19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER 32 saat sonra kurtarıldılar Erciş’teki bir binanın enkazında arama kurtarma çalışmalarını yürüten ekipler enkaz altından 25 yaşlarındaki İsmail Tuna’yı 28 saat sonra çıkardı. Ozan Yılmaz ve Abdullah Pinti adlı gençler de depremden 32 saat sonra enkaz altından yaralı olarak kurtarıldı. CUMHURİYET 25 EKİM 2011 SALI Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor MUCİZELER YUNUS’UN BÜYÜK SABRI Bu Davaları Bitirin “Ulusal Medya 2010” kıytırıktan “belge”sini okursanız, hukuki ve siyasi olarak çivisi çıkan Ergenekon ve Balyoz davalarını canlandırmak amacını taşıdığını görürsünüz. Sadece siyasal olarak aptallar ve tezgâhçı aletleri bu raporun gerçek olduğuna inanırdı! Bu konuda aylar önce yazdığım iki yazıma bloğumda bakılabilir! Ulusal Medya 2010 uyduruğu, Silivri davalarında tutuklulukları sürdürmek, ama daha önemlisi, Balyoz ile mümkünse bütün subayları içeri tıkmak amacıyla tezgâhlandı! Bu raporla, “Ergenekon”cular (üstelik terör örgütü!!!) dışarıda hâlâ etkinliklerini sürdürüyor ve medya yoluyla örgütü canlı tutmaya çalışıyor görüntüsünü vermek istediler! Odatv ve diğer gazeteci arkadaşlarımızın tutuklanmalarının ardında yatan gerçek tamamen buydu! Hanefi Avcı da bu arada yazdığı cesur kitapla cemaat tarafından gümbürtüye getirildi! Yılların sağcı polisi, birden aşırı solcu örgüt üyesi yapıldı... Bu dünyanın en komik olaylarından biridir! Geçmişteki askeri mahkemelerin hiçbiri bu kadar ciddiyetsiz ve uyduruk bir tutuklama yapmamıştı! Askeri mahkemeleri bugünkülerle kıyaslıyorum da, diyecek söz bulamıyorum! Odatv tutuklamalarını sağlayan belgenin uydurukluğunu, bilgisayar uzmanı ODTÜ akademisyenleri (Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve Araştırma Görevlisi Gökdeniz Karadağ) raporlarıyla belgelediler. Zaten, ön soruşturmayı sürdürenlerin, bilgisayarların kopyalanma sürecinde zerre kadar hukuki davranmamaları, amaçlarının gerçeği bulmak ve aramak değil, kendi yarattıkları ve arzuladıkları gerçeği topluma sunmak olduğunu gösteriyordu... Akademisyenler diyor ki: Bilgisayarların imajı alınırken kullanılan cihazın, “imaj alma işlemi öncesi veya sırasında, almakta olduğu imaja dosya eklemesi yapması mümkündür. Böylece imajın MD5 değeri alındığında imaja aslında çoktan dosya eklenmiş olması sağlanabilir. Bunun yanında, imaj alınırken orijinal kaynağın da uygun biçimde değiştirilmesi mümkündür.” Başka ne diyorlar: Dosyalar uzman kişiler tarafından değiştirilmiş.. Çünkü yaratılan dosyanın (uyduruk belgenin) ileri sürülen tarih kayıtlarına sahip olmadığı görülmüş. İnsanları içeri attıran “Ulusal Medya 2010.doc” belgesi, aslen 4 Ekim 2010’da oluşturulmuş. Dosyanın değiştirilme tarihi ise, Odatv baskını tarihine denk geliyor: 14 Şubat 2011. Yine tutuklamalara “belge” olarak gösterilen “SY.doc”, “Hanefi.doc” ve “Yalçın Hoca.doc” yazılarının da, ya baskın sırasında ya da bilgisayarları kopyalama tarihlerinde değiştirildiği belgelendi! Yani: Kullanıcının bilgisi ve haberi olmadan bilgisayarlarına “suç kanıtı (!)” dosyalar yüklenmiş! “..bu dosyaların normal bilgisayar kullanımı dışında (kullanıcının bilgisi ve haberi olmadan) kalan bir süreç aracılığıyla imajı incelenen diske yerleştirildiğini ve tarihlerinin sonradan değiştirildiğini göstermektedir.. Normal bir bilgisayar kullanıcı bu tür değişiklikleri yapacak bilgisel donanıma sahip olamaz. Bu tip değişiklikleri yapabilmek için uzman seviyesinde bilgisayar ve işletme sistemi bilgisine sahip olmak gerekir.” Teknoloji, sivil darbecilerin elinde, olmayan suç yaratmak için kullanılıyor! Ve bütün Türkiye buna alet ediliyor! Odatv ve izleyen tutuklamalar şüphesiz ki tamamen haksız, ama Balyoz ve Ergenekon’un sürdürülmesi için tezgâhı kuranlara gerekliydi! Hele Balyoz! Kanıtlanabilecek tek bir hukuki belgenin bulunmadığı, “suç belgesi” CD’lerin 2003’ten çok sonra hazırlandığı, içindeki bilgilerden onlarcasının 2003’ten sonraki tarihlere ait olduğu, hatta 2008 yılına kadar olan süreci kapsadığı açık saçık ortaya kondu! Hangi hukuk, hangi yargılama, hangi vicdan bu davayı çökertmez, bilemiyorum… Veya biliyorum: Yalnızca, zerre kadar demokrasi ile ilgisi olmayan ve ele geçirdiği hukuku istemediği herkesin defterini dürmek için kullanan, diktatoryal bir siyasal yönetim ve anlayış, bu davaları ayakta tutmak için elinden gelen her şeyi yapabilir! Ama, Türkiye’de bu demokrasi ve hukuk var oyunu sürerse biraz daha, bu davalar yüzde 99 çökecektir. Sonra sıra, bu uyduruk belgeleri kimlerin hazırladığı soruşturmasına gelecektir… Bunu hangi hukuk sistemi yapar, yapabilir, bilemiyoruz… Ama elde, onlarca yıl da olsa, yüzlerce yıl da olsa sürecek olan, Türkiye’nin yüz karası bir hukuk davası bulunuyor... SEVİNDİRİYOR D eprem olduğu sırada Erciş’te bir internet kafede olan Yunus, enkaz altında saatlerce bekledi. Kurtarma ekipleri kendisini bulup sakin olmasını ve sabretmesini söylediklerinde Yunus bir çocuk değil de adeta koca bir adam gibi davrandı ve hiç sesini çıkarmadı. Ekipler Yunus’un başının altına bir yastık verdiler ve Yunus da ağlamadan, bağırmadan kurtarılmayı bekledi. Yunus kurtarılmayı beklerken, belki de hâlâ hayatta olmasının nedeni olan, cansız bir beden de üstünde yatıyordu. Küçük Yunus’un sol omzunun üzerinden uzanan cansız bir bedene ait bu elin sahibi kurtarmıştı belki de küçük çocuğu, vücudunu ona siper ederek. an depreminde kayıpların en çok olduğu Erciş’te sağlık ekipleri, depremzedelere yardım için yarıştı. Erciş Devlet Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan Eda Ekizoğlu, Akşam saatlerinde bir televizyon kanalını arayarak yardım istedi. İlçede 100’den fazla ölünün hastane morgunda olduğunu söyleyen hemşire Eda Ekizoğlu, “Morg ceset dolu, üzerlerine basmamak için çaba sarf ediyoruz. Deprem anından beri yardım gelmedi. Hastanede elektrikler kesik olduğu için hastane bahçesinde yaralılara müdahale etmeye çalışıyoruz. Hastanenin jeneratör olan kısımlarında da yaralılara müdahale yapmaya çalışıyoruz. Ancak çadır bile getirilmedi. Sadece çevre hastanelerden gelen doktor, hemşire ve ambulanslar dışında yardım söz konusu değil. Yetkililere sesleniyoruz. Artık buraya el atsınlar’’ dedi. V HEMŞİRENİN YARDIM ÇIĞLIĞI: NEREDESİNİZ Ekipler Erciş’te Van Yolu Caddesi’nde çalışma yaparken, bir kişinin beton yığınları arasında sıkıştığını fark etti. Kurtarma ekipleri, 23 saat enkaz altında kalan ve kimliğinin Salih Bilendik (30) olduğu öğrenilen kişiyi, beton yığınları arasından sağ olarak çıkardı. Salih Bilendik’in bir markette çalıştığı, ekmek siparişini teslim etmek için gittiği evin depremde yıkılması sonucu enkaz altında kaldığı öğrenildi. EKMEK GÖTÜRDÜĞÜ EVİN ENKAZI ALTINDA KALDI ÜSTEĞMEN NİŞANLISINI KURTARDI İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Van’a gönderdiği 83 kişilik arama kurtarma ekibi de Erciş’te çöken bir binadaki 3 öğretmeni canlı olarak enkazdan çıkardı. Öğretmenlerden biri de Üsteğmen Onur Eryaşar’ın nişanlısı Gül Karaçoban’dı. Eryaşar, arama kurtarma ekiplerine enkazı elleriyle kazıyarak yardım etti ve sonunda nişanlısını enkazdan yaralı olarak çıkardı. Alınan bilgiye göre, 3 öğretmenin kurtarıldığı binada başka öğretmenler de bulunuyor. Öte yandan Erciş’e bağlı Cami Kebir Mahallesi Alkanat Caddesi’ndeki 6 katlı binanın enkazında çalışmalarını yoğunlaştıran Sivil Savunma ve Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ekipleri, Seda Goldaş, Erkan Gürbüz ile 3 ve 5 yaşlarında 2 çocuğa ulaştı. Enkaz altından çıkarılan Goldaş, Gürbüz ve çocuklar, ambulanslar ile hastaneye kaldırıldı. Aynı bina enkazından cep telefonuyla 155 polis imdat hattını arayarak, bulunduğu yeri tarif eden Yalçın Akay da yaralı olarak kurtarıldı. Van yolu üzerindeki Bayramoğlu Apartmanı’nın enkazından 10 saat sonra 17 yaşındaki Zeynep Karataş sağ olarak çıkarıldı. Ekipler önce yaşam belirtisi göstermeyen Karataş’ın annesi Aynur Karataş’ı da enkazdan sağ çıkarmayı başardı. Anne ve baba ile aynı son! lanya Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nden emekli Kamil ve Atiye Atman çiftinin 7 yaşındayken evlat edindikleri tek kızı öğretmen Melike Atman, Erciş’te oturduğu evin çökmesi sonucu enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Ağustos ayında çekilen kurayla Van’ın Erciş ilçesine bağlı Salmanağa Köyü İlköğretim Okulu’na atanan Melike Atman’ın gerçek ailesini Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde 1995’te meydana gelen depremde kaybettiği öne sürüldü. O baba yeniden yıkıldı Neredeyse tüm gazetelerin sayfalarında yer bulan Vanlı bir babanın sözleri herkesi üzüntüye sürüklemişti. “Eşim ve 4 aylık bebeğim içeride” diyerek gözyaşlarına boğulan baba dün aldığı haberle bir kez daha yıkıldı. 7 katlı binanın önünde haykıran babaya acı haber verildi. Genç adamın 4 aylık bebeği ve karısının cesetlerine ulaşıldı. Ölüm haberini alan baba sinir krizleri geçirdi. Depremde Erciş sağlık ocağı da yıkıldı. Görevli iki doktorun enkaz altında kaldığı öğrenildi. A Enkazdan el ele çıkarıldılar Arama kurtarma çalışmaları sırasında Çorumlu 24 yaşındaki İngilizce öğretmeni Hasan Akbulut’un da cesedine ulaşıldı. Okulunu bitirdikten sonra bir süre atama bekleyen ve son atamalarda Van’ın Erciş ilçesine ataması yapılan, 1 aylık öğretmen Akbulut, enkaz altında kalarak can verdi. Acı haberi alan ailesi Çorum’dan tuttukları bir cenaze arabası ile Van’a gitti. Kardeşini aradı ama.. an’da yaşanan deprem felaketinin ardından hüzünlü hikâyeler çıkıyor. Bunlardan biri de enkaz altından kardeşiyle konuşurken son nefesini veren Çelik İlhan’a ait. İstanbul’da inşaatlarda çalışan Adem İlhan, depremi duyar duymaz köyünü aradığını, oradakilerin iyi olduğunu öğrenince Ercişte ki ağabeyini aradığını anlattı. Adem İlhan, ağabeyitelefonu açınca çok sevindiğini söyleyerek “Önce sevindim ama enkaz altında olduğunu söyleyince paniğe kapıldım. Konuştuktan bir saat sonra ağabeyimin sesi fısıltı haline geldi ve konuşamaz oldu” dedi. 1 AYLIK ÖĞRETMENDİ V epremde yıkılan binalar arasında 4 öğrencinin kaldığı bir öğrenci evi bulunuyordu. Kurtarma çalışmalarında 4 öğrenciden 2’sinin cesedi çıkarıldı. Cesetlerin, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Erciş Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık bölümü 1. sınıf öğrencileri Vehbi Taşar (23) ile Ömer Beyter’e (23) ait olduğu belirlendi. Taşar ve Beter’in cenazeleri Şırnak’a getirildi. Vakıf Camisi’nde kılınan namazın ardından cenazeler Bahçelievler Mezarlığı’nda yan yana defnedildi. Taşar ve Beyter’in yakınları, aynı sınıfta olan gençlerin cesetlerinin çıkarıldığında el ele olduklarını kaydetti. D Milli Eğitim Bakanlığı, Van merkez köylerinde 8 öğrencinin hayatını kaybettiğini, 6 öğrencinin yaralandığını, Van merkezinde 3, Erciş’te 19 olmak üzere 22 öğretmenin hayatını kaybettiğini açıkladı. Kesin bilgiler olmamakla birlikte Van merkezde 8 derslikli Gedikbulak Köyü İlköğretim Okulu’nun tamamen yıkıldığı, bunun dışında tamamen yıkılan okul bulunmadığı duyuruldu. MEB: 22 ÖĞRETMEN ÖLDÜ 12 yıl sonra aynı kâbusu yaşadı Marmara depreminde enkaz altında kalan öğretmen Hanife Kaya, Van’da da depreme yakalandı. 24 saat enkaz altında yaşam mücadelesi veren Hanife öğretmen, bir kez daha kâbus gibi saatler yaşadı. 17 Ağustos 1999’daki depremde Avcılar’da 8 saat enkaz altında kalan Hanife Kaya yaşadıklarını bir türlü unutamadı ve uzun süre depremin izlerini taşıdı. İki yıl önce evlenen Hanife Kaya, hayatını tam düzene sokmuştu ki Van’a tayini çıktı. Hanife Kaya, 7.2 büyüklüğündeki deprem sırasında arkadaşıyla birlikte evde bulunuyordu. Yaşadıkları 5 katlı apartman yerle bir olurken, iki öğretmen de enkaz altında kaldı. 24 saat sonunda arama kurtarma ekipleri, Hanife öğretmene ulaştı. Yasin Kaya enkazdan çıkarılan eşini ellerini tutarak hastaneye uğurladı. Enkaz başında arkadaşını bekledi üzüncü Yıl Üniversitesi resim bölümü öğrencisi 19 yaşındaki Tuba Işıktaş da markete gittiği için şans eseri hayatı kurtulanlardan. Yaşadığı için sevinse de arkadaşları için çok üzgün Işıktaş. Aynı sınıfta okuduğu Siirtli Emine Bozan’ın hâlâ enkaz altında olduğunu söyleyen Işıktaş “Binadaki 3 arkadaşımdan 2’si kurtarıldı ama bir tanesi hâlâ enkaz altında. O sağ çıkarılana kadar buradan ayrılmam” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ka Y dir Topbaş da gönderdikleri ekiplerinin, bir otelin enkazından Zafer Soydan ve İrfan Atasever isimli iki öğretmeni kurtardığını ve bir yurttaşın da cesedini çıkardığını açıkladı. GEA Arama Kurtarma Grubu Eğitim ve Koordinasyon Merkezi de toplam 38 kişilik ekibi ile bölgede arama kurtarma operasyonu yürütüyor. GEA ilk çalışmasında Hüsrevpaşa İlköğretim Okulu yanındaki binadan 4 kişi ile Halaköy’de 4 kişinin kurtarılmasında görev aldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle