19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2012 CUMA 6 HABERLER TUTUKLU GAZETECİ YAKINLARIYLA BİR ARAYA GELECEK Sanık avukatları ‘Deliller tartışılmadan dosyanın savcılığa verilmesi hukuksuzluk’ dedi Silivri’de her şey mümkün! Son 6 ayda 120 milyon sayfa eklendi İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında görev yapan sanık Başbuğ’un avukatları, İstanbul 13. Ağır Ceza avukatı Mahkemesi’nin, savcıdan esas hakkındaki görüşünü açıklamasını istemesine tepki gösteriyor. Delillerin tartışılTutuklu yargılanan eski ması aşamasının atlandığını, yüzlerce saGenelkurmay Başkanı vunma tanığının dinlenmediğini belirten emekli Orgeneral İlker Başavukatlar, “Sanıkların, aleyhlerine topbuğ’un avukatı İlkay Sezer, lanmış delillere karşı söz söyleme hakla19 Kasım 2012 günü yapırı ellerinden alınıyor. Bu kabul lan duruşmada, mahkemeedilemez” dediler. Avukatlar, bugün saat nin yalnızca tanık beyanla10.30’da Taksim’deki Point Otel’de bir barına karşı beyanların alınmasına karar verdiğine diksın toplantısı düzenleyecek. kat çekerek “Bize, ‘153 taSanık avukatlarından Celal Ülgen, nık beyanına ve dosyaya “Mahkeme, yargılamanın uzun ve önemgelen binlerce sayfa belgeye karşı li bölümü olan delillerin tartışılması böbeyanda bulunun, bu da 15 dakika lümünü, salt gizli tanık dinlemeye ayıraile sınırlı olacak’ denildi. Bu, delillerak atlamış bulunmaktadır. Esasa ilişkin rin değerlendirilmesi aşamasıydı. mütalaaya geçmeden önce her sanığa isBiz, CMK 206 kapsamında, yasadışı nat edilen suç ile bu suçun dayanağı dedelillerin ayıklanmasını istedik, bu lilin hukuki olup olmadığı, yöntemine da yapılmadı” dedi. Mahkeme Başgöre elde edilmiş bulunup bulunmadığı tartışılıp bir karar verilmesi gerekirdi” dedi. Balbay’ın Karar hukuki olabilir mi? kanı’nın, salı günü yapılan oturumda, savcının dosyayı istemesinden kısa bir süre önce, mahkemeye ulaşmış, ancak dosyaya yıllarca sunulmamış evrakları okuduğuna dikkat çeken Sezer, sonrasında da savcılığın dosyayı istediğini belirtti. Eski MİT’çi Şenkal Atasagun gibi dinlenmesine karar verilmiş, günleri konuşulmuş tanıklar olduğu halde mahkemenin bu aşamaları atlamasının hakka ve hukuka uygun olmadığını söyleyerek “Karar ne kadar hukuki olabilir? Henüz hiçbir savunma tanığı dinlenmemiş sanıklar var” dedi. Çiçek’in avukatı hesaplaşmak istiyoruz’ ‘Delil üretenlerle avukatı Neyle suçlandığını bilmiyor gılama sürüyor ama böyle sürüyor. Neyle suçlandığını bilemeyen ve kendini savunamaz durumda olan sanıklar var. Hangi fiilin ispatlanmak istendiği de çok açık değil. Tanıklar geliyor, kendilerine göre birtakım siyasi, sosyolojik değerlendirmeler yapıyorlar. Ama o tanıklarla neyin ispat edilmeye çalışıldığı belli değil” diye konuştu. Savcının tam bir karmaşanın içinde mütalaasını vermiş olacağını dile getiren İpek, “İddianamede, sanıkların hangi suçlama ile ilişkilendirildiği bilinmiyor. Bu yargılama sırasında bulunmaya çalışılıyor. Karmaşa burada başlıyor. Ortada gerçek anlamda bir dava olmadığı için bundan sonraki aşamaların da çok sağlıklı yürüyeceğine inanmıyorum” dedi. Bu durumun başlı başına Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ihlali sayıldığına dikkat çeken Ülgen, şöyle devam etti: “Sanıklara aleyhlerine toplanmış delillere karşın söz söyleme ve bu delillerin toplanma biçimindeki usulsüzlükleri anlatma olanağı verilmemiş, adeta savunmanın önü kesilmiştir. 13 Aralık’ta başlayacak ilk duruşmada bu eksiklikleri anlatmaya çalışacağız. Ayrıca savcılar esas hakkındaki görüşlerini açıklasalar bile bu aşamadan sonra 1 numaralı sanıktan, muhtemelen 1. davadan başlanarak her sanık ve avukattan esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapması istenecek. Burada temel olan, savunmanın, herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan serbestçe savunmasını yapabilmesidir.” Ülgen, örgüt üyesi olma savı ile yargılananlar için 1 gün, örgüt yöneticisi olarak yargılananlar için 2 gün toplam savunma süresi verilerek savunma sürelerinin kısıtlanacağını düşündüklerini dile getirerek bu kısıtlı sürelerle bile davanın bitirilmesinin en erken önümüzdeki adli tatilin başına kadar sürebileceğini kaydetti. Ülgen, “Yargılamayı erken bitirmek uğruna savunma hakkı ihlal ediliyor. Bu dava dijital delillerin hoyratça toplandığı, delil bütünlüklerinin hiç korunmadığı bir davadır. Bu davada söyleyecek daha çok sözümüz var. Öncelikle delil üretenlerle hesaplaşmak istiyoruz. Mahkeme ise bu çeteyle yüzleşmek istememektedir. Delillerin tartışılması bölümünün atlanması bu yüzdendir” dedi. CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın avukatı Mehmet İpek, mahkemenin yargılamada sonucu etkileyecek veya yargılamanın sağlıklı şekilde yürümesini sağlayacak talepleri karşılaması gerektiğini, ancak savunma tanıklarının dinlenmediğine dikkat çekti. İpek, davada, iddianamenin sorunlu olduğunu vurgulayarak “Başından beri söylüyoruz. İddianamede, sanıkların işlediği iddia edilen fiilin, özellikle bizim müvekkilimiz Balbay açısından, nerede ve ne zaman işlendiği, açıklanmamış durumda. Olayların ve delillerin birbiri ile ilişkilendirilmesi zorunludur. Bunlar yoksa, sanık neyle suçlandığını bilemeyecektir. Bir yar Tutuklu sanıklardan emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek’in kızı ve avukatı İrem Çiçek de dosyanın mütalaa için savcıya verilmesini, “usulsüzlük” olarak değerlendirdi. Delillerin incelenmediğini belirten Çiçek, şunları söyledi: “Geçen 6 aylık sürede mahkeme tarafından 148 tanık dinlenmiş, 120 milyon sayfa belge dosyaya eklenmiştir. Mahkeme tüm bu belgelere ve dinlenen tanıklara karşı 15 dakika içerisinde beyanda bulunmamızı ve delilleri değerlendirmemizi istemiştir. Bu karar ‘Savunma yapmayın, delilleri değerlendirmeyin, biz yargılamayı bu haliyle bitirelim, zaten vereceğimiz kararlar çok öncesinden yazıldı’ demenin kibar yoludur. 15 dakikalık savunma süresine haklı olarak yaptığımız itirazlar ise hiçbir gerekçe sunulmadan reddedilmiştir. Ayrıca CMK’nin delillerin değerlendirilmesi aşamasını düzenleyen hükmü ihlal edilmiş, yasadışı deliller yürütülen yargılamada esas alınmıştır.” Balyoz davasında da savcının mütalaasını sanıkların ifadelerinin alınması bitmeden hazırladığının ortaya çıktığını söyleyen Çiçek, “Burada amaç yargılama yapmak değil peşinen ceza vermektir. Ergenekon davasında da iddia makamının, 15 gün içerisinde yüzlerce sayfa mütalaa ‘yazacağına’ şahit olacağız. Bu olağan bir yargılamada mümkün değildir. Ancak ‘Silivri mahkemelerinde’ ne yazık ki her şey mümkün” dedi. Meslek örgütleri sorunları dinleyecek İstanbul Haber Servisi Gazetecilerin cezaevinde yaşadıkları sorunları yakınlarından dinlemek için meslek örgütleri 5 Aralık’ta saat 13.30’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Salonu’nda bir araya gelecek. TGC, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) ortak girişimiyle gerçekleştirilecek toplantı TGC Başkanvekili Turgay Olcayto, IPI Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ferai Tınç, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi ve GÖP Sözcüsü Ümit Gürtuna’nın konuşmalarıyla başlayacak. IPI’dan heyet geliyor Toplantıya Türkiye’ye basın özgürlüğüyle ilgili sorunları incelemek ve bir rapor hazırlamak için gelecek olan IPI misyonu da katılacak. IPI misyonunda İngiltere’den The Guardian ve The Observer köşe yazarı Peter Preston, Almanya’dan ZDF’nin eski hukuk işleri direktörü Prof. Dr. CarlEugen Eberle, Hindistan’dan The Hindu direktörü Narasimhan Ravi, ABD’den The Washington Post kıdemli editörü Milton Coleman, Avusturya’dan IPI İcra Direktörü Alison Bethel McKenzie, Yeni Zelanda’dan Avrupa Komisyonu’nun eski yetkilisi Michael Lake, Nijerya’dan Nijerya Gazete Sahipleri Birliği eski başkanı Ismaila Isa yer alıyor. KİTAPLARI İMZALANACAK Balbay için buluşacaklar İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gazeteciler, yazarlar ve aydınlar, Silivri Cezaevi’nde yıllardır tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay için bir kez daha buluşacak. Yarın Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te başlayacak etkinlikte, yazarımızın kitapları imzalanacak, okurlarıyla söyleşilecek. Balbay’a Özgürlük Girişimi İzmir Grubu Sözcüsü Gürol Saygı, “Son kitabı, ‘O Mektubu Yazan Bendim’i tanıtmak, Silivri’yi anlatmak için yeni bir buluşma düzenledik” dedi. Program kapsamında, Saygı’nın konuşmasının ardından Balbay’ın mektubu okunacak. Daha sonra CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, katılımcı milletvekilleri söz alacak. CHP İl Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ülkümen Rodoplu da “Silivri Tutuklularının Sağlığı” başlıklı konuşma yapacak. Daha sonra Ümit Zileli, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Can Ataklı, Mustafa Mutlu, Şükran Soner, Yaşar Aksoy, Müyesser Yıldız, Atilla Sertel, Serdar Kızık, Mete Kızık, Ali Ekber Yıldırım, Hidayet Karakuş, Haluk Işık ve Muzaffer İzgü, Balbay’ın kitaplarını imzalayacak ve okurlarla söyleşecek. ‘Savunmayı hiçe saydı’ Tutuklu CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar da şöyle konuştu: “Ergenekon davasıyla 20 dosya birleşti. Dava çok genişledi. Her davada hâkim, gelen evrakları özetler ve savunmaya, bu evraklar hakkındaki görüşlerini sorar. Ergenekon’da bu safha atlandı. Ama daha önemlisi, her sanık ve her sanığın avukatına ‘Kovuşturmanın genişletilmesi talebiniz var mı?’ diye sorması gerekirdi. Sormadı. Sanıkların sorgularını bitirince kendisi için uygun olan birtakım gizli tanıkları dinledi.” Sanığın mahkemeye sunabileceği birtakım delillerin olabileceğini, tanık dinletmek isteyebileceğini kaydederek “Böyle bir davada, bunun için uzun bir hazırlık gerekir. Avukatlar olarak, bütün dosyayı inceleyip bunları belirtmemiz gerek. Lehimize birtakım belgeler varsa onları vermemiz gerekir. Mahkeme tüm bu işleyişi atladı. Dolayısıyla savunmaya hiç önem vermeden, saygı göstermeden, adil yargılanma hakkını ve savunma hakkını hiçe sayarak dosyayı iddia makamına verdi. Son derece yanlış. Dosyada milyonlarca dijital veri var. Bu verileri inceleme imkânına sahip olamadık” dedi. Haberal’ın avukatlarından Dilek Helvacı, “Silivri’de yaşanan bu hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı görev ve sorumluluklarımız çerçevesinde hukuk ile mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Sadece Silivri’ye özgü bu yargılamada, bugüne kadar AİHS ve Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki emredici düzenlemelerin yok sayıldığını söyleyen Helvacı şöyle devam etti: “Soruşturma aşamasından itibaren ‘Mücadeleye devam’ adil yargılanma hakkını açıkça ihlal eden, savunma hakkını sınırÖzkan’ın layan, yasadışı delillerin toplanmasına ve kullanılmasına imkân avukatı veren hukuk dışı pek çok uygulamaya maalesef hepimiz şahit olduk. Tutuklu yargılanan Tuncay ÖzMahkeme, 2012 yılının Mayıs ayından kan’ın avukatı Ahmet Çörtoğlu, itibaren savunmayı sindirmeye ve hatta dosyayı iddia makamının istediğisusturmaya yönelik hukuk dışı uygulani, ancak yargılamada bunun tam malarının şiddetini artırdı. Şimtersinin olması gerektiğini belirtedi de daha önce dinlenilmesine rek “Mahkeme bakar, delillerin karar verilen yaklaşık 16 tanık toplandığını, her şeyin ve gizli tanığın ifadesinin alındeğerlendirildiğini, dosması bıçak gibi kesildi. Yüzlerce yanın tamamlandığına savunma tanığı dinlenmedi.” karar verir. Ondan sonra Ergenekon davasının inandırıcıda esas hakkındaki mülığını gün geçtikçe daha da fazla talaasını vermesi için yitirdiğini vurgulayan Helvacı, dosyayı savcıya gönde“Uluslararası camiada ‘askeri rir. Burda tersi oldu. Delil değerlendirmesi aşamadarbeye karşı Türkiye’deki bir husı, yargılamada en önemkuk mücadelesi’ gibi gösterilen li aşamadır. Kişinin ne bu davanın, günümüzde artık, aydınlakadar suçlu ne kadar suçsuz olra, siyasetçilere, gazetecilere, milletvekilduğu, fiille ne kadar irtibatlı oldulerine ve emekli muvazzaf TSK menğu, delil değerlendirme aşamasınsuplarına yargı vasıta kılınarak yapılan da netleşir. Mahkeme kendi kensivil bir darbe olduğu anlaşıldı. Avrupa dine delil değerlendirdi, bizi ise Yargıçlar Birliği’nden de Türkiye’ye, yok saydı” dedi. Dosyanın, ilgisiz ‘hükümetin yargıya müdahalelerini eleştibir çok dava ile birleştirildiğini ve ren’ sert uyarılarda bulunuldu. Tüm işin içinden çıkılmaz bir hal aldıbunlar, mahkemeyi dosyayı bir an önce ğını kaydeden Çörtoğlu, devam iddia makamına mütalaa için vermek zorunda bırakmıştır” dedi. İki tanığımız dinlenmedi etti: “Sanıklara isnat edilen fiilleri, sanıkların işlediğine dair en ufak bir maddi delil bulamadılar. Davanın sanığını gizli tanık diye dinlediler. Hiçbir görgüsü, bilgisi olmayan kişileri dinlediler ama bizim Tuncay Özkan’ın avukatları olarak, dinlenmesini istediğimiz iki tanığı dinlemediler. 5 yıldır tutuklu olanlar var. Avrupa’dan uzun tutuklulukla ilgili baskılar geliyor. Bu nedenle de bir an önce hüküm vermeye çalışıyorlar.” Savcıların, “hukuka saygıları varsa, meslek etiğine sahiplerse” esas hakkındaki görüşlerini açıklamadan, süre istemelerini beklediğini söyleyen Çörtoğlu, “Aksi durum, iddia makamının önyargılı, peşin değerlere sahip olduğunu gösterir. Üstelik, soruşturma sırasında devlet sırrı denilen bazı deliller de hâlâ bize verilmedi” dedi. AVUKATLARDAN EMNİYET’E Odatv için 3 kritik soru İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyeti, Ergenekon kapsamında Odatv’de yapılan aramaların kamera görüntülerinin orijinalinde de ses olmadığını belirtti. Avukatlar Emniyet’e kritik 3 soru sordu. Avukatlar dilekçelerinde “Sessiz kayıt yapmak olağan bir işlem mi? Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan tüm aramalar ‘sessiz’ olarak mı kamera kaydına alındı ve daha önce ‘sesli’ kayıt yapılıyorsa, bu uygulamadan hangi tarihte ve hangi sebeple vazgeçildi” sorularını yöneltti. Avukatlar, mahkemeden ise kayıtlara, ses dosyalarının kesilmesi suretiyle müdahale yapılıp yapılmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle