18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2011 PERŞEMBE DIŞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 35 kişinin öldüğü saldırıdan önce bir grup militanın Türkiye üzerinden Rusya’ya geçtiği öne sürüldü SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Saldırıda Türkiye bağlantısı DENİZ BERKTAY Sıra ‘Papirüs Devriminde’ mi? Bin Ali Tunus’u terk ettiğinde, Mısır’ın gözde yazarı Ala el Avsani; “Tunus’ ta olduğu gibi Kahire’de de ‘rejimle hesaplaşma’ saati geldi!” diye uyarmıştı. Kahire’de lüks bir binada yaşayan komşular üzerinden “Mısır düzenini” anlattığı “Yakupyan Apartmanı” kitabıyla dünya çapında ün kazanan Ala el Asvani; “Eli kulağında” demişti: “Tunus’ta olanlardan sonra her an Mısır da patlayabilir… Mısır halkı günden güne fakirleşiyor. Buna karşın olan biten hakkında bilgileri artıyor. Basının rejim kontrolünde olmasına karşın, insanlar yabancı TV’leri izliyorlar. İnternetten her şeyi öğreniyorlar. Halkı (derin devlet marifetiyle ‘gerilim stratejisi yaratan’ ve HıristiyanMüslüman toplumlar arasına nifak sokan katliamlar pahasına!) birbirine düşürmek suretiyle koltuğa yapışmakta ısrar eden bir rejimle karşı karşıya olduklarını görüyorlar… ‘Baskı yöntemleri’, ‘bölyönet’ taktikleriyle, toplumu ayrıştırarak iktidara meşruiyet kazandırmaya çalışan rejimin… ne olduğunu toplum artık anlıyor...” Tunus’ta olduğu gibi Mısır’da da, isyan gençlere gelecek umudu vaat etmeyen yaygın işsizlik sorunları vs. gibi ekonomik gerekçelerle fitillenmiş olsa da, bu, sorunun yalnız bir boyutu… Bunun yanı sıra, Mısır’da görülmemiş bir meydan okumayla yolları tutan göstericiler, Tunus’ta olduğu gibi tıpkı, rejimin içyüzünü artık görüyor. ABD’ye göbeğinden bağlı Mübarek rejiminin yolsuzluklarını ve “demir yumrukla” iktidara sahip çıkabilmek için devreye sokulan kardeşi kardeşe kırdırma taktiklerini izleyebiliyorlar… Kuzey Afrika halklarının gözlerinden, başka deyişle, bir sır perdesi kalkıyor. Rus polisi Moskova’da Slav görünüşlü olmayan kişilerin kimliklerini daha sıkı kontrol ediyor. (Fotoğraf: AFP) KİEV Rusya, Domodedovo Havaalanı’nda düzenlenen ve 35 kişinin öldüğü, 117 kişinin yaralandığı saldırının sarsıntısını yaşamaya devam ederken Rusya’nın önde gelen haber portallarından biri, bir grup teröristin, Pakistan’dan yola çıkarak İran, Türkiye ve Gürcistan üzerinden Moskova’ya geldikleri ve Rusya’da çeşitli terör eylemlerine hazırlandıkları yönündeki ihbarı gösteren bir belgeyi yayımladı. Life.ru adlı haber portalında yayımlanan bir belge, Rusya İçişleri Bakanlığı’ndan bazı yetkililerin saldırılar konusunda ne iç istihbarat örgütü FSB’den ne de dış istihbarat teşkilatı SVR’den, terör saldırıları konusunda herhangi bir duyumun gelmediğini söylemesine karşılık, bu örgütlerin bir terörist grubunun yurtdışından Moskova’ya gelerek Moskova’da ve Kuzey Kafkasya’da eylem hazırlığı içinde olduklarını bildiğini ve bunu emniyet birimlerine aktardığını ortaya koyuyor. Buna göre, istihbarat örgütlerinden emniyet birimlerine verilen bilgilerde, İs rafil Validcanov liderliğindeki ve kendilerini “Riyadus Salihiyn” olarak adlandıran bir grubun, İran, Türkiye ve Gürcistan üzerinden geçerek Rusya’ya girmeyi planladıkları, bu grupların aralık ayı sonu ve ocak ayı içinde Kuzey Osetya’da ve Rusya’nın çeşitli yerlerinde terör eylemleri gerçekleştirmeyi hedefledikleri belirtiliyor. Putin’e göre Çeçen bağlantısı yok Rusya Başbakanı Vladimir Putin ise dün yaptığı açıklamada, ellerindeki verilerin, saldırıların Çeçenlerle bir bağlantısı olmadığına işaret ettiğini söyledi. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev de Rusya’da teröre karşı önlemler konusunda üç yıl kadar önce bakanlar kurulunun karar almış olmasına rağmen ulaşım araçlarının güvenliği konusunda Ulaştırma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın birimlerinin ciddi ihmalkârlık içinde olduklarını belirterek bu birimlerde görevi ihmal ettiği saptanan kişilerin derhal görevden alınacağını dile getirdi. TÜRKİYE ELİ BOŞ DÖNÜYOR ‘Arabuluculuk imajı tehlikede’ Dış Haberler Servisi Türkiye’nin Lübnan’daki siyasi kriz ve İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili görüşmelerde rol oynamaya çalıştığı ancak her iki konuda da eli boş dönmesinin bölgede henüz yeni oluşan arabuluculuk imajını tehlikeye atabileceği belirtiliyor. İngiliz Reuters ajansının analizinde, hem Lübnan krizi hem de İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda çözüm beklentisinin düşük olduğu, Türkiye’nin üstesinden gelebileceğinden fazla yük üstlenmiş olabileceği kaydedildi. Reuters’e konuşan dış politika yazarı Semih İdiz, Türkiye’nin arabuluculukta somut bir başarısı bulunmadığını, bu yüzden “boyunu aşmış görünme riski bulunduğunu” söyledi. Alman düşünce kuruluşu Marshall Fonu’ndan Ian Lesser de Türkiye’nin fazlasıyla aktif dış politikasının bedelinin, uzun vadeli hedefleri konusunda görüş kaybına uğramak olabileceğini belirtti. Lesser, aktif dış politikanın Türkiye’nin öncelikleriyle bağdaşmadığını ve Türkiye’nin büyük hedeflerini kaybetme tehlikesi bulunduğunu söyledi. Analizde, Türkiye’nin öncelikli hedefinin Avrupa Birliği (AB) üyeliği olduğu ancak Ankara’nın AB’nin adil davranmadığını düşündüğü kaydedildi. Amerikan düşünce kuruluşu Carnegie Endowment analistlerinden Henri Barkey de İran gibi konulardaki girişimlerin Türkiye’nin kapasitesini aşan çabalar olabileceğini ifade etti. Barkey, Türkiye’nin geçmişe göre çok daha güçlü olmakla beraber, düşündüğünden çok daha az ilerleme kaydettiğini belirterek “Bardakta biraz su var ama başarılardan çok başarısızlık söz konusu” diye konuştu. Reuters analizinde, bazı analistlerin İran’ın Türkiye’yi kullandığı görüşünde olduğu kaydedildi. HRİSTOFYAS TAKVİME ‘HAYIR’ DEDİ REŞAT AKAR CENEVRE Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla sürdürülen üst düzey müzakerelerde sağlanan gelişmeler dün Cenevre’de masaya yatırıldı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Kimun, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ı bir araya getirdi. Cenevre’deki Birleşmiş Milletler binasında yapılan görüşmeye, Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun özel temsilcisi Kudret Özersay, Rum lideri Hristofyas’ın özel temsilcisi Yorgos Yakovu da katıldı. Görüşme öncesinde Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakerelerin sonsuza dek sürdürülemeyeceğini, bu konuda bir takvim belirlenmesi gerektiğini söyledi. Eroğlu, Türk tarafının, Cenevre zirvesinden kısa bir süre önce “Yönetim ve Güç Paylaşımı” konusunda yapıcı öneriler sunduğunu anımsatarak, Rum tarafının buna olumsuz yaklaştığını söyledi. Eroğlu “Önerilerimiz, İsviçre Anayasası’ndan esinlenerek hazırlanmış, BM ilkelerine ters düşmeyen önerilerdir” dedi. Müzakerelerin 6 başlık altında yürütüldüğünü vurgulayan Eroğlu, bugüne kadar sadece 4 başlığın görüşüldüğünü belirtti ve şunları ilave etti: “Yönetim ve Güç Paylaşımı, Ekonomi, Avrupa Bir ‘korku duvarı’ düştü Yaşananlar bu bakımdan tarihi bir an… Müslüman halklar hiçbir zaman “şeffaflığa” bu denli el dokunma mesafesinde olmamışlardı! Müslüman dünyayı boydan boya saran baskı rejimleri; babadan kalma otoriter yöntemlerle, hiçbir şey olmamış gibi, ayakta kalmaya gayret ediyorlar ama hiçbir şey artık eskisi gibi değil… “Dijital devrim”; baskıcı rejimlerin altındaki zemini yok etti. “Facebook”, “twitter”, “eposta”, “SMS yöntemleriyle”; insanlar, hem korku saçan bu rejimler karşısında “tek başlarına olmadıklarını” öğreniyorlar, hem önce sahip olmadıkları bir cevvaliyetle örgütleniyor hem de verdikleri mücadeleyi, anı anına dünyaya anlatıyorlar. Uluslararası yankılarla büyüyen etkiler, bir bumerang hızıyla dönerek yeni eylemleri besliyor. Böylelikle Müslüman dünyada her zaman var olan bir “korku duvarı” düşüyor. Tunus’ta Bin Ali’nin devrilmesiyle son bulan olayın özü bu: “Korku duvarının” düşmesi… Ban Kimun, Hristofyas ve Eroğlu’nu Cenevre’de bir araya getirdi. (AP) Birliği ve Mülkiyet konularında yapılan görüşmelerde herhangi bir ilerleme olduğunu söyleyemem. Sadece ekonomi başlığı altında 45 madde üzerinde uzlaşma sağlanmıştır.” rektiğini anlattı. KKTC Cumhurbaşkanı, Türkiye, Yunanistan, KKTC ve Güney Kıbrıs’ın katılacağı 4’lü bir konferans önerdiklerini belirtirken “İsterse diğer garantör ülke olan İngiltere de bu konferansa katılabilir. Fakat Rumlar, bundan kaçınıyor” dedi. Hristofyas’ın takvimlerden kaçındığını ve dünkü görüşmede bunu bir kez daha ifade ettiğini anlatan Eroğlu, “BM Genel Sekreteri’nin bir takvim koymasını biz önerdik” dedi. Oğul Mübarek kaçtı mı? Arap toplumunda yıkılan “korku duvarının” son örneğini, önceki gün çeşitli kentlerde rejime meydan okuyan Mısır gösterilerinde gördük. Tunus’tan daha tehlikeli bir polis devleti olan Mısır caddelerinde insanlar; “Mübarek (Bin Ali’nin sürgün cenneti) Suudi Arabistan seni bekliyor!”, “Defol!”, “Zafere dek devrim!”, “Hüsnü’ye de, Kemal’e de hayır!”, “Kemal, babana senden de nefret ettiğimizi söyle!” diye bağırıyordu. “Kemal”… 31 yıldır işbaşında olan, 82 yaşındaki Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in oğlu… Enver Sedat’ın katledildiği ’81 Ekimi’nden bu yana, “hile karıştırılan seçimlerle” sürekli işbaşında kalan yaşlı Mısır liderinin, koltuğunu gelecekte “hanedan” adına oğlu Kemal’e devretmek istediği biliniyor. Bin Ali’yi deviren Tunus halkı; 75’lik liderlerin “siyasal mirasçısı” addedilen karısı Leyla Treblisi’den nasıl nefret ediyor idiyse; Mısır halkı da Mübarek’in oğluna öyle nefret kusuyor. Ne var ki Mısır Tunus değil. Başta ABD; büyük güçler Mısır rejiminin yerle bir olmadan ayakta kalması için ellerinden gelen gayreti gösterecektir. Bunun yanı sıra “Mübarek hanedanının” sürdürülmesi bundan böyle kolay görünmüyor. İnternet sitelerine yansıyan henüz resmen onaylanmayan bazı haberler hatta, “velihat Kemal”in; şimdiden Mısır’ı terk ettiğini bildiriyor. İnternet ortamında yayımlanan “Akbar el Arab”a göre; Mısır’da halkın sokaklara döküldüğü önceki gün; karısıkızıyla birlikte Kemal’in Kahire’den “özel jetiyle” Londra’ya kaçtığı bildiriliyor… Başka hiçbir şey olmasa bile; Mısırlıların yaka silktiği Mübarek hanedanı projelerinin tarih olması bile… başlı başına bir kazanım olabilir. İktidarın normal yollardan el değiştirmesine olanak bulunmayan Mısır’da bu, “reform yanlısı” bir isim olarak sivrilen “müstakbel cumhurbaşkanı adayı” Muhammed el Baradey’in şansını güçlendirebilir… Washington’ın Kahire’de, bunun ötesine geçen bir değişikliği desteklemesini beklemek güç. Tunus’taki isyanı açıkça alkışlayan ABD yönetimi, Mısır söz konusu olduğunda kılı kırk yarıyor. Tunus’un sözümona! “Yasemin Devrimi” yanında tavır alan Hillary Clinton; söz Mısır’a geldiğinde açıkça ağız değiştiriyor ve Mısır’da “istikarı desteklediklerini”; “Mısır hükümetinin halkın meşru taleplerine cevap vermesini” beklediklerini söylüyor. Bunun tercümesi; ABD’nin Ortadoğu denklemindeki rakipsiz müttefiki Mısır’da mevcut iktidara “sistem içinden bir alternatif üretilmesidir!” El Baradey, bu açıdan akla gelen ilk isim olabilir. [email protected] Garanti ve toprak anavatanların Eroğlu, en zor 2 başlığın “güvenlik ve garantiler” ile “toprak” olduğunu söylerken her iki başlığın da Türkiye ve Yunanistan tarafından ele alınması ge T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2010/2679.ES Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, evsafı, Satış Şartları: Ankara ili Altındağ ilçesi Yenidoğan mahallesi Altındağ caddesi Şile sokak 15. kapı Salih apartmanın bulunduğu yere rastlayan imarın 4640 ada 28 parselini teşkil eden 256 m2 arsa üzerine inşa edilen 42/256 arsa paylı 2. normal ve 3. normal kat 4 no’lu, daire 2. katta: salon antre WC mutfak 3. kat: 3 oda antre banyo’dan müteşekkil 2 adet balkondan mevcut net 90 m2 kullanım alanlı dubleks mesken vasıflı taşınmaz, bir borçtan dolayı açık artırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 85.000,00.TL %1 KDV Alıcıya aittir. 1Satış 30/05/2011 günü saat 11.15’ten 11.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçlıanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 09/06/2011 günü saat 11.15’ten 11.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüchanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakla sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ye temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/2679, Es, sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 18/01/2011 (İc. İ.f.K. 126) (Basın: 5337) VE FAT 0 Çok sevgili eşim, hayatım, aşkım VEFAT Baromuzun 3224 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT Osman Aslandere kısa sürede kansere yenildi ve beni bırakıp gitti. Yakınları ve tüm dostlarıyla bugün Ataköy Camii'nden öğle namazından sonra uğurlayacağız. OSMAN TOYGAR AKMAN vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 27.01.2011 Perşembe günü (bugün) Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip, Datça’da Aile Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Eşi: Fikriye Aslandere (Bayraktar) Kızı: Ayşe Aslandere Kardeşleri: Esin, Ali, Emel Yeğenleri: Özlem, Aykut, Jülide, Barış Erim BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 27635 sicil sayısında kayıtlı BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 15863 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ABDURRAHMAN TAŞTEKİN 26.01.2011 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 26.01.2011 Çarşamba günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT REFİK BAYAZIT 26.01.2011 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 26.01.2011 Çarşamba günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. Yahudi soykırımı belgeleri Google’da Dış Haberler Servisi İsrail’deki Yad Vaşem Müzesi, dünyanın en fazla sayıda belge ve fotoğraf içeren “Holocaust” (Yahudi soykırımı) arşivine internetten ulaşılabilmesi için Google ile işbirliği yaptı. Birleşmiş Milletler’in Yahudi Soykırımını Anma Günü’nden bir gün önce yayına giren proje kapsamında ilk 130 bin fotoğraf dün yayımlandı. Aslında Yad Vaşem’in web sitesinden çok sayıda belgeye ulaşılabilmesine karşın yeni proje, kullanıcıların Google arama motorunu kullanarak doğrudan dataya ulaşmasını sağlayacak. Google, ayrıca internet kullanıcılarının kendi ailelerine ait belge ve anıları paylaşarak projeye katılabilmelerini de mümkün kılacak. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle