Katalog

18 EKİM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Belçika’daki uluslararası toplantıda tanıtılan ‘Ev’lere dünyanın ilgisi artıyor... ‘Karikatürlü Ev’ küreselleşiyor umhuriyet gazetesi çizerlerinden Kâmil Masaracı’nın girişimleriyle değişik kentlerimizde yaygınlaşmaya başlayan “Karikatürlü Ev”ler bir süredir dünya karikatür çevrelerinin de ilgisini çekiyor. Çocuklara karikatür kurslarının verildiği evlerdeki sanat etkinlikleri arasına yabancı çizerlerin sergileri de ekleniyor; artık uluslararası buluşmaların gündeminde Türkiye’nin Karikatürlü Evleri yer alıyor… Önceki yıldan bu yana Karaburun, İskenderun, Milas ve Küçükkuyu’da açılan, son zamanlarda da EskişehirTepebaşı ve Ayvalık’ta mekânları belirlenerek açılış hazırlıkları yapılan Karikatürlü Evler ilk kez yurtdışında tanıtıldı. 69 Eylül’de Belçika’nın Kruishoutem kentindeki “Avrupa Karikatür Merkezi”nde 4’üncüsü yapılan “Dünya Karikatür Müzeleri Toplantısı”na Türkiye’den Milas Turhan Selçuk Karikatürlü Ev adına Kâmil Masaracı ve Ruhan Selçuk, Eskişehir’deki Atilla Özer Karikatür Evi adına da Vicdan Özer ile Deniz Çil katıldı… Toplantıda temsil edilen diğer ülkeler ise Amerika, Bulgaristan, Polonya, Hollanda, Portekiz, Mısır, Lüksemburg, Sırbistan, İsrail, Azerbaycan ve Belçika’ydı. Bu toplantıları, Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nin geçen yıl aramızdan ayrılan emektar müdürü Prof. Atila Özer 2009 yılında başlatmıştı. İzle C dum ki ülkemde, unutulan sanatçılar vardı. Onların hatırlandığı yerlere gereksinim vardı. Ve bu yerleri ziyaret etmek isteyen birçok insanın beklediğini de biliyordum. (...) Şimdi orada Milaslı çocuklar ve gençler karikatür çiziyor. Asla asık suratlı bir dünya istemiyorlar. Anne ve babalarının da yüzleri gülüyor. Yani tüm Milaslılar gülüyor… Ziyaretçiler Turhan Selçuk’un karikatürleriyle buluşuyor; onun düşlediği dünyayla tanışıyor. Milaslılar dünyamıza bir tebessüm yolluyor.” Milas Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’de atölye çalışmasından... Zulüm Devam Ediyor... Bugün utanç günü. Bugün Fazıl Say Türkiye Cumhuriyeti’nde yargıç karşısına çıkıyor! Yalnızca ülkemin değil, dünyanın müzik arenasına adını altın harflerle yazdırmış, iz bırakmış müzik insanı, besteci ve piyanist Fazıl Say yargılanıyor. İddianamede ileri sürülenlerle pek ilgisi yok yargılanmasının bence… Neden mi böyle diyorum? Bugüne dek onun da “retweet” ettiği, Ömer Hayyam’a ait olduğu belirtilen dizeleri yüzlerce, binlerce insan yazdı, söyledi, birbirine yolladı… Hiçbiri değil de Fazıl Say yargılanıyor. Öyleyse?! Fazıl Say, duruşu nedeniyle, tavrı nedeniyle, seçimleri nedeniyle yargılanıyor. Muhalif olduğu için yargılıyoruz diyemezler ya… “Nâzım Oratoryosu”, “Metin Altıok İçin Ağıt”, Madımak katliamına ilişkin opera bestelediği için diyemezler ya… Ülkemde zulüm devam ediyor hâlâ... Aydınların çilesi de… Bir zamanlar “vatan hainliği”ydi; “Türklüğe hakaret”ti gerekçe; şimdilerde ise “halkın benimsediği dini değerleri aşağılamak” ya da “terör örgütü kurucusu/yönetici olmak”… (Bakınız: Silivri iddianameleri) ??? Zulüm devam ediyor ve edecek: Aydınlarımız, kendilerine “demokrat” ya da “liberal” diyen insanlarımız, bir yandan zulüm görenin yanındaymış gibi durup, bir yandan “evet ama o da şunu bunu dememeli”; “evet ama ancaaaak…” diye bahaneler ve özürler buldukça… ”Dini referanslarımız” diyerek kitapların, oyunların, filmlerin yasaklanmasına, Başbakan’ın beğenmediği heykelin yıkılmasına göz yumdukça… Yok “törelerimiz, geleneklerimiz”; yok “ahlakımız, namusumuz…” , yok “çoğunluğun hissiyatı” diyerek baskıyı, tahammülsüzlüğü görmezden geldikçe… Çoğunluğa uymayanların düşünce ve ifade özgürlüğünü “aydınlarımız” bile ya korkudan ya da çıkar ilişkileri nedeniyle yok saydıkça... Elbet bu zulüm devam edecek! ??? Günlerdir dünyanın her yerinden gazetecilerin Fazıl Say’la ilgili sorularını yanıtlıyorum. Yaratıcılığını, ustalığını, yeteneğini, eserlerini zaten dünya biliyor. Ona karşı kimilerinin sürdürdüğü hakaretleri, kışkırtmayı, baskıyı, tehdidi de biliyorlar. Ben bir de suçsuzluğunu anlatıyorum. Asıl haksızlığın ona ve bu ülkenin aydınlık insanlarına yapıldığını anlatıyorum… Sonra… Sonra yalan söylüyorum: Ben adalete güveniyorum diyorum… Benim güzel ülkemde, aydınlık ülkemde, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları, yargıçları, göreceksiniz bugün en doğru kararı verecektir diyorum. Bize bir kez daha kul değil, sürü değil, birer birey olduğumuzu anımsatacaktır diyorum… İşte böyle… Sergi Değişimi Prof. Dr. Atilla Özer. “Prof. Özer dünya karikatür müzelerinin birbirlerini tanımalarını, bilgi ve deneyimlerini paylaşmalarını ve bunun için buluşmalarını çok arzu ediyordu… Hatta yayımlanmış Karikatür Müzeleri diye kitabı vardır. Böyle bir buluşmayı 2009 yılında on ülkenin müze yöneticilerini Eskişehir’de bir araya getirerek hem birbirlerini tanımalarını, hem de sorunlarının konuşulmasını gerçekleştirmişti. Bu toplantılar her Belçika buluşmasında karikatür müzecileri yıl bir ülkede tekrarlanarak artık Kruishoutem Belediye Başkanı’yla. gelenekselleşti.” Kâmil Masaracı da “Merhaba yen yıllarda ise İran (Tebriz2010) ve SırGülen Düşünce ” diyerek başladığı Belçibistan (Zemun2011) ev sahipliğini üstka toplantısındaki konuşmasında, Turhan lenmişti. Selçuk Karikatürlü Ev için demişti ki: Belçika’daki buluşmada, bundan sonra“Tahmin ediyordum ki dünyada, biliki toplantıların Prof. Özer’in doğum günü yordum ki ülkemde bazı çocuklar ve olan 3 Nisan’larda yapılması kararı da gençler karikatür çizmek istiyorlardı. alındı. Bunların bir kısmı yeteneklerinin farnlamlı Konuşmalar kında, bir kısmı da değildi. Çizmek için kime ve nereye başvuracaklardı? Gene Bu “vefa”ya teşekkür eden eşi Vicdan Özer açıklamasında özetle şunları söyledi: tahmin ediyordum ki dünyada, biliyor Belçika’da konferanslar, sergiler ve tartışma oturumlarıyla gerçekleşen toplantının sonuç bildirgesinde ise “diğer sanat dallarındaki gibi karikatürün de sınırları ortadan kaldıran gücü” olduğu vurgulanarak bu buluşmanın amacının “tüm dünyadaki karikatürlü ev ve müzelerinin işbirliğini ve bilgi paylaşımını geliştirmek” olduğu açıklandı. Nitekim farklı ülkelerden çizerlerin karma ya da kişisel eserlerinin, buluşmaya katılan diğer ülkelerde sergilenmesine yönelik programlar yapılırken aynı amaca yönelik “1. Dünya Savaşı Karikatürleri” sergisi ile “Ödüllü Belçikalı Çizerler” sergisinin de en kısa sürede Türkiye’deki Karikatürlü Evlerde ülkemiz izleyicilerine sunulmasına da karar verildi. Adları geçen sergiler Milas Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’den başlanarak ülkemizdeki diğer Karikatürlü Evleri de ziyaret edecekler... Belçika toplantısıyla birlikte “evrensel”leşmeye başlayan Karikatürlü Evlerde, çocukların atölye çalışmaları büyük ilgi görüyor. Her sergi, bulunulan kentte yankı uyandırıyor. Yerel, ulusal ve uluslararası karikatür yarışmalarıyla dünya çizerleri bu evlerle tanışmış oluyor. Kültür ve sanat söyleşileriyle kentin düşünce ortamına katkıda bulunuluyor. Çoğu kültür mirası niteliğindeki binalarda belediyelerce gerçekleştirilen bu “Ev”ler, heykel, resim fotoğraf gibi diğer sanat dallarındaki sergi ve etkinliklere de kucak açıyor. Gülmece ağırlıklı kitaplıklar herkesin yararlanmasına sunuluyor. Hedeflenen çalışmalar arasında her yaştan ulusal ve uluslararası karikatürist buluşmaları ile çizgi roman ve çizgi film atölye çalışmaları da önemli yer tutuyor.. Dileğimiz, karikatürlü evlerin ülkemizin tüm bölgelerinde yaygınlaşması; insanlığa esenlik kazandıracak “gülen düşünce”nin kuşaktan kuşağa aktarılması.. A İlgi Artıyor Man Booker Ödülü, Hilary Mantel’in Kültür Servisi Britanya’nın en saygın edebiyat ödüllerinden Man Booker Ödülü’ne değer görülen Hilary Mantel, 62 bin Avro tutarındaki bu ödülü iki kez kazanan hem ilk kadın yazar hem de ilk Britanyalı yazar oldu. 2012 Man Booker Ödülü’nü Thomas Cromwell üçlemesinin ikinci kitabı “Bring up the Bodies” ile kazanan Mantel, aynı ödülü 2009 yılında da Kral VIII. Henry’nin başbakanının yaşamöyküsünü anlattığı “Wolf Hall” adlı yapıtıyla almıştı. 60 yaşındaki yazar, Londra’daki Guildhall’da düzenlenen ödül töreninde, “Bilemiyorum, Man BooHilary Mantel ker Ödülü için 20 yıl bekliyorsunuz, sonra ikisi art arda geliveriyor. Şimdi çok zor bir şey yapmam, gidip üçlemenin üçüncü kitabını yazmam gerekiyor” dedi. Mantel, ayrıca, 1969’da başlatılan Man Booker Ödülü’nü iki kez kazanan üçüncü yazar oldu. Daha önce Avustralyalı yazar Peter Carey ve ? Mantel, 62 bin Güney Afrikalı yazar J. M. Coetzee, Man Avro tutarındaki Booker’ı ikişer kez kazanmışlardı. Mantel, ödülün seçici kurulunun başkaödülü iki kez nı Peter Stothard’ın kendisine yönelttiği kazanan hem ilk övgüler karşısında, “Bu bir olimpiyat da kadın yazar hem değil, bir yarışma da. Bir yazar en fazla son yazdığı paragraf kadar iyidir ve de ilk Britanyalı ben o paragrafı henüz yazmadım” dedi. yazar oldu. Gözetleme Kulesi 16 Kasım’da gösterimde ? Kültür Servisi 19. Adana Altın Koza Film Festivali’nden En İyi Yönetmen dahil toplam 5 ödülle dönen, Pelin Esmer’in yönetmenliğini üstlendiği Gözetleme Kulesi 16 Kasım’da gösterime girecek. Başrollerinde Olgun Şimşek ve Nilay Erdönmez’in yer aldığı filmde onlara Menderes Samancılar, Kadir Çermik, Laçin Ceylan, Rıza Akın, Mehmet Bozdoğan ve Mehmet Mola diğer rollerde eşlik ediyorlar. İLK GÖSTERİM BUGÜN AFİFE JALE SAHNESİ’NDE BİROY’dan telif davası ? Kültür Servisi Sinema Oyuncuları Meslek Birliği (BİROY), üyesi olan 153 sanatçının 1995 öncesi çekilen filmler için dün telif davası açtı. BİROY Yönetim Kurulu, Yeşilçam’ın telif haklarına sahip çıkacaklarını belirttikleri yazılı açıklamada “Sektörel bir utancı, sektörel bir yenilenmeye dönüştürmek istiyoruz. Hep birlikte daha iyiye gitmek istiyoruz. Sektörel barış istiyoruz” dedi. Tiyatroadam’dan ‘Babaannem 100 Yaşında’ Kültür Servisi Yönetmen Serdar Akar’ın süpervizörlüğünde 2007’de kurulan Tiyatroadam, yeni sezonda Zafer Algöz yönetiminde “Babaannem 100 Yaşında” isimli yeni bir oyunla sahnede olacak. Arjantinli yazar Roberto Cossa’nın yazdığı Esen Çamurdan’ın dilimize kazandırdığı oyunda Tiyatroadam oyuncularından Aşkın Şenol, Fatih Koyunoğlu, Deniz Özmen, Ayça Koyunoğlu, Berk Yaygın, Çetin Kaya, Şebnem Bilgeeer, Deniz Güzelmeriç rol alıyor. Oyunun prömiyeri bugün saat 20.30’da Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde gerçekleşecek. C MY B