Katalog

19 EYLÜL 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 9 İki Türk uçağı, Libya’ya havadan gıda malzemesi bırakırken uçaksavar saldırısına uğradı Yardım uçağına ateş açıldı Kahn, suçunu kabul etti Paris (AA) ABD’nin New York kentinde oteldeki temizlik görevlisine cinsel saldırıda bulunmak suçundan aklandıktan sonra Paris’e dönen eski IMF Başkanı Dominique StraussKahn, televizyonda kamuoyunun karşısına çıktı. StraussKahn, temizlik görevlisi Nafissatou Diall ile “uygunsuz bir ilişki yaşadığını” kabul etti. “Bu, ahlaki bir hata ve bundan gurur duymuyorum” diyen StraussKahn, tutuklandığı sırada “çok korktuğunu ve utandığını” dile getirdi. BİNGAZİ (AA) Türk Hava Kuvvetleri’nin iki kargo uçağı, paraşütle 14 ton gıda malzemesi bıraktığı Libya’da uçaksavar ateşine maruz kaldı. Ankara Etimesgut Askeri Hava Üssü’nden önceki gün Hv. Plt. Bnb. Hilmi Kadir Kavuncu ve Hv. Plt. Bnb. Murat Mocan sorumluluğunda havalanan C130 ve C160 tipi iki kargo uçağı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Havada İkmal Bakım ve Depo Komutanlığı ekipleriyle beraber önceki akşam saatlerinde Bingazi’ye ulaştı. Burada Libyalı muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) askeri yetkilileriyle toplantı yapan Türk yetkililer, yardımların güvenlik nedeniyle sabah gündoğumu sırasında Sirte kentinin güneyindeki Vaddan yerleşim yeri ve Nijer sınırında belirlenen bölgelere atılmasını kararlaştırdı. Uçakların hareketinden önce Bingazi Askeri Havalimanı’nda açıklama yapan Hv. Plt. Bnb. Mocan, Libyalı yetkililerle yaptıkları müzakerede güvenli hareket için sabahın erken saatlerinin belirlendiğini söyledi. 221 ve 222. Filo Komutanlığı olarak 18 personelle atışı icra edeceklerini belirten Mocan, “Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra yurtdışında ilk defa atış icra etmenin gurur ve mutluluğu içerisindeyiz” dedi. Mocan, Libyalı yetkililerin toplam 22 tonluk malzeme talep ettiğini, bu leşim yerinin güneyine bıraktı. UGK yetkilileriyle temasa geçen uçak, malzemelerin yerine ulaştığının belirlenmesinin ardından Bingazi Askeri Havalimanı’na döndü. Havalimanından TSİ 06.00 civarında havalanan C160 tipi kargo uçağına Bingazi’de bulunan AA ekibi de bindi. Yaklaşık 1 saatlik uçuşun ardından Sirte’nin güneyinde bulunan Vaddan yerleşim yeri yakınlarına ulaşan uçakta bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Havada İkmal Bakım ve Depo Komutanlığı ekipleri malzemeleri belirlenen koordinatta paraşütle attı. Malzemelerin atılmasının ardından aynı rotadan dönüşe geçen uçağa uçaksavarlarla ateş açıldı. Kokpitten uçaksavar mermilerinin görülmesinin ardından rotasını değiştiren uçak, hızla yükselerek Bingazi Askeri Havalimanı’na döndü. Havalimanında yapılan incelemede uçağın isabet almadığı belirlendi. Ateş açanların doğrudan kanatları hedef aldığı, ancak uçağın kargosunu da boşaltmış olması sayesinde hızlı manevra yaparak ateşten kurtulduğu belirtildi. Uçaksavarlarla ateş edilen bölgenin koordinatları ilgili birimlere iletilirken saldırının Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçler tarafından yapılıp yapılmadığı UGK yetkilileri tarafından soruşturuluyor. Hegelci Diyalektik mi? Yığımlı Gelişmeler mi? Prof. Arthur Brian “dışsallıkları” kullanarak bir anlamda, “tez, karşı tez, sentez” kuramını reddeder. Piyasa mekanizmasının neden kendi kendini otomatik olarak düzeltemeyeceğini, teknik deneyimi ile, maksimizasyona götüremeyeceğini savunur.(*) Prof. A. Brian’ın Sante Fe Enstitüsü’nde (ABD) 1980’li yıllarda ortaya koyduğu bu görüş, 2008 büyük ekonomik krizi ile yaşanarak bir anlamda kanıtlanmış oldu. Para piyasalarının “baronları” CEO’lar yarattıkları yapay cennette kendi mikro maksimizasyonlarını başarıyla becerirken sistemi de çökerttiler. Prof. Brian’ın karmaşık görünen ancak özünde basit olan kuramı azgelişmiş ülkelerdeki toplumsal dönüşümlerde de değerlendirilebilir. Bu ülkelerde şu ya da bu nedenle ortaya çıkan (çıkarılan) kimi gelişmeler, “kendi kendilerini besleyerek kendi dışsallıklarını yaratarak” yığımlı (kümülatif) bir biçimde mi ilerleyecekler? Yoksa Hegelci diyalektik mi geçerli olacak? Tez ve karşı tez sonuçta bir sentez doğuracak mı? Prof. A. Brian’ın kuramı Türkiye’de geçerli oldu mu? Olmakta mı? 24 Ocak kararları ve arkasından gelen 12 Eylül askeri darbesi Türkiye’de, daha önce görülmeyen yeni bir zeminin hazırlanması yönünde “yığımlı gelişmelerin” ortaya çıkmasına yol açmıştır. Özgürlüklerin ve kamusal hakların kısıtlanması yanında yeni bir ekonomik düzen getirmiştir. Gençlerin yaşam tarzından eğitim sistemine, toplumsal değişim ve dönüşümlere kadar geniş bir alanı kapsadı. Ekonomi, kültür, inanç, din ve insan ilişkilerine kadar, yeni yığımlı hareketler görüldü. Bu süreç halen devam ediyor. Kimileri artıları, kimileri de eksileri öne çıkararak durumu değerlendiriyor. Ortada inkâr edilemeyecek bir gerçek var; 1980’den beri meydana gelmekte olan toplumsal gelişmeler, “yığımlı bir biçimde gelişmekte ve kendi kendini beslemektedir”; aynen Prof. Brian’ın kuramında olduğu gibi. Arada, özellikle 1990’lı yılların başında, “iç ve dış dinamikler arasında sürtüşme ve çatışmalar meydana geldi”. Bu ara dönemi takiben tekrar 1980 doğrultusundaki yığımlı gelişmeler egemen oldu. 2000’li yıllardan itibaren ise iç ve dış dinamiklerin örtüşmesi sonucu yığımlı gelişmeler hız kazandı. Bu durum Türkiye’de ve bölgede yepyeni bir dönemin başlamasına yol açtı. 2002 ve 2003 yılları yığımlı gelişmeleri tetikledi. Hem Türkiye’de iktidar değişti hem de Irak işgal edildi. “Ilımlı İslam ve açık piyasa odaklı” bir yeniden yapılanma süreci doğdu. Bir anlamda, “İslamın sisteme entegrasyonu” hareketi ortaya çıktı. Bu hareketin Türkiye’de halen, kararlı bir biçimde ilerlediğini görüyoruz. İslami düzen ve açık piyasa felsefesine dayalı yapılanma, işlevsel olarak bütün kurumları etkilemeye başladı. Yeni yığımlı gelişmelerin şu özellikleri taşıdığını görüyoruz: İktisadi düzen, inanç, bürokrasi, kültür, günlük yaşam tarzı hatta güvenlik gibi her alana yayılmaya başladı. Toplumda İslamın odak noktasına yerleştirildiği (referans alındığı) yeni bir kümülatif süreç yaşıyoruz. Öte yandan bu yeni süreç “küresel taleple, Batı’nın talepleri ve planları ön plana çıkmaktadır”. Bu bağlamda iç ve dış dinamiklerin (taleplerin) birleşmesi, hareketin yığımlı bir biçimde sürmesini güçlendirmektedir. Türkiye açısından bakıldığında, “iç ve dış dinamikler arasındaki örtüşme var olduğu sürece” yığımlı olarak yürüyen gelişmeler değişmeyecektir. Ancak bu konunun garantisi yoktur; çünkü taraflardan biri; küresel güç ya da içerideki iktidar “kendi ihtiyacını giderdikçe” tutum değiştirmeye başlayacaktır. Bu, güdülen hedefin (maksimizasyonun) doğal bir sonucudur. Ankara, Arap dünyası ve Batı arasındaki “göreli eşgüdüm” şimdilik sürmektedir. Bu denklemdeki tek fay hattı, bugün için Tel Aviv gibi görünüyor. Ancak İsrail’in, Batı’nın bölgedeki asli bir ortağı (hatta uzantısı) konumunda olması Ankara’nın durumunu zayıflatıyor. Araplara şirin görünmek için İsrail düşmanı gibi davranmak. Aynı zamanda Batı’nın bölgedeki uzantısı görüntüsünü vermek, Ankara için çelişkili bir durum yaratıyor. Bu da Ankara açısından, mevcut sürecin yığımlı olarak ilerlemesinin önündeki en büyük engeldir. (*) Prof. Arthur Brian, “Karmaşa”, Türk Henkel yay, 1998, İstanbul Beni Velid’de şiddetli çatışmalar Libya’da Ulusal Geçiş Konseyi’ne (UGK) bağlı birliklerin geçen cuma günü geri çekildiği Beni Velid kasabasında çatışmalar dün yeniden başladı. Libya lideri Muammer Kaddafi’nin son kalelerinden biri olan Beni Velid’den kuvvetli patlama ve makineli silah sesleri geldiği, UGK güçlerinin kasabayı tamamen kuşattığı bildiriliyor. UGK güçleri, Beni Velid yakınlarında, Kaddafi’ye bağlı kuvvetlerle birlikte savaştıkları gerekçesiyle, komşu ülke Çad’dan gelenleri de tutukluyor. Kaddafi’nin doğum yeri Sirte kentinde de şiddetli çatışmalar yaşandığı ve UGK güçlerinin geri çekildiği gelen haberler arasında. (Fotoğraf: REUTERS) ‘PJAK’ı ortadan kaldıracağız’ TAHRAN (Cumhuriyet) İran Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ahmet Rıza Purdestan, Tahran rejiminin PKK’nin kolu olan PJAK örgütünü gelecek günlerde ortadan kaldıracağını söyledi. Purdestan, dün yaptığı açıklamada “PJAK terörist örgütü önümüzdeki günlerde ortadan kaldırılacak ve sınırlarımızda güvenliği tekrar sağlayacağız” dedi. İranlı komutan, “Çok güçlü bir askeri güce sahibiz. Küçük bir terör örgütü olan PJAK’ı tehdit olarak görmüyoruz” demişti. Türkiye’ye uygularsak... atışta bu miktarın 14 tonunu atacaklarını, daha sonra da atışların yapılmasının planlandığını belirtti. Bingazi Askeri Havalimanı’ndan TSİ 05.00 sıralarında havalanan C130 tipi askeri kargo uçağı, Kızılay tarafından hazırlanan gıda maddelerini Nijer sınırı yakınlarındaki Katrub yer DAVUTOĞLU SERT KONUŞTU: Dış Haberler Servisi Kosova’da iki ay önce 1 ve 31 numaralı sınır kapılarına Kosova hükümeti polisi tarafından düzenlenen ve 1 Arnavut polisin öldüğü operasyonun ardından, Sırplar Kosova’nın kuzeyindeki Mitroviça’yı ikiye bölen İbar nehri köprüsünün kuzey kısmına taşlar dökerek Jarine sınırına ulaşımı kapattı, bir anıtı ateşe verdi ve şehrin Müslümanların yaşadığı bölümüne otomatik silahlarla ateş açtı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gerek İsrail gerekse diğer ülkelerin Doğu Akdeniz’in “Türkiye’nin köşeye sıkıştırılacağı” bir yer olmadığını bilmesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu, CNN Türk’te katıldığı bir programda, sıfır sorun politikasının iflas ettiğine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Komşularla sıfır sorun politikası doğru bir politikaydı, bugün de Irak’ın parası geri verildi Dış Haberler Servisi Irak hükümeti, Saddam Hüseyin yönetimi döneminde görev yapmış eski bir yetkilinin Fransa’daki bankalarda bulununan 116 milyon dolarını geri aldı. Söz konusu paranın 106 milyon dolarının Fransa’daki UBAF bankasında açılmış hesapta bulunduğu belirtildi. Yetkililer, paranın Irak Maliye Bakanlığı’na iki ay içinde iade edileceğini bildirirken, hesapların kimin adına açıldığı konusunda bilgi vermediler. ‘Aslanlıkların içi boş’ LEFKOŞA (AA) Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Türkiye’nin, Rumlar adına sondaj yapacak şirketin sondaj platformunun sözde “12. Parsel”e ulaşmasına tepki göstermediğini, bunun, “son haftalardaki aslanlıkların içi boş olduğunun kanıtı olduğunu” iddia etti. Markulli, “Türkiye’nin Akdeniz’de sıcak olay çıkarmasının mümkün olmadığını” ileri sürerek, bunu, Türkiye’nin Amerikan çıkarlarına dikkat etmesi gerektiğine dayandırdı. doğrudur, yarın da doğru bir politika olacaktır” dedi. Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’i barış denizi haline getirmek istediğini, ancak bazı ülkelerin “Uluslararası sularda benim sözüm geçer” tavrına, en uzun sahildar devlet olarak izin vermeyeceklerini söyleye Her 5 kadından 3’ü dul kaldı BAĞDAT (AA) Irak’ta 5 dul kadından 3’ünün, eşini ABD’nin 2003 yılındaki Irak işgalinden sonra kaybettiği bildirildi. Merkezi Los Angeles’ta bulunan “Relief International” adlı uluslararası yardım kuruluşunun yayımladığı rapor, Irak’ta yaşayan yaklaşık 15 milyon kadının yüzde 10’unun dul kaldığını, bunların yüzde 59’unun eşini işgal döneminde kaybettiğini gösterdi. Raporda, suç çetelerinin bu kadınları ağlarına düşürmeye çalışabilecekleri vurgulandı. rek “Birileri buraları benim arka bahçem, istediğim gibi davranırım derse, o zaman bize de bunun doğru olmadığını gösterecek adımlar atma hakkı doğar” diye konuştu. Davutoğlu, Kıbrıs Rum kesiminin Akdeniz’de bugün başlaması beklenen sondaj faaliyetleriyle ilgili soruya karşılık da şunları söyledi: “Ortada iki senaryo var: Ya Kıbrıs tek bir devlet olacak, o zaman Rumlar da beklesinler, çözüm olsun, her neye sahiplerse birlikte değerlendirsinler. Ya da Rumlar şunu demek istiyordur; bu benim kendi bölgem ne istersem yaparım. O zaman da KKTC de ayrı bölgeye sahiptir ve bu, iki devlet mantığına gidiştir. Tamam o zaman biz de öyle yaparız, biz de KKTC ile kıta sahanlığı anlaşmasını yaparız. Böylelikle iki devlet vakası da daha derinleşerek sürer.” Davutoğlu, ayrıca NATO füze savunma sisteminin radarlarının Türkiye’nin güvenliği için zorunluluk olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı, İsrail’in Mavi Marmara konusunda net bir şekilde “özür” sözcüğünü kullanması gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı, PKK ile görüşmelere ilişkin olarak da devletin halkın bekası için her türlü önlemi aldığını ve herkesle konuştuğunu belirterek, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hükümetin talimatı ile hareket ettiğini, işini “mükemmel” yaptığını söyledi. (Fotoğraflar: REUTERS) Kosova’da gerginlik Türkiye’yi, D. Akdeniz’de sıkıştıramazlar Tahrir Meydanı ruhu Wall Street’te ABD’nin New York kentinde, “para hırsı, yolsuzluk ve sosyal bütçe kesintilerini” protesto eden yüzlerce protestocu, dünyanın finans merkezi kabul edilen Wall Street yakınında gösteri yaptı. Mali sistemin zenginleri ve güçlüleri kayırdığını savunan, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu göstericiler, New York Borsası’nın bulunduğu caddeyi işgal etmeye ve burada kamp kurmaya çalıştılar. Ancak Wall Street’in tüm girişleri ve en büyük Amerikan bankalarının merkezlerinin yer aldığı komşu sokaklarını kapatan polis buna izin vermedi. Anarşist gruplar ve internet dergisi Adbuster’ın çağrısıyla toplanan gençler, Wall Street’i, Mısır’daki halk isyanının merkezine atıfta bulunarak, “Amerika’nın Tahrir Meydanı” yapmak istediklerini belirttiler. 22 yaşındaki felsefe öğrencisi Julia River Hitt, “Bu patronların para hırsına karşı bir gösteri. Wall Street’e geldik, çünkü burası patronların çürümüşlüğünün sıfır noktası. Buraya artık canımıza tak ettiğini söylemeye geldik, artık buna tahammül etmeyeceğiz” diye konuştu. Göstericiler, “Yolsuzluk bitsin”, “Bütçe kesintisine son”, “New York, Wall Street’in para hırsına hayır diyor” yazılı pankartlar taşıdılar. Bölgesel değişimle bağları Şirket nükleer santral yapımına son vereceğini açıkladı Siemens’ten tarihi karar Dış Haberler Servisi Alman sanayi ve mühendislik devi Siemens, nükleer santral yapımından vazgeçeceğini açıkladı. Şirketin üst düzey yöneticilerinden Peter Loescher, Almanya’da yayımlanan Der Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, Japonya’daki Fukuşima Nükleer Santralı’nda yaşanan felaketin, şirketin bu yönde bir karar almasında etkili olduğunu belirtti. AA’nın haberine göre Loescher, Siemens’in ABD istihbaratının başı geliyor Dış Haberler Servisi ABD’de faaliyet gösteren 16 ayrı istihbarat biriminin başındaki isim James Clapper, Ankara’ya geliyor. Ziyaretin gizli olacağı ve hafta başında gerçekleşeceği bildirildi. Clapper’ın ziyareti sırasında, NATO’nun füze savunma sistemi, sistemin Türkiye’ye yerleştirilecek radarları, terörle mücadelede ve istihbarat paylaşımı gibi hassas konuların gündeme geleceği öğrenildi. Ziyaretin ev sahibinin Milli İstihbarat Teşkilatı olacağı, Clapper’ın Ankara’da Genelkurmay, MİT ve İçişleri Bakanlığı’nın da aralarında yer aldığı makamlarla temaslarda bulunacağı belirtiliyor. Ulusal İstihbarat Direktörlüğü 11 Eylül saldırılarını araştıran komisyonun önerisi üzerine kuruldu. Ulusal İstihbarat Direktörü, Amerikan istihbaratını oluşturan 16 istihbarat servisinin başında bulunuyor. Bunların arasında savunma, iç güvenlik, hazine ve adalet bakanlıklarının yanı sıra hava kuvvetleri, donanma ve ordunun istihbarat birimleri, ayrıca Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Ulusal Güvenlik Ajansı gibi birimler de yer alıyor. “nükleer faslını” tamamen kapattığını, bundan böyle nükleer enerji santralları kurmayacağını söyledi. Siemens’in Rus nükleer enerji şirketi Rosatom’la kurmayı planladığı ortaklığın da iptal edileceğini belirten Loescher, söz konusu şirketle işbirliğinin “başka alanlarda” sürebileceğini duyurdu. Loescher ayrıca, Alman hükümetinin yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş konusundaki kararına destek verdiklerini de söyledi. Almanya Başbakanı Angel Merkel, geçen mayıs ayında yaptığı açıklamada, Almanya’daki 17 nükleer reaktörün 2022 yılına kadar kapatılacağını duyurmuştu. Yine havacılık gösterisi, yine kaza Dış Haberler Servisi ABD’nin Nevada eyaletinde önceki gün meydana gelen ve 9 kişinin ölümüne yol açan havacılık gösterisindeki kazanın ardından yine bir havacılık gösterisinde bir uçak daha düştü. Batı Virginia eyaletinde yapılan hava gösterisi sırasında 1958 yapımı tek motorlu uçak, piste düşerek infilak etti. Kazada pilot hayatını kaybetti. C MY B C MY B