15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZ RAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Esad tepkileri dindiremedi 16 Nisan’dan beri ilk kez konuşan Suriye Devlet Başkanı reform vaat etti ama muhalefeti ikna edemedi. Beşşar Esad, Türkiye’ye kaçanlara da ‘Geri dönün’ çağrısı yaptı. Dış Haberler Servisi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, yakında aralarında anayasa değişikliği konusu da olmak üzere reformlara ilişkin geniş katılımlı bir ulusal diyaloğun başlayacağını ancak şiddet olaylarına katılan, silah taşıyanlarla siyasi çözümün olamayacağını söyledi. Esad, şiddet olaylarından kaçarak Türkiye’ye giden Suriyelilere de geri dönün çağrısı yaptı. Şam Üniversitesi’nde dün konuşan Esad, Suriyelilerin sorunlarını kendilerinin çözmesi gerektiğini söyleyerek halkın meşru ihtiyaçlarıyla “sabotajcılarınkini” ayırt etmeleri gerektiğini öne sürdü ve “sabotajcıları” reformlarla ilgili hareketi sömürmeye çalışmakla suçladı. Son affın genişletilmesini de planladıklarını belirten Esad, ülkede yaklaşık 64 bin kanun kaçağının olduğunu ifade etti. Esad, iki ay içinde diyalog sürecinin başlayacağını savundu. Esad, Türkiye’ye giden Suriyelilere dönmeleri çağrısında bulunarak “Devlet intikam alacak diyenlere inanmayın” diye konuştu. Parlamento seçimlerinin eğer ertelenmezse ağustos ayında yapılacağını dile getiren Esad, reform paketinin ise eylül ayında tamamlanabileceğini söyledi. Esad, bir ay içinde anayasa reform çalışmaları ve tavsiyelerle ilgili komitelerin oluşturulacağını da kaydetti. Anayasadaki değişikliklerin iktidardaki Baas Partisi dışındaki partilerin kurulmasına da olanak vereceği belirtiliyor. 16 Nisan’dan beri konuşma yapmamasının çeşitli dedikodulara neden olduğunu da belirten Esad, “Ben ve ailemle ilgili bütün dedikodular gerçekdışıdır” dedi. Esad’ın konuşması, Suriye’deki muhalifleri tatmin etmedi. Rejim karşıtlarının oluşturduğu Koordinasyon Komitesi tarafından yapılan açıklamada, “Esad’ın açıklamaları krizi daha da derinleştirdi. Başarıya ulaşana kadar devrim sürecek” denildi. Esad’ın konuşmasının ardından birçok kentte göstericilerin sokaklara döküldü. Esad’ın açıklamasının ardından ABD Başkanı Barack Obama Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aradı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland da yaptığı açıklamada, “Şu anda önemli olan sözler değil, eylem” dedi. Nuland, Esad’ın ülkedeki karışıklıktan “sabotajcıları” sorumlu tutmasını da eleştirdi. Esad Hâlâ Tribüne Oynuyor Tribündekiler de hâlâ, habire alkışlıyor! Suriye Devlet Başkanı; “ulusal diyalog” çağrısı yaptığı konuşmasında; “Suriyelilerden her yerde sevgi tezahüratları gördüğünü” söylüyor. Şak şak şak, tribünlerden alkış sesleri yükseliyor. “Anayasa değişikliği önerileri, evvela ulusal diyalog toplantılarında konuşulacak, ele alınacak” diyor… Şakşak gene alkış tutuluyor. “Cumhurbaşkanı ailesi hakkında duyduğunuz her dedikoduya inanmayın, yalandır...” diyor. Şakşakçılar Beşşar Esad’ın konuştuğu “gösteri salonunu” alkışlarla yıkıyor… Hiç böyle “Padişahım çok yaşa! Senden büyük yok!” kıvamında “açılım konuşması” olur mu? Esad, ya gelişmelerin ve hametinin farkında değil, ya kardeşi ve etrafındakiler tarafından eli kolu tümüyle bağlı tutsak alınmış durumda ya da ne olursa olsun hâlâ feda edilemez olduğunu düşünüyor. Günlerdir beklenen Esad’ın bu “açılım konuşmasını” dinlerken; Fas kralı 6. Muhammed’in henüz daha çok yeni, cuma akşamı yaptığı “meşrutiyet ilanını” da düşündüm. Obama Erdoğan’ı aradı Esad, “Suriyeliler sorunlarını kendileri çözmeli” dedi. (AFP) CUMHURBAŞKANLIĞI BAŞDANIŞMANI HÜRMÜZLÜ BM rakamlarına göre ‘Başkalarının evini dizayn etmiyoruz’ Dış Haberler Servisi Cumhurbaş Hürmüzlü’nün El Arabiya televizyonuna kanı Abdullah Gül’ün Ortadoğu Baş önceki gün yaptığı bildirilen açıklamada, danışmanı Erşat Hürmüzlü, Suriye’deki Suriye’de reformların bir hafta içinde gergelişmelere ilişkin açıklamalarıyla ilgi çekleşmemesi halinde rejimin korunamali yorumlarda dezenformasyon yapıldı yacağını söylediği duyurulmuştu. Bu arada Rusya Dışğını söyledi. işleri Bakanı Sergey Cumhurbaşkanı AbLavrov, Moskova’nın dullah Gül’ün OrtadoSuriye’deki muhaliflere ğu Başdanışmanı Hürhükümetle görüşme çağmüzlü’yü bölgedeki rısında bulunacağını durum hakkında bilgi söyledi. Esad yönetialmak üzere özel temGül, Suriye Devlet Başkanı miyle görüşmeyi reddesilci olarak görevlenEsad’ın dünkü konuşmasını den muhalifleri eleştiren dirdi. Bu çerçevede anayasa değişikliği sürecinde Lavrov, Batı’nın müdaHürmüzlü, bugün Hasık sık kullanılan “Yetmez halesini umut eden “batay’ın Suriye sınır bölama evet” sözüyle nitelendirzı kişilerin” ülkedeki gesinde kurulan çadırdi. Demokrasi taleplerine şiddeti tahrik ettiğini ilekentlerde incelemelerilişkin reformlarla ilgili olari sürdü. AB dışişleri de bulunacak, basın rak Esad’ın daha açık kobakanlarının Suriye’ye merkezlerinde gazetenuşması gerektiğini belirten ilişkin yaptırımların ağırcilere açıklama yapaGül, “‘Her şey değişti, çok laştırılması konusunu cak. Ancak Hürmüzlü partili sisteme geçiyoruz, Sugörüşecekleri toplantımedya kuruluşlarından riye halkının iradesi neyse ya giderken açıklama şikayetçi. Dün, Suriher şey o şekilde düzenleneyapan İngiltere Dışişleye’deki gelişmelerle ilcektir ve bu geçişi ben yapari Bakanı William Hagili Arap ve Ortadoğu cağım’ diye net ve kesin söygue ise Esad’ın reformülkelerinin medya kulemesi lazım” diye konuştu. ları yapmazsa istifa etruluşlarına verdiği römesi gerektiğini söyledi. portajların dezenformasyona uğratıldığını söyleyen Hürmüz Hague, Türkiye’nin, beklenileni yapmaması lü, “Biz, başkalarının evini dizayn et durumunda meşruiyetini yitireceği mesamiyoruz. Suriye’de olanlar, Suriye’nin jını Şam yönetimine iletmesini isteyerek, kendi iç meselesidir” dedi. Hürmüz “İngiltere Suriye yönetiminden halkın lü’nün önceki gün yaptığı açıklamalarda, meşru şikâyetlerine yanıt vermesini, siSuriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a, yasi tutukluları serbest bırakmasını, inbir hafta içinde reform sözünü yerine ge ternete erişimi ve basın özgürlüğüne tirmesi çağrısında bulunduğu belirtilmişti. saygı göstermesini bekliyor” dedi. Mültecinin yükü fakirlerde Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM), dünyadaki 15 milyon 400 bin mültecinin beşte dördüne, ekonomik fırsatların sınırlı olduğu fakir ülkelerin ev sahipliği yaptığını bildirdi. 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde yapılan açıklamada, sanayileşmiş ülkelerdeki mülteci akını korkusunun büyük bir abartı olduğuya da konunun yanlış biçimde göçmenlik sorunlarıyla ilişkilendirildi vurgulanarak, sorunun fakir ülkelerin sırtına yüklendiği belirtildi. Fas KralıEsad farkı 21. yüzyılın 2. on yılına girerken; Fas halkına nihayet “Arap Baharı” sağ olsun! “mutlak monarşiden”, “anayasal monarşiye” geçiş vaat ediliyor ve bir yol haritasıyla bu geçiş ayrıntılandırılıyordu… Muhammed, devlet TV’sindeki konuşmasında, hükümet ve meclisin güçlendirileceğini duyuruyor, kişisel yetkilerinde kısıtlamaya gittiğini bildiriyordu. Çoğunluğu alan parti, bundan böyle yürütme gücünü kazanacaktı. Bugüne değin kralın tespit ettiği başbakanların yerini, seçim kazanan partiden çıkan başbakanlar alacak; kabineyi o oluşturacak ve hükümeti de feshetme hakkına o sahip olacaktı.. Göreceli olsa da Fas ilk kez “güçler ayrılığı” ilkesiyle tanışacak; yeni anayasa, Arapça ile beraber Berberi dilini Fas’ın “resmi dili” ilan edecekti. Karşı kıyıdaki İspanya’nın demokratik özerkliklerinden esinlendiği anlaşılan Fas’ın anayasal reformları, önümüzdeki 1 Temmuz’da halkoyuna sunulacaktı. Güz başında Fas halkı genel seçim için sandığa gidecekti. Seçimlere “krallık yerine cumhuriyet istediği için!” yasadışı sayılan partiler de katılabilecekti... “Arap Baharı” dalgasıyla.. artık çok daha fazlasını bekleyen halk gerçi tam tatmin olmadı. Muhalefet, reformların “tepeden inme” yöntemlerini eleştirdi ve yeni anayasanın yapımında daha fazla söz sahibi olmak istediğini belirtti. Ama Fas’taki proje gene de nerede başlayıp nerede bittiği belli olan bir reform süreci koydu ortaya. “Reform” lafını ağzında dolandıran Esad’ın “tıraşı” denli “retorik” kalmadı, Fas Kralı’nın vaatleri… 6. Muhammed, Esad’dan çok daha fazla demokratik olduğu için mi somut reformları yapmaya yatkın görünüyor? Hayır. “Arap Baharı” etkisindeki iki ülke farkını; ilk planda coğrafya belirliyor. Avrupa demokrasilerine çok daha yakın bir coğrafyayı paylaşan Fas; bir yandan “öykündüğü İspanya modelinin”; bir yandan da “nüfuzunu hissetiği” Fransa’nın etkisinde… İspanya… önünde varmak istediği “nihai modeli” oluşturuyor. Fransa da; 6. Muhammed’e açık baskı koyarak, “beklenen reformları derhal harekete geçirmesi” için devreye giriyor. “El Pais”, Fas kralının apar topar hızlandırdığı reform hamlesinin ardında etkin olan gücün Sarkozy olduğunu belirtiyor. Fas Kralı’nın Fransa Cumhurbaşkanı ile değişik vesilelerle bir araya geldiğini yazan gazete; Tunus’ta “Yasemin devrimine” “Fransız kalan”(!); bu nedenle eski sömürgeleri Magrib’de prestij kaybına uğrayan Fransa’nın, bu defa Fas’ta reform adına ön alarak, bu prestij kaybını telafi etmeye koyulduğunu söylüyor. Gül: Yetmez ama evet Çadırda protesto Olaylar nedeniyle Suriye’den kaçarak Hatay’ın Altınözü ilçesinde çadır kente yerleştirilen Suriyeli sığınmacılar, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı protesto etti. “Halk yönetimin değişmesini istiyor, Beşşar, çevrene değil halkına kulak ver” diye slogan atan protestocuların “Halk daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük istiyor” yazılı dövizler taşıdığı gözlendi. ‘Ankara’yı srail ve ABD ikna etti’ NEW YORK (ANKA) İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) Mavi Marmara gemisini 2. Gazze filosundan çektiği açıklamasının yankıları sürerken, Time dergisi, “İsrail ve ABD Ankara’yı ikna etti, Ankara da İHH’yi ikna etti” görüşünü öne sürdü. Time dergisi, Kudüs Büro Şefi Karl Vick imzasını taşıyan analizinde, “Aralarındaki Suriye yanarken, Türkiye ve İsrail, denizde yeni bir fiyaskoyu önlemek için harekete geçiyor” spotunu kullandı. Analizde şu değerlendirme de yapıldı: “Hiç kimsenin gerçekten pek inanmadığı resmi versiyona göre, gemi, filonun ‘bayrak gemisi’ görevini yürütmek yerine onarım için iskelede kalacak. Öyle görünüyor ki olup bitenler aslında sessiz diplomasi: İsrail (ve kesinlikle Washington) Ankara’yı ikna etti.” VEFAT Merhum Oğuz Tansel ile Kalbiye Tansel’in Kızı, Ülkün Tansel ve Aysıt Tansel’in Kardeşi Değerli sanatçı dostumuz ve Derneğimizin eski Yönetim Kurulu üyesi Çiğdem TANSEL’i yitirdik. Cenazesi, 21 Haziran 2011, Salı günü Maltepe Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Didem DİNÇERDEN’in vefatını üzüntüyle öğrendik. Başımız sağolsun. AİLESİ SarkozyErdoğan etkisinin farkı Diyeceğim o ki… Beşşar Esad’a Erdoğan nasıl “baskı” koyuyorsa… Sarkozy de Fas Kralı’na aynen öyle baskı koyuyormuş. 6. Muhammed’e “Reform yaparken sakın ola elini korkak alıştırma, cesur ol!” diyormuş… Fas’ta ufak çaplı devrim anlamına gelen bu “anayasal monarşi/meşrutiyet” ilanı planı böyle şekilllenmiş. Bir de şimdi Suriye’ye bakın! “Demokrasi” ve “demokratikleşme” konusunda kılavuz Erdoğan olunca, ortaya çıkan “model” de işte bu kadar oluyor… Türkiye ne kadar demokratik ki, Suriye’ye demokrasi telkin edecek? Türkiye’den Suriye’ye yapılacak bir “güçler ayrılığı projesi” telkini düşünebiliyor musunuz mesela? Ben yazıya otururken Esad alkışlar arasında hâlâ konuşuyor; “anayasada ‘gerekli değişiklikleri’ tartışmak amacıyla kurulacak bir ‘ulusal diyalog komitesi’nden” dem vuruyordu. “Yolsuzlukla mücadele yasası” için kurulacak ayrıca başka başka “komitelerden” söz ediyor, “vatandaşların gözükulağı olacak medyanın eğitilmesi için de kurulacak bir dizi komite, komisyonlar” sıralıyordu… Dağ fare doğurdu. ErdoğanDavutoğlu etkisi, Esad’ın “komisyon projeleri” ile sınırlı kaldı. Nüfus cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Yusuf Saka C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle