19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ OyunBozanaÇokKızdılar Oysa işler ne de güzel gidiyordu. Aydınlanma diye iki de bir önlerine sürülen vicdanını çoktan yitirmiş, çürüdüğü gözle görünen organizmanın her yerini sarmışlardı. Büyük rüyayı nihayete erdirmeye mek parmak kalmıştı. Neredeyse hemen herkes biat vaziyetlerindeydi. Bir zamanlar Marx okuduğu için kendini Marksist zanneden, gerçekte yükselen dalgalarda solun kayığıyla gezinmiş olanlar bile, Habermas nam geç vakit filozofunun kitaplarından elde ettikleri kırıntılarla cemaatçi olmanın huzuruna kavuşmuşlardı. Her şey berbat oldu şimdi. Neredeyse bütün emekler boşa gidecek. O nedenle çok kızıyorlar. Cemaatin güçlü adamları ise öfkeden kuduruyorlar. Hapse tıktıklarını, zindana savurduklarını, hücrede tuttuklarını halletmişlerdi zaten. Dışarıda kalmış, ama hep tehdit altında olduklarından sesleri çıkmayan, çıksa da pek duyulmayanlar da önemsizdi. Ama bu adam? Bu adam kuşkulanıp kenara çektikleri, konuşacağını zinhar ummadıkları birisi, nihayet kendilerine yakın biriydi. Üstelik “büyük ittifak”ın bozulduğu izlenimini de yaratıyor, canlarını daha çok sıkıyordu. Feryatları ondandır. Peki ama “büyük” medyadaki bu sessizlik neden? Nedeni korkudur. Sağlarına sollarına bakıyorlar ve baktıkları her yerde bir cemaat adamı görüyorlar. Yalnız görmüyorlar, biliyorlar da üstelik. O nedenle yüzlerinde tuhaf bir hicap pembesiyle sessiz kalmayı yeğliyorlar. “Sessizlikle boğmak” dedikleri bu kadim yöntem onları cemaatçi yapmıyor, ama cemaatin gizli bir sevinç içinde bu sessizliği seyrettiğini de biliyorlar. Bunun belki de mükafatını görecekleri bir gün gelecektir, şimdi susmak, derin ve “ulvi” bir sessizlik içinde fırtınanın geçmesini beklemek zamanıdır... Peki, bu adam yeni bir şey mi söyledi. Hayır. Söyledikleri yeni değildir. Yeni olan bu adamdır. Hanefi Avcı’nın söylediklerini Hikmet Çetinkaya yıllardır söyler. Cumhuriyet gazetesi yıllardır yazar. Ama Avcı içeriden geliyor. Bizim evvel eski bildiğimiz gerçekleri perdeyi parçalayarak anlatıyor . Çetinkaya’nın anlattıkları cemaatle cepheden mücadele etmeyi göze almış bir araştırmacının, karşıdan birinin, bir gazetecinin göz önüne serdiği gerçeklerdi. Şimdi durum biraz farklıdır. Şimdi meşru kılınmaya çalışılan o örgütlenmeyi devletin içinden, hâlâ devletin içinde olan, cemaatin yaptıklarını yakından görmüş, izlemiş, bilmiş birisi anlatıyor. Üstelik değişmiş, dönmüş birisi de değildir. Hâlâ dindar, hâlâ devlet diyen, hayatı solcu kovalamakla geçmiş, hâlâ kendi mantığını zerre değiştirmeden “bu işler iyi işler değil” diyen bir adam var karşımızda. Dönek diyemiyorlar o yüzden. Ne diyecekler? Bildikleri o eski ve sık sık kullandıkları küfürle saldırmayı yeğliyorlar. “Artık yükselemeyeceğini anladı da, ikbal kapısı kapandı da onun için böyle oldu” diyorlar. Ama asıl darbe cemaatçilere inmedi. Asıl darbe “artık zamanı geldi, geç kalırsak dışlanacağız ve pek kötü olacak” diye telaşla cemaate yanaşmaya çalışan “liberal” tayfaya indi. Perişandırlar. O nedenle susuyor, “ancak böyle derin bir sessizliğin içinde boğarız bu Avcı’yı” diye düşünüyorlar. Kimi arkadaşlar da Avcı’nın söylediklerini dikkate alacak bir savcı arıyor. Peki, bir savcı bulunur mu? Şunun şurasında referanduma ne kaldı? Bu referandum ne için yapılıyor ki? Cesaretin son damlasını da alıp götürmek için değil mi? e-posta: [email protected] Hanefi Avcõ kitabõnda, emniyetteki Fethullahcõ yapõyla mücadele eden Mustafa Gülcü’yü de anlattõ MüdürügörevdenaldõrdõlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, devlet içindeki Fethullahçõ ya- põyõ anlattõğõ “Haliç’te Yaşayan Si- monlar” isimli kitabõnda, Milli Gö- rüşçü olup AKP iktidarõnda Emniyet Genel Müdürü olmasõ beklenen Em- niyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Mus- tafa Gülcü’nün, Emniyet içindeki Fethullahçõ yapõ tarafõndan “teşkilat içindeki cemaatçi yapıya karşı ol- duğu ve mahkemelere Ergenekon diye bir örgüt olmadığı şeklinde ya- nıt verdiği” için hükümetin de des- teğiyle görevden aldõrõldõğõnõ anlattõ. Avcõ’nõn yok satan kitabõnda Gülcü olayõ şöyle yer aldõ: Yapılanmayı hedefledi: AKP hükümeti kurulunca 2003 Haziran ayõnda ben KOM Daire Başkanlõ- ğõ’na atanõrken Mustafa Gülcü APK Daire Başkanõ olarak atanmõştõ. Em- niyet içerisinde MSP, RP, AKP çiz- gisinde biri olarak bilinir. Daha son- ra Genel Müdür Yardõmcõsõ oldu. Bir iki hamle sonra Emniyet Genel Mü- dürü olacağõ anlaşõlõyordu.Musta- fa’nõn en büyük mücadelesi Fethullah Gülen cemaatinin Emniyet içindeki yapõlanmasõna yönelikti. Emniyet Müdürlüğü’ne Mustafa Gülcü ve di- ğer Emniyet Genel Müdür Yardõmcõ- sõ Celal Uzunkaya’yõ şikâyet eden bir ihbar mektubu gelir. Doğru olduğu an- laşõlan mektuptaki ihbarlar o kadar ge- niş ve detaylõdõr ki, en az 20 kişilik bir ekip aylarca çalõşsa ancak bu kadar kapsamlõ bilgileri toplayabilirdi. Savcı Genç’ten özel ilgi: Bir süre sonra İzmir Emniyet Müdürlü- ğü’nün operasyonu başlatõlõr. Uzun- kaya’yõ İzmir’de komiserlik yõllarõn- dan tanõyan İrfan Erbarıştıran isim- li kişi yakalanõr. Çok önemli şeyler açõklayacağõnõ söyler. Hiç görülmedik biçimde gece özel yetkili savcõ Fatih Genç Emniyet’e gelir. Savcõ sabaha karşõ şahsõn “Bana bir şey olursa Ce- lal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü sorumludur” da dediği 39 sayfalõk ifadesini alõr. Savcõ, muhbir olduğu ifa- de edilen bu şahõsa yapõlan ödemelerle ilgili olarak Ankara’ya sorular soran yazõlar gönderir. Kõsa süre sonra iki ge- nel müdür yardõmcõsõnõ mevcutlu ola- rak İzmir’e çağõrõr. Gece geç saatlere kadar devam eden duruşmalar so- nunda serbest bõrakõlõrlar. Hukuka aykırı izleme: Bu olay korkunçtu. Davada gizlilik var- dõ, avukatlara ve sanõklara dosyada bil- giler verilmemesine karşõn polisler ifa- deleri tek tek gazetecilere dağõtõyordu. Hadi çok zorlandõnõz bu olaydan en fazla dolandõrõcõlõk davasõ çõkardõ. Bu olay maalesef iki genel müdür yar- dõmcõsõnõn görevden alõnmalarõna ne- den oldu. Şunu kesin olarak iddia edi- yorum, bu insanlarõn tüm çevreleri İs- tihbarat Daire Başkanlõğõ’nca aylarca dinlenmiş, takip edilmiş, hukuka ay- kõrõ bütün yöntemler kullanõlmõştõr. Tek amaç cemaatin Emniyetteki bir numaralõ hedefi Mustafa Gülcü’yü sil- mekten başka bir şey değildir. ‘Ergenekon yok’ dedi, gö- revden alındı: Gülcü neden önem- liydi? Birincisi emniyetteki cemaatçi yapõya karşõ çok şiddetli biçimde krşõ tavõr alõyordu. Fakat aynõ zamanda hü- kümetin de iyi adamõydõ. Gülcü arka planda cemaat tarafõndan desteklenen, yürütülmekte olan Ergenekon ope- rasyonlarõ dolayõsõyla mahkemelerin Ergenekon örgütü hakkõnda Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sorduğu soruya istenenin aksine Ergenekon diye bir te- rör örgütünün kayõtlarda olmadõğõnõ yazmõştõ. Bu konuda cemaatin yap- tõklarõnõ desteklemediği için hükü- metin üst kademelerinden yeterli des- teği bulamadõ. Her yolu denediler: Ahmet İl- han Güler, devlet memurlarõnõn or- ganize gruplarla ilişkilerini takip eden, istihbarat içinde en gizli ve en hassas birimin (İstihbarata Karşõ Koyma) amiriydi. Fethullah Hoca’ya sempati duyan, bununla birlikte görevini çok iyi yapan, siyasi ya da dinsel görüş- lerini işine karõştõrmayan biri olarak bi- lirdim. Hrant Dink olayõndaki Em- niyet mensuplarõnõn kusurlarõnõ araş- tõrmakla görevlendirilen mülkiye mü- fettişleri Ahmet’i suçlamak, hatta mahkemede cezalandõrmak için ne- redeyse sahte evrak bulmaya kadar her şeyi denemekten geri durmuyorlardõ. Danıştay’ı Ergenekon’la iliş- kilendirmedi: Danõştay olayõnda faillerin Ergenekon’la ilişkilendiril- mesini Ahmet, yani İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi desteklememiştir. Bunun yanlõş olduğunu, eldeki delil- lerle böyle bir bağlantõnõn kurulama- yacağõnõ aksine Alparslan Arslan’õn her eylemden önce ve sonra İstan- bul’daki Şeyh Salih Kurter ile irtibat kurduğunu, savunmuşlardõ. Aslõnda iş- te o gün Ahmet’in İstanbul’dan alõn- masõ gerektiğine karar verildiği ka- naatindeyim. Ankara, Danõştay olayõ ile Ergenekon bağlantõsõnõ kurmak istiyordu. Delilin olup olmamasõ önemli değildi, istiyordu o kadar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhu- riyet Başsavcılığı, Eskişehir Emniyet Müdürü Ha- nefi Avcı tarafından yazılan “Haliç’te Yaşayan Si- monlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitap ile ilgili inceleme başlattı. Alınan bilgiye göre, Avcı’nın kitabında yer verdiği iddialar ve basında buna iliş- kin yayınlanan haberler, Başsavcılığı harekete ge- çirdi. Kitapta yer verilen iddialarla ilgili inceleme başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddiala- rın doğruluğunu araştıracak. İnceleme, terör ve or- ganize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla gö- revli Başsavcıvekilliği’nce gerçekleştirilecek. SAVCILIK AVCI’NIN KİTABINDAKİ İDDİALARI İNCELEYECEK İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Barosu Başkanõ avukat Turgut Kazan, Hanefi Av- cı’nõn kitabõnda yer verdiği iddialarla ilgili TBMM’nin derhal toplanmasõ gerektiğini söy- ledi. “Avcı’nın konu ile ilgili bilgisine başvu- rulmalı ve derhal araştırma komisyonu ku- rulmalı” diyen Kazan, şunlarõ söyledi: “Yazı- lan konular herkesin bildiği konular. Ama bunu yetkili birinin kitap haline getirmesi çok önemli bir durum. İçerden biri bu olay- ları kaleme dökerek somutlaştırdı.” ‘Meclis araştırmalı’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanõ Masum Türker, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nõn son kitabõyla “Tür- kiye’de neo-derin devletin oluştuğunu orta- ya koyduğunu” söyledi. Antalya’da basõn toplantõsõ düzenleyen Türker, Avcõ’nõn kita- bõyla ilgili “Sistemi ciddi şekilde sarsacak bir kitap” yorumunu yaptõ. Türker, şöyle ko- nuştu: “Kitabın zamanlaması, yazarının mevcut statüsüne göre tavır koyması ve ciddi bir cesaretin sergilenmesi, Türkiye’de son 8-10 yıldır yepyeni neo-derin devletin oluştuğunu ortaya koyuyor. Neo-derin dev- let de AKP iktidarı süresi içinde gelişmiş, bu konuda herkesin güven içinde yaşaması- nı engellemiş bir yaklaşımdır.” ‘Neo-derin devlet’ ‘Dinciler güçleniyor’ ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD’de “gölge CIA” olarak nitelendirilen özel istihba- rat kuruluşu Stratfor, Türkiye’deki İs- lamcõlara yönelik kapsamlõ özel bir ra- por yayõmladõ. “İslam, Laiklik ve Türkiye’nin Ge- leceği İçin Kavga” başlõklõ 23 Ağustos tarihli raporda AKP ve Gülen cemaati- nin Türkiye’de eğitim, güvenlik, istih- barat, yargõ, medya ve iş dünyasõ gibi “güç merkezlerinde” önemli varlõk gösterdikleri vurgulandõ. AKP ve Gülen cemaatinin 12 Ey- lül’deki referandumun geçeceğinden emin olmadõklarõnõn ifade edildiği ra- porda eğer bu gerçekleşirse “İslamcıla- rın siyasi yükselişlerini hızlandırmak için yasal temeli kurmuş” olacaklarõ- na dikkat çekildi. Türkiye’de İslamcõlar ve laik kesim arasõnda derin bir güç kavgasõnõn yaşandõğõna işaret edilen ra- porda “AKP iktidarının başlarında İslamcı kökenli siyasi vizyonunu gös- termekten sakınıyordu ancak parti- nin Türkiye’nin İslami geçmişini be- nimseyenleri temsil ettiği artık açık” ifadeleri yer aldõ. ‘Artık daha açık davranıyorlar’ AKP’nin İslamcõ vizyonunu Gülen hareketi ile birlikte sürdürdüğünün be- lirtildiği raporda “Başlarda hareket çok daha tedbirli bir biçimde “siste- min atardamarlarında” kendisine dikkat çekmeden ilerliyordu. Ancak 2007’de AKP yüzde 47 oyla seçildik- ten sonra Gülen hareketinin faaliyet- leri hakkında çok daha açık olmasını sağlayacak koşullar oluştu” denildi. Medya ve iş dünyasõna yönelik detaylõ değerlendirmelerin de yer aldõğõ rapor- da Türk gazetelerini gruplayan bir şe- ma yer aldõ. Şemada Zaman, Today’s Zaman, Yeni Şafak, Vakit ve Taraf, AKP ve Gülen yanlõsõ grupta yer alõr- ken, Hürriyet, Milliyet (çoğunlukla AKP karşõtõ), Radikal ve Habertürk (çoğunlukla tarafsõz) tanõmlarõyla başka bir grupta sõralandõ. Cumhuriyet’e ise “sadık laik, AKP karşıtı” ifadeleriyle ayrõ bir grupta tek başõna yer verildi. Soruşturmadan önce gazete Rapordaki bazõ unsurlar şöyle: ? Türk medyasõ ülkenin güç kavga- sõnõn merkezinde oturuyor. Medya özellikle Gülenciler ve AKP için ordu ile mücadelede etkili bir araç. Erge- nekon ve Balyoz soruşturmalarõnõn çoğu esrarengiz bir şekilde Taraf isimli tek bir gazeteye sõzdõrõldõ. Ta- raf 2007’de Ergenekon soruşturmasõ başlamadan çok kõsa bir süre önce kuruldu. Gülenciler Taraf’õ ‘derin devlet’i ayrõntõlõ bir biçimde haber- leştirdiği için Türkiye’nin “en cesur” gazetesi olarak övüyor. ? Gülen’in desteklediği gazeteler ge- niş ve iyi düzenlenmiş bir sosyal ağ sa- yesinde gazetelerini ücretsiz dağõtarak tirajlarõnõ arttõrõyorlar. Öte yandan laik gazeteler giderek daha çok, siyasi taraf- sõzlõk ya da mahkemede yasal kavgalar arasõndaki seçimle yüzleşiyorlar. Stratfor’un Türkiye raporu: AKP ve Gülen cemaati, eğitim, güvenlik, istihbarat, yargõ, medya ve iş dünyasõ gibi ‘güç merkezlerinde’ önemli bir varlõk gösteriyor Cumhuriyet tarihinde böyle iddia görülmedi CHP’li Anadol, Hanefi Avcı’nın kitabını değerlendirdi: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkan- vekili Kemal Anadol, Eskişe- hir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nõn “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlõ kitabõndaki savlara dikkat çekerken “Bu- radan suç duyurusunda bu- lunuyorum. Bu memlekette cesur savcı yok mu? Feryat ediyorum” dedi. Anadol, dün düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda Avcõ’nõn ki- tabõndan bazõ bölümler okudu. Anadol, “Kitabı yazan mec- zup, itirafçı, gizli tanık değil. Halen Eskişehir Emniyet Müdürü. İddialarının PKK’li teröristin iddiaları kadar de- ğeri yok mu? Kitapta, ‘Siz karşõnõzdakini devletin savcõsõ, polisi, hâkimi sanõyorsunuz oysa onlar cemaatin polisi, savcõsõ, hâkimi’ diyor. Türki- ye Cumhuriyeti adalet tarihi bu kadar vahim bir iddia ile karşı karşıya gelmemiştir” dedi. Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün Dõşişleri Bakanlõ- ğõ döneminde “Derin devletin işlediği suçlar var. Cesaretli bir savcı arıyorum” dediğini anõmsatan Anadol, şunlarõ söy- ledi: “O savcıları buldular. Cumhuriyet mitinglerini dü- zenleyen kim varsa içerde. Ben örgütün değil, Cumhu- riyetin savcılarını arıyorum. Suç duyurusunda bulunuyo- rum. Bir emniyet müdürü- nün yazdığı kitaba ‘yargõyõ et- kilemek’ iddiasıyla soruştur- ma açan hükümete söylüyo- rum, bunun için soruştur- ma açıyorsunuz da kitaptaki iddialarla ilgili niye soruş- turma açmıyorsunuz? Bu memlekette cesur savcı yok mu? Cumhuriyetin savcısı yok mu? Feryat ediyorum” ‘Üstüne gidilmeli’ Anadol, bir soru üzerine “Deniz Baykal ile ilgili gö- rüntülerin sahibini öğrene- mediklerini” vurgularken “Kitapta, görüntüleri ce- maatin internete vermiş ola- bileceği yazıyor. Hanefi Av- cı böyle diyorsa üstüne gi- dilmelidir, araştırılmalıdır” diye konuştu. ‘Kıvırtarak doğruladı’ Kemal Anadol, “PKK ile devlet mi, hükümet mi gör- üştü” tartõşmalarõyla ilgili bir soru üzerine “Başbakan, tevil yoluyla ikrarda bu- lundu. Yani, argo tabirle kı- vırtarak doğrulama anla- mına gelir. Doğrudan doğ- ruya Apo’yu Cemil Çiçek veya bir başka bakan ziya- ret ederek, görüşme olmaz. Ama görüşme, temaslar doğrulanıyor. Evet oyunu çıkarmak için şeytanla bile masaya oturacak bir Baş- bakan ile karşı karşıyayız” açõklamasõnõ yaptõ. İkinci baskı 100 bin adet yapıldı Avcı: Önemli olan sonuç SELDA GÜNEYSU ANKARA - Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nõn, olay ya- ratan kitabõ “Haliç’te Yaşayan Si- monlar, Dün Devlet, Bugün Ce- maat” yok satõyor. Angora Yayõn- cõlõk Genel Müdür Yardõmcõsõ Ca- hit Akçam, kitabõn belli bir ilgiyle karşõlaşacağõnõ ümit ettiklerini ancak bu kadar yoğun taleple karşõlaşma- yõ ummadõklarõnõ kaydetti. Kitabõn ikinci baskõsõ 100 bin adet yapõldõ. Angora Yayõncõlõk, okurlarõn ilgisi karşõsõnda, Hanefi Avcõ’nõn “Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet, Bu- gün Cemaat” adlõ kitabõ yetiştir- mekte zorlanõyor. Kitap şu anda pek çok kitabevinde bulunmuyor. Cahit Akçam, sõkõntõnõn nedenini piyasada- ki büyük matbaalarõn ağustos ayõ ba- şõndan itibaren Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ’nõn okullarda okuttuğu bedava ya- yõnlarõnõ ve dershane yayõnlarõnõ bas- malarõndan kaynaklandõğõnõ belirtti. Akçam, “Bu durum büyük mat- baaların kapasitesini dolduruyor. Bizim kitabımız da normal bir kitap ebatında değil, hayli kalın. 608 say- fa. Bir de kitabın baskıdan sonra kı- rılıp harman edilmesi gerekiyor. Bunlar uzun süren işlemler ve tam kapasiteli matbaalar gerektirir. Onun dışında bir sıkıntı yok. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kitaba bandrol vermemesi gibi bir durum söz konusu değil” dedi. Bugün 100 bin adet kitabõ piyasaya süreceklerini, böylece sõkõntõlarõ çözeceklerini kay- deden Akçam, kitabõn bu kadar ilgi ile karşõlaşacağõnõ tahmin etmediklerini söyledi. Akçam, “Kitabın bir ilgi ile karşılaşacağını biliyorduk. Bu yüz- den de ilk baskıyı 20 bin adet yap- mıştık. Ama böyle bir talep bekle- miyorduk” dedi. Akçam, Angora Yayõncõlõk’õn internet sitesinde bir çalõşma olduğu için yurttaşlarõn site- ye ulaşamadõklarõnõ kaydetti. ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Eski- şehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ, ki- tabõn çok satanlar sõralamasõnda birinci sõraya oturmasõna sevindiğini belirte- rek “Önemli olanın yazılanların bir sonuca bağlanması olmalıdır” dedi. Kitabõ, aylar önce yayõnevine teslim et- tiğini belirten Avcõ, “Redaksiyon so- runları nedeniyle, kitabın baskısı uzadı. Geçen 10 Nisan polis bayra- mına yetiştirilmesini arzu etmiştim. O zaman referandum falan da yok- tu. Kısmet bugüneymiş” diye ko- nuştu. Kitabõ nedeniyle hakkõnda so- ruşturma başlatõlan Avcõ, bakanlõk müfettişlerinin kendisi ile henüz gö- rüşmediğini söyledi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dün düzenlediği basın toplantısında Hanefi Av- cı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabından bazı bölümler okudu. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle