23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Samsun Gazi Hastanesi’nde işçiyi sendikal nedenlerle atan taşerona bir yıl hapis cezası verildi Yargı ‘sendika’ dedi OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Avrupa Sosyal Şartı’na uymayan ve yıllar önce imzaladığı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) standartlarının açıkça ihlali anlamına gelen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı’nın pek çok maddesinin sendikaların itirazlarına karşın kabul edildiği ülkede, önceki gün örnek bir karara imza atıldı. Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı DevSağlık İş Sendikası tarafından açılan davada taşerona, sendikal hakların kullanılmasını engellemek suçundan bir yıl hapis cezası verdi. Her ne kadar ceza 9 bin lira para cezasına ? Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Samsun Gazi Hastanesi’nde taşerona ‘sendikal hakların kullanılmasını engellemek’ suçundan bir yıl hapis cezası verdi. İşten atılan toplam beş sendikalı işçinin hastane önündeki direnişleri iki yıla yakındır sürüyor. dönüştürülse de verilen ceza sendikal çevrelerde tarihi bir karar olarak yorumlandı. Konu hakkında bilgi veren DevSağlık İş Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Samsun Gazi Hastanesi’nde üç yıla yakındır sendikal örgütlenme çalışmaları yürüttüklerini belirterek, önce hastaneye başka sendikanın getirilerek orada örgütlenmenin yapılmasına çalışıldığını, sonra taşeron şirketin değiştirildiğini dile getirdi. Yeni gelen Atlas şirketi yetkililerinin ilk icraat olarak çalışanları topladığını anlatan Çerkezoğlu, “Tüm çalışanların yer aldığı toplantıda, ‘Burada sendikalı işçiler varmış, ben sendikalı işçi istemiyorum. İstifa edip gelin, istifa yazısını getiren yeniden işbaşı yapar’ şeklinde ifadeler kullanıyor. Şu an bu kararın verilmesine yol açan ilk dava sahibi Kadriye Esra Savaşlı da işyeri temsilcisi olduğunu, istifa etmeyeceğini söyleyince, taşeron da kendisini işten atmakla tehdit ediyor, daha sonra da işten attı zaten” diye konuştu. Çerkezoğlu, pek çok işçinin de sendikadan istifa etmemeleri halinde başka işyerlerine gönderilmek istendiği bilgisini de verdi. Sendikal nedenlerle işten atılan toplam 5 işçinin, 2011’in Ocak ayında hastane önünde çadırlar kurarak direndiklerini dile getiren Çerkezoğlu, hastanedeki mücadelenin hâlâ sürdüğünü, söz konusu kararın da kendilerine güç kattığını, mücadele eden işçiler için büyük bir moral olduğunu söyledi. ‘Krize Karşı İnşaat’: Nereye Kadar?(1) AKP rejiminde sermaye birikimi sürecine damgasını vuran sektörün inşaat olduğu malum. İnşaatın başaktör olarak sahne alması 2001 krizi sonrası oldu. 2001 krizi öncesi, devasa açıkları olan kamuyu fonlayarak yüksek faizler elde eden parasermaye sahipleri için, yaşanan ağır transformasyon sonrası fahiş faiz iklimi de son buldu. 2002 sonrasında iç tüketim, iç tüketimde de inşaat üstünden birikim devri açıldı. Kamuya borç veren bankalar, artık yüzlerini tüketici kredisine döneceklerdi. Konut kredisi için kampanyalar hızlanacaktı. AKP iktidarı büyük bir cinlikle Arsa Ofisi’ni RTE’ye doğrudan bağlı TOKİ’ye bağlayınca inşaatta “yürü ya kulum” dönemi de açılmış oldu. Bütçeden tek kuruş harcamadan kamu arsalarını bir tür sermaye gibi kullanan TOKİ modeli ile 10 yıl içinde 500 binin üzerinde konut inşa ettirildi. AKP yetiştirmesi, payandası irili ufaklı burjuvazinin yanında, geçmişin büyük sanayicileri hatta finansçıları hepten inşaatçı kesildi, inşattan beslenmeye başladı. ??? İnşaatın özelikle de konut üretiminin, yeni dönemin birikim modelinin başaktörü durumuna getirilmesi 1980 öncesi birikim rejiminden farklı bir şey. İKSV Tasarım Bienali kapsamında 15 Ekim Salı günü Büyükdere Koleksiyon’da bir konuşma yapan Prof. Dr. İlhan Tekeli Hoca, “Kentsel dönüşümün neden vakti geldi?” sorusunu sorduktan sonra şunu söylüyordu; “1960’lı yıllarda Türkiye planlı ekonomiye girdiğinde, konut harcamaları bir yatırım konusu olarak ele alınıyordu. (…) Günümüzde ise konuta bir yatırım olmaktan çok tüketimi çoğaltılarak ekonomiyi canlandırmakta yararlanılabilecek bir dayanıklı tüketim malı olarak yaklaşılıyor. Genellikle konutun 135 farklı sektörle ilişkisi olduğu söylenerek ekonominin krize düştüğü dönemlerde ekonomiyi canlandırmak için konut harcamalarının artırılması teşvik edilmektedir.” İnşaat, diğer sektörleri sürükleyen bir faaliyet. İlk kazma vurulunca inşaat malzemesi üreten çimento, cam, tuğla, seramik, boya, demirçelik, ahşap vb. sektörlerin tümünün çarkları dönmeye başlar. Bankaların kredi çarkı dönmeye başlar. Uluslararası fonlara gün doğar. Binaların bitişiyle içinin donanımı; beyaz eşya, otomotiv sanayine alan açar. Konutların pazarlanması emlak pazarlama sektörüne, pazarlama, ilanlar yoluyla medyaya alan açar… Bu böyle zincirleme birçok sektörü tetikler. Ama bütün bu faaliyetlerin ana karakteri, bir meta olarak konutun ağırlıkla “iç pazara” dönük bir üretim olmasıdır. İhracının yani, dışarıdan, dövizle alıcısının sınırlı kalmasıdır. ??? İnşaatın “iç pazara dönük” karakterinin tamamlayıcısı, “ithalata” bağımlılığı. Bir tek arsa girdisi yerli sayılabilecek inşaatta, çimento bile ithal enerji kullanıcısı olarak döviz harcayan bir sektör. Geleneksel müteahhitlikten Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları’na geçiş yapan inşaat firma grupları, en büyük ithalatçı olmanın yanında en büyük borçlanıcı, yani dış kaynak kullanıcıları aynı zamanda. Özetle, “İnşaat ya Resulullah!” diyerek son 10 yılı inşaat odaklı birikim ile geçiren İslamcısı, TÜSİAD’cısı ile Türkiye burjuvazisi, gelecekte de inşaattan özellikle “Kentsel Dönüşüm” adıyla cilalanan yeni sürece dört elle sarılmış durumda. Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de felaketin, afetin birçok hukuksuzluğa ve barbarlığa gerekçe yapıldığını biliyoruz. Yaşam hakkını gerçekleştirmek için yaşadığımız konutların depreme dayanıklı hale getirilmesine kim karşı çıkabilir? Betondan birikimi sürdürmenin yeni aşaması sayılan “Kentsel Dönüşüm”e de afete karşı olmak gerekçesinin, soyguna meşrutiyet kazandırmak için tepe tepe kullanıldığının her gün birçok örneğine rastlıyoruz. Afete karşı önlem hikâye, kâr ve sermaye birikimi gerçektir… Ancak burada da deniz, sonsuz değildir. Gidilecek yol hele bugünün Türkiye şartlarında oldukça sınırlıdır. İnşaat ipi, yılları taşıyacak, sermayeyi kuyudan çekip çıkaracak kadar güçlü değildir, hatta boyuna, ayağa dolanması işten bile değildir. Bunun neden böyle olduğuna yarın devam edeceğim… Çerkezoğlu, (ortada) 635 gün önce işten çıkarılan ve hastane bahçesinde kurdukları direniş çadırında eylemlerini sürdüren sendika üyelerine çeşitli kesimlerden destek geldiğini söyledi. Yolİş’ten uyarı Ekonomi Servisi “Bazı Büyükşehir Belediyelerinin Sınırlarının Değiştirilmesi ile 13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması” hakkında kanun tasarısının, on binlerce il özel ‘Merkez çaldığım düdük diyor’ idaresi işçisini mağdur edeceğini dile getiren Yolİş Sendikası Genel TCMB Başkanı Erdem Başçı’yı eleştiren Başkanı Ramazan Ağar, kaygılarını Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez demokratik ölçüler içinde ortaya Bankası’nın faiz koridorunda yaptığı 50 koymanın görevleri ve sorumlulukları baz puanlık indirimle ilgili olarak, “Merkez olduğunu söyledi. Bankası hâlâ inatla ‘benim bildiğim bildik, Ankara Güven Park’ta kitlesel bir basın çaldığım düdük’ demeye devam ediyor. açıklaması yapan Yolİş Sendikası Faiz koridorunun daraltılması yöneticileri, özellikle iki konuya odaklandı. noktasında hâlâ aşırı temkin, Binlerce il özel idaresi çalışanının ihtiyaç aşırı ihtiyat devam ediyor. Piyafazlası olduğu gerekçesi ile karayolları sada beklenti daha fazlaydı” dedi. müdürlüklerine aktarıldıklarını hatırlatan Ağar, Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde taşeronlar tarafından çalıştırılan 7 bine yakın işçinin sendikalarına üye olduğunu dile getirdi. Toplantıda konuşan Ağar, “Mahkemeler ile Yargıtay’ın bu işçilerin asıl işvereninin Karayolları Genel Müdürlüğü olduğuna karar vermesine rağmen, Maliye Bakanlığı, kararların uygulanabilmesi için gerekli kadroları tahsis etmemiştir. Taşeron işçilerine kadro verilmediği gibi, karayolları ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren: Önümüzdeki dönemde üst banbölge müdürlüklerinde işlerin tümü dın daraltılmaya devam edilmesi olasılığı yüksek. Ancak biraz daha kritik olan önüanahtar teslimi ihaleye çıkarılmıştır. müzdeki hafta açıklanacak Enflasyon Raporu’nda TCMB’nin revize hedefleri. Bu durumda; 7 bin taşeron işçisinin yanı Ata Yatırım Kıdemli Ekonomisti Özlem Derici: Merkez’in tavrı ölçülü indisıra, 11 bin kadrolu işçi işini rimlere devam edip kredi kanalıyla büyümeye destek olacağı yönünde. kaybedecek, 11 bin 555 iş makinesi de Halk Yatırım Yönetmeni Bora Tamer Yılmaz: Son derece temkinli bir duruş. Meratıl duruma düşecektir” diye konuştu. Faiz 50 baz puan indi ? Merkez Bankası politika faizini beklentiler dahilinde sabit tutarken üst bantta 50 baz puanlık indirim geldi. ROK’ta 0.1 puanlık artış yapıldı. Şimdi gözler enflasyonda. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) faiz koridorunun üst bandında 50 baz puanlık indirim yapıp bütün döviz tutulabilecek TL cinsi zorunlu karşılık dilimlerinde rezerv opsiyon katsayılarını (ROK) 0.1 puan artırdı. Banka gerektiğinde önümüzdeki dönemde aynı doğrultuda ölçülü bir adım atılabileceğini belirtti. TCMB ekim ayı Para Politikası Kurulu’nda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faizi yüzde 5.75’te, gecelik borçlanma faizi yüzde 5’te sabit tuttu. Kurul, borç verme faiz oranını yüzde 10’dan yüzde 9.5’e, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkânı faiz oranı yüzde 9.5’ten yüzde 9’a düşürdü. Borç verme faiz oranı yüzde 13’ten yüzde 12.5’e indirildi. TCMB TL zorunlu karşılıkların döviz ya da altın tutulabilecek üst sınırında ise bir değişiklik yapmadı. Ölçülü indirim sürecek kez, “ne sıkı ne de büyümeyi destekleyici duruşa geçtik” görüşünü vermek istiyor. Sınırdaki esnaf kepenk kapattı ? GYİAD Başkanı Burcu Akdarı Toprak: Her 4 gençten birinin işsiz olduğu Türkiye’nin, enerjisini gerilim politikalarına ve savaşa değil kendi iç sorunlarına harcaması gerekiyor. Suriyeliler günde 2 milyon dolarlık alışveriş yapıyordu, sınır ticareti yapan esnaf kepenk indirmek zorunda kaldı. Ekonomi Servisi Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD) Başkanı Burcu Akdarı Toprak, 2011’de Türkiye ile Suriye arasında 2.5 milyar dolar olan ticaret hacminin, 2012’nin ilk 6 ayında 300 milyon dolara gerilediğini, son dönemde ise tamamen sıfırlandığını söyledi. GYİAD Dış Politikalar Konferansı’nda konuşan Akdarı Toprak, Suriye ile yaşanan gerilimin ekonomik sonuçlarına bakıldığında ortaya son derece karamsar bir tablonun çıktığını vurguladı. Akdarı Toprak, iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasının askıya alınması başta olmak üzere, pek çok alanda ekonomik sıkıntıların yaşandığına dikkat çekerek şu değerlendirmeleri yaptı: ? Bir süre önce Suriye ile kurulan sıcak ilişkiler, kısa zamanda yerini gerilim ve savaş söylemine bıraktı. Bunun sonucunda peş peşe insani, sosyal ve ekonomik kayıplar yaşamaya başladık. ? Elektrik ihracatımız teknik altyapı çökünce durdu. ? Suriye’den her yıl ortalama 600 bin turist geliyordu, tamamen kesildi. ? Suriyeliler günde 2 milyon dolarlık alışveriş yapıyordu, sınır ticareti yapan esnaf kepenk indirmek zorunda kaldı. ? Suriye Ortadoğu’ya açılan en önemli ticaret kapımızdı, her gün Suriye üzerinden bin kamyon geçiş yapardı. Bu sayı şimdi neredeyse sıfıra indi. ? Suriye üzerinden Ortadoğu’ya 2 bin 500 dolara giden nakliye, şimdi 5 bin dolara çıktı. ? Güney illerinde ticaret, ihracat ve esnaf çok olumsuz etkilendi. ? Yarın ne olacağını bilmeyen, geleceğin riskini satın almakta ciddi tereddüt yaşayan şirketlerimiz tek tek geri dönmeye başladılar. Burcu Akdarı Toprak Komşuda iki yılın 20. genel grevi ’na Ekonomi Servisi Kurtarma fonlarının yeni dilimi için yapılması planlanan son kesintilere karşı Yunan sendikaları son üç Ekonomi Servisi Son dönemde Türk tahhafta içinde ikinci kez 24 saat süreyle greve giderken meyvillerine gelen yoğun ilginin bir örn danlar yine savaş alanına döndü. Polis ülkede yaşamı durBankası’nın yurtdışında gerçekleşt eği de İş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) duran protestoculara sert müdahalelerde bulundu. Ülkenin vadeli 1 milyar dolarlık sermaye irdiği 10 yıl 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçeben zeri tahvil borç krizinin ortaya çıktığı iki yıl öncesinden bu yana 20 ihracında yaşand kez genel grev yapıldı. Her dört kişiden birinin işsiz olduğu ya, Amerika ve ı. İş Bankası’nın aynı anda As si’nde en yüksek payı Maliye BakanlıAvrupa’da gerçekleşt ğı aldı. Milli Eğitim ile Milli Savunma da yüksek ülkede, özel sektör ve kamuda örgütlü en büyük şemsiye lük “roadshow”dan sonra söz kon irdiği 3 gün bütçeli bakanlıklar arasında yer alırken Diyausu tah ville re sendika konfederasyonları GSEE ve ADEDY’nin çağırdığı gre 10 milyar dolarlı k talep geldi. Yoğun net İşleri Başkanlığı’nın bütçesindeki artış ve taksi sürücüleri, gemiciler, doktorlar, öğretmenler ve hava tahvillerin fiyatı da başlangıç nok talep sonucu dikkat çekti. Diyanet’in bütçesi 4.6 milyar TL tası olan yüzde trafik kontrolörleri de dahil çok çeşitli meslek gruplarında çalı6.25 6.5 aralığın oldu. Diyanet’in bu yılki bütçesi 3.8 milyon şanlar katılıyor. Yunanistan şu anda IMF, Avrupa Birliği Komis Türk bankalarını dan, yüzde 6’ya geriledi ve bu, n kriz sonrası gerçekleştirdiği en TL’ydi. Bu yıl 88.5 milyar TL olan Maliye Bakanlığı’nın bütçeyonu ve Avrupa Merkez Bankası’nı tatmin etmesini umduğu düşük faizli sermaye benzeri tah si 99.1 milyar TL’ye çıktı. Maliye Bakanlığı’nı, 71.8 milyar TL vil ihracı oldu. 11.5 milyar Avro’luk bir kesinti paketi üzerinde çalışıyor. Kesinİş Bankası Genel Müdürü Adnan ile Hazine Müsteşarlığı, 47.4 milyar TL ile de Milli Eğitim BaBali yaptığı ti planları Troyka’yı ikna ederse Yunanistan da 31.5 milyar Avaçıklamada, “Bu talepte, bankam kanlığı izledi. 4+4+4 düzenlemesi ile maliyeti artan Milli Eğitim ızın güçlü firo’luk son kurtarma fonu dilimini alacak. Aksi halde ülkenin nansal yapısı, yüksek kredibilite Bakanlığı’nın bu yılki bütçesi 39.1 milyar TL’ydi. Milli Savunma si ve gele hazinesinde gelecek ay para kalmayacağı açıklanmıştı. Sendiceğe ilişkin somut planlarımızın Bakanlığı 20.3 milyar TL olan bütçesiyle yine birçok bakanlığı yatı ka liderleri ise dün toplanan AB liderlerine, planlanan son ücret cılarca ayırt edilmiş olması belirleyrımgeride bıraktı. Kentsel dönüşüm çalışmaları yapan Çevre ve Şeici ve emeklilik kesintilerinin Yunanistan halkını daha da kötü duruoldu” dedi. İş Bankası, sağlanan hircilik Bakanlığı’nın bütçesindeki artış da dikkat çekti. Bakanlığın 1 ma düşüreceği mesajını iletebilmeyi umduklarını söylüyorlar. milyar dolarlık kaynağı, reel bütçesi 1.8 milyar (bu yıl 292.8 milyon TL) olarak belirlendi. Olaylarda bazı göstericilerin yaralandığı, 67 yaşındaki bir kişinin sektöre kredi olarak 138.7 milyon TL olan Cumhurbaşkanlığı bütçesi gelecek yıl 157.5 ise kalp krizi geçirdiği, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kullandıracak. milyar TL’ye yükselecek. yaşamını yitirdiği bildirildi. üç kıtadan rekor talep Bütçeden en büyük pay Maliye’ye C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle