25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17ŞUBAT2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER SP ve HSP türbanlı milletvekili adayı çıkarma kararı alınca AKP zor durumda kaldı Türban açıııazı ERDEM GUL ANKARA Seçimin 12 Haziran'da yapılacak olmasının kesinlik kazanmasıyla birlikte, türbanlı milletvekili adayı konusu AKP yönetiminin gündemine girdi. Necmettin Erbakan'ın SP'si ve Numan Kurtulmuş'un HSP'sinin türbanlı aday göstermeye hazırlanmaları, AKP'de de tartışmabaşlattı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in, türbanlı aday konusunda, "Bugünkü gündemde böyle bir imkân görünmüyor" sözlerine karşın Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Siyasette her şey olabilir" diyerek kapıyı açması, türbanlı aday konusunu AKP'nin karar vermesi gereken bir konu haline getirdi. SP ve HSP'nin türbanlı aday gösterme kararı da AKP'deki türbanlı aday isteyenlerin tezlerini güçlendiriyor. SP ve HSP'nin, seçimde türbanlı aday gösterecekleri kesinlik kazandı. Bu iki partinin türbanlı aday gösterme kararı AKP içinde "Bizimle aynı tabana hitap eden bu iki partinin türbanlı aday gösterip bizim göstermememiz seçimde aleyhimize olur" seslerini yükseltti. Erdoğan, 2002 ve 2007 seçimlerinde türbanlı aday baş POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Kandırmaca, Oyalamaca Maviler içindeki gökyüzüne bakarken ne yazacağımı düşünüyorum. Gündem yoğun, saat başı değişiyor... Başbakan Erdoğan, 'Cumartesi Anneleri'yte konuştu, ardmdan da apar topar "Meclis İnsan Hakları Komisyonu"na bağlı olarak çalışacak "Faili Meçhulleri Inceleme Komisyonu" göreve başladı. Türkiye'de faili meçhul siyasi cinayetler, komisyon kurularak mı aydınlatılır? 1994 yılında zaten böyle bir komisyon kuruldu, rapor hazırlandı. O raporu okursanız Hizbullah'ın nerelerde eğitildiği, kimleri nasıl öldürdüğü ortadadır. Bu konuyu kaç kez yazdım anımsamıyorum... Devlet güvenlik mahkemeleri henüz kapatılmamış, özel yetkili mahkemeler kurulmamıştı. 1995 yılında 11 bin 699 faili belli olmayan cinayet dosyasıyla Diyarbakır birinci sırada, Malatya ise ikinci sırada yer almıştı 879 dosyayla. Ardmdan Erzincan, İzmir, İstanbul, Ankara, Kayseri ve Konya geliyordu... 1996 yılında 12 bin 523 faili meçhul dosyasıyla yine Diyarbakır birinciliği, Malatya ikinciliği kimseye kaptırmadı. 1997 yılında Türkiye genelinde 19 bin 692 faili meçhul cinayet dosyası bulunuyordu. Acaba dosyaların ne kadarı Diyarbakır DGM'deydi? 13 bin 344'ü... Geri kalan dosyaların 2 bin 949'ı Van'da, diğerleri Malatya, Erzurum, Erzincan, Ankara, Adana, İzmir, Kayseri, Konya ve İstanbul'daydı. O dönem acılıdır insan yüreği taşıyanlar için... Faili meçhul cinayetlerin adresi ise bellidir: Güneydoğu... At izi it izine karıştığında ne demokrasi işler ne hukuk. Ne adalet vardır ne de eşitlik... Yıllardır faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını, Cumartesi Anneleri'nin sözlerine kulak verilmesini isteyenler suçlandı benim güzel ülkemde. 70'li yıllarda işlenen hiçbir faili belli cinayet aydınlatılmadı ve arkasındaki büyük patronun kim olduğu ortaya çıkarılmadı. * * * Size hüzünlü bir öykü anlatacağım "Susurluk'tan Ergenekon'a" (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitabımda yer alan. Birlikte okuyalım: "Zeki Aksoy, Mardinli bir maden işçisiydi. 24 Kasım 1992 yılında polisçe gözaltına alındı. Sorgusu sırasında işkence gördü. Daha sonra Mardin cumhuriyet savcısı n/n önüne çıkarıldı... Aksoy ifadesinde şöyle dedi: 'İşkence gördüm, ellerimi kullanamıyorum.' Zeki Aksoy savcının yazdığı ifadeyi imzalayamadı. Savcı da 'işkence gördüğü' yolunda soruşturma açmadı. Aksoy serbest bırakıldı... Maden işçisi Aksoy, Diyarbakır Devlet Hastanesi'nde yattı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'naten rapor aldı, tedavi gördü. işkence gördüğü savıyla Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na başvurdu. Başvurusunu geri alması için telefonla ölümle tehdit edildi. Aksoy, 16 Nisan 1994 akşamı evine giderken yol ortasında öldürüldü..." Yollarda sollamaları, siyasette solu bitirdik' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Bölünmüş yollarla sollamaları bitirdik, siyasette de solu bitirdik" dedi. Polatlı Yüksek Hızlı Tren Garı'nın (YHT) açılışı için Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, YHT Ankara Garı'ndan Polatlı'ya geldi. Çiçek, ulaştırma alanında hükümet olarak büyük başarılarının olduğundan bahsederek "Çünkü biz siyasette gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünüyoruz. İnşallah ülkemizin gelevurusuna vize vermemişti. Erdoğan, parti içinden gelen türbanlı aday taleplerini "gelecek dönemler" sözü vererek ertelemişti. Ancak bu kez doğrudan ya da dolaylı olarak türbanlı aday konusunda bir sınırlamaya gidilmedi. Bu gelişmeler üzerine, AKP'ye ilk türbanlı aday başvuruları da yapılmaya başlandı. Milletvekili adayı olmak için il ve ilçe başkanlarıyla birlikte kadın kollarından da ilk kez türbanlı yöneticiler istifaetti. Partinin halen türbanlı 5 Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi bulunuyor. İki seçimdir Erdoğan'ın vize vermemesi nedeniyle aday olamayan bu isimlerin de adaylığı düşündükleri belirtiliyor. Bu durumda AKP'de milletvekili adaylığı bekleyen türbanlıların sayısı 10'a yaklaşıyor. Parti içinde türbanlı aday gösterilmesi, "YÖK'ün uygulamalarıyla üniversitede türban yasağını kaldırdık. Vekillik önünde de yasal bir engel yok. Türbanlı aday göstermemenin gerekçesi kalmadı" görüşüyle savunuluyor. Türbanlı aday konusunun netleşmesi üzerine AKP yönetiminde de formül arayışları gündeme geldi. AKP'de bu kez "sembolik" de olsa türbanlı ceği bugünden daha aydınlık olacaktır" dedi. Ulaştırma Bakanı Yıldırım ise YHT alanındaki projeler konusunda bilgilendirdikten sonra bölünmüş yollar konusunda da önemli çalışmalara imza attıklarını kaydetti. Yıldırım, "Bölünmüş yollarla sollamaları bitirdik, siyasette de solu bitirdik" dedi. Tören sonrasında Çiçek, basın mensuplarının "Soner Yalçın'ın tutuklanmasına ilişkin açıklamaları nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine, bu tür değerlendirmeleri ayaküstü yapamayacağını belirtti. Yıldırım da gazetecilerin benzer sorular sorması üzerine "Treni Balyoz'a kurban etmeyin" dedi. Bakanı Bülent Arınç gibi isimlerin yeniden aday yapılıp yapılamayacağı tartışılıyor. Bazı iddialara göre, tüzükteki üç dönem sımrlamasmm, AKP kurulmadan önce milletvekilliği yapanları da kapsaması gerekiyor. AKP kurucusu ve İstanbul Milletvekili Reha Denemeç ise "Tüzüğümüzün 132. maddesinde yer alan üç dönem sınırlaması AKP'nin kuruluşundan sonraki süreci kapsar. Zaten şu anda da aramızda AKP öncesinde milletvekilliği yapan ve dördüncü döneminin içinde olan arkadaşlarımız var" dedi. ••• aday gösterilmesi eğilimleri ağırlık kazanıyor. Bu çerçevede türbanlı adaylar "seçilemeyecek sıralardan" gösterilecek. 3 dönem sınırını aşanlar tehlikede AKP'nin tüzüğü bazı milletvekilleri zora soktu. Seçim hazırlıkları sürerken AKP Genel Merkezi'nde, partinin önde gelen isimlerinin geleceği de tartışılmaya başlandı. AKP tüzüğünde 2003 yılmda yapılan değişikle, milletvekillerinin üç dönem sonrası aday gösterilmeleri engelleniyor. 3 dönem milletvekilliği yapan Devlet ••• İlginç değil mi yıllar önce bu yazdıklarım? Ailesi Aksoy'un başvurusunu geri çekmedi. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu 19 Ekim 1994'te şu kararı verdi: "Başvurucu Zeki Aksoy ve savcının görüşmesi sırasında cumhuriyet savcısının bir kovuşturma açmak ya da en azından başvurucunun sağlık durumu yahut maruz bırakıldığı muameleye ilişkin olarak daha fazla bilgi edinmeye çaba harcamak zorundadır..." Avrupa İnsan Hakları Komisyonu açıkça şöyle diyordu: "Savcı, Aksoy'a yapılan işkenceyi gördüğü halde, soruşturma açmamıştır işkence yapanlar hakkında." Daha sonraki yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de aynı düşünceye sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti devletini mahkum etti. İnsan Hakları Komisyonu burada ilginç biryorumda da bulunmuştu: "Ölümle tehdit edildiğini ileri süren Aksoy'un trajik ölümünün neden i netleşmemiştir. Hukuk yollarını izlemek, komisyona başvurmak bile ciddi bir tehlikedir." Türkiye'nin savunması ise şöyleydi: "Zeki Aksoy, yasadışı silahlı örgüt içindeki hesaplaşmanın sonucu öldürülmüştür." Aradan yıllar geçti... Türkiye faili meçhul cinayetleri aydınlatmak istese gereğini yapar... Onun için, iktidarıyla, muhalefetiyle, askeriyle, polisiyle, yargıcıyla, savcısıyla tek yumruk olmak gerekir... Gerisi boş laf, kandırmaca, oyalamaca! ••• GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİLER CHP'Lİ TANRIKULU: BDP'nin eşbaşkanları puanlamada anlaşamadı • Selahattin Demirtaş, dış politikada ideolojik çizgisinin kalm olduğunu söylediği AKP hükümetine 5 ile geçer not verirken Gülten Kışanak, 2 verip smıfta bıraktı. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş'ın dış politikada 5'le geçer not verdiği AKP'yi diğer Eşbaşkan Gülten Kışanak 2'yle sınıfta bıraktı. Demirtaş, hükümetin Kürt politikasını, "açılım, saçılım oldu" sözleriyle eleştirip, Irak'ın kuzeyindeki Kürt yönetiminin kendileri için bir örnek oluşturmadığını söylerken, "Kürt sorununun çözümüne katkı sağlarsa, buna 'hayır' demeyiz" sözleriyle de Gülen cemaatine yeşil ışık yaktı. AKP'yi dış politikadaki ideolojik çizgisinin kalın olduğu saptamasını yapan Demirtaş, "Bir tek biz İran'a demokratikleşme telkininde bulunamıyoruz" diyerek hükümeti eleştirdi. Diplomasi Muhabirleri Derneği'nin kahvaltıda ağırladığı Demirtaş ve Kışanak iç ve dış politika gündemini değerlendirdi. Demirtaş'm mesajları şöyle: 1 0 Üzerinden 5: AKP kendi ideolojik yaklaşımım dış politikada egemen kılmaya çalışıyor. Hükümete vicdanlı davranarak on üzerinden beş veriyorum. Fedei*asyOI1: Federasyon Türkiye için iyi bir yönetim biçimi değil. Eğer etnik kımliğe dayalı federasyon kurulsa, İstanbul en büyük Kürt federasyonu olur. Irak'taki yönetimin ideolojik karakteri, Türkiye'deki Kürt hareketinden farklı. Ağır bir feodalite üzerine kurdular yönetimi. Bu feodaliteyi de kırmak gibi bir çabaları yok. Bize göre daha milliyetçi bir çizgideler. Kuzey Irak'ta, sağ bir yönetim anlayışı var. CÜIen'e yeşil IŞlk: Türkiye'nin bir barış meselesi var. Bu ideolojik bir şey değildir. Barışı ararken çok daha fazla geniş olmak gerekir. Bu konuyla sınırlı kalmak üzere, bir araya gelebiliriz. sürecinde, Türkiye'nin notu sıfır değil, eksinin altmda. Komşularla sıfır sorun politikasmda, dört yıl sonrasında, biz sıfır çözüm görüyoruz. Bugün Erdoğan, Türkiye'de artık Başbakanlık yapmasa, başka bir Ortadoğu ülkesine gidip aday olabilir, böyle mesafe katetti. Oradan bir puan verebilirim. Irak'taki Kürtlerle kurulan ilişkiler açısmdan da bir puan veriyorum. AKPgöz boyuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP'nin insan haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, dün CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında AKP'nin Kürt açılımına ve hafta sonu Van'da gerçekleştirilecek toplantıya ilişkin bilgiler verdi. Van'daki toplantıda sadece Kürt sorununun değil bölgedeki yoksulluk, işsizlik, ekonomik sosyal tüm sorunlara ilişkin olduğunu ifade eden Tanrıkulu, "Türkiye ölçekli ortak payda arayacağız" dedi. AKP'nin demokratik açılım çalışmalanm da değerlendiren Tanrıkulu, "Başbakan OHAL'i biz kaldırdık diyor. Yalan. OHAL 2002'de sonlandırıldı. Kararlar AKP öncesi alınmıştır. Başbakan Kürtçe yayını biz başlattık, diyor. Bu da yalan. Kürtçe yayın yapılabilmesi 9 Ağustos 2002 yılında çıkarılan kanun ile mümkün olmuştur. Başbakan Kürtçede kısıtlama yoktur, demektedir. 2006 yılında cezaevleri ile ilgili yönetmelikte açıkça Kürtçe yasaklanmıştır. Sonuç olarak Kürtçe hâlâ izne bağlı olarak konuşulmaktadır. Reformlar göz boyama ve illüzyondan ibarettir" dedi. ••• hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 'KILIÇDAROĞLU GİDERSE BEN DE GİDERİM' Kaymakamlara seçim talimatı Başbakanlık'ta yeni atanan kaymakamları kabul eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, köklü bir devlet geleneği içinde yüzyılların yıpratıcı etkisiyle bazı kötü alışkanlıkların oluştuğunu söyledi. Sosyal yardımlarla ilgili muhalefetin eleştirilerine yanıt verirken, "Yolu olmayan, suyu olmayan köy kalmayacak. Siyasetçi, sucu bucu dinlemeyeceksiniz. Adil bir şekilde ihale gerekiyorsa ihale, ihalesizse ihalesiz, ne gerekiyorsa anında yapacaksınız" diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Elinizde vakıfimkânı var. Muhalefet hep şunu söylüyor; 'Bunlar sadaka dağıtıyor.' Devletin sadaka dağıtması diye bir şey olınaz. Devletin sosyal devlet olma bilinciyle fakir vefukaraya ulaşması olur. Bu anayasal bir görevdir. Sadakayı zengin birey dağıtır. Devlet görevini yerini getirir. O da demokratik, sosyal, bir hukuk devleti olmanın gereğidir." Tekin: 13 Haziran bekleyenler haindir KIVANÇ EL ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, bazı kesimlerin yeni CHP'nin başarısız olmasını istediği ve 13 Haziran'da yeni bir parti kurulabileceği yorumlanna, "13 Haziran'ı bekleyenler vatan hainleridir" dedi. Tekin, kendisinin CHP'nin başma geçeceği iddialarma da, "Kemal Bey gidince ben de giderim" sözleriyle son noktayı koydu. CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin, 'Anket firmaları Gürsel Tekin, CHP'nin seçimlerdeki yanılacak' oy hedefı ve seçimlerin "CHP'den ardmdan ortaya atılan başansız Vatandaşm oyunun sasenaryolara ilişkin Cumolmasım bit olmadığmı ve değişehuriyet'e açıklamalarda bileceğini belirten Tekin, isteyenler, 13 bulundu. Tekin, CHP'nin "İstanbul'da yüzde 35'i Haziran'ı seçimlerde başansız olgeçeceğiz deyince bizimbekleyenler bu ması ve 13 Haziran'da le alay ettiler. Yüzde 37 ülkenin vatan yeni parti kurulabileceği aldık. 2 buçuk milyon hainleridir. yönündeki iddialarla iloy aldık. İstanbul'da 3 AKP'den gili olarak, "CHP'den milyon oyu geçeceğiz. İsbaşarısız olmasım isteşikâyet etmeyip tanbul'da da Türkiye'de yenler, 13 Haziran'ı CHP'den de en az yüzde 37 oy dibekleyenler bu ülkenin şikâyet etmek yorum. Hiçbir güç vatan hainleridir. 13 AKP'yi kurtaramaz" deayıptır" dedi. Haziran'da CHP badi. Yapılan anketlere de şansız olsun' diyenler değinen Tekin, "2009 yerel seçimleböyle beklenti içerisinde olanlar ne rinde gördük. Şirketler yanıldı. AnCHP'lidir ne demokrattır. ketlerin sağlıklı çıkması mümkün AKP'den şikâyet etmeyip CHP'den değil. 13 puan farkla yanılan şirşikâyet etmek ayıptır" dedi. ketler var. Bu seçimde ilk kez anket firmalarının hepsi yanılacak. Hiçbir 27 yıldır her kademede siyaset güç CHP iktidarını engelleyemeyeyaptığmı ifade eden Gürsel Tekin, cek" diye konuştu. kendisinin CHP'nin başma geçeceği iddialarma ilişkin olarak da, "Her kademede görev yaptım. Bir kişi çıkıp şu tarihte, şu adamı sattı desin. Hayatımda bu noktadaysam kimseyi satmadığım için buradayım. Kemal Bey gidince ben de giderim, siyaseti de bırakırım. Siyasetten beslenen insanlar değiliz" değerlendirmesi yaptı. Tekin, Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimden büyük başarıyla çıkacağını, kimsenin farklı bir beklenti içinde olmaması gerektiğini de ifade etti. KKTC hükümeti Hzahaf verecek 'Besleme' krizinin ardmdan Erdoğan'ın isteği üzerine Başbakan İrsen Küçük, dışişleri, maliye ve ekonomi bakanları ile birlikte bugün Ankara'ya geliyor BAHADIR SELIM DILEK ANKARA Türkiye ile KKTC arasmda patlak veren "besleme" krizi sıcaklığım korurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "izahat istemek için" davet ettiği KKTC Başbakanı İrsen Küçük, beraberinde Dışişleri, Maliye ve Ekonomi bakanlan ile birlikte bugün Ankara'ya geliyor. KKTC heyetinin temaslarmın ardmdan akşam saatlerinde ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Feridun Sinirlioğlu KKTC'ye kapsamlı görüşmeler öncesinde görüş alışverişinde bulunmak için Lefkoşa'ya gidecek. Edinilen bilgilere göre Erdoğan, geçen hafta yaptığı grup konuşmasında KKTC Başbakanı'nı "izahat istemek için Ankara'ya çağıracağım" sözlerinin ardmdan İrsen Küçük'ü davet etti. Küçük de Erdoğan'ın bu daveti üzerine bugün beraberinde Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Maliye Bakanı Ersin Tatar ve Ekonomi Bakanı Sunak Atun ile birlikte bugün Ankara'da olacak. Küçük, Ankara'daki temaslan kapsammda önce Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile akşam saatlerinde ise Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşecek. da olumsuz bir tabloya neden olan gerginliğin ortadan kaldmlması için Erdoğan'ın yardımını isteyeceğini belirtti. Türkiye'nin KKTC'deki hükümet karşıtı gösterilere ilişkin "bunları engelleyin" mesajını vermesi bekleniyor. Öte yandan, akşam saatlerinde de Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Feridun Sinirlioğlu KKTC'ye gidecek. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Sinirlioğlu'nun Başta KKTC'li muhatabı olmak üzere, bütün yetkililerle bir araya gelmesi planlanırken, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafmdan da kabul edilmesi söz konusu olacak. Diplomatik kaynaklar, Sinirlioğlu'nun KKTC ziyaretinin gerekçesini, "Kıbrıs konusundaki kapsamlı görüşmelere ilişkin temaslarda bulunmak" olarak açıkladı. 'Onlar sağcı biz solcu1: Kuzey Kışanak sınıfta bıraktı: AB üyeiik Gündem ekonomik paket KKTC kaynakları, ziyaretin ana gündem maddesinin Türkiye ile KKTC arasında krize neden olan ekonomik paketin olduğunu dile getirdi. Küçük'ün, Erdoğan'a ekonomik paketin uygulanmasına ilişkin garanti vermesinin beklendiğini dile getiren aynı kaynaklar, heyetin Türkiye ile KKTC arasın m. o C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle