25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 4 EK M 2011 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR Işığı yakalayan yönetmen Önsözünü Kevin Spacey’nin yazdığı kitapta Sam Mendes ve Simon Russell Beale’nin birlikte çalıştıkları oyunlar ve prova süreçleri yer alıyor “Işığı Yakalamak: Sam Mendes ve Simon Russell Beale” adını taşıyan kitap, Kevin Spacey ve The Old Vic ekibinden izleyeceğimiz “III Richard”ın nasıl bir işbirliğiyle ortaya çıktığını da gözler önüne seriyor. yazmış. The Guardian’da ve The National Theatre, Old Vic dergilerinde yazıları çıkmış. Kitapta, Leipacher, Sam Mendes ve Simon Russell Beale’nin çeşitli oyunlarda gerçekleştirdikleri çalışmalar, prova süreçleri ve birbirleri hakkında oyuncu/yönetmen olarak gözlemleri üzerinde duruyor. Beale ile birlikte hayata geçirmiş. Mendes’in, o günkü yorumuyla ilgili olarak söylediği “III. Richard’da en başından beri hem aktör hem de karakter olayların kontrolünü ellerinde tutarlar. Güçlerinin sınırlarını zorlar, nereye kadar uzanacağını denerler” sözleri günümüzdeki yorum için de geçerlidir sanki… Bealle ve Mendes; Royal Shakespeare Company’de; “Trolius ve Cressida”, “III. Richard”, “Fırtına”, New National Theatre’da; “Othello”, “Kral Lear”, Donmar Warehouse’da; “Vanya Dayı”, “12. Gece” ve de son yılların büyük çaplı ortak yapım projelerinden biri The Bridge Project’te (Köprü Projesi) beraberliklerini sürdürmüşler (“Vişne Bahçesi”, “Bir Kış Masalı”) ve kuşkusuz önümüzdeki yıllarda yeni projelerde de sürdürecekler. Yaz Böyle Geçti Ortadoğu’da kargaşa ve isyanlar, Norveç katliamı, yanıp yıkılan Avrupa sokakları. Küresel ekonomik kriz ve savaş söylentileriyle kaynayan dünya. İnip çıkan borsalar, işe yaramayan kurtarma paketleri. İyi bir yaz olmadı. Bizde de kötüye gitti her şey. Silivri komedi dram tiyatrosu kapalı gişe oynarken dışarıda kalan generaller de içeri alındı, futbola bile el atıldı, halkın oyuyla seçilmiş milletvekilleri hücrelere tıkıldı. Bu arada erkek milleti de zıvanadan çıkıp iyice canavarlaştı. Yükselen dincilik, toplumsal baskı ve antidemokratik uygulamalar insani dengeleri de etkiliyor; hak talep eden, özgürlük isteyen kadının zorbalığa tavır alması kadına şiddeti arttırıyor, terk edilen erkek ise katile dönüşüyordu. Eskiyeni kocalar, sevgililer, amcalar, ağabeyler kadınlarını vahşice öldürmeyi sürdürdüler. Türkiye kadınlar için çok tehlikeli bir yer oldu. Toplum lif lif çözülürken “değişim ve ileri demokrasi” kendini tamamlamaya uğraşıyordu. Ramazan boyunca ekranlar din bilgiçlerinden, şifreci ve şifacılardan geçilmedi. Birtakım adamlar vatandaşa ‘ilim’ ve cennet avuntusu dağıttı. Mutluluk ve refah ister istemez öteki dünyaya ertelendi. Siyasal iktidar Yeni Osmanlıcılık hayalleriyle körleşip savaş oyununa soyunurken terör yeniden azgınlaştı. Şehit cenazelerinin arkası kesilmez, gözyaşları dinmez, dağları taşları bombalamak işe yaramaz oldu. Bütün yaz bunaldık. Gerçeklik bir yerlere saklanmıştı. Yavanlık ve yalanla köşe kapmaca oynuyorduk. Haberler örtülü, eksik, zararsız, aslında yoktu. İlkel bir korkunun yarattığı olağanüstü olaylara ilgi, sansür çemberindeki medya tarafından cömertçe tatmin ediliyor, açlık ve doyumsuzluğumuza panzehir oluyordu. Teröre, şiddet görüntülerine, gizli kamera ve büyük biraderin ses bantlarına, kaza ve felaket haberlerine bağımlı hale geldik. Olaylar ne kadar korkunç ve acı ise haber de o kadar ‘flaş!’ sayılıyor, düşünme ve eylem arasındaki vicdani huzursuzluğu yok eden afyonlama o ölçüde etkin oluyordu. Unutmak ve avunmak için magazine sarıldık yine. Her gece popçu, şarkıcı ya da sözde ünlü kişiyi otuz iki kısım dikizleyebilmek, yaramıza merhem oldu. Giyim kuşam, yiyip içme ve zayıflama programları, Pampiş, dört karı alma muhabbetleri, çarçabuk ağız dalaşına dönüşen içi boş tartışmalardan bezdik. Diziler hep aynı hikâyeden, filmler uyduruktan, hayat üfürüktendi. Türkiye, terör ağına düşmüş bir rehineye dönüşürken her, hangi bir tepki göstermekten yoksun, ilkel ve kutsal bir uyuşukluk durumunda kaldık. Yas tutmayı bile beceremedik. Yerleştikleri alanı merkezileştiren ve kendilerini eski değerlerin yeni uygulayıcıları olarak görenler, verili kültürden de koparak acıklı bir altüst oluş ve yokluğa varacak kültürel ve siyasi yıkımın savunucusu rolünde sahneye hâkimdiler. Yaz başında yazdım, bunca haksızlık, vurdumduymazlık ve ikiyüzlülüğe aldırmaz görünüp sanat, edebiyat yazma güçlüğünü. Yazacak bir şey de yok zaten. Güzel kitaplar yayımlanıyor ama canlı, ayıltıcı bir ortam yok. Yalnızlaşan, acıyan yerini dile getirmekten ürken edebiyatımız, umarsızlık içinde bugünden kaçmayı yeğliyor sanki ve geleceği de göremez oluyor. Yaz geçti ama sonbahar hüznü değil bu, sahiden sıkılıyorum. “Işığı Yakalamak: Sam Mendes ve Simon Russell Beale” (Devam Eden Bir Beraberlik): Mark Leipacher tarafından 2011’de yazılan ve Oberon Books Ltd. tarafından yayımlanan bu kitap oldukça yeni bir çalışma. Yeni, çünkü kitabın önsözü nisan ayında Kevin Spacey tarafından kaleme alınmış. Mark Leipacher, Manchester Üniversitesi ve Royal Welsh College of Music and Drama’da oyunculuk okumuş. “III. Richard”, “Macbeth”, “Onikinci Gece”, “Fırtına” gibi yapımlarda önemli görevler almış. Halen The Faction Tiyatro Topluluğu’nun artistik yönetmeni. İki oyun Verimli buluşmalar Önümüzdeki günlerde Kevin Spacey ve The Old Vic/BAM ekibinden izleyeceğimiz “III. Richard”ın yönetmeni Sam Mendes, bu oyunu 1992’de RSC’de, İngiliz tiyatrosunun önde gelen Shakespeare yorumcularından biri olan Simon Russell eşfetme yeteneğini beslemek Sam Mendes ve Kevin Spacey Oscar ödülleriyle sinema dünyasının unutulmazları arasına yerleştiler ama, ikisinin de kalplerinin tiyatro için daha hızlı çarptığı bir gerçek… Mendes, 1992’de Donmar Warehouse’ı kuran kişi. Bu görevi 2002’ye kadar yürütüyor. İlginçtir, Mendes’in Donmar’dan ayrılmayı düşündüğü sıralarda Spacey de İngiltere’ye Old Vic’e gelme planları yapıyor. Spacey, kitapta amacının Mendes’le Old Vic’de birlikte çalışmak olduğunu söylüyor. Ama, nasıl bir birliktelik? “New York’ta ya da Londra’da kahvaltı veya yemekte gerçekleştirdiğimiz buluşmalar sırasında gördük ki ikimizin de beklentisi salt beraber bir oyun yapmak ve sonra da kendi yolumuza devam etmek değildi. Daha geniş çaplı ve de kalıcı bir plan üzerinde düşünmeye başladık.” Bu arada, Mendes ve Donmar Warehouse’la birlikte pek çok iş yapmış olan Brooklyn Academy of Music Sanat Yönetmeni Joe Melillo da devreye giriyor. Beş altı yıl önce Melillo’nun da bulunduğu bir toplantıda Mendes’in önerisiyle “Köprü Projesi”nin temelleri atılıyor. Üç yılda hayata geçirilen beş güçlü yapım İngiliz ve Amerikalı artistleri buluştururken başta Simon Russel Beale olmak üzere, ki Spacey bu büyük oyuncunun diğerlerini de çektiğine inanıyor, Sinead Cusack, Ethan Hawke gibi oyuncular da projede yerlerini alıyorlar. “Vişne Bahçesi”, “Bir Kış Masalı”, “Beğendiğiniz Gibi”, “Fırtına” ve şimdi de “III. Richard”. Beale gibi güçlü bir oyuncu Mendes’den söz ederken onun çok akıllı ve sabırlı bir insan olduğunu vurguluyor: “Provalarda oyuncunun sıçrama yapacağı bir nokta vardır. O sıçrama olmazsa olmaz. Sam’in beni o noktaya doğru ittiğini hissederim. Bunu başarıyla yapar. Zamanın akışı önemli değildir benim için. Sam ise o dakikanın ne zaman geleceğini çok iyi bilir.” Beale’nin yönetmene hayranlığı onun, oyuncunun keşfetme yeteneğini beslemesidir kuşkusuz. Aynı şekilde, Kevin Spacey de “İşbirliği önemlidir” diyor: “Çünkü, işbirliği karşılıklı güven demektir. Bir oyuncu her zaman ‘yapabilecek miyim, iddialı olabilecek miyim, öğrenebilecek miyim’ gibi kaygılar içinde yüzer. Kuşkuyla yaklaşacağı pek çok şey vardır. Aynı mekânda sizinle olacak, sizin debelenmenize izin verecek ve bir sahneyle veya karakterinizle ilgili gerçeği keşfetmenizi kolaylaştıracak birinin varlığı güven veren bir duygudur. Pek çok büyük yönetmen gibi Sam de gerekli bilginin ya da olayı çözecek o büyülü bilginin ne olduğunu ve oyuncuya ne zaman verilmesi gerektiğini çok iyi bilir. Sam’in zamanlaması özeldir, değerlidir ve oyuncuyu rahatlatır.” K stanbul’da Üç ayı aşkın bir süredir çirkin, zalim, gözü dönmüş bir kambur olan Gloucester Dükü III. Richard’ı canlandıran Kevin Spacey yarın Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde olacak Kültür Servisi III. Richard’a hayat verdiği her defasında “bir çanak ter” akıttığını söylemesi boşuna değil Kevin Spacey’nin. Üç ayı aşkın bir süredir çirkin, zalim, gözü dönmüş bir kambur olan “Gloucester Dükü III. Richard”ı her canlandırdığında tiyatroyu kemiklerinde, iskeletinde hissettiğini söylüyor bütün eleştirmenler ağız birliği etmişçesine. Yarından başlayarak 6 Dünya prömiyerini özel gösterimle İstanbul’da oyunu izleme fırsatı bula29 Haziran’da caklar bunu birebir deneLondra’da yapan “III. yimleyecek elbette, ama Richard”la belki de dünya prömiyerini 29 Haziran’da Londra’da yapan şimdiye kadar oyunla belki de şimdiye katopladıkları tüm övgü dar topladıkları tüm övgü dolu sözleri şu kısa dolu sözleri şu kısa sürede elde etmiş gibi görünüyor sürede elde etti Sam Mendes Kevin Spacey Sam Mendes Kevin Spacey ikilisi. ikilisi. 1999’da İngiliz yönetmen Men“Amerikan Güzeli” ile des, Spacey’ye “En iyi Yardımcı Erkek Oyunperdeyi açtıkları bu cu” Oscar’ını kazandıişbirliği, bir anlamda ran “Olağan Şüpheli“yer değiştirmeyi” ler”deki “içimizden bilmeleriyle pekişen bir biri”, aksak “kaiser soze”den ne kailişki. dar ilham almış bilinmez ama bu Shakespeare oyununu yorumlarken “Arap Baharı”ndan esinlenerek bugüne taşıdığı kendi beyanatı. Spacey’nin bu zorlu rolde kendini sakatlamış pek çok oyucuya karşın enerjisini ve sağlığını nasıl koruduğunu soranlara yanıtı ise yine Mendes veriyor: “O bu rol için biçilmiş bir kaftan”. Çünkü Mendes’in Kaddafi, Mübarek gibi diktatörleri göz önünde bulundurarak sahneye koyduğu oyunda, Spacey’nin zalimliği kadar enerjisi de oyuna hayat veriyor. İkilinin, 1999’da 5 Oscar’lı “Amerikan Güzeli” ile perdeyi açtıkları bu işbirliğini, 12 yıl aradan sonra, şimdi “III. Richard” oyunu ile perçinlemeleri boşuna değil. İngiliz yönetmen Mendes ile Amerikalı oyuncu Spacey’nin bir anlamda “yer değiştirmeyi” bilmeleriyle pekişen bir ilişki bu. 1990’da İngiltere’deki Royal Shakespeare Company’de tiyatro yönetmenliğiyle başlayan kariyerini 1992’de Donmar Warehouse’ı kurarak sürdüren Mendes, ilk sinema filmi “Amerikan Güzeli” ile Hollywood’a “terfi” etse de her iki C MY B C MY B alanda da var olmayı bugüne kadar ihmal etmedi. Yetenekli olduğu kadar gizemli bir oyuncu olan Kevin Spacey ise her ne kadar dünyanın dikkatini David Fincher’ın 1995 tarihli “Se7en”, “Olağan Şüpheliler” ve ardından “Amerikan Güzeli”yle çekse de sahneye adım attığı 1981’den beri tiyatrodan hiç kopmadı. Her zaman “sürekli tiyatro oyunlarında rol alıp arada bir film yapmayı” tercih ettiğini söyledi. 2004’ten beri sanat yönetmenliğini yaptığı Londra’daki Old Vic Theatre da ikilinin Hollywood’un ünlü Amerikalı ve İngiliz oyuncularının rol aldığı yapımlara imza atmak istedikleri bir mecra. Old Vic Tiyatrosu bünyesinde kendi adını taşıyan bir vakıf da kuran Spacey’nin 2015’e kadar başında bulunacağı tiyatroda bu atölye çalışmaları için yaklaşık 150 bin sterlin ayrılmış. “Görevimiz gençlere unutamayacakları bir deneyim yaşatmak ve onları şaşırtmak” diyor. İstanbul’da da genç oyuncularla bir atölye çalışması yapacak Spacey “Richard’ın Çılgınlığı” adlı bu projeyle, “ustam” dediği Jack Lemmon’dan ona yadigâr, “Yaptığın işte yukarılara çıkmışsan asansörle aşağıdakilerin de yukarı çıkmasını sağlayabilmelisin” sözünü yerine getiriyor bir taraftan. Yıllar önce aynı rolün hakkını vermiş Shakespeare uzmanı, 20. yüzyılın en önemli oyuncularından Laurence Olivier gibi biriyle karşılaştırılmak ise onu ayrıca keyiflendiriyor. Alçakgönüllülükle “Bu olağanüstü oyunun şimdiki emanetçisiyim, 63 yıl sonra bunu sürdürüyor olmak inanılmaz” diyor. Oyuna, son nokta ise mart ayında New York’ta konulacak. Çünkü ardından Spacey bir TV dizisinde rol alacak. Hayatına hükmedenin tiyatro olduğunu söylese de... (5, 6, 7 ve 9 Ekim’de saat 20.30’da, 8 Ekim’de ise 15.30 ve 20.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak oyun İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın özel gayretleriyle İstanbul’da.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle