25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EK M 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali, ‘Şehir ve Yemek’ temasında edebiyat ile gastronomiyi buluşturuyor Edebiyatın sofrası kuruldu Önceki akşam Çırağan Sarayı’nda açılan TEF, çeşitli mekânlarda 13 ülkeden 54 yazarın katılacağı etkinliklerle 6 Ekim gününe kadar sürecek. TEF’in yayımladığı “Şehir ve Yemek” adlı kitapta, festivale katılan yazarların yemek tarifleri de bulunuyor. Kültür Servisi Bu yıl “Şehir ve Yemek” teması altında edebiyat ile gastronomiyi buluşturan İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali (İTEF), önceki akşam Çırağan Sarayı’nda, sanat, kültür ve edebiyat dünyasından kalabalık bir topluluğun katılımıyla açıldı. Açılıştaki konuşmasına, “Amerikalı tarihçi ve yazar Barbara Tuchman, ‘Kitaplar, basılı insanlıktır’ der. İTEF’in açılışında başka ne denilebilir ki?” diye başlayan Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü Andrea Muegge, festivale üçüncü yılında da ev sahipliği yaptıkları için büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Kültürel mirasın bir lüks değil, bir gereklilik olduğuna inandıklarını vurgulayan Muegge, sanat ve kültüre hiçbir karşılık beklemeden destek verdiklerini söyledi. İTEF’in düzenlenmesine önemli katkılarda bulunan Literature Across Frontiers (Sınırlar Ötesi Edebiyat) platformunun direktörü Alexandra Büchler ise, İstanbul ilk gelişinde uluslararası bir edebiyat festivali olmamasına çok şaşırdığını belirttikten sonra, “Artık İstanbul’un, kendisini edebiyatın uluslararası haritasına yerleştiren bir edebiyat festivali olduğuna göre, bunun Türkiye ile öteki ülkeler arasında daha fazla edebi alışverişe yol açacağından kuşkum yok” dedi. Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdür Yardımcısı ve Yurt Dışı Kitap Fuarlarına Katılma Komitesi Başkanı Ümit Yaşar Gözüm de, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın programının yoğunluğu nedeniyle açılışa katılamadığını belirterek, İTEF’in desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Açılış töreni, Organizasyon Koordinatörü ‘Hayal’di ‘hakikat’ oldu... 74 kadın sanatçımızın çalışmalarına yer veren stanbul Modern’deki sergi, bir söyleşi dizisiyle sürüyor S BEL ÇORBACIOĞLU Fatmagül Berktay “Hayal ve Hakikat” sergisi, bana daha önceden de bildiğimiz bir şeyi bir kere daha çok somut bir şekilde gösterdi: “Temsil politik bir olgudur”. Bu sergiyle, Türkiye’deki kadın hareketinin tarihini ve Türkiye’nin modernleşme sürecini okumak mümkün. Sergi çok heyecan verici çünkü kadınların 19. yüzyıldan beri besledikleri özerk bir birey olma hayalini ve bunun hakikate dönüşme sürecini yansıtıyor. Ama tabii, özgürleşme ve özerklik sahibi olmak dediğimiz şey hiçbir zaman sonu gelecek, tam anlamıyla gerçekleşti denecek bir şey değil. Bugünün genç sanatçılarının bütünsel bir sürecin, bir mücadelenin parçası olduklarını görmeleri gerekir. Bu noktada ilgimi çeken şu oldu; bu genç kadın sanatçıların birçoğu kendilerine feminist demiyor. İster desinler ister demesinler, kendi işlerininin beslendiği ortam, kadın hareketinden, feminizmin getirdiği fikirlerden ve pratiklerden oldukça etkilenmiş durumda. Bence kadın sanatçıların bir durup bu konu üzerinde düşünmeleri, başkalarının yapıtlarına, fikirlerine ne kadar çok şey borçlu olduklarını görmeleri gerekiyor. Handan Börüteçene Aslında bu tür tematik sergiler cinsiyet ayrımcılığına giriyor diye düşünürüm. Ama “Hayal ve Hakikat”i anlamlı buluyorum, çünkü bir tarihsel perspektifle geliyor. Osmanlı dönemindeki kadın ressamlardan başlayarak günümüze gelmesi çok önemli. Türkiye’de kadın meselesi bu kadar gündemdeyken, kadına karşı şiddet bu kadar yoğunken bunun altını çizmek önemli diye düşünüyorum. İstanbul Modern, “Hayal ve Hakikat Türkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar” sergisine paralel olarak farklı alanlardan isimleri bir araya getiren bir söyleşi dizisi düzenliyor. Bugün, serginin küratörleri olan Fatmagül Berktay, Levent Çalıkoğlu, Zeynep İnankur ve Burcu Pelvanoğlu’nun sergiyi anlatmalarıyla başlayacak olan söyleşiler, sanatçı söyleşilerinin yanı sıra, edebiyat, müzik, sinema ve tasarımın tanınmış isimleri, kadın sanatçıların bu alanlardaki üretimlerini yeniden gündeme getirecek. Türkiye’nin toplumsal ve kültürel tarihine kadın sanatçıların üretimleri üzerinden yeni bir bakış getiren serginin küratörleri ve sanatçıları anlatıyor. rçek b anatın sanatın ge e çağdaş s ıldıTürkiye’d an önemli. Çağdaş işler. Dikkatle bak dan Bu sergi, esi açısınd klenm rumun ılar yü tik du rm ğini göste rgasını kadın sanatç umuzun sosyopoli bastırılmışlık, bu ular, lum rgi ğini, ka un, top leri, tab ümkün. Se nin köken ın sorunun ğında kad n kadın cinayetleri u sergide görmek m b a kaynaklan iğin yansımalarını un bir aynası gibi. mumuz insiyetçil c toplu gittiMoral ılarla ileri emiŞükran adın sanatç lk k e Mehmet Demirtaş’ın, festival sponsorlarına teşekkür konuşması ve İTEF ekibinden Fatma Cihan Akkartal ve Aybegüm Konuk’un konuşmalarıyla sona erdi. Bu yıl ilk kez, dünyanın önde gelen edebiyat festivallerinden Hay Festival’in işbirliğiyle düzenlenen İTEF, çeşitli mekânlarda 13 ülkeden 54 yazarın katılacağı etkinliklerle 6 Ekim gününe kadar sürecek. Bu arada, İTEF tarafından “Şehir ve Yemek” adlı bir kitap yayımlandı. Kitapta, bu yılın temasına uygun olarak, festivale katılan yazarlar özgün metinlerinin yanı sıra, okurlarla paylaşmak istedikleri yemek tariflerini de sunuyorlar. nan Dağde Serginin ön len farklı disiplin emi, kadın sanatçıların 10 leri bir araya 0 yıla yayılan ile başlayan sü getirerek göst çalışmalarını değiştiğini gö recin daha sonra farklı dis ermesi. Tuval üstüne portre nu düşünüyo rmenin, aşılan yolları izle iplinlerle zenginleştiğini rum ve men ma ve geleceğ. Bu sergi sanat tarihi açıs in çok enteresan olduğuından çok ön e de bir belge emli bir çalışolarak kalacak tır. Ca Tomur Atagök Sergi hem 74 kadın sanatçının eserlerini bir araya getirmesi hem de özellikle Bienal’e paralel olarak düzenlenmesi açısından çok önemli. Yabancı eleştirmen, medya ve sanatseverler bu vesileyle Türkiye’nin kadın sanatçılarını da tanımış olacak. Bu eserler arasında toplumsal değişimi gösteren çalışmalar var, bu sergiye geleceğe kalacak bir belgesel gibi bakılmalı. Meriç Hızal Sergiyle kadın sanatçıların yapıtları üzerinden sosyolojik bir çözümleme ve tarihi bir özet sunuluyor. Bu aynı zamanda kendi içimizde kendimizi ve birbirimizi gözlemleme fırsatı da yaratıyor. Günümüz sanatı içerisinde kadının sanatsal potansiyelindeki artış görülmeye değer. VM ETK NL K TAK  4 Ekim 16.00, Küratörler Sergiyi Anlatıyor  11 Ekim 16.00, Sanatçı Konuşması (Ahu Antmen, Nur Koçak, Gülsün Karamustafa)  12 Ekim 16.00, Sanatçı Konuşması (Evrim Altuğ, Gülçin AKsoy, Gözde İlkin, Yasemin Nur Toksoy)  14 Ekim 19.00, Muhteşem Kaybedenler Sanat hayatını adamış ve zaman zaman ülkülerinde yıkımlarla karşılaşmış sanatçılar üzerine (Selim İleri)  18 Ekim 16.00, Sanatçı Konuşması (Ayşegül Sönmez, Canan, İnci Furni, Ceren Oykut)  19 Ekim 16.00, Sanatçı Konuşması (Ayşegül Sönmez, Leyla Gediz, Bengü Karaduman, Ekin Saçlıoğlu) Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden almış olduğum 275135, 275134, 275143, 277869, 281069 no’lu makbuzları kaybettim. Hükümsüzdür. Yüksel Yılmaz 01.10.2011 tarihinde ehliyetimi, öğrenci kimlik kartımı kaybettim.Hükümsüzdür. TANER BİDİŞ C MY B C MY B Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Berat Ağca
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle