23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17ŞUBAT2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EMEK Sendikasız çalışana yüksek zam tepki çekti Birleşik Metalİş'in örgütlü olduğu 33 işyerindeki yaklaşık 15 bin metal işçisi mart aymm ilk haftasmda işi bırakacak Metalde grev hazırlığı Türkiye Metal Sanayicileri Cfeydişehir Eti Alüminyum AŞ'de çalışan Çelikİş Sen larda zam yapılmasına tepki gösterdi. İşçiler sözleşmede kJdikası 'na üye işçiler, sendikaya üye olmayan çalışan verilen 6.40 oranındakizammın arttırılması isteği ile senlara dahafazla zam yapılmasına tepki göstererek Çelik dika binasına gelerek başkan Muharrem Oğuz ile görüşİş Sendikası 'na yürüdüler. İşçiler, sendika başkanı Mu tü. Oğuzyaptığı açıklamada, "Biz 6.40 oranında zam alharrem Oğuz'dan konuyu işveren nezdinde dile getirmedık Fabrikadaki üniversite mezunu mühendis ve memur sini talep ettiler. Yaklaşık 1300 çalışanı bulunan ve bun kadrosundaki arkadaşlara işveren takdir etti, farklı zam uylardan bini sendikalı olan Seydişehir Eti Alüminyum guladı. Fabrikada görev yapan memur arkadaşlara bizim AŞ'de Çelikİş Sendikası üyesi işçilerden bir grup, tesistoplusözleşmede aldığımız rakamın üzerindefarklı bir zam lerde üniversite mezunu mühendis ve memur kadrosundaki uygulamasından dolayı çalışanlar arasında ciddi anlamPolitikamızın ve bürokrasimizin önemli çalışanlara yüzde 10 ileyüzde 25 arasında değişen oran da bir tedirginlik oldu " dedi. (BARIŞ YAMAN) kişilerinden biri olan Ebubekir Hazım Tepeyran'ın (18641947) iki anı kitabı, birleştirilerek Gürer Yayınları tarafından eklenen yeni belgelerle yayımlandı. Kitabın adı "Belgelerle Kurtuluş Savaşı I Sarayın idama Mahkum EttiğiDahiliye Nazırı Anlatıyor." Tepeyran'ın torunu gazeteciliğin ve Türk yazınının ustalarından Cumhuriyet yazarı Oktay Akbal'ın önsözünü yazdığı ve meslektaşım Hürriyet Yaşar'ın editörlüğünü yaptığı kitabın ilk bölümünü "Zalimce Bir Yargılama" başlıklı anılar oluşturuyor. GEÇMİŞTEN GELECEGE ORHAN ERİNÇ Zalimane Bir Yargılama... 'soz f konusu' i 'Dayatma Sendikası 'yla (MESS) uzlaşmaya vanlamaması üzerine grev karannın işyerlerine asıldığını söyleyen Çelebi, metal işkolundaki zorbahğa dur denilmezse torba yasadaki gibi kaybedeceklerini söyledi. İstanbul Haber Servisi DİSK'e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'yla (MESS) yürütülen "20102012 metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinde" grev aşamasma gelindiğini açıkladı. Sendikamn örgütlü olduğu 33 işyerinde yaklaşık 15 bin metal çalışamm kapsayan grev kararı işyerlerine asılırken Birleşik Metalİş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu kararı mart ayının ilk haftasında uygulamaya başlayacaklannı söyledi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de grev kararınm toplumun tüm kesimini ilgilendirdiğini belirterek "Burada dayatma söz konusu, kendi istediklerini yapürma söz konusu, Birleşik Metal bu dayatmalara da karşı geliyor" dedi. Taksim'deki CVK Hotels'de dün alınan grev kararıyla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Adnan Serdaroğlu, grev kararınm 21 yıl sonra ilk kez gerçekleştiğini belirterek "Yüz bine yakın metal işçisini ilgilendiren metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinde, 1983 yılından itibaren sermaye ve devlet tarafından kurulmuş bir düzen var. Bu düzen, tüm metal işçilerinin aleyhine işliyor. 1983 yılında Çelebi: Burada bizi istemiyorlar. Çünkü geçmişte de dayatmalara karşı gelerek kısmi düzeltmeler yaptırdık. Birleşik Metallş dayatmalara karşı mücadele edecektir. MESS'in yönlendirmesiyle, iş kolunun en küçük sendikası olan Türk Metal bir gecede iş kolunun en kalabalık sendikası haline getirildi. Sermayenin ve devletin amacı, metal işçilerinin hak arama mücadelesini kontrol altına alıp bastırmaktı. 28 yıldır bu düzen sürüyor" dedi. MESS ve Türk Metal'in grup sözleşmesini bir gece yarısı işçilerden kaçırarak imzaladığını belirten Serdaroğlu şöyle devam etti: "Sözleşmeye göre alınan yüzde 5.35 zam oranı, farklı işyerlerindeki işçilerin farklı zamlar alması ve toplu iş sözleşmesinin imzalandıktan sonra tarafların dışında değiştirilme tehlikesi MESS'in teklifini reddetmemizin gerekçeleridir. İşçiler, sendikamızla birlikte almış oldukları grev kararı dışında bir tutum içinde olmayacaklardır. Metal işçileri, 28 yıldır sürdürülen işbirlikçi ve dayatmacı toplusözleşme düzenine karşı mücadele ederek tarih yazacaklardır." DİSK Genel Başkanı Çelebi'de "dayatma" anlayışma karşı greve gidildiğini belirterek "Grev başlayınca 'ideolojik grev' diyecekler. Burada Birleşik Metaliş Sendikası'nı istemiyorlar" dedi. "Mahkum Bir Cani Gibi" alt başlıklı bölüm şöyle başlıyor. "1920 yılı mayısının yirmi dördüncü günü akşamı, İstanbul'dan Erenköyü'ne gelip tren istasyonundan kim bilir neler düşünerek dalgın bir halde evime giderken, bahçemin duvarı hizasına gelince, gafil bir kuşa yaklaşan avcı kediler gibi iki polis memurunun bana doğru gelmekte olduklarını gördüm." Macera, soğuk bir havada ve dalgalı bir denizde altı düz bir motorla Haydarpaşa'dan başlayıp polis umum müdürü Tahsin Bey'in odasında son buluyor. Tepeyran o günün anılarını şöyle noktalıyor: "Böyle mahkum bir cani gibi getirilişimin nedenini sormuştum. Yıldız sorunu için harp divanından çağrıldığımı söylemişti. Bu konudan dolayı izlendiğimin söylenmesi, pek yakın bir çıkış müjdesiydi." Abdülhamit tahttan indirildiğinde Ebubekir Hazım Tepeyran, İstanbul Valisi ve Belediye Başkan ı'ydı. Mebuslar Meclisi'nin kararı ve Abdülhamit'in ardılı Mehmet Reşad'ın onayıyla, tahttan indirilen padişahın özel mal varlığına el konulmuştu. Tepeyran da resmi görevi nedeniyle kurulan komisyonda görev almıştı. Sözü yine Tepeyran'a bırakalım: "Yıldız sorunu hükümetçe ikinci Abdülhamit'in mallarına resmen el konulmaktan ibaret bir işlemken, bundan dolayı on iki yıl sonra beni tutuklamak, gerçekten birzulüm garibesi; fakat kimden kime yakınmalı." Tepeyran daha sonra yargılanacağı Sıkıyönetim Harp Divanı'nı oluşturan yasaya değiniyor: "Sıkıyönetim Harp Divanları kuran geçici yasa istanbul'un o pek kötü günlerdeki durumu tümüyle açıklamaya yeterli, resmi ve tarihi bir belge olduğundan bazı maddelerini okurlarımın lütfen okumalarını rica ederek buraya aktarıyorum. Madde 3 Sıkıyönetim Harp Divanları göçe zorlama, cinayet, vurgunculuk, ayaklanma, alenen gasp ve yağma, kentlere tahrip suçlarını işlemiş ve Osmanlı Devleti'nin iç ve dış güvenliğini bozmuş bulunan bütün suçluları yargılayarak, temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verir. Madde 4 Harp Divanlarının yargılamaları açık olmayacağı gibi yargılama sırasında vekil ve avukat da bulundurulamaz. Madde 6 Sıkıyönetim Harp Divanları Hükümetçe uygun görülen yerlerde kurulur. Madde 7 Harp Divanları, bulundukları yerlerdeki askeri hükümetçe, kendilerine kanıtlayıcı belgelerle teslim olunan sanıkları yargılar. Madde 8 Ağır suçu olanların sıfatları, resmi ve özel onurları bir çeşit bağışıklık ve ayrıcalık sağlamaz." Tepeyran, sorgulama sonunda tutuklandığını, ancak bir barakanın ayrı bir bölümünde kalacağını öğrendiğini, merkez komutanının kendisine şöyle dediğini aktarıyor: "Merak etmeyiniz beyefendi. Sadrazam (şimdi başbakan diyoruz) paşa hazretlerine güzel bir dilekçe yazınız, ben kendim sunayım; inşallah birkaç gün içinde tahliye olursunuz." Cani sıkılan Tepeyran, divan başkanına, yasaya aykırı tutuklanmasına itiraz eden bir dilekçe gönderiyor. Yanıtı 21 gün sonra ve temmuzda geliyor. "Hazım Bey'in Dersaadet Sıkıyönetim Birinci Harp Divanı'nca tutuklanmasının, Kuvayi Milliye harekâtında yardımcılık sanığı olmasından ileri geldiği verdiği dilekçe üzerine yürütülen işlemden anlaşılmakla karar sonucunu beklemesinin uygun biçimde kendisine anlatılması..." Abdülhamit'ten başlatılıp Mustafa Kemal Paşa'ya bağlanan yargılama özetle böyle başlıyor. Tepeyran önce idama mahkum ediliyor. Cezası sonra küreğe çevriliyor. En sonunda 13 Ocak 1921 'de de göstermelik suçlamalardan aklanıyor. Çektiği eza cefa da yanına kâr kalıyor. Ne denebilir ki! [email protected] ••• ••• '28 yıldır sermaye yanlısı düzen var' Serdaroğlu: MESS'in yönlendirmesiyle 1983'te, işkolunun en küçük sendikası Türk Metal en kalabalık sendika oldu. Metal işçileri, 28 yıldır sürdürülen işbirlikçi ve dayatmacı toplusözleşme düzenine karşı mücadele ederek tarih yazacaklardır. GÜVENLİ GELECEK İSTİYOR İİSK BİRLEŞİK METALİŞ ••• EMEK DÜNYASI Emekçiden Torba'ya zincirli protesto Türk BüroSen üyeleri, Sosyal Gü"bizden olan, olmayan" diye ayrım venlik Kurumu'nda (SGK) 'keyfi yaptığını ileri süren Eksert, "yandaş uygulamalar yapıldığı' gerekçesiyolmamakta direnen kurum çalıle eylem yaptı. şanlarının" cezalarla karşı karşıya kaldığını, hatta sürgün edildiğini idEllerinde "Hile hurda hepsi dia etti. SGK'de", "Sendikal ayrımcılığa son", "Adil yöTürkiye genelinde 500'e netim istiyoruz" döyakın Sosyal Güvenlik • 'Torba' x vizleriyle Sosyal Si / Merkezi Müdürlüğü içine giren Türk gortalar Genel Mü / ile Sosyal Güvenlik BüroSen üyeleri, dürlüğü önünde Sağlık Merkez Mükendilerini zincirle toplanan sendika dürlüğü'nün açıldıüyeleri, siyah torğını belirten Eksert, bağlayarak 'Torba' ba içerisine girdiler. bunların siyasi kaytasandan zincire gılarla açıldığını öne Grup adına açıkvurulmuş memurlann sürdü. lama yapan Türk Büçıktığını dile roSen Genel Başkan SGK yönetiminin getirdiler. Yardımcısı Osman Ekatamalarda keyfi uygusert, SGK'deki atamalar, lamalar yaptığını iddia eden turnike sistemi, sınavda yükEksert, "45 kişi sosyal güvenselme yönetmeliği gibi keyfi uygulik il müdür yardımcılığı kadrolalamaları protesto etmek için toplanrma atanmıştır. 45 kişiden 29'unun dıklarını söyledi. SGK yönetiminin aynı sendika üyesi olması asla teyanlı, taraflı tutum ve uygulamalarısadüf değildir. Bu bir siyasi ve sennın sürdüğünü, kurum çalışanlarına dikal kadrolaşmadır" diye konuştu. ••• Kamu çalışanlan bir kez dahaparlamento önünde Ekonomik krizin olumsuz sonuçlannı en yoğun hisseden ülkelerden Yunanistan'da çalışanlar kısıtlanmak istenen hakları için eylem yapmaktan vazgeçmiyor. Dün de Atina'daki parlamento binası önünde yeni bir protesto gösterisi düzenlendi. Gösteriyi kamu ulaşımı hizmetleri çalışanlan düzenledi. Kamu ulaşım hizmetleri çalışanlaıı, daha önce de parlamento tarafından onaylanması beklenen bu sektörün yeniden yapılandırılmasını öngören yasa tasarısını protesto etmek için 24 saatlik greve gitmişti. Ülkede ayrıca kısa bir süre önce de ulaşıma yapılan yüzde zammı protesto eden bir grup Yunanlı, metrolarda ve otoyollarda ücret ödememe eylemi başlatmıştı. "4/C" deyince, ne gelir aklınıza önce? Özdeşleştiği "TEKEL direnişi" değil mi? Peki, "4/C"nin kaç türü var? "sapma" 4/C'leryok mu? Var, hem de istemediğiniz kadar! 4/C, ilk kez 1972 sonlarında "geçici personel" adıyla 657 sayılı yasaya girdi. Yasal koşulları belirtilen "istisnai" bir istihdam biçimi olarak kısacatanımlandı. 4/C'ye, bazı hak ve özgürlüklerden yoksun bırakmak için başvurulduğu, hem yasal koşullara hem de anayasaya açıkça aykırı "sapma 4/c'ler"in en büyüğünün "özelleştirme işsizleri" için uygulandığı, ancak TEKEL işçilerinin direnişi sayesinde anlaşılabildi... 657'nin "olağan 41c modeli"nden ilk sapmayı oluşturan "Milli Eğitimli 4/C'liler" çalıştırma uygulaması, ancak yargı kararıyla durdurulabildi. "TRT'li 4/C'liler" ile "Diyanetli 4/C'liler", sözleşmeli personel statüsüne geçirildiler... "Özelleştirme işsizi 4/C'liler" ise anayasaya, 657'ye ve ulusalüstü matbaa, çay ocakları ve sözleşmelere aykırı olarak büro hizmetleri ile ihtiyaç çalıştırılıyorlar. duyulan diğer hizmetler için (...) heryıl 12 aydan Bir de, "TBMM'li Prof. D r . MESUT GULMEZ (*) az olmak üzere (...) 657 4/C'liler" var. Uygulama, sayılı Devlet Memurları TBMM Başkanlık Kanunu'nun değişik4. Divanı'nın 2003'te aldığı maddesinin (C) fıkrasına kararla başlatıldı. AKP'nin göre geçici personel iktidarolmasının Sekreterliği ile ilgili olanları, Türkiye ardından, ilk kezTez Koopİş'te Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı olarak çalıştırılabilir." örgütlenip toplu iş sözleşmesi Bu gönderme, TBMM'de 4/C'li kararları ile yürütülür." Ancak imzalamak isteyen geçici işçileri çalıştırmak için 657'deki koşulların bununla, hukuksal dayanak sorunu sendikasız geçici personele tümüne uyulmasını gerektirir. En çözülmüş sayılır mı? dönüştürme operasyonuyla, önemlisi, "biryıldan az süreli veya Hayır, çünkü 2919'un Başkanlık başarıyla gerçekleştirildi! 2009 mevsimlik hizmet olduğuna (...) karar Divanı'nı yetkilendirmiş olması, faaliyet raporuna göre, genel verilen görevlerde..." denilerek geçici personel çalıştırılması için sekreterlikte çalıştırılan toplam tanımlanan koşuldur. En az dört yıllık gerekli, amayeterli değildir. 657'nin personelin 1396'sı 4/C'lidir (yüzde yükseköğrenim görme koşulunun koşullarına da uyulması zorunludur. 27.5). arandığı "büro hizmetleri"ri\n 4/C Nedeni, gerek Başkanlık Divanı'nın yoluyla yerine getirilmesi, bu koşulla Dokuzuncu yılına giren bu 2003 kararında (m. 6/1, b bendi), bağdaşmaz. "İhtiyaç duyulan diğer uygulamanın hukuksal dayanağı gerekse kararın eki "Esaslar"\n hizmetler" anlatımı da, 657'nin nedir? 2919 sayılı TBMM Genel başlığında ve 1. maddesinde, zorunlu saydığı görev belirlemesi Sekreterlik Teşkilatı Yasası'nda, şu 657'nin 4/C kuralına yapılan açık koşuluna aykırıdır. 2003 öncesindeki kural var (m. 6/2): "Çeşitli kanunlarda göndermedir. 1. maddeyegöre; geçici işçilik ve sonrasındaki 4/C'lilik Bakanlar Kurulu kararına lüzum "TBMM Genel Sekreterliği gösterilen hususlardan, Türkiye Teşkilatı'nda bakım, onarım, temizlik, dönemlerinde, belirli süreli Büyük Millet Meclisi Genel bahçe, kafeterya, lokanta, ulaştırma, sözleşmeler birkaç gün için GÖRÜŞ TBMM'nin de 4/C'lileri Van! feshedilip "zincirleme" yenilenmiş ve yenilenmektedir. TBMM'de yerleşiklik kazanan bu uygulama, geçici personeli "sürekli geçici personel"e dönüştürüp sosyal ve sendikal haklardan yoksun bırakmak değil de nedir? Genel sekreterlikteki hukuka aykırı bu uygulama yargı denetimi dışında tutulamaz. Sendikasız ve toplusözleşmesiz bir çalışma düzenine geçmek için başlatılıp sürdürülen 4/C uygulaması, "özelleştirme işsizleri"n\ 4/C'lileştiren Bakanlar Kurulu kararları gibi, hem 657'nin koşullarına, hem de anayasaya açıkça aykırıdır. Onaylanan "ulusalüstü" insan hakları sözleşmelerine aykırılığı ise tartışma götürmez. Kimi iyileştirici düzenlemelerin yapılmış olması, "sapma 4/C"lerin hukuka aykırılığını sona erdirmez. (*) Gülmez, Ankara ve Anadolu üniversitelerinde doktora dersleri veriyor. Doktorlardun performans tepkisi Adana Tabip Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyesi doktorlar, hükümetin sağlıkta reform uygulamaları kapsamında yürürlüğe soktuğu 'performans' ücretlendirmesine tepki gösterdi. İktidarın ısrarla, 'sağlıkta yıkım' politikası izlediğini belirten sağlık emekçileri, önce iş güvencelerinin kaldırıldığını, daha sonraysa kölelik statüsü olan tam gün çalışmaya mahkum edildiklerini söyledi. Adana Devlet Hastanesi Başhekimliği önünde basın açıklaması yapan SES Şube Başkanı Mehmet Antmen, "AKP sağlıkta yıkım politikalarını sürdürmeye devam ediyor. Çok zor koşullarda çalışmak zorunda bırakılan sağlık emekçileri olarak tam gün çalıştırılmaya, eşitsiz ücretlendirmeye ve permormans sistemine 'hayır' diyoruz" dedi. o C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle