25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Müteahhitler, Libya’da ve yakın ülkelerde Avrupa ve ABD’li şirketlerin, taşeronu konumuna düşmekten korkuyor İşimizi kapmak istiyorlar En büyük kaybın beklentilerle ilgili olduğunu belirten TMB Başkanı Eren’e göre, karşılanması olası kayıpları; 16 milyar dolarlık başlamış projeler, 1.2 milyar dolar alacak, 873 milyon dolar makine parkı, 157 milyon dolarlık şantiye tesisi ve bankalarda 88 milyon dolar nakit para. Ekonomi Servisi Büyük bir kısmı yakın coğrafyada olmak üzere, 89 ülkede 5 bin 910 proje ile 140’ı son 9 yılda olmak üzere toplam 187.6 milyar dolarlık iş üstlenen Türk şirketleri, Libya başta olmak üzere Kuzey Afrika’da yeni dönemde taşeron konumuna düşmekten endişe ediyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) yönetimine göre, Fransa’nın önde göründüğü Libya operasyonunda Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini kırmak da ana hedeflerden biri. Türk şirketleri, karşılanmasını isteyebilecekleri kayıpların yanı sıra büyük bir iş potansiyelini yitirmekle karşı karşıya. Uluslararası hukuk çerçevesini araştıran müteahhitler, bundan sonra da bölgede ABD ve Avrupalı şirketlerin taşeronu olmaktan kaygı duyuyor. TMB Başkanı Erdal Eren, yabancı yatırımların korunması anlaşması, uluslararası tahkim garantisi gibi sigortalar olmaksızın Libya’da Türk şirketlerinin büyük işler aldığının hatırlatılması üzerine “Batılı mühendis ve işçinin gitmeye korktuğu ülkelerde biz iş yapıyoruz, çünkü işsiziz. Çünkü Eximbank’ımızın devasa projelere verebileceği paramız yok. Çin gibi işçiye ‘askerliğine saydık’ diyemiyoruz. Kimse bizi rahat yerde işe çağırmıyor. Bizimki mecburiyet cesareti” dedi. Eren, ya kıran kırana ihale olan işleri düşük kâr marjıyla Türk şirketlerinin alabildiğini ya da Batılıların girmeye korktuğu pazarlarda iş yapabildiğini anlattı. EM N SAZAK: Yeni Paylaşım Savaşları Batılı teorisyenler, tezleriden güvenle yıllar önce “Artık zengin Kuzey dünyası ülkeleri arasında 1., 2. cihan savaşları benzeri paylaşım çıkar savaşlarının olamıyacağını, küreselleşen ekonomik güç, çıkar ilişkilerindeki gelişmişlik, iç içeliğin buna engen oluşturduğunu” ilan etmişlerdi. Çağımızda savaşlar yoksul Güney dünyasında, yoksulluğun paylaşılmaması adına ırklar, dinler, mezhepler ayrımcılığı üzerinden yaşanacaktı. Tabii insanlık, ahlaki değerler adına zengin Kuzey dünyasının, yoksul Güney dünyasındaki hızlı yoksullaşma, yoksunlaşmaya duyarsız kalmaması gerektiği uyarısı da yapıyordu. Bugüne kadar yaşadıklarımıza çok yukardan bakarsak, zengin Kuzey dünyası, büyük ekonomiler grubu içindeki ülkelerin, çok önemli çıkar çatışmaları ile yüz yüze gelinen noktalar olsa da, bugüne kadar yeni bir sıcak savaş ortamına girmedikleri gerçek. Bir başka gerçek de, yoksulluğun paylaşılmaması adına ırklar, dinler, mezhepler, aşiretler... akla gelecek ne kadar alt kimlik konusu varsa hepsinin üzerinden çok sıcak, çok kanlı savaşların ardı arkasının kesilmediği. Şimdilerde İslam dünyasında patlak veren sıcak çatışmacı dalga ile geleceğin öngörülemediği tek kelime ile “vahim” boyutlar kazandığı... Batılı teorisyenlerin dillendirmedikleri en önemli acımasız gerçek ise zengin Kuzey dünyası dünya nimetlerinden, pastadan giderek daha büyük paylar alırken... beylik sözcükler olarak altı çizilen yoksul dünyanın sorunlarına duyarlı olma uyarısının göz ardı edildiği. Göz ardı edilme, yaşanan gerçeğin karşılığını vermiyor... Çünkü zengin Kuzey dünyası pastadan giderek daha büyük payı alabilmeyi, yoksul Güney dünyasını giderek daha fazla yoksullaştırma, yoksunlaştırma, sömürmeye borçlu. Elini yoksul dünyanın üzerinden hiç çekmemek; emperyal düzenin, neoliberal sistemin var oluş kaynağı, can damarı olmanın çok ötesinde.. Yeni dünya sömürü düzeni çarklarının kendi krizleri içinde sürekli işletilebilmesinde, yoksul Güney dünyayı ekonomik sistem içinde sömürmek yetmiyor.. Yüzyıllar öncesinde kaldığını varsaydığımız açık, çıplak, acımasız savaşlar, kan dökülmesi eksenindeki sömürgecilik, yeni paylaşım savaşları olarak karşımıza çıkıyor.. Küresel ideoloji adına insan hakları, demokrasi kavramları, algılamaları ile oynanarak, bireyin özgürleşmesi adına devletin gücünün kırılması görünen ilk adım, tuzak. İnsanı gerçekten özgür kılacak, gerçek insan hakları, hukuk devleti, demokrasi çarkları geçerli kılınacakken devletin gücü kapitalist dünyada bile insan eksenli, çevreyi, dünyayı da korumaya yönelik, sosyal devlet, sendikal haklar, hakça paylaşım düzeninden yana geliştirilecekken... İnsandan yana çağdaş düzenin yaratılmasının tek aracı hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı, yasalardan gücünü almış siyasal, sendikal, toplumsal örgütlenmelerken.. Kolay sömürünün en etkin silahı, devletleri ırklar ve dinler, mezhepler üzerinden parçalamak oluyor. Sözde dünyaya insan hakları, demokrasi, gelişmişliği, refahı sağlayan, taşıyan, uygar(!) zengin Kuzey dünyasının, yoksul Güney dünyasına uzanan, ahtapotunkine benzeyen uzun kollarıyla; yüzyıllar öncesinde kaldığını varsaydığımız sömürgecilik yöntemlerine, yeni stratejiler katılmış olarak.. Batılı teorisyenlerin altını çizdikleri gibi “yoksulluğu paylaşmama savaşlarının ideolojiler yerine ırklar, dinler, mezhepler üzerinden yaşanmasıyla..” ülkeler parçalanıyor, yeni haritalarla, yanındakini yok ederek payını büyütmeyi düşleyenleri de batıran insanlık dramları, kanlı iç savaşlar yaşanıyor... Irak, diktatörden kurtarılmak, demokrasi taşımak üzere işgal edildiğinde, diktatörlük dönemini mumla aratacak yoksullaşma, yoksunlaşmanın batağında kıvranan Irak halkının, ortak İslam dini içinde, birbirlerini ırklar, mezhepler üzerinden kırmaları, öldürmeleri, bataklığa saplanıp kalmaları... bundan... giderek daha ağır eğitim, sağlık, çalışma hakları en başta en temel insan haklarından yoksun kalan halkların, çaresizlikte insan hakları, demokrasinin gerçek değerleri ile örgütlenebilme adına, alt kimliklerle bir diğerlerini gözlerini kan bürümüş yok etme güdüleri kamçılandıkça, dünyanın çivisi çıkıyor... Zengin Kuzey dünyasını da aşağı çeken bir çıkmaza sürüklenme, karabatak yaşanıyor. Piyasalar düzeninde küreselleşen, bir tek dini imanı olmayan paranın kuralları.. İnsan hakları, gerçek demokrasiye dönük örgütlenmeler, evrensel hukuk ilkeleri yok sayıldığında, pastadan pay zengin Kuzey dünyasına doğru ne kadar büyük, haksız kaydırılsa da, bedeli insanlığa çok ağır oluyor.. Örneğin milyarlarla dünyalı işsizlik, açlık, çaresizlik batağında; ucuzlayan emeğin maliyetinin dünya tekelleri için düşürülmüş olmasının değeri azalıyor. Çünkü dünya tekellerinin kirli düzene, rüşvete, çıkarlarını koruyacakları yoksul Güney dünyasındaki kirli savaşlara ödemek zorunda kaldıkları paylar, işçilik maliyetlerini onlarla, yüzlerle katlar oluyor. 2015 hedefi 50 milyar dolar Türkiye Müteahhitler Birliği’nin nisan ayında yapılacak genel kurulunda Eren’den başkanlık görevini devralmaya hazırlanan Yüksel İnşaat CEO’su Emin Sazak, ‘Türk Müteahhitlik Sektörünün 2023 Vizyonu ve Yol Haritası’nı açıkladı. Bir dizi arama ve karar konferanslarının sonunda yol haritası belirlediklerini anlatan Sazak, Engineering News Record (ENR) dergisi tarafından her yıl yayımlanan “Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Müteahhidi” listesinde Türkiye’nin 33 firma ile yer aldığını belirtti. Sektörün 40 firma ile bu listede yer alma hedefi belirlediğini bildiren Sazak, uluslararası rekabet için kurumsallaşmanın yaşamsal önem taşıdığını ifade etti. Sazak, özetle şu bilgileri verdi:  Taahhüt sektörünün her açıdan masaya yatırıldığı arama ve karar konferanslarında, yurtdışı müteahhitlikte 2015 yılı iş hacmi hedefi 50 milyar dolar olarak belirlendi.  Sektör yurtdışı ve yurtiçi cirolarını 100’er milyar dolara yükseltmeyi hedefliyor.  Yurtdışındaki hasılatın Türkiye’ye dönüş miktarını 3 kat arttırmak hedeflerimiz arasında.  Müşavirlik sektörünü geliştirmeye ve Türk inşaat malzemelerinin kullanımını arttırmaya çalışıyoruz. Konferanslarda oluşturulan proje gruplarınca sektörde kurumsallaşma, işbirlikleri ve sektör itibarının geliştirilmesi için çalışacağız. Bombaların hedefi Libya’da daha önce şantiyeleri yağmalanan Türk şirketlerinin geleceği belirsiz. Libya işçisi Rusya yolcusu Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, bu ülkelerdeki kaybın önümüzdeki yakın gelecekte Rusya pazarından telafi edilebileceğini belirtirken 2015’te 50 milyar dolarlık yurtdışı müteahhitlik hedefinin şimdilik korunduğunu söyledi. Libya, Yemen, Bahreyn başta olmak üzere Türklerin önemli pazarı konumundaki ülkelerde daralma olacağını belirten Eren, şöyle devam etti: “Buradaki kayıpları Katar ve özellikle Rusya pazarında telafi etmeye çalışacağız. Rusya’da 400 milyar dolarlık pazardan söz ediliyor. Bu pastadan pay alabiliriz. Libya’da geri getirdiğimiz hemen hepsi nitelikli çalışanlarımızı Rusya’ya yönlendiririz. Soçi’de dünya kupası finalleri 8 şehirde olacak. Stadyum ve konaklama tesisleri inşa edilecek.” emokrasi’ getirip ihaleleri alırlar Libya pazarına ilişkin şimdilik bir belirsizlik olduğunu belirten Eren, TMB’nin uluslararası hukuk çerçevesini araştırmak üzere bir ekip kurduğunu belirtti. Eren şöyle devam etti: “16 milyar dolarlık başlamış iş, 1.2 milyar dolar bankadaki alacaklar, şantiyeler vs. bunların karşılanmasını istemek mümkün. Ama Türkiye için en büyük kayıp bölgedeki iş potansiyeli. Yılda 45 milyar dolarlık iş aldığımız bir ülkeden söz ediyoruz. Bombalayan ülkeler, Libya’ya demokrasi getirdikten sonra harcadıkları silah paralarını alana kadar iş yapacaklardır. Bu durumda acaba ihaleleri ABD’li ve Avrupalı şirketler alacak da biz onların taşeronu mu olacağız.” ‘D Ekonomik güç doğuya kayıyor Yüksel İnşaat CEO’su Emin Sazak, müteahhitlerle yaptıkları beyin fırtınası sonucuna göre ise gelecekte yaşanabilecek olasılıkları şöyle açıkladı: Rekabet artmakta, sermaye kapasitesi ve finans kaynakları azalmakta, kâr marjları düşmektedir. Bu gelişmeler sektörde iflaslara yol açabilecektir. Çin’e ek olarak Hindistan da önemli bir rakip olacaktır. Ortadoğu ve Afrika pazarları yükselecek, ekonomik güç Batı’dan Doğu’ya kayacaktır. Pazarda faaliyetler ve hizmetler çeşitlenecek, işletmeciliğe geçiş hız kazanacaktır. Şirket birleşmeleri ve ortaklıklar artacak, alternatif finans modelleri çerçevesinde farklı işbirliği ve ortaklık yapıları gelişecektir. Kurumsallaşma, kalite ve şeffaflık artacak, insan kaynakları gelişecek, yeni mühendislik profili oluşacak, işletmecimüteahhit tipi çoğalacaktır. Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik konuları önem kazanacaktır. Mühendislik ve müşavirlik hizmetlerinin hacmi artacaktır. Yabancı yatırımcılar gelecektir. Türk müteahhitlik sektörü, zararlarının karşılanması için uluslararası hukuk çerçevesini araştırıyor. Verilen bilgiye göre, Kaddafi’den sonra da bu kayıpların karşılanması mümkün olabilecek. Ancak şu anda muhatap belli değil. ABD kodu vermedi sipariş ertelendi Ekonomi Servisi Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında, 16 milyar dolarlık F35A savaş uçağı projesiyle ilgili ABD’nin uçuş kodlarını vermeyi reddetmesi üzerine Türkiye siparişi erteledi. kodlarını istedi. Fakat Savunma Bakanı VecABD Savunma Bakanlığı Pentagon di Gönül, Başbakan Recep bu talebi geri çevirdi.Yaklaşık 100 Tayyip Erdoğan başkanlığında topuçak almayı planlayan Ankara, kodlar lanan Savunma Sanayii İcra Komitesi olmadığı takdirde uçaklara hâkim olutoplantısının ardından gazetecilere yap namayacağına dikkat çekiyor. tığı açıklamada, değerlendirme çalışJetlerin dışarıdan yönlendirilebileceği, maları tamamlanan projelerde yükleni elektronik harp karşısında savunmasız kaci firmalar ile sözleşme imzalamak üze labileceği ve yazılıma herhangi bir müre Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın dahalede bulunulamayacağına işaret edi(SSM) yetkili kılındığını söyledi. liyor. Türkiye, geleceğin avBu çerçevede “Genel cı uçağı olarak tasarlanan Maksat Helikopteri ProjeUçaklar teslim F35A projesinde İngiltere, si” kapsamında alınan tekİtalya, Danimarka, Norveç, liflerin değerlendirilmesi ça edilmeden maliyet Avustralya, ABD ve Kanada gerekçe lışmalarına devam edileceğini ile birlikte üretici ülkeler belirten Gönül, bir gazeteciarasında yer alıyor. İlk tesligösterilerek nin, genel maksat helikopter matı 2015’te gerçekleşmesi Türkiye’ye 4 ihalesinde verilen tekliflerin gereken proje için Hazine 10 milyar dolar ek yeterli olup olmadığına ilişmilyar dolar bütçe ayırmıştı. kin sorusu üzerine de bir hefatura çıkarıldı. Lojistiğe dair diğer masrafdef fiyatlarının olduğunu, larla birlikte bu rakamın 16 hedef fiyata bir hayli yaklaşılmasına milyar dolara ulaşacağı belirtiliyor. karşın, icra komitesinin kabul edeceği ölBir F35A’nın maliyeti proje başlarken çüde bir yaklaşımın olmadığını söyledi. 60 milyon dolar olarak hesaplanırken şu Bu kez belirli bir süre de tanındığını, anda en iyimser tahminle Türkiye’ye bir bu süre zarfında istenilen fiyata ulaşmak uçağın maliyeti 160 milyon doları bulaiçin çalışılacağını kaydetti. Gönül, bu sü cak. Pentagon’un toplam 2 bin 400 adet renin 1 ayı geçmeyeceğini ifade etti. satın alacağı uçak, hızını saatte 135 Öte yandan, 16 milyar dolarlık proje km’ye kadar düşürerek çok kısa mesafede de Türk tarafı, Amerika’dan uçağın uçuş de iniş ve kalkış yapabiliyor. Dehşet saçarak tavan yaptılar PEL N ÜNKER Libya’ya saldıran ABD, İngiliz, İtalyan ve Kanada’ya savaş malzemesi sağlayan şirketlerin hisseleri tavan yaptı. BM güçlerinin Libya’ya askeri müdahaleyi başlatması piyasalarda bir istikrarsızlığa yol açmazken dünyadaki dev savunma sanayi ve silah şirketlerini de her anlamda olumlu etkiledi. ABD borsası tekrardan 12 bin puanın üzerine çıktı, büyük silah şirketlerinin hisse senetlerinde üç işlem gününde yüzde 6’yı aşan artışlar yaşandı. Mayın korumalı araçları ile ABD ordusuna Irak ve Afganistan’da önemli destek sağlayan İngiliz BAE Systems’in hisse senetleri (BAESY) üç günde yüzde 6.36 çıkışla en yüksek artan şirket oldu. Helikopter ve savunma elektroniği alanında faaliyet gösteren İtalyan Finmeccanica yüzde 5.55 yükseldi. Boeing yüzde 5 yükseldi Kanadalı Bombardier’in hisseleri yüzde 2.38 ile en fazla değer kazanan şirketler arasında yer aldı. Helikopter, elektronik ve savunma sistemleri dizaynı ve üretimi konusunda da uzman olan Boeing’in hisseleri yüzde 5.12 yükseldi. ABD ordusunda önemli rol oynayan Lockhead Martin’in hisseleri yüzde 1.11, küresel parça tedarikçilerinden Honeywell International’ın hisseleri yüzde 2.41, F35 savaş uçaklarının 25’inden fazlasını üreten Northop Grumman’ın hisseleri 2.29 çıktı. General Dynamics yüzde 2.80 değer kazandı. Silah şirketlerinin hisseleri cuma akşamından bu yana ‘al’ ya da ‘kuvvetle al’ tavsiyesiyle satılıyor. Bazı hisselerde kâr satışları başladı bile. Silah şirketleri 2009’da 401 milyar dolarlık satış yaptı. Fortune 500 listesinde 11 silah şirketi yer alıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle