19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2012 CUMA 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak PB Sinop PB Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara B 24 26 25 24 30 30 30 21 20 20 21 21 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B B A B A PB B PB PB PB PB PB 22 22 20 33 34 31 28 31 26 27 19 16 16 HABERLER Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte B Madrid Y Viyana B 8 14 13 14 21 21 21 20 14 21 21 17 19 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B Y B B Y PB PB PB PB B B B 26 24 24 26 22 16 19 20 21 12 26 33 30 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 EKİM GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Terör 30 yıldır bir kene gibi ülkeye yapışmış, kanını emiyor. Tek başına bir iktidar terörle mücadelede başarısız! Her gün şehit haberleri geliyor. Toplum şaşırmıyor, hayret etmiyor. Hatta olağan karşılıyor. Medyadaki manşetlerle yorumlar, bir iki gün ulusal haykırışı yansıtıyor: Yeter artık! İktidarın başarısızlığına muhalefetin terör konusundaki yetersizliği de eklenince, şehit haberleri şaşkınlıkla, hayretle karşılanmıyor artık. RTE’nin yıllardır topluma şırınga ettiği umursamazlığı, şaşkınlık ve hayret duygularındaki körelmeyi, ara sıra yayımlanan anketler kanıtlıyor. Halka bugün seçim olsa hangi partiye oy vereceğini soran anketlere göre AKP’nin oyu hâlâ yüzde 50’de, hatta RTE’nin iddiasına göre yüzde 52.5’lerde! Başarılı veya değil ama gerçekleri göstermeye çalışan ana muhalefetin oyu, kimi anketlere göre son genel seçimde aldığı yüzde 26’ların altında. Kimi anketlerde yüzde 19.5’te... ??? Son Macaristan yenilgisinden sonraki milli takımla ilgili haberlere, yorumlara bakınız lütfen... Medyada yenilgiye şaşıranlar da hayret edenler de yok! Milli takımda ulusallık arayışının, birlik ve beraberlik duygularıyla galibiyet öncelikli kafadan yoksunluğun farkına sanki bugün varmışız gibi yorumlar, haberler….. Gerekçeleri şu: Oyuncular dörde bölünmüş de, sahada birbirlerine yabancı gibi davranıyor, hatta aralarında Almanca konuşuyorlarmış da… Oysa milli takım Macaristan’dan önceki maçlarda da öyle ahım şahım performans göstermedi. Macar yetkilileri bile maç sırasında Türk futbolcuları arasındaki bölünmeyi, uyumsuzluğu saptıyor, buna göre takımlarını motive ediyorlar ama, bizim Futbol Federasyonumuz, futbolcularımızın yatak odalarına bile giren ünlü spor yazarlarımız… …sahaya milli forma ile çıkan futbolcularımız arasında ulusal takım ruhunun çöktüğünün, dörde bölündüklerinin, son yenilgiden önce farkında değil! ??? Dünya kupasına kapı kapandı ya, suçlu sorumlu arayan arayana. Takımın başına büyük umutlarla getirilen Abdullah Avcı, Macar yenilgisinden hemen sonra, “Şu anda istifa etmeyi düşünmüyorum” dedi. Üstelik bu beklentide olanları, “çalışma ve oyuncu tercihi açısından çok büyük hata, ayıp yapmadığını, gelecekte iyi şeyler yapmaya çalışarak takım başında kalacağını” söyleyerek yanıtladı. Önünde canlı örnekler dururken neden istifa etsin? Her yanı dökülen konuşmalarıyla anlamsız suçlamalarıyla ve icraatıyla istifa etmesi gereken İçişleri Bakanı İdris Şahin makamında hâlâ oturuyor. Önce, Macar maçından önce oyunculara yüksek prim dağıtarak para karşılığı galibiyet arayan TFF Başkanı ile yönetim kurulu istifa etmeli. Eski bir futbolcu, futbol âşığı, her şeyden sorumlu RTE nerede? ??? Tabii hayret ve şaşkınlıkla izlediğimiz gelişmeler de yok değil. Örneğin yeni anayasada Türk sözcüğü mü yer alacak, yoksa Türkiye vatandaşı gibi bir milleti isimden yoksun edecek tanım mı üzerinde tartışmalar devam ederken hayret edilecek bir olay medyada da siyasal alanda da yeterince değerlendirilmedi... AKP ve CHP bünyesinde Türk mü, Türkiye vatandaşı mı üzerinde karar verilemezken; Kürt kimliğiyle siyaset yapan BDP’den milletvekili Sırrı Süreyya Önder önce Millet Meclisi kürsündeki bir konuşmasında “Ben Türk’üm” dedi. Ana muhalefet partisi, beklentileri şaşırtan davranışla kurucusunu yeterince savunmaz, iktidar partisi Cumhuriyetin banisinin adını okul kitaplarından, okul binalarından silmeye çalışırken Sırrı Süreyya Önder.. ….bir komisyon toplantısında yüksek sesle; “Atatürk’ün yüzyılın gördüğü en büyük dehalardan, en kıymetli insanlardan biri” olduğunu söyledi. ??? Sırrı Süreyya Önder’in davranışından AKP ve hele CHP, acaba gereken dersi çıkaracak mı? AKP için en doğrusu daha baştan, “Seçim 3 Kasım’a alınsın” diyen CHP’yle yola çıkmaktı. Ancak sonrasındaki yeni anayasa sürecini de MHP ile birlikte götürme düşüncesinde olduklarından risk alma pahasına o yönde tercih yaptılar. Neticesinde ise Meclis’teki oylamada gerekli 367 rakamına ulaşamadılar. İkinci denemede aynı sürprizle karşılaşmamak için dün CHP’nin kapısını çaldı AKP. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları bu görüşmeye ayrıntılı hazırlık yaptı. Seçimleri erkene alma talebine karşılık AKP’den istenebilecekler konusunda önlerinde üç temel seçenek vardı: Tutuklu milletvekillerinin tahliyesi; Seçim barajının düşürülmesini de içeren demokrasi paketinin çıkarılması ya da TBMM’de görüşülmekte olan ve seçim çevrelerini doğrudan etkileyen Belediyeler Yasa Tasarısı’nın CHP’nin isteği doğrultusunda değiştirilmesi. KP: Anayasa başka, yasa başka AKP heyetinden “Anayasa değişikliği ayrı süreç, kanun değişikliği ayrı süreç. İkisini birlikte değerlendirmiyoruz” yanıtını aldıklarını belirten Günaydın şöyle devam etti: “Biz ise ikisinin birbirinden ayrı değerlendirilemeyeceğini söylüyoruz. Uzlaşma aranacaksa yasama faaliyetlerinin tümüne yayılması lazım.” ??? AKP’nin MHP ve CHP ile yaptığı görüşmelerinden çıkan tablo çok net: MHP özellikle belediyeler tasarısının olumsuz etkilerini fark edince yaptığı yanlışı anlamış gözüküyor. AKP ve CHP’nin kabul etmeyeceği 27 Ekim tarihinde ısrar ederek verdiği sözün yarattığı baskıdan sıyrılma çabasında. CHP ise kapsamlı uzlaşı talebini masaya koydu ve anayasa değişikliği ile Belediyeler Tasarısı’nın paralel ele alınmasını istedi. AKP’nin ne MHP ne de CHP’nin taleplerini kabul etmesi mümkün gözüküyor. Bugün itibarıyla bu tablodan 367 çıkması çok zor. A Bu Tablodan 367 Çıkmaz demokrasi paketiyle çıkmayı tercih etmedi. AKP masaya yerel seçimlerin tarihini değiştirecek anayasa değişikliği talebiyle geldiği için önlerine belediye yasasının konmasının daha uygun olacağı fikri benimsendi. uzlaşıyı tamamen dışlayan dayatmacı tarzını açıkça yüzlerine vurduk” diye konuştu. Belediyeler yasasında AKP’nin izlediği tavrı örnek gösterdiklerini belirten Günaydın, “Tüm alanlarda dayatmacı olup, anayasa değişiklğine gelince sayıları yetmediği için kapımızı çaldıklarında samimi uzlaşı arayışı içinde olmadıkları anlaşılıyor. Bizle anayasa değişikliğini konuşuyorlar, iki oda ötede Şişli’ye iki mahalle ekliyorlar, seçim çevreleriyle oynuyorlar. Bu pozisyonlarını değiştirmeden AKP ile asla bir işbirliği yapılamaz” dedi. Şehit ailesine ziyaret Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde operasyonda şehit düşen er Bülent Yalçın’ın Sinop’taki baba evine taziye ziyaretleri sürüyor. Çeşitli okullardan gelen öğrenciler, aileye taziye dileklerini iletti. Bazı öğrenciler birbirlerine sarılarak gözyaşı dökerken bazı öğrenciler de Türk bayrağına sarıldı. Dün toprağa verilmesi beklenen ancak Ankara’daki otopsi işlemleri yetişmeyen üç şehitten er Bülent Yalçın Sinop’ta, Uzman Çavuş Fırat Yıldırım Antalya’da, 26 yaşındaki Tankçı Uzman Çavuş Fevzi Algönül ise Afyonkarahisar’da bugün toprağa verilecek. (Fotoğraf: AA) HP kapsamlı uzlaşma istedi Nitekim CHP heyeti görüşmede tutuklu vekiller konusunu hiç açmadı. Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, “Pazarlıkçı bir tavır içinde olmadığımız için demokratikleşme taleplerimizi açmadık. Ancak AKP’nin parlamentoda yasama faaliyeti sırasında toplumsal ve siyasi C utuklu vekiller konusu açılmayacak’ Kılıçdaroğlu, tutuklu vekiller sorunu çözülene kadar AKP ile hiçbir konuda uzlaşma niyetinde değildi. Bu kararlılığında hâlâ da bir eksilme yok. Ancak hem erken seçimden kaçmadığını göstermek hem de daha ilk başta CHP sözcüleri tarafından açıklanan ‘3 Kasım’ tarihinden geri adım atmamak için dün AKP ile görüşmeye olur verdi. Seçenekleri değerlendiren CHP yönetimi, AKP’nin karşısına tutuklu vekiller ya da ‘T ÇUKURCA’DA OPERASYON ABDİ İBRAHİM’E ‘KOMİSYON’ MÜJDESİ Dün bu köşedeTürkiye’nin en büyük ilaç üreticilerinden Abdi İbrahim’in Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut’un kurmak istedikleri onkoloji ilaçları üretim tesisi yatırımının, buna izin verecek Sağlık Bakanlığı komisyonunun 4 aydır toplanmaması nedeniyle başlatılamadığını aktaran sitemine yer vermiştik. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Hakkı Gürsöz aradı ve “Şu anda toplantı halindeyiz” diyerek şu bilgileri verdi: Tıbbi ürün ve hizmetlerin yerli üretiminin teşvik edilmesi ve ülkemizin bir ilaç üretim merkezi haline getirilmesi Sağlık Bakanlığı’nın önceliğidir. Yine bakanlığın önerisi doğrultusunda stratejik önemi haiz 3 ürün grubun (biyoteknolojik ilaç, onkoloji ilaçları ve kan ürünleri) öncelikli yatırım konuları arasına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı 19 Haziran’da (4 ay önce) çıktı. Bu karar doğrultusunda gerekli yönergenin oluşturulma çalışmaları başladı ve nihai aşamaya geldi. Yönerge tamamlanınca başvurular hızla neticelendirilecek. Gürsöz’ün, Abdi İbrahim şirketi tarafından 23 Temmuz’da (yaklaşık 3 ay önce) yapıldığını vurguladığı başvuruyla ilgili şu sözleriyle konuşmamızı tamamladık: “Bayramdan sonra yanıt vereceğiz.” 12 terörist öldürüldü DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 3 askerin şehit olduğu saldırıdan sonra başlatılan hava destekli operasyonda 12 PKK’li daha öldürüldü. Kazan Vadisi’ndeki operasyonla birlikte bölgede öldürülen terörist sayısı 19’a yükseldi. Bingöl’ün Adaklı ilçesindeki Şeytan Dağları ve Maltepe Vadisi bölgesinde başlatılan operasyonda 13 sığınak, 8 avcı boy çukuru ve 2 depo bulunarak imha edildi. Bitlis’in Güroymak ilçesinde araziye döşenmiş 30 kilogramlık el yapımı patlayıcı imha edildi. Siirt’te 1 terörist teslim oldu. Şırnak’ın Cizre ile Güçlükonak ilçeleri arasında kalan Kilise Dağları’nda operasyon başlatıldı. Operasyon kapsamında Akçay Tugayı’ndan çok sayıda zırhlı araç bölgeye kaldırıldı. Operasyonun Damlarca, Akdizgin ve Ormaniçi bölgelerinde yoğunlaştırıldığı belirtildi. Dini değerlere hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada suçlamaları reddetti Say yargıç karşısında HİLAL KÖSE SAY’A DESTEK VEREN AVRUPALI PARLAMENTERLERDEN BAŞBAKAN’A MEKTUP FAZIL SAY DAVASI DIŞ BASINDA ‘Muhafazakârlaşma endişesini artırdı’ Dış Haberler Servisi Fazıl Say’ın, “dini değerleri alenen aşağıladığı” iddiasıyla yargıç karşısına çıkması dünya basınında da yankı buldu. BBC, Say’ın attığı tweet’lerde İslama hakaret ettiği yolundaki suçlamaları reddettiğini, kendisini destekleyenlerin mahkeme binası önünde pankartlarla toplandıklarını belirtti. BBC, Bakan Egemen Bağış’ın, Say’ın, “saçmalama özgürlüğünü kullanmış” sayılması gerektiği yolundaki sözlerini de aktardı. Fransız haber ajansı AFP de, davanın, Türkiye’de ifade özgürlüğüne artan kısıtlamalar getirildiği ve ülkenin muhafazakârlaştığı endişelerini artırdığını belirtti. Dünyaca ünlü piyanist, besteci Fazıl Say, Twitter paylaşımında dini değerlere hakaret ettiği iddiasıyla 1.5 yıla dek hapis cezası istemiyle yargılandığı davada dün yargıç karşısına çıktı. Şikâyetçi avukatlarının sözlü saldırılarına maruz kalan Say, suçlamayı reddetti. Say’ın duruşmalardan vareste tutulması yönündeki istemi kabul edildi. Dava 18 Şubat’a ertelendi. İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki oturuma Fazıl Say ve şikâyetçiler Emre Bukağılı, Turan Gümüş, Orkun Şimşek katıldı. Say’ı Eşber Yağmurdereli’nin de aralarında bulunduğu 11 avukat savundu. Sanatçılar Bedri Baykam, Edip Akbayram, Hilmi Yarayıcı, Say’ın babası Ahmet Say, Alman Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, CHP Milletvekili Durdu Özpolat, bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel duruşmayı izledi. Say’a destek vermek için gelen Rutkay Aziz, Tarık Akan, Selçuk Yöntem’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci, yazar ve sanatçı ise salonun küçük olması nedeniyle duruşmaya alınmadı. Şikâyetçi Bukağılı, sanığın Twitter’da dini değerlere hakaret ve sövmeye varan sözleri sarf ettiğini öne sürerek “Eğer isterse Allah’ın varlığını ona ispat ederiz” dedi. Müşteki avukatlarından Ayfer Bayer’in “Mahkeme, sanığın tavırları ile bire bir muhatap olmakta ve görmektedir. Sevgi yok, saygı yok” demesi üzerine, Say’ın avukatları tepki gösterdi. Avukatların tartışması sürerken Say, avukatları Taylan Tanay ve Efkan Bolaç’a “Çok fazla atak yapıyorsunuz” diye çıkıştı. Say, “Bu dava Türk milleti adına açıldı” diye konuşan müşteki avukatlarının “sataşma ve iftira” yaptıklarını söyledi. Mahkeme başkanı, şikâyetçi tarafı uyardı. Şikâ Fotoğraf: VEDAT ARIK TSK’DEN SINIRDA TATBİKAT Şanlıurfa’nın Suriye sınırındaki Suruç ilçesinde askeri tatbikat yapıldı. Tatbikata ağırlıklı olarak tanklar katıldı. Suriye’nin Halep kentine bağlı Aynelarap bölgesinden de görülebilen tatbikatta askeri araçların manevra kabiliyetinin test edilmesinin yanı sıra hâkim tepeye taarruz da gerçekleştirildiği bildirildi. (AA) ‘Dava insanlık kültürüne bir darbedir’ Çağlayan’daki adliye sarayında görülen davayı izleyen Alman Milletvekili Sevim Dağdelen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazılan 102 Alman Federal Meclis milletvekilinin imzaladığı mektubu okudu. Say’ın davası nedeniyle kaygı duyduklarını belirten milletvekillerinin mektubunda, “Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığı göz önüne alındığında, sözleşmenin 10. maddesi kapsamında ifade özgürlüğü güvenceye alınmıştır. Böyle bir dava sanatsal özgürlüğe bir darbe, Say’ın şahsında insanlık kültürüne bir darbedir” denildi. Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, “Davanın şikâyetçilerinin özel olarak görevlendirildikleri anlaşılıyor” dedi. “Fazıl Say Bizimdir” pankartı açan Sanatçılar Girişimi üyeleri de adliye önünde Say’ın yargılanmasını protesto etti. 7 ASKER ŞEHİT OLMUŞTU ‘Önce mayın patlatıldı sonra kroki çizildi’ ANKARA (AA) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde, 27 Mayıs 2009’da el yapımı mayının patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili davada 2 albay ve 2 yarbayın hazırladığı ek bilirkişi raporunda, “alarm, ikaz ve ihbar sistemlerinin yer aldığı belgelerin ve patlayıcıların yerini gösteren krokilerin olay meydana geldikten sonra hazırlandığı” belirtildi. Bilirkişi heyeti, ek raporda, 13 Haziran 2012’de mahkemeye sunulan rapora itirazları değerlendirdi. Personelin ifadelerine yer verilen raporda, kılavuz görevi yapan personelin “alarmikaz sistemlerinin” arazideki yerlerini tam olarak bilmediği kaydedildi. Raporda, “hava ve arazi şartları nedeniyle birlikler arasında devir teslim yapılırken yanlış aktarma, yazılı kâğıdın kaybolması, harita üzerinde işaretlenmiş yerlerin yanlışlıkla silinmesi ya da değişmesi gibi hataların oluşmasının önlenmesi amacıyla alarm, ikaz ve ihbar sistemi döşendikten sonra koordinatlarının, cinsinin ve harita üzerine işlenmiş bir krokisinin yazılı bir emir yayımlanarak kayıt altına alınmasının faydalı olacağı” değerlendirmesinde bulunuldu. yetçi Bukağılı, “Tweet atmak başkalarının görüşünü paylaşmak” deyince Say, “Başkasını niye mahkemeye vermiyorsun o zaman?” diye sordu. Bunun üzerine Bukağılı, “Başkalarını da verdim, merak etmeyin” karşılığını verdi. Say, mahkemeye yazılı olarak sunduğu savunmasında, “Twitter’da yazmış olduğum hiçbir ifadede hakaret va aşağılama amacı yok. Tam aksine, dini değerleri istismar eden kişilerden rahatsızlık duyduğumu ifade ettim” dedi. Say, şöyle devam etti: “Yaklaşık 800 yıl önce yaşamış ozan Ömer Hayyam’a ait olduğu düşünülen, birçok ‘Hakaret amacım yok’ kişi tarafından defalarca paylaşılmış, üstelik başkasının paylaşımından aynen alıntı yaptığım bir dörtlük dahi suç duyurusu kanusu yapılmıştır. Bu paylaşımlar özel olarak beni takip edenlere açıktır. Hesabım kamuya açık değildir. Rahatsız olan varsa yapması gereken yazdıklarımı takip etmemekten ibarettir. Hiç kimseyi şiddete çağırmadım. Halkıma gece gündüz hizmet vermeye gayret ederken, halkımı tüm dünyada en iyi şekilde temsile uğraşırken, halkımı dini değerler üzerinden aşağıladığımı iddia etmek çok yanlıştır. Aynı derecede yanlış olan, beni suçlayanların özgür düşüncemi engellemeye çalışıyor olmalarıdır. Hiçbir de ğer bu arada dini değerler, özgür düşünceden korkularak, düşünce baskı altına alınarak korunamaz. Bana yönelik baskı ve tehditler dini değerlere zarar vermekte, kamu barışını bozmaktadır. Şahsım hedef gösterilerek yapılan çarpıtmalarda hiçbir sorumluluğum yok. Halka hizmet veren bir sanatçı olarak böyle bir suç işlemem söz konusu olamaz. Haksız bir şekilde tarafımda yöneltilen iddialar gerçek dışı. Beraat kararı verilmesini talep ediyorum.” Mahkeme, şikâyetçiler Bukağılı ve Şimşek’in davaya katılma taleplerinin kabul etti. Şikâyetçilere, o dönemde, Say’ı Twitter’da takip edip etmedikleri konusundaki delillerini sunmaları için süre verdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle