Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2011 CUMA 6 HABERLER HEYETLE AVUKATLAR TARTIŞTI Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde 3.5 yılla 12 yıl arasında hapis cezası istendi Hopa’ya bir dava daha ? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hopa’da Başbakan’ın protesto edilmesi sırasında çıkan olaylara AKP Ankara İl Başkanlığı önünde tepki gösterenler için hapis cezası istemi içeren yeni bir iddianame hazırladı. ALİCAN ULUDAĞ İSTANBUL BAROSU Ergenekon’da gizli tanık gerginliği HATİCE TUNCER ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan olayları AKP Ankara İl Başkanlığı önünde protesto edenlere yönelik ikinci bir dava açtı. Mahkemeye sunulan iddianamede, üçü avukat olmak üzere 48 kişi hakkında 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Böylece Ankara’daki Hopa protestosuna katılıp, hakkında dava açılanların sayısı 76’ya yükseldi. Söz konusu iddianamenin, 22 sanığın tahliye edilmesinden sonra hazırlanması dikkat çekti. Özel Yetkili Ankara Savcılığı, AKP İl Başkanlığı önünde 31 Mayıs günü yapılan ve polisin sert müdahalesiyle sona eren gösteriyle ilgili soruşturma başlatmıştı. 22’si tutuklu 28 kişi hakkında “terör örgütü üyeliği” suçlamasından dava açan savcılık, 48 kişi hakkında ise dosyaya görevsizlik kararı vererek Basın Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderdi. Basın savcısı Erdoğan Gökçek, söz konusu 48 kişi hakkındaki soruşturmasını tamamlayarak asliye ceza mahkemesinde dava açtı. Polisin göstericilere yönelik “şiddetine” engel olmaya çalışırken gözaltına alınan avukatlar Pınar Akdemir, Bülent Teoman Özkan ve Duygu Demirel de id dianamede sanık olarak yer aldı. Özel yetkili mahkemede süren davada sanıklar “Polisler bizi tahrik etti, dağılın uyarısında bulunmadı” demesine karşın söz konusu iddianamede, “yürüyüş sırasında göstericilerin kaldırım taşlarını sökerek polise saldırdığı, tüm ikaz ve uyarılara karşın saldırıların devam ettiği” öne sürüldü. İddianamede halkevleri mensubu Dilşat Aktaş’ın “Panzer üzerine çıkarak sopa ile polislere saldırdığı” öne sürülürken Aktaş’ın polisler tarafından kalçasının kırılmasına değinilmemesi dikkat çekti. İddianamede, olaylar sırasında 47 güvenlik görevlisinin yaralandığı belirtilirken göstericilerin polisin müdahalesi sonucu yaralanması veya gözaltında “darp, sözlü taciz ve hakarete uğradığı” iddiasına yer verilmedi. Sanıklar arasında bulunan Ankara Adliyesi zabit kâtipleri Turgay Akçay ve Fatma Ekin Narin’in “isimlerinin altının iddianamede çizili olduğu” görüldü. İddianamede, 45 sanık hakkında “Kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ve görevli memura direnme” suçlamasıyla 12 yıla kadar, üç avukat için ise “görevli polis memurlarına görevlerinden dolayı hakarette bulunmak” iddiasıyla 3.5 yıla kadar hapis cezası istendi. ‘Cüppe türbanla olmaz’ Muhabirimiz Açıkgöz İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı avukat Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu’na “Başörtülüler giremez” yazılı afişin asılması ile ilgili “Cüppeyle türban bir arada olamaz” dedi. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ise “Bu özgürlükler ve demokrasiyle bağdaşmayan bir anlayış” diye konuştu. Staj Eğitim Merkezi’ndeki dersliklerin kapısına asılan söz konusu afiş hakkında açıklama yapan Durakoğlu, “türban takan kişileri hiçbir biçimde kategorize etmediğini” vurgulayarak “Bizim türbana ilişkin bakış açımızı belirleyen tek unsur, cüppeyle türbanın bir arada olmayacağıdır. Biz; cüppenin üzerinde herhangi bir biçimde simge olabilecek, buna şapka da dahildir herhangi bir şekilde kişinin konumunu ifade edebilecek, tarafsız bir yargı ortamı içerisinde taraf olabilecek herhangi bir şey bulunmaması gerektiğini anlattığımız bir eğitim veriyoruz” dedi. Durakoğlu, başörtülü avukatların Staj Eğitim Merkezi’ne alınmamasıyla ilgili de “Türbanlı avukat buraya geliyor, staja kabul ediyoruz. Burada bir sorun yok. Sorun, staj eğitiminin olduğu noktada fiilen dersin yapılması sırasında başında türban olup olmaması” diye konuştu. ödülünü aldı 20 . yılını kutlayan ve Avrupa Komisyonu tarafından, gazeteciliğin insan hakları, demokrasi ve kalkınma amaçlarıyla kullanılmasını teşvik etmek amacıyla düzenlenen 2011 Lorenzo Natali Ödülleri sahiplerini buldu. Tüm dünyadan 1300’den fazla katılımcı arasından seçilen kalkınma, insan hakları ve demokrasi konulu haberleri nedeniyle 17 gazeteciye ödülleri Brüksel’de verildi. Gazetemiz çalışanlarından Esra Açıkgöz de kot taşlama işçilerini konu alan “Her Nefeste Ölüm Soluyoruz” haberiyle Ortadoğu ve Arap dünyası kategorisinde 3.’lük ödülüne layık görüldü. Jüri, Açıkgöz’ün haberini “çok insani ve çok iyi rapor edilmiş bir haber” olarak tanımladı. Açıkgöz’e ödülünü Avrupa Komisyonu yetkilisi Klaus Rudischhauser verdi. AKP karşıtı olmanın bedelini ödedi ‘Erdoğan’ sürgünü ZONGULDAK (Cumhuriyet)Zonguldak PTT Müdürlüğü’nde memur İbrahim Damatoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet aleyhinde basında yer alan haber ve karikatürleri Facebook’taki sayfasında paylaştığı için Ordu’ya tayin edildi, maaş kesme ve kademe ilerlememe cezasına çarptırıldı. Damatoğlu hakkında, “devlet büyüklerine hakaret” ten bir de suç duyurusunda bulunuldu. KESK’e bağlı Haber Sen 7 Nolu Şube Örgütlenme Sekreteri olan Damatoğlu, cezaların iptali için idare mahkemesine başvurdu. Damatoğlu, “Ulusal basında yer alan haberler suç oldu” dedi. Birinci Ergenekon davasında dün “Gizli Tanık 17”nin ifadesi, avukatlarla mahkeme heyeti arasında tartışmalara neden oldu. Avukatlar, Gizli Tanık 17’nin “kimliğini belirterek ifade vermek istediğini” açıkladığı gerekçesiyle “Gizli Tanık” uygulamasına son verilmesini istedi. Daha önce bir gizli tanığın kimliğini açıkladığı için “Gizli tanık ifadelerinin alındığı duruşmalardan men cezası” bulunan avukat Vural Ergül’ün duruşmayı izleyici sıralarından izleme talebi de kabul edilmedi. Mahkeme avukatların taleplerini reddetti. Gizli Tanık 17 ifadesinde, Kuvayi Milliye 1919 Derneği’nde adıyla ilgisi olmayan faaliyetlerde bulunulduğunu belirterek “Adana, Mersin, Hatay gibi şehirlerde, Gazi Mahallesi, Sivas’taki olaylar gibi provokasyonlar planlıyorlardı” iddiasında bulundu. Davanın 207. duruşması yapıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Gizli Tanık 17’nin kimliğini saklamak istemediğini ancak basında yayımlanmasını istemediğine ilişkin dilekçesini okudu. Başkan Özese, duruşma sırasında da kimliğinin açık edilmeyeceğini ifade ederek basın mensuplarını da bu konuda uyardı. Avukat Zeynep Küçük ve avukat Vural Ergül’ün söz alarak tanığın kimliğini gizlemediğine göre salonda ifade vermesi gerektiğine ilişkin talepleri reddedildi. Mahkeme Başkanı Özese, avukat Vural Ergül’ün önceki duruşmalarda gizli tanığın kimliğini açıkladığı için “gizli tanık ifadelerinin alındığı duruşmalardan men” kararı olduğuna dikkat çekerek dışarı çıkmasını istedi. Avukat Ergül, “Böyle hukuk dışı uygulama ancak Esad rejiminde bile yoktur. Ancak mahkemenize yakışır” diyerek avukat sıralarından kalktı ve izleyici sıralarına geçti. Mahkeme heyeti ara kararında Ergül’ün duruşmadan men edildiğini bu nedenle izleyici olarak da salonda bulunamayacağını belirtti. Mahkeme ayrıca heyete karşı sözleri nedeniyle avukat Ergül hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Mahkeme, Gizli Tanık 17’nin ifadesi sesi değiştirilmeden ancak görüntüsü bozularak salondaki perdeye yansıtıldı. Gizli Tanık 17, “Kuvayi Milliye 1919 Derneği’ne adının Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’ü hatırlatması nedeniyle iyi bir şey yapılıyor diye gittim. Ancak bir süre sonra Atatürk’ün ‘A’sının bile olmadığı, apayrı bir atmosferle karşılaştım” dedi. Gizli Tanık 17, tahliye edilen Ali Kutlu’nun, derneğin alt katına günlerce kapandığını ve “Ben bir mitinge altyapı oluşturmak için çalışıyorum” dediğini belirtti. Seçim döneminde CHP Pendik ilçesinin derneğe 2 milyon lira gönderdiğini öne süren Gizli Tanık 17 “Sokağı hareketlendirin diye o parayı gönderdiler. Sonra CHP o parayı geri istedi” iddiasında bulundu. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında birtakım iddialarda da bulunan Gizli Tanık 17, “Gençliğimde İşçi Partisi üyesiydim” dedi. ‘Çöplükten çıkarılıyor’ Perinçek ise Gizli Tanık 17’nin İP üyesi olduğuna ilişkin sözlerinin yalan olduğunu belirtti. Perinçek “Çöplükten gizli tanık çıkarılıyor” dedi. Kozinoğlu’nun savunması, mahkemede İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında açılan odatv davasından tutuklu bulunduğu sırada kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanlığı’nda Asya Masası Sorumlusu Kâşif Kozinoğlu’nun el yazısı savunması İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Kozinoğlu’nun 12 Kasım’da Silivri Cezaevi’nde kalp krizi geçirerek ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı koğuşunda yaptığı aramada, bulduğu 40 sayfalık belgeye el koymuştu. DALAN’IN İADESİ Almanya vermiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, Almanya’da bulunan İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının firari sanığı Bedrettin Dalan’ın Türkiye’ye iadesi için başvuruda bulunulduğunu ancak Alman makamlarının Dalan hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istenmesi nedeniyle talebi reddettiğini açıkladı. Söz konusu ret kararının 21 Temmuz’da öğrenilmesine karşın bakanlığın bu durumu yeni açıklaması dikkat çekti. Adalet Bakanlığı’nca yapılan açıklamada İçişleri Bakanlığı’nca, 1 Haziran 2011’de difüzyon mesajı çıkarılarak sanığın uluslararası düzeyde arattırılmasına başlandığı ifade edilerek şöyle denildi: “Sanığın Almanya’da olduğunun ihbar edilmesi üzerine, İçişleri Bakanlığı’na gönderilen 15 Haziran 2011 tarihli yazı ile Bedrettin Dalan’ın iadesi amacıyla geçici tutuklanmasının Alman makamlarından talep edilmesi istenilmiştir. İçişleri Bakanlığı’ndan alınan 21 Temmuz 2011 tarihli cevabi yazıda; Alman İnterpolü’nden alınan yazıya atıfla ‘Dalan’ın suçuna öngörülen cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis olması nedeniyle Federal adlı Ofis tarafından iade talebinin reddedildiği’ bildirilmiştir. Süreç titizlikle takip edilmektedir.” C MY B C MY B