25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17ŞUBAT2011 PERŞEMBE 8 TURKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale izmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara HABERLERIN DEVAMI DIS MERKEZLER S PB Y PB PB PB PB PB S S PB Y PB 10 9 12 13 13 14 15 9 8 8 7 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Taşkent S S B B B B B B B S S R 10 4 17 18 17 11 10 10 9 3 2 4 Oslo B 8 Belgrad Helsinki B 12 Sofya Stockholm B 5 Roma Londra PB 10 Atina Amsterdam B 7 Zürih Brüksel PB 8 Moskova Paris PB 9 Aşkabat Bonn PB 9 Taşkent Münih PB 4 Baku Berlin B 2 Bişkek Budapeşte K 2 Tiflis Madrid Y 7 Kahire Viyana B 2 Şam < f c Çokbulutlu €feYağmurlu Y PB Y B B K K Y K A B A B 10 10 14 17 9 17 1 8 1 13 5 20 16 Ülkemizin doğusu ile zamanla kuzeybatı kesimleri parçalı ve çokbulutlu, Trabzon ve Hopa çevreleri ile akşam saatlerinden sonra Edirne, Tekirdağ, istanbul ve Kocaeli çevreleri yağmur ve sağanak, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Sabah ve gece saatlerinde iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis bekleniyor. Hava sıcaklığı ülke genelinde 2 ila 4 derece artacak. Sulu kar *Ş» Gökgürültülü TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 17Şubat GERONIMO'NUN SAVASI.. % laOS'DA auSÜN,ÜMLÛ KfZllD£RİLİ ŞEP Ç) " 8O YAÇINDA 2AW£BEEDEN ÖLDÜ. 1BS6 'De, MBKSHcA KUVVETLJERİ TARAFINDAN ACIMASI2CA KATtEDİLEN APAÇİLEG A/SASINDA, ANNESİ,EŞİ VE ÜÇ ÇOOJĞU BULUNAN GER.ONIM0,BU TAIZJHTEN SoNRA, TAM BİR İNrtK4M GERİUASt OLMÜfTlf.. APAÇİ KA8İLESİNİN YAfAD/S/ BÖLGE, ABOMEKSİKA Slfi///S/NPAYDf VE Bü NEDENLE, GE/SON/MO, ÇETTBSrA//N BA ŞlNDA, UER İK.İ ÜLKENİN ASKEBÎ KUVI/ETİYLE DE SA, VAÇMAK DURUMUNDA KALMtŞTt. Bf/eçotC £EZ rA ICALANMIÇ AMA, ÇOK SEÇMEDBN YİNE KAÇARAK. Dft&LARA ÇIKMIÇT/. SON ELe GEÇİ&İLİpN De, SAVAÇ esiei oı/teAM Fu>ejDA'YA GÖNDE, RiLM/Ş ve oeADA UASmLANARAK ÖLMÜşnİ. UMUTSUZCA DA OISA, GÖZÜPEK MÜCADELESİ ONA DÜNYA ÇAPINDA ÜN KAZANDI&VHÇrt.. 0 A ç ı k <£^Parçalı bulutlu İ > Sisli £ ^ Bulutlu GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada konuşmalarını izleyenler, kimin hezeyan içinde olduğunu kestirmekte güçlük çekmiyor. Kılıçdaroğlu, çoğu zaman RTE'ye gerçek yüzünü görmesi için aynaya bakmasını salık veriyor. Hemen her gün aynaya bakıyor RTE, "Ayna ayna, söyle bana. Benden büyük var mı bu ülkede" diye soruyor ve herhalde aynadaki suretinin, yat kalk, patrona yaranacak bir şeyler söyle diye düşünceler içindeki çevresinin Arap ağzıyla özetleyelim "Ya Tayyip! Allah'ın sevgili kulu. Bu ülkede elbette senden büyük yok!" diyen yanıtlarıyla mutlu oluyor. Nasıl mutlu olmasın ki? "Ananı da algit" diye başlattığı terbiye sınırlarını zorlayan ifadeleri öylesine yaygınlaştı ki; bir virüs gibi yayılarak güvenilir devlet kurumu Anayasa Mahkemesi'ne de bulaştı. Bu nedenle ruhen, bedenen, kafa itibarıyla AKP'ye bağlılığını her fırsatta kanıtlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "Yüksekyargı bugüne dek 'uyumaktan' başka bir şey yapmadı" diye sokak ağzıyla konuşmasını yadırgamamak gerekiyor. Hatta bu ağız yakışıyor da Kılıç'a! Akıl vermek gibi olmasın ama yüksek yargının yerinde olsam Haşim Kılıç'ın terbiye sınırlarını zorlayan söylemlerini dün medyada okuduğumuz "kahve ve mahalle ağzı" gibi yanıtlarla karşılık vermezdim. Anayasa hukukçularından kurulu olası bir komisyonda Haşim Kılıç'ın uluslararası ve ulusal anayasalar konusunda sorgulanmasını önerirdim. Komisyon, yaşamının üçte ikisini Sayıştay'da geçiren Kılıç'ın, Anayasa Mahkemesi üye ve başkanlığına değil, hukuk birikimiyle düz bir (örneğin asliye hukuk mahkemesi) yargıçlığına ehil olduğu yargısına varırsa, bu sonuç başkalarını bilmemem ama şaşırtıcı olmaz diye düşünüyorum.. TSK'de görevli general ve amirallerin yüzde 10'u tutuklanıyor. Odatv sahibi gazeteciyazar Soner Yalçın, iktidarın gazabına uğrayan gazetecilerin son halkası. Gözaltına alınıyor. Basında sıranın kime geldiği sorusu güncelleşti. Elden ele listeler dolaşıyor. Elbette Recebistan demokrasisinde RTE'nin zorbayönetiminden kaynaklanacaktutuklamadahil hertürlü baskıya "e/te gelen düğün bayram" diyecek gazeteciler var hâlâ bu ülkede. Demokrasiye ileri sıfatı takarak göz boyuyor iktidar. Daha doğrusu göz boyadığı, zorbalığı toplumun veyatoplumun bir kesiminin sindireceğini sanıyor. ABD'nin yeni Büyükelçi Francis Joseph Ricciardone bile bu hokus pokus açıklamaları yutmadığını açıklayıverdi. ABD Büyükelçisi'nin saptadığı gibi; "Birtaraftan özgür basından söz ediliyor, diğer taraftan gazeteciler gözaltına alınıyor." Bay Büyükelçi; ülkemize yeni geldiniz. Kafası İslamla yıkanmış stratejik ortağınızdan daha neler, ne ayak oyunları, demokrasi anlayışınıza aykırı daha neler izleyeceksiniz, neler! Bu iktidar, olmazsa olmaz dediğiniz özgür ve bağımsız yargıyı var imiş gibi gösteriyor, ama var olmadığı örneklerle kanıtlanıyor. ABD'de başkanların bir TV'de beğenmediği yayınları uyduruk gerekçelerle "durdurma yetkisi" var mıdır, olabilir mi Bay Büyükelçi? Bizde RTE'ye yasayla bu imtiyaz tanındı. Yargıtay'da üye sayısını arttırarak, davaların süratle sonuçlandırılmasını amaçladıklarını söylüyorlar. Hukukçular kulisinde rivayet başka. Üye sayısı öyle arttırılacak ki, yargıyı siyasallaştıran hükümet girişimlerine Yargıtay adına karşı çıkmayan bir başkan seçilebilsin! Hukuk konusunda "çok duyarlı" olduklarını söylerler. Baştan aşağı palavra. "Bırakın yargı işiniyapsın" diyor RTE; oysa, bırakın yargı işini nasıl yapacak ben söyleyeyim, demek istiyor. Özgür ve bağımsız yargı mı? Tek bir örnek bile bu palavrayı yalanlıyor: Hakkında soruşturma yapıldığını söyledikleri bir yargıcı aylardır yerinde tutuyorlar. Yerine Balyoz zanlıları hakkında tutuklanma kararı veren aynı mahkemeye iki gün önce başka yargıcı atıyorlar. Kim yer bu ham armudu? Onümüzde duran gerçekleri açıklamak hezeyan ha? Hadi canım sen de! ••• Ne zaman gazetecilere yönelik bir operasyon olsa, ne zaman Ergenekon veya Balyoz etiketi altında insanlar toplu halde gözaltına alınıp tutuklansalar, şu soruyla karşılaşıyorum: Seni de alırlar mı? Yanıtım kesin oluyor: Yok canım, ne münasebet!.. Karşımdakiler kimi zaman kuşku ve biraz da alaycı bir ifadeyle gülümsüyorlar. Sen yine de dikkat et, diyorlar O kadar önemli olmadığımı söylüyorum. İkna oluyorlar. Ama bu kez de bakışlarında bir küçümseme beliriyor, sanki suratıma sessizce şöyle haykırıyorlar: İşe yaramaz, beceriksiz seni! Telefon dinleme haberleri yeni yeni yayılmaya başlamıştı. Herkeste birtelaş, Acaba beni de dinliyorlar mı?" diye. Bir gün bir toplulukta biri sordu: Seni de dinliyorlar mı? Yok canım beni neden dinlesinler ki, dedim. Karım biraz düş kırıklığı, biraz da öfkeyle atıldı: Neden dinlemesinlermiş, sen adam değil misin?.. DUNYADA BUGUN Seni de Alırlar mı? Hepimizi Aldılar Bile Bu durumda içeri alınmak mı zor, yoksa alınmamak mı? Dinlenmek mi evla yoksa dinlenmemek mi, kestirmek güç. İnsan ya zulme maruz kalacak ya da işe yaramaz gibi hissedecek kendini. Tam bir ikilem. Soner Yalçın ve arkadaşlarının içeri alınmalarında yayınlamaya hazırlandıkları bilgele ••• Beni de alırlar mı? Bu sorunun doğru yanıtı, Soner Yalçın ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamada yatıyor. Nedir Oda TV'cilere yöneltilen suçlama? Ergenekon üyeliği ve "halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacakyayın yapmak." Ergenekon üyeliğini anladık, ama demokrasilerde "halk arasında kin ve düşrin etkisi olduğu söyleniyor. manlığa neden olacakyayın yapmak" diye bir Bir gazeteci önemli bir bilgiye ulaştığı zasuç olur mu? Olursa basın özgürlüğü kalır man sevinir. mı? Ama bizde öyle olmuyor. Bu suçlama, "seni de alırlar mı" diye dile Elinde önemli bir bilgi olmayan seviniyor: getirilen, aslında "beni de alırlar mı" anlamını Oh çok şükür, elimde, iktidarı rahatsız, taşıyan sorunun da açık ve net yanıtını içinde "iyi saatte olsunlar"\ tedirgin edecek bilgi yok, barındırıyor. O da şu: başıma bir şey gelmez. Seni de, beni de, herkesi de zaten çoktan Soner Yalçın'ın ve Oda TV yöneticilerinin almışlar bile içeri. evlerinde, ayrıca iş merkezinde yapılan araNeden dersen, basın özgürlüğünün olmalar, hem iktidarı rahatsız edecek, hem de madığı demokrasilerde artık içerisi dışarısı Ergenekon ve Balyoz davalarına daha da göl farkı kalmamıştır ve basın özgürlüğü çiğnege düşürecek, bilgi ve belgeler yüzünden nirken senin de hakkın özgürlüğün elinden arandığı belirtiliyor. alınmıştır. Bu arada, içerideki içeride olmaSoner Yalçın'ın ayrıca, yeni bir TV kanalı yıp, dışarıdaki içeride olmaya sevinmenin oluşturma çabası içinde bulunduğu da ekleanlamı yoktur. niyor. Dışarıdaki içeride olduğu için sevinmemeliEtkili muhalif kanalların sahiplerinin başdir vatandaş. Çünkü bir gün herhangi bir keylarına gelenleri gördük Ergenekon davasıyfi karar ile, dışarıdaki içeriden, içerideki içerila. Soner Yalçın olayı da onlardan biri işte. ye transferi son derecede basittir. ••• Böylesi demokrasiler için söylenmiştir aşaEsasında, yazının başındaki soru, sorağıdaki dizeler: nın telaffuz etmekten çekindiği bir endişeyi "Bizde içi de dışı da birdir hapishanenin de dile getiriyor. "Seni de alırlar mı" sorusu Tutukluluk ise son rütbesidir yurtseverin." aslında dile getirilmeyen şu soruyu içeriyor: asirmen@cumhuriyet.com.tr ALİ SİRMEN Komisyon Berfo Nine'yi dinleyecek AYŞE SAYIN ANKARA TMMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan "gözaltında kayıplar"la ilgili alt komisyon, 2004'ten beri kayıp olan üniversite öğrencisi Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan ve avukatı Eren Keskin'in bilgisine başvurdu. Komisyon, olayla ilgili dönemin karakol görevlileri, Ceylan'ı son kez görenleri de komisyona çağırma kararı alırken, kayıp Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır ile de görüşmeyi planlıyor. Alt komisyon, yaptığı ilk incelemede şaşırtıcı sonuçlara da ulaştı. Komisyon, İTÜ öğrencisi Ceylan'ın 2004 yılında 2 günlüğüne gittiği İğneada'da kaybolmasıyla ilgili savcılık, emniyet ve jandarmanın, Baykal'ı son gören bakkal, taksici ve arkadaşlarının ifade sinin bile alınmadığı bilgisine ulaştı. Komisyon bu kişilerin de bilgilerine başvurulmasını kararlaştırdı. Oğlunun kaybolmasıyla ilgili İğneada Jandarma Karakolu'ndan, "Kıyıda bir valiz ve ıslak giysiler bulundu. Bir kayık da kayıp" şeklinde telefon aldığını belirten Kadriye Ceylan, kendisine teslim edilen iç çamaşırlarının bulunduğu torbanın ıslaklığının tuzlu deniz suyundan kaynaklanmadığını fark ettiğini söyledi. Jandarmanın "oğlunuz kayıkla Bulgaristan'a kaçmış olabilir" dediği kaydeden Ceylan, güvenlik birimlerini hiçbir işlem yapmamakla suçladı. Komisyon üyeleri gerek jandarmanın ifade almaması, elbiselerin bulunma şekli ve deniz suyu olup olmadığına ilişkin kriminal raporu süreçlerini tek tek inceleyeceklerini bildirdiler. Savcılık tarafından yürütülen 5 önemli soruşturmadan ses çıkmıyor ••• Ankara' da derin sessizlik ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 5 önemli soruşturmanın üzerinden aylar geçmesine karşın bir türlü sonuç çıkmıyor. Kamuoyunu yakından ilgilendiren "Darbe Günlükleri", "Kozmik Oda", "12 Eylül darbesi", "KPSS'de kopya" ve "Deniz Feneri yolsuzluğu" soruşturmalanndahenüz ifadeler bile tam olarak alınamadı. Bu soruşturmalann aynntıları şöyle: Darbe Günlükleri: Ergenekon savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in "davanın özü" dediği Darbe Günlükleri soruşturmasını ilk olarak İstanbul' da yürütülüyordu. 27 Ekim 2010'da dosya yetkisizlik kararı yerilerek Arîkara'ya gönderildi. Özel yetkili Başsavcıvekili Hamza Keleş'in dosya üzerinde "incelemeleri" sürüyor. Kozmik Oda: Aralık 2009'da Başbakan Yardımcısı Bülent Annç'ın evinin yakınlarıda iki subayın gözaltına alınması, "Arınç'a suikast girişimi" olarak yansıtıldı. Genelkurmay'a bağlı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda aramalar yapıldı. Buradaki "kozmik oda"ya giren hâkim Kadir Kayan'ın çalışmaları yaklaşık bir ay sürdü. Kayan, suç unsuru taşıdığını düşündüğü bölümleri soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgili'ye rapor olarak verdi. Bilgili'nin ne zaman iddianame hazırlayarak, mahkemeye sunacağı belli değil. KPSS'de kopya: Soruşturmayı yürüten Başsavcıvekili Şadan Sakınan'ın talimatıyla OSYM ve soruların basıldığı matbaada aramalar yapıldı. Uzmanlardan oluşturulan ekibin incelemesi sürüyor. Öte yandan ilk sınavda tam puan alan 350 birincinin, yenilenen sınavda aynı başarıyı göstermemesi üzerine de, emniyette ifadelerini başvuruldu. soruşturma, yaklaşık 6 aydır sürüyor. 12 Eylül'cülerin yargılanması: AKP, referandum öncesinde, Evren ve dönemin kuvvet komutanlarına yargı yolu açılacağını savunuyordu. Referandumun ardından 12 Eylülcüler hakkında yüzlerce suç duyurusunda bulunuldu. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Eylül'de soruşturma başlattı. Ancak kasım ayı başında, soruşturmayı yürüten Hamza Keleş, takipsizlik kararı vererek dosyayı başsavcılığa gönderdi. Deniz Feneri: Almanya'daki yolsuzluğunun Türkiye ayağıyla ilgili soruşturmanın üzerinden yaklaşık 2.5 yıl geçti. Savcılar, 315 Ocak tarihleri arasında Almanya'da incelemelerde bulundu. Ankara'ya getirilen belgeleri Türkçe'ye çevirme işlemleri sürüyor. TTB'DEN 'RAPOR' TEPKISI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hastanesinin değiştirilmesine gerekçe yapılan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunu hazırlayan heyetin başkanının "gerçeğe aykırı rapor düzenlediği gerekçesiyle defalarca meslekten men cezasına çarptırılmış bir ortopedist olduğunu" açıkladı. TTB'den yapılan açıklamada, yaşanan süreç "hukuku hiçe sayarak sürdürülen kirli bir iktidar kavgası, vesayet rejimi ve statükonun el değiştirmesi olarak" değerlendirildi. Açıklamada "ATK, Adalet Bakanlığı'na ve dolayısıyla siyasi iktidara bağlı, dahası siyasi iktidarın arka bahçesi haline gelmiş, her türlü tarafsızhğını ve güvenilirliğini yitirmiş bir kurumdur" denildi. ••• 20 YILDIR CEZAEVINDE ••• Hasan Polat davasında kriukgün HİLAL KÖSE Gazi Mahallesi'nde 1995'te yaşanankatliamın ardından halkı kışkırttığı iddiasıyla ağırlaştmlmış müebbet hapse mahkum edilen Hasan Polat'ın yeniden yargılanıp yargılanmayacağı bugünkü duruşmada karara bağlanacak. Sosyolog İsmail Beşikçi, müzisyenler Ferhat Tunç, Pınar Sağ, yazar Cezmi Ersöz ve Hasan Ocak'ın ailesinin de aralannda bulunduğu çok sayıda kayıp yakını Polat'a destek çağrısı yapıyor. 20 yaşında cezaevine giren Polat, şimdi 40 yaşında ve yaklaşık 8 yıldır hükümlü. Gazi olaylarında toplam 22 kişi öldürüldü, 300'den fazlakişi de yaralandı. Polat, 1 No'lu DGM'de "terör örgütü üyesi olmak", "halkı kin ve isyana teşvik etmek", "görevli memura direnmek" suçlarından yargılandı. Polat'ın, 1991 yılında Gebze'deki polis çatışmasına katılanlar arasında olduğu da öne sürüldü. Bu iki dava birleştirildi ve Polat 2002'de müebbet hapse mahkum edildi. Karar, Yargıtay'ca 2003 yılında onandı. Türkiye, Hasan Polat'ın "adil yargılanma hakkının ihlal edildiği" gerekçesiyle 2009 yılında AİHM'de mahkum oldu. AİHM kararı üzerine avukatları mahkemeye başvurarak Polat'ın yeniden yargılanmasını ve infazın durdurulmasını talep etti. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında mahkeme talepleri reddetti. Malçok için yürüyüş üüü Mezopotamya Yakınlarını Kaybedenler Derneği tarafından, Öcalan için kendini yaktığı öne sürülen Mustafa Malçok anısına yürüyüş düzenlendi. Derneğin Diyarbakır Şube Başkanı Ali Özgen, "Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Kürt halkını inkâr edenler utanmalıdır. Gençlerimizin yaşamasını istiyoruz" diye konuştu. Midyat'taki M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan Murat Aktaş'ın da Öcalan'ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla kendini yaktığı öne sürüldü. Damat Ferif benzetmesi Haber Merkezi Eski Deniz Harp Okulu Komutanı emekli Tuğamiral Türker Ertürk, "Balyoz" davası tutuklamalarını, İstanbul işgal altındayken gerçekleşen tutuklamalara, Başbakan Erdoğan'ı da "Damat Ferif'e benzetti. Ertürk, Odatv baskını ve gazeteci Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasını ise "ileri faşizim" olarak nitelendirdi. Trabzon'dan yayın yapan "haberöl" isimli internet sitesine günlük siyasi gelişmeleri değerlendiren Ertürk, dün yayımlanan "Dijital Terör" başlıklı yazısında "Balyoz" davasına değindi. Ertürk, Balyoz davası tutuklamalarını, İstanbul işgal altındayken gerçekleşen tutuklamalara benzetti. Ertürk, "163 Atatürkçü, yurtsever, amiral, general ve subayın tutuklanmasına ne demeli? Ne farkları var İngiliz işgali altındaki İstanbul'da tutuklanan vatansever subaylardan. Başbakanımız ve hükümetimiz ne yapıyor? Parmağını kıpırdatmıyor. Ne farkınız var o zaman sizin Damat Ferit ve Fransız Vichy Hükümeti'nden? Onlar hiç olmaz ise işgal altındaydılar, ya siz? Eğer emperyalizm tarafından gizli işgal altındaysanız, bilin ki biz de sizin yanınızda oluruz. Yeter ki açıkça söyleyin" ifadelerini kullandı. Bütün muhaliflerin toplandığını belirten Ertürk, "En son satılık olmayan kalemlerden sayın Soner Yalçın ve arkadaşlarının başına gelenleri biliyorsunuz. Bunun adı sanırım ileri demokrasi, doğru bir deyişle ileri faşizmdir. Faşizmle mücadele omuz omuza verilir. Aksi takdirde bu faşizm herkesi tek tek teslim alır" dedi. , Milli kaleci bankacıdan şikâyetçi • İstanbul Haber Servisi Fenerbahçe'nin milli kalecisi Volkan Demirel banka hesabından kendisinin bilgi ve rızası dışında işlem yaparak 1 milyon 489 bin 686 TL ve 300 bin dolannı zimmetine geçirdiği iddia edilen banka müdürü sanık Caner Balta'dan şikâyetçi oldu. Demirel'in de aralannda bulunduğu 23 kişinin ve 8 şirketin hesaplanndaki paraları zimmetine geçirdiği iddia edilen Balta'nın da aralannda bulunduğu 5 sanığın yargılanmasına dün devam edildi. Duruşmada ilk kez ifade veren Volkan bazı banka işlemlerini halletmek için sanık Caner Balta'ya telefonla talimat verdiğini söyledi. 522 gündür tutuklu bulunan Balta'nın tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, ifade vermeyen tanık ve mağdurların dinlenebilmesi için duruşmayı erteledi. 'Başbakan'a üslup uyarısı' DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan'a 30 bin lira tazminat ödemeye mahkum olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türkiye'de siyasete üslupta bir standart ve çıta yükseltimine gerek olduğunu söyledi. Baydemir, "Bu konuda Sayın Başbakan en çok ihtiyacı olan siyasetçilerimizden bir tanesidir. Kullandığım sözler kem sözlerdi. Ama neden kullandım bu kem sözleri? Açık söylüyorum, zulme uğradım" dedi. Sadece 1 evi olduğunu ifade eden Baydemir, "Sayın Başbakan halkıma saygı duysun. Söz veriyorum içerisinde oturduğum evi de Başbakan'a veririm" dedi. Hizbullah üyesine müebbet DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'm üst düzey yöneticilerinden "Hafız" kod adlı Hacı Bayancuk, müebbet hapse çarptırıldı. Hacı Bayancuk hakkmdaki karar oturumu dün Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bayuncuk'un avukatı Hüseyin Yılmaz, müvekkilinin çatışma sonucu yakalandığı iddia edilen yere ilişkin görüntü kayıtlarımn bulunduğunu, bu kayıtlarm incelenmesini talep etti. Mahkeme Bayancuk'u, anayasal düzeni bozmaya yönelik silahlı eylemlerde bulunmak suçundan ağırlaştmlmış müebbet hapse çarptırdı. Ardından indirim yaparak, cezayı müebbete çevirdi. o C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle