19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Erdoğan, yerel seçimlerin öne çekilmesi oylamasının 367’ye takılmasının hesabını sordu Hapishane Mektupları Fatih Hilmioğlu’na yapılanlar hepimize yapılmıştır. Malatya Üniversitesi’ni başarı çizgisine çekmiş Rektör Hilmioğlu bir bilim adamı. O yüzden de yargılanıyor. Demokrasilerde de insanlar yargılanırlar, ama nahak yere azap çekmemeleri için, güvenceleri vardır. Masumiyet karinesi onlardan biridir. Hilmioğlu için bu karine çalışmadı, kaçma ve delilleri karartma gerekçesiyle tutuklu. Hilmioğlu, karaciğer kanseri; her vatandaşın, sahip olduğu sağlık kurumlarında tedavi görebilme hakkından da yoksun. Hilmioğlu olağanüstü bir mahkeme tarafından pek olası ki, mahkum edilecek. Demokrasilerde, rektörlerin mahkum edilmesi de mümkündür. Ama demokrasilerde olağanüstü mahkemelere yer yoktur, değil rektörler, bilim adamları, kimse bu tür mahkemelerde yargılanmaz. Demokrasilerde kamuoyu vicdanı kanar bu gibi durumlarda, kanamazsa vay o demokrasinin ve kamuoyunun haline! ??? Kanser hastası Hilmioğlu geçen cumartesi, üniversite öğrencisi oğlunu yitirdi. Ergenekon davasından üç yıldır tutuklu olan Fatih Hilmioğlu, oğlunun cenazesine katılmak üzere, kaldığı Silivri tutsak evinden çıkarılıp, Ankara’ya gönderildi. Ama geceyi ailesiyle birlikte evde geçirmesine izin vermediler. Sincan Cezaevi’nde kaldı. Şimdi yetkililere soruyorum: Nasılsınız, iyi misiniz, rahat mısınız, huzurlu musunuz, gece rahat uyudunuz mu? Ben Hilmioğlu’nu, yakınlarını düşündükçe kendi çaresizliğim adına çok utanıyorum. Adalet Bakanı Sadullah Ergin eskiden tutukluların yakınlarının cenazelerine katılmasının mümkün olmadığını, yaptıkları bir düzenlemeyle bu imkânı tanıdıklarını, artık geceyi evde geçirme olanağının da sağlanacağını söylüyor. Kimse kimseyi kandırmasın. Beğenmediğimiz 12 Eylül döneminde, 1982 yazında Barış Derneği tutuklusu Melih Tümer, ölen annesinin cenazesine sıkıyönetim komutanlığınının izniyle katılabilmişti. Evde kalması söz konusu değildi, eşi yurtdışında yaşıyordu. Kimse, darbe döneminde bile var olan olanakları sağladığını söyleyip kasılmasın! ??? Türkiye’de hâlâ siyasi davalar var. Siyasi davalar yüzünden tutuklanan, özel yetkili mahkemelerde hüküm giyip hapis yatan insanlar var. Onlar yalnız kendi fiilleri değil, bizim demokrasi çağdaşlık, hukuk devleti, özlemlerimiz yüzünden içeride yatıyorlar. Ama buna karşı bir şey yapamıyoruz. Dayanışmamız olsa da sınırlı kalıyor. Onları demir parmaklıklar ardından çıkarıp, özgürlüklerine kavuşturamıyoruz. Oysa bir anlamda bir ölçüde onları özgürleştirmek mümkündür. Onlar, yazdıklarıyla özlemlerini, düşüncelerini, duygularını, özgürlüğe kanat çırpan kuşlar gibi demir parmaklıklar ardından bize kadar ulaştırabiliyorlar. Hapishane mektupları, günümüz Türkiyesi’nin özgürlük kuşlarıdır. Cumhuriyet’in yönetimindeki arkadaşlarımız, bu konuyu fark etmişler, kendilerine yapılan çağrılara duyarlılık göstererek, artık gazetemizde hapishane mektuplarını yayımlamaya karar verdiler. Şimdi yapılacak şey, hapishaneden onlara yazılan mektupların artmasını sağlamak, sonra onları dikkatle izlemektir. Hapishane mektuplarını okuyun! Okutun! Bizim için yatanların düşüncelerinin, özlemlerinin demir parmaklıkları aşmasına yardımcı olun! Vekile fire fırçası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerin öne çekilmesine ilişkin anayasa oylamasının referandum aralığında kalması konusunda kendi partisiyle MHP adına, “Her iki siyasi parti de burada attıkları imzalara sahip çıkmamışlardır” dedi. Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında özetle şu açıklamaları yaptı: Pazara kadar değil mezara kadar: (Yerel seçimle neye, nifaka, şuna, buna vesile olmasına da vesile olmak istemem. Ama eğer biz, bir yere imza attıysak mezara kadar o imzanın arkasında durmalıyız, pazara kadar değil. Bu, tabii üzücüdür ve şu anda biraz gecikmemizin sebebi de o oldu. Farklı tarihler: Dünyada Biz meyveyi olgunken yeriz: 10 yıldır iktidardayız Ben buradan tüm gençliğimize sesleniyorum. Size inanmayan, sizin siyaset yapabileceğinize inanmayan ne kadar zihniyet varsa sizleri onlara karşı ben tavır almaya davet ediyorum. ve 18 yaşa seçilme konusunu ilgili anayasa değişikliği...) Burada ben MHP’li arkadaşları suçlayacak değilim. Gerek Sayın Bahçeli’nin, gerekse şahsımın ortaya koymuş olduğumuz irademiz mevcut. Altına imzalarımızı attık. İmza farklıdır, gizli oylama maalesef farklı olmuştur. Eğer herkes attığı imzasına sahip çıkmış olsaydı, netice böyle olmayacaktı. Bu tabii üzücü bir tablodur ve ben bunun fit ? Yerel seçimlerin erkene alınması için yapılan anayasa değişikliğinde AKP’li vekilleri attığı imzaya sahip çıkmamakla suçlayan Erdoğan, CHP’nin tavrını da seçimden kaçmak olarak yorumladı. seçimlerin erkene alınmasına karşı çıkan, bunu engellemek için her şeyi yapan, her türlü yola başvuran tek ana muhalefet partisi sanıyorum CHP. Gençlere havale: 18 yaş olayıyla ilgili CHP, arkadaşlarımıza “biz imza atmayız ama destekleriz” demiştir. gündeme getirmedik. Birçok konuda olduğu gibi ülkede o hazırlık ve olgunlaştırma dönemi var ya işte biz attığımız her adımı buna göre attık. Çünkü meyveyi hamken yiyemezseniz. Yerseniz tadına eremezsiniz ama o olgunluğunu geçirdiğiniz zaman yi ne meyveyi kaybedersiniz. Onu zamanında tam mevsiminde yemek durumundasınız ki tadına eresiniz. Birçok konuları bu harita üzerinde, bu yol takvimi üzerinde, siyasetimizde gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Yani 444 kod numarasını unutmayın (4+4+4). O da bu şekilde olmuştur. Suriye uçağı: Sayın Kılıçdaroğlu, mühimmat ifadesine takmış kafayı. “Nedir bu mühimmat” diyor. Araştırdım. İlkokul çocuklarının da kullandığı Türkçe sözlükte, mühimmatın karşısında “savaş gereci” diye yazar. Bu tanıma göre savaşta kullanılabilecek her türlü gereç “mühimmat” olarak kabul ediliyor Kılıçdaroğlu. Yani sizin üzerinize gelen füze eğer mühimmat ise o füzenin size yöneltilmesini sağlayan haberleşme cihazları da mühimmattır aynı zamanda. GÜL’DEN VETO YORUMU: İçeriği olmayan bir anayasa değişikliği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin anayasa değişikliğini veto etmesiyle ilgili sorular üzerine, “Kış gününde sadece bundan dolayı bütün milleti, herkesi sandık başına taşımanın bir anlamının olmadığını zaten herkes görüyor. Dolayısıyla herhalde halkın da herkesin de beklediği şey buydu. Artık TBMM’nin, siyasi partilerin bileceği bir şey, yeni bir tarih veyahut da üstünde ısrar ederler mi? Onların bileceği bir şey. Ama içeriği olmayan bir anayasa değişikliği ile ilgili bütün milleti sandık başına taşımanın hiçbir anlamı olmadığı kanaatine vardığım için geri gönderdim” dedi. İÇİŞLERİ KOMİSYONU Mecliste ‘gaf’ gerginliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Büyükşehir tasarısının görüşüldüğü TBMM İçişleri Komisyonu’nda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu arasında “gaf” gerginliği yaşandı. Bakan Şahin, CHP’li vekile “Mesele gafsa ben sizin gafınızı da çok iyi bulurum ve bilirim” derken Kesimoğlu ise “Ben size seviye de söyleyemem. Çukursunuz çünkü siz” karşılığını verdi. TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülen Büyükşehir Belediye Yasası’nda değişiklik öngören tasarının 13 ilin büyükşehir olmasını öngören 1. maddesi kabul etti. Tasarının 23 yeni ilçe kurulmasını düzenleyen 2. maddesini üzerinde söz alan CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, Hatay’da yüzde 99’u Aleviler’in yaşadığı bir bölgenin ayrıştırılarak Defne adıyla yeni bir ilçe kurulduğu, bunun da ayrışma yaratacağını ve tehlikeli olduğunu dile getirdi. MHP’li Mehmet Erdoğan, Çukurca’dan gelen şehit haberleri için hükümeti eleştirirken Öcalan’a ev hapsi önerilerinin gündeme getirildiğini anımsattı. Bir AKP’li vekilin “Zamanında assaydınız” diye laf atması üzerine Erdoğan, “İktidara gelirsek asacak çok adam çıkar” dedi. Tasarının görüşmeleri sürerken İçişleri Bakanı Şahin ile CHP’li Kesimoğlu arasında sert tartışma yaşandı. Komisyon Başkanı Muammer Güler’in ara vermesi üzerine Kesimoğlu, “Sözlerinize dikkat edin. Bakan olarak siz benim üstüm değilsiniz” derken Şahin, “Burada eşit seviyede, aynı sandalyelerde oturuyoruz” ifadesini kullandı ve tartışmanın ardından salonu terk etti. AKP ANAYASAYI BEKLEYEMİYOR ‘Kamuda türban’ için mini paket ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu yeni anayasa çalışmalarında bir sonuca ulaşamazsa “kamuda türban serbestliği”nin de içinde yer alacağı mini bir paket hazırlığı içinde olduğu belirtildi. Hürriyet’in haberine göre, AKP yöneticileri, bu konudaki ön hazırlığı bazı sendika ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerine anlattı. AKP’li hukukçulardan dar kapsamlı oluşturulan bir heyetin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bu konuda çalışma yaptığı öğrenildi. Erdoğan, komisyonda oyalama eğilimi gördüklerini belirterek “Süre belli artık. Yıl sonuna kadar bu iş oldu oldu. Olmadı, ‘Artık bizi daha fazla meşgul etmesin’ diyeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz” demişti. AKP, komisyon çalışmaları sırasında kamuda türbana olanak sağlayacak iki formül sunmuş ancak diğer partiler itiraz etmişti. AKP’nin mini anayasa paketini geçirmek için destek vermesi durumunda MHP ile işbirliği yapabileceğine dikkat çekildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle