28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2011 CUMA 4 HABERLER CHP Milletvekili Tufan Köse, Çorum Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını Meclis’e taşımaya hazırlanıyor Cehennemin Yolları ile İyi Niyet Taşları Medyamızın büyük çoğunluğunun nasıl yandaşlık çizgisine kaymakta olduğunu, CHP’nin haberlerini vermemekte direndiğini, bununla da yetinmeyerek, muhalefete muhalefet etme yöntemini benimsediğini bu sütunda birkaç gün önce yazdım. Bu gerçeği görmezden gelemeyiz. Ama görmezden gelinemeyecek bir başka gerçek de CHP’nin de büyük bir şaşkınlık, kafa karışıklığı içinde olduğudur. Kimi arkadaşlarımız, CHP’nin, daha doğrusu “Yeni CHP”nin bazı dış odakların olduğu kadar “Numaracı Cumhuriyetçilerin” de hoşuna gidecek olan, bir çizgiyi bilinçli bir biçimde izlediğini düşünüyorlar. Zaman zaman ileri sürdükleri gerekçelere bakıp, anlattıkları olayları dinledikçe, bu arkadaşların tümden haksız olamayabileceklerini düşünürken bir de bakıyorum ki, tam tersi bir çıkış geliyor CHP’den. O zaman da, bütün bu zikzakların gerçek bir kafa karışıklığının ürünü olduğunu düşünmeden edemiyorum. Türkiye’nin büyük bir değişim süreci içinde olduğu, Cumhuriyet, laiklik ve insan haklarından yana, Mustafa Kemal’in bağımsızlıkçı çizgisi gibi kavramları savunanların, pekişmiş iç ve dış ittifaklar karşısında güç bir konumda bulundukları yadsınamaz. ??? Güç koşullarda yeni çareler aranırken arada kafaların karışması anlaşılabilir. Ama tereddütlerin, şaşkınlıkların fazla uzamasını hoş görüyle karşılamak güç. Nitekim bu kafa karışıklıklarından birinin bir örneğini de Mehmet Tezkan’ın perşembe günkü Milliyet’teki köşesinde gördüm. “İki CHP’li Vekilden Mantıksız Teklif” başlıklı yazısında Tezkan, iki CHP milletvekilinin Meclis Başkanlığı’na verdiği dilekçeden söz ediyor. Bu dilekçenin sahipleri tutuklu milletvekillerinin jandarma tarafından kelepçeli olarak Meclis’e getirilmeleri, Meclis’te kelepçeleri çözüldükten sonra yemin etmeleri ve ardından da tekrar kelepçelenerek tutuklu bulundukları cezaevine geri gönderilmeleri için gerekenin yapılmasını talep etmişler. Doğrusu iki CHP milletvekilinin tekliflerine çok şaşırdım. Bir milletvekili, bir başka milletvekilinin cezaevi aracıyla kelepçeli olarak Meclis’e getirilip yemin ettirilmesini, içine nasıl sindirebiliyor? Sorun tutuklu milletvekillerinin yemin edememeleri, dolayısıyla özlük haklarının işlemeye başlamamasından mı kaynaklanıyor? ??? Tutuklu milletvekilleri Meclis’e getirilip yemin ettirilirse ne çözülecek? Sorun tutuklu milletvekillerinin yemini sorunu mu? Yoksa sorun, milli iradenin temsilcilerinin uzun süredir tutuklu olmaları sorunu mu? Ya da daha da ötesi, sorun, sanık milletvekili olsun ya da olmasın, demokrasiye aykırı uzun ve keyfi tutukluluk sorunu mu? CHP’nin bir gün yaptığıyla ertesi gün yaptığı birbirini tutmadığından, doğrusu bu konuda sorunu nasıl tanımladığına karar vermek güç. Ama, iki CHP milletvekilinin önerisine akıl erdirip içine sindirmek daha güç. Dilekçeyi veren iki CHP milletvekili ile de telefonla görüştüm. İyi niyetlerinden kuşkum yok. Bu yüzden de olayı bir polemik konusu yapmak istemediğim için isimlerini vermiyorum. Ama onlar illa yanıt vermek isterlerse, ben de kendi yanıt hakkımı saklı tutarak sütunumu kendilerine açarım. Dediğim gibi, bu iki milletvekilinin iyi niyetlerinden kuşkum yok. Ama dilekçelerinin bir kafa karışıklığını yansıttığını söylemeden de edemeyeceğim. CHP’nin de iyi niyetinden kuşku aşamasına gelmedim henüz, ama siyasette doğru çerçeveye oturtulmamış iyi niyetin de yeterli olmadığını belirtmek gerek. Şu ünlü atasözünü unutmayalım: Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülüdür. ‘O koltukta oturamaz’ İZMİR BELEDİYESİ’NDE BÜROKRATLAR İMZA ATMAKTAN ÇEKİNİR HALE GELDİ ‘Gerekirse tek imzayla yönetirim’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde, 11’i üst düzey 16 bürokratın tutuklanmasıyla sonuçlanan iki operasyonun ardından işler durma noktasına geldi. Tutuklananların yerine vekâleten atamalar yapılırken karar verme konusunda yeni bürokratların “çekinmesi” üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaşanan olayları “sindirme politikası” olarak nitelendirerek “Gerekirse belediye ve bağlı şirketleri tek imzayla yönetmeye hazırım” dedi. Kocaoğlu, yaşamı boyunca kimseyi yarı yolda bırakmadığını belirterek “Kim, imza atmak istemiyorsa, kendisini sıkıntıya sokmasın. Gerekirse ben, sizlere küsmeden, belediye ve bağlı şirketleri tek imzayla yönetmeye hazırım. En ufak bir sorumluluktan kaçınmıyorum. Tüm sorumluluğu alarak bu gemiyi götüreceğim” dedi. Çalışanlarına moral vermek için ESHOT’un Gediz’deki atölyesini ziyaret eden Kocaoğlu, adaletin er geç yerini bulacağını vurgulayarak “Sonunda biz çektiğimizle, çektirenler de çektirdikleriyle kalacak. Biz 20 bin kişilik bir aileyiz. Sizden istediğim şu: Çalışacağız” diye konuştu. ? CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, Belediye Başkanı Külcü hakkındaki rüşvet iddialarının artık dedikodu olmaktan çıktığını, şaibeli bir başkanın görevde kalmasının Çorum’a büyük bir haksızlık olacağını söyledi. SEYFETTİN METE Meclis komisyonu ‘darbeyi önleyen formül’ isteyince Soysal sordu ‘Anayasa darbe yapın mı diyor?’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesindeki “Siyasi partiler ve anayasal kurumlar”la ilgili oluşturulan alt komisyon, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı sıfatıyla görüşlerini dinlediği anayasa profesörü ve gazetemiz yazarı Mümtaz Soysal’a “darbe yapılmaması” için formül sordu. Soysal da “Anayasa darbe yapın mı diyor, tu tukluluklar infaza dönüşsün mü diyor?” sorusuyla karşılık verdi. Alt komisyon dünkü toplantısında BCP ve Yeşiller Partisi temsilcilerinin yeni anayasa konusunda görüşlerine başvuruldu. CHP’li Komisyon Üyesi Süheyl Batum, Soysal’a “Hocam bize öyle bir formül söyleyin ki bir daha Türkiye’de darbe olmasın” diye sordu. Bunun üzerine Soysal, “O formül zaten mevcut anayasada var. ‘Anayasada şunlar, şun lar olursa darbe olur’ mu deniyor? Şu anda tutukluluk süreleri infaza dönüşmüş durumda, mevcut anayasada bunu mu yapın diyor?” dedi. “Yeni anayasa” ifadesini de eleştiren Soysal, “Çünkü yanlış, bir kopukluk ifadesi taşıyor. Kopukluklar, düzenli bir gelişmenin değil, kronik bir rejim rahatsızlığının belirtisidir” diye konuştu. Soysal da Komisyona, “Başkanlık Sistemi’ne geçmek için bir eğilim mi var” diye sordu. ÇORUM Bestaş Yol Yapı İnşaat şirketinin ortağı olan Halil İbrahim Çalış’ın, hakkında yolsuzluk soruşturması bulunan AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ve başkan yardımcısı Alper Zahir’in kendisinden rüşvet istediği açıklamasının ve bununla ilgili ses kayıtlarıyla suç duyurusunda bulunmasının ardından CHP Milletvekili Tufan Köse, konuyu Meclis’e taşımaya hazırlanıyor. Bir beton santralı firmasına ortak olduğu, belediyenin tüm beton işlerinin bu firmaya yaptırıldığı, müteahhitlere işlerini bu firmaya yaptırmaları yönünde baskılar yapıldığı iddiaları üzerine hakkında soruşturma açılan AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü hakkındaki yolsuzluk iddiaları bitmiyor. Bestaş Yol Yapı İnşaat şirketinin ortağı olan Halil İbrahim Çalış, belediyede kazandıkları bir ihale sonrası ilk önce Belediye Başkan Yar dımcısı Alper Zahir’in, sonrasında ise Belediye Başkanı Külcü’nün kendisinden rüşvet istediğini, “Ne Çorum ne de Türkiye genelinde bir daha ihale alamazsın” diye tehdit edildiğini açıklamıştı. Konuyu Meclis’e taşıyacağını belirten CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, rüşvet iddialarının artık dedikodu olmaktan çıktığını, şaibeli bir başkanın görevde kalmasının Çorum’a büyük bir haksızlık olacağını söyledi. Köse, “Belediye Başkanlığı şaibe götürmez. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, artık koltuğunda kalmamalıdır. Eğer bırakmamakta direnirse İçişleri Bakanlığı bu konuya el atarak Külcü’yü makamından uzaklaştırmalıdır” dedi. Hakkında açılan yolsuzluk soruşturması süren, müteahhit Çalış’ın da hakkında suç duyurusunda bulunduğu AKP’li Çorum Belediye Başkanı Külcü ve AKP İl Başkanlığı ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Gül, Teşkilat Yasası’nı onayladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin genel kurulda kabul edildikten sonra 12 gün beklettiği, bu sürede kadroya “sınavsız” alımlar yapılan TBMM Teşkilat Yasası, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 3 günde onaylandı. TBMM’de 1 Aralık tarihinde kabul edilen TBMM Başkanlığı İdari Teşkilat Kanunu, onay için Köşk’e gönderilmeden 12 Aralık’a kadar bekletilmişti. TBMM’de “norm kadro” uygulaması işe alımlar için sınav zorunluluğu getiren düzenleme bekletilirken, kadroya sınavsız alımlar yapılmıştı. ‘Savaş suçu işleyen Yunan ordusu’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kıbrıs Türk Kültür Derneği, TBMM’de son bütçe görüşmeleri sırasında yaşanan tartışmalara tepki gösterdi. Dernekten yapılan açıklamada, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi sonrasında Yunanistan’a demokrasi geldiği belirtilerek “Adada konuşlu bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin işgalci olmadığını kaydetmek istiyoruz. Asıl işgalci olan uluslararası anlaşmalar dışında savaş suçu işlemiş olan adada bulunan Yunan ordusudur” dedi. ZONGULDAK’TA 850 İŞÇİ EYLEMDE Maden işçileri ocağa inmedi ALİ AYAROĞLU ZONGULDAK Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Kandilli beldesinde Hema AŞ’ye ait maden ocağında çalışan madenciler maaşlarında iyileştirme yapılmadığı gerekçesiyle işyerinde eylem başlattı. Önceki gece saat 16.0024.00 vardiyasında nakliyatçı işçilerin başlattığı mücadeleye, kömürde çalışan işçiler de maden ocağına inmeyerek destek verdi. Hema yetkilileri ise gece ve gündüz vardiya servislerini iptal ederek işçileri işletmeye almadı. İşçilerin eylemine; Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu ve sendika üyeleri de destek verdi. GMİS, eylemcilere öğle yemeği ikram etti. İşçiler adına açıklama yapan kazma ustası Nurettin Ayaz, 4 yıldır zam alamadıklarını belirterek “Madencilik dünyanın en zor işi. Arkadaşlarımız 4 yıldan beri belli bir periyotla zam almıyorlar. Beklentimiz arkadaşlarımızın haklı mücadelesinde gidebileceğimiz yere kadar gitmek. Bugün burada azınlıktayız ama yarın daha çok olacağız. İkramiyemiz, yemek paramız, bayram paramız, çocuk paramız yok, 700 ve 1000 lira arasında maaş alıyoruz” dedi. ‘Elektrikteki TRT payı kaldırılsın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, elektrikteki TRT payının kaldırılması ve tüketiciden kayıpkaçak bedeli ile sayaç okuma bedelleri altında tahsilat yapılmaması için yasa önerisi verdi. TBMM Başkanlığı’na verilen öneride, “Bir kanuni dayanağa sahip olmakla birlikte elektrik kullanımıyla ilgisi olmayan, haksız bir bedel olarak tüketiciye yansıtılmaktadır” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle