24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA CHP: Faşist yargı sistemine direnin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay ile ilgili yasa tasarılarının “Nazi iktidarı dönemi yargı yapılanması” ile benzer olduğunu bildirerek yurttaşlara “baskıya ve faşizme karşı direnme hakkını” kullanmaları çağrısında bulundu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün Anayasa ve Adalet komisyonlarının CHP’li üyeleri ile düzenlediği basın toplantısında yüksek yargı organlarıyla ilgili düzenlemeler içeren tasarılar konusunda değerlendirmeler yaptı. Hamzaçebi, “Bu tasarılarla AKP yüksek yargıya hâkim olacaktır. Bu Kördüğüm Çözülmedikçe... Hava buz kesmiş İstanbul’da... Soğuk havada sokaklarda dolaşan çocuklar, çöp bidonlarından yiyecek topluyorlar. Onları ne zaman görsem içimde fırtınalar kopuyor... Okul çağında hepsi... Kızlı erkekli sabahın ayazında sokaklarda onlar... Sabahın sisi bahçeye inmiş, yağmurla birlikte... Bir ara bahçeye indiğimde köşe başındaki o çocukları görüyorum. Ölümün karanlık erincini soluyan ağaç dalları gibi geçiyor yaşam. Karmakarışık düşler ve Türkiye’nin son 40 yılı. Günlerdir faili meçhul cinayetleri konuşuyoruz, geride kalan eşleri, çocukları... 30 yıl önce öldürülen DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan’ın cinayetin tanığı olmasına karşın zamanaşımına uğrayan dava. Buz kesmiş bir İstanbul sabahında haberleri dinlerken Cumhuriyet’in manşetine bakıyorum bir kez daha: “AKP faili meçhule kör!” Yitirdiğimiz insanlarımız geliyor aklıma... Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, Orhan Yavuz, Ümit Doğanay, Bedrettin Cömert... Kaç insanımızı yitirdik... bugüne dek kaç tetikçinin arkasındaki o büyük patronu bulabildik? Güneydoğu’da faili meçhuller, PKK, Hizbullah, İslami Hareket. Zorbalığın kol gezdiği bir toplumda rahip Santoro cinayetini işleyen 1516 yaşındaki çocuğa o silahı kim vermişti... Uğur Mumcu ve Hrant Dink cinayetlerinin tetikçilerinin arkasında kimler vardı? İstanbul’un sokaklarında, sulu kar altında çöp bidonlarından yiyecek toplayan çocuklar neden okula gitmiyordu?.. 70’li yıllardan 90’lı yıllara doğru giderken, o acıyı, hüznü, insan olan yüreğinde hissederdi. Gazetelerde “bertaraf listeleri” yayımlanıyordu... Bunca yitirdiğimiz insan yetmiyormuş gibi, belki yeni kıyımları bekliyorduk toplum olarak. Faili meçhul cinayetler... Acılar, hüzünler, yalnızlıklar... Yeşermeyen umutların, akan kanın dalgalarında ses veren yürekler... Cevat Yurdakul’un eşi Ülker Yurdakul’un, Kemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan’ın çığlığını duyuyor musunuz bilmem! Tüm yetim kalan çocukların, eşlerin, torunların; karanlığın kapkara taneleri yağmura dönüşürken, yakılan köyleri, darmadağın olan aileleri, Batman’da güpegündüz Hizbullah militanlarınca öldürülen Mehmet Sincar’ın eşinin çığlığını hatırlıyor musunuz? Sınır boylarında ölen çocuklarımızın, şehit düşen askerlerimizin sessizliğin sesi olduğunu biliyor musunuz? Jacques Dupin ne diyordu: “Yüzünün yokluğu tek karanlığımdır benim!” O karanlık, kimi manda gönüne dönüşmüş yüreklerde, vicdanlarda yok! Çünkü onlar, kan gölünden besleniyor, kıyımların, ölümlerin hep ama hep olmasını istiyor... Korkuyla büyüyen, gittikçe ezilen, yaşamın sayfalarında kendini görmeyen bir toplum olduk. Ne sevinçlerimiz vardı bizim ne de umutlarımız... Kırmızı kiremitli evler, boş avlularda açan hanımeliler, sardunyalar, kasımpatılar, yaseminler, sarmaşıklar... Uçurum kenarına bırakılmış yarı uyanık çocuklar. Hizbullah canileri ortalıkta yok, kaçtılar, bir de duruşmaya gelmeleri bekleniyor... Nasıl bir ülkedir burası, nasıl bir hukuk devletidir söyler misiniz?.. Hiçbir kalem, hiçbir çizgi babasız büyüyen çocukların yüzlerine vuran acıyı, tasayı yansıtamaz... Anaların yüreğine düşen kor, şehit babasının gözyaşları, çocuklarının, eşlerinin çığlıkları, o bir türlü çözülmeyen kördüğüm gibiydi. Son otuz yılda binlerce insanımızı yitirdik. Sabahın ayazında, sulu kar altında çöp bidonlarından yiyecek toplayan çocuklara bakarken, o acılı yılların fotoğrafını bir kez daha gördüm. CHP’nin faili meçhul cinayetlerin araştırılması için verdiği önerge beş kez, BDP’ninki ise iki kez AKP milletvekilleri tarafından reddedilmişti. Demek ki ileri demokrasi, özgürlük gibi kavramların tümü bir aldatmacaymış... Zaten bunu baştan beri biliyorduk, toplum olarak böyle ölümlere, kıyımlara alıştık... Yitik bir ufukta yaşayacaktık... Yaşam nasıl çoğaltılır, sevgi nasıl beslenirdi? Toplum olarak, birey olarak bunu çoktan unutmuş, kendi kederimizle baş başa kalmıştık... İsterseniz zaman zaman şu soruyu sorabilirsiniz kendi kendinize: “Kelle avcısı albay dışarıda Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan neden içeride?” CHP, yargıda yeniden yapılanma tasarılarına ‘Hitler dönemi’ benzetmesi yaparak, yurttaşları direnme haklarını kullanmaya çağırdı. Anayasa ve Adalet komisyonlarının CHP’li üyeleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, “Bu tasarılarla AKP yüksek yargıya hâkim olacaktır. Endişeliyiz” dedi. Endişeliyiz. Toplumu bu konuda dikkatli olmaya davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da, Anayasa ve Adalet komisyonlarının CHP’li üyelerinin hazırladığı ortak açıklamayı okudu. Bu açıklamada “artık AKP’nin derin devletinin inşa edildiğini, devlet yönetiminde kritik görevlerde kamu görevlisi değil, partinincemaatlerin memurlarının bulunduğu” vurgularken “benim memurum, benim müsteşarım, benim bakanım” döneminden sonra “benim yargıcım” döneminin hayata geçirilmek istenildiğinin altını çizildi. Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Bugün için Yargıtay ve Danıştay’a egemen olamayan siyasi iktidar, Yargıtay ve Danıştay’ı Anayasa Mahkemesi aracılığıyla ezmek ve etkisiz kılmak istemektedir. İktidar, doğrudan kendisine tabi olan Anayasa Mahkemesi yoluyla, 2011 seçimleri sonrası planladığı yeni anayasa düzenlemesiyle, hukuk ve demokrasiye nihai darbeyi vurmayı amaçlamaktadır. İktidar, devleti ele geçirdikten sonra artık bu kurumlar, faşizmin demir pençesini oluşturan faşist yargı kurumlarına dönüşürler.” Nazi iktidarı döneminde davaların yüksek mahkemeden alınarak yeni kurulan halk mahkemelerine aktarıldığına dikkat çekilirken “Hitler’in Mahkemelerinde meslekten gelme 4 yargıç vardır. Diğer 5 yargıç ise SS’lerden ve ordudan seçilmişlerdi. Naziler, yüksek mahkeme yargıçlarının kendi kontrolleri altındaki kurumlardan seçilmesini sağlıyorlardı. AKP bunu daha da ileri götürüyor. Sadece yüksek mahkemeleri değil, ilk derece mahkemelerinde de bunu başarıyor. Faşist yargı işte böyle adım adım oluşur. Yurttaşları bu ‘açık ve yakın tehlikeye karşı’ uyarıyor, anayasal ve meşru zemin içinde toplumsal haklarını kullanmalarının zorunluluğunu dile getiriyoruz” denildi. CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Komisyonda kavga TBMM Anayasa Komisyonu’nda, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in de önerisi ile alt komisyona sevk edildi. Görüşmelerde CHP ve MHP’liler tasarıyı sert bir dille eleştirdi. CHP’li İsa Gök, “Bu bir karşıdevrim sürecinin son noktasıdır. Bunu böyle getirdiğinizde, halka direnme hakkı doğar, mahalle mahalle, sokak sokak direnme hakkı doğar” diye konuştu. Gök’ün sözlerine AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş, “Senin yetkin Silivri’ye kadar, yüzsüzlük yapma” diye karşılık verdi. Gök de “Yüzsüz olan sizsiniz” dedi. Çiçek de, anayasa değişikliğine milletin karar verdiğini belirterek “Millet bunu kabul ettikten sonra herkesin, milletten hiza, mesafe alması lazım” dedi. Amaçları reform değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın yargıyı ele geçirmek için gündeme bazı tasarılar getirildiğini ifade ederek “Yargı siyasallaşırsa hepimiz kaybederiz. Bozulursa kusura bakmayın, yargıyı, adaleti başka kanallarda, başka yerlerde ararsınız. Toplum başka yerlere kaymış olur” dedi. Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclisi toplantısına katılan Kılıçdaroğlu, son günlerdeki yargı tartışmalarını değerlendirdi. “Yargı bozulursa her şey bozulur. Yargının reforma ihtiyacı var mı, elbette var. Peki bu tasarılar yargıda reform amacıyla mı geliyor, hayır. Yargıyı siyasallaştırmak ve ele geçirmek için geliyor. Yanlış buradan başlıyor” diyen Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihi boyunca karşılaşılan en büyük tehlikenin yargıdaki bozulma olacağını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kars’taki İnsanlık Anıtı’nın yıkılmasını istemesini de anımsatan Kılıçdaroğlu, “Kent kültürü, sanat kültürü olmayan bir insanın, sanata saygı duymasını beklememiz doğru değil. Yıksın, dünyada bir sanat eserini yıkan başbakan olarak tarihe geçer” diye konuştu. CHP’nin kadrolarının AKP ile kıyaslanamayacak kadar iyi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sanayicilerden destek istedi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlık sistemiyle ilgili “Çekincelerim var” açıklamalarına da destek verdi. ‘İşçi atamıyoruz!’ şikâyeti Toplantıda ASO Başkanı Nurettin Özdebir, işçilere ödedikleri kıdem tazminatlarının çok olduğunu belirterek istihdamı arttırmak için işten çıkarmanın maliyetinini düşürülmesi gerektiğini söyledi. Bazı ASO üyelerinin “Kıdem tazminatları yüksek, işçi çıkaramıyoruz. Zarar ediyoruz” dedi. ‘Anayasa değişikliği son darbeyi vuracak’ Anayasa ve Adalet komisyonlarının CHP’li üyelerinin hazırladığı ortak açıklamayı okuyan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “İktidar, doğrudan kendisine tabi olan Anayasa Mahkemesi yoluyla, 2011 seçimleri sonrası planladığı yeni anayasa düzenlemesiyle, hukuk ve demokrasiye nihai darbeyi vurmayı amaçlamaktadır. İktidar, devleti ele geçirdikten sonra artık bu kurumlar, faşizmin demir pençesini oluşturan faşist yargı kurumlarına dönüşürler” dedi. (Fotoğraf: AA) Gerçeker, Başbakan’dan tasarının görüşmelerinin ertelenmesini istedi Erdoğan kulağını tıkadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) rüşünün sorulmaması konusunda ise sının çözüm olmayacağını da belirtti. Gerçeker, görüşme sonrasında ga Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Sizin zaten görüşünüz biliniyor” zetecilerin soruları üzerine, Yargıtay’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’a Yargı dediği öğrenildi. Görüşmede, Hizbullah sanıklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak tay ve Danıştay’ın yapısını değiştiren yasa tasarısıyla ilgili karşı görüşleri tahliyesi de gündeme geldi. Gerçeker, bugün başkanlar kurulunu toplayarak bir ni anlatarak tasarının görüşmelerinin Yargıtay’ın söz konusu dosyalara zaten inceleme yapacaklarını söyledi. Bir gaertelenmesini istedi. Gerçeker’in gö öncelik verdiğini belirterek “Yasa uza zetecinin “Sayın Başbakan’ın sizin çerüşlerine “Bakacağız, inceleyeceğiz” tılsaydı sıkıntılar olmayacaktı” dedi. kincelerinize ilişkin bir fikri oldu demekle yetinen Erdoğan, yarın gö Gerçeker’in bölge adliye mahkemele mu” sorusu üzerine Gerçeker, “Hiçbir rüşmeleri yapılacak tasarının erte rinin bir an önce kurulmasını istemesi zaman olur veya olmaz şeklinde delenmesi konusunda herhangi bir ipu üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ğerlendirme içine girilmedi” dedi. Gerçeker, Yargıtay’a cu da vermedi. Gergönderilecek yeni çeker’in kendilerinüyeler nedeniyle fiden görüş alınması ziki şartların iyileşyönündeki sitemine tirilip iyileştirilmeErdoğan, “Sizin zayeceği yönündeki soten görüşleriniz biruya “Altyapı oluşliniyor” dedi. turacağız diyorlar” Yargıtay Başkanı yanıtını verdi. Gerçeker, CumhurMakamında gazebaşkanı ve TBMM tecilerin sorularını Başkanı’nın ardından yanıtlayen Gerçedün Başbakan Erdoker, “Taslakla ilgiğan ile görüştü. Göli Meclis’te görüşrüşmede Adalet Bamelerin ertelenkanı Sadullah Ergin mesini, aceleye geile Başbakanlık Müstirilmemesini talep teşarı Efkan Ala da ettik. Bakalım ne yer aldı. Gerçeker, Erdoğan ile Başbakanlık resmi konutunda görüşen Yargıtay Başkanı kadar ertelenecek” TBMM Adalet KoGerçeker, yüksek yargının sorunları konusunda görüşlerini aktardı. dedi. “Görüşmede misyonu gündeminde Yargıtay’ın iş yükünün azaltılması için alınacak tedbirlere karşı Başbakan ve Babulunan ve görüşmeolmadığını söyleyen Gerçeker, önerileri konusunda Erdoğan’dan kan’ın yaklaşımlaleri yarına ertelenen sadece ‘Bakalım, inceleyelim’ yanıtı alabildi. Tasarı konusunda rı nasıldı” sorusu Yargıtay ve DanışYargıtay’ın görüşünün alınmadığını hatırlatan Gerçeker’e Erdoğan’ın üzerine de Gerçetay ile ilgili yasa tayanıtı “Sizin zaten görüşünüz biliniyor” oldu. (Fotoğraf: AA) ker, “Olumsuz diye sarısı konusunda Erbir şey yok. Aktardoğan’a Yargıtay’ın dıklarımızı değergörüşlerini anlattı. Gerçeker, “Bunlar bir kere yapılı söz konusu mahkemelerin haziran so lendirecekler. Bir hükümet ya da bir yor, çok önemli. Kurumların yapısı nuna kadar faaaliyete geçeceğini söyledi. bakanlık bir tasarıyı hazırlayıp Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla il Meclis’e göndermişse mutlaka onu nı değiştirirken ilgili kurumlara da sorulması gerekir. Bu tasarılar anor gili yasa tasarısına ilişkin görüşlerini de bir noktada benimsemiştir. O görüşü mal yapıda bir Yargıtay öngörüyor. Erdoğan’a ileten Gerçeker, “Taslak değiştirebilmek için çok güçlü tezÇok büyük tartışmalara neden olur. anayasaya aykırı, yetki aşımı söz leriniz olması lazım, ortaya koyBize tasarılar dün geldi, o da görüş konusu. Yeniden inceleme yapıla manız lazım” diye konuştu. Gerçeker, için değil, Meclis’e verildiği için. Gö rak bilirkişi gibi bir araştırma ya Anayasa Mahkemesi’nin yapısının rüş sorulsaydı daha iyi olurdu” dedi. pılması yeni bir yargı yolu oluştur değiştirilmesine ilişkin yasa tasarıyla Erdoğan’ın Gerçeker’in tasarıya yöne mak anlamı taşır. Süper temyiz an ilgili olarak “Önemsendi bizim telik uyarılarına “Bakalım, inceleye lamına gelir” diye konuştu. Gerçeker, zimiz ki daha detaylı incelemek için lim” demekle yetinirken Yargıtay’ın gö Yargıtay’ın daire sayısının arttırılma alt komisyona aldılar” dedi. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Şahin ve Arınç da başkanlık sistemine karşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın istediği başkanlık sistemine ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı “Çekincelerim var” açıklamasına AKP’nin iki önemli isminden destek geldi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Meclis’te gazetecilerin Gül’ün başkanlık sistemi konusundaki açıklamalarının sorulması üzerine, “Daha önce muhtelif vesilelerle ben de görüşlerimi söylemiştim. Sayın cumhurbaşkanımız gibi düşünüyorum” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da gazetecilerin soruları üzerine başkanlık sistemini, yarı başkanlık sistemini, hatta farklı sistemleri savunanlar olabileceğini, bunlara saygı duyacaklarını söyledi. Sistem tartışmasının “rejim konusu” yapılmasını doğru bulmadığını belirten Arınç şöyle konuştu: “Bu sistemin bugünlerde tartışılması çok yeni bir olay değil. Çok dikkat çekici bir olay da değildir. 15 yıldan beri parlamentodayım. Görebildiğim kadarıyla aksayan birkaç yönü olmakla birlikte parlamenter sistemin Türkiye için daha iyi sonuçlar verebileceği kanaatini taşıyorum. Bu benim için çok masum bir kanaattir. Başkaları için de bundan farklı bir şey söylemek de o kadar masum bir düşüncedir.” ÇELİK, CHP’Yİ ELEŞTİRDİ ‘Hizbullah’ta çuvalladılar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hizbullah meselesinde duvara tosladığını savundu. Çelik, AKP’li milletvekillerinin Hizbullah derneğini ziyaret ettikleri iddiasını yanıtlarken legal olan tüm derneklere gidilebileceğini, tüm siyasi partilerin gideceklerini söyledi. Çelik, “Siz SHP döneminde bir partiyi Meclis’e taşırken DEP’i Meclis’e taşırken, PKK’yi mi Meclis’e taşımış oldunuz? Kabul ediyor musunuz? Onun için herkes söylediğini çok iyi tartmalı, ölçmeli. Sayın Kılıçdaroğlu kesinlikle bu Hizbullah meselesinde de çuvallamıştır ve duvara toslamıştır” dedi. ‘Zaten görüşünüz biliniyor’ DSP’li Erçelebi’den Yılmaz Büyükerşen’e istifa çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i partiden istifa etmeye çağırdı. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, Büyükerşen’in başka bir partiye geçeceğine ilişkin haberlerin basında çokça yer aldığını, bu durum karşısında kendisinin bir açıklama yapmamasının ise dikkat çekici olduğunu savunarak “Eskişehir Belediyesi’nin bir etkinliğinde başka bir siyasi partinin genel başkanına heykel açılışı yaptırması, kendi partisini bu etkinliğe davet dahi etmemesi DSP’lileri üzmüştür. Bu durum partimizin Başkanlık Kurulu toplantısında da değerlendirilmiştir. Sayın Büyükerşen’in bu davranışları nedeniyle partimizin disiplin mekanizmasını işletmeye gerek kalmadan siyasi etiğin gereğini yerine getirmesini bekliyoruz” ifadesini kullandı. Seyit Torun istifa etti Daha önce CHP’ye katılacağını açıklayan Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun DSP’den istifa ettiğini açıkladı. Torun, “Bana öyle bir ikaz gelmeden, ben istifa ettim. Geçen hafta perşembe günü noter kanalıyla istifamı genel merkeze gönderdim” dedi. Torun, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Ocak’taki Ordu programında da resmen CHP rozeti takacağını söyledi. Bakan’dan seçim tahmini Çelik, partisince 7 bölgede toplam 5 bin 369 denekle yaptırılan bir anketi de açıkladı. Çelik, “Ankete göre CHP’nin oyu yüzde 23’ün bir gıdım üzerinde, MHP barajın biraz üzerinde. AKP de yüzde 50’ye yakın” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle