22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 22 ŞUBAT 2011 SALI 6 HABERLER İkinci Ergenekon davasında yargılanan sanık Mustafa Dönmez’in avukatları savunma yaptı BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI ‘Deliller hukuka aykırı’ HATİCE TUNCER Yasal Yasal Can Çekişme DİNLEME İMPARATORLUĞU Rezilliği bırak.. Aptal, asgari demokrat ol! Ana muhalefet lideri diyor ki: “Benim, eşimin, çocuklarımın, evimin telefonları dinleniyor, daha ne diyeyim, buna da demokrasi diyorlar..” Sen ne diyorsun, Demokrat Etiketli Bay Beyefendi ve Efendi Hazretleri(*)! Ülkede birazcık var olan demokrasinin bile cıcığını çıkardılar! Utanmaz! İki satır yazarsan, yine başefendinden dayağı yiyeceğinden mi korkuyorsun! Çetin Soysal diyor ki: “Listeyi gördüm, 3 bin kişiden fazla insan teknik takipte ve dinlemede; CHP ve MHP liderleri, gazeteciler, yargı mensupları, emniyet mensupları... Emniyet içinde bir militarist bir organizasyon...” Türkiye bir dinlenme kâbusu yaşıyor, rakip siyasileri kontrol altında tutuyorlar, gerektiğinde konuşmalardan fatura çıkarmak için... Sen diyorsun, “demokrat” bukalemun.. Elin, kalemin tutuluyor... Vicdanını neyle rasyonelleştiriyorsun. Olayları nasıl aklileştiriyorsun her gün?! Bunu nasıl beceriyorsun?! KORKU DAĞLARI AŞTI Ana muhalefet lideri ihracatçılara görüşlerini açıklıyor. “Haksızlıklara karşı sesinizi çıkarın, korkmayın” diyor. TİM Başkanvekili Güreli “Haklısınız, korkuyoruz. İşimiz gücümüz var. Bunlar zarar görsün istemiyoruz” diyor (Habertürk, 17 Şubat).. Kendim kasıtlı olarak anlatmıyorum, Can Dündar’dan nakil: “TÜSİAD üyesi işadamları aralarında konuşuyorlar. Son toplantıda Erdoğan’ın önünde kimin ne kadar eğildiğini hesaplıyorlar. En çok eğilme ödülü, hesapları incelenmekte olan bir işadamına gidiyor. ‘Başbakan kendisi hakkında söyledikleri hiçbir sözü unutmadı. Hiçbir hasmını yaralı bırakmaz’... Türkiye’nin sanayi devlerinden biri, evvelce Başbakanı takdir ettiğini bildiğim çok tanınmış bir isim. Kısık bir sesle ‘Bize de ağır baskı var... hepimizde gelecek kaygısı var’...” (19 Şubat 11, Milliyet) Heyyy, herkesin bildiği bu gerçek konusunda, ülke bu korku denizinde boğulurken, sen heyy demokratlığını hangi askıda bıraktın, demokrasi üzerine “kan damlayan” yazılarında, bunların esamesi bile okunmuyor! Yazılarının sahtekârlığı, ellerinde hiçbir titreme mi yapmıyor! BELGEYE BAK SEN! “Büyük belge” diye, Soner Yalçın’ın evrakından çıktığı sanılan bir yazıyı ellerine tutuşturmuşlar. Kurmak istediği TV’de düşündüğü bazı gazeteci isimlerini içeren bir liste.. bir “iş planı” düşüncesi! Mal bulmuş gibi üzerine atladınız! Utanmadınız mı bunu “Ergenekoncular” havası içinde yayımlamayı!? Ne kadar kullanışlı bir aletsiniz ki, sana ne sokuşturuyorlarsa manşete, köşene çekiyorsun! Yüzünde kızaracak bir yer kalmadığını biliyoruz! Bir tık bile seyirtecek bir duygu var mı bedenlerinizde! Bu sözüm, aynı kâğıdı, aynı mantıkla, yorumsuz, internet sayfalarına taşıyan bütün rezillere de! UCUZ ETİN YAHNİSİ Başbakan diyor ki: “Partim ikinci parti olursa genel başkanlığı bırakır, Anadolu’nun yollarına düşerim; eğer millet size inanmazsa siz de gereğini yapacak mısınız?..” Yani, diyecek söz yok, ucuz etin yahnisi olmaz! Halk sana demez mi ki, Ey Başbakan, anketlerde gördün ki birinci parti olmak çantada keklik, ucuza konuşuyorsun... ne zaman ki anketlerde eşit çıkarsınız, hatta senin partin daha aşağıda gözükür, o zaman bu sözü etmenin bir anlamı olur, bir meydan okuma yaparsın... Bu ne sıradan kahramanlık... ECEVİT’İ ÖLDÜREN ADAM! Prof. Mehmet Haberal’ı bitirecekler ya! İddianamede fasa fiso örgüt üyeliği suçlamasından bir şey çıkmayacağını biliyorlar, epey bir süredir kaynattıkları olayı şimdi Adli Tıp derekesine taşıdılar ve oradan belge ürettiler. Niyetleri “Mehmet Haberal Ecevit’i hastanesinde öldürdü!”, haberi çıkarmak! Adli Tıp, bir uzman değil, sanki bir polis raporu hazırlamış ve mahkemeye göndermiş... Eksik, yanlış tedaviymiş falan. 6’ya 5 oy oranı! Avukatlar raporun doktorları için suç duyurusunda... Haberal’ın hem üniversitesi var hem hastanesi! Acaba bunlar elden ele geçirilerek dinci çetelere nasıl devredilir! Anlıyorsunuz değil mi! Adlı Tıp’a kendi adamlarını atama savaşlarının arka planındaki niyetleri de görüyorsunuz değil mi! Her şey yasal! Faşizm de yasal! El koyma da yasal! Adli Tıp da yasal.. Utanmazlıklar da yasal! Bu ülke yasal yasal öldürülüyor... (*) Nuray Mert, tasasız demokrat, dedi. İyi etiket, ama yetmez, çünkü benim tanıdığım tasasız demokratlar ne yazıp çiziyor ne de iktidarın doğrudan yalakalığını yapıyor. Sadece seyrediyorlar ve “ekonomi tıkırında ya” diye mırıldanıyorlar, en çok CHP’yi eleştiriyorlar bunlar ne zaman adam olacak, diye.. Ama “tasasızlar”, doğrudan bir diktatörlüğün altyapısına malzeme taşıyorlar.. Yani “ağır işçiler”! İkinci Ergenekon davasında, Zir Vadisi’nde ve Sapanca’da bulunan mühimmat ile suçlanan sanık Mustafa Dönmez’in avukatları, savunmalarında “Hukuka aykırı arama kararlarına dayanarak yapılan aramada elde edilen delillerin de hukuka aykırı” olduğuna dikkat çekti. Dönmez’in ve Odatv’ye baskının ardından tutuklanan Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu’nun avukatı Serkan Günel, Başkan Köksal Şengün’e “Odatv ile ilgili sorguya katıldığımda sizinle ilgili soru geldi” dedi. Davanın 104. oturumunda üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu, Dönmez’e tutuksuz sanık İlyas Çınar ve Poykazköy davasıyla birleştirilen Kafes Eylem Planı dosyası sanığı tuğamiral Şafak Yürekli’yi tanıyıp ta Mustafa Dönmez’in avukatı ve aynı zamanda Odatv’ye baskının ardından tutuklanan Pehlivan ile Terkoğlu’nun da avukatı olan Serkan Günel, Başkan Köksal Şengün’e “Odatv ile ilgili sorguya katıldığımda sizinle ilgili soru geldi. Buna nasıl cüret ediliyor” dedi. Tutuklu emekli Albay Göktaş da delil olarak gösterilen DVD’nin polis tarafından bürosuna konulduğunu savundu. nımadığını sordu. Tanımadığını söyleyen Dönmez, Zir Vadisi’ndeki aramalara ilişkin aydınlatılması gerektiğini düşündüğü soruları şöyle sıraladı: “ Jandarma bölgesi olmasına rağmen polis neden saatler önce olay yerine gitmiştir? Jandarma Astsubay Alparslan Keleş, neden olay yerine alınmamıştır? Arama ve tutanak arasında neden 3.5 saat fark vardır? Cumhuriyet savcısının aramaya son verilmesi talimatına neden uyulmamıştır? Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde tutanak hazırlanırken neden ‘Nasıl olsa kazık attık’ denilmiştir? Tutanak hazırlanırken ‘Aydınlatma fişeği ama olsun sen bubi tuzaklı bomba yaz’ talimatının anlamı ne? Neden bugüne kadar Zir Vadisi’nde bulunan mühimmatın kriminal incelemesi yapılmamıştır?” ilgili soru geldi. Soruşturmayı yürüten savcı, yargılamayı yürüten mahkeme başkanıyla ilgili soru sormaya nasıl cüret ediyor” dedi. Çapraz sorgu sırasında Şengün’ün “Her şeyin komplo olduğunu söylüyorsun. Zir Vadisi’ne Sapanca’ya mühimmat koymuşlar. Neden hep senin üzerine geliyorlar” sorusunu anımsatan Günel “Dönmez, muhalif bir subay değildir, karargâh subayıdır, yani masa başı görev yapmaktadır. Buna rağmen ‘üstün birlik yetiştirme madalyasına’ layık görülmüştür” diye konuştu. Dönmez’e ait bir defterde bulunan Başbakan’a suikast hazırlığı olduğu id dia edilen kroki ve Zir Vadisi’ne silah, patlayıcı madde gömmekle suçlandığını anlatan Günel, “Bu mühimmatın Genelkurmay envanterinde bulunduğuna ilişkin kayıt yoktur, bu mühimmat nasıl gömüldü, Mustafa Dönmez tek başına mı gömdü? Kimin emriyle Başbakan’a suikastta kullanacaktı, suikast emrini kim verdi” diye sordu. Boş çıkan iddialar “Hukuka aykırı arama kararlarına dayanarak yapılan aramada elde edilen deliller de hukuka aykırıdır” diyen Günel, Dönmez’in Başbakan’a suikast planı hazırladığına ilişkin iddialara 1. Ergenekon davasında tutuksuz yargılanan Doç. Dr. Emin Gürses’in telefonda bazı sözlerinin dayanak yapıldığına dikkat çekti. Günel şöyle konuştu: “Böyle hayali bir yapılanmanın varlığını kabul etmiş olsak ve Başbakan’a suikast krokisini kabul etsek bile müvekkilim Dönmez’in hangi örgüt liderinden bu konuda bir emir aldığı, ne zaman böyle bir suikast gerçekleştirmeyi planladığı, kimler yardımıyla bunu yapacağı gibi somut verilere ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadığından bu iddianın da son senelerde onlarcası boş çıkan Başbakan ve diğer siyasilere suikast iddialarından biri olduğu ortaya çıkmaktadır.” Asaf’tan alıntı Dönmez’in avukatı Günel, savunmasına Özdemir Asaf’ın ünlü mısralarına gönderme yaparak, “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği buradaki sanıklara verdiler” sözleriyle başladı. Başkan Şengün’e hitap eden avukat Günel “Odatv ile ilgili sorguya katıldığımda sizinle ‘VARDİYA BİZDE’ ‘Yargılamayı bütün halk izlemeli’ İstanbul Haber Servisi Balyoz davası kapsamında tutuklanan 107’si muvazzaf 163 askerin eşlerinin oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu” Balyoz davasının duruşmalarının TRT’den canlı yayımlanmasını ve gerçeklerin ortaya çıkmasını talep ettiklerini, bunun için de kamuoyundan destek beklediklerini söyledi. Platform üyeleri, “Biz yargılanmaya karşı değiliz. Ortada büyük bir bilgi kirliliği var. Biz yargılamayı herkesin izlemesini ve doğru bilgilenmesini istiyoruz” dediler. Emekli Tümgeneral Ali Deniz Kutluk’un eşi İrem Kutluk yaptığı değerlendirmede, “tutuksuz ve şeffaf” yargılama istediklerini ifade etti. ‘Balyoz olmayacaktı’ Dönmez’in 25 Şubat’ta Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde duruşmasının olduğuna dikkat çeken Ülgen şu iddialarda bulundu: “Genelkurmay Askeri Mahkemesi, ya bu imajın etkisinde kalıyor, esaslı, derinden inceleme yapmadan karar veriyor. Ya da ‘ben Türk Silahlı Kuvvetleriyim Mustafa Dönmez olayıyla mı uğraşacağım, varsın dışarı atalım’ diyor. Genelkurmay Askeri Mahkemesi eğer çok iyi bir inceleme yapsaydı, Balyoz korkusu olmayacaktı. Mustafa Dönmez olayı püskürtülmüş olsaydı, bugün Balyoz’da bu kadar general tutuklanmayacaktı.” Zeki Mesten, babasının tabutunu en ön safta taşıyarak son görevini yerine getirdi. Babasının cenazesini kendi elleriyle mezara koyan Mesten büyük üzüntü yaşadı. ‘Halk bunu bilmiyor’ İrem Kutluk, Silivri’de görülen davanın duruşmalarının halk tarafından takip edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Eşlerimize atılan suçlar son derece vahim suçlar. Böyle bir şeyin olmadığını biz biliyoruz ve kanıtlanacağından da eminiz. Ama halk bunu bilmiyor. Bu suçlamalar üzerine atılan kişiler, kendilerini nasıl savunacaklar. Bunu halkın görmesini, ortaya çıkacak gerçeklerin bilinmesini istiyoruz. Birebir duymasını istiyoruz” dedi. Mahkeme heyetinin canlı yayın taleplerini reddettiğini söyleyen Kutluk, özetle şunları kaydetti: “Halkımız, duruşmada neler olup bittiğine, sanıkların kendilerini nasıl savunduğuna vakıf olmak istiyorlarsa o zaman bize destek olsunlar. Aynen Anıtkabir’de olduğu gibi. Biz birer dilekçe hazırlayacağız. Bize imza atarak katkıda bulunsunlar. Bizler daha sonra bu dilekçeleri Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Adalet Bakanı’na ulaştıracağız. Herkese, bütün Anadolu’ya ulaşmak istiyoruz. Bunun için derneklerle konuşuyoruz. Türkiye’deki hukukun nasıl işlediğini göstermek istiyoruz.” Hasdal’dan çelenk Tutuklu binbaşı Mesten’in babası için ‘Vardiya Bizde’ ve ‘Hasdal’daki evlatların’ yazılı çelenkler gönderildi Haber Merkezi Askeri Casusluk soruşturması kapsamında Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Deniz Tabip Binbaşı Zeki Mesten, özel izinle cezaevinden çıkarak Mersin’de yaşamını yitiren babası Mehmet Ali Mesten’in (73) cenaze törenine katıldı. Mesten’in mezarı başına konulan “Vardiya bizde” ve “Hasdal’daki evlatların” şeklinde iki çelenk dikkat çekti. Mehmet Ali Mesten, kalp rahatsızlığı sonucu tedavi gördüğü Mersin Devlet Hastanesi’nde geçen cumartesi günü yaşamını yitirdi. Baba Mesten’in yaşamını yitirdiği haberi üzerine halen Hasdal Kışlası’nda tutuklu bulunan Binbaşı Zeki Mesten’e, cenazeye katılmak üzere özel izin çıkarıldı. Tutuklu komutan öğlen saatlerinde yanında 3 sivil asker ile sivil bir araçla baba evine gelerek annesi Ümmüye Mesten ile kucaklaştı. Mehmet Ali Mesten için gönderilen çelenkler ise dikkat çekiciydi. “Vardiya bizde” ve “Hasdal’daki evlatların” şeklinde iki çelenk mezarlıkta yer aldı. Baba Mehmet Ali Mesten için gazetelere verilen başsağlığı ilanı da çelenkler kadar mesaj yüklüydü. ‘5 saatlik görüntü yok’ Davada öğleden sonra tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş savunması alınmak üzere kürsüye çağrıldı. Göktaş, iddianamede “Bazı yargı mensuplarının kişisel yaşamlarıyla ilgili elde ettiği görüntü kayıtlarını karşı tehdit ve şantaj amaçlı kullanmak üzere kaydedip sakladığı” suçlamasına dayanak olan 51 No’lu DVD’yi Ankara’daki avukatlık bürosuna polisin koyduğunu öne sürdü. Göktaş, polisin, bürosundaki arama sırasındaki video çekimlerinde saat 10.46 ile 15.25 arasında görüntülerin silinmiş olduğunu vurguladı. Salonda polisin çektiği arama görüntülerini perdeye yansıtan Göktaş, “Bu görüntüler polislerin savcıdan 5 saat önce bürosuma gelerek delil yaratma faaliyetleridir” dedi. Göktaş, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinden İdris Asan imzalı “arama, el koyma yakalama hâkim kararı”nın CMK’ye ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu savunarak “Bu arama kararı yok hükmündedir” dedi. Ön safta yer aldı Kılınan cenaze namazından sonra Zeki Mesten, babasının tabutunu en ön safta taşıyarak son görevini yerine getirdi. Babasının cenazesini kendi elleriyle mezara koyan ve büyük üzüntü yaşayan Mesten’i, aile fertleri ve yakın arkadaşları ise yalnız bırakmadı. Güneykent Mezarlığı’na İlan dikkat çekti Söz konusu ilanda “Onurlu bir Türk Subayı olan Dz. Tbp. Bnb. Zeki Mesten’in babası Mehmet Ali Mesten, oğlunun maruz kaldığı duruma dayanamayarak 19 Şubat 2011’de vefat etmiştir. Hasdal’daki evlatları” ifadelerine yer verildi. ODATV YÖNETİCİLERİ ‘Tutuklanan hür basındır’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında operasyon düzenlenen Odatv yöneticileri Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, dün görüşme yaptıkları avukatları Hüseyin Ersöz ile kamuoyuna mesaj gönderdi. Odatv’nin sahibi Yalçın, avukatı aracığıyla gönderdiği notta gazeteci meslektaşlarına “Burada tutuklu olan hür basındır. Benim özgürlüğümün elinden alınması sorun değil. Bu süreç elbet yaşanır ve geçer. Verdiğimiz mücadele demokrasi mücadelesidir” diye seslendi. Odatv Haber Müdürü Terkoğlu’nun mesajı ise şöyle: “Biz İpekçi’lerin, Mumcu’ların, Anter’lerin Dink’lerin bu ülkeye bıraktığı gazetecilik mirasına sahip çıkıyoruz. Kimsenin yazamadıklarını yazdık. İçimiz rahat. Bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz.” Yalçın’ın cezaevinde Pehlivan ve 1. Ergenekon davasında Ümraniye’de bulunan 27 el bombasından sorumlu tutulan emekli astsubay Oktay Yıldırım ile kaldığı, Terkoğlu’nun ise Prof. Mehmet Haberal’ın sağlık raporunu mahkemeden gizlemekle suçlanan Prof. Cengiz Çelikel ve 2. davanın sanıklarından Mehmet Koral ile kaldığı belirtildi. CHP’li Çetin Soysal, AKP karşıtlarının yasadışı olarak dinlendiğini söyledi ‘Emniyette kozmik odalar var’ İstanbul Haber Servisi CHP duyumlar geldiğini belirten Soy cek” dedi. Yurtdışından özel güvenlik milletvekili Çetin Soysal, CHP sal, bu tür yasadışı dinleme ve Genel Başkanı Kemal Kılıçda teknik takiplerle seçim öncesin şirketleri aracılığıyla ithal edilen roğlu, AKP milletvekilleri, yar de Türkiye’nin önde gelen siya dinleme araçlarının sayısı ve gı mensupları, muhalif gazete setçi, yazar, gazeteci, STK yö listesinin ilgili bakanlık taracilerin de aralarında bulunduğu neticileri, bilim insanlarının kont fından açıklanması gerektiğini 3 bin kişinin dinlendiğini ve rol altına alınmaya çalışıldığını dile getiren Soysal şöyle koteknik takibe alındığını iddia et ve seçim sürecinde siyasetin de nuştu: ti. Teknik takibe alınan 3 bin ki bu yöntemle kontrol altına alın“Çeşitli ülkelerden mobil dinşilik isim listesini gördüleme araçları ithal edildi. ğünü açıklayan Soysal, Ancak, bu dinleme araçSoysal, Kılıçdaroğlu, AKP “Seçim sürecinde Türkiları Emniyet Genel Mümilletvekilleri, yargı mensupları, dürlüğü envanterlerinde ye’yi yasadışı dinlememuhalif gazetecilerin de yer almıyor. Tüm yasalerle yeniden şekillendirdışı dinlemelerin sorummek isteyen Emniyet içinaralarında bulunduğu 3 bin kişinin lusu emniyet içinde yer de ve dışında kozmik odadinlendiğini ve teknik takibe alan bir organizasyonlar oluşturuldu” dedi. alındığını iddia etti. dur. Emniyetin içinde ve Soysal, dün partisinin İsdışında kozmik odalar tanbul İl Başkanlığı’nda oluşturulmuştur. Kontbasın toplantısı düzenledi. rolsüz bir güç tarafından özSoysal, anayasa ile güvence al maya çalışıldığını söyledi. Soysal, “Muhalif yayın or gürlükler ihlal edilmektedir. tına alınan “özel hayatın gizliliği” ve “haberleşme özgürlü ganlarının yöneticileri, köşe Bu güçle seçim sürecinde Türğünün” yasadışı dinlemelerle yazarları, siyasetçiler dinleni kiye şekillendirilmek isteniyor. yor. Seçim sürecinde pek çok Bu konuya ilişkin gerekirse ihlal edildiğini söyledi. Dinlenen kişilerle ilgili kendi insanın özel hayatına ilişkin Meclis’te gizli oturum yapılsine emniyet içinden bilgi ve bilgiler medyaya servis edile masını isteyebiliriz.” http://orhanbursali.blogspot.com obursali@cumhuriyet.com.tr DHKP/C operasyonu: 14 gözaltı İstanbul Haber Servisi İstanbul’da yasadışı DHKP/C örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda, 14 kişi gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün çalışmaların ardından eylem hazırlığı içerisinde bulunduğu bildirilen DHKP/C örgütü üyelerine yönelik operasyonlar gerçekleştirildi. Maltepe ve Kartal’da gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonlarda, örgütte sorumlu düzeyde bulunduğu belirtilen 1 kişinin de aralarında bulunduğu 2’si kadın 14 kişi gözaltına alındı. Halkların birliği sempozyumu Haber Merkezi Geçen yıl birincisi Kocamustafapaşa’daki Çevre Tiyatrosu’nda düzenlenen “Uluslararası Emperyalist Saldırganlığa Karşı Halkların Birliği Sempozyumu”nun ikincisi, 252627 Şubat tarihlerinde, Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenleniyor. Onlarca ülkeden 40’a yakın profesör, avukat, mühendis, araştırmacı, gazeteci, parti, örgüt, sendika temsilcisi ve kurumun katılacağı sempozyumda, Türkiye’den de KESK, DİSK, ÇHD, TMMOB, TTB gibi örgüt temsilcileri de katılacak. Çetin Soysal, seçim sürecinde Türkiye’nin yasadışı dinlemelerle yeniden şekillendirileceğini iddia etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle