18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 24 MART 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR 18 yıllık hasret bitiyor Kültür Servisi Efsanevi rock grubu Bon Jovi 18 yıl sonra tekrar İstanbul’a geliyor. “Greatest Hits Tour” kapsamında ülkemize gelecek Bon Jovi, 8 Temmuz’da Purple Concerts organizasyonuyla Türk Telekom Arena’da hayranlarıyla buluşacak. İlerideki haftalarda açıklanacak olan bir festival kapsamında gerçekleşecek olan ve hayranlarının sabırsızlıkla beklediği bu konsere Bon Jovi bir uçak ve 65 TIR dolusu şov malzemesi ile gelecek. Kasım ayında yayımladıkları “Bon Jovi Greatest Hits” albümüyle dünya çapında 1 numaraya yükselen grup, Türkiye’nin yanı sıra Amerika, Kanada ve tüm Avrupa’da konser verecek. Dünya çapında 125 milyon albüm satışına ulaşarak, 50 ülkeden fazla yerde 2 bin 700 konser vererek 35 milyonun üzerinde seyirciye ulaşan Grammy ödüllü Bon Jovi, İstanbul konserinin biletleri Biletix üzerinden satışa sunuldu. tuyor. 1829’da öldürülen Griboyedov’un 1824 yılında bitirdiği oyun, sansürlü ve eksik baskılarından arındırılmış olarak tam metniyle 1875’te yayımlandığında da tepkiyle karşılanmış, fakat eleştiriler oyunun başarısını gölgede bırakamamıştı. Çevirmenlerce oyuna dair kapsamlı bir yazının da kaleme alındığı kitapta, “Oblomov”un yazarı Gonçarov’un ilk kez tamamı yayımlanan ve oyunun çok boyutlu olarak kavranmasına yardımcı olacak eleştirel metni de yer alıyor. Beyazperdenin Kleopatra’sıydı Hollywood’un altın çağının önde gelen oyuncularından ve en güzel kadınlarından Elizabeth Taylor hayatını kaybetti Kültür Servisi 20. yüzyılın tartışmasız en önemli sinema yıldızlarından, Hollywood’un altın çağının önde gelen oyuncularından ve en güzel kadınlarından Elizabeth Taylor 79 yaşında Los Angeles’ta hayatını kaybetti. İki Oscar ödüllü aktrist uzun zamandır kalp yetmezliği nedeniyle tedavi görüyordu. En önemli filmleri arasında “Devlerin Aşkı”, “Yarış Aşkı / National Velvet”, “Kleopatra” ve “Kim Korkar Hain Kurttan / Who’s Afraid of Virginia Woolf?”un da bulunduğu Taylor’ın ismi güzelliği kadar, renkli ve sansasyonel özel hayatıyla da gündemde oldu. 1932 Londra doğumlu aktrist, şöhretle 9 yaşında tanıştı, rol aldığı ilk film 1942 tarihli “There is One Born Every Minute”iydi. “Lassie Yuvaya Dönüş /Lassie Come Home” ve “Yarış Aşkı” filmlerindeki çocuk rollerinin ardından 1950’de rol aldığı komedi filmi “Gelinin Babası / Father of the Bride” ile yetişkin oyuncu kategorisine geçti. Menekşe gözleriyle ün kazanan Taylor, kariyerinin doruk noktasına 1950 ve 60’larda rol aldığı filmlerle tırmandı, 195861 yılları arasında “Hayat Ağacı / Raintree County”, “Kızgın Damdaki Kedi/ Cat on a Hot Tin Roof, “Geçen Yaz / “Suddenly Last Summer” ve “Butterfield 8” filmlerindeki performansıyla dört kez Oscar’a aday gösterildi. Oscar’ı 1960’ta “Butterfield 8” ve 1966’de “Kim Korkar Hain Kurttan” filmleriyle kucakladı. Taylor, bu filmde yedi evliliğinden birini yaptığı Richard Burton’la başrolleri paylaşıyordu. 1963’te tüm zamanların en pahalı filmi olarak gösterilen “Kleopatra” filminin setinde tanışan çift, 1965’te evlenip boşandıktan sonra, 1975’te tekrar evlendi, ayrıca birlikte 12 filmde rol aldı. Yedi evlilik yapan Taylor’ın eşleri arasında ise Conrad Hilton, Michael Todd, Eddie Fisher ve John W Warner da vardı. Taylor, rol arkadaşı, oyuncu Rock Hudson’un AIDS’ten ölümünün ardından zamanının çoğunu AIDS hastalığıyla mücadeleye ayırmış, Amerika AIDS Araştırmaları Vakfı’na yaptığı yardımların yanı sıra kendi AIDS vakfını da (Elizabeth Taylor AIDS Vakfı) kurmuştu. Sürekli sağlık sorunlarıyla boğuşan Taylor, 1961 yılında zatürreeye yakalandı, ayrıca alkol ve Ü EDEB YAT FAKÜLTES Haldun Taner araştırma merkezi açıldı Kültür Servisi İÜ Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü bünyesinde 16 Mart’ta, Haldun Taner’in 96. yaşgününde, Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Araştırma Merkezi açıldı. Merkezin açılış töreninde bir konuşma yapan Prof. Dr. Dikmen Gürün, merkezin bilimsel çalışmalara daha geniş alanlar yaratacağını vurgulayarak Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nün merkezin kurulması için çok çaba harcadığını ve bu süreçte Demet Taner, Prof. Dr. Şara Sayın, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Korkut Tuna’nın kendilerine her aşamada destek olduklarını belirtti. Gürün, “Bölüm başkanlığından ayrıldığım 2008 yılından sonra bu yolda yapılan tüm çalışmalar ve bugün elde edilen başarılı sonuç, Kerem Karaboğa, Fakiye Özsoysal, Yavuz Pekman ve araştırma görevlisi Nilgün Firidinoğlu’na aittir” dedi. Haldun Taner’in tiyatro eğitimine katkılarının ve özellikle de İÜ Edebiyat Fakültesi’nde bir tiyatro bölümü açılması için harcadığı çabanın önemle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dikmen Gürün, “Bu merkez salt Taner ustamıza değil, Türk tiyatrosuna yönelik çalışmaları, araştırmalarıyla da önemli bir merkez olacak. Bu bağlamda, Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü tarafından İstanbul 2010 katkılarıyla hayata geçirilen ‘Geleceğe Perde Açan Gelenek’ kitabından söz etmek mümkün” dedi. ‘Akıldan Bela’lı bir kitap Kültür Servisi Modern Rus edebiyatının önemli isimlerinden Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov’un “Akıldan Bela” adlı eseri ilk kez Türkçede. İkaros Yayınları’nca Rusçadan dilimize aktarılan bu şiirsel oyunun çevirmenleri ise Cenk Gündoğdu ve Engin Toprak. Oyun, ilk gerçekçi yapıtlardan olmasının yanı sıra Rus yaşamının en önemli olaylarından birini, soylu sınıf aydınının kendi sınıfına karşı savaşını ilk kez ortaya koyması açısından Rus edebiyatında önemli bir yer tu SelimKerim Altınok’tan ‘ lkbahar Sesleri’ Kültür Servisi Selim ve Kerim Altınok yönetimindeki Gözder Müzik Topluluğu, bu akşam saat 19.00’da TC İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi’nde “İlkbahar Sesleri” adıyla bir konser veriyor. Gözder Müzik Topluluğu, Türk musikisinden caza, Türk halk müziğinden popa kadar geniş bir yelpaze içinde seçkin tınıları bir araya getiriyor. Orkestra ve solistlerden oluşan grupta görme engelli müzisyenler de yer alıyor. Maya tanrısı sahte çıktı Kültür Servisi Paris’teki Drouot müzayede salonunda, pazartesi günü yaklaşık 3 milyon Avro’ya (yaklaşık 6 milyon TL) satılan bir Maya heykelinin sahte olduğu anlaşıldı. Meksikalı yetkililer yaptığı açıklamada, Maya uygarlığına ait olduğu öne sürülen ve bir tanrıyı temsil eden 156 santimetrelik heykelin, aslında bu dönemde yapılmış bir heykel olduğunu belirtti. Açıklamada, Fransız makamlarının, Fransa’daki Meksika büyükelçiliği aracılıyla haberdar edildiği de belirtildi. Ali Teoman öldü Kültür Servisi Edebiyatımızın genç yazarlarından Ali Teoman dün yaşamını yitirdi. Uzun süredir kanser tedavisi gören Teoman’ın cenazesi yarın Bebek Camii’nde kılınacak öğle namazı sonrası Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1962 yılında İstanbul’da doğan Ali Teoman, İTÜ Mimarlık Fakültesi ve Sorbonne Üniversitesi Plastik Sanatlar Fakültesi’nde öğrenimini tamamladı. Dört yıl boyunca iş ve öğrenim için Avrupa’nın çeşitli kentlerinde yaşayan yazar, bu dönemde sokak müzisyenliği de yaptı. 1993’te Türkiye’ye döndüğünde mimarlığı bırakıp yazmaya daha çok zaman ayırdı. Teoman, son olarak Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İngilizce okutmanlığı yapıyordu. Öykü ve roman kitapları arasında “İnsansız Konağın İkonu”, “Eşikte”, “Cafe Esperanza” ve “Aşk Yaşama Çok Uçuk”un da yer aldığı Teoman’ın “Taş Devri” adlı yeni öykü kitabı bu hafta Yapı Kredi Yayınları etiketiyle okurlarla buluşacak. ‘ nsanlık Yıkılmasın!’ karikatür sergisi ilaçlara bağımlılıkla mücadele etti. 1990’da kalça kemiğinden ameliyat olan sanatçının beyninde iyi huylu tümör bulundu. 2004’ten bu yana da kalp yetmezliği rahatsızlığından mustarip olan aktristin son yılları gözlerden uzak geçti. Elizabeth Taylor, son olarak yakın arkadaşı Michael Jackson’ın cenazesine katılmıştı. Kültür Servisi Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un Kars’ta yapımına başladığı “İnsanlık Anıtı”nın yıkımına yönelik girişimler karşısında, sanatçıyla dayanışma amacıyla “İnsanlık Yıkılmasın” başlıklı bir karikatür sergisi açılıyor. Bugün saat 19.00’da, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nce Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası’nda açılacak sergiye Mehmet Aksoy da çizdiği karikatürle katılıyor. 45 çizerin yer aldığı sergi 15 Nisan’a dek açık kalacak. ESRA BERKMAN VE AYCA DAŞTAN’DAN SIRA DIŞI KONSER Tellerle tuşların duygudaşlığı EGEMEN BERKÖZ İstanbul’un iki kıtalılığına çok uygun düşen bir konser vardı 16 Mart’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde. İstanbul nasıl Doğu ile Batı’yı birleştiriyorsa, bu konser de Doğu müziğinin kanunu ile Batı müziğinin piyanosunu bir araya getiriyordu. Bu iki çalgının birlikte seslendirmesi için yazılmış yapıtları seslendirense Esra Berkman ile Ayca Daştan’ın oluşturduğu “Kanun Piyano İkilisi”ydi. Esra Berkman, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, ülkemizin tek kanun konçertosunu (Hasan Ferit Alnar, 1946 1951) kaydeden iki kanuniden biri olan Prof. Ruhi Ayangil’in öğrencisi olmuş. Şu sırada “20. yüzyıl Ermeni kanun yapıtları ve Haçatur Avetisyan” konulu sanatta yeterlilik çalışmasını yapmakta. Ayca Daştan da aynı üniversitede okumuş ve şimdi piyano ana sanat dalında öğre Sanatçılar, konserin ilk bölümünde, Ermeni besteci Haçatur Avetisyan’ın yaptığı, Ermeni halk müziği ile 20. yüzyıl bestecileri Haçaturyan, Hahinyan ve Komitas’ın yapıtlarının kanun piyano uyarlamalarını seslendirdiler. tim görevlisi. İki genç sanatçı 2008’den beri birlikte konser veriyorlar. Konserin en önemli yanı iki dünya ilkçalınışının gerçekleşmesiydi. Çağdaş genç bestecilerimizden Tolga Zafer Özdemir “Ex Oriente Lux”, Enis Gümüş de “Başına Bağlamış Astar’dan” adlı yapıtlarını ikilinin isteği üzerine, onlar için bestelemişler. Bir başka genç bestecimiz Uğraş Durmuş’un yine ikilinin isteği üzerine bestelediği “At The Golden Horn No. 2” adlı yapıtsa 23 Mayıs’ta 3. Genç Klasikçiler Festiva li’nde seslendirilecek. Sanatçılar, konserin ilk bölümünde, Ermeni besteci Haçatur Avetisyan’ın yaptığı, Ermeni halk müziği ile 20. yüzyıl bestecileri Haçaturyan, Hahinyan ve Komitas’ın yapıtlarının kanun piyano uyarlamalarını seslendirdiler. İkinci bölümde ise, Özdemir ve Gümüş’ün yapıtlarının ardından Chopin, Kreisler ve Grieg gibi Batılı bestecilerin yapıtlarıyla Romanya ve Ukrayna halk müziklerinden yapılmış birer uyarlamayı dinlettiler. Konserin benim için en ilginç yanı, klasik Türk müziğinde edilgen, eşlikçi bir çalgı olan ve sesi bana hep incesazı, ikindi hüzünlerini çağrıştıran kanunu (Alnar’ın konçertosundan sonra) ilk kez dinamik bir solist çalgı olarak dinlemekti. Piyanoyla iyi bir ikili oluşturan, bir anlamda duygudaşlık kuran bu çalgıyı çoksesli çağdaş müziğimizde kullanan yapıtların artacağını düşünüyorum. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle