18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 10 EKONOMİ CUMHURİYET 17 EKİM 2011 PAZARTESİ [email protected] Türkiye enerji ithalatına 33.2 milyar dolar akıttı Ekonomi Servisi Türkiye’nin enerji ithalatı yılın ilk sekiz ayında yüzde 43.2 artarak 33.2 milyar dolara çıktı. Türkiye hububat ve hububat ürünleri ithalatına 1 milyar 545 milyon dolar kaynak ayırırken yağlı tohumlar, yağ ve meyve veren meyveler ithalatı yüzde 7 artışla 1 milyar 199 milyon dolara yükseldi. Sekiz ayda canlı hayvan ithalatı 606.4 milyon dolar, et ve et ürünleri ithalatı 443 milyon dolar oldu. Meyve ve sebze ithalatı 640 milyon dolar, balıklar ve diğer deniz ürünleri ithalatı 113.3 milyon dolar, süt ve süt ürünleriyle yumurta ithalatı 62.2 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin dayanıklı tüketim malları ithalatı yüzde 32.9 artışla 2 milyar 966 milyon dolara ulaşırken binek otomobil ithalatı yüzde 54 artarak 5 milyar 428 milyon dolara, motorlu kara taşıtları ithalatı yüzde 50.6 artışla 11 milyar 30 milyon dolara yükseldi. Metal cevheri, döküntüler ve hurdalar ithalatıysa yüzde 42 artarak 7 milyar 52 milyon dolar oldu. Ömür internette tükeniyor ençler, bütün bir hafta 50 saatini sosyal medyada geçiriyor. (25 saat hafta içi, 25 saat hafta sonu.) Bu süre 25 adet film izleme ile eşdeğer. Haftada ortalama 6 gün Facebook’a, 5 gün Twitter’a girili G Türkiye’de her 10 gencin 9’u sosyal medyada ve zamanlarının çoğunu sosyal medyada harcıyor. Gençlerin uyumadıkları zamanın yarısı sosyal paylaşım sitelerinde geçiyor. Bir Maniniz Yoksa, Komünizm Gelecek Tarih 21 Ağustos 2011. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan televizyon ekranında. Türkiye’nin temellerinin sağlam olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Şu anda Avrupa’nın, Amerika’nın borçlu bir bütçe açığı çok şükür bizde yok. Bir borç stoku sorunu çok şükür bizde yok. Şu anda kamunun net dış borcu milli gelirimizin yüzde 1’inin altına indi”. Ve geçen hafta yapılan ÖTV, harç düzenlemeleriyle boca edilen vergi yağmuru… Bakan Şimşek’in ifadesiyle 5.5 milyar TL’lik bir vergi bindirmesi… Madem bütçe açığı sorununuz yok, neden bu insafsız bindirme? Efendim, cari açığı azaltmak içinmiş… Vergisi arttırılan ana ürünler içki ve sigara. Yani AKP rejiminin sessiz ve derinden inşa halinde olduğu tutucumuhafazakâr hayatın “günahları”… Zamlarla terbiye ediyorlar. Artık 70’lik bir rakı 37.5 TL yerine 45 TL. Zehir ettiler rakıyı, daha da edecekler. Hem zamla, hem yasakla… Gerçek niyeti RTE faş etti zaten: “…Alkolü daha az tüketsinler…” Harcıâlem cep telefonlarına vergi saldılar. 40 TL’ye alınacak cep telefonu için artık 200 TL ödenecek. Bir de göstermelik lüks otomobile bindirilen vergi var. Güya bununla ithalatı azaltacaklar. Lüks otomobili alma gücü olanı, o kıytırık vergi mi caydıracak? AKP rejimi vurun abalıya misali, dolaylı vergileri bindirdikçe bindiriyor. yor. Gençlerin tamamına yakını her gün Facebook’u ziyaret ediyor. Twitter hesabı olanlar ise haftada en az 4 kere hesaplarına giriş yapıyor ve tweetleri takip ediyor. Youth Insight’ın, gençlerin sosyal medyadaki davranışlarını anlamak, sosyal medya yoluyla markalar ile aralarında kurdukları ilişkinin boyutunu tanımlamak için bir araştırma yaptı. Araştırmaya 7 bölgeden 500 lise ve 500 üniversite öğrencisi katıldı. Araştırmaya göre gençler, sosyal medyayı, toplumun diğer kesimlerinden çok daha hızlı benimsiyor ve hayatlarının vazgeçilmez bir ögesi haline getiriyor. Araştırmaya göre her 10 gencin 9’u sosyal medyada ve zamanlarının çoğunu sosyal medyada harcıyorlar. Gençlerin uyumadıkları zamanın yarısı sosyal paylaşım sitelerinde geçiyor. Üniversite öğrencilerinin ortalama arkadaş sayısı 400, lise öğrencilerinin ise 439 çıktı. Facebook’ta ortalama 415 arkadaşları var: Yani, bir markanın sadece 2.500 kişiyi bir araya getirerek 1 milyon kişiye ulaşma imkânı var. Ünlü markalara meraklılar Youth Insight’ın araştırmadan çıkan çarpıcı sonuçlar şöyle:  Üniversitelilerin yüzde 71’i en çok akşam 20.0002:00 arası Facebook’a giriyor. Liselilerin ise yüzde 67’si 16:0000.00 arası Facebook’ta daha çok vakit geçiriyor.  Facebook’ta yaklaşık her iki gençten biri, en az bir markanın sayfasını takip ediyor. Facebook’ta marka sayfalarının takip edilme oranı üniversite öğrencileri için yüz de 43, lise öğrencileri için ise yüzde 49 çıktı. Beğenilen/takip edilen marka sayısı, ortalama 17. En çok beğenilen sayfalar, hazır giyim ve telekomünikasyon markalarının sayfaları.  Sosyal medyada çıkan markalar hakkındaki olumlu ve olumsuz yorumlar, her iki gençten birini etkiliyor. Olumsuz yorumlardan etkilenme oranı, olumlu yorumlara göre daha fazla.  Twitter’da üniversite öğrencilerinin takip ettiği ortalama ünlü sayısı 24, lisede ise 22.8 çıktı.  Twitter’da liselilerin yüzde 43’ü ve üniversitelilerin yüzde 39’u en az 1 ünlü sayfasını takip ederken, en az 1 marka sayfasını takip etme oranları sırası ile yüzde 18 ve yüzde 9’da.  Her 10 gençten yalnızca 1’i kendisine ait bir bloga sahip. Blog sahipleri, haftada ortalama 2 kere paylaşım yapıyor. Nabucco’ya 500 milyon dolarlık boru Özbal’dan Ekonomi Servisi Nabucco Projesi’ne çalışacak ayrı üretim bandı kuran Özbal, proje için ihtiyaç duyulan 3.5 milyar dolarlık çelik borunun yüzde 15’ini üretecek. Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanı Yücehan Öztüre, tamamı 11 milyar dolara mal olması planlanan Nabucco Projesi için 4 yılda 500 milyon dolarlık satış yapmayı planladıklarını söyledi. Türkiye’nin, Avrupa, Orta Asya ve Ortadoğu arasında bir enerji koridoru olma özelliği taşıdığına işaret eden Öztüre, hedeflerinin Nabucco’nun yanı sıra Kuzey Afrika ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve yüzyıllık altyapısıyla artık ihtiyacı karşılayamayan Avrupa ülkeleri olduğunu anlattı. Öztüre, bu yıl Katar, Cezayir ve Norveç’te toplam 18 milyon dolarlık projeyi hayata geçirdiklerini ifade etti. Geçen hafta gazeteleri meşgul eden iki önemli gelişme aklıma 2000’li yılların başında, Irak savaşı öncesinde yaşananları getirdi; anlığımda bir analojiyi tetikledi. “Gündemde yine büyük bir savaş mı var?” diye düşünmeden edemedim. Hafta ortasında ABD yönetimi İran’ı, Suudi Arabistan’ın Washington Elçisi’ne suikast düzenlemeye kalkmakla suçladı. Başkan Obama, “İran bu tehlikeli, pervasız girişimin hesabını mutlaka verecektir” dedi. “Uluslararası topluluk”tan, İran’ın bu girişimiyle ilgili olarak ABD’nin önlerine koyduğu kanıtlara güvenilmesini istedi. Bankalar ve piyasa ekonomisine karşı New York’un mali merkezi Wall Street’te geçen ay başlayan protesto eylemi hafta sonunda 951 kentte yankılanarak tüm dünya ekonomisine yayıldı, 10 yıl sonra yeniden bir küresel başkaldırı dalgasıyla karşı karşıya olduğumuzu düşündürdü. Bunlar aklıma, 1999 Seattle olaylarından sonra gelişmiş kapitalist ülkelerin büyük kentlerine yayılmaya başlayan “küreselleşme karşıtı” protestoları, Dünya Toplumsal Forumu’nu getirdi. O zaman da bir borsa krizi yaşanmıştı; “depresyon” olasılığından söz ediliyordu. Dünya medyası gittikçe güçlenen, yayılan, sertleşmeye başlayan protestoları tartışıyor, kimileri eylemcilerin haklılığından söz açarken kimileri de olmadık hakaretler yağdırıyordu. Yine “kapitalizmin üzerinde dolaşan hayaletten” bahsediliyordu. O sırada ABD’de başkanlık seçimleri yapıldı. Seçimlerden muhafazakâr parti, neocon siyasi ekip zaferle çıktı. Seçimler Intel Capital’den Grupanya’ya yatırım Intel’in global yatırım kuruluşu Intel Capital, Türkiye’nin önde gelen eticaret şirketi Grupanya’ya yatırım yaptı. Intel Capital, sağlayacağı finansal desteğin yanı sıra geniş teknoloji birikim ve deneyimiyle Grupanya’nın yeni yetenekler geliştirmesine ve hizmetler sunmasına da yardımcı olacak. Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, “Türkiye genç nüfusu ve mühendisleriyle çok önemli bir ülke. Teknoloji Türk şirketlerin önünde en büyük fırsat. Türkiye’ye yatırım ve destek şart. Intel Capital de ülkemizde yatırımlarını sürdürecek. Burada birçok yeni şirketle de görüşmelerimiz sürüyor” dedi. Siber suçta kayıp artıyor HP’nin araştırmasına göre siber suçların yol açtığı zarar yılda ortalama 5.9 milyon dolar. Siber saldırıların neden olduğu kayıplar ise yılda 1.5 milyon ile 36.5 milyon dolar arasında değişiyor. Siber suçların yol açtığı zarar 2010’da göre yüzde 56 artış gösterdi. HP Başkan Yardımcısı ve Kurumsal Güvenlik Genel Müdürü Tom Reilly, “Siber suç vakaları kurumların mali durumları için her geçen gün daha fazla tehlike oluşturuyor. Kuruluşlar güvenlik ve risk yönetimi teknolojilerinden yararlanmalı” dedi. Kaynak: Maliye Bakanlığı veri tabanı. 2011 verisi tahmindir. 2010’da yüzde 22 artışla vergi gelirleri 210 milyar TL’yi geçti. 2009’da milli gelirin yüzde 18.5’i olan vergi gelirleri, 2010’da yüzde 20’ye yaklaşacak kadar artmış oldu. 2011’in sonunda ise vergi gelirlerinin 232 milyar TL’yi bulacağı tahmin ediliyor. Tabii ki son vergi bindirmesi ile artabilir de bu… 2008’de yüzde 65 olan dolaylı vergilerin payı, ithalatın patladığı 2010’da yüzde 68.4’ü geçti, 2011 sonunda biraz daha artacağa benzer. Tüketici vergilerinin ağırlığını, gelirinin tümünü tüketmek zorunda kalan işçi, memur, emekli gibi dar gelirliler yüklenirken gelirden alınan doğrudan vergilerin de ağırlıklı kısmı, yine sayıları 13.5 milyonu bulan işçi ve memurlardan, 10 milyona yaklaşan emeklilerden, bordroda, kaynağında kesilerek toplanıyor. Şirket ve bankalardan, Kurumlar Vergisi adı altında alınanlar ise vergi gelirlerinin yüzde 10’undan ibaret. Vergi bindirmesi öyle fütursuz ki, TÜSİAD bile isyan etmiş. Bozuk saatin günde iki defa doğruyu göstermesi misali, şöyle buyurmuş Başkan Ümit Boyner, “Dolaylı vergilerin, gelirin büyük bir bölümünü oluşturması, özellikle düşük gelir gruplarının zarar görmesine, vergi adaletinin olumsuz etkilenmesine, üstelik vergi tabanının darlığının gözden uzak kalmasına neden olmakta. Dolaylı vergiler kolay toplanan vergilerdir, ancak her vergi kaynağının bir sınırı vardır ve o sınıra yaklaşıyoruz.” Boyner, bu kadar adil, o kadar vicdanlı ise neden kurumlar vergisinin yükünü, tahsilatını arttırın, diye bir öneri akıl etmez de o bildik, içi boş, gerçeklikle ilgisi olmayan klişeyi tekrar eder: “Kayıt dışı önlensin!..” Daha geçen hafta elektriğe yüzde 10, doğalgaza yüzde 15’e yakın zam yapıldı. Biliyoruz ki, bunlar ilk parti zamlar ve iki kalemde de yenilerinin eli kulağında. İçkisigara üstünden yapılan bindirmeleri, yakında yeni devletözel zam ve vergileri izleyecek. Bu kaçınılmaz. Çünkü dolar kuru 1.85 TL’ye sıçradı, basamak yaptı. Bunun getireceği kur farkından kaynaklanan fiyat artışlarını kimse sineye çekmez, tüketiciye bindirir. Antalya başta olmak üzere tarım alanlarını vurup geçen sel felaketi ile birlikte sebzemeyve fiyatları da hızla tavan yapacak. Alın size yeni bir enflasyon kaynağı. Yılın sonu geldiğinde tüketici enflasyonunun yüzde 10’u geçmesi kaçınılmaz oldu artık. Peki ücretler, maaşlar? Orada enflasyonu göğüsleyecek bir artış var mı? Yok. Tersine, Avrupa borç krizinin etkisiyle daralan çember bahane edilerek işçilerden patron sınıfı yeni fedakârlıklar isteyecek. 20082009 krizinde yaptıkları gibi, kıdem tazminatı yükünü göze alırlarsa, tensikata gidecekler ya da tensikatla tehdit edip ücretleri arttırmamayı, hatta yine 2008 ve 2009’da yaptıkları gibi, nominal ücretten bile kırpmayı deneyecekler. İktidar, 2012 bütçesinde maaşlara zamda eli sıkı davranıp memurları ve emeklileri yine düşük gelire talim ettirecek. Bunların üstüne bir de enerji tasarrufu bahanesiyle mesai saatini sabah saat 7’lere çekip cumartesini de işgünü ilan edip sömürü takvimini uzatmaya yeltenmezler mi? AKP rejimi, vergi, zam, işsizlik, angarya ile sokağın sabrını taşırmak için ne lazımsa yapıyor. TÜSİAD’ın endişesi neden sanıyorsunuz? Yunan halkı başta olmak üzere Avrupa’da, Amerika’da yükselen sokak muhalefeti, Türkiye’nin sokaklarından da taşacak. Latife kabul edin: Bir maniniz yoksa, merhum Celal Bayar’ın korktuğu hayalet görünebilir, “bu kış komünizm gelebilir!..” iPhone 4S kapışıldı Apple, yeni telefonu iPhone 4S’yi geçen cuma günü 7 ülkede satışa çıkardı. Şirket 3 günde yaklaşık 4 milyon adet yeni iPhone sattı. ABD’deki mağazaların çoğunda yeni telefonun ilk sahiplerinden olmak isteyen yüzlerce insan geceden mağaza önlerinde kuyruklar oluşturdu. Apple’ı Steve Jobs ile birlikte kuran kişi olan Steve Wozniak da California’daki bir mağazanın önünde oluşan kuyruğun en başındaydı. iPhone 4S’nin en düşük modeli olan 16 gigabaytlık telefon, ABD’de 2 yıllık sözleşme karşılığında 199 dolara satılıyor. iPhone 4S’in Türkiye’ye geliş tarihiyle ilgili tahminler erkene çekildi. Daha önce ocakta Türkiye’de olması beklenen cihazın gelişi ekim ayı sonu olabilecek. Skype artık Microsoft’un Görüntülü konuşma hizmeti sunan Skype yazılımı artık resmi olarak Microsoft bünyesinde. Microsoft’un 8.5 milyar dolar ödeyerek bu yılın mayıs ayında başlattığı satın alma işlemi tamamlandı. Skype’ın Üst Yöneticisi (CEO) Tony Bates, bundan böyle Microsoft’un Skype departmanının başkanı olacak. Çalışanlar da aynı şekilde Skype departmanına aktarılacaklar. öncesinde yoğunlaşan “yeni savunma stratejisi tartışmaları”, küreselleşmenin, serbest piyasa düzeninin ABD’nin yaşamsal çıkarları kategorisine girdiğinde, ancak ABD hegemonyasının ekonomikkültürel zemininin zayıfladığında hemfikir oluyordu. Bu koşullarda, önce 11 Eylül 2001’de ABD toprağında insan aklını zorlayan vahşette bir terörist eylem gerçekleşti. Batı ülkeleri hemen ABD’nin etrafında toplandılar. ABD bu iklimden yararlanarak, “Yeni Savunma Stratejisi”ni açıkladı, Taliban hükümetinin görüşme çabalarını bir kenara iterek Afganistan’a saldırdı. İkinci adım olarak ABD “Irak’ta kitle imha silahları var” iddiasıyla Batı ittifakını arkasına alarak Irak’ı işgal etmeye hazırlandı. Ancak inandırıcı olamadığı için de bu işi İngiltere’yle birlikte üstlenmek durumunda kaldı. 20012003 arasında, dünya ekonomisi (neoliberal model) küreselleşme karşıtı savları doğrulayan bir depresyonun eşiğine gelmiş olmasına karşın 11 Eylül ve savaşlar, tartışma iklimini değiştirdi; küreselleşme karşıtı hareket “savaş karşıtı harekete” dönüşmeyi denedi ama başarılı olamadı, giderek söndü. Bu sırada merkez bankaları tarihte görülmemiş çapta bir parasal genişlemeye giderek depresyon tehlikesini ötelediler. Ama finansallaşma gelişmeye devam ettiğinden, bastırılan kriz eğilimleri 2007’de daha büyük bir güçle geri geldi. Bu sırada ABD’nin “imparatorluk” atılımı fiyaskoyla sona erdi, hegemonyasının gerileme süreci yeniden üstelik ivme kazanarak hızlandı. Ve bir komedi ABD yönetiminin İran’ın Suudi Arabistan elçisine yönelik suikast girişimine ilişkin iddiaları Adalet Bakanı Eric Holder’in ağzından açıklaması, iddiaların ağırlığına işaret ediyordu. Ancak, FBI Başkanı Robert Muller’in, “Harekât Kızıl Koalisyon” kod adı ile gerçekleştirilen operasyonda ele geçirdikleri bilgilerle ilgili açıklamasındaki, “adeta bir Hollywood senaryosu gibi” ifadeleri, anında tartışmaların tonunu belirledi. Washington Post’tan Ignatius’un, Karla’ya (Le Carre’nın ünlü romanındaki olağanüstü zeki, tecrübeli KGB şefi) benzettiği Kasım Süleyman’ın yönetimindeki, doğrudan “yüce lider” Hamaney’e bağlı Kudüs Kuvvetleri’nden Golam Şakuri adlı biri, Texas’ta ikinci el otomobil satan İran asıllı Amerikalı Mansur Arabsiar’la ilişki kurmuş, Suudi Arabistan’ın Washington Elçisi’ni öldürmek üzere bir kiralık katil ayarlamasını istemiş. Bu iş için Arabsiar’ın Amerika’daki banka hesabına, İran’dan (!),100.000 dolar transfer edilmiş. Arabsiar, Meksika uyuşturucu kartellerinin katilleriyle ünlü Zeta örgütüyle ilişkiye geçiyorum zannıyla, aslında bir FBI ajanıyla temas kurmuş. Arabsiar, kartelin aracısı sandığı ajana, Tahran’da bir üst düzey yetkilinin yeğeni olduğunu da anlatarak bu iş karşılığında 1.5 milyon dolar ve ABD Afganistan’dan çekildikten sonra (!) sınırsız miktarda afyona erişme olanağı teklif etmiş. Gerçekten Hollywood senaryolarını andırıyor, ama kimsenin filme çekmek istemeyeceği kadar kötü... Ama burası ABDOrtadoğu İki gelişme, bir analoji Gündemde Yine Savaş mı Var? Yaklaşık bir yıldır dünya ekonomisinde bir muhalefet hareketi yükseliyor. Bu hareket en çarpıcı örneklerini önce Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da verdiği için, birçok yorumcu, özellikle jeopolitik gözlüğüyle bakanlar, hareketin evrensel boyutunu kavrayamadılar; Avrupa’daki protesto eylemleriyle ilişkisini kuramadılar. Ancak “Wall Street işgali” eylemi, hafta sonunda eylemin dünya çapında yayılarak yankılanması, dalganın evrenselliğini kesinlikle kanıtlamış oldu. Bu dalga, küreselleşme karşıtı dalgaya benzemekle birlikte, kapitalist ekonomiyi, liberal demokrasiyi hedef alarak, daha önce görülmemiş eylem ve örgütlenme biçimleri sergileyerek, sanırım daha hızlı gelişiyor. Bu sırada, Marx’ın “ilk kez trajedi, ikinci kez komedi” sözlerini kanıtlarcasına yine ABD toprağında bir terörist eylem (bu kez yalnızca girişimi) iddiasıyla karşı karşıyayız. 11 Eylül saldırısını Irak’a kadar uzatan çevreler bu kez, bir süredir gözlerini diktikleri İran’ı suçluyor, “uluslararası topluluğu” İran’a karşı harekete geçirmek için kollarını sıvıyor. kavşağı; olayı anlayabilmek için bazen görünenin tam aksini düşünmek gerekebilir. Örneğin, casusluk, istihbarat konularında uzmanlaşmış yorumcular, geçmişte son derecede başarılı suikastlara imza atmış İran’ın, bu kadar kötü bir senaryo ile yola çıkacağına inanmanın çok zor olduğunu düşünüyor, bu senaryonun bir ABD tezgâhı olabileceğini ima ediyorlar. Bu konuda kesin bir yargıya varmamıza yardım edecek bilgilere sahip değiliz. Ama bu “suikast girişimi” sayesinde ABD’nin birden fazla kuşu vurmayı başardığı kolaylıkla söylenebilir: (1) İran’ı başkalarının toprağında suikastlar düzenleyen bir “haydut” ülke olarak niteleyip “uluslararası topluluğun desteği” sağlanarak daha sert, giderek doğrudan bir savaşa açılacak uygulamalarla İran tecrit edilebilir. (2) ABD, “Arap Baharı” sırasında Suudi Arabistan’la zayıflayan dostluğunu yeniden güçlendirebilir. (3) Suudi Arabistan’la İran arasındaki “soğuk savaş” bölgesel rekabet, sıcak savaşa doğru tırmandırılabilir. (4) Bu tırmanma, İsrail’in güvenliğini arttırmanın yanı sıra İsrail’in Sünni Arap eksenine eklenmesini getirebilir. (5) Son dönemde, nükleer programıyla ilgili 5+1 grubuyla yeni görüşmeler için yeni girişimleri gündeme getirmeye başlayan İran’ın önü kesilerek İsrail’in bölgedeki “nükleer bomba tekelini elinden kaçırma” korkusuna cevap verilmiş olur. Sonuç olarak, ABD merkezli neoliberal düzene (ABD hegemonyasının kalbini hedef alan) karşı küresel bir toplumsal muhalefet dalgası yükselirken komplo senaryolarını içeren karışık olayların gündeme gelmeye başlaması hiç de hayırlı bir işaret değil... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle