23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EK M 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER O DA ÖLDÜRÜLDÜ 3 açısından görülmekle kalmamış, yerli ve yabancı, sivil toplum kuruluşları ve resmi örgütler tarafından da kabul edilmiştir. Ne yazık ki ülkeyi yönetmek sorumluluğu taşıyan AKP iktidarı, ülkemizdeki ifade özgürlüğü sorunları açısından tam bir reddiye içindedir: Bu reddediş neredeyse mizahi boyutlardaki inkârcı söylemlerle ifade edilmektedir: Örneğin 17 Şubat 2011’de zamanın İçişleri Bakanı Beşir Atalay ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin sözlerini değerlendirirken “Türkiye, basın özgürlüğü açısından Amerika’dan daha çok basın özgürlüğünün olduğu bir ülkedir” demişti. Örneğin 7 Nisan 2011’de zamanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Bülent Arınç, Türkiye’de hiçbir gazetecinin işini yapmasından ötürü tutuklanmadığını iddia etmiş ve Ergun Poyraz’ın kitaplarını ele alarak, “Türkiye’de hükümetlere karşı, parlamentoya karşı bir psikolojik harekât başlatılmıştı. AK Parti’nin önde gelen üç kurucusu Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı hakkında bu kişiye birileri kitap yazdırdı” demişti. Örneğin, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki baskıları eleştirdiği 2011 “İlerleme Raporu” hakkında konuşan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış 13 Ekim 2011 tarihinde “Son 9 yılda basın özgürlüğü konusunda tarihte hiçbir hükümetin cesaret edemediği düzenlemeleri AK Parti hükümeti hayata geçirmiştir. Şu anda mesleğinden dolayı cezaevlerinde tutuklu bulunan ve hüküm giymiş tek bir gazeteci dahi yoktur. Mesleği ile ilgisi olmayan illegal faaliyetlerde bulunmuş bazı gazetecilerin yargılanması ve bu kapsamda tutuklanması tamamen yargının tasarrufunda bir husustur” dedi. MEB, EğitimBirSen’in sorularını yönetici adaylarına sordu Korktuğu başına geldi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kadına yönelik cinayetler zincirine dün İzmir’den gelen kadın cinayeti eklendi. Bornova’da 4 çocuk annesi Ferdane Ç. (29) ayrı yaşadığı eşi S.Ç. (23) tarafından bıçaklanarak öldürüldü. S.Ç. yakalanırken Ferdane Ç’yi bıçakladığı sırada evde ve evin çevresinde bulundukları belirlenen 5 yakını da gözaltına alındı. Avukatı Asil Özçelik, “Çiftin 27 Ekim’de boşanma davası görülecekti. Zanlı 1 ay önce de kadının evine gelmiş, bıçaklı saldırıda bulunmuş. Bunun üzerine Aile Mahkemesi zanlıya ve kardeşine, kadına ve ailesine 6 ay yaklaşmama cezası verdi” dedi. Ferdane Ç’nin kardeşi Birdane Ç, ablasının bir gün önce “yeni bir hayata başlayacağım” diyerek ev kiraladığını, TV’de bir kadının kocası tarafından öldürüldüğüne ilişkin haberi izlerken “benim sonum da böyle mi olacak” diye endişelendiğini söyledi. Bir sınav klasiği daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) müdür yardımcılığı için düzenlediği sınavda yöneltilen 100 sorudan 11’inin iktidara yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen’in üyelerine düzenlediği deneme sınavlarında sorulduğu ortaya çıktı. EğitimSen, konuyla ilgili bakanlıktan açıklama yapmasını istedi. Bu durum sınava giren yönetici adaylarının tepkisini çekti. EğitimSen’den yapılan açıklamada, eğitim yöneticilerini belirlemek amacıyla 1 Ekim 2011’de yapılan sınavda sorulan 100 sorunun 11 tanesinin EğitimBirSen’in hazırlamış olduğu deneme sınavı kitapçığındaki sorularla birebir aynı çıkmış olmasının son derece düşündürücü olduğu belirtildi. Açıklamada, “KPSS, YGS ve ehliyet sınavlarında yaşanan skandallara bu sefer de müdür yardımcılığı sınavında yaşanan ‘11 aynı soru’ damgasını vurmuş, bu tür sınavların güvenilirliğine dair büyük soru işaretlerini gündeme getirmiştir” denildi. Baskı ve Sansürden Daha Tehlikeli Olan… Hemen ilk cümlede yazının başlığını tamamlayalım: Baskı ve sansürden daha tehlikeli olan, bunların varlığının reddedilmesi ve hatta ülkedeki özgürlüğün en ileri ülkelerden bile daha ileri olduğunun söylenmesidir. Çünkü o zaman bu sorunların çözülmeleri olanaksızlaşır! Önce nesnel verilere bakalım: 1) Türkiye’nin ikinci en büyük medya grubu olan Ciner Grubu’nun dağıtım şirketine, gazete, televizyon ve dergilerine el konmuş, bunlar iktidar yanlısı bir sermayeye devredilmiştir. 2) Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu olan Doğan Grubu’na bütün maddi değerinin üzerinde para cezası kesilmiş, grup küçülmeye, politika değiştirmeye zorlanmıştır. 3) Bu arada, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere politikacılar medya patronlarını, gazetecileri ve köşe yazarlarını kişisel olarak hedef almış, açıkça bunlara müeyyide uygulanması gerektiğini belirtmiştir. 4) Yazarlar ve gazeteciler artık Türkiye sınırlarının dışında da eleştirilere konu olan davaların sanıkları olarak, sadece yazdıklarından dolayı değil, henüz yayımlanmamış kitaplardan dolayı bile hapse atılmıştır. 5) Bütün bu oluşumların sonunda Türkiye, hapisteki gazetecilerin sayısı bakımından Çin’in de önüne geçerek dünya birincisi olmuştur. 6) Baskı, sansür ve bunun sonunda ortaya çıkan otosansür, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası gibi ülkedeki meslek kuruluşlarının yanı sıra, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) gibi pek çok uluslararası meslek kuruluşunun ve ABD ile Avrupa Birliği’nin eleştirilerine konu edilmiştir. 7) Türkiye’de ifade özgürlüğünün sınırlandığı ve kısıtlandığı, hem yargıdaki davalarla hem de medya üzerindeki baskılarla ortaya konmuş, bunun sonunda ülkenin rejimi “kusurlu demokrasi” veya “melez rejim” kategorilerine sokulmuştur. Sonuç olarak Türkiye’nin “ifade özgürlüğü” bakımından hasta olduğu sadece nesnel olaylar GAZ ANTEP Garipoğlu’na 24 yıl istendi stanbul Haber Servisi Etiler’deki bir çöp konteynerinde parçalanmış halde cesedi bulunan lise öğrencisi Münevver Karabulut’un öldürülmesine ilişkin olarak sanık Cem Garipoğlu’nun, “çocuğa karşı, tasarlayarak canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” suçundan, 18 ila 24 yıl hapis cezasına çarptırılması istendi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada savcı Uğur Başar esas hakkındaki görüşlerini açıkladı. Savcı, Amca Hayyam Garipoğlu ile Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt’un, “suçluyu kayırmak” suçundan 6 ay ila 5’er yıl hapis cezasına çarptırılmasını isterken anne Tülay Makbule Garipoğlu’nun “suç delillerini gizleme ve yok etmekten” 6 ay ila 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Savcı, bir yıl tutuklu olduktan sonra serbest bırakılan ve tutuksuz yargılanan baba Nida Garipoğlu’nun, delil yetersizliği nedeniyle beraatını talep etti. Fatma’nın katili de koca BEK R ŞAH N Duruşmada söz alan Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinin korunduğunu öne sürdü. Baba Karabulut, Cem Garipoğlu’nu göstererek “Bu zanlının ne özelliği var” diye sordu. Duruşmayı izleyen bir kişi ise “parası var” diye bağırdı. GAZİANTEP Mezarlıkta bıçaklanarak ve boğularak öldürüldüğü belirlenen Fatma Erek’in (20) katilinin, imam nikâhıyla birlikte yaşadığı Cuma Y. olduğu belirlendi. Cuma Y, bir yıldır birlikte yaşadığı Fatma Erek’i uyuşturucudan vazgeçiremeyince Van’daki ailesinin yanına göndermek istediğini, kabul etmeyince çıkan tartışma sonucu öldürdüğünü söyledi. Fatma Erek’le Cuma Y’nin olay günü Şanlıurfa’dan Gaziantep’teki akrabalarının yanına geldikleri belirtildi. Cuma Y’nin resmi nikâhlı bir eşinin daha olduğu açıklandı. Gazeteciler, yazarlar, bırakın yazdıklarını, henüz yayımlamadıkları kitaplardan dolayı bile hapiste çürürken, demokratik taleplerini belirten öğrenciler “terör örgütü üyeliğinden” hapse atılırken, Türkiye’de “ifade özgürlüğü sorunu” olmadığını öne sürmek… Hapiste yatanların mesleki faaliyetlerinden dolayı değil, terör eylemlerinden dolayı içeride olduklarını söylemek… Türkiye’nin medya özgürlüğü konusunda “ABD’den bile ileri olduğunu” iddia etmek… Bilmiyorum hangi isimle adlandırılmaları gereken davranışlardır! Belediyeyi yakıyorlardı ilçesinde, yeni açılan hatlar için 10 yeni minibüsün Adıyaman’ın Kâhtaprotesto için belediye binasının bulunduğu caddeye seferlere başlaması mevcut minibüs şoförleri tarafından protesto edildi. Kâhta Belediyesi’nin kararını gelen şoförler caddeyi trafiğe kapatıp, bir minibüsü ateşe verdi. Yanan minibüsün binanın giriş kapısını kapatmasının ardından alevler binayı sardı. Giriş kapısı kapalı olan belediyede onlarca kişi pencereye çıkarak yardım istemeye başladı. Ancak yolların kapalı olmasından dolayı itfaiye araçları yangına bir süre müdahale edemedi. Yaşanan gerginliğin ardından polis, çok sayıda şoförü gözaltına aldı. Üniversiteli kızı fuhuş batağına sürüklediler SAVAŞ KÜRKLÜ Tarlaya zorunlu iniş KIRŞEHİR (Cumhuriyet) Ankara Etimesgut’tan havalanan ve Nevşehir Tuzköy Havaalanı’na giden eğitim uçağı, Mucur ilçesine bağlı Büyük Kayapa köyü yakınlarında teknik bir arıza nedeniyle tarlaya zorunlu iniş yaptı. Uçakta bulunan pilot Ferdi Tombul ile pilot adayı Fatih Mehmet Balık kazadan yara almadan kurtuldu. ADANA Çukurova Üniversitesi’nde okuyan N.C. (23), internette bir sosyal paylaşım sitesinde S.H (27) adlı kadınla tanıştı. Sohbeti ilerleten N.C, S.H’nin yüz yüze tanışma davetini kabul etti. Bir kafeteryadaki buluşmada S.H. ve eşi T.H. (26), samimiyet kurdukları N.C’yi akşam yemeğine davet etti. Daveti kabul eden N.C, yemek sırasında içeceğine ilaç atılıp uyutuldu. Daha sonra çıplak görüntüleri çekilerek şantaj yapılan, 3 yıl boyunca internetteki sitelerde striptiz görüntüleri yayımlanan ve fuhuş yaptırılan N.C, düştüğü tuzaktan kurtulmak için polise sığındı. Polisler, şüphelileri fuhuşta kullandıkları iddia edilen evde gözaltına aldı. T.H. tutuklandı, S.H. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle