23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 14 EK M 2011 CUMA 6 HABERLER 2011 İlerleme Raporu’ndaki değerlendirmelerde ‘açılım’ın değil ‘sonuç’ların önemi vurgulandı AKP samimi bulunmadı ‘YEN YORUM GEREKL ’ BAHADIR SEL M D LEK Hâl ve Gidiş ÇOCUKLUĞUMUZUN ilkokul karnelerinde ders notlarına ek olarak bu adı taşıyan bir değerlendirme hanesi de olurdu. Kimi aile, okul terbiyesiyle ilgili olduğu için önce oraya göz atar, kimi aldırış bile etmezdi, çünkü hep “pekiyi” yazılırdı o haneye. Halkımızın bugünkü iktidara verdiği not, “pekiyi” olmasa bile en azından “iyi” diye özetlenebilir. Seçim sonuçları öyle gösteriyor. Her şeyden daha çok “hizmet” kavramına önem veren AKP, kamu hizmetlerini yerel ve genel olarak yaygınlaştırıp kolaylaştırdığı için böyle bir sonuç elde etmişe benziyor. Ancak, aynı haneyi ikiye bölüp hâle ve gidişe ayrı ayrı bakarsanız, hâl iyi olsa da gidiş kötüdür. İsterseniz, örnek olarak herkes açısından önemli olan sağlık ve eğitim alanlarını ele alalım. ağlıkta, aile doktorluğu gibi bir yenilik ister istemez memnunluk yaratmışa benziyor. Derdinize çare olacak ilacın, bırakın kendisini, reçetesini alabilmek için bile hastane kapılarında saatlerce beklemek yerine aile doktoruna gidip isteğinize kolayca kavuşabiliyorsunuz. O doktorun reçete yazmadan yapılması gerekeni yapıp yapmadığı, daha doğrusu yapmak istese de bulunduğu yerdeki olanakların buna elverişli olup olmadığı ayrı konu. Kısacası, bu sistemin ülkedeki her yerleşim birimine dağılmış bir sağlık ocakları ağının yerini alıp alamayacağı hiç belli değil. Reçete kolaylığı çevre sağlığına, önleyici hekimliğe, sağlık sosyalizasyonuna önem veren planlı, rasyonel ve doğru bir sağlık politikasının yerini alabilir mi? Amma velakin, reçete kolaylığı öbür kavramları gözden düşürüp halkın gönlünü kazanmayı başarmıştır. amuya yönelik eğitim politikalarında da durum bundan farklı sayılmaz. Kabul edelim ki, çocuklarına ders kitabı alabilmek için çarşı çarşı dolaşmak zorunda kalmış aileler artık okul kitaplarının dersliklerde parasız olarak sağlanmasından çok memnundurlar. Sıra, yavaş yavaş dizüstü, hatta tablet bilgisayarların parasız dağıtılmasına geliyor. Böylesine hizmet kolaylıkları furyasında, Talim Terbiye’nin akıbeti, programların çağdaşlığı, öğretmenlerin doğru yetiştirilmesi ve hele eğitimin ticarete dönüşmekten kurtarılması gibi konular gündemden düşmez de ne olur? F NANCAL T MES: SÜRECE SON DARBE LONDRA (ANKA) Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili ‘ilerleme Raporu’ ve buna ilişkin açıklamalar, yabancı medyanın dikkatini çekti. Financial Times , Avrupa Komisyonu’nun ‘ lerleme raporunda dile getirdiği kaygıları “zaten durmuş olan bir sürece son darbe” olarak niteledi. Gazete, komisyonun ifade, din özgürlükleri ve kadın haklarına ilişkin kaygılarına vurgu yaptığını belirtti. BBC ise Rum Kesimi’yle sorunlar ve bazı üyelerin muhalefetinin Türkiye’nin üyeliğine engel oluşturduğunu belirtti. Arınç’tan laiklik çıkışı İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Doğuş Üniversites’nce düzenlenen “Din Devlet İlişkileri Sempozyumu”nda Türkiye’de laikliğin yeniden yorumlanmasının sosyal bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Arınç, şunları kaydetti:“Biz duvardaki bir portre değiliz. Şurada bir portre olsaydı eminim, mesela Atatürk’ün dikkat ederseniz hep aynı istikamete bakıyor. O fotoğraf orada kaldığı müddetçe aynı istikamete bakacak.” Arınç, “Bazı ülkelerin anayasalarına bakarsanız önce Allah’ın ismiyle başlar. İkincisi kiliseyi gösterir. Kiliselerde nikâh kıyılması konusu bugüne kadar hiç tartışılmadı. Tartışılmaması lazım. Ama Türkiye’de bunların hepsi tartışılıyor” ifadelerini kullandı. ANKARA 2011 Türkiye İlerleme Raporu, AKP’nin Türkiye’nin yapısal sorunlarının çözümüne ilişkin uygulamakta olduğu “göz boyama” stratejisinin sonuç vermediğini gösterdi. AB, AKP’nin gerek Roman açılımı gerek kadına şiddetin önüne geçilmesine ilişkin uygulamaları gerek Alevilere yönelik adımlarını samimi bulmadı. Roman açılımı: AKP kamuoyuna yönelik yoğun bir propaganda ile 2010’un Mart ayında açılım yaptı. Hatta Başbakan Tayyip Erdoğan bu açılım çerçevesinde Romanlarla bir araya geldi. Ancak AKP’nin bu açılımı, AB’yi tatmin etmedi. İlerleme raporunda Romanlara ilişkin olarak “Roman açılımı, sosyal dışlanma, nüfus cüzdanlarının olmaması sebebiyle eğitime ve sağ lık hizmetlerine erişimde marjinalleşme ve ayrımcılığın yanı sıra, konut, istihdam ve kamu hayatına katılım gibi sorunlarla karşı karşıya kalan Roman vatandaşların durumunu ele alacak kapsamlı bir stratejiye sahip olamamıştır. Türkiye, Roman toplumunun Türkiye’nin 2005 2015 Uluslararası Roman Katılımının On Yılı Girişimi’ne katılma çağrılarını red detmiştir” eleştirisi yer aldı. Alevi Açılımı: Hükümet 2009 Alevi açılımı kapsamında 7 çalıştay düzenledi. Geçen mart ayında da nihai bir rapor yayımlandı. Ancak AB, AKP’nin attığı adımları yetersiz buldu. İlerme Raporunda, “Alevi ibadethaneleri tanınmamaktadır ve Aleviler bu yerlerin açılmasında sık sık güçlüklerle karşılaşmaktadır. Tüm gayrimüslim ce(Fotoğraf: AA MEHMET ALİ ÖZCAN) maatlerin ve Alevilerin gereksiz kısıtlamalar olmaksızın faaliyet göstermelerine yönelik AİHS ile uyumlu bir hukuki çerçeve henüz oluşturulmamıştır” denildi. Kadına Yönelik Şiddet: İşyerinde tacizi ele alan kanun Ocak 2011’de kabul edildi. Mart 2011’de İşyerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi Hakkında Başbakanlık Genelgesi yayımlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı atandı. ‘Koşullar iyileşmedi’ İlerleme raporunda AKP şu cümlelerle eleştirildi: “Kadına karşı şiddetle mücadele ve erken yaşta ve zorla evlendirmeler Türkiye’nin önemli problemleri olmaya devam etmiştir. Kadına yönelik pozitif ayrımcılıkla ilgili anayasal düzenleme henüz bir sonuç doğurmamıştır.” S Ankara’da 88. yıl coşkusu Ankara’nın başkent ilan edilmesinin 88. yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Gün dolayasıyla dün ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi. Ankara Valisi Alaaddin Yüksel ve beraberindeki heyet, Anıtkabir’i ziyaret ederek mozoleye çelenk bıraktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yayımladığı mesajında, milli mücadelenin sevk ve idare merkezi olan Ankara’nın nihai zafere uzanan süreçte hayati bir rol oynadığını belirtti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek Ankara’nın bağımsızlık mücadelesinin kazanılmasını sağladığını ifade etti. Başbakan Tayyip Erdoğan da mesajında, Ankara’nın milletin ortak aklı, ortak vicdanı olarak bağımsızlık meşalesinin tutuşturulduğu bir merkez olduğuna işaret etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın sonsuza kadar başkent olarak kalacağını belirtti. Kutlamalar çerçevesinde, Seğmenler de gösteri yaptı. (ANKARA Cumhuriyet Bürosu) AKP’L VEK L N EVLAT ACISI AKP’L HÜSEY N ÇEL K ‘Naaşı tek parça diye şükrettim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda terörden kaynaklı yaşam hakkı ihlalleri ile ilgili alt komisyon önerisi görüşülürken bombalı bir saldırıda oğlunu yitiren AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ağladı. Eronat, “Oğlumun naaşı tek parça diye şükrettim. Evladını dağda kaybeden annelerin acılarına da tanıklık ettim. Bu çocuklar bir şekilde kandırılarak dağa götürülüyor. Bu sorun mutlaka çözülmeli” dedi. Eronat, “Hasip Kaplan, ‘Şırnak’ta yüzde 80 oy aldık’ diyor. Bir sınıfı dağa çıkaran öğretmenler var. Biz Diyarbakır’da zulüm altındayız. Onlar gibi düşünüyorsanız demokratsınız, düşünmüyorsanız ölürsünüz” dedi. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün de KKTC’de askerliğini yaparken disiplin koğuşunda gördüğü kötü muamele sonucu Ankara GATA’ya kaldırılan er Uğur Kantar olayını komisyonun incelediğini söyledi. Ancak toplantı devam ederken Kantar’ın ölüm haberi geldi. Komisyonda daha sonra yaşam hakkı ihlalleri, cezavleri ve aile içi şiddet konularında alt komisyonlar kurulması kabul edildi. ‘Meclis’te türbanlı olur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, kadın milletvekillerinin türbanla TBMM’ye girmesi için düzenlemeye gerek olmadığını iddia ederek, “Meclis’te başörtülü hanım olabilir” dedi. Çelik, NTV’ye verdiği röportajda BDP’nin türban önergesinin ardından hükümetin pantolon düzenlemesini geri çekmesiyle başlayan tartışmaları değerlendirdi. Çelik, “Türkiye, üniversitelerdeki sorunu aştı, bunu da aşabilir” diye konuştu. K BAŞKONSOLOS D Z ÇÖKEREK ÖZÜR D LED sveç’te protokol krizi AYŞE SAYIN ANKARA İsveç Başkonsolosluğu’nun öncülüğünde Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği’nin (KaDer) davet ettiği kadın parlamenterlerin İsveç’teki toplantısına protokol krizi damgasını vurdu. Protokol krizine neden olan olay, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’nun öncülüğünde 1923 Eylül tarihinde İsveç’in başkenti Stockholm’de “Türkiye’de Eşit Temsile Doğru: Kadın Siyasetçiler için Çalışma Ziyareti” konulu düzenlediği toplantıda yaşandı. İsveç Başkonsolosu Torkel Stiernlöf, verdiği veda yemeğinde protokol masasına Türkiye’den iltica eden bazı Kürt kökenli kadınları alıp MHP’li Zuhal Topçu ve CHP’li Binnaz Toprak’a ise başka bir masada yer ayırınca Topçu, tepki gösterip toplantıyı terk etti. Olay krize yol açınca, Başkonsolos Stiernlöf daha sonra otel lobisinde bulunan MHP’li Topçu’nun yanına gelip diz çökerek defalarca özür diledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle