Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
24 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Geçmişte Yaşayanlar...
Geçmişle yaşamak; sürekli duruma
dönüştürülmezse hem zihne cila çeker hem de
rahatlatıcı bir zaman süreci oluşturabilir.
Sürekli hale getirilirse insanı, eskilerin “sair fil
menam” diye nitelendirdiği uyur-gezere döndürür
ki, yaşamdan kopma gibi bir sonuç yaratması da
kaçınılmazdır.
Zaman zaman bu tiplere gazeteciler arasında da
rastlanır. Kendi hayal dünyalarında kurguladıklarını
olmuş, bitmiş ya da gerçekmiş gibi anlatmaları,
doğrusunu bilenleri eğlendirse de kafası karışıkları
etkilemesi yönünden tehlikelidir.
Kimi ustalarımız bu tipleri uyarma gereksinimi
duyduklarında, “Nerede o eski enginarlar” benzeri
yaklaşımı tefe koymaya bayılırlar.
Ama geçmişle yaşayanların, özeleştiri yapma
olanağını kullanma yetileri harekete geçerse,
faydalı bir iş yaptıklarından söz etmek de
hakseverlik olur.
Benzer hoşgörüyü geçmişte yaşayanlar için
göstermek ise olanaksızdır.
Bir süredir siyasetçilerimize bir haller oldu.
Günümüzün sorunlarını bir yana itip, geçmişte
yaşayarak sorunların üstesinden geleceklerine
inandıkları kanısını yaratan çıkmaz bir yola girdiler.
Anayasa değişikliğinin halkoylamasında kabul
edilmesini sağlayacağına inandıkları konulardan
biri de 12 Eylül 1980 darbesi.
Anayasanın geçici 15’inci maddesinin
kaldırılmasının öngörülmesini öyle örneklerle
ballandıra ballandıra anlatıyorlar ki, sanki 12
Eylül’de anayasa değişikliğine verilen evet oyları
fazla çıkarsa 13 Eylül’de darbeci paşalardan
hayatta olanlar, kendilerinden hesap sorulması
için tutuklanıverecekler.
Tutuklamanın çok ayrıksı durumlar için geçerli
olduğunu vurgulayan hukuk metinlerine karşın,
önüne gelenin tutuklandığı bir süreçten geçiliyor
olmasının doğrusu kimilerini etkilemesini
yadırgamamak gerek.
İktidarın içinden bile 15’inci maddenin
kaldırılmasının uygulamada bir değişiklik
getirmeyeceğini, çünkü zamanaşımının söz
konusu olduğunu söyleyenler varsa da kimse
ciddiye almıyor.
Çünkü bu sefer de muhalefet bastırıyor. “Biz
anayasa değişikliğine insan haklarını kapsayan
suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği ilkesini
önerdik ama oylarınızla reddettiniz!”
İnsan, hangi tarafından tutacağını bilemiyor.
Sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti
olduğu, anayasasında, “İşlendiği zaman yürürlükte
bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden
dolayı kimseye ceza verilemez” kuralı ile “Suçun
işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile
sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri
farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz
olunur” kuralı Türk Ceza Yasası’nda yazmıyormuş
gibi, laf salatası bile sayılamayacak hukuksal(!)
tartışmalar arasında halkoylamasına gidiyoruz.
12 Eylül’ün acımasız uygulamalarını gündeme
getirerek 12 Eylül’deki halkoylamasında “evet”
avcılığına çıkmanın yollarını arayanların,
günümüzde yaşanan benzerlerini nasıl
unuttuklarını Cumhuriyet yazarları da anımsattılar.
Benim kafama takılan ise şuydu.
12 Eylül’de biri sağdan biri soldan idam edilmiş
olan iki gence sular seller gibi ağlayan gözler, o
konuşmalar yapılırken şehit edilmiş olan yedi fidan
için neden sulanmadı ya da kızarmadı bile?
Geçmişte yaşamayı âdet haline getirmenin
tehlikesini hiç ama hiç gözardı etmeyelim.
[email protected]
Türkiye, PKK’li Toğuç’u
İtalya’dan istedi
ROMA (AA) - Türkiye,
Avrupa’da terör örgütü PKK’nin
üst düzey isimlerinden Nizamet-
tin Toğuç’la ilgili iade talebini
dün İtalya Adalet Bakanlõğõ’na
yazõlõ olarak iletti. Yazõda, kõrmõ-
zõ bültenle aranan Toğuç ile ilgili
iade dosyasõnõn tamamlanmasõ
için halen Padova Cezaevi’nde
tutulan Toğuç hakkõndaki ihtiyati
tutukluluk kararõnõn 40 gün de-
vam etmesi de talep edildi. Öte
yandan, Venedik İstinaf Mahke-
mesi, Toğuç’un Padova Ceza-
evi’ndeki ihtiyati tutukluluk hali-
nin devam etmesine karar verdi.
Ergenekon savcılarının
soruşturulmasına ret
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP’li Atilla Kart, so-
ruşturmanõn gizliliğini ihlal ettik-
leri gerekçesiyle “Ergenekon so-
ruşturmasõ” savcõlarõ hakkõnda
soruşturma yapõlmasõ isteğinin
işleme konulmamasõna ilişkin
Adalet Bakanlõğõ kararõnõn iptali
için Ankara İdare Mahkemesi’ne
yaptõğõ başvurunun reddedildiği-
ni bildirdi. Kart, başkanõn muha-
lefet ettiği kararõn 2 üyenin
oyuyla alõndõğõnõ bildirdi.
CHP’li üyelerden
görüşme talebi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõ-
nõ İnceleme Komisyonu’nun
CHP’li üyeleri, Ergenekon dava-
sõndan tutuklu bulunan eski Baş-
kent Üniversitesi Rektörü Prof.
Mehmet Haberal, eski İnönü Üni-
versitesi Rektörü Prof. Fatih Hil-
mioğlu, gazetemiz yazarõ Musta-
fa Balbay ve Tuncay Özkan ile
emekli Albay Atilla Uğur’u ziya-
ret etmek için Adalet Bakanlõ-
ğõ’na başvurdu. CHP’li Ahmet
Ersin, Çetin Soysal, Malik Ecder
Özdemir ile Ali Rõza Ertemür,
daha önceki başvurularõna olum-
lu yanõt alamadõklarõnõ belirtti.
Albay Çiçek’in
avukatları itiraz etti
İstanbul Haber Servisi-
Deniz Piyade Kurmay Albay
Dursun Çiçek’in avukatlarõ, Ge-
nelkurmay Askeri Mahkeme-
si’nin, “İrticayla Mücadele Ey-
lem Planõ” başlõklõ yazõyla ilgili
açõlan davanõn reddine dair ver-
diği karara itiraz etti. Çiçek’in
kõzõ avukat İrem Çiçek, yaklaşõk
10 gün sonra askeri mahkemenin
gerekçeli kararõnõ hazõrlayacağõ-
nõ, bu kararõ aldõktan sonra iti-
razlarõnõ ayrõntõlõ olarak dile ge-
tireceklerini ve bunu mahkeme-
ye vereceklerini kaydetti.
Bektaş tahliye istedi
İstanbul Haber Servisi -
Poyrazköy’deki kazõlar sonucu
ele geçirilen mühimmata ilişkin
görülen davanõn tutuklu sanõğõ
Levent Bektaş, İstanbul 12. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nin verdiği tu-
tukluluk halinin devamõna ilişkin
kararõn kaldõrõlarak serbest bõra-
kõlmasõnõ istedi. Bektaş’õn avu-
katlarõ İstanbul 13. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne verdikleri dilekçe-
de, müvekkillerinden ele geçiril-
diği iddia edilen CD ve DVD’le-
rin “emniyetteki inceleme sõra-
sõnda delil bütünlüğünü kaybetti-
ğine” dikkat çektiler.
Çelebi’den açıklama
DİSK Genel Başkanõ Süley-
man Çelebi’nin avukatõ Necdet
Okcan, 22 Temmuz tarihli gaze-
temizin 9. sayfasõnda yer alan
“Çelebi: Borç aldõk” başlõklõ ha-
berimizde yer alan Çelebi’nin
toplumda müvekkili Süleyman
Çelebi gibi algõlandõğõnõ ifade
ederek söz konusu kişinin Hasan
Çelebi olduğunu bildirdi. Ok-
can,“Duruşmada tanõk olarak din-
lenen Hasan Çelebi, parayõ kendi-
sinin aldõğõnõ ve Süleyman Çele-
bi’nin para konusunda bilgisi ol-
madõğõnõ söylemiştir. Ancak ha-
berin başlõğõnda kullanõlan ‘Çele-
bi: Borç aldõk’ cümlesi ile mü-
vekkilimin ismi anlaşõlmaktadõr.
Müvekilimin ne Rõza Tunçbilek
ne de Cahit Tunçbilek ile hiç bir
parasal ilişkisi olmamõştõr” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlõğõ
(MEB), özür durumuna bağlõ
atamalardan kaldõrdõğõ “il emrine
atanma hakkını” gelen
eleştiriler üzerine tekrar geri
getirdi. Böylece farklõ illerde
görev yapan evli öğretmenlerin
aynõ ilde çalõşmalarõnõn önü
açõldõ. MEB, farklõ illerde görev
yapan evli öğretmenlerin özür
durumuna bağlõ atamalar
aracõlõğõyla aynõ ilde
çalõşmalarõnõn önünü kapamõştõ.
Geçen yõlki atamalarda evli
öğretmenler için il emrine atama
hakkõ tanõnmasõna karşõn 2010
yõlõ özür durumuna bağlõ
atamalarda söz konusu
düzenlemeye yer verilmemişti.
Öğretmenlerden gelen tepkiler
üzerine geri adõm atmak zorunda
kalan MEB konuyla ilgili bir
basõn açõklamasõ yaptõ. MEB
Personel Genel Müdürlüğü
tarafõndan yapõlan yazõlõ
açõklamada, öğretmenlere 2010
özür durumuna bağlõ iller arasõ
yer değiştirme başvurularõnda
alanlarõnda açõlan 25 eğitim
kurumu için tercih hakkõ verildiği
kaydedildi. Açõklamada,
öğretmenlerin 25. tercihle
“bunlardan boş kalacak eğitim
kurumlarına atanmak
istiyorum” seçeneğini de
kullanabileceği ifade edildi.
Açõklamada, “Herhangi bir
öğretmenimiz 26. tercihine de
atanmaması durumunda ‘il
emrine atanmak istiyorum’
seçeneğini seçebilecektir”
denildi. Açõklamada, alanõnda
25’ten az tercih edilecek kurum
bulunan öğretmenlerin, bu
kurumlarõ tercih ettikten sonra “il
emrine atanmak istiyorum”
seçeneğini; sistemde hiçbir eğitim
kurumu görünmeyen öğretmenler
ise doğrudan “il emrine
atanmak istiyorum” seçeneğini
kullanabileceği belirtildi.
Sansür sürüyor
YARIMAĞAN’IN KADRO YETERSİZLİĞİ VE BAŞARISIZLIKLA İLGİLİ AÇIKLAMALARI RAHATSIZLIK YARATTI
MEB-ÖSYM gerginliğiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi’nin (ÖSYM) üniversiteye
giriş sistemi kapsamõnda düzenledi-
ği sõnavlarõn ardõndan bazõ iller ve
okul türlerindeki başarõsõzlõğa top-
lantõlarda dikkat çekmesinin Milli
Eğitim Bakanlõğõ’nda (MEB) rahat-
sõzlõk yarattõğõ iddia edildi.
Son dönemde ÖSYS Kõlavuzu
ve Lisans Yerleştirme Sõnavlarõ
(LYS) sonuçlarõnda yaptõğõ hatalarla
eleştirilen ÖSYM’nin sõnavlarõn ar-
dõndan ortaöğretimdeki başarõsõz-
lõklara dikkat çektiği açõklamalarõn
MEB’de rahatsõzlõk yarattõğõ iddia
edildi. ÖSYM Başkanõ Prof. Dr.
Ünal Yarımağan’õn üniversiteye gi-
riş sisteminin ilk basamağõ olan
Yükseköğretime Geçiş Sõnavõ (YGS)
ve ikinci basamağõ olan LYS so-
nuçlarõnõ açõklarken bazõ lise türle-
rinin başarõsõzlõklarõna dikkat çeke-
rek illerin başarõ sõralamalarõna yer
vermişti. Yarõmağan’õn ortaöğre-
timdeki başarõsõzlõğõn nedenlerinin
MEB tarafõndan araştõrõlmasõ ve
analiz edilmesi yönündeki ifadele-
ri MEB’de tepkilere neden oldu.
TBMM Milli Eğitim Komisyo-
nu’nun AKP’li Başkanõ Mehmet
Sağlam’õn “Beceremiyorsa bırakır
gider” açõklamasõ gerginliği daha da
artõrdõ. Önceki gün gerekirse istifa
edebileceğini açõklayan ÖSYM Baş-
kanõ Prof. Yarõmağan, konu hak-
kõnda herhangi bir yorum yapmadõ.
‘AKP kadrolaşmasının
önündeki engel’
CHP Grup Başkanvekili Muhar-
rem İnce, ÖSYM’nin sõfõr hata ile ça-
lõşmasõ gereken bir kurum olduğunu
belirterek şunlarõ dile getirdi:
“Kurulduğu günden son 1-2 yı-
la kadar ÖSYM, ülkemizin en gü-
venilir kurumu olmayı başarmakla
kalmamış, dünya üzerinde de ala-
nında en saygın kurumlardan bi-
ri olmuştur. Kurumun bu özelliği
AKP iktidarını fazlasıyla huzursuz
etmiştir. Çünkü kadrolaşmak için
ÖSYM’nin yaptığı sınavlar birer
engel olarak görülmüştür. Bu ne-
denle ÖSYM’nin kaderi YÖK yö-
netimindeki değişmeye paralel bi-
çimde gelişmiştir. Önce ÖSYM’nin
sınavlardan elde ettiği kârın yüz-
de 25’ine el konmuştur. Böylece
kurumun kendini geliştirmek için
yatırım yapma, nitelikli eleman
çalıştırma noktasında sorunlar ya-
şanmasına neden oluşmuştur.”
Eğitimciler ortaöğretimde alanlarõn kaldõrõlmasõna tepki gösteriyor
‘İlköğretime dönüşür’MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Bakan-
lõğõ’nõn (MEB) genel ve Anadolu li-
selerindeki alanlarõ kaldõrmasõ orta-
öğretimin branşlaşma hedefini etki-
sizleştirirken, eğitimciler alanlarõn
kalkmasõyla birlikte ortaöğretimin
ilköğretime dönüşeceği ve dersha-
nelerin daha da önem kazanacağõ
uyarõsõnda bulundu.
MEB’in genel lise ve Anadolu li-
selerinde halen uygulanmakta olan
Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler,
Türkçe-Matematik ve Yabancõ Dil
alanlarõnõ kaldõrmasõ eğitimcilerin
tepkisini çekti. Eğitim-İş Genel
Başkanõ Yüksel Adıbelli,
alanlarõn kaldõrõlmasõnõn
branşlaşmayõ engelleyen bir
uygulama olduğunu ifade
etti. Alanlarõn kaldõrõlmasõ-
nõn eğitim bilimi açõsõndan
bakõldõğõnda büyük bir ha-
taya neden olduğunu kay-
deden Adõbelli, kararla “li-
selerin ilköğretimleştiri-
leceğini” kaydetti. Türki-
ye’de yõllardõr uygulanan
branşlaşmaya yönelik eği-
timin MEB tarafõndan ters-
yüz edildiğini anlatan Adõ-
belli, “Burada bakanlığın
fizik, kimya, biyoloji gibi
temel bilimlere ilişkin dersleri
seçmeli okutacağı ve alanlara öz-
gü zorunlu ders kav-
ramının ortadan kal-
dırıldığı anlaşılmak-
tadır” diye konuştu.
Adõbelli, uygula-
mayla sõnav ve buna
bağlõ olarak dershane-
ler ve özel okullara
mevzi kazandõrõldõğõnõ
ifade etti. Adõbelli,
MEB’in getirmeye ça-
lõştõğõ değişikliklerin
Milli Eğitim Temel
Yasasõ’nda ifade edilen
ilkelere ve ilköğretim
ve ortaöğretimin amaç
ve görevlerine aykõrõlõklar getir-
diğini kaydetti.
Eski YÖK Başkanve-
kili Prof. Dr. İsa Eşme de
eğitim sisteminin zaten
sorunlu olduğuna dikkat
çekerek, eğitim sisteminin
ayaküzeri alõnacak karar-
larla yazboza çevrilme-
mesi gerektiğini vurgula-
dõ. Eşme, ortaöğretimi
ilköğretimden ayõran en
büyük özelliğin öğrenci-
lerin temel eğitim sonra-
sõ kendi ilgi ve yetenek-
lerine uygun alanlarda
eğitim görmesi olduğunu
kaydetti. Tüm dünyada
uygulanan sistemin alan uygula-
masõndan oluştuğuna işaret eden Eş-
me, “Türkiye’de de
Cumhuriyetten bu yana
sistem buna göre yapı-
landırılmıştır. Bu ne-
denle ben milli eğitimin,
liselerde branşlaşmayı
kaldırarak ortaöğreti-
mi ilköğretime dönüş-
türmek gibi bir hataya
düşeceğine inanmak is-
temiyorum” dedi.
Eşme, ortaöğretim ku-
rumlarõndan alanlarõn
kaldõrõlmasõnõn yalnõzca
ortaöğretime değil, he-
nüz yeni uygulamaya so-
kulan üniversiteye giriş sistemini
de tersyüz edeceğini kaydetti.
TMMOB’DEN ÖSYS KILAVUZU’NA DAVA
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Mühend-
isleri ve Mimar Odalarõ Birliği (TMMOB), ÖSYS Kõ-
lavuzu’ndaki “teknoloji fakültelerine ilişkin duyuru-
larõn yer aldõğõ bölümlerin” iptali ve yürütmesinin dur-
durulmasõ için Danõştay’a dava açtõ.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet Soğan-
cõ yaptõğõ yazõlõ açõklamada, LYS sonuçlarõna göre mü-
hendislik fakültelerini tercih edecek öğrencilerin
kendi aralarõnda eşitsiz bir uygulamaya maruz bõra-
kõldõğõnõ, fen bilimleri alanõndan mezun olan öğren-
cilerin mühendislik bölümü tercihinde dezavantajlõ du-
ruma düşürüldüğünü kaydetti. Bakanlar Kurulu ka-
rarõyla, çeşitli üniversitelerde kurulu bulunan mesleki
ve teknik eğitim fakültelerinin kapatõlarak, yerlerine
“teknoloji fakültesi” adõyla yeni fakülteler kuruldu-
ğunu anõmsatan Soğancõ, “Ancak kararda hangi bö-
lümlerin kurulacağõna dair herhangi bir bilgiye yer
verilmemiştir. Bu bölümlerin hangileri olduğunu
tercih kõlavuzu ile öğrenmiş bulunuyoruz” dedi. Kõ-
lavuzda bu fakültelere öğrenci alõmõna ilişkin yer ve-
rilen bilgilere değinen Soğancõ, kõlavuzdaki tüm ko-
şullarõn yasalara aykõrõ olduğunu ve evrensel bir mes-
lek olan mühendislik için ülkeden ülkeye değişemeyecek
kriterleri göz ardõ ettiğini savundu.
LYS sınavına gi-
ren yaklaşık 6 bin
Mesleki Açıköğre-
tim Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi
Bölümü mezununun, “Okul türü kodu”nun yan-
lış girilmesi nedeniyle kendi alanlarında tercih ya-
pamadıkları belirtildi. Mesleki Açıköğretim Kız
Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi bölümü
mezunu Güntülü Çakıl, LYS başvurusu sırasında
kılavuzda kendilerine verilen okul kodu ile sınav
sonuç belgesindeki kodların ayrı olması nedeniy-
le tercih yapama-
dıklarını söyledi.
Çakıl “Diyarba-
kır’da bizim durumumuzda olan yaklaşık bin ki-
şi Türkiye genelinde ise yaklaşık 6 bin kişi bu du-
rumdan mağdur” dedi. Öte yandan yetkililer okul
kodu türünün Mesleki Açıköğretim Lisesi’nden
yanlış yazılarak ÖSYM’ye gönderildiğini öğren-
cilerin okul türlerinin düzeltildiği, öğrencilerin so-
nuç belgelerine tekrar baktıklarında bu sorunun
giderilmiş olduğunu görebilecekleri bildirildi.
Tercih yapamadılar
Farklõ illerde görev yapan evli öğretmenlerin aynõ ilde çalõşmalarõnõn önü yeniden açõldõ
Öğretmenlere müjde
Sansürsüz basının 102. yılı ama..
Yüksel Adıbelli İsa Eşme
İSTANBUL / İZMİR (Cumhuriyet)-
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel
Başkanõ ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Başkanõ Atilla Sertel, Türk basõnõnõn yine
“istibdat” dönemiyle karşõ karşõya oldu-
ğunu belirterek “Bir 24 Temmuz daha
‘zulüm’ altında geçiyor!” dedi.
Aralarõnda gazetemiz yazarõ Mustafa
Balbay’õn da olduğu çok sayõda gazetecinin,
yazdõğõ haberlerden, kitaplardan ötürü ha-
piste ya da yargõ önünde bulunduğunu yaptõ-
ğõ yazõlõ açõklamada anõmsatan Sertel, “Bu-
gün Türk basını ne yazık ki, 1908 önce-
sinde olduğu gibi yine bir ‘istibdat’ (baskı)
dönemi ile karşı karşıya. Günümüzde
1908 öncesindeki ‘sansür memurlarõ’ yok
belki ancak özellikle basın üzerinde oluş-
turulmaya çalışılan bir korku imparator-
luğu ve yalnızca kâğıt üzerinde kaldırıl-
mış sansür uygulamaları var” dedi.
İstanbul’daki kutlamalar
Türk basõnõnda sansürün kaldõrõlõşõnõn
102. yõlõ ve 24 Temmuz “Basın Bayramı”,
bugün İstanbul’da gerçekleştirilecek çeşitli
etkinliklerle kutlanõyor. 2011’de 50. kuruluş
yõlõnõ kutlayacak olan Basõn İlan Kurumu,
Basõn Bayramõ’nõ Bab-õ Âli’de düzenlene-
cek şenlikle kutluyor. 10.00’da Beyazõt
Meydanõ’ndan Bab-õ Âli Yokuşu’na Bando
Eşliğiinde Bab-õ Âli gezisiyle başlayacak
olan etkinlikler, 11.15’te Altõn Kõzlar Gru-
bu’nun konseriyle devam edecek. Saat
15.00’e kadar devam edecek olan kutlama-
lara Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Başkanõ Orhan Erinç’in de aralarõnda bu-
lunduğu çok sayõda yazar ve gazeteci de ko-
nuk olarak katõlacak. Etkinlikte gazetecilere
“taze simit ve çay” ikram edilecek. Basõn
Bayramõ dolayõsõyla gazeteciler City’s Ni-
şantaşõ City Life sinemalarõnda istedikleri
filmi ücretsiz olarak izleyebilecekler.