18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA 15 Erdoğan’a suç duyurusu LEFKOŞA (AA) KKTC’de bir grup avukat, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, posta yoluyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, KKTC’deki mitinge “Bizden beslenenlerin bunu yapması manidar” diyerek tepki gösteren Erdoğan’ın “Kıbrıs Türk’ünün şeref ve saygınlığını rencide ettiği” savunuluyor. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda BDP’liler ve TKP’liler çatıştı, 5 öğrenci yaralandı Üniversitede kavga ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda BDP ve TKP’li iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgada biri ağır 5 öğrenci yaralandı. İçinde siyasal bilgiler, hukuk, eğitim bilimleri ile iletişim fakültelerinin barındıran Cebeci Kampusu’nda öğrenim gören BDP ve TKP’li olduğu belirtilen iki öğrenci grubu arasında dün öğleden sonra gerginlik başladı. Gerginliğin kavgaya dönüşmesiyle iki karşıt grubun öğrencileri refüjlerdeki mermerleri kırarak birbirlerine atmaya başladı. Atılan taşların isabet ettiği 5 öğrenci yaralandı. Bir öğrencinin sağlık durumunun ağır olduğu bildirildi. Yaralı öğrencilerden 2’si Numune Hastanesi’ne, 3’ü ise Ankara Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edilirken çevik kuvvet ekipleri Cebeci Kampusu’na girerek olaylara müdahale etti. TKP’li öğrenciler bir süre sonra okuldan tahliye edilirken, diğer grubun öğrencilerinin daha sonraki saatlerde okuldan çıkartıldı. Olaylar sırasında atılan taşlardan öğretim görevlilerine ait araçlar da hasar gördü. Öğrenci grupları arasındaki gerginlik kavgaşaya dönüştü. Öğrencilerin birbirine attığı taşlardan çevrede bulunan araçlar zarar gördü. (Fotoğraf: AA) pekçi GÖP başkanı oldu İstanbul Haber Servisi 24 basın meslek örgütünün üye olduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun dönem başkanı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi oldu. İpekçi, yaptığı açıklamada gazetecilere özgürlük için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Kimilerinde Gözbağı Kimilerine Gözdağı! Medya ne yapıyor ediyor, her fırsatta pası iktidara, golü muhalefete atıyor. 28 Şubat’ta da öyle oldu, üstelik Necmettin Erbakan’ın ölümünde. İktidardan uzaklaştırılmış asıl mağdur Erbakan’ın yerine, AKP öne çıkarıldı yine. Geçen ay NTV’de, eski milli görüşçü yeni küreselleşmeci talebelerine, “Sizi dışarıdan, başkaları yönetiyor” diyordu Erbakan... ABD’nin ılımlı İslam projesinin de startı oluyordu bu tarih. Aman bu medya pek yaman! Baksanıza... Bazılarının şaşırdığı, ufku geniş olanların ise aylar öncesi uyardığı gelişmelerin ardı arkası kesilmiyor. Önce, açıktan muhalefet eden gazeteciler içeri atıldı. İktidar yandaşları ve onların ortakları neoliberal kalemlere göre, onlar gazeteci değil, örgüt üyesiydi. Korku düzeninde, sindirme susturma çabaları geldi ardından. O dönemde Silivri’deki gazetecilerin tutukluluk süreleri, üçüncü yıla uzanıyordu. Bu kez açıktan muhalefet yapanlar değil, hatta önceden AKP’ye destek verip de daha sonra “uyananlardaydı” sıra. Nitekim yandaş kalemler kimi zaman imalarla, kimi zaman daha açık, “sıranın kimde olduğu”nu yazdı alt alta. Medyadan “tasfiye olacaklar listeleri” ortalıkta... Oh, ne âlâ! Memleketin “mütedeyyin insanları” küresel organizasyonlar temelinde, büyük bir dönüşüm çabasında! Son dönemde kimi yazar pes ediyor, kendi kalemini kırıyor. Kimileri, “arandığı” gerekçesiyle sabaha karşı otel odalarından alınıyor. Kimilerinde gözbağı, kimilerine gözdağı! İktidarın ikinci döneminde uyanıp “hak, hukuk ve vicdan” diyen kimileri, sistemli biçimde “itibarsızlaştırılmaya” çalışıldığını söylüyor. Kimileri ise köprüden önceki son çıkışa değiniyor, kendini “sıra sende” diye işaret edenlere, “korkmuyorum, susmuyorum...” diye karşılık veriyor... O sırada Kemal Kılıçdaroğlu Ödemiş’te üretici mitinginde “sabaha karşı polisin değil, sütçünün kapıyı çaldığı” günler vaat ediyor. Medyanın tutumunu şaşkınlıkla izlediğini belirtiyor. Süt 1993’te 40, 2011’de sudan ucuz, 50 kuruş. Konumuz tarım ama doğu kadar batıda da CHP’nin Kürt sorunuyla ilgili yaklaşımları sorgulanıyor. Doğru politika nasıl, partiye etkisi ne olur? Sınırlı sayılı gazetecinin katıldığı toplantıda Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili soruları yanıtlıyor: “Tek başına Kürt sorunu değil, doğu, güneydoğu sorunu diyoruz. Çünkü bölgede bir dizi ekonomik ve sosyal sorunlar var. Kalkınma sorunu var, yoksulluk var, kadına şiddet var. Süryaniler var, Araplar var, Türkmenler var. Oraya salt Kürt sorunu diye gidilirse ayrımcılık oluyor...” Ege örgütlerinden önseçim istemleri yükseliyor. Kılıçdaroğlu bu istemi değerlendiriyor! YARSAV’dan kadın tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, Yargıtay ve Danıştay’ın yeni üyeleri arasında çok az sayıda kadın bulunmasının kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin yargıdaki izdüşümü olduğunu belirtti. Tarhan, “Yargıda yeterince düşük olan kadın temsil oranı görülmemiş ölçüde aşağıya çekilmiştir” dedi. Marmara’ya kar geliyor Haber Merkezi Meteoroloji’ye göre, İstanbul’da çarşamba, perşembe ve cuma günü kar yağışı etkili olacak. Sıcaklıklar 1 dereceye kadar düşecek. Yağışlar ise tüm yurtta etkili olacak. Açlık bir aileyi yıktı Çocuklarına kahvaltı veremeyen anne intihar etti, bunalıma giren baba evini yaktı. Geride kalan 4 kardeşe sakat ve işsiz olan amcaları sahip çıktı Haber Merkezi Diyarbakır’da çocuklarının istediği kahvaltıyı evde yiyecek bir şey olmadığı için hazırlayamayan 4 çocuk annesi 25 yaşındaki Yüksel Demir evde bulunan av tüfeğini karnına dayayarak tetiğe bastı. Hastaneye kaldırılan Demir kurtarılamadı. Radikal gazetesinin internet sitesinde yer alan habere göre, inşaatlarda işçilik yaparak ailesini geçindermeye çalışan Mehmet Demir ise 10 yıllık eşinin intiharı üzerine bunalıma girdi. Eşinin acısına dayanamayan Demir, evini yakmak istedi. Komşuları tarafından engellenen Demir karakola götürüldü. İfadesi alınıp serbest bırakılan Demir, eve dönüp evi tekrar ateşe verdi. Ev tamamen kullanılamaz hale gelirken Mehmet Demir kayıplara karıştı. Olaydan sonra ortalıkta kalan 7 yaşındaki Melek, 5 yaşındaki Mücella, 4 yaşındaki Besra ve 7 aylık Şeyhmus adlı çocuklara sakat ve işsiz olan 7 çocuk babası amca Salih Demir sahip çıktı. Salih Demir, “Yaşadığımız bu acı her geçen gün bizi biraz daha sona yaklaştırıyor” diye konuştu. On Numara’da 1 kişiye 191 bin ANKARA (AA) On Numara oyununda bu hafta 10 bilen 1 kişi, 191 bin 546 lira kazandı. Numaraların 1, 3, 9, 14, 16, 21, 25, 26, 27, 36, 37, 38, 39, 40, 42, 50, 58, 62, 63, 65, 75 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte; 9 bilenler 1520’şer, 8 bilenler 80’er, 7 bilenler 14’er TL kazandı. Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] Soner Yalçın, Aksoy ve ‘Akrepler’ Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu Ergenekon’dan tutuklandılar… Kamuoyu vicdanı yine ikna olmadı ve ağır bir yara daha aldı… Yalçın, “içeriden” yani Silivri 4 No’lu L Tipi Cezaevi’nin F2 koğuşundan kaleme aldığı son yazıda, dostlarının kendisini “Gazetecilikte ısrar edersen seni cezaevine atarlar” diye uyardıklarını hatırlatıyor. Ama o bu ikazlara prim vermedi. Çünkü onun kendi vicdanı ve onuru, hiçbir iptidai korkuya boyun eğemezdi. Soner bugün aydınlara şu mesajı yolluyor: “Bozun şu tertibi, bu ülke buna layık değildir.” “Farklı düşüncelerde olabiliriz” diyor ama esas konuya şu kritik sözlerle temas ediyor: “Ya insan kalmayı sürdüreceğiz ya da korkak bir akrep gibi yaşayacağız. İçeri atılan Soner Yalçın değildir, hepinizin onurudur, vicdanıdır, özgürlüğüdür. Bizi kimse merak etmesin. Biz bu soğuk dört duvara dayanırız.” Barış Pehlivan da “dışarıda” olan kimi “meslektaşlarının” yanıt veremeyeceklerini bilmelerine rağmen sarf ettikleri sorumsuz sözlere katlanamıyor. “Hoşgörünün kıblesi” olduğunu söyleyen Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’nin “Oh olsun!” tavrını, Radikal’de Eyüp Can’ın yayımlamadıkları CD’ler hakkındaki iddialarını hazmedemiyor… Ben Soner’lerin içeri alınma süreçlerinde Habertürk’te Didem Yılmaz’ın Hüseyin Gülerce ile yaptığı röportajı kanım donarak dinledim: “Onlar da Odatv’de çok tek taraflı yayın yapıyorlardı, karşı görüşlere yer vermiyorlardı.”(!) Duyan zanneder ki yandaş basın her gün muhaliflerle röportaj dizileri yayımlıyor! Bir “insangazeteci” nasıl bu sözleri bir tutuklamanın “gerekçesi” olarak uluorta kullanabiliyor, anlayamadım!.. Allah akıl fikir versin! Halbuki ne beklerdik? “Evet ben de çok yadırgadım, Odatv sitesi sorumlularına gazetecilik mesleği faaliyetleri ve hatta CHP’lilerle veya Nihat Genç gibi yazarlarla temasları hakkında soruların sorulabilmesini, bu kabul edilemez bir tavırdır, ne olursa olsun” filan demesini, hatta belki içinden farklı düşünse bile(!), demokrat görünme uğruna bunları söylemesini beklerdik… Ne gezer! Yandaş medya halk diliyle “debriyajı sıyırmış”. Gülerce bu gafa imza atarken Emre Aköz de pazar günü “Ergenekon puştları”ndan söz edebildi, sütunundaki “gazetecilik” faaliyetlerinde! Bu artık bilincin karardığı andır. Demokrasihak hukuk gibi kavramların gündeme gelemeyeceği bir “hükümet yağcılığı” teşhiridir. Yine yandaşlar Kılıçdaroğlu’nun “Nerde bu örgüt, ben de üye olayım” sözlerini birinci dereceden okuyup espriyi yok sayarak yazılarına, rezil TV nutuklarına malzeme edebilmişlerdir! Ve bu sözleri Baykal’ın “Ergenekon’un avukatıyım” sözlerine bağlarken de, bu cümlenin Erdoğan’ın “Ben Ergenekon’un savcısıyım” sözüne doğal tepki olarak sarf edildiğini bile balık hafızalarıyla unutabilmişlerdir! Aralarından biri çıkıp “Size ne yahu, Halk TV’yi alır ya da almaz, konuyu sulandırmayın, inandırıcılığı kalmıyor” bile diyememiştir. İşte bu noktada Emin Çölaşan çok haklı olarak Yalçın’ın CHP’li Baki Özilhan’la bu konuda neler yazıştığının kimler tarafından nasıl izlendiğini ve bunu “yandaş”lara kimin servis ettiğini, bu suçu işleyenlerin de nasıl olup da bulunamadığını soruyor! Bazı gazetecilerin moda tavrı “Yalçın’ı hiç sevmem ama bu iş yanlış” sözleri veya “Bana ne, o da başkalarına saldırmasaydı” şeklinde kaçış taktikleri üzerine kuruludur. Bu tabii bana neyi hatırlatıyor? “‘İnsanlık Anıtı’nı ben de sevmiyorum ama bu saldırı keşke yapılmasaydı böyle”cilerle, “Ben o anıtı hiç sevmiyorum ve o adama yardım etmem” diyecek kadar konudan kaçış adına vicdanını kapatmış sözde aydın müsveddelerini hatırlatıyor… Yahu sana anıt hakkında estetik görüşünü soran mı oldu? Ne alakası var? Ayrıca “Kötü sanat eserleri yok edilsin” diye bir kanun mu çıktı? Sanat ortamımızda bu falsoya imza atan ciddi bir kesim var. Bir kısmı “yetmez ama evet” saçmalığının mahcubiyetini hâlâ taşıyorlar, bir kısmının da bu konuda beyinleri “terk”! Geçen çarşamba “korkak akrep” gibi yaşamayan aydınlarla Akatlar Kültür Merkezi’nde bir araya gelip “İnsanlık Anıtı Neden Yıkılamaz” konusunu irdeledik. UPSD’nin paneline katılım ve coşku düzeyi yoğun boyutlardaydı… Bugün salı akşamüstü saat 1821 arası ise Ankara’da Galeri Kara’da, Mithatpaşa Caddesi 48/B adresinde, geçenlerde İstanbul’da sergilenen “İçim Parçalanıyor” sergimi “sanatyurtseverler”le buluşturacağım. Soner, Barış, Mustafa, Tuncay, Mehmet, Hikmet hepsi aramızda olacak… Kimisi tuvallerde, kimisi gönlümüzde… HARB SEM H POROY HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ kurgenc6yahoo.com BULUT BEBEK NURAY Ç FTÇ [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇEL K [email protected] 1/ Bisiklet ya 1 rışı yapılan pist. 2/ “İsim 2 ler” anlamın 3 da eski söz 4 cük... “Sevmiş 5 iki ufku görürler daha en 6 gin” (Y. K. 7 Beyatlı). 3/ Bir 8 nota... Maksim Gorki’nin 9 bir romanı... Uzaklık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 anlatmakta kullanı 1 H A C E G A N S lan söz. 4/ Ekvator 2 A R A K A İ L E bölgelerinde yetişen 3 R A H MA Ş E R bir meyve ağacı. 5/ 4 İ L İ K Ş A NO Eski dilde bulut... 5C L AM İ N A T Argoda kaba saba O ve. görgüsüz kim 6 A S İ T A N E 7N A Y İ H A İ N seye verilen ad. 6/ E D İ Mısır’da tanınmış 8 N E B İ 9M A E R İ V A N bir arkeolojik bölge... Hububat tozu. 7/ Rütbesiz asker... Çarşılarda aynı işi yapan esnafın bulunduğu bölüm. 8/ Büyük savaş davulu... Yaz yağmuru. 9/ Bakla, fasulye, bezelye gibi sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk... Hava ve gaz akımları oluşturmakta kullanılan aygıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Klasik Türk müziğinde, usullerin uzun süreli bazı vuruşlarının, ritim çalgılarında daha kısa süreli vuruşlara bölünerek çalınması. 2/ Avrupa Uzay Ajansı’nın kısa yazılışı... Afganistan ve Pakistan’da kadınların yüzlerini örtmek için kullandıkları peçe. 3/ Lantan elementinin simgesi... Küçük su kanalı... Karaciğerin salgıladığı acı sıvı. 4/ Umman devletinin Batı dillerindeki adı... Tatsız tuzsuz yiyecekler için kullanılan bir sözcük. 5/ Yükselen değerlere karşın toplumun yararını gözeten soyu tükenmekte olan kişi. 6/ Su geçirmez kumaştan yapılan bir tür spor ceket. 7/ Siper, hendek... En kısa zaman süresi... “Bade olsun da zerrin sagar olsun olmasın” (Şeyh Galip). 8/ Mersin’in bir ilçesi... Çinko. 9/ Küba’nın başkenti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle