19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bir heyet Rusya’ya giderek Türk tezlerini güçlendirecek belgeleri arşivlerden çıkaracak 5 Dışişleri alarma geçti BARKIN ŞIK ANKARA 1915 Ermeni soykırımı iddialarının 100’üncü yıldönümü arifesinde Dışişleri Bakanlığı, Rusya arşivlerine çıkarma yapacak. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden bir heyetin 2012 yılının ilk aylarında Rusya’ya giderek Türk tezlerini güçlendirecek belgeleri arşivlerden çıkarması planlanıyor. Dışişleri Bakanlığı Ermeni soykırımı iddialarının 100’üncü yıldönümü nedeniyle alarma geçti. Diyasporanın bir süredir 100’üncü yıl kapsamında düzenlediği faaliyetler nedeniyle yurtdışındaki temsilciliklere bir süre önce gizli bir genelge gönderen Dışişleri Bakanlığı, büyükelçilerden soykırım iddiaları için hazırlıklı olmalarını istemişti. ? 1915 Ermeni soykırımı iddialarının 100’üncü yıldönümü arifesinde Dışişleri Bakanlığı‘nın Rusya’ya bir heyet göndererek Türk tezlerini güçlendirecek belgeleri arşivlerden çıkarması planlanıyor. 2015 yılı için diyasporanın tüm dünyada “soykırımın tanınması” için faaliyete başladığının altı çizilen genelgede elçilerin, “Diyasporayla yakın temasa girerek bu faaliyetleri engellemeleri” istenmişti. Genelgede, büyükelçilerin görev yaptığı ülkelerde gerçekleşen görüşmelerde Türk tezlerini güçlü bir şekilde anlatmaları talimatı verilmişti. 2015 yılını “hedef yıl” seçen diyaspora ise 100. yılda tüm dünyayı kapsayan faaliyet programı hazırladı. Bu program kapsamında dünyanın soykırımı tanıması için her türlü iletişim araçlarının kullanılması ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi hedeflendi. Diyaspora gündemine “Bir daha asla” adlı konser dizisini de aldı. Bu kapsamda uluslararası üne sahip sanatçıların tüm dünyada “Ermeni soykırımını anma” temasıyla konserler vermesi planlanıyor. Konserlerin yanı sıra bir de film çekilmesi gündemde. Diyaspora, ünlü ABD’li yapımcı, yönetmen ve senarist Steven Spielberg’e Ermeni olaylarını konu alacak bir film yapma teklifi götürdü. Dünya çapında açılacak müze ve etkinliklerle de Ermeni diyasporası 2015’te Diyasporanın yol haritası soykırım yapıldığı tezini gündemde tutacak. İngiltere, Fransa, ABD, Kanada ve İtalya devlet arşivlerini kitaplaştıracak olan diyaspora medya propagandasına da öncelikle yer vermeyi hedefliyor. 1915 olaylarında yerlerinden edilen Ermenilerin Türkiye’ye tazminat davaları açması da plan kapsamında yer aldı. Dışişleri Bakanlığı, strateji geliştirmek için öncelikle büyükelçilerini harekete geçirmesinin ardından şimdi de başta Rusya arşivleri olmak üzere incelemelerde bulunmak üzere yurtdışına heyet göndermeyi planlıyor. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden bir heyetin 2012 yılının ilkyarısında Rusya’ya gönderilmesi planlanıyor. Arşivlerden Türk tezlerini destekleyen belgelerin çıkması bekleniyor. BDP’de Kürkçü ve Sakık Farkı... BDP’nin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında verdiği gensoru önergesi görüşmeleri tartışmalı geçti. Şahin’in, Siyaset Akademisi’ni eleştirirken “Dinler tarihi dersinde terörist başı Abdullah Öcalan çok özür diliyorum peygamber olarak gösterilmektedir. Kürtlerin bir dini olması gerekiyorsa bunun ancak Zerdüştlük olabileceği anlatılmakta masum beyinlere” sözleri ortalığı karıştırdı. Söz alan, laf atan BDP’liler “Kürtlerin ne kadar Müslüman olduğunu” anlatmaya başladı. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık kürsüye çıkarak şu açıklamayı yaptı: “Bakın, biz Peygamber Efendimizi tanırız, biliriz. Onun için, kimsenin farklı alanların arkasına sığınarak demagoji yapmasına gerek yok. Ben senin atanın ne olduğunu bilmem, ama benim atam Araplardan sonra Müslüman olan ikinci halktır ve siz, siz, siz var ya siz gerçekten zalimsiniz, be zalim! Bakın yıl 1932, Türkçe ezan biliyor musunuz, o dönem ve sizin atalarınız gittiler tıpış tıpış Türkçe ezan okudular ve kabul ettiler. Kürtler dedi ki: ‘Bedeli ne olursa olsun ben Arapça ezana devam ederim.’ Aramızdaki fark budur. Sizin atalarınız putperestken benim atam Müslümandı, ben Muhammediyim. Onun için bir daha dilimize, inançlarımıza saygısızlık etmeyiniz.” BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bu tartışmalardan bir gün sonra kürsüye çıkarken aynı konuda “dinsizlerin de hakkına sahip çıkan” farklı bir değerlendirme yaptı: “İkide birde, kendisi gibi düşünmeyenlere ya da karşısında yer alanlara ‘Zerdüşt’ diye seslenen Başbakan’ın aslında Zerdüşt yurttaşlarımızın da Başbakanı olduğunu unutması düşünülebilir mi? Türkiye gibi bu kadar çok dinsel inancın, mezhebin, ırksal köken farkının bir arada yaşadığı bir yerde velev ki yurttaşlarımız Zerdüşttür, velev ki Zerdüştçe davranmaktadırlar, ne olacak? İçişleri Bakanımız, inananlarla inanmayanlar arasındaki ayrımı körükleyecek şekilde BDP milletvekillerinden ya da Kürt militanlardan ya da kendisine muhalefet eden Kürtlerden ‘dinsizler’ diye söz etti. Velev ki dinsizler; dinsizlerin de İçişleri Bakanı olmayacak mıdır İçişleri Bakanımız, dinsizlerin dinsiz olma hakkını korumayacak mıdır? Benim bildiğime göre, anayasamız bunu emreder.” ‘Öcalan bırakılsın’ BDP Eşbaşkanı Demirtaş ‘İrademe Dokunma’ mitinginde ‘Görüşmelerinizi Sayın Öcalan’ı çıkarıp dışarıda yapın’ dedi İstanbul Haber Servisi BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, KCK operasyonlarında 4 bine yakın Kürt siyasetçinin gözaltına alındığını ve bunun “siyasi soykırım” olduğunu söyledi. Demirtaş, “Son derece zekice hesaplanmış bir tezgâh. AKP, polisi ve savcısı ile bu operasyonları yönetiyor” dedi. Devlet ile PKK arasındaki görüşmelerin sürdürülmesini isteyen Demirtaş, “Görüşmeyi İmralı’da yapmayın; Sayın Öcalan’ı dışarı çıkarın, görüşmelerinizi dışarıda yapın. Anayasa yolundaki mayınları temizleyelim” diye konuştu. Demirtaş operasyonlara tepki amacıyla her BDP’liyi de partiye üye olmaya çağırdı. Demirtaş dün Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen “İrademe Dokunma” mitinginde konuştu. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in KCK operasyonlarını itiraf ettiğini anlatan Demirtaş, “İçişleri Bakanı’nı bu üstün zekâ ürünü konuşmalarından dolayı kutluyorum. Meclis kürsüsünden kendini mahkeme yerine koyup operasyonu kendisinin yaptığını anlatma zekâsını herkes gösteremez. Böyle bir içişleri bakanını 9 yıldır bizden sakladığı için Başbakan’a sitem ediyorum. 9 yıldır bu cevheri bizden sakladın. Aşkolsun sayın başbakan diyorum” dedi. “Alevi, Kürt, öğrenci ve işçilerin sesinin çıkmasının” istenmediğini anlatan Demirtaş “Herkesi cezaevine atalım ve istediğimiz gibi bir anayasa yapalım diyorlar. O yüzden böyle bir tarihi dönemde geri adım atmak tam da çözüm sürecinde kaybetmekle eştir” diye konuştu. DERSİM OLAYLARI ‘Arşivler devletin elinde’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Dersim olaylarıyla ilgili “Arşivler devletin elindedir. Sayın Başbakan’ın elindedir. Herhangi bir şey yapılması gerekiyorsa yapabilir” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Nihad Matkap da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP’yi hedef alan sözlerine “Başbakan, Türkiye dış politikasının Washington yerine Ankara’dan yönetilmesi için de çaba harcasın” yanıtını verdi. Hamzaçebi, partisinin Üsküdar ilçe başkanlığında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Dersim konusunun tarihçilerin öncelikle incelemesi, değerlendirmesi, karar vermesi gereken bir konu olduğunu belirten Hamzaçebi, “Benim Sayın Başbakan’a ve hükümete buradan bir önerim var. Sayın Başbakan, bu arşivleri açmaktan söz ediyor. Sayın Başbakan, yakın tarihimizdeki bazı arşivleri açıp, onları kamuoyuyla paylaşsa çok iyi olur” diye konuştu. Nihad Matkap da yaptığı yazılı açıklamada Erdoğan’a “Sayın Başbakan’ın gündeminde Türkiye’nin acil çözüm bekleyen sorunlar yok. CHP’nin iç işleyişi var” dedi. KHK ‘deldiren’ korumalar... Hükümet, aldığı yetkinin süresi dolarken en son KHK’yi “eşit işe eşit ücret” gerekçesiyle çıkardı. Peki, bu KHK’den ne çıktı? KHK ile hükümet, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı’nın yakın korumalarına “süper” maaş düzenlemesi yaptı. Yani eşit işe eşit ücreti, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı’nın en yakınındakiler “delmiş” oldu. Böylece kamuda en yüksek maaş artışını Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yakın korumaları almış oldu. KHK’nin öyküsü şöyle: Son KHK, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in, “Her önüne gelen kurum farklı bir maaş düzenlemesi yapmış. Eşit işe eşit ücret getiriyoruz” açıklamasıyla çıkarıldı. Ama KHK’den, “yakın korumalara” ve “makam personeline” özel maaş düzenlemesi çıktı. KHK ile kamu personeline yapılacak fazla mesai gibi ilave ödemeler kaldırıldı ama yakın koruma ve makam personeline ek ödenek verildi. KHK’ye göre Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ve TBMM Başkanı Çiçek istemeleri durumunda yakın korumaları ve makamlarında görev yapan personelin maaşlarını yüzde 200’e kadar arttırabilecekler. Bu düzenlemeyle yakın korumaların ve makam personelinin maaşları 1 Temmuz 2011’deki katsayıyla hesaplandığında 1225 TL artacak. Hükümetin, memurlara toplusözleşme ile vereceği zam oranı ile yakın koruma ve makam personelinin alacakları rakam daha da yükselmiş olacak. KHK’de bu zam şu ifadeyle yer aldı: “Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’ın yakın koruma ve makam hizmetlerinde görev yapan personele en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 200’ünü geçmemek üzere ek ödeme yapılabilir. Söz konusu personele yapılacak ek ödeme oranını belirlemeye ilgisine göre Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan yetkilidir. Bunlara, görevlendirilmelerinden dolayı mevzuatı uyarınca da herhangi bir ad altında ödeme yapılması halinde, bu ödemelerden yalnızca biri ödenir. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz.” BDP’nin mitinginde “Topyekun savaşa karşı, topyekun direniş” pankartlarının yanı sıra Öcalan’ın fotoğrafları da taşındı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) ‘Sesinizi çıkarın’ AKP ile PKK arasında Kandil ve Oslo’da yapılan görüşmelere de değinen Demirtaş, “Halen, kimyasallarla yakılmış, parçalanmış cenazeler toprağına kavuşmayı bekliyor. Akan kanın durmasına ilişkin ortaya koyduğumuz projeler tutarlıdır. Kandil’de de görüştüler, Ankara’da da görüştüler, İmralı’da Sayın Öcalan ile de görüştüler. Diyalog sürecinde ateşkes de sağlandı. Biz karşılıklı bir ateşkesin olmasını silahların susmasını istiyoruz. Diyalog ve müzakerenin yeniden başlamasını istiyo ruz” ifadelerini kullandı. Demirtaş, BDP’li aileleri KCK operasyanlarına karşı partiye üye olma çağırdı. Konuşmaların ardından sanatçı Ferhat Tunç, mitinge katılanlarla birlikte “Özgürlük Mahkumları” adlı eserini seslendirdi. Mitinge ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Akın Birdal, Yusuf Çetin ile çok sayıda parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.Mitingde sık sık “Katil Erdoğan” sloganları atıldı. ÖDP destek verdi Dersimliler’den protesto Dersim Dernekleri Federasyonu üyesi bir grup, Tünel’den CHP İl Başkanlığı önüne yürüyerek, İl Başkanlığına siyah çelenk bıraktı. Grup CHP’nin özür dilemesini istedi. Hükümet, siluet bozan gökdelen yapımında sorumluluğu önceki belediyelere attı ‘Turizm alanı gereği yapıldı’ nu’ndan yükselen 3 kuleyi, siluetin bozulduğu yönünde baANKARA Çevre ve Şehircilik sında yer alan haberlere kadar Bakanı Erdoğan Bayraktar, Sul hangi ihmal veya kast sebebiyle tanahmet Camisi’nin minareleri ar fark edememiştir” sorusunu yökasından yükselen ve İstanbul’un si nelttiği Bayraktar, gökdelenlerin luetini bozduğu için eleştirilen 3 yapımını, 1991’den bu yana bu yagökdelenin yapımını, bölgenin “tu na imar ve nâzım planlarında yarizm alanı” kapsamında olmasıy pılan değişiklikleri gerekçe göstererek savundu. Bayraktar, şu göla savundu. rüşleri dile getirdi. CHP İstanbul Mil“Bölgenin 19912011 letvekili Umut ? Bakan Bayraktar, yılları aralığında Oran’ın İstanbul’un İstanbul’un siluetini onaylanmış 10 farksiluetini bozan gökdelenlerle ilgili soru önerbozduğu için eleştirilen lı nâzım ve uygulagesini yanıtlayan Bay 3 gökdelenin 19912011 ma imar planlarınn bulunduğu bu planraktar, Ayamama Dearasında onaylanan larda söz konusu resi üzerinde mülkiyeti Hazine’ye ait kısımturizm alanları planına bölgenin turizm alalar üzerinde bulunan dayanılarak yapıldığını nı ağırlıklı olarak planlandığı görültoplam 119 işgale son savundu. mektedir. Yürürverildiğini açıkladı. lükte bulunan meri Bayraktar, Zeytinburnu’nda yapılan ve bir yurttaşın şi planlara genel perspektifte bakâyetiyle ortaya çıkan Sultanahmet kıldığında, Bakırköy ve ZeytinCamisi’nin minarelerinin arasından burnu sahilinde bölgeye ilişkin yükseldiği için İstanbul’un siluetini çevre yapılanma şartlarının, Külbozmakla eleştirilen 3 gökdeleni ise tür ve Turizm Bakanlığı tarafından 19912011 yılları arasında ilginç bir gerekçeyle savundu. Umut Oran’ın “İmar mevzuatı onaylanan turizm alanlarına yöbakımından İstanbul Büyükşehir nelik planlar neticesinde oluştuBelediyesi yetkilileri, Zeytinbur ğu anlaşılmaktadır.” AYŞE SAYIN YSK, Gül’ün süresini ‘bu aşamada’ bilmiyor! Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine anayasa değişikliğinin yapıldığı 2007’den beri sonuçsuz bir tartışma sürüyor: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 5 yıl mı, 7 yıl mı? Gül, eski anayasaya göre 7 yıllığına Meclis tarafından seçilmişti, ancak yapılan anayasa değişikliği 5 yıllık süre öngörüyordu. AKP konuyu bile bile “belirsiz” bırakmıştı, çünkü “konjonktüre” göre süreyi kendisi belirlemek istiyordu. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, bu konuyu “mesele” edinenlerden. Geçen günlerde “Bilgi Edinme Yasası” çerçevesinde, “seçimlerin genel yönetim ve denetimi”nden sorumlu Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) konuyu taşıdı. Soruları net ve yalındı: “Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi kaç yıldır ve görev süresi ne zaman sona ermektedir? Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı seçimi ne zaman yapılacaktır?” Tanal’ın bu sorusuna YSK Başkanvekili Turan Karakaya imzasıyla bir cümlelik, “yavan” ama trajikomik bir yanıt geldi: “Talebe konu hususlar (...) özel araştırma ve inceleme gerektirdiğinden, istemin bu aşamada karşılanması olanağı bulunmamaktadır.” Anayasa değişikliğinden bu yana 5 yıl geçmesine karşın YSK’nin hâlâ “özel araştırma ve inceleme gerektirdiğinden...” gibi bahaneye sığınmasına Tanal oldukça tepkili. İşin peşini bırakmaya niyetli değil. Nitekim, bu yanıtın hemen ardından Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanlığı’na YSK’yi şikâyet etti: “Yasa kapsamında, edinilmek istenen bilgi YSK’nin anayasa ile belirlenmiş görevi gereği halihazırda bilmesi gereken bir bilgidir. Hatta ilgili kurum, tarafımca sorulan sorunun cevabını bilmekten öte, Cumhurbaşkanlığı süresinin bitmesini müteakip, yenisinin seçilmesi için gerekli süreci yürütecek olan kurumdur. Tüm bu gerçekler karşısında bilgi edinme hakkımı engelleyen YSK’nin muhatabı oldukları sorularıma verilen cevaplarına itiraz eder, başvurum ile edinmek istediğim bilgiye ulaşma kararı verilmesini isterim.” Bahçeli: Kanlı elleri yargıla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Almanya’da 8 Türk, bir Yunan ve bir polisin aşırı sağcı terör grubu tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkmasıyla Almanya “kanlı elleri adalete teslim etmeleri” çağrısında bulundu. Devlet Bahçeli, Almanya’nın Essen kentinde Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun 27. kurultayında konuştu. Almanya’da 8 Türk, bir Yunan ve bir polisin aşırı sağcı terör grubunca öldürüldüğünün ortaya çıkmasına ilişkin Devlet Bahçeli, “Alman devletinin, özgürlük ve insan hakları savunucularının eğer biraz utanmaları, zerre kadar izanları varsa vatandaşlarımıza yönelik cinayetleri aydınlatmaları ve kanlı elleri adalete teslim etmeleri boyunlarının borcudur. Katilleri, onları himaye eden devlet içindeki uzantılarını bir an önce ortaya çıkarmaları gerekmektedir” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle