Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHUR YET 27 EYLÜL 2010 PAZARTES
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
Venezüella savaşõ kõzõşõyorİGNACİO RAMONET
Önümüzdeki haftalarda Latin
Amerika’daki ideolojik üstünlük
kavgasõnda iki önemli ve belirleyici
karşõlaşma olacak: Venezüella’da 26
Eylül’de yapõlacak genel seçimler ve 3
Ekim’de Brezilya’da gerçekleşecek
başkanlõk seçimleri. Bu büyük ülkedeki
başkanlõk seçimini eğer demokratik sol
kazanamazsa politik sarkaç bu kõtada, Şili,
Kolombiya, Peru, Meksika, Honduras,
Kosta Rika ve Panama ile birlikte
yönetimdeki sağ iktidarlara doğru eğilmiş
olacak. Ancak bu, az bir olasõlõk. Merkez
sağda yer alan Brezilya Sosyal Demokrat
Partisi’nin adayõ Jose Serra’nõn, ülkesinde
çok sevilen ve eğer anayasa izin verseydi
üçüncü dönem için kolaylõkla seçilebilecek
olan Başkan Lula’nõn desteklediği ve
iktidardaki İşçi Partisi’nin adayõ olan
Dilma Russef’i geçmesi imkânsõz gibi.
Sonuç olarak uluslararasõ tutucu güçler bir
başka cepheye, Venezüella seçimlerine
odaklandõlar. Başkan Chavez’i ve
Bolivarcõ devrimi zayõflatmak için
saldõrõya geçtiler. Ulusal meclis için 165
milletvekili seçilecek. 2005 yõlõnda
muhalefetin seçimleri boykot etmesi
nedeniyle şimdiki meclisin büyük
çoğunluğu Chavez yanlõsõ üyelerden
oluşuyor. Bu kez öyle yapmayacaklar.
Chavez’e karşõ duyduklarõ kinle bir araya
gelmiş sayõsõz parti ve farklõ
organizasyonlar MUD (Demokratik Birlik)
adõ altõnda Chavez’in partisi PSUV
(Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi) ile
çekişiyorlar. Bolivarcõ hükümet,
kaçõnõlmaz olarak yeni parlamentoda bir
öncekine oranla daha az sayõda
parlamentere sahip olacak. Önemli olan
hangi oranda olacağõ. Büyük reformlar
programõnõ sürdürebilecek bir çoğunluğu
sağlayabilecek mi? Muhalefet devrimi
frenleyecek güce ulaşabilecek mi?
Meclisteki koltuklarõn yüzde 60’õ isme
göre, yüzde 40’õ ise orana göre
belirlenecek. Geçerli oylarõn yüzde
50’sinden fazlasõnõ alan liste koltuklarõn
yüzde 75’ine sahip olacak. Bu önemli,
çünkü Venezüella anayasasõna göre, temel
yasalarõn geçmesi için vekillerin üçte
ikisinin, başkana kanun hükmünde
kararname çõkarma yetkisi verilebilmesi
için vekillerin 5/3’ünün oyu gerekiyor.
Başka deyişle muhalefetin 165 vekillikten
56’sõnõ almasõ temel yasalarõn çõkmasõnõ
önlemeye yetecek. 67 koltukla ise kanun
hükmünde kararnameleri engelleyebilecek.
Şimdiye dek temel reformlar kanun
hükmünde kararnameler sayesinde
gerçekleştirilebilmişti.
Bu yüzden Venezüella savaşõ öyle çok
enerjiyi harekete geçirdi ki Başkan
Chavez’e karşõ yürütülen uluslararasõ
karalama kampanyalarõ had safhaya ulaştõ.
Son aylarda saldõrõlar peşi peşine geliyor:
Önce su stoklarõnõn yetersizliği ve elektrik
kesintileri (şimdi sorun çözülmüş
durumda) için hükümeti suçladõlar. Ülkeyi
etkileyen kuraklõğõn iklim değişikliğinin
sonucu olduğundan hiç söz etmediler.
Daha sonra eski Kolombiya Başkanõ
Alvaro Uribe’nin hiçbir kanõta
dayanmayan suçlamalarõnõ defalarca
gündeme getirdiler: Sözde Venezüella
Kolombiyalõ gerillalar için bir sõğõnak
olmuştu Bu iddia yeni başkan Santos’un
Hugo Chavez’le Kolombiya Santa
Marta’da 10 Ağustos’ta yaptõğõ
görüşmeden sonra terk edildi. Chavez,
burada gerilla örgütüne silahlõ mücadeleye
son verme çağrõsõnõ bir kez daha yineledi:
“Bugünün dünyası artık 1960’lar gibi
değil, Kolombiya’da silah gücüyle
iktidar olmanın koşulları yok. Tersine
bu durum ABD için Kolombiya’ya
yerleşmek ve oradan Ekvador,
Venezüella, Nikaragua ve Küba’ya
saldırmak için bir bahane oluşturuyor”
dedi.
Yoksulluk geriledi
Tüm kanõtlara karşõ, nefret medyasõ hâlâ
Venezüella’da politik özgürlüklerin
kõsõtlandõğõnõ, düşünce özgürlüğüne karşõ
sözde bir sansürün olduğunu iddia etmeyi
sürdürüyor. Televizyon kanallarõnõn ve
radyo yayõnlarõnõn yüzde 80’inin özel
sektörün elinde olduğunu söylemekten
kaçõnõyorlar. 1999’dan beri Venezüella’da
hiçbir uluslararasõ kuruluşun
sorgulamadõğõ 15 demokratik seçimin
gerçekleştiğini görmezden geliyorlar.
Gazeteci Jose Vicente Rangel’in işaret
ettiği gibi Venezüella’da her yurttaş
binlerce siyasi parti, sendika ya da sosyal
organizasyondan birine üye olabilir ve
herhangi bir sõnõrlama olmaksõzõn kendi
görüşlerini ve düşüncelerini tartõşmak için
ülkenin her yerinde dolaşabilir.
Hugo Chavez’in başkan seçilmesinden bu
yana sosyal yatõrõmlar 1988-1999
dönemine oranla 5 kat arttõ.
Venezüella’nõn Birleşmiş Milletler’in 2015
için belirlediği Milenyum Hedefleri’nin
neredeyse tamamõna ulaşmõş olmasõ
belirleyici anahtar olacak. Yoksulluk
1999’da yüzde 49.4 iken 2006’da yüzde
30.2’ye, aşõrõ yoksulluk ise yüzde 21.7’den
yüzde 7.2’ye düşmüştür. Böylesi
özendirici sonuçlar bu kadar nefreti hak
ediyor mu?
İspanyolcadan çeviren: Engin Demiriz
(Le Monde Diplomatique,
İspanyolca baskı, Eylül 2010)
Devlet Başkanõ Chavez’e karşõ yürütülen uluslararasõ karalama kampanyalarõ had safhaya ulaştõ
Tüm kanõtlara karşõ, nefret medyasõ hâlâ Venezüella’da
politik özgürlüklerin kõsõtlandõğõnõ, düşünce
özgürlüğüne karşõ sözde bir sansürün olduğunu iddia
etmeyi sürdürüyor. Televizyon kanallarõnõn ve radyo
yayõnlarõnõn yüzde 80’inin özel sektörün elinde olduğunu
söylemekten kaçõnõyorlar. 1999’dan beri Venezüella’da
hiçbir uluslararasõ kuruluşun sorgulamadõğõ 15
demokratik seçimin gerçekleştiğini görmezden geliyorlar.
YURİY RAYHEL
Türkiye’de, anayasaya
değişiklik getirilmesine
ilişkin referandum yapõldõ.
Referandumun yapõlacağõ gün,
bu bilinçli bir seçim miydi
bilinmez, askeri darbenin
yapõldõğõ tarihin tam 30.
yõldönümüne denk düştü.
İktidar tarafõndan referanduma
sunulan ve kabul edilen
değişiklikler, anayasanõn 26
maddesine değişiklik
getirilmesine ilişkindi. İktidar,
bu değişiklikleri, ülkenin
demokratikleşmesinin ve
Avrupa Birliği’ne uyum
sağlamanõn bir ön şartõ olarak
sundu.
Muhalefet, anayasada
sendikalarõn, kadõnlarõn,
çocuklarõn haklarõnõ genişleten
ve 12 Eylül darbesini
yapanlarõn yargõlanmasõnõn
önünü açan değişikliklere karşõ
değil. Muhalefetin itirazõ, asõl
olarak, yüksek yargõ
organlarõnõn üyelerinin
atamasõnõn yürütme ve
yasamanõn yetki alanõna
girmesine karşõ. Zira, yeni
değişikliklerle, yüksek yargõ
organlarõna yapõlacak
atamalarda devlet başkanõ ve
parlamento söz sahibi olacak.
Parlamentonun çoğunluğu,
iktidar partisi
milletvekillerinden oluşuyor.
2007 yõlõnda seçilen şimdiki
devlet başkanõ da yine
iktidardaki AKP’nin üyesiydi.
Bu tablo, yüksek yargõ
organlarõna yapõlacak
atamalarõn iktidarõn çõkarlarõna
hizmet edeceğini gösteriyor.
AKP, slamcı partilerin
devamı durumunda
Anayasa Mahkemesi, yakõn
yõllarda, AKP’yi
kapatmanõn eşiğine
gelmişti. Şimdi, parti
kapatma yetkisi
Anayasa
Mahkemesi’nden
alõnõp
parlamentoya
verilerek iktidar
partisinin gücü
sağlamlaştõrõlmõş
oluyor. Başbakan
Tayyip Erdoğan,
referandumdan
“evet” sonucunun
çõkmasõ için yoğun bir
kampanya yürüttü. Hatta,
konuşurken canlõ yayõnda
hüngür hüngür ağladõ.
Başbakan’õn kendisi, bundan 12
yõl önce, İslamcõ içeriğe sahip
bir şiir okuduğu için hapis
yatmõştõ. Başbakan, gözyaşlarõ
arasõnda, “İşte bunun için,
yani, hiçbir tabunun
kalmaması, insanların
düşünceleri ya da okudukları
şiirler nedeniyle hapis
yatmaması için bu
değişiklikleri kabul etmeliyiz”
dedi. AKP’nin kendisini laik
bir parti olarak ilan etmesine
rağmen bu parti, önceki yõllarda
kapatõlmõş olan bir dizi İslamcõ
partinin devamõ durumunda.
Erdoğan’õn kendisi, 90’larõn
başlarõnda yaptõğõ
konuşmalarda demokrasinin bir
araç olduğunu, hem laik hem
Müslüman olunamayacağõnõ
söylemişti. Fakat sonra,
liberal demokrasinin ve
AB sürecinin
savunucusu haline
geldi. Muhalefet,
onun bu konuda
samimi olmadõğõna
inanõyor.
AKP’lilerin
anayasa reformunu,
Atatürk’ün laikliğe
yönelik çabalarõna
nokta koyma amacõnõ
taşõdõğõnõ doğrulayan
bir olay, geçen
haftalarda gerçekleşti.
Türkiye emniyet teşkilatõnõn
üst düzey yetkililerinden
Hanefi Avcı, piyasaya çõkan
hatõralarõnda, İslamcõlarõn
emniyet teşkilatõ içinde nasõl
örgütlendiklerini ortaya
koyuyor.
Referandumun Türkiye
açõsõndan ortaya koyduğu
manzaralardan biri de Kürtlerin
sistemden kopuş sürecinin
kaygõ verici boyutlara ulaşmõş
olmasõdõr. Cumhuriyet gazetesi
muhabiri Deniz Berktay’õn
işaret ettiği üzere, seçmen
tabanõ ağõrlõklõ olarak
Kürtlerden oluşan Barõş ve
Demokrasi Partisi’nin boykot
kararõ ilan etmesi sonucunda,
Kürtlerin yoğun yaşadõğõ illerin
çoğunda katõlõm çok düşük
oldu. Öte yandan, Alevi faktörü
referandumda etkisini gösterdi
ve ana muhalefet lideri Kemal
Kılıçdaroğlu’nun da
memleketi olan Tunceli, yüzde
80 oranõnda, “hayır” dedi.
Referandumun sonuçlarõ, Türk
iş dünyasõndaki değişimi de
gözler önüne seriyor. AKP’nin
iktidara geldiği 2002 yõlõndan
sonra ülkede hõzlõ ekonomik
büyümenin olmasõ, iş
çevrelerini, AKP ile işbirliğine
yöneltmişti. Fakat, Deniz
Berktay, başka bir noktaya
daha işaret ediyor: Yakõn
yõllara kadar, liberal eğilimli
İstanbul sermayesi, Türk iç
siyasetinde büyük etki sahibi
idi. AKP ise iktidarda
bulunduğu süre içinde, taşra
kökenli olan ve kendi
eğilimlerine yakõn olan yeni bir
sermayedarlar grubunu
oluşturup güçlendirdi. Bu
durum, 2011’deki parlamento
seçimlerinde de AKP’nin
şansõnõ önemli ölçüde arttõrõyor.
Rusçadan çeviren:
Deniz Berktay (Den gazetesi,
Ukrayna, 14 Eylül 2010)
Tayyip
Erdoğan,
referandumdan
“evet” sonucunun
çõkmasõ için yoğun
bir kampanya
yürüttü. Hatta,
konuşurken canlõ
yayõnda hüngür
hüngür
ağladõ.
AP
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
İsveç’te ‘Koruyucu
Devletin’ Sonu mu?..
Henüz değil. Ama önlem alınmazsa bunun da
gerçeleşeceği kesin. Gerçekten de 19 Eylül’de
İsveç’teki merkez sağ, yasama seçimlerinde
yarışı az farkla önde bitirmesine karşın
tarininde ilk kez meclise yeni giren aşırı sağ
yüzünden ‘mutlak çoğunluğu’ elden kaçırmış
görünüyor. Bu kimilerine göre beklenmeyen,
kimine göre ise beklenen yenilgi salt İsveç’te
değil Avrupa’nın hemen tümünde büyük yankı
uyandırdı.
Kesin sonuçlara bakılırsa Sosyal Demokrat
Fredrik Reinfeldt’in merkez sağ koalisyonu
oyların yüzde 49.2’siyle 349 sandalyelik
mecliste sadece üç sandalyelik bir eksiklikle
mutlak çoğunluğu kaybetmiştir. Sosyal
Demokrat Mona Sahlin’in-Yeşil-Kırmızı bloku
ise oyların yüzde 43.7’sini alarak 157 sandalye
kazanmıştır. Aşırı sağcı Sverigedemokraterna
(İsveçli demokratlar) tarihlerinde ilk kez oyların
yüzde 5.7’sini alarak mecliste 20 sandalye
kazanmışlardır. Ancak geleneksel sağ ve solun
aşırı sağla herhangi bir işbirliğine girmesi söz
konusu değil. Nitekim mecliste 178 sandalye
ile temsil edilen eski Başbakan Reinfeldt’in
dün, “yabancı düşmanlığı ve popülizmle”
suçladığı aşırı sağla herhangi bir işbirliğine
girmesi beklenmiyor. Ancak istense de
istenmese de aşırı sağın meclisteki yeni
konumuyla “anahtar rolü” oynayacağı da bir
gerçek. Nitekim aşırı sağın bu rolü tepe tepe
kullanacağından kuşku yok. Sözcüleri Erik
Almqvista, Le Monde gazetesine yaptığı
açıklamada, partisinin önüne çıkan fırsatı azami
ölçüde değerlendireceğini teyit etmiştir. Ayrıca
İsveç Demokratlarının genel sekreteri Björn
Söder’in söylemleri de aynı yöndedir.
İsveç aşırı sağının köklerinin yeni nazilere
kadar uzandığı kimse için sır değil. Bunlar
zaman içinde üzerlerindeki gamalı haçları
atarak halkın pek yüz vermediği konumdan
uzaklaşmak istemişler, ancak yabancı
düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile ilgili söylem ve
tavırlarından vazgeçmemişlerdir. Özellikle
ülkenin güney kesimlerindeki göreli
başarılarında, ülkenin şu anda önde gelen
sorunlarının başında gelen yasal ya da yasadışı
göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı
temalarını sürekli işleyerek halkı böyle giderse
yakında İsveç’in ünlü “koruyucu devletin”in
sonunun geleceği konusunda korkutmuşlar ve
sanırım sonunda başarılı da olmuşlardır.
Kuşkusuz, ülkenin sözü edilen sorunların
dayanılmaz boyutlara ulaşmasını engelleyecek
önlemlerin, ne yazık ki, koalisyonu oluşturan
sözde sosyal demokrat partilerce de ciddi bir
biçimde ele alınmadığı da yine kimse için sır
değil. Oysa salt istatistiklere bakmak konunun
önemini ortaya koymaktadır. Nitekim İsveç,
Kuzey ülkeleri arasında en çok göç alan
ülkelerin başında gelmektedir. O kadar ki bu
ülkedeki nüfusun yüzde 14.3 “yabancı ülke”
doğumludur. Aşırı sağın 2006’ya oranla oylarını
ikiye katlamalarının ardında “Muhafazakâr”
Sosyal Demokrat koalisyonun sosyal olan ne
varsa yok edilmesi politikalarının da rolü
belirleyici olmuştur. Örneğin hükümet, Avrupa
Topluluğu Adalet Mahkemesi’nin kararına karşı
çıkmamış, serbest rekabet kurallarına uyarak
sendikaların kolektif kanvansiyona uymayan bir
Letonya şirketine karşı harekete geçmesini
yasaklamıştır. İsveçliler bu olayı sosyal
modellerine bir saldırı olarak görmüşlerdir.
Yazar Aron Etzler’in görüşüne göre bu emek
pazarında bir tür “ayrımcığa” yol açmış ve
emekçiler arasında işlerini kaybetme korkusu
yaratmıştır.
Piyasa ekonomisinin kutsandığı bir
Avrupa’da İsveç’in her zaman örnek olarak
gösterilen koruyucu devlet modelini sağlıklı bir
biçimde ayakta tutması, anlaşılan sanıldığı
kadar kolay değil. Sosyal dayanışmayı
çoktandır unutan Avrupa için, İsveç’te olanlar
alınması gereken derslerle doludur.
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
İzmir’in aydınlık gazetecilerinden
ALİ İHSAN
KORUR
26.9.2010 günü yakalandığı hastalığa
yenik düşerek vefat etmiştir.
Cenazesi 28.9.2010 günü öğle namazı
sonrasında NARLIDERE ŞEHİTLİK
CAMİİ’nden kaldırılarak
ZEYTİNALANI Kabristanı’na
defnedilecektir.
Tüm sevenlerine duyurulur.
DOSYA NO 2009/3944 Es.
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ, satõş şartlarõ: Ankara ili, Pursaklar ilçesi, Pursaklar Mahallesi (Fatih Mahallesi) Yavuz Bulvarõ, Şantiye Sokak’ta 1 Kapõ No’lu Tebessüm Apartmanõ’nõn bulunduğu yere rast-
layan imarõn 159 ada, 1 parseli teşkil eden. 2001 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 190/4002 arsa paylõ, 2. Kat 5 No’lu, 3 oda, salon, antre, mutfak, 2 banyo, WC ve 2 balkondan müteşekkil 133 m2 kullanõm alanlõ mesken vasõflõ taşõnmaz bir
borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr.
TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 100.000,00. TL %1 KDV alõcõya aittir. 1- Satõş 01.02.2011 günü saat 15.15’ten 15.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin
%60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 11.02.2011 günü. saat 15.15’ten.
15.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok
artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma mas-
raflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve
süresiz (Dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna ta-
hakkuk edecek; tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bsedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi ala-
caklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdir-
de, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile satõş bedelini derhal veya İİK. 130.
maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale kararõ fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu be-
delle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hüküm-
lere uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndakiJarktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumlu-
dur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir ör-
nek gönderilebilir. Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/3944 Es. sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 06.09.2010
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 640020
TC ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Referandumun ardõndan...