25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 17 MAYIS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Düşünen adam olmak ‘var olmaktõr’ İnsanõn günümüze yolculuğunun milyonlarca yõl sürdüğü, başvuru kaynaklarõnda ayrõntõlõ olarak anlatõlmaktadõr. Anlatõlanlara göre insanõn iki ayağõ üzerine kalkõp ayakta durabilmesi için 2 milyon yõl geçmesi gerekmiş. Milyon yõllarõ kapsayan zaman dilimi içinde, dik duruşa geçebilen insan, “gelişmiş bir beyne”, “konuşma yeteneğine” ve “alet kullanma ile üretim becerisine” sahip olabilmek için de yine çok uzun yõllar sabõrla beklemiş. Bu da onu primatlar (maymun) arasõnda, Latincede “akıllı adam” ya da “bilen adam” anlamõna gelen, “Homo sapiens” unvanõna sahip olmasõnõ sağlamõş. İnsanõ günümüze getiren evrim yolculuğunu bilimsel olarak kanõtlayan Charles Darwin (1809 - 1882 ): İnsan dahil, tüm canlõ türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan geldiğini öne sürmüş ve bu teoriyi destekleyen pek çok kanõt sunmuştur. Darwin’in evrim teorisini oluşturmasõnda ünlü İngiliz nüfusbilimci Robert Malthus’un (1766 - 1834) “Bütün canlılar bir var olma ya da yok olma savaşı içindedir, savaşların nedeni nüfus artışıdır, çünkü beslenme kaynakları sınırlıdır ve bunlara sahip olmak için insanlar zorunlu olarak savaş yürütmek zorunda kalmaktadırlar ve bu savaşta güçlüler zayıfları ezer geçer” sözlerinin etkili olduğu, kaynaklarda aktarõlmaktadõr. Darwin’in evrim kuramõ kilise ve din adamlarõ ile tutucu çevrelerden çok yoğun tepki almõş ve günümüze kadar da bu çevrelerin eleştirilerinin gündeminde kalmõştõr. Dinsel buyruklarõn, bilimsel kuramlarõn önünde gittiği ülkelerde, Darwin’in evrim kuramõ tartõşõlmaktadõr. Evrim kuramõnõ bütünü ile yok sayan ya da ona karşõ şüphe duyan bilim insanlarõnõn oranõnõn çok çok az ve yaklaşõk olarak yüzde 0.054 civarõnda olduğu sanõlmaktadõr. 134 ülkeyi içerdiği söylenen bir araştõrmada, Darwin kuramõndaki evrimi doğru kabul edenlerin oranõnõn yaklaşõk yüzde 27 ile en düşük olduğu ülkenin Türkiye olduğu açõklanmõş; bu sõralamada ülkemiz birinciliğe, ABD ise yüzde 40 oranõyla ikinci sõraya yerleşmiş. Avrupa ülkelerinde, Darwin kuramõnõn doğru kabul edilme oranlarõnõn Türkiye ve ABD’den çok daha yüksek olduğu saptanmõştõr. İzlanda’da halkõn yüzde 80’inden fazlasõ, Danimarka, Fransa, İngiltere ve Japonya’da halkõn yaklaşõk yüzde 80’inin evrimi kesin olarak doğru kabul ettiği açõklanmõş. İnsanõn evrimi konusunda “cemaatlerin ağır baskısı nedeniyle” Amerika’da bilim insanlarõnõ temsil eden bilimsel meslek kurumlarõ ve onun yanõnda Nobel ödülü sahibi bilim insanlarõnõn evrim kuramõnõ destekleyen bildiriler yayõmladõğõ da aktarõlanlar arasõndadõr... Buna ek olarak açõlan davalarda evrim kuramõnõn bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve “okullarda okutulmasının devamına” karar verilmiş. Darwin, evrim kuramõnõ oluşturmasõndan önce, Descartes (1596 - 1650), insanõn “Düşünüyorum öyleyse varım” diyebilmesi için önce “bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek” gerektiğini vurgulamaktadõr. “Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.” Düşünen adam olmak, insanõn insanlaşmasõ için yeterli midir? Düşüncenin yanõna, “duyguyu ve hayal gücünü” de katõp yoğurmakla insanlõğa ulaşõlõr. Düşünen adam olmak “var olmaktır” ve var olmak çok zordur. İnsan olmaksa var olmaktan çok daha zordur. İngiliz İşçi Partisi Ne Yapıyor? Deniz Baykal’ın CHP liderliğinden istifasından sonra gelişen olayları hep birlikte izledik. Bir de, İngiltere’nin CHP’si sayılabilecek İşçi Partisi’ndeki güncel duruma bir göz atalım: Son yapılan seçimlerde yenilgi alan partinin lideri ve eski Başbakan Gordon Brown, hiç bekletmeden görevinden ayrıldı. Dahası, milletvekilliğinden de ayrılacağını açıkladı. Başbakanlık konutundaki, parti genel merkezindeki çalışma arkadaşlarıyla vedalaşırken, “Yenilginin tek sorumlusu benim” dedi ve aynı akşam İskoçya’daki evine döndü. Ne peşine gazeteciler takıldı. Ne birtakım parti üyeleri evinin önünde “Aman başkan geri dön” eylemi gerçekleştirdi. Ne parti yöneticileri yanına gidip partinin geleceği konusunda ağlaştılar. Ne de kendisi parti içine yönelik bir açıklama yaptı. Vekâleten liderliği üstlenen Genel Başkan Yardımcısı Hariett Harman genel başkan seçimi sürecini hemen başlattı. Şimdi İşçi Partisi’nde şöyle bir süreç başlayacak: 33 üyeli Ulusal İcra Komitesi bir ay içinde toplanıp takvim de dahil olmak üzere genel başkanlık seçimi sürecini biçimlendirecek. Komitede; belediye meclislerini temsilen üyeler, parlamento ve Avrupa Parlamentosu’nda temsil edilen milletvekilleri, sayman, kabine ya da gölge kabineyi temsilen bir kişi, gençlik kollarından bir üye, siyah sosyalistleri temsilen bir üye, partinin lideri ve yardımcısı, partiyle bağlantılı sendikaları temsilen 12 üye ayrıca seçim bölgelerini temsilen de iki üye yer alıyor. Takvime göre, önce genel başkanı seçecek delegelerin seçimi süreci başlayacak. Bu delegelerin üçte biri Avam Kamarası ve Avrupa Parlamentosu’ndaki İşçi Partisi grubu tarafından seçilecek. Üçte biri İşçi Partisi üyelerini, kalan üçte biri de sendikaları temsilen (15 sendikanın oluşturduğu bir örgüt) seçime katılacak. Kalan üçte birlik bölümü de parti üyeleri belirleyecek. Ardından genel başkan seçimi yapılacak. Bu seçim sürecinin önümüzdeki eylül ayındaki parti kurultayına kadar tamamlanması planlanıyor. İşçi Partisi’nde liderliğe aday olabilmek için parlamentodaki milletvekillerinin yüzde 12.5’inin desteği gerekiyor. David Miliband, şu ana kadar adaylığını açıklayan 2 kişiden biri. Miliband, 44 yaşında. Eski parti lideri Tony Blair’in başbakanlığının ilk yıllarından başlayarak danışmanlığını yaptı. 2001’de milletvekilli seçildi. Çevre ve Dışişleri Bakanlığı yaptı. İkinci aday kardeşi Ed Miliband. 40 yaşında. 2007’de Enerji ve İklim Değişiklikleriyle Mücadeleden Sorumlu Bakanlık görevine getirilmişti. Aday olma olasılıkları bulunan diğer isimlere gelince... Andy Burnham (40 yaşında. Eski Sağlık Bakanı), John Cruddas (48 yaşında. Partinin sol kanadından. Milletvekili), Ed Balls (43 yaşında. Eski Eğitim Bakanı). İngiltere’de demokrasi, tek kişinin dudakları arasında değil. Partinin ta dibinden başlıyor; kurumsal disiplin, ciddiyet ve sorumluluk ile birlikte ülke yönetimine doğru yükseliyor! Örnek karar “Anayasa Mahkemesi Başkanı, anayasa değişikliği iptal başvurusunun görüşülmesini geciktirebilir” deniyor ya. Emekli Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, geçmişten bir uygulamayı anımsattı: “RP’nin kapatılması davasında son noktaya gelinmişti, ama bir dinlemeye gün vermek gecikti. Dönemin Başkanı Yekta Güngör Özden hastaydı. Heyet, gecikmeye karşı hemen gün vermekten yanaydı. Bir yetki müzakeresi açıldı ve sonuçta ‘Mahkemenin gündemini başkan yapar ama, gündemin sahibi heyettir’ kararı verildi. Gün tayin ettik, tebligatı çıkardık. Yani, Anayasa Mahkemesi heyeti, gündemin sahibidir.” İki saptama Öyküleriyle gündemin en iyi nabzını tutan yazarlarımızdan Muzaffer İzgü’ye göre referandum: “İkinci bir 12 Eylül yaşıyoruz ve referandum da o gün yapılacak. 12 Eylül Anayasası’na yüzde 92 ‘evet’ çıkmıştı. Ama bu kez avuçlarını yalarlar.” Yine İzgü’ye göre CHP: “Baykal dönmesin. CHP’ye güç verelim, bir yeni yüz gelsin. Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu. Halk, bunu istiyor.” Anayasa değişikliği ile ilgili dilekçenin hazırlanmasında emeği geçen hukukçu Ali Rıza Aydın, iptal başvurusunun “ruhu”nu açıkladı bize: “Hazırlanışı, TBMM Başkanlığı’na teklifi, görüşülmesi, oylama ihlalleri, kabulü ve Cumhurbaşkanınca onaylanmasıyla, ‘bir partinin, hatta bir parti başkanının’ anayasası olarak ortaya çıkan bu değişikliğin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi, yalnızca yöntem sorunlarının değil, evrensel demokratik toplum düzeni ve hukuk ilkelerinin nasıl olması, nasıl olmaması gerektiğinin de yargı tarafından ortaya çıkarılması amacını taşımaktadır. Açılan iptal davası bu yönden değerlendirilmelidir. ‘Anayasanın asıl güvencesi toplumun gönlünde ve iradesinde’ yer aldığına göre, toplumun da kendi iradesi ve egemenliği için, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerinin korunması için, otoriter yönetime ve diktatörlüğe geçit vermemek için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun anlamı büyüktür. Bu başvuru, anayasa değişikliği yasasının iptalinin istenmesiyle birlikte, toplumun, ‘Anayasa nasıl yapılır, nasıl değiştirilir?’, ‘Demokratik hukuk devleti nedir, nasıl olmalıdır?’, ‘Demokratik toplum düzeni nedir, nasıl olmalıdır?’ derslerinin beklentisinin de davasıdır; asıl olarak da toplumun ve ulusun geleceği yönünden böyle algılanmalıdır.” Başvurunun Ruhu PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı? Başlıktaki soruyu siz, değerli okurlarımın büyük çoğunluğunun “evet” diye yanıtlayacağını sanıyorum. Çünkü çeşitli televizyon kanallarının bu konuya ilişkin olarak başlattıkları soruşturmalarda izleyicilerin, “Deniz Baykal genel başkanlığa geri dönsün mü” sorusuna “hayır”, “Kim olsun” sorusuna ise “Kemal Kılıçdaroğlu” yanıtını verdikleri biliniyor. Kemal Kılıçdaroğlu adı bana da sıcak geliyor. Hiç kuşkusuz CHP gibi köklü ve büyük bir siyasal partiye lider olmak için yerel seçimlerde görece bir başarı göstermek, karşıt politikacılarla yaptığı tartışmalarda başarılı bir performans göstermiş olmak yeterli değil. Türkiye gibi bir ülkede liderlik başka nitelikler de gerektiriyor. Ne var ki Kılıçdaroğlu’nun sözleri ve davranışları CHP’nin üst yönetim kadrosunda bulunan öbür kişilerinkiyle karşılaştırıldığında gözle görülür farklılıklar sergilediği görülüyor. Her şeyden önce CHP’de bir virüs gibi hemen her partiliye bulaşan ve kendini orta erimde yok oluşa sürükleyen “lidercilik” hastalığına karşı korunmalı olduğu izlenimini veriyor. Kurultaya beş gün kalmış, fakat hiç kimse hiçbir şey bilmiyor, hiç kimse bir şey yapmıyor, yapamıyor. Herkes “hâlâ lider”in ağzından çıkacak bir çift sözü bekliyor. O, ya “Ben geri dönüyorum” deyip dönecek ve tek aday olarak seçimlere katılıp “ezici çoğunlukla” başkan seçilecek ya da kendi gibi olduğuna inandığı birisini işaret edip onu seçtirecek. Bunun da adına “demokratik seçim” denecek! Ne acı! Koskoca örgüt içinde kendine güvenen tek bir kişi bile çıkamıyor, “Ben varım!” diyemiyor. Ne acı! Tüm ömrünü partiye vereceksin, her türlü özveride bulunacaksın, çalışıp çabalayacaksın, fakat bir türlü kendine kendi değerini veremeyecek, kendinde bir anlam bulamayacak, kendini genel başkanlık için gerekli yetenek, donanım ve yeterlilikte göremeyeceksin! Hiçbir zaman lider olamayacak, hep “liderci” kalacaksın! Dünya yenilenirken, hayat yenilenirken sen eskiye, eskimişe, köhneleşmişe takılıp kalacaksın, sonra da ülkeyi değiştirmekten, dönüştürmekten dem vuracaksın ve insanların sana inanmasını, güvenmesini, sana oy vermesini bekleyeceksin! Bakın İngiltere’ye; Muhafazakârlar 13 yıllık İşçi Partisi iktidarına son verdi, başkanları David Cameron 43 yaşında, koalisyon ortağı olan Liberalleri 70 yıldır ilk kez hükümete taşıyan başkanları Nick Clegg ise 44 yaşında. Sağ ya da sol olsun 21. yüzyılda dünyanın dört bir yanında siyasal partiler geçen yüzyıldan kalma “lider partileri” niteliğinden sıyrılıp “program partileri”ne dönüşerek başarı kazanıyorlar. CHP, dünyadan da ders almıyor. Bu yazı dün öğleden sonra yazıldı. Televizyon haberlerine göre hem Baykal hem de Kılıçdaroğlu suskunluklarını sürdürüyorlardı. Alınan son bilgiler Baykal’ın genel başkanlığa dönmeyi düşünmediği, Kılıçdaroğlu’nun da adaylığını koymayacağı doğrultusundaydı. “Öyleyse kim” sorusu hâlâ yanıtsızdı. Yukarıda, “Kılıçdaroğlu bana sıcak geliyor” demiştim, bu düşüncemi koruyorum, fakat bir yandan da genel başkan olması durumunda CHP’nin kemikleşmiş yapısının onu partiyi dönüştürerek canlandırmak, halkla kaynaştırmak yolunda gerekli özgürlük ortamını sağlayamayacağını, elini kolunu bağlayacağını düşünüyorum. Bu açıdan baktığımda onun “Adaylığımı koymayı düşünmüyorum” demesine hak veriyorum. Çünkü CHP’nin modernleşmesi kolektif bir çalışmayı gerektiriyor. Kılıçdaroğlu, bu tür bir çalışmaya katılacak dinamik bir kadroyu oluşturabilme özgürlüğüne sahip olacak mıdır? Yoksa partinin kemikleşmiş kadrolarının oklarına hedef mi oluşturacaktır? Bu sorular başlıkta sorduğum soruya somut bir yanıt vermeyi zorlaştırıyor. Sonuçta kararı kurultay verecek; bekleyip görelim. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr HARBİ SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Hastalõklardan korunmak amacõy- la uyulmasõ gere- ken sağlõk ve te- mizlik kurallarõ... Gürcistan’õn plaka imi. 2/ Büyük er- kek kardeş... Ku- maş ya da ince de- riden yapõlan ve ayağõ bütünüyle sa- ran ayakkabõ. 3/ İle- ri atõlmõş, ortaya çõ- karõlmõş... Nine. 4/ Veje- taryen. 5/ Külde pişirilen bir tür çörek... “Ben ordan geçerken biri / Amca de- se, gir içeri / Girip yerden selamlasam / --- içindeki- leri” (Nâzõm Hikmet). 6/ Siper, hendek... Hollan- da’nõn plaka imi... Demir elementinin simgesi. 7/ ABD profesyonel basket- bol ligini simgeleyen harfler... Trabzon’un Sürmene ilçesine özgü, ekşimsi tadõ olan bir peynir. 8/ Eskiden kökboya bit- kisinden, bugün ise bireşim yoluyla elde edilen kõrmõzõ bo- yarmadde. 9/ Gebeliği önlemek için dölyatağõ içine konan sarmal biçiminde araç... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Boyundan geçirilerek tutulan, pistonlu ve üflemeli ba- kõr çalgõ. 2/ Kaz Dağõ’nõn antik dönemlerdeki adõ... Bir işin ustasõ olan kimse. 3/ Postu palto yapõmõnda kullanõlan me- meli bir hayvan... Yüce, yüksek. 4/ Bir tür hafif makine- li tüfek... İran’õn plaka imi. 5/ Cinsiyet... Bal koymaya ya- rayan küçük tekne. 6/ Japon lirik dramõ... Yarõ memnun- luk belirten bir ünlem... Genellikle üstü kapalõ pazaryeri. 7/ Bayrak ya da õşõk gibi görsel işaretlerle haberleşme yön- temi. 8/ “Tombil” de denilen bir balõk... Duman lekesi. 9/ Cõlõz, zayõf... Kars’õn doğusundaki ünlü eskiçağ kenti. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 H A Z A R B A B A U R A L U L U S Ş İ M A L A R A İ Ç İ T A L A R A B E S K A Ş M A K İ R A K S A L T A A M O R Ü M İ T Ç A V U Ş T E P E 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle