Katalog

19 EKİM 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Türk hacısı yer ayırtmış. Oda başına 13 gün için 39 bin TL ödeyeceklermiş! Mekke’yi koruyan şehitlerimizin kanları üzerinde lüks haclar hayırlı olsun! ??? Nisan 2001’de bu Kulelerden birinin tepesine köşede özetle şöyle görkemli bir saat yerleştirilmiş. yazmıştık: Tüm dünyanın saatlerinin ‘‘Suudi Arabistan, Mekke’de düzenlendiği, “0” boylamının Ciyad (Ajyad) adlı bir Osmanlı geçtiği İngiltere’de kalesini yıkıp yerine Greenvich’ten değil, apartmanlarla birlikte beş Müslüman ülkeler saatlerini yıldızlı otel yapmaya bundan böyle “Mekke Kraliyet hazırlanıyor. Suudi Evkaf Bakanı Dr. Abdul Rahman Al Saat Kulesi”ne göre ayarlayacaklarmış. Matrudi, yaklaşık yarım milyar 28 Ekim Pazar gecesi dolara mal olacak, 48 ayda Türkiye’de “yaz saati” tamamlanacak projeyi Kral uygulaması sona erecek. Kısa Fahd’ın onayladığını açıkladı. sürede herhalde bizde “Mekke 1781 yılında yapılan, ancak Kraliyet Saat Kulesi”ne göre 1884’te Osmanlılarca tümden saatlerimizi ayarlamaya yenilenen Ciyad Kalesi, başlarız. Böylece bizi yarım Osmanlıların, kutsal kent yüzyıldır Avrupa Birliği’ne Mekke’yi korumak amacıyla almayanlar da münasip yaptıkları üç kaleden biridir. yerlerine birinci sınıf Mekke Yıkımı kararlaştırılan Ciyad kınasından yakarlar! Kalesi, 800 kişilik Osmanlı ??? Topçu Birliği’ni barındırıyordu.” O tarihlerde TBMM’de “Erken Yerel Riyad’daki Türk Büyükelçisi Seçim Yasa Tasarısı”nın Ahmet Banguoğlu, Ecyad da gerekli oyu almayışı AKP’de denilen bu kalenin yıkımının üzüntü yarattı. Bazı AKP’li önlenmesi için Suudi milletvekilleri oylamaya Arabistan hükümetine nota katılmamıştı. vermişti. Bunlardan Ancak biri de Ecyad Kalesi. Suudiler, 3 futbolumuzun Ocak ünlülerinden 2002’de AKP buldozerlerle milletvekili yıkıma Hakan başladılar. Şükür’dü. Basınımız ??? Şükür’ü Mekke’yi “oylama tepeden kaçağı” gören bu sözleri ile başlıklara taşıdı. yere Suudiler sonrasında Haberlerde Şükür’ün “Abraj Al Bait Kuleleri” denilen 8 gökdelen yaptılar. 260 metre Mekke’ye hacca gittiği de yazıldı! yüksekliğindekine, “suyu Türkçede “Herkes Mekke’ye, kutsal” olduğuna inanılan bizimki tekkeye…” gibilerden “Zemzem Kuyusu’ndan” bir deyim var. Şükür, esinlenerek sanki kule de Mekke’ye değil, tekkeye kutsalmışçasına “Zemzem gitmişti. AKP ve TBMM’ye Kulesi” adı verildi. resmi bildiriminde Türk şehitlerinin bulunduğu “Amerika’daki bir davete kalenin yerine yapılan kulede, icabet edeceğini…” bazı Türk şirketlerinin 700 bildirmişti… kadar Türk zenginine Şükür’ün tekkesi nerede? “devremülk” düzenlemesi ile Nikâh tanığının da olduğu daire pazarladıkları da Pennsylvania’da… Tekke açıklandı! ziyaretini tamamladıktan sonra ??? şimdi 60 milletvekili ile birlikte Bu kulenin yanında, 595 Mekke’nin yolunu tuttu. Helal metre yüksekliğinde “7 yıldızlı” olsun bu yollar Hacı Şükür’e… bir gökdelen oteli yer alıyor. Hacı adayı milletvekiller Otelin “Eşsiz ve kutsal Kâbe haftalarca Mekke’de olunca, manzarası sayesinde hisseder TBMM’de yeniden gündeme ve bu kutlu anın keyfini gelmesi söz konusu “Erken sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz” Yerel Seçim Yasa Tasarısı”nın tanıtımından etkilenen 108 oylamasına kimler katılacak? dishab@cumhuriyet.com.tr 11 Rusya: Türkiye ‘silah’ iddiasından vazgeçti Zemzem Kulesi! 17 ‘Halep’tekiler emri Türkiye’den alıyor’ Dış Haberler Servisi Şam yönetimine karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) komutanlarından Ebu Halil, Halep kentindeki savaşçıların Türkiye’den emir aldıklarını öne sürdü. ABD’de yayımlanan New York Times gazetesine konuşan Ebu Halil “Biz kendimizden emir alıyoruz. Türkiye’den emir alan Halep savaşçıları gibi değiliz” dedi. Gazeteye göre, Şam’ın güneyindeki Douma semtinde bulunan ÖSO komutanlarından Ebu Halil, Şam’ın şu anda isyancıların kontrolünde olduğunu iddia ederek, muhaliflerin yeterince silahı olmadığını, ancak insan gücüne sahip olduğunu, en çok hükümetin MIG uçaklarından ve havan toplarından korktuklarını söyledi. New York Times, başkent Şam’da geç saatlerde gerilimin yükseldiğini ve karanlık olduktan sonra dışarı çıkmanın asla iyi olmadığını belirterek savaşın sadece Halep ve Hamas’ta değil Şam’da da yaşandığına dikkat ‘Ankara tavır değiştirdi’ Dış Haberler Servisi Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirilen Suriye uçağıyla ilgili olarak Türkiye’nin önceki tavrını değiştirdiğini ileri sürdü. Lukaşeviç, Hürriyet gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin uçaktaki kargonun silah olmadığını kabul ettiğini vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bu konuda yaptığı açıklamadan sonra Rusya’nın Ankara büyükelçisinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile iki yeni görüşme yaptığını belirten Lukaşeviç, “Bu görüşmeler neticesinde Türk tarafı yükün mühimmat olduğu iddialarından vazgeçmiş oldu. Türk tarafının şu an tek itirazı yükün gerektiği biçimde beyan edilmeden taşınmış olmasıyla ilgili. Dolayısıyla yükün sahibi Rus şirketinin malzemelerin iadesini istemesi beklenebilir” dedi. Suriye uçağında bulunan Rus vatandaşlarına Türk güvenlik güçlerinin “kaba davranmış olmaları”nın kendilerince “sorgulanmaya devam” ettiğini belirten sözcü, Türkiye’den bu konuda bir soruşturma başlatılmasını ve sonuçların kendilerine iletilmesini istediklerini söyledi. Lukaşeviç’in sözlerine Dışişleri Bakanlığı’ndan jet yalanlama geldi. Bir diplomatik kaynak, “Rusya tarafına, ‘Uçakta mühimmat yokmuş’ tarzında bir şey söylenmedi. Uçaktan çıkan malzemeler askeri malzeme. Gönderen Rus silah firması, alıcı da Suriye Savunma Bakanlığı. Hiçbir zaman kargo illegal de demedik. Türkiye sadece kargonun illegal taşındığını söyledi. Uçak da bu nedenle, pilota geri dönme şansı tanıdıktan sonra indirildi” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da “Hiçbir şekilde bu mesele, TürkiyeRusya arasında aşılamayan bir kriz falan değil. Böyle bir durum yok” dedi. Geçen hafta muhaliflerin kuşattığı Maret el Numan bölgesi dün ordu bombardımanının hedefi oldu. (Fotoğraf: AFP) çekti. Gazete, Şam’da benzin bulmanın giderek zorlaştığını, insanların yiyecek ve yakacak gaz kıtlığı konusunda endişeli olduğunu, sokakların ve köprülerin kapatıldığını yazdı. Kaçırılan zengin Suriyeli sayısının arttığını da belirten gazete, adam kaçırmaların ya ÖSO ya da radikal gruplar tarafından gerçekleştirildiğinin söylendiğini aktardı. Hafta başında, Halep’te El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi militanlarının, esir aldıkları askerleri kurşuna dizdiklerini gösteren fotoğraflar yayınlanmıştı. Militanlar, geçen ağustos ayında da yine Halep’te öldürdükleri polislerin cesetlerini postane binasının çatısından atmışlardı. Mısır’da peçeli öğretmen şiddet uyguladı Başlarını kapatmayan öğrencilerin saçını kesti Dış Haberler Servisi Mısır’ın güneyindeki Luksor şehrinde bir öğretmenin, 12 yaşındaki iki kız öğrenciyi başlarını kapatmadıkları için saçlarını keserek cezalandırdı. Kurna köyünde yaşanan olayda, peçeli olan öğretmen, başlarını örtmeyen iki öğrenciyi, iki saat boyunca elleri kafalarının üzerinde olacak şekilde ayakta tuttu, sonra da kızların saçlarını kesti. Luksor Valisi İzzet Saad öğretmenin davranışını “utanç verici” olarak niteledi ve başka bir okula atandığını açıkladı. Öğretmen ise kestiği saçın “iki santimetreden uzun olmadığını” iddia etti. Kahire İnsan Hakları Enstitüsü’nden Ziyad Abdültavab, olayın endişe verici ancak şaşırtıcı olmadığını söyleyerek “Okullarda ya da okul dışında, İslamı korumak amaçlı diye meşru kılınmışsa, her tür tacizin kabul edilebilir olduğuna dair bir kanı var” dedi. Suriye uçağında rampa yokmuş BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Suriye uçağının “silah taşıdığı” gerekçesiyle Esenboğa Havaalanı’na indirilmesinden sonra yaşanan gelişmelere ilişkin bilinmeyen ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Suriye uçağı Esenboğa’ya zorunlu iniş yaptıktan hemen sonra yolcuların bazıları cep telefonlarını açtı. GSM şebekesinden, Ankara’daki Rusya Federasyonu Büyükelçiliği’nin iletişim numaraları otomatik olarak düşünce bir Rus kadın yolcu, büyükelçiliği aradı. Uçaktaki kargonun, iddia edildiğinin aksine füze rampası değil, “çift kullanımlı malzeme” olarak tanımlanan radyo alıcı ve vericisi olduğu belirtildi. Dışişleri yalanladı Lefkoşa sokaklarını grev sardı LEFKOŞA (Cumhuriyet) KKTC’de başkent Lefkoşa’da ekonomik kriz yaşayan Lefkoşa Belediyesi’nde çalışanlar genel grev kararı aldı. Çöplerin toplanmaması ve hizmetlerin aksaması üzerine, hükümet “halk sağlığını tehdit ettiği” gerekçesiyle grevi 60 gün yasakladı. Yasağa uymayacaklarını ilan eden çalışanlar da Lefkoşa belediye binası önünde toplandı ve yolu ateş yakarak trafiğe kapattı. KKTC hükümeti belediyedeki mali krizi aşmak için Türkiye’den yardım talebinde bulunurken Ziraat Bankası, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın onayıyla 50 milyon liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi vereceğini açıkladı. Türkü Yenen! Puşkaş’lı yenilmez Macaristan futbol takımı ocak ayı sonunda İzmir’e kent karması ile karşılaşmaya geldi. Hava soğuk mu soğuk… Macarlar ilk karşılaşmada İzmir Karması’nı 81 yenerken zorlanmadılar. Birkaç gün sonra, arkadaşlarla okuldan kaçarak ikinci karşılaşmayı izlemeye yine Alsancak Stadı’na gittik. İlk gün, bazı izleyicilerin “cep konyaklarını” çıkararak ısınmaya çalıştıklarını görmüştük. İkincisinde biz de donanımlı giderek ülkemizde adı “kanyak” olan konyak ile ilk kez tanışmış olduk. Belki o gün İzmir’de cep konyağı tüketiminde rekor kırılmış olabilir. Konuk takım, kendilerini yormadan, bizim karmayla “alay etmeksizin” ikinci maçı da “üçlü paslaşmalarla” 110 kazandılar… Bir anlamda her oyuncu için birer gol atmış oldular. Her iki maçı Türk Ulusal Takımı ve Ankara Karması’nın oyuncuları da izlemişlerdi. Macarlar Ankara’ya uçtuklarında kendilerinden emindiler. Ancak Ankara Karması’nı 32 yenebildiler. İstanbul Karması karşısında da sonuç aynı oldu. 19 Şubat Pazar günü Mithatpaşa Stadı’nın tribünleri yetersiz kalınca portatif ekler yapılmıştı. 30 bine yakın izleyici bu tarihsel maçı izlemeye koşmuştu. Bizler de radyolarımızın başına çökmüştük. 14 gün içinde 5. maçlarına çıkan konuk takımın yorgunluğuna, bizimkilerin Macarların üçlü kısa paslaşmalarını öğrenip karşılığında aynı yöntemi uygulamalarına bir de “ulusal ıl 1956… İzmir Atatürk Y Lisesi’nde son sınıf öğrencisiyim. Ferenç gururumuz” eklenmişti. Türk futbolunun devleri Lefter Küçükandonyadis’in (2), İzmirli komşum Metin Oktay’ın (1) gol, Macarların ünlü futbolcusu Ferenç Puşkaş’ın (1) gol attıkları o günkü maçı ulusal takımımız 31 kazanmıştı. Bu sonuç, bir anlamda Türk futbolu için dönüm noktası oldu. Ne yazık ki birkaç ay sonra Macaristan’da özgürlükçüler ayaklanınca bu ünlü takımın oyuncuları ülkelerinden kaçtıklarında görkemli futbolları da sona erdi. ??? Aradan 56 yıl geçmiş, bu kez Türk takımı Budapeşte’nin yolunu tutmuş ve adını “Ferenç Puşkaş”tan alan statta Macar takımının karşısına çıktı. Sonuç, yine 31’di… Ama bu kez onlar bizi aynı sonuçla yenmişlerdi. Spor Sayfamızın Yöneticisi Arif Kızılyalın yazısına “Török Verö” başlığını atmıştı. Budapeşte kapılarından Osmanlı’yı püskürten Macar komutan Hunyadi Yanos’a “Türk’ü Yenen” anlamına gelen bu adı takmışlardı. Bildiğiniz gibi Orta Asya çıkışlı Hunların uzantısı olan Macarların ülkesine, yabancılar “Hungary” derler. Bu kahramanın adının kökeni de “Hunyadi” Hun sözcüğünden gelir. O günden sonra Budapeşte’de çalan çanlar o başarıyı kutlar. Arif de yazısında “Dün gece de yine bizim için çaldı Budapeşte’de çanlar” diye bir vurgulama yaptı. Bu arada Arif’e bir bilgi kırıntısını da ben ekleyeyim. Macaristan’ın ünlü kırmızı şaraplarından birinin de adı “Török Verö”dür (Türk’ü Yenen). Herhalde Macar futbolcular o günkü maça bu şarabı içerek çıkmış olmalılar! Cezayir itirafı PARİS (AA) Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande , yaptığı yazılı açıklamada, “17 Ekim 1961 tarihinde, ülkelerinin bağımsızlığı için gösteri yapan Cezayirliler kanlı bir şekilde bastırıldı ve öldürüldü. Cumhuriyet açıklıkla bu gerçeği tanır. Hayatını kaybeden kurbanları saygıyla anıyorum” dedi. Fransız tarihçiler, polisin kanlı baskınında yüzlerce Cezayirlinin yargısız infaza kurban gittiğini düşünüyor. C MY B