18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 14 EK M 2011 CUMA [email protected] 10 EKONOMİ TİS, Grev ve Lokavt Yasası üzerindeki değişiklik görüşmeleri üç temel konuda düğümlendi İşveren greve yasak istiyor Altı saat süren Üçlü Danışma Kurulu’nda D SK ve Hak ş yüzde 10 işkolu barajının kaldırılmasını isterken Türk ş ile T SK küçük de barajın kalmasından yana tavır aldı. Grev yasakları konusunda da uzlaşma sağlanamadı. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile işçi ve işveren konfederasyonları arasında 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası üzerindeki değişiklik görüşmelerinde üç temel konuda anlaşma sağlanamadı. İşkolu, işyeri/işletme barajları, grev yasakları ve sendikaların denetimideki ayrılıklar aşılamadı. Üçlü Danışma Kurulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in başkanlığında Türkİş, Hakİş, DİSK, TİSK genel başkan ve yöneticilerinin katılımıyla önceki gün yapıldı. Alınan bilgiye göre toplantıda DİSK ve Hakİş, yüzde 10 olan işkolu barajının tamamen kaldırılmasını istedi. İki konfederasyon Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) de yüzde 10’luk işkolu barajına karşı olduğuna dikkat çekti. Ancak Türkİş, yüzde 1 ya da yüzde 0.5 gibi küçük de olsa bir barajın olmasını istedi. İşveren ile bakanlık tarafları da Türkİş’in önerisine destek verdi. DİSK ve Hakİş ise işkollarının sayısının 28’den 18’e düşürülmesi nedeniyle, yüz de 0.5’in bazı işkollarında yüzde 8’e denk geldiğine dikkat çekerek büro işkolunu örnek gösterdi. İki konfederasyon barajın tamamen kaldırılmasını istedi. Bu konuda uzlaşma sağlanamadı. Yüzde 50+1 olarak ifade edilen işyeri/işletme barajlarının düşürülmesi konusunda da anlaşmaya varılamadı. Bakanlık, işletme barajının yüzde 40’a indirilebileceğini dile getirirken işçi kesimi tamamen kaldırılmasını istedi. Görüşmelerde grev yasaklarının kaldırılması konusunda da ilerleme sağlanamadı. Yasada grev yasaklarının olduğu işkolla rı tek tek sayılıyordu. İşverenler yine yasakların tek tek sayılmasını istedi. İşçi konfederasyonları, “cenaze, levazımacil sağlık” ile “milli güvenlik” gibi 3 alanda grev sınırlaması olabileceğini ancak bankacılık, toplu taşıma gibi alanlarda sınırlama olamayacağını dile getirdi. Uzlaşılamayan bir diğer başlık da sendikalara devlet denetimi oldu. İşçi kesimi mali alanlar başta olmak üzere sıkı denetimlerin kaldırılmasını isterken işveren, öneriye destek vermedi. Taraflar 19 Ekim Çarşamba yeniden bir araya gelecek. Dolarda 3 Aylık Hedef 1.82 TL 2012 Hedefi 1.73 TL. Mümkün mü? AKP rejiminin 20122014 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı’nda “açık edilmeyen” ama programa adeta gömülmüş ana varsayım dolar kuruna ilişkin öngörüler ya da hedefler. 2010’da 1.50 TL olarak gerçekleşen dolar kuru ortalaması 2011’i nasıl bitirecek. Temmuzdan itibaren yükselişe geçen ve eylül ayı içinde 1.90 TL’yi gören dolar kuru, geçen hafta Merkez Bankası’nın döviz satışları ve başka önlemleriyle ancak 1.821.83 TL bandına geriledi. Dolar yılın tamamında ortalama olarak nereye gelir? İlk 9 ayın ortalaması 1.62 TL. Bu demektir ki Merkez Bankası ekim, kasım ve aralık aylarında doların 1.82 TL’nin üstüne çıkmasına engel olması halinde, öngördüğü 1.67 TL ortalamaya ulaşacak. Böylece Orta Vadeli Program’a gömülmüş dolar kuru hedefinin yıl sonuna kadar ortalama 1.82 TL olduğu anlaşılmış bulunuyor. Peki sonraki yıllar? Program hedeflerinden anlıyoruz ki gelecek yıl, yani 2012’de ortalama dolar kurundaki artışın yüzde 3.6’da tutulması hedefleniyor ve ortalamanın 1.73 TL’de kalması arzulanıyor. Bu hedef 2013’te daha da düşürülüp 1.77 TL’ye ve 2014’te de ancak 1.82 TL’de kalsın isteniyor. Bu dolar kuru hedefleri ile Orta Vadeli Program, bu yıl yüzde 7.5 büyümesi beklenen ekonomide 2012’de yüzde 4, izleyen yıllarda da yüzde 5 ortalama büyüme öngörüyor. Programın ortalama yüzde 9 büyüme gerçekleştirdiği 20102011 döneminde ancak yüzde 10’a indirilen işsizlik oranını yüzde 45 büyümede yüzde 10’da tutturacağını iddia etmesi en sorunlu yanlarından biri. Dolar kurunu dizginleyebileceğini umut eden OVP’de bu dolar kuru ile yüzde 45 büyüme ümit edilirken cari açık için ne öngörülüyor? Şöyle deniyor; “Orta vadeli program kapsamında cari işlemler açığına kalıcı olarak çözüm getirecek yapısal düzenlemelerin de hızlı bir şekilde uygulamaya konulmasına öncelik verilecektir. Bu çerçevede, yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili eylem planı uygulamalarına devam edilecek, kayıt dışılıkla kararlılıkla mücadele edilecek, İhracata Dönük Üretim, Girdi Tedarik ve İhracat Pazarlarının Çeşitlendirilmesi Stratejilerine ilişkin çalışmalar tamamlanacak, İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olması çalışmalarına hız verilecek, enerjide dışa bağımlılığı azaltacak adımlara devam edilecek ve ARGE ve yenilikçiliğin geliştirilmesine yönelik programlar etkin bir biçimde uygulanacaktı”... Peki bunlar uygulanınca nereye gelecektir cari açık/GSYH oranı? 2011 için yüzde 9.4 gibi dudak uçuklatıcı bir boyuta ulaşılacağı kabul eden cari açık/GSYH oranının, izleyen yıllarda da en fazla yüzde 7’ye gerilemesi hedefleniyor. Özet olarak, 20122014’e ilişkin yol haritasını oluşturan OVP, temelde umudunu yeniden sıcak para girişine bağlamış görünüyor. Yüzde 45 gibi Türkiye için tatmin edici olmayan büyüme hedefleriyle, bu düşük profille bu fırtınalı dönem geçiştirilmek isteniyor. Her şeyden önce dolar kurunun umdukları boyutta seyri kolay değil. Bunun için bile dış ticaret açığının 100 milyar dolarlarda sabitlenmesi gerekir. Ama öngördükleri dolar kuru 1.80 TL’nin altı ise dış ticaret açığının 100 milyar dolarda kalması da pek mümkün olmaz. Böylece cari açığın yüzde 7’ye inmesi de söz konusu olmayacaktır. OVP’nin umut bağladığı varsayımlardan biri özelleştirme gelirleri diğeri de ham petrol fiyatlarının artmamasıdır. Umuluyor ki bu yıl 4 milyar TL’yi ancak bulacak özelleştirme gelirleri, önümüzdeki 3 yıl ortalama 1213 milyar TL’ye ulaşsın… Yine umuluyor ki ham petrol fiyatlarının varili 100 doları fazla aşmasın. Uçağın ne kadar yumuşak inişle piste indirildiği, hasarın boyutunun bugün ne olduğunu ve gelecekte ne olacağını henüz göremiyoruz. Bekleyip göreceğiz… Yapı Kredi’den Baku Hilton’a 86 milyon dolar Ekonomi Servisi Yapı Kredi, Hilton Baku Oteli’ne 86 milyon dolar finansman sağladı. Yapı Kredi’nin, 2007’de “İSR Kapital Management” ve “Hilton Worldwide” şirketleri arasında imzalanan anlaşmanın ardından finansman sağladığı otel, tahmin edilen süreden önce tamamlanarak Ekim 2011 itibarıyla ilk konuklarını ağırlamaya başladı. Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın proje finansmanı alanında büyümeyi sürdüreceklerini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle