27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ulusal Egemenlik İle İlgili Sorular Ulusal Egemenlik Bayramı’nın doksanıncısını dün kutladık. Demek ki, doksan yıldır ulusal egemenlik ve milli irade deyip duruyor ama onun ne olduğunu pek az sorguluyoruz. Milli irade ve ulusal egemenlik kavramı bize bağımsızlık kalkışmasıyla aynı anda gelmiştir. 1920, 23 Nisan yalnız bir iç egemene karşı ulusun kendi yazgısının kendi iradesine bağlı olduğunu açıklamasının değil ama aynı zamanda, bir dış istilacıya karşı da bağımsızlık mücadelesinin simgesidir. Yani bizim milli irademiz, çifte “hayır”dan yola çıkmıştır ve kaynağı “hayır”lı olduğu için kendisi de hayırlıdır. Yani hem ulus, hem de vatandaş özgürlüğünün sürecini başlatmıştır 23 Nisan 1920. Ama 23 Nisan’ın bu çifte “hayır”ından kaynaklanan hayırlılığı yine de bazı soruların ortaya atılmasına engel olamıyor. Örneğin ulusun özgürlüğü her zaman vatandaşın da özgürlüğünü sağlayabiliyor mu? Milli irade ile bireyin özgürlüğü arasında her zaman bire bir bir bağlantı var mı? Yoksa bizde milli irade her zaman kişiyi özgür kılmak bir yana zaman zaman onun özgürlüğünün önüne engel olması sonucunu mu doğuruyor? Toplumun kendisini yönetecek olanları kendi seçmesi, mutlaka ve kendiliğinden özgürleşmesi sonucunu doğuruyor mu? Yoksa toplum zaman zaman, irsen tevarüs yoluyla gelen kralların yerine kendi oylarıyla “seçimle gelen krallar”ı mı yerleştiriyor? Seçimle gelmiş olması bir krala nereye kadar meşruiyet kazandırıyor? Milli iradenin ürünü olmayanlara karşı direnme hakkının kutsal olduğunu kabul edersek, milli iradenin sonucu işbaşına gelmiş olan ama demokrasiyi çiğneyerek özgürlükleri ayaklar altına almış olanlara karşı direnmenin de kutsal bir hak olduğunu söyleyebilir miyiz? Meşruiyetin tek kriteri illa iktidarın kaynağında mıdır? Yoksa iktidarın amacı, edimi, sağladığı kazanımlar ve yöntemleri de meşruiyet kriterleri olarak ele alınabilirler mi? Milli iradenin ürünü olması, bir iktidarı tek başına meşru kılmaya yetebilir mi? Yetemez ise eğer milli iradeye dayanan iktidarların meşruiyetlerini kaybettikleri, hangi zaman ve ahvalde ileri sürülebilir? Milli iradenin ürünü olan iktidarların meşruiyetlerini yitirdiklerine kim karar verecektir? Geçenlerde Orhan Birgit’in bir yazısının başlığı çok ilgimi çekmişti. Yanlış anımsamıyorsam başlık şöyleydi: - Kuvvetler ayrılığı referanduma sunulabilir mi? Kuvvetler ayrılığı demokrasinin temel kuram ve kurumlarından biri olduğuna göre soruyu değiştirerek şöyle sorabiliriz: - Demokrasiyi ortadan kaldırmak referanduma sunulabilir mi? - Bir toplum özgürlüklerin ortadan kaldırılmasını oylayabilir mi? Eğer bu soruya yanıtınız hayır ise özgürlüğünden vazgeçme hakkına sahip olmayan bir toplumun özgür olduğunu söyleyebilir miyiz? Başka bir deyişle özgürlük, sahibinin aksini seçme hakkına sahip olamadığı bir mecburiyet midir? Kavram olarak, mecburi özgürlük olabilir mi? Vazgeçilemeyecek özgürlüğe özgürlük denilebilir mi? Görüyorsunuz ulusal egemenlikle bitmiyor her şey. Ulusal egemenlik ve milli irade bütün sorunları çözmeye yetmiyor. Ayrıca, demokrasi bile her zaman toplumları özgürleştiremiyor. Her demokratik olan illa demokratik olmuyor. Hatta tersi olabiliyor. Acaba demokratik olmak mı daha önemli özgürlük mü? Bu soruya hangi yanıtı verirseniz verin çıkmazı aşamazsınız. Demokratik olmayan özgürlükle, özgürlükle çatışan demokrasi arasında seçimin anlamı ve de sonucu ne olabilir ki? [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] AKP yönetimi 330’un altõnda kalma endişesi yaşõyor Anayasa paketi kritik aşamada Saldõrganlarõ koruyanlar görevlerinin başõnda ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Yılmaz Ateş, dün TBMM’de düzenlediği basõn toplantõsõnda Van’daki saldõrõyla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. “Sayın Ahmet Türk’e, Taner Yõldõz’a saldırı sonrası harekete geçen devlet görevlileri, acaba Van’da bize saldı- rı yapıldığında neden ha- rekete geçmediler?” diye soran Ateş, şunlarõ söyle- di: “Yönetimde yeri yok dedikleri Selami Taşdemir Teşkilat Başkanı, Hidayet İritaş’ın şemada görevi var. Yönetimde yok de- dikleri Abdulkahhar Bardak Ta- nıtım ve Medya Sorumlusu Baş- kanı, Taha Çoban Üniversiteler Başkanı.” İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn mülkiye müfettişlerinin raporlarõnõ açõklamasõnõ isteyen Ateş, Van Va- lisi, Emniyet Müdürü, saldõrganla- rõ koruyan Güvenlik Şube Müdürü ve ekibinin görevinin başõnda ol- duğuna dikkat çekti. Ateş, “Göre- vinin başında olmayan bir tek ki- şi var. İlimizi korumakla görev- li olan polis memuru, 3 gün önce görevinden alındı. Daha önce po- lis memuru, ‘sen emniyetten CHP’ye bilgi sõzdõrõyorsun’ diye tehdit edilmiş. Ne bilgi sızdırma- sı, ana muhalefet partisi liderine tuzaklar kuruluyor, tuzaklar bo- şa çıktı diye polis memuru gö- revden alınıyor” diye konuştu. Öte yandan, saldõrõ olayõnõ araş- tõran İçişleri Bakanlõğõ müfettişle- ri Van Emniyeti’nin olaydan sonra sahte görev listesi hazõrladõğõnõ açõ- ğa çõkardõ. Müfettişler, gezi önce- si 38 polisi görevlendiren Van Em- niyet Müdürlüğü’nün saldõrõdan 3 gün sonra 160 kişilik ikinci bir lis- te hazõrladõğõnõ ve buna ilk listenin hazõrlandõğõ tarihi attõğõnõ saptadõ. Eski tarih atõlan 2. görev listesinde Van Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert’in imzasõnõn da bulunduğu anlaşõldõ. Müfettişler yaptõklarõ görüşmelerde, Bay- kal’õn “yolun dar olması ve oto- büsün kongrenin yapıldığı salo- nun bulunduğu sokağa gireme- yeceği belirtilerek, yürümemiz tavsiye edildi” iddiasõnõn da doğ- ru olduğunu belirleyerek, bu konu- da tutanak düzenledi. A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) - Ana- yasa değişikliği paketinin en tar- tõşmalõ düzenle- melerinden olan parti kapatmayla ilgili madde oylamasõndaki “kritik” tablo, AKP’lileri “son dakika” uzlaşma arayõşlarõna itti. Parti kapatmayla ilgili maddeye BDP ve bazõ bağõmsõzlarõn deste- ğiyle 330’un üzerinde destek bula- bilen AKP, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapõsõyla ilgili madde- lerin 330’un altõnda kalabileceği kaygõsõyla “son dakika” arayõşla- rõ içine girdi. AKP’lilerin CHP’ye, “Parti kapatma bizim için önem- li, bu madde kalsın, onun dışın- da Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili maddeleri ayıra- lım” önerisi götürdüğü haberleri ba- sõna yansõdõ. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çi- çek’in de önceki gün Anayasa Mahkemesi’nde kuruluş yõldönümü töreni sonrasõnda CHP lideri Deniz Baykal’a uzlaşõ çağrõsõnõ yineledi- ği kaydedildi. Baykal, dün TBMM’deki kutlamalarõn ardõndan makam odasõnda gazetecilerin te- maslarla ilgili sorularõnõ yanõtlarken, “Bunlar her bir araya gelen iki kişinin afaki, kişisel temennileri- ni ifade eder. Ciddi bir şey yok, yürüyen bir süreç var. Önemse- necek bir durum söz konusu de- ğil. Bu iyi niyet temennilerini ‘teklif’ diye ciddiye almak müm- kün değildir. Ortada bir süreç var, işliyor, almış başını gidiyor. Bu sürece ilişkin önemsenecek bir adım yok” dedi. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç da, “Hiçbir partiye paketin ayrılması yönünde bir teklif gö- türmediklerini” bildirdi. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, ga- zetecilerin soru- larõ üzerine “her- hangi bir AKP yetkilisi ya da bakanla görüşme- diklerini” bildirdi. TMK ve TCK’de düzenlemeler yapõlacağõ- nõn belirtilmesi durumunda her or- tamda görüşebileceklerini ifade eden Yõldõz, “Onların öyle bir yaklaşımı yok. Hatta bizimle bir arada görünmekten çekiniyorlar. Temel yasalarda düzenleme yap- mak koşuluyla anayasa değişik- lik paketine destek vereceğimizi söylüyoruz. Referanduma gidin- ceye kadar bile AKP’nin yapa- bileceği şeyler var. Bizim kırmı- zı çizgilerimizin hepsi yasal de- ğişiklikler, anayasal değişiklikler değil. Çıksınlar toplum karşısına ‘bu alanlarda düzenleme yapacağõz’ desinler biz kapalı değiliz” açõk- lamasõnõ yaptõ. CHP’Lİ YILMAZ ATEŞ’TEN VAN EMNİYETİ’NE İLİŞKİN YENİ İDDİALAR: Van’da CHP lideri Baykal’a yapõlan saldõrõnõn sorumlularõ ve buna göz yumanlar hakkõnda hiçbir işlem yapõlmadõğõna dikkat çeken Yõlmaz Ateş, bunun yerine CHP’ye bilgi sõzdõrdõğõ gerekçesiyle bir polis memurunun görevden alõndõğõnõ açõkladõ. Anayasa paketindeki yüksek yargõya ilişkin düzenlemelerde 330’un altõnda kalma endişesi taşõyan AKP’nin uzlaşma aradõğõna ilişkin haberler parti yöneticileri tarafõndan yalanlanõrken, Baykal da uzlaşma konusunda ciddi bir girişim olmadõğõnõ söyledi. BDP ise referandum sürecine kadar AKP’ye kapõlarõnõn açõk olduğu mesajõnõ verdi. ANAYASA İÇİN DİYALOG ŞARTI Öcalan pazarlık kapısını açık bıraktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin anayasa paketini daha önce sert bir dille eleşti- ren terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, bu kez pazarlõk kapõsõnõ açõk bõraktõ. Fõrat Haber Ajansõ’nõn haberine göre, avukatlarõyla görüşen Öcalan, Kürt sorununun çözümü konusunda di- yalog yolunun açõlmasõ durumunda buna yanõt vereceklerini ancak, tersi durumda bir çatõşma ortamõnõn gelişeceğini söyledi. “Gelişecek olan bu çatışma süreci herkesin kaybına olacak- tır” diyen Öcalan, önümüzdeki ay sonu ya da haziran ayõ başõna kadar bazõ şeylerin netleşe- ceğini ifade etti. Anayasa çalõşmalarõna da de- ğinen Öcalan, AKP’nin hazõrladõğõ taslağõn des- teklenmesinin tek şarta bağlõ olduğunu belirte- rek şunlarõ söyledi. “O şart da şudur; demok- rasi ve insan hakları şartı. Bu şartın içinde öncelikli ve en önemli olarak yer alan husus demokratik anayasadır. Bunun yanında bir de çocukların durumu var. Terör yasası var, bu yasanın kaldırılması gerekiyor. Belediye başkanlarının, BDP kadrolarının tutuklan- ması var, KCK operasyonları kapsamında tutuklamalar var. Bütün bu tutuklananların serbest bırakılması gerekiyor. En önemli ve en genel başlık demokratik anayasadır. Bu şart çerçevesinde AKP’nin bu konuda sami- mi bir adım atacağına kanaat getiriliyorsa, bu anayasa taslağı desteklenebilir.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle