26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 Londra, Belfast ve Edinburg’da incelemeler yapan AKP, CHP ve BDP’li milletvekillerinin izlenimleri ‘IRA modeli bize uymaz’ ‘Karpuzun göbeği paylaşılıyor’ İstanbul Haber Servisi YAŞ toplantısı öncesi yaşanan istifaları “normalleşme” olarak değerlendiren AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Şimdi Türkiye’de kimileri tartışıyor; ‘Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?’ Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye’de sadece belli birtakım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor” dedi. Turgut Özal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen partisinin Çekmeköy İlçe Gençlik Kolları 1. Olağan Kongresi’nde konuşan Bağış, Türkiye’nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu anlattı. AKP milletvekili Nursuna Memecan, “Dersler çıkarılabilir belki, ama her ülkenin koşulları farklı” derken, CHP milletvekili Levent Gök, “Bizim ayrışmamış olmamız çözüm için en büyük umut” dedi. TÜREY KÖSE/AYŞE SAYIN BDP’L ATA ANKARA Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün düzenlediği “çatışmaların çözümü” konulu geziye katılan AKP, CHP ve BDP’li milletvekilleri “IRA modeli Türkiye’ye uymaz” görüşünü dile getirdi. AKP İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan, “Dersler çıkarılabilir belki, ama her ülkenin koşulları farklı” derken, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, “Bizim ayrışmamış olmamız çözüm için en büyük umut” dedi. 5 gün süren geziye AKP ve BDP’den 3’er, CHP’den 2 milletvekili katılırken MHP’liler ziyareti “şer ittifakı” olarak nitelendirdi. Heyet Londra, Belfast ve Edinburg’da incelemeler yaptı. AKP’li Memecan, “Türkiye’de yaşananlar konuşuldu mu, IRA Türkiye için model olabilir mi” sorusuna “Herkes kafasında bir anoloji yapmıştır, ama kimse Türkiye konusuna girmek istemedi; biz ne yaparız, bu mu uyar, şu mu uyar hiç konuşulmadı. Dersler çıkarılabilir tabii ki, ama bir ülkenin problemi başka ülkenin problemine benzemiyor. İnsanların Nursuna Memecan Sezgin Tanrıkulu Levent Gök Ayla Akat Ata psikolojisi, sorunun tarihçesi farklı. Orada insanlar arasında yaşanan bir sorun bu, sadece terör örgütüyle devlet arasında değil. İnsanlar bir arada yaşayamıyor” yanıtını verdi. dı, hiç gündeme gelmedi” dedi. sonucu vardır Gök: Her deneyimin farklı ‘Bilgilendirildik’ CHP’den Sezgin Tanrıkulu ile Levent Gök geziye katıldı. Gök, “CHP Genel Merkezi’nin görevlendirmesi üzerine geziye katıldıklarını, sadece izleyici olduklarını, ortak rapor hazırlanmasının söz konusu olmadığını” anlattı. Gök, “Londra’da Kings College’de Güney Afrikalı bir milletvekilinin sunumu oldu. Kenya’da yaşananlardan tutun, tüm dünyadaki çatışmalar konusunda bilgilendirildik. Milletvekilleri, akademisyenlerle görüştük. Türkiye’deki sorun orada tartışılma Gök, izlenimlerini şöyle anlattı: “Bütün konuşmacılar ‘Her örnek kendine özgüdür, hiçbir örnek diğerine benzemez’ dediler. Güney Afrika’da siyahbeyaz üzerine kurulu bir çatışma var, İrlanda’daki çatışmaların altında ProtestanKatolik çatışması yatıyor. Belfast’ta çarpıcı bir deneyim yaşadık. Türkiye’de acı olaylara rağmen insanlarımızın bir arada yaşama iradesinin ne kadar güçlü olduğunu gördük. İrlanda’da gerginlik sürüyor, ama geri dönüş yok. İrlanda parlamentosunda bir milletvekiline ‘Protestanlarla Katolikler aynı ortamda oluyor musunuz, çocuklarınız aynı okullara gidiyor mu’ diye sordum, ‘hayır’, dedi. Onlara bakınca, bizde çözümün çok daha kolay olacağı anlaşılıyor. İnsanların kenetlenmiş olması, yüzyıllara dayanan tarihsel beraberliğimiz, ayrışmamamız Türkiye için umuttur. Orada yaşananlar Türkiye için model olmaz. Her yaşanılan deneyimin farklı sonuçları vardır. Bir arada yaşama kararlılığı üzerine, şiddetin reddedilmesi ile demokrasi ve insan hakları en uygun çözüm olur. Parlamento çatısı altında meşru yoldan bir çözüm aranması gerekir. Orada karşılaştığımız tablo Belfast’ta insanların bölünmüşlüğüdür. Bize uyan bir model değil. 45 metre duvarlarla çevrilmiş çitler var insanlar arasında. Ülkemizde farklı etnik kökenden insanlar aynı apartmanda oturuyor, kız alıp veriyor. Biz bu sorunun altından çok daha kolay kalkarız.” ‘Biz arayışta değiliz’ BDP’li Ayla Akat Ata, “Görüştüğümüz tüm kesimler bilgi, deneyim paylaşımı konusunda çok cömertçe davrandılar, deneyimlerini paylaştılar” dedi. Ata, izlenimlerini şöyle özetledi: “Güney Afrika deneyimini yaşayan akademisyenler sorunun çözüm süreçlerini anlattı. Örneğin İskoçya parlamentosuna gittik, orada çatışma yaşanmamış, demokrasinin ne kadar güçlü olduğuna, düşünce, örgütlenme özgürlüğünün nasıl sağlandığına tanıklık ettik. Orada da aslında milliyetçiler ayrılığı savunuyorlar ancak hem İskoçya, hem İrlanda parlamentolarında yetki paylaşımlarının nasıl yapıldığını gördük. İngiltere’nin yazılı bir anayasası yok, ama güçlü içtihatları var. Belki, her ülkenin kendi içinde yaşadığı sorunlar farklı. Örneğin IRA meselesi KatolikProtestan sorunu görülebilir. Ancak diğer hak ve özgürlükleri de kapsayan sorunlar var, bütün bunların nasıl çözüldüğünü görüyorsunuz.” Ata, “IRA modeli Türkiye’de uygulanabilir mi” sorusuna “Kürt sorununun çözümü konusunda model arayışı yok. Her ülke kendi geçmişini görerek, barış ortamının sağlanması, çözüm konularında kendi yöntemini oluşturur. Zaten bizim gezimizin gündeminde de böyle tartışmalar yoktu. Biz bir çözüm sürecine tanıklık eden kesimlerin deneyimlerini dinledik. Hatalarını da, başarılarını da anlattılar” yanıtını verdi. Barış sürecinde müzakerelere katılan Protestan parlamenter Jeffrey Donaldson’la yapılan görüşmelerin çok önemli olduğunu kaydeden Ata, Donaldson’un ailesinde IRA terörüne kurban gidenler olduğu için başlangıçta Sinn Fein temsilcilerinin elini sıkamadığını anlattığını aktardı. Ata, “Barışı bir süreç olarak görüyorlar, yani barış için sonra el sıkışmışlar, silahlar sustuktan sonra, aradan uzun yıllar geçmesine karşın hâlâ konuşuyoruz diyorlar. Gördüğüm şu ki sorunu çözmek istiyorsanız, oturup konuşup anlaşacaksınız, dokunacaksınız” diye konuştu. Ata,“Bize deneyimlerini anlatırken, hataların da yapıldığını ifade ettiler” dedi. Siyasi, diplomatik ve hukuki alanda çalışmalar yapacak bir inisiyatif oluşturulacak SES 15. yılını kutluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) 15’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla Mülkiyeler Birliği’nde basın toplantısı düzenleyen SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, sendika olarak kamu emekçileri örgütlenmesinin sadece kendi çıkarları için değil, toplumun çıkar ve talepleri için çalıştıklarını söyledi. Erdolu, utanç kaynağı cinsiyet ayrımcılığına, engellilere yapılan haksızlıklara karşı da mücadele ettiklerini ifade etti. DTK’den ‘Öcalan’ çıktı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) beşinci olağan kongresinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için siyasi, diplomatik ve hukuki alanda çalışmalar yapacak bir inisiyatif oluşturulması kararı alındığı bildirildi. DTK’nin iki gün süren beşinci kongresi, dün hazırlanan sonuç bildirisinin, DTK sözcüsü Cemal Coşkun tarafından okunmasıyla sona erdi. Bildiride; DTK’nin, siyasal süreç, ulusal konferans, demokratik özerkliğin inşası ve seçim gündemleriyle toplandığı, önemli tartışmalar ışığında tarihi önemde kararlar aldığı belirtilerek Kürt sorunu ve Türkiye’nin demokratikleşme sorununun barışçıl temelde çözümünün gerçekleşmesi için yürütülen diyalog sürecinin tıkanma ile karşı karşıya geldiği öne sürüldü. Öcalan’ın ‘çekiliyorum’ açıklaması üzerine DTK’nin kendi çalışmalarını gözden geçirdiği belirtilen bildiride, demokratik çözüm için Öcalan’ın açıkladığı ilkelerin temel politik hedefler olarak belirlendiği, “Öcalan’ın tek muhatap olarak kabul edilmemesinin Kürt halkının siyasal iradesine saldırı sayıldığı” vurmaları ise toplumsallığın öz yönetimini kurmaktır. Kürt halkı siyasal statüsünü yukarıda tarif edilen özgürlük anlayışına dayandırmaktadır. DTK’nin 14 Temmuz’da “demokratik özerklik” ilan ettiği hatırlatılan bildiride, bunun ayrı bir devlet kurma veya ayrılma ilanı şeklinde çarpıtıldığı ve başka mecralara çekilmek istendiği öne sürülerek, şu görüşlere yer verildi: “Bunun bir devlet ilanı ya da ayrılma veya kopuş ilanı olmadığı bilinmektedir. Biz başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunlara çözümsüzlüğü dayatan devletçi zihniyet ve yapılanmalara karşı kendi toplumsal demokratik çözüm modelimizin ilanını gerçekleştirdik. Bunu Kürt halkı ve tüm halklar için öngörüyoruz. İlan sonrasında yaşanan tüm gelişmeler demokratik özerkliğin ilanının çok tarihi bir adım ve karar olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra, bu irade beyanına yaklaşım ve tepkiler ne olursa olsun demokratik özerkliği inşa etme ve kurumsallaştırma çalışmaları devam edecektir. Bu çözümün, hazırlanacak yeni anayasada yer alması için mücadelesini yürütecektir.” ‘Ayrı devlet ilanı değil’ Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) 5. olağan kongresi dün Diyarbakır’da yapıldı. Kongrenin ardından Kürtlerin statüsüne ilişkin bir bildiri yayımlandı. (AA) Kapatılmaya kınama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitimİş) Genel Başkanı Veli Demir, YARGISEN’in kapatılmasını kınadı. Demir, yaptığı açıklamada, YARGISEN’in kapatılmasıyla, TCK’de belirtilen sendikal hakların etkin kullanımına ilişkin maddenin ihlal edildiğini vurguladı. Bu kararın, yargıya duyulan güvenin ve saygının zedelenmesine, tarafsızlığına gölge düşmesine yol açtığını belirten Demir, “Yargının sendikal örgütlenme hakkının olmadığı yerde, yargının bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı. ‘Tek muhatap sayılmalı’ gulanarak Kürt halkı topyekun direnişe davet edildi. Bildiride, DTK’nin, “Öcalan’ın özgürlüğü için siyasi, diplomatik ve hukuki çalışmalar yürütecek bir inisiyatifin oluşması kararına vardığı” aktarılırken demokratik özerkliğin, özgürlüğün sosyolojisi olduğu öne sürüldü. “Farklılık içinde birlik olan demokratik özerklik, asla ve asla devlete kar ‘Az devlet çok toplum’ şı devlet, iktidara karşı iktidar kurmak değildir. Toplumun devletleştirilmesi ve millileştirilmesine karşı toplumun devlet dışı örgütlenmesidir” denilen bildiride, şu ifadelere yer verildi: “Yani az devlet çok toplumdur. Özgür gelişimini ve iradi yapısını engelleyecek devleti ikili hukuk yöntemi ile düzenler ve güvenceye kavuşturur. Bu anlamı ile demokratik özerklik ilanı bir irade beyanı, demokratik özerkliği inşa çalış 375 GÜN GAZETEC L KTEN MEN CEZASI ALAN KARAKAYA GÖZALTINA ALINDIĞINDA SLOGAN ATAN GENCE HAP S STEM ‘Mesleğimden vazgeçmeyeceğim’ SEL N GÖRGÜNER ‘Katil, işkenceci polis’ sözüne dava AL CAN ULUDAĞ Avukat Kılıç gözaltına alındı İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu avukatlarından Özcan Kılıç önceki gece gözaltına alındı. Bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, yayıncı Ragıp Zarakolu ve Aziz Özer’in de avukatlığını yapan Özcan Kılıç’ın evinin arandığı öğrenildi. Özcan Kılıç’ın hangi gerekçeyle gözaltına alındığı açıklanmadı. Kırşehir’de yaptığı bir haber gerekçesiyle 375 gün meslekten men cezası alan gazeteci Havva Karakaya, tepki için Kırşehir Postası gazetesini bu sayısını siyah sayfayla çıkaracak. Ceza nedeniyle görevlerini yapamayan Karakaya, “Ne olursa olsun mesleğimden vazgeçmeyeceğim. Gazetecilik onuru ve meslektaşlarım için direneceğim. Adaletin yerini bulmasını, cezanın kaldırılamasını belkiyorum” dedi. Karakaya, bugün protesto için adliye önüne siyah çelenk bırakacaklarını söyledi. Hukukçular, gazeteciler kamu görevlisi olmadığı için Karakaya’ya meslekten men cezası verilemeyeceğini belirtirken gazeteciler de üst mahkemenin kararı onaması durumunda bunun, başka gazetecilere de aynı cezanın verilmesinin yolunu açacağı endişesini taşıyor. Karakaya, karar mahalle muhtarına tebliğ edildiği için 7 günlük itiraz süresini kaçırdıklarını belirterek “İtiraz için Yargıtay 4. Dairesi’ne dilekçe verdik. Türkiye bir hukuk devletiyse bu kararın iptal edileceğini umuyorum.” dedi. AKP İl Genel Meclisi Başkanı Erdal Gürsoy’un pembe kaşkol taktığı için kendisine duruşma sırasında, “Pembe kaşkol İngiltere’de ne anlama geliyor, Havva Hanım biliyor mu? Mini etek de giymiş” diye sorduğunu fade eden Karakaya, “Pembe kaşkol, ‘evlenmek istiyorum’ anlamına geliyormuş. Kadın olduğum ve mini etek giydiğim için aşağılandım.” dedi. ANKARA Yüksel Caddesi’nde yaptıkları eylemde gözaltına alınan Zennure Karaaslan (19), gözaltındayken “Katil polis, faşist polis, işkenceci polis” diye slogan atınca mahkemelik oldu. Müdahale etmek isterken yaralandığını iddia eden kadın polisin şikâyeti üzerine Karaaslan hakkında 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İzmir Buca Belediyesi’nde sendikalı olduğu gerekçesiyle işten çıkarılan taşeoron işçisi Batıgül Tunç ve arkadaşları, 23 Mayıs 2011’de Ankara’ya gelerek Yüksel Caddesi’nde toplandı. Karaaslan’ın da arasında bulunduğu grup, buradan CHP Ankara İl Başkanlığı’nı yürümek isteyince yolda polis müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazıyla etkisiz hale getirilen gruptan yaklaşık 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltındakiler ertesi gün ne zaretten çıkartılarak sağlık kontrolünden geçirilmeleri için polis aracıyla Adli Tıp Kurumu’na doğru götürülmek istendi. Bu sırada iddiaya göre Karaaslan, “Katil polis, faşist polis, işkenceci polis, düzenin itleri yıldıramaz bizleri” sloganını attı. Zennure Karaaslan’a eşlik eden kadın polis memuru slogan atılmasına engel olmaya çalışınca da arbede çıktı. Kadın polis, adli tıptan rapor olarak savcılığa haraket ve yaralama iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Karaaslan da polisten şikâyetçi oldu. Olayı soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise sadece polisin şikâyeti dikkate alarak Karaaslan hakkında dava açtı. Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, Zennure Karaaslan’ın “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan iki yıla kadar, “Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama” iddiasıyla da beş yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle