19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 10 MAYIS 2011 SALI 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu Muğla mitinginde, AİHM ve AP’nin Türkiye’ye eleştirilerini gündeme taşıdı 1965 66 ders yılı Paris Hukuk Fakültesi’nde doktora için lisans üstü kurslarına gidiyordum. Yabancı öğrencilerin, Fransız hocaların istediği gibi, kompozisyon yazmayı öğrenmeleri için özel kurslar düzenlenmiş. Çünkü ana dersimizden (anayasa) yazılı sınavda iki soru gelecek, birini seçip cevaplayacağız. Bütün bilgileri alt alta sıralasan da kıymeti yok, aynı zamanda yanıtları iyi bir kompozisyon içinde vermek gerekli. Fransızlar da bu konuda çok iddialı, yanıt kâğıtlarının bir Fransız bahçesi kadar düzenli olmasını istiyorlar. Yabancılara kolaylık olsun diye de kurs veriyorlar. Gerçi Çetin Pekiner ve ben Galatasaray’da kompozisyon derslerinde Fransız hocalardan, isteneni öğrenmişiz ama ben yine de yaşı geçkince bir asistanın verdiği derslere gidiyorum. Fakat adam kompozisyon nosyonundan öylesine yoksun ve öyle garip şeyler anlatıyor ki, bende şafak atıyor, Çetin’e dönüyor ve diyorum ki; Oğlum biz kompozisyonu yazarız da bu herif kafasındakilere nasıl beğendireceğiz. Adamda bu konuda en ufak bir nosyon yok. Sonra da ekliyorum: Bu üniversiteyi bitirmişse, bunun kâğıtlarını okuyanlar da kim bilir nasıldırlar?.. O andan itibaren içimi korku sardı. Neyse ki, yıl sonu sınavında bayağı iyi bir not (20 üzerinden 17) alarak geçtim. Ama olaydan önemli bir ders de çıkardım: Sınavda önemli olan yalnız sınava giren öğrencinin bilgisi ve kafası değil, aynı zamanda hatta daha da öncelikli olarak sınavı yapanın bilgisi ve kafasıdır da. Sınav için geçerli olan bu olgu yargı için de öyle. Değerli bir yargıç olan, sonra Yargıtay üyeliğine kadar yükselen, tanımak bahtiyarlığına eriştiğim için kendimi şanslı hissettiğim rahmetli Fethi Alpergin, Hukuk Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarımda bir gün şunu söylemişti: Avukatlık çok önemli ve değerli bir meslektir. Ama yine de iş hâkimde düğümlenir. Sonra da şunu eklemişti: Eğer hâkim iyiyse, avukat basit usul hataları yapmadıkça, davayı doğru götürür. Ardından gülerek devam etmişti: Ama eğer hâkim gabiyse, avukat ağzıyla kuş tutsa haklılığını anlatamaz. O sıralarda avukat olmayı düşündüğümden bir an kendimi cahil bir hâkim karşısında derdini anlatmaya çalışan avukat olarak tahayyül edip, soğuk terler dökmüştüm. Avukat olmadım. Ama sanmayın ki, o yüzden hâkimlere hukukun gereğini anlatmakta zorlanmadım. Fethi Alpergin’in söylediklerindeki gerçek payını, avukatlarımla birlikte sanık olarak sıkıyönetim veya sivil mahkemeler önünde yaşayarak gördüm. Konuya ve hukuka vakıf hâkimler işi tıkır tıkır yürütüyorlardı, aksi haldekilere ise ne yapsak dert anlatamıyorduk. Herkes hayatında, yargıyla bir sorun yaşamasa bile bir sınavla karşılaşmıştır. Benim zamanımda sınavlar daha insancıldı; yukarıda örneğini verdiğim Fransa’daki olay dışında da, doğrusu beni sınava çekecek kişi veya kurulun yetkinliğinden kuşkuya düştüğüm pek olmadı. Bakıyorum da, sınav açısından şanslı bir kuşakmışız. Şimdikiler öyle mi ya?.. Şu ÖSYM’nin yaptığı YGS sınavı rezaletine bakın! Metropoll araştırma şirketinin gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 76’sı sınavın şaibeli olduğunu söylüyor. Sınavın dürüst yapıldığını söyleyenler ise sadece yüzde 17. Sınavı yapan ÖSYM’nin de güvenilmez olduğunu söyleyenler yüzde 72. ÖSYM’ye güvenenler ise yüzde 22.5’te kalıyor. ÖSYM’nin başındaki Ali Demir’in bir an önce istifa etmesi gerektiğini söyleyenler yüzde 68 oranında, kalsın diyenler ise yüzde 18.2’de... Artık bundan sonra bu sınavlara toplumun güvenmesini beklemeyin. Demek ki, Türkiye’nin çoğunluğu her yıl milyonlarca gencin geleceğini belirleyecek olan sınavlara da, onu yapan kuruma da güvenmiyor. Yakında yargı bu konuda bir karar vermek durumunda. O zaman da yargının güvenilirliği gelecek bir kez daha gündeme. Yoksa biz, rejim sınavından toplum olarak topluca mı çakmak üzereyiz?.. Sınav ve Yargı ‘Herkes için demokrasi’ ÖZCAN ÖZGÜR NURPER DEĞ RMENC MUĞLA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye demokrasi ve özgürlüğü getirme sözü vererek “Silivri’deki garabete bir son vereceğiz. Böyle mahkeme mi olur?” dedi. Kılıçdaroğlu Muğla mitingine eşi Sevim Kılıçdaroğlu ile birlikte geldi. Kılıçdaroğlu çifti miting meydanına da beraber çıktı. Sevim Kılıçdaroğlu ilk kez parti otobüsüyle seçim çalışmalarına katıldı. “Şimdi Muğla’nın Allahına kurban desem Recep Bey alınacak” diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, Muğla’da yaşayıp denizi görmeyen vatandaşların olduğunu hatırlattı. CHP lideri, “Bunun ayıbı Ankara’daki iktidarlardır” dedi. Bu sırada bir emeklinin cebinden 5 lira çıkarması üzerine Kılıçdaroğlu, “Çıkarma paranı, bir el uzanır, Recep’in eli onu da alır” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, meydanda havaya kaldırılan “Fişlendik, dinlendik, şifrelendik, Kemalim geliver gari” pankartını da okuyarak, “Bu iktidar telekulak hükümeti herkesi dinlerler. Biz kimsenin özel yaşamına müdahale etmeyeceğiz. Müdahale edenler kamuoyunda teşhir edilecek, en ağır cezayı alacak” dedi. itibarıyla hapisteki tutukluhükümlü sayısı 60 binden 120 bine çıkmış. İstikrar sürsün, diyorlar. İşte istikrarları bu. Hapse girenlerin çoğu ne; icra, elektrik, kredi kartı, banka kredisi borcu. 49 cezaevi yaptılar. 49 fabrika yapsalardı binlerce kişi iş bulurdu” dedi. ÖSYM Başkanı Ali Demir’e istifa çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, “Milleti kandırıyorsun, bir de pişkin pişkin o koltukta oturuyorsun” dedi. Meydanda “İthal kurban geldi, ithal öğretmen geldi. İthal başbakan hayaldi gerçek oldu” pankartını da okuyan CHP lideri, “Recep’in korkusu ondan zaten, gelir hortumları keserse biz nasıl besleneceğiz derdinde. Kayseri’de skandalı ortaya koyduk, bir denetim elemanı gönder dedik. Gönderilmedi. Bunlar, hortumcularla mücadele edemez, arkadaşlık eder” dedi. Erdoğan’a TV’ye çıkalım çağrısını da yineleyen Kılıçdaroğlu “Karşıma çıkamıyor. Çıkamaz, korkak” diye seslendi. Marmaris’te ‘ampul’ patladı CHP lideri, Muğla mitinginin ardından Marmaris’e geçerek halka hitap etti. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından bir tekneye bağlanan dev AKP ampulü geri sayım yapılarak patlatıldı. CHP’liler, Kılıçdaroğlu’nu zeytin dallarıyla karşıladılar. (AA) Muğla’dan miting notları  Kılıçdaroğlu Muğla mitingi öncesi Bodrum, Milas ve Yatağan ilçelerinde ve yol güzergâhındaki beldelerde halkı selamladı. İlçelerde CHP liderine büyük bir ilgi gösterildi. Yol boyunca Kılıçdaroğlu’na çiçekler verilirken, bazı vatandaşlar, “Kurtar bizi”, “Umudumuzsunuz”, “Sana kurban olayım” diye seslendiler.  Parti otobüsünün önünü kesen bir vatandaş, CHP lideri ile elindeki simidi paylaşırken, başka bir vatandaş da cep telefonunu Kılıçdaroğlu’na uzatarak, “Ne olur bir sesinizi duysun” ricasında bulundu. Kılıçdaroğlu da telefonu alarak, “Merhaba ben Kemal Kılıçdaroğlu, saygılar sunuyorum” diyerek karşı taraftaki vatandaşı şaşırttı.  Çok sayıda turist de CHP konvoyuna ilgi gösterirken CHP anonsçusu Barış Bozkurt, İngilizce olarak turistleri selamladı ve iyi tatiller diledi. Parti otobüsünden yapılan anonslarda tatilcilere “Sandığa sahip çık” çağrısı yapılması dikkat çekti. ‘Garabete son’ “Silivri garabetine son vereceğiz. Yargıyı siyasallaştırmayacağız, böyle mahkeme mi olur” diye soran Kılıçdaroğlu, “Vermişsin yürütmenin emrine, başsavcısı da Recep Tayyip Erdoğan, böyle şey olur mu? Demokraside herkes yargılanabilir. Ama bizim aradığımız adil yargılama. Atmışsın içeri, 3 yıldır içeride neyle suçlandığını bilmiyor, içeriden de çıkamıyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ben de rahatsızım dedi. AİHM, AP böyle demokrasi olmaz diyor. Demokrasi ve özgürlüğü herkes için getireceğiz” dedi. AKP’nin 2002’de iktidar olduğunda tutuklu ve hükümlü sayısının 60 binlerde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “2011 ‘Kaset siyaseti yapmak büyük bir ayıptır’ KIVANÇ EL MUĞLA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinde ‘kaset’i kullanmasını, “Bu büyük ayıptır” diye eleştirdi. CHP lideri, Erdoğan’ın mağdur edebiyatını kullanmasını da eleştirerek “İkide bir ‘Biz kefen giydik’ diyor... Ne kefeni? Mağdur edebiyatı yapıyor, ama yemiyorlar artık” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Muğla mitingi öncesinde Bodrum, Milas ve Yatağan’ı kapsayan seçim gezisinde Cumhu riyet’in sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan’ın kaset siyaseti yapmasını eleştiren CHP lideri, “Hukuk mantığı gelişen bir yönetimde yasadışı olan bu kasetler kullanılmaz. Eğer ahlak anlayışına, ahlak denen bir kavrama inanıyorsak yasadışı elde edilen bulguları görmezlikten geliriz. Aksi halde yasadışı olaylara prim vermiş oluruz. Bir ülkenin başbakanı yasadışı hususları alıp siyaset meydanında kullanıyorsa daha da büyük ayıptır” dedi. CHP lideri, CHP’li olup da dinlenmeyen kimse kalmadığını da ifa de ederek kendisinin de bir ses kaydının olduğu iddialarına ilişkin olarak “Çıksın bir bakalım. Ses kaydımız neymiş ben de merak ediyorum. Böyle bir diyalog hatırlamıyorum. Çok kişiyle konuştum, bakalım görelim” dedi. Kılıçdaroğlu, ÖSYM’de yaşanan skandallara ilişkin de şunları söyledi: “Savcı benim bildiğim bir sürprizi açıklarsa Türkiye için de çok önemli bir sürpriz açıklanmış olacak. Ama önce sayın savcı açıklasın. Ben yargıya müdahale etmeyeyim” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle