, “Zehir varsa bu zehir nereden geldi, vücudun kendisi mi yaptı? Bence rapor şüpheleri ortadan kaldırmamıştır. En azından benim şüphelerim devam ediyor” dedi. Deriner de açıldı Açılışı yapılan 112 tesis arasında, dünyanın en yüksek gövdeli 6. barajı olan Deriner’in de aralarında olduğu 16 baraj, 26 özel sektör HES, 30 sulama tesisi, 12 gölet ve gölet sulama tesisi, 2 meteorolojik radar, 1 yangın eğitim merkezi de var. 3 BİN 200 ÖĞRENCİ SALONA GETİRİLDİ İstanbul’da da aynı taktik ŞULE KÖKTÜRK mak üzere, Bakırköy ilçesine bağlı resmi ve özel okullardan 2000 (ikibin), Bahçelievler ilçesine bağlı resmi ve özel okullardan 1200 (bin ikiyüz) öğrencinin, başlarında sorumlu idareci ve öğretmenleri ile birlikte (öğrencilerin veli izin belgesi alınarak) 12 Aralık 2012 tarihinde saat 17.00’de Sinan Erdem Spor Salonu’nda bulundurulmaları müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.” 380 sayfa Çetin, 380 sayfalık raporu incelemeye başladı. Konuya ilişkin açıklamanın bugün yapılacağı belirtiliyor. Raporda, Özal’ın naaşında “kadmiyum ve DDT” adlı iki tür zehir bulgusuna ulaşıldığı bilgisi verildi. Buna karşın raporun sonuç bölümünde zehirlerin, Özal’ın ölümüne neden olup olmadığının tespit edilemediği ifade edildi. Henüz resmi olarak açıklanmayan rapor, siyasilerin de aklını karıştırdı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, sorular karşısında “Rapor verildiyse bunun değerlendirmesini yargı mercileri yapar, biz de o karara itibar ederiz” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası’na katılımı yoğun göstermek için Bakırköy ve Bahçelievler ilçelerinden toplam 3 bin 200 öğrencinin salona getirilmesini istedi. Müdür Muammer Yıldız imzalı resmi yazıda, öğrencilerin sorumlu idareci ve öğretmenleri ile birlikte açılışın yapıldığı 18.00’den bir saat önce salonda olmaları istendi. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, açılıştan 2 gün önce ilçelere bir yazı göndererek açılışa öğrenci getirilmesini istedi. Yılın son büyük şampiyonasının olacağı belirtilen yazıda, şunlar kaydedildi: “Söz konusu şampiyonanın açılış seremonisinde bulun Velilerden tepki Çocuğuna, Başbakan’ın yapacağı bir açılışa katılma zorunluluğu getirilmesine tepki gösteren bir veli, “Çocuklarımız Tayyip Erdoğan’ın askerleri mi, o isteyince açılışa katılacak. Açılışta çocuk istiyorsa kendi çocuklarını ve torunlarını getirsin” dedi. Bir başka veli ise “Bu karda kışta çocukları istemedikleri bir yere süreklemenin yanlışlığını anlayamayacak kadar bizim çocuklarımızı düşünmeyen Başbakan’ın yaptığı açılışa katılmanın eğitimin bir parçası olmadığını anlayamayacak kadar eğitimden uzak eğitimciler bunlar” ifadelerini kullandı. Varyok denemez Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce ise raporla ilgili basında farklı yorumlar çıkması üzerine açıklama yaptı. Bozdağ’ın “raporun kuşkuları gidermediği” yönündeki açıklamasının sorulması üzerine İnce, “Neye dayanarak söyledi, bilmiyorum ama raporu okumak gerekiyor” diye konuştu. İnce “(Zehir) vardı yoktu denecek bir rapor değil” dedi. DERS KİTAPLARI YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİ İnceleme yetkisi MEB’e devredildi SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Talim ve Terbiye Kurulu’na (TTK) bağlı, ders kitaplarını incelemekle görevli Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi Müdürlüğü’nü kapatan, yetkili personeli sürgün eden Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak, bekleyen yaklaşık 100 ders kitabını inceleme işini “başkanlıkça oluşturulacak kurula” verdi. Edinilen bilgiye göre, kitap inceleme birimi kapatıldığından, kitaplar başkanlıkta çalışan ancak inceleme değerlendirme konusunda deneyimi olmayan şube müdürlerine, grup başkanlarına verildi. Yenilik ve Eğitim Teknolojileri, Hayat Boyu Öğrenme gibi genel müdürlüklerde çalışan yaklaşık 60 kişinin kitap inceleme işinde, bağlı bulundukları grup başkanlıkları tarafından usulsüz olarak görevlendirildiği belirtildi. Söz konusu 60 kişinin, “bu görevlendirmelerin grup başkanlıkları tarafından değil, insan kaynakları genel müdürlüğü tarafından yapılması gerektiği” gerekçesiyle kitap inceleme görevini kabul etmedikleri öğrenildi. Aralarında kapatılan Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi Müdürlüğü’nün sürgün edilen yetkilileri tarafından “uygun bulunmayan ve düzeltilmesi talep edilen kitapların” da bulunduğu yaklaşık 100 kitabının, ders kitaplarını inceleme deneyimi olmayan kişilerin onayına bırakılması tehlikesi doğdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle