Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHUR YET 27 EYLÜL 2010 PAZARTES
6 KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
‘Batı Ekseni’
Sona Ererken
Şöyle bir düşünün; dünyanın hangi ülkesi
için, acaba dış politik ilişkilerinde şimdi nereye
yönelecek, hangi ülkeler ve bloklarla ittifak
yapacak, biçiminde bir tartışma var? Evet akla
tek ülke geliyor: Türkiye...
Moda deyiş: Eksen. “Eksen kaydı, eksen
değiştirdi...” Eksen veya yörünge, yön...
Ülkenin “doğru” yönünü Atatürk çizmişti:
Çağdaşlaşma. Sonra bu yön 1946’dan sonra
“Batı, Batılılaşma” olarak uygulandı.
Çağdaşlaşma, Batı’daydı...
Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri; bilim,
teknoloji, düşünce, kültür ve sanat orada
gelişiyordu.
Ve bütün bunlar üzerinde yükselen ekonomi
ve dünya piyasaları üzerindeki “mutlak”
egemenlik, Batı’yı 200 yıl boyunca dünyanın
merkezi, odağı yaptı.
Bilim orada patlama yaptı, teknoloji
ekonomiye ve zenginliğe dönüştü.
Dolayısıyla dünyadaki hemen hemen bütün
referansları Batı belirledi...
Bir noktaya daha değinelim: Bütün dünyanın
yönü Batı idi, Batı’nın yönü de bütün dünya!
Dünya neredeyse (Rusya’nın çöküşünden
sonra hele, tek) Batı eksenli iken, Batı ise çok
eksenliydi...
German Marshall Fund (GMF) yazdı ki
Türkiye eksen değiştiriyor. ABD’deki pek çok
düşünce kuruluşu da benzer görüşlere yer
veriyor. AB telaşlı! Almanya öyle... Diyorlar ki,
Türkiye AB’den dışlanınca, kendine yeni
müttefikler arayışına girdi. Beyaz Saray,
“suçlu” gördüğü AB’ye yüklendi!
Batı’nın karar merkezleri telaşlı, ne olacak bu
Türkiye’nin hali, hikâyesi!
Bu olgular karşısında hem yakın tarihe ilişkin
hem günümüze ilişkin bazı saptamalar
yapmalıyız.
1) Türkiye, kuruluşundan itibaren, Atatürk’ün
çağdaşlaşma hedefine yöneldi! Batı’yı Batı
yapan kurumları oluşturdu. Üniversiteler, bilim
ve araştırma altyapısını oluşturma, gelişmenin
merkezine oturtuldu. Öğrenciler gönderildi,
profesörler getirtildi, mühendisler yetiştirildi,
araştırma kurumları kuruldu, Türkiye sıtma ve
salgın hastalıklar yurdu olmaktan çıkartıldı,
fabrikalar kuruldu... Üst yapı kurumları
oluşturulmaya çalışıldı.
Türkiye, Batı ile ittifaka girmeden, Batı’yı Batı
yapan yoldan gitmeye başladı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasının özel koşulları,
Türkiye, Batı’ya jandarmalık hizmeti sunmaya
başladı, 1990/2000’lere kadar süren bu
hizmet, Türkiye’yi “çağdaşlaşma” yolundan
epey alıkoydu, hatta kopardı bile diyebiliriz.
Türkiye, savaş odaklı büyük stratejik planların
piyonu oldu!
Siyasetin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
bilincini, siyasi yapılanmasını, siyasetini bu
stratejik planlar belirledi.
Geldiğimiz nokta, askeri stratejik güvenlik
politikasının güdülediği bir ülke yapısı oldu.
Üstelik, ittifaka girinceye kadar girilen
çağdaşlaşma politikaları da kesintiye uğradı ve
tamamlanamadı!
Ekonomisi, demokrasisi, hukuk devleti,
insan hak ve özgürlükleri, çağımızın temel
yapılanması bilim ve teknoloji üretimi (çok)
eksik bir ülke!..
Sonuç çıkartırsak: Batı ittifakı bizim gibi
Batılı olmayan ülkeler için kötü; ama
çağdaşlaşma düşüncesi iyi...
1980’den itibaren taşları döşenen ve
Sovyetler’in sosyalist blogu yıkıldıktan sonra
hızlanan bugünkü küreselleşme, aslında Batı’yı
da (Avrupa ve ABD) dünyanın tek
yönü/merkezi/odağı olmaktan çıkarmaya
başladı.
Çünkü çağdaşlaşmayı belirleyen ana
temalar Batı’nın tekelinden kurtuldu, dünyanın
malı olmaya başladı.
Tek eksenli, tek yönlü bir dünyadan, çok
eksenli/çok yönlü bir dünyaya
dönüştük/dönüşüyoruz.
Küreselleşme, zaten kavramsal olarak da
bunu dile getirir:
Bin bir yönlü/eksenli bir dünya!
Yarın, tek eksenliliği bitiren olgulara
yakından bakacağız ve Türkiye’nin eksenini
değerlendireceğiz.
SEDA SARI
“Önünde bir kavşak belirdiyse hayatın de-
ğişecek demektir”. Filmin senaryosunu okurken
başrol oyuncusu Güven Kıraç tarafõndan söy-
lenen bir cümle. Selim Demirdelen’in de röportaj
sõrasõnda söz ettiği gibi, filmi özetleyen bir
cümle aslõnda. Hepimiz yaşantõmõz boyunca tür-
lü değişikliklerle karşõlaşõr, kimi zaman bazõ ger-
çeklerle yüz yüze geliriz. Zaman zaman hepi-
mizin önünde kavşaklar belirir ve yaşantõmõzõ de-
ğiştirir. İşte “Kavşak” da böyle bir film.
17. Altõn Koza Film Festivali’nde ‘En İyi Yö-
netmen’, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘Umut Ve-
ren Erkek Oyuncu’ ve ‘En İyi Müzik’ dalla-
rõnda olmak üzere 4 ödül sahibi olan ve başrol-
lerini Güven Kõraç ve Sezin Akbaşoğulları’nõn
paylaştõğõ, Umut Kurt, Cengiz Bozkurt, Yü-
cel Erten, Nihal Kolbaş, Mete Horozoğlu ve
Dolunay Soysert gibi profesyonel oyuncularõn
yer aldõğõ, yapõmcõlõğõnõ Türker Korkmaz’õn üst-
lendiği filmin başarõlõ yönet-
meni, senaristi, aynõ zaman da
müzisyen, fotoğraf sanatçõsõ
ve bundan sonra adõnõ epeyce
söz ettirecek olan Selim De-
mirdelen ile ilk uzun metraj-
lõ filmi “Kavşak”õ konuştuk.
KES ŞEN HAYATLAR
- Hepimiz “kavşak” keli-
mesinin anlamını biliyoruz
ama filmin yönetmeni ve se-
naristi olarak filmdeki “kav-
şağı” nasıl tanımlarsınız?
- Filmdeki karakterlerin ha-
yatlarõnõn kesişmesini simge-
liyor aslõnda. İnsanlarõn ha-
yatlarõnõn, birbirine teğet ge-
çerek birbirini nasõl etkiledi-
ği ve nasõl değiştirdiğiyle ilgili
uygun bir isim olduğunu dü-
şündük.
- Sürprizli bir hikâyesi var
aynı zamanda..
- Evet, ama çok da ipucu ver-
mek istemiyorum. Genel ola-
rak bir yüzleşme, bir kabullenme filmi di-
yebiliriz “Kavşak” için. Aynõ zamanda
bir büyük şehir filmi. Köşeye sõkõşmõş ka-
rakterlerin hikâyeleri. Güven adõnda bir
ana karakterimiz var. Onun üzerinden yü-
rüyor hikâye. Diğer karakterlerle haya-
tõ kesişiyor ve onun hayatõnõ tamamen al-
tüst edip değiştiriyorlar. Finali bakõ-
mõndan da umut içeren bir film aslõnda.
MUTLU B R A LE BABASI!
- Konusundan biraz söz edecek
olursak…
- Güven, bir muhasebe şirketinde şef
olarak çalõşõyor. Şirkette herkes onu
mutlu bir aile babasõ olarak tanõyor ve ça-
lõşanlara kõzõnõn başarõlarõnõ anlatõp ak-
şamlarõ evine koşarak gidiyor. Ama as-
lõnda onu evde bekleyen kimse yok. Gü-
ven’in hayatõ, yeni bölüm şefi Arzu’nun
odasõna taşõnmasõyla sarsõlmaya başlõyor.
Kendi hayatõyla ilgili verdiği bir açõkla
ve Arzu’nun önlenemeyen merakõyla
olaylar çözülmeye başlõyor diyebiliriz.
- Nasıl bir süreç yaşandı film orta-
ya çıkana kadar?
- Filmi dijital kamerayla üç haftada
çektik. Çekimlerin tamamõ İstanbul’da gerçek me-
kânlarda oldu. Yani dekor kurulmadõ. Film sõkõşõk
karakterleri anlattõğõ için mekânõn da sõkõşõk ve
küçük olmasõna özen gösterdik.
Çekimler sõrasõnda herhangi bir sorun yaşa-
madõk. Güven Kõraç’õn böbrek taşõ düşürmesi dõ-
şõnda tabii. Ama acõlar içinde de olsa, sağ olsun,
çalõşmaya devam etti. Bir de şubat ayõnda çek-
tiğimiz için hava bizi biraz zorladõ. Bizim bek-
lentimiz, tutarlõ karlõ bir İstanbul ya da tutarlõ yağ-
murlu bir İstanbul’du. Ama biz çekerken dört
mevsimi birden yaşadõk. Güneşli bir çekim ya-
parken ertesi gün kalktõğõmõzda kar yağmõş ol-
duğunu da gördük.
- Filmin afişinde çok güzel bir cümle yer alı-
yor: “Eğer önünde bir kavşak belirdiyse ha-
yatın değişecek demektir.” Etkileyici bir
cümle…
- O cümle Güven Kõraç’a ait. Senaryoyu
okuduğunda, filmin ismi orta-
ya çõktõğõnda onun aklõna gel-
di. Filmi de çok güzel özetle-
diğini düşünerek afişte kullan-
dõk o cümleyi.
FARKINA VARILMA-
YAN KAVŞAKLAR
- Sizin de hayatınızı değiş-
tiren bir kavşak var mı?..
- Bir sürü var. Hayatõmõn akõ-
şõnõ değiştiren olaylar, rastlan-
tõlar, insanlar var. Bunlardan et-
kilenmiş olabilirim filmin hi-
kâyesini oluştururken. Bu tür
kavşaklarõn önemli olduğunu
düşünüyorum. Sadece bazõla-
rõnõ gözden kaçõrõyoruz, farkõ-
na varamõyoruz. Ama yaşa-
dõklarõmõza daha dikkatli bak-
tõğõmõz zaman bu tür olaylarõn hayatõmõzõ ne ka-
dar önemli ölçüde değiştirdiğini zaten görüyo-
ruz..
- Filmdeki ana karakterin adının Güven ve
o karakteri canlandıran kişinin Güven Kıraç
oluşu bir rastlantı olmasa gerek…
- Öykü şekillendiğinde gözümün önüne gelen
tek kişi Güven Kõraç’tõ. Ona fazlasõyla yakõştõr-
dõm bu rolü. Güven ismi kendisinden yola çõkõ-
larak kondu. Bu ismi karaktere de çok yakõştõ-
rõyorum.
Güven, fiziksel görünüm olarak da kafamdaydõ.
Bir tek, kilo vermesi gerekiyordu biraz. O yüz-
den projenin başõnda onu tehdit ettim! Kilo ver-
mezsen oynatmam seni diye!
Diğer oyuncular da kafamdaki karakterlere ya-
kõştõrdõğõm kişilerdi. Hepsi de kõrmayõp filmde
rol almayõ kabul ettiler. Dolayõsõyla istediğim
oyuncularla çalõşabildim. Bu da benim için bü-
yük bir şans tabii.
- Bu film ile nasıl bir kitleye ulaşmayı he-
defliyorsunuz?
- Öyle bir hedef belirlemedik. Sinema filmi
yapmak üzere yola çõktõk. Tek amacõmõz, sami-
mi ve gerçek bir film yapmaktõ. Film kimlerle bu-
luşacak: Bunu herhalde 1 Ekim’de gösterime gir-
diğinde göreceğiz..
- Fragmandaki müzik de dikkat çekici…
- Fragmandaki müzik aynõ zamanda filmin ana
tema müziği ve bana ait.
- Yurtdışındada birçok festivalde adını du-
yurdu “Kavşak”. Bunlardan biri de Montreal
Film Festivali’ydi…
- Dört gösterim oldu orada. Biz gidemedik, do-
layõsõyla oradaki tepkileri bilemiyoruz. Önü-
müzdeki günlerde yazõlõp çizilecektir. Biz de me-
rakla bekliyoruz açõkçasõ…
- Ödül bekliyor musunuz peki?
- Hem gişeyle ilgili hem de festival başarõsõyla
ilgili beklentilerimi asgaride tutmaya çalõşõyo-
rum…
FEST VALLER ÖĞRET C
- Sonuçta yıllardır bu işle uğraşıyorsunuz
ve ilk uzun metrajlı filminizi çekip yurtdı-
şındaki festivallere katılıyorsunuz. Bu bile as-
lında arkasından ödüllerin geleceğini gös-
termiyor mu?
- Umarõm, tabii. Ama dediğim gibi benim için
daha değerli olan, filmin seyredilip, beğenilip
olumlu ya da olumsuz eleştirilmesi ki, bundan
sonraki filmler için kendimi tartabileyim. Fes-
tivallerin de eğitici bir süreç olduğunu düşü-
nüyorum bu konuda. Ödüllerle ilgili bir şey di-
yemeyeceğim…
- Şu anda üstünde çalıştığınız bir proje var
mı?
- Çalõştõğõm iki proje var. Biri aşk, diğeri ise
polisiye tarzõnda. O zaten bir roman uyarlamasõ.
Ben biraz maymun iştahlõyõmdõr. İyi bir bi-
limkurgu filmi izlediğimde canõm bu tarz bir
film çekmek ister. Aşk filmi izlediğimde ise o tür-
de bir film çekmek isterim. Keşke Stanley
Kubrick gibi her türde başarõlõ örnekler vere-
bilsek. Bunlarõn hepsi proje aşamasõnda tabii. Ger-
çekleşmesi biraz da bu filmin başarõsõna bağlõ.
Hem parasal açõdan hem de motivasyon açõsõn-
dan. Ne yapacağõmõzõ, “Kavşak”õn gösterimin-
den sonra belirleyeceğiz.
Aslõnda bir de doğaçlama projem var. Ama de-
diğim gibi, hepsi “Kavşak”õn gösteriminden son-
ra belli olacak..
- Son olarak şöyle genel bir soru sormak is-
tiyorum: 1969’da Stuttgart’ta başlayan ve şu
anda İstanbul’da süregelen bir yaşam. Kırk
bir yıllık bir yaşama sığdırılan birçok başa-
rılı iş. Müzisyenlik, fotoğraf sanatçılığı, rek-
lam, film, dizi yönetmenliği… Peki Selim
Demirdelen’nin yaşamı bir film olsa, ismi ne
olur?
- “Kavşak”...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet ve siyasi parti temsilcileri, 26 Ey-
lül Türk Dil Bayramõ dolayõsõyla Türkçe-
nin birlik ve beraberlikteki önemini vur-
gulayan mesajlar yayõmladõ.
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Dil
Bayramõ dolayõsõyla yayõmladõğõ mesajõn-
da Türkçenin söz varlõğõ ve kullanõm ala-
nõyla dünyanõn en zengin dillerinden oldu-
ğunu belirterek “Birlik ve beraberliğimi-
zin temeli olan Türkçemiz, bizi birbiri-
mize bağlayan, kültürümüzün kök sal-
masına ve nesillere aktarılmasına hiz-
met eden en önemli varlığımızdır” dedi.
Gül, çağdaş bir eğitim, bilim ve kültür dili
seviyesine ulaşma yolunda büyük mesafe
kateden Türkçeyle dünyada ses getiren
seçkin eserlerin üretilmesinin Türkçenin
zenginliğini gösterdiğini ifade etti.
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin de
mesajõnda bir milletin kültür ve gelişmiş-
lik düzeyini gösteren en önemli olgunun
dil olduğunu vurgulayarak “Tarih boyu
sürekli gelişen Türkçemiz, zengin içeri-
ğiyle dünyanın en köklü ve en konuşu-
lan dilleri arasında yer almaktadır” de-
di. Şahin, güçlü ve zengin bir toplum ola-
rak geleceği yakalamak için Türkçenin
korunmasõ ve zenginleştirilerek gelecek
nesillere ulaştõrõlmasõ gerektiğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da
yayõmladõğõ mesajda dilin millet olabil-
menin en önemli dayanaklarõndan biri
olduğunu belirterek “Bizi bir arada tu-
tarak ortak değerler etrafında bütün-
leşmemizi sağlayan da dilimizdir. Di-
limizi geliştirerek muhafaza etmek,
millet olarak geleceğimizi de muhafa-
za etmektir” dedi.
‘M LLET N ÖZÜ D LD R’
CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda-
roğlu da mesajõnda bir kişinin soyunun,
aşiretinin, õrkõnõn ve etnik kimliğinin fark-
lõ olabileceğini ancak devletin resmi dili-
ni, Türkçeyi herkese öğretmek, anlatmak
ve gelişip güçlenmesine yardõmcõ olmak-
la görevli olduğunu belirtti. Kõlõçdaroğlu,
bunun hem Anadolu’daki birlik ve bera-
berliğin özü ve temeli olduğu için hem
de bir milletin kültür ve gelişmişlik dü-
zeyini gösterdiği için önemli olduğunu
ifade etti. Kõlõçdaroğlu, bugün Dil Der-
neği’nin gerçekleştireceği “Dil Bayramı
ve Ödül Töreni”ne katõlamayacak olma-
sõ nedeniyle Sevgi Özel’e de bir mesaj
gönderdi. 12 Eylül 1980’deki anlayõşõ
2010’larda yaşatan bugünkü iktidarõn
farkõnda olmasa da Dil Bayramõ’nõn son-
suza dek aynõ heyecan ile kutlanacağõnõ
ifade eden Kõlõçdaroğlu, ayrõca onur ödü-
lüne değer görülen aralarõnda gazetemiz
yazarlarõ Işık Kansu ve Güray Öz’ün
de bulunduğu isimleri kutladõ.
Selim Demirdelen’in Altõn Koza’da 4 ödül alan ‘Kavşak’ filmi 1 Ekim’de gösterime giriyor
Hayatõ değiştiren ‘kavşak’lar
En yi Yönetmen: Selim
Demirdelen
En yi Kadın Oyuncu:
Sezin Akbaşoğullarõ
Umut Veren Erkek
Oyuncu: Umut Kurt
En yi Müzik: Selim
Demirdelen
17. ALTIN KOZA F LM
FEST VAL ’NDE ‘KAVŞAK’
‘Kavşak’ta başrolü
üstlenen Güven Kõraç’õn
söylediği bir cümle filmi
özetliyor: Önünde bir kavşak
belirdiyse hayatõn değişecek
demektir… Zaman zaman
hepimizin önünde kavşaklar
belirir ve yaşantõmõzõ
değiştirir. İşte ‘Kavşak’ da
böyle bir film.
Filmin sürprizli bir
hikâyesi var. Ama
yönetmeni Selim
Demirdelen fazla
ipucu vermek
istemiyor. Genel
olarak bir ‘yüzleşme’
filmi olduğunu
söylüyor ve ekliyor:
“Aynõ zamanda bir
büyük şehir filmi.
Köşeye sõkõşmõş
karakterlerin
hikâyeleri.”
1
969 yõlõnda
Stuttgart-
Alman-
ya’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni
bitirdi, ardõndan İstanbul Üniversite-
si’nde iktisat okudu. New York Üniver-
sitesi’nde kõsa dönem film eğitimi aldõk-
tan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde
sinema/TV dalõnda yüksek lisans yaptõ.
1994 yõlõnda ilk çektiği kõsa filmler
“Hasret” ve “Çevre” ile İFSAK kõsa
film yarõşmasõnda ödül aldõ. 1998 yõlõn-
da serbest reklam yönetmeni olarak ça-
lõşmaya başladõ. 2002 yõlõnda ilk albümü
“Beat Bazaar”õ çõkardõ. 2004 yõlõnda
“Anlat İstanbul”un beş yönetmeninden
biri oldu. 2006’da profesyonel müzik
kayõt stüdyosu “Stüdyo 101”i kurdu.
Aynõ yõl Serdar Akar’õn “Barda” adlõ
filminin müziklerini yaptõ. 2007-2008
sezonunda Kanal D’de yayõmlanan “Bı-
çak Sırtı” dizisini yönetti. 2008’de “36
Poz” adlõ ilk kişisel fotoğraf sergisini
açtõ. Üçüncü albümü “Dut Ağacı” 2009
yõlõnda müzik marketlerde yerini aldõ.
Sokak Çocukları (Reklam Filmi)
2003 Kristal Elma -
En İyi Yönetmen
Ödülü
2003 Epica - Finalist
2003 Adee - Finalist
Cafe del Mondo (Reklam Filmi)
2004 New York Festivals - Finalist
Anlat İstanbul
2005 İstanbul Film Festivali - En İyi
Film
2005 Adana Altın Koza Film Festivali
- En İyi Film
2005 Med Fest - Jüri Özel Ödülü
2006 Ankara Film Festivali – En İyi
İkinci Film
2006 Bangkok Film Festival - Jüri
Özel Ödülü
Barda
2007 Boğazici Üniversitesi Radyosu -
En İyi Film Müziği
2007 SİYAD En İyi Film Müziği - Fi-
nalist
2007 Yeşilçam Ödülleri En İyi Film
Müziği – Finalist
Devlet ve siyasi parti temsilcileri, 26 Eylül Türk Dil Bayramõ dolayõsõyla Türkçenin
birlik ve beraberlikteki önemini vurgulayan mesajlar yayõmladõ
Dil Bayramı’nda birlik vurgusu...
SEL M DEM RDELEN
Filmde başrolleri Güven Kıraç ve
Sezin Akbaşoğulları paylaşıyor.
SelimDemirdelen
Arkadaşımızın mutlu günü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gaze-
temiz muhabirlerinden Sevil Arõnan dün
Çankaya Belediyesi Vedat Dalokay Nikâh
Salonu’nda törenle Tolga Toktaş ile yaşa-
mõnõ birleştirdi. Nikâh törenine, Ankara
Temsilcimiz Utku Çakõrözer, gazetemiz
yazarlarõndan Özgen Acar, Ankara Haber
Müdürümüz Emine Kaplan, çiftin aileleri,
yakõnlarõ, sevenleri ile gazetemiz çalõşanla-
rõ katõldõ. Arkadaşlarõmõz Sevil ve Tol-
ga’ya ömür boyu mutluluklar dileriz.
A’KM’yi yeniden inşa edeceğiz’
İstanbul Haber Servisi - Uluslararasõ 3. De-
niz Festivali kapsamõnda, Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti’nin (TGC) Cağaloğlu’ndaki Loka-
li’nde Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin
üyeleriyle sohbet toplantõsõna katõlan Devlet
Bakanõ Hayati Yazõcõ, İstanbul’un tanõtõldõğõ
oranda dõşarõdaki değerinin daha çok arttõğõnõ
söyledi. Yazõcõ, “Atatürk Kültür Merkezi
(AKM) ile ilgili ne yapmayõ düşünüyorsu-
nuz?” sorusu üzerine, “Taksim’de trafiği yer
altõna alacağõz. Otopark alanõnõ da dahil
ederek, Türkiye denince anõlacak bir mey-
dan yapacağõz. 24 saat kültür sanat etkinlik-
lerinin düzenlendiği bir Taksim hayalimiz.
AKM’yi yeniden inşa edeceğiz” dedi.
obursali@cumhuriyet.com.tr