25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 16 14 15 15 19 18 18 13 12 13 14 13 13 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B B B B Y Y Y Y B 13 12 12 23 25 24 17 19 14 15 7 8 7 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid Y Viyana B 9 10 11 17 15 16 16 16 17 15 14 19 14 Belgrad B 17 Sofya B 14 Roma B 20 Atina B 17 Zürih B 14 Moskova Y 7 Aşkabat Y 10 Taşkent Y 10 Baku Y 12 Bişkek Y 9 Tiflis PB 12 Kahire A 25 Şam A 21 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Ordu, Artvin, Mardin, Batman ve Siirt çevreleri yağışlı, diğer yerler parçalı az bulutlu geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, Van ve Hakkâri çevrelerinde karla karışık yağmur, yükseklerinde kar şeklinde olacak. Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yer yer buzlanma ve don olayı görülecektir. 31 EKİM 2011 PAZARTESİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Ekim Yaşam mücadelesi Batı Petrol, Arap Dünyası Şeriat Peşinde... ‘Arap Baharı’, ne yazık ki başladığı Tunus’ta beklenen değişimi getirmeyi, en azından şimdilik başarmış görünmüyor. 23 Ekim kurucu meclis seçimlerine katılımın konuyla ilgili yüzde 60, yüzde 70 gibi en iyimser tahminleri geride bırakarak rekor düzeylere ulaşması Arap dünyasının demokrasiye ilgi duymadığıyla ilgili olumsuz yaklaşımların asılsız olduğunu ortaya koymuştur. Ancak rekor katılımlı seçimler, ne yazık ki bekleneni vermemiş, Müslüman Kardeşler kökenli İslamcı parti Ennahda (Rönesans) seçimleri, açık ara kazanmıştır. Ancak dinci partinin başarısının ardında nelerin olduğu, ilerici partilerin toplamda 217 sandalyeli mecliste dinci partiden daha fazla sandalyeye sahip oldukları da gözden kaçırılmamalıdır. Dinci partinin başarısının ardındaki nedenler irdelenirken ilerici cephenin yenilgisine yol açan hataların da en azından yakın gelecek için göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Tunus seçimlerinde dinci partinin seçimlerde birinci parti olarak ipi göğüslemesinin ardında da petrol zenginlerinin siyasal, mali ve silah desteği de yer almaktadır. Ancak Ennahda’nın seçim başarısında payı olanlar salt bunlarla da sınırlı değildir. Dinci partiye karşı mücadele veren ilerici ve demokrat cephede yer alan partilerin bir türlü bir araya gelip birlik oluşturmayı başaramamaları da mevcut bulunmaktadır. ??? Demokratik ve Modernist Hareket’in (PDM) koordinatörü Riyad Bin Fadhel, geç de olsa ilerici tüm güçleri birleşmeye çağırmaktadır. Fadhel’in konuyla ilgili düşünceleri özetle şöyle: “Tunuslu seçmenlerin seçimlere bu denli ilgi göstereceklerini doğrusu tahmin edemedik. Tunus’un tarihinde benzerine rastlanmayan bu katılım en iyimser tahminlerle yüzde 60 ile yüzde 70 arasındaydı. Oysa bu tahminleri bile aşan rekor katılım Tunus halkının, giderek Arap halklarının demokrasiye hazır olmadıklarıyla ilgili savların yersizliğini ortaya koymaktadır. Oysa 14 Ocak ve 23 Ekim’de boyun eğme dönemi bir kez daha geri gelmemek üzere sona ermiştir. İslamcı partinin seçim başarısına gelince; bunun muhafazakâr kesimin zaferi olduğu söylenebilir. Demokratik ve Modernist Hareketimiz nisan ayından başlayarak tüm demokratik ve ilerici güçlerin bir araya gelip birleşmeleri için yoğun çaba harcamıştır. Ne yazık ki demokratik cephenin önde gelen iki kuruluşu Ettekatol ve ilerici Demokratik Parti (PDP) mücadeleyi tek başlarına götürmeyi uygun bulmuşlardır. Oysa bu tercihten ve ayrışmadan en çok dinci parti yararlanmış, ayrışan demokratik cephe ise ağır bedel ödemek zorunda kalmıştır. Ayrıca dinci parti özellikle gençleri vuran işsizlikten, sosyal adalet yoksunluğundan, bölgeler arası eşitsizliklerden de yararlanmıştır. Ayrıca dinci parti ilerici cephede yer alanları İsrail yanlısı olmakla ve dinsizlikle de suçlamaktan geri durmamışlardır. Dinci partinin seçim başarısının ardında başta Katar olmak üzere körfezin petrol zenginlerinin mali katkılarının payı da unutulmamalıdır.” Yakın gelecekte bir dizi Arap ülkesinde de Müslüman Kardeşler yönetiminin ortaya çıkması kimse için şaşırtıcı olmayacaktır. Ne ki, işin tuhaf yanı da yok değil. Batılı müttefiklerin Kaddafi sonrası Libya’ya özgürlük, insan haklarına saygı, kadın erkek eşitliği gibi çağdaş amaçlarla bu ükeye karşı savaşa girmesinin ardında salt petrol çıkarları değil, meğer şeriatın gelmesinin sağlanması da varmış. Gerçi petrolün Batılı ülkelerin denetiminde olması ve sorunsuz akmasının yaşamsal önemde olduğu kimsenin saklısı değildir. Yeter ki petrol bu güçler tarafından çıkarılsın ve sorunsuz aksın. İnsan hakları, demokrasi, kadınerkek eşitliği, şeriat kimin umurunda! GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kayıpların acısı, soğuk, artçı sarsıntılar, yağmalama ve hırsızlık vakalarıyla mücadele eden Van, ayakta kalmak için direniyor YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van’da depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor. AFAD dün itibarıyla Van depreminde hayatını kaybedenlerin sayısının 601, yaralıların sayısının 4 bin 152 olduğunu, 188 vatandaşın da enkazdan sağ çıkarıldığını açıkladı. Depremin üzerinden bir hafta geçmesine karşın aksaklıklar da devam ediyor. Durumu fırsat bilen vicdansızların evlerden eşya çalması ise bu kadarı da olmaz dedirtiyor. Depremzedeler meydana gelen artçı şoklar yüzünden büyük korku ve panik yaşıyor. Son 2 günde 200’ün üzerinde artçı sarsıntının olduğu Van’da, önceki gece saat 21.24’te de merkez üssü Çolpan köyü olan, 5.3 büyüklüğünde, son günlerin en yüksek artçı sarsıntısı kaydedildi. Depremden etkilenen Vanlılar için Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri acil çadırı kuruldu. Van merkezde, boş kalan 389 evdeki eşyaların hırsızlar tarafından çalındığı, birçok işyerinin de yağ epreD min yaralarını sarmaya çalışan Van halkı farklı sorunlarla yüz yüze kalmış olmanın da sıkıntısını yaşıyor. Bilirkişi incelemesi tamam: Çürük malzeme! VAN (Cumhuriyet) Van depremiyle ilgili açılan soruşturmada bilirkişi incelemesinin tamamlandığı bildirildi. İnceleme sonucu yıkılan her bina için rapor hazırlanırken, bazı binalarda çürük malzeme kullanıldığı ve deprem yönetmeliğine aykırılıklar tespit edildi. Hazırlanan rapor doğrultusunda savcılar adım atacak. Önce yakınları ölenler müşteki sıfatıyla ifade verecek. Suçlamaların odağındaki kişilerin de şüpheli sıfatıyla ifadesi alınacak. Artçılar korkutuyor malandığı kaydedildi. Yetkililer depremi fırsat bilen yağmacı ve hırsız çetelerinin çevre illerden geldiğini söyledi. Ağrı’da, İstanbul Küçükçekmece Belediyesi’nin topladığı 500 adet 5 litrelik suyu satmaya çalışan TIR şoförleri polis tarafından yakalandı. Suların yardım merkezine teslim edileceği bildirildi. Depremin ardından çadırlarda hayatını devam ettiren Vanlı yurttaşlar bir yandan da kendilerine kalacak ev bulmaya çalışıyor. Fakat bölgedeki ev sıkıntısı yoğun talep, kira fiyatlarını da yükseltti. Van Em lakçılar Derneği Başkanı Salih Özbek depremin ardından ev kiralarında ciddi artışlar olmaya başladığını söyledi. Yardımlar sürüyor Öte yandan İstanbul Haber Servisi’nin haberine göre İstanbul Eczacılar Odası, ilaç ve tıbbi malzeme dolu TIR’ı ulaştırdı. Londra’da Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nde toplanan yardım malzemelerini taşıyan TIR da yola çıktı. İngiltere Alevi Kültür Merkezi Başkanı İsrafil Erbil, iki TIR daha eşya bulunduğunu söyledi. Güney Kore 20 ton çadır gönderirken Türkmenistan’ın da yardım yapacağı bildirildi. Ev kiraları arttı Hırsızlar işbaşında Erdoğan: Kusurlarımız oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ulusa Sesleniş” konuşmasında Van’daki deprem sonrası yapılan müdahaleleri hatırlatarak “Kusurlarımız oldu elbet” dedi. Erdoğan, “Tecrübelerden dersler çıkarmak, depremin yaralarının sarılmasında en doğru yöntemleri bulmak mecburiyetindeyiz... Elbette anında bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmak mümkün olmadı. Ancak, böyle büyük ve geniş çaplı bir afette, bu tür aksaklıkların yaşanması gayet tabiidir” dedi. Teröre de değinen Erdoğan, “Terörün propagandasını engellemek, terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri alıyoruz” dedi. Gözlerini yıkıntılara açtılar Depremin ardından geçen sürede 200 bebek dünyaya gözlerini açtı. Anne adaylarının bir bölümü, depremden sonraki ilk 2 günde çocuklarını hastane bahçesindeki çadırda dünyaya getirdi. 17’si kadın doğum uzmanı 200 personel, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde çalışmalarını dönüşümlü olarak 24 saat boyunca sürdürüyor. Erciş’ten gelen Naime Adıyaman, büyük bir acı ve hüzün ortamında 10. çocuğunu dünyaya getirdiğini söyledi. Erciş’in Kocapınar köyünden gelen Esma Kısa ise evlerinin depremde yıkıldığını ve çadırda kaldıklarını belirtti. Gölün çamuru yüzeye fışkırdı VAN (Cumhuriyet) Depremin ardından Van Gölü kıyısındaki çamur yapısı da incelemeye alındı. Burada karayolunun gölle birleştiği yerin çatladığı görüldü. Depremin yarattığı basınç nedeniyle gölün yüzlerce metre derinliğinden kalkan göl çamuru, gazla birlikte çatlaklardan dışarıya çıktı. Kayıp fayı arayan Jeofizik Uzmanı Mustafa Toker’e göre, bu durum deprem aktivitesinin bittiğini gösteriyor. Meksika ekibi ‘potansiyeli görmek isteme’ engeline takıldı Yardıma vize çıkmadı VAN (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın “Kendi potansiyelimizi görmek amacıyla dışarıdan yapılan arama kurtarma yardım ekibi teklifi bekletildi” açıklamasının ardından depremin üzerinden neredeyse 1 hafta geçtikten sonra gelen Meksikalı arama kurtarma ekibi “yapacak bir şey kalmadığını” görünce büyük üzüntü yaşadı. 5 kişilik, Meksikalı TOPOS Azteca gönüllü kurtarma arama timinin lideri Hector Mendez, Türkiye izin vermediği için bu kadar geç ulaşabildiklerini söyledi. ABD vizesi ile geldiklerini anlatan Mendez “Türkiye Büyükelçiliği’ne başvurup Türkiye’ye gitmemiz gerektiğini söyledik. Ancak elçiliğiniz şu an için yardıma ihtiyaçları olmadığını belirterek bize vize vermedi. Gecikmemizin tek nedeni de elçiliğinizin olumsuz yanıtı oldu. Ne yazık ki kurtarma çalışmasına katılamadık” diye konuştu. Yardım göndermek isteyen ülkelere, Türkiye ilk etapta gerek duyulmadığını açıklamış, Atalay da bu durumu, “Kendi potansiyelimizi görmek için erteledik” gerekçesine dayandırmıştı. rejimlerde iktidar, medyayı denetler. Bugünkü anlamda demokrasinin, parlamenter sistemin oluşmaya başlaması da “halkın kralı denetleme” isteğiyle filizlenmiş, adım adım gelişmiştir. Parlamenter sistemin kendi iç denetim mekanizmaları dışındaki en güçlü denetim organı medyadır. Bu evrensel doğruların ortasında Türkiye’nin durumu ne? Türkiye girişte altını çizdiğimiz çelişkiyi yaşıyor. Paradoks şu: Medya organları güçlenirken denetim güçlerini yitiriyorlar. Doğanın kanunları her yerde işler; siz denetim gücünüzü yitirdiğiniz an, denetim altına girersiniz. ??? Başbakan’ın seçtiği medya yöneticileriyle yaptığı son toplantı bunun somut örneklerinden biriydi. Toplantıdan sızan bilgilere göre, aslında Başbakan’ın denetim için çok da çaba harcamasına gerek kalmamış. Medya yöneticileri ne yaparlarsa daha iyi olacağını demokratik şekilde tartışmışlar. Bir Başbakan medya yöneticileriyle toplantı yapamaz mı? Elbette yapabilir. Hele terör gibi sadece iktidarı değil, ülkenin tüm kurumlarını ilgilendiren bir konuda medyayı bilgilendirmesi, kimi hassas gelişmeleri paylaşması elbette gerekir. Sonuçta medya da iç barışın tam olmasını ister. Bu konuda kendisine düşen sorumluluklar da vardır. Böylesi ortamlarda birinci sorumluluğu da kin ve nefret yollarını kapatmaktır. Ancak Başbakan’ın istediği tam olarak bu değil. Başbakan, kendisinin de net biçimde açıklamadığı ya da açıklayamadığı bir yol haritası doğrultusunda haberler, yorumlar istiyor. Aslında böyle bir “iktidar denetiminin” var olduğu düşüncesinin toplum katında iyice yerleşmesinin başlıca zararını yine iktidar görür. Zaten var olan bu endişe yerleştiğinde kimsenin tirajını tam olarak kestiremeyeceği bir fısıltı gazetesi yayına başlar. ??? Tarih boyunca bütün iktidarlar, kamuoyu oluşturma güçlerini kendi kontrolleri altında tutmak istemiştir. Bu kimi zaman bilim insanları olmuştur kimi zaman ozanlar. Bugün bu anlamda en önemli güç medya. Kaldı ki, çağın adı da iletişim çağı. Bütün klasik medya organlarından öte giderek kendinden daha çok söz ettiren yeni bir organ gelişiyor; sosyal medya. Hindistan’da yaşayan bir genç “Wall Street’i İşgal Et” eylemine katılanları tebrik edip, eylem yerinin hemen yakınındaki bir pizzacıdan onlara pizza ısmarlayabiliyor. Bütün bunları binlerce kilometre ötede oturduğu yerden sadece bilgisayarının tuşlarına basarak yapabiliyor. Böyle bir gelişimin olanaklarının yakın gelecekte neler olabileceğini düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor. Silivri henüz iletişim çağına girmedi. İnternet yok. Ancak kimi mektupların eklerinde sosyal medyadaki tartışmalar yer alıyor. Çok kısıtlı da olsa bu yolla o dünyanın kokusunu alabiliyorum. Görünen o ki, klasik medya araçlarını denetim altında tutmak, hatta kendisine ait bir kol gibi kullanmak iktidarlara yetmeyecek. Çok yönlü sansür karşısında sosyal medya, koca bir canlıyı kısa sürede etkisiz hale getirebilen karıncalara da benzetilebilir. Sermaye küreselleşmesinin karşısına tek tek bireyleri de kitlesel harekete çekebilen bir güç çıkıyor: Medya küreselleşmesi... VEFAT Cumhuriyet’in kıymetli evladı İYSAD’dan Van’a yemek İstanbul Haber Servisi İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD), Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği ile önceki gün Van’da yemek dağıtmaya başladı. İYSAD Başkanı Sadık Çelik yaptığı açıklamada; Güveçli, Tabanlı, Ataköy, Yumutepe, Dibekli, Dağönü, Gülsünler, Doğanlı, Atmaca, Alaköy ve diğer civar köyler için üç öğün 7 bin kişilik yemek dağıtıldığını söyledi. Çelik, “Evlerinden barklarından olan, çetin doğa koşullarında sokakta kalan binlerce insanımızın çaresizliği karşısında insani olarak, yurttaş olarak hiçbirimiz kayıtsız kalamayız. Biz de İYSAD Yönetim Kurulu ve üyeleriyle birlikte 31 Ekim Pazartesi (bugün) Van’a giderek çaresizliğe bir nebze olsun çare olmak için çektikleri zulüm bitene, buzlar eriyene kadar onlara her öğünde üç çeşit yemek temin edeceğiz” dedi. E RGUN ÖN EL’i kaybetmenin derin üzüntüsü içinde ‘ÇYDD eğitimde kendini kanıtladı’ MEHMET ALİ SOLAK sonsuzluğa uğurluyoruz. Ailesine, dostlara başsağlığı dileriz. ANTAKYA Antakya’da düzenlenen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), SAKA Grubu şubeler toplantısında konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Aysel Çelikel, 1989 yılında kurulan derneğin eğitimde kendini kanıtladığına işaret ederek, atılan iftiraların gerçekle bağdaşmadığını, aksine küçük kızların elinden tutup topluma kazandırılmasının gurur verici olduğunu söyledi. Çelikel “Hakların korunması, geliştirilmesi ve yayProf. Aysel Çelikel. gınlaştırılmasını ilke edinen tüzüğümüz, demokrasinin yaşatılmasını öngörür. Ülkemizde ürkeklik ve korku hâkim. Yaptıklarımızdan asla korkmayacağız. Siyasi bakışımız da saygınlığımızın bir parçası. Ancak her şeyi bizden kimse beklemesin. Başlık parasıyla satılıp çocukluklarını yaşayamayan küçük kızların elinden tuttuk, imdat diyenlere yardım eli uzattık. Kutsal vazifemizin temel dayanağı da bu” diye konuştu. Çelikel “Ülkemizin insan hakları, kadın ve eğitim konusunda başarılı olamadığı çok açık. Demokrasi konusundaki durumu da ortada. Muhalefeti değil, bitarafları da korkutanlar varsa demokraside şaşma var. Basın iktidar basını haline geliyorsa, en büyük güvencemiz TSK de cezaevlerinde inim inim inliyorsa, aydınlar, gazeteciler telefon dinlemelerden ürkütücü konulara getiriliyorsa, bunun adı demokrasi değil, muhafazakâr otoriterlik olur” dedi. Adile Gülan ve evlatları Aşiyan aile kabristanına defnedilecektir. Çelenk bağışı, 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı’na (YEKÜV) yapılabilecektir. C MY B C MY B Cenaze Bebek Camii’nde kılınacak öğle namazını takiben
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle