25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 17 EKİM 2011 PAZARTESİ Bakanlık, tanımını yaparak yoksulluğu sınıflandıracak ve yardımları tek yasada toplayacak Yoksula sınıfına göre yardım SEVİL ARINAN ANAYASA CHP çerçeve belirliyor CHP’den anayasa için ‘özel’ yöntem önerisi: ‘Öneri Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesin’ TÜREY KÖSE ANKARA Kadına yönelik şiddeti önleme çalışmalarını sürdüren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, şiddet nedenleri arasında gösterilen yoksullukla ilgili çalışma yürütüyor. Yoksulluğun tanımını yaparak sosyal yardımları tek yasada toplayacak olan bakanlık, yoksulları sınıflandırıp maddi yardımda bulunacak. Bölgesel yardımları kapsayan yeni düzenlemeden maaşlı çalışanlar da yararlanabilecek. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, sosyal yardımlar için başlattığı çalışmayı yasa taslağı aşamasına getirdi. Taslağa göre, öncelikle yoksulluğun tanımı yapılacak. Yoksulları A, B ve C biçiminde sınıflandıracak olan ba Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, şiddet nedenleri arasında gösterilen yoksullukla ilgili çalışma yürütüyor. Bakanlık yoksulları sınıflandırıp maddi yardımları buna göre yapacak. kanlık, buna göre yardımları da kategorilere ayıracak. Yardımların asgari ücreti geçmemesi öngörülürken, aileleri “tembelliğe” teşvik etmemek için önlemler de alınacak. ‘İş bulamayana yol gösterilecek’ Çalışmalar kapsamında şu an bakanlıktan yardım alan 2.5 milyon aile tekrar gözden geçirilecek, yoksul aileler tarama yöntemiyle belirlenecek. Ayrıca yoksul olduğunu bakanlığa bildirenler de başvuruda bulunabilecek. Yasa kapsamında yoksulluğun önemli nedenleri arasında gösterilen işsizlik için de adım atılacak. Bakanlık, iş bulmanın yöntemleri dahilinde çalışabilir durumdaki yoksul aileleri istihdam edilmesi yönünde yol gösterip uzmanları aracılığıyla yönlendirecek. Hane bazlı yoksulluğun da haritasını çıkaracak olan bakanlık, bölgesel yardımda da bulunacak. Ayrıca ailenin yoksulluk durumuna göre farklı düzeylerde yardım yapılacak. Türkiye’nin 7 bölgesine ayrı ayrı uygulanacak yardımlarda her ailenin gelir durumu belirlendikten sonra kişi başına gelir hesaplanıp destek sağlanacak. Ayrıca farklı mevzuatlarla düzenlenen sosyal yardım, temel hizmet yasasında birleştirilecek. Yıl başından sonra yaşama geçirilecek uygulamada, ailelerin temel ihtiyaçları dikkate alınacak. Şu an 3294 numaralı yasa ile ailelere yapılan sosyal yardımlar, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan, bu kuruluşlardan aylık gelir almayan yurttaşlara, Merkez Bankası gözetiminde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’ndan veriliyor. Yardımlar ise il ve ilçelerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yoksula ulaştırılıyor. Yeni uygulamada ise yardımların bakanlık üzerinden yapılması planlanıyor. Çıkmayan Can.. Akademi Meselesi İbni Sina der ki: “Bilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder.” Bu sözü, Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi önündeki heykelinde de yazılıdır. Konu, Türkiye Bilimler Akademisi’nin kapatılması ve yerine iktidarın denetiminde ve atamasında yeni bir akademinin kurulması. Bu konu üzerine titriyorum, çünkü, Akademi ve bilim, bu ülke ve geleceği ile ilgili. İktidar, Akademi’nin yasasını kanun hükmünde kararname ile değiştirdi; üyelerinin üçte ikisini hükümetin ve emrindeki YÖK’ün atamasını kararlaştırdı. Pratikte, Akademi hükümete bağımlı bir akademiye dönüştürüldü. Eğer 4 Kasım’a kadar hükümet kanun hükmünde kararnamede bir değişiklik yapmazsa değişiklik yasalaşıyor... O zaman hükümet de YÖK de Akademi’yi bitirmek için bütün hazırlıklarını yaptılar ve atamaları gerçekleştiriyorlar demektir. Akademi’den bir heyet Cumhurbaşkanı Gül ile görüştü. Cumhurbaşkanı, durumu yeniden görüşelim anlamına gelecek net olmayan tebessümlü yanıtlar vermiş anladığım kadarıyla. İlgili Bakan Nihat Ergün ve Başbakan Erdoğan ile konuyu görüştü mü bilmiyoruz. Ama süre doluyor. Akademi yönetimi, durum netleşinceye kadar istifayı dondurdu. TÜBA Başkanı, ünlü beyin cerrahı Yücel Kanpolat, “Biz doktorlar için, çıkmayan candan umut kesilmez” cümlesiyle durumlarını anlattı. Peki yasa değişmezse? Önemli bir çoğunluk kesin istifa edecek. Yeni ve özgür bir Bilimler Akademisi’nin kurulması için çalışmaların sürdürüldüğünü biliyorum. 150 kadar üye arasında 20 kadar üye istifa etmez, kalır, diyor, bir Akademi üyesi dostum. Onları “tuzu kurular” olarak nitelendiriyor, “Akademi siyasi iktidarın emrine girmiş, girmemiş umurlarında olmayabilir. Belki kendilerine yönetim mevkileri de açılır, beklentisinde olabilirler...” Akademi’nin hükümetle bir uzlaşı arayışı var. Akademi’nin yasa taslağında bazı değişiklikler yapılarak, hükümetin açıkladığı KHK’yi yürürlükten kaldırması ve yeni bir yasa üzerinde uzlaşma yapması beklentisi var. Uzlaşı taslağını görmedim, belki bir bilim insanı gönderir de öğreniriz, ama bugünkü yönetimin üzerine en fazla titrediği konu, üye seçme iradesinin sadece ve sadece Akademi yönetiminde olması. Umarım, uzlaşı taslağında, bu iradeyi bile anlamsız kılacak öneriler yoktur! ANKARA Anayasa değişiklikleri konusunda temel ilkeler ve yöntem konusunda önerilerini netleştireceği bir “çerçeve” metin hazırlayan CHP, “delinme” ve “son dakikada AKP müdaheleleri”ni önlemek için “istisnai, özel” görüşme yöntemleri belirlenmesini istiyor. AKP yeni anayasa kampına girerken CHP yönetimi de Uzlaşma Komisyonu’nun önümüzdeki hafta yapacağı ilk toplantı öncesinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Süheyl Batum, Atilla Kart ve Rıza Türmen’le bir araya geldi. CHP’nin anayasa konusundaki temel yaklaşımlarının ortaya konacağı çerçeve metnin 21 Ekim günü toplanacak Parti Meclisi’nde de ele alınması bekleniyor. CHP’nin istediği bazı “özel” yöntemler şöyle: Uzlaşma Komisyonu’nda grubu olan partiler 3’er üyeyle temsil edildiğinden 12 üye yer alacak. CHP, kararların “oybirliği” ya da “nitelikli çoğunluk”la alınmasını istiyor. CHP, iktidar partisinin Anayasa Komisyonu’nda bazı konularda “müdahelede” bulunarak uzlaşma dışına çıkılmasını istemiyor. Uzlaşma Komisyonu’nun bir anlamda “Anayasa Komisyonu misyonu” üstlendiği görüşünden hareketle, bu önerinin Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeden doğrudan genel kurula indirilmesini istiyor. Anayasanın 175. maddesine göre, anayasa değişiklik önerileri genel kurulda iki kez görüşülüyor ve üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla kabul ediliyor. CHP, bu maddede “geçici” bir düzenleme yapılarak değişiklik önerilerinin madde madde değil, biraz daha genişletilerek, blok oylama yapılmasını istiyor. Böylece, gizli oylamada bazı maddelerin değişiklik paketinden düşmesini önlemek amaçlanıyor. DANIŞTAY ‘İhbarcılığı’ iptal etti MUSTAFA ÇAKIR Sağanak son yolculuğuna uğurlandı Gazeteci Aykut Sağanak (71) dün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Aykut Sağanak, ikindi vakti Şakirin Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Gazetemiz foto muhabirlerinden Kaan Sağanak’ın amcası olan Sağanak’ın cenaze törenine ailesi ve yakınlarının yanı sıra Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve TGC Başkanı Orhan Erinç, gazeteci Murat Çorlu, Cengiz Özyalçın ve arkadaşları katıldı. Şakirin Camisi’nde düzenlenen törende Sağanak’ın eşi Özden ve oğlu Ahmet Kunt Sağanak cami avlusunda taziyeleri kabul etti. Aykut Sağanak’ın cenazesi daha sonra ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Tamgüne ‘sözleşme’ ayarı YÖK Başkanı Özcan: Doktorlarımızın saat ücreti karşılığında üniversitede ders vermeleri, asistan yetiştirmeleri söz konusu ANTALYA (AA) YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, muayenehanesi olan ya da başka bir yerde çalışan öğretim üyeleri için sözleşmeli öğretim üyeliği statüsüne geçileceğini söyledi. YÖK ve Sağlık Bakanlığı arasında yapılan görüşmeler sonucu yeni yapılacak düzenleme ile “Tamgünden ayrılıp dışarı giden doktorların saat ücreti karşılığında üniversitede ders vermeleri, asistan yetiştirmeleri söz konusu” diyen Özcan, “Buna göre, saat ücreti 300 TL. Ancak 600 TL’ye kadar çıkabilir. Doktorlarbu şekilde ayda en fazla 40 saat çalışabilecek” dedi. Özcan, “Tamgün” yasası ve son olarak çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) sonrasında üniversite hastanelerinde görev yapan öğretim üyelerinin durumu, üniversite hastanelerinin yaşadığı sıkıntılar ve bu konularda yeni yapılacak düzenlemeyle ilgili yaptığı değerlendirmede, dışarda muayenehanesi olan üniversite hastanelerinde öğretim üyesi olarak görev yapan akademisyenlerin çalışma esaslarına ilişkin olarak ilgili YÖK üyeleri ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve ilgili yetkililerle bir metin üzerinde çalışıldığını anımsattı. Yeni bir taslak hazırlandığını söyleyen Özcan, yeni tasarıda öncekine ilaveten dışarıda çalışan öğretim üyeleri için bir anlaşmalı statü getirildiğini ifade etti. Yusuf Ziya Özcan, “Sözleşmeli öğretim üyeliği statüsüne geçiliyor. Bu, ancak üniversiteden ayrılarak dışarıda çalışanlar için geçerli” diye konuştu. ‘Yeni taslak hazırlandı’ ANKARA Danıştay 5. Dairesi, sendikaların “ispiyonculuğu” dayattığı gerekçesiyle eleştirdikleri, devlet memurlarını “görevleri sırasında haberdar oldukları, konusu suç teşkil eden durumları yetkili makamlara bildirmekle yükümlü tutan” yönetmelik değişikliğini iptal etti. Devlet Memurlarının Şikâyet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik’te 19 Eylül 2009 tarihinde değişiklik yapılmıştı. Yapılan değişiklikle yönetmeliğe “devlet memurları, görevleri sırasında haberdar oldukları, konusu suç teşkil eden durumları yetkili makamlara bildirmekle yükümlüdürler” ibaresi eklenmişti. KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) bu ibarenin 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na aykırı olduğunu savunarak iptalini istemişti. BES ayrıca, yönetmeliğe eklenen ibarenin ihbar yükümlülüğü getirmesinin yasaya aykırı olduğunu ve “ispiyonculuğu” dayattığını savunmuştu. Danıştay 5. Dairesi, açılan davada oyçokluğuyla iptal kararı verdi. Dairenin kararında, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası ile devlet memurlarına; “kurumlarıyla ilgili işlerinden müracaat, kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı da şikâyet etmenin bir hak olarak tanındığı, bu hak uyarınca yapılacak müracaat ve şikâyetin kapsamının devlet memurlarının kendi işlerinden dolayı veya kendilerine yapılan uygulamalarla ilgili olacağının belirtildiği, diğer hususlara ilişkin olarak ihbar yükümlülüğü getirilmediğine” dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı, Bakan ve Başbakan, Akademi’yi kendi doğası içinde bırakmanın ve desteklemenin önemini görmeliler. Akademi, tamamen kendi bilimsel ölçütleriyle hareket etmelidir. Şüphesiz Akademi’ye öneriler yapılabilir, örneğin ben eleştiriyorum: Akademi üyelerinin ortalama başarımından çok daha sayısal ve niteliksel başarıya ulaşmış bilim insanları varsa, onları dışarıya bırakmamalısınız! Adalet duygusu yara alır ve siz de eleştiri alırsınız... Burası Türkiye kardeşim! Biliyorsunuz, dünya akademileri de ayağa kalktı. Açıklamalar, protestolar... yanlıştan dönülmesi çağrıları... Akademilerin dünyada 400 yılı aşan bir tarihi vardır. Geleneksel olarak iktidardan bağımsız, özerk yapılara sahiptirler. Dünyanın sayılı bilim akademileri ve Science ve Nature gibi bilim dergileri, Türkiye’deki olaya bu nedenle de büyük bir ciddiyetle eğildiler. Türkiye’de bizim bilim insanları da bir sınav arifesinde. Bazı istifa etmeyecekler diyor ki “kardeşim devletten para gelmezse Akademi yürümez... Durumu kabullenelim!” Yürür! Yürümeli! O zaman şapkanı al git kardeşim! 150 kadar üyeden en az 100 kişi istifa edip yeni Akademi için 5000’er lira koysalar, 500 bin lira eder! Hepsi bu özveriyi gösterebilir ve tarihsel bir sürece imza atan kahramanlar olurlar... Birkaç ay içinde alacakları destekle birkaç milyon liraya ulaşırlar. Hiç kuşkunuz olmasın, birisi de çıkar evini bağışlar size! Ama ilk taşı sizler koyacaksınız, millet görecek, bunlar ne kadar ciddi! Öyle armut piş ağzıma düş, yok... Hükümetin kucağına ölü bir akademi bırakacaksınız: Siyasetin resmi uyduruk akademisi! Dünya akademileri ile sizler ilişki kuracaksınız! Bir dizi projenize akademilerden destek bulacaksınız. Gelişmeyi büyük bir merakla ve ilgiyle izliyoruz! CHP’Lİ TAMAYLIGİL’DEN ERDOĞAN’A YANIT ‘Köstebek adalete zararlı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Kardeşim sigarayı içmezsin , alkolü biraz daha az tüketirsin olur biter” sözlerine “Sigaranın sağlığa zararı kadar, köstebek de hukuka, adalete zararlıdır” diye tepki gösterdi. Tamaylıgil sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakan zamları gözlerden gizlemek için sigara tiryakisine bırak, içki içene az iç, diyor ancak elektrik ve doğalgaz zamları için henüz söyleyecek sözü olmadığını ortaya koyuyor. Kabul edelim ki sigara sağlığa zararlı, bunu tıp da bilim de doğruluyor. Ancak ortaya çıkan gerçekler bir doğruyu daha gözler önüne serdi. Şüphelileri, suçlarını gizlemeye, delilleri yok etmeye, karartmaya çağıran eski İçişleri Bakanı, bugünün Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da hukuka adalete zararlıdır.” CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da, zamlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Pırlantaya sıfır vergi uygulanırken, vatandaşın tüketim ürünlerine yönelik yapılan zamlar Türkiye’de ancak AKP iktidarında görülebilecek bir durumdur” dedi. Elektriğe ve doğalgaza yapılan zammın üzerinden 20 gün geçmeden ÖTV’de yüksek oranda artışa gidildiğini belirten Oğuz Kaan Salıcı, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de cari açık bu yılın ilk sekiz ayında 2010’un aynı dönemine göre yüzde 102 oranında artmışken yapılan son zamlar, AKP hükümetinin cari açığı vatandaşın cebinden kapatma gayretinden başka bir şey değildir. Unutulmamalıdır ki emek kesimi yalnız değildir. Emeği, birikimleri, özgürlüğü, ekmeği ‘güncelleme’adı altında gasp edilyen yurttaşlar günü geldiğinde hükümeti de mutlaka güncelleyecektir.” Sezer’den Şamiloğlu’na veda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir süredir tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren eski Danıştay üyesi Reşat Şamiloğlu’nun Kocatepe Camisi’ndeki cenaze törenine katıldı. Sezer, aile ve yakınlarına başsağlığı diledi. Törene Sezer’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile bazı vekiller de katıldı. İstanbul Haber Servisi Sosyalist Demokrasi Partili (SDP) kadınlar “Barış için ses ver” sloganıyla protesto gösterisi yaptı. Taksim Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar “Kadınlar savaş istemiyor” sloganları atarak, ellerindeki vuvuzelalarla savaşa karşı ses çıkardı. Kadınlar adına açıklama yapan Sevda Yeliznar, savaşın sonucu olan ölüm, tecavüz, zorunlu göç ve yoksulluk gibi bedelleri ödemek istemediklerini vurguladı. SDP’li kadınlar: Barış için ses ver C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle