Katalog

8 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ 9 CMYB C M Y B T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO : 2009/237 Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ Satõş Şartlarõ : Ankara ili Mamak ilçesi Bahçeleriçi-İmar Mahallesi Kayaş Caddesi 120. So- kak (yeni 274/1 sokak) 21 kapõ nolu Mert Apartmanõ’nõn bulunduğu yere rastlayan imarõn 37392 ada 1 parselini teşkil eden 851 m2 arsa üzerine inşa edilen 57/851 arsa paylõ zemin kat 4 nolu, 2 oda salon antre mutfak banyo WC ve 1 adet balkondan müteşekkil kombi ve petekleri takõlmamõş net 60 m2 kullanõm alanlõ mesken vasõflõ taşõnmaz, bir borçtan dolayõ açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklan- mõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 60.000,00.TL %1 KDV Alõcõya aittir l- Satõş 10/05/2010 günü saat 11.15’ten 11.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin % 60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 20/05/2010 günü saat 11.15’ten 11.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet so- nunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüchanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (Dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 14 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Bi- rikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa da- hil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşma- dan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş be- delini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5-Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ ver- mezse ihale kararõ fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arzetmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bu- lunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada tekli- fin İİK 129. maddedeki hükümlere uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri be- delle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ veril- diği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, baş- kaca bilgi almak isteyenlerin 2009/237, sayõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 15/0l/2010 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 14584) DÜNYA KADINLAR GÜNÜ Tarih: 9 Mart 2010 Salı Saat: 14.00 / 17.00 Yer: Yunus Emre Kültür Merkezi Turhan Tuzcu Salonu Ataköy-İSTANBUL PROGRAM AKIŞI 14.00 - 14.15 Açılış, Saygı Duruşu Av. Olcay YEZDANİ, ÇYDD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL, ÇYDD Genel Başkanı Günün anlamı 14.30 - 17.00 “SANATÇI GÖZÜYLE KADIN OLMAK” Gülriz Sururi Müjdat Gezen Fatih Çağdaş Müzik Topluluğu Nedim Saban Nilay Bale Okulu Gösterisi Ergun Çelikkan Zeynep Baygören Habibe Bozkır Düzenleyenler: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Avcılar, Bahçelievler, Bahçeşehir, Bakırköy, Büyükçekmece, Fatih, Küçükçekmece, Merter, Silivri, Zeytinburnu Şubeleri Katılım ücretsiz ve herkese açıktır. Detaylı bilgi için: 0212 – 252 44 33 – ÇYDD Genel Merkez BARTIN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/5895 Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve kõy- metleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõştõr. Birinci artõrma 24.03.2010 günü saat 14:00-14:10’da BUR-MER OTOPARK, YENİ SANAYİ SİTESİ/BAR- TIN’da yapõlacak ve o günün kõymetlerinin % 60’õna is- tekli bulunmadõğõ takdirde 29.03.2010 günü aynõ yer ve saatte 2. artõrma yapõlarak satõlacağõ. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bul- masõnõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacak- lõnõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka para- ya çevirme ve paylarõn paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi- nin şart olduğu, mahcuzun satõş bedeli üzerinden % 18 oranõnda K.D.V.’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartname- sinin icra dosyasõnda görülebileceği, masrafõ verildiği tak- tirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebilece- ği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla dairemize başvurmalarõ ilan olunur. Muhammen kõymeti LİRA: 17.000,00 YTL ADEDİ: 1 CİNSİ 74 AV 636 plakalõ, MITSUBISHI marka, 2007 model, Beyaz renkli, L 300 LWB tipi, Kapalõ Kasa KAM- YONET 17.000,00 YTL Toplam (İc. İf. K. 114/1, 114/3) (Basõn: 12664) CELÂL ÜSTER “Veda”, Zülfü Livaneli’nin “Yer Demir Gök Bakır”, “Sis” ve “Şahmaran”dan sonra yönettiği dördüncü film. Livaneli, bugüne kadar yalnõzca yaptõğõ müzikler, yazdõğõ romanlarla değil, filmleriyle de pek çok ödüle değer görüldü. Atatürk’ün baş- yaveri ve Atatürk öldüğünde canõna kõyma- ya kalkõşacak kadar yakõn dostu olan Salih Bozok’un anõlarõndan yola çõkarak senar- yosunu yazdõğõ, müziğini yaptõğõ ve yönet- tiği “Veda” şu sõralar gösterimde. “Bir Atatürk filmi değil, bir dostluk fil- mi” diye tanõmladõğõ “Veda”da, Mustafa Kemal’i bir klişe, bir tabu olarak değil, in- san olarak anlatmaya çalõştõğõnõ vurgulayan Livaneli, filme yöneltilen kimi eleştirileri ya- nõtlarken, “Veda”yõ nasõl bir yaklaşõmla gerçekleştirdiğini ayrõntõlarõyla anlattõ. - Sevgili Zülfü, “Veda”yı Atatürk’ün ya- kın dostu ve yaveri Salih Bozok’un anı- larından yola çıkarak kaleme aldığın se- naryodan çektin. Bu anılarda sana çeki- ci gelen, seni etkileyen neydi? - Hikâyeyi, sinemada epey kullanõlan yansõtma tekniğiyle anlatmak istedim. Mi- los Forman’õn “Amadeus” filminde Mo- zart’õ anlatmak için Salieri’nin anõlarõndan yola çõkmasõ gibi. Zaten filmin uyarlandõğõ tiyatro oyunu da aynõ tekniği kullanõyordu. Böylece, kahramanõ anlatõcõnõn gözünden ak- tarma olanağõ buluyorsunuz. Yani öznel bir bakõş. Arkadaşõnõn ölümünde intihar et- meyi planlayan bir dostun öznel bakõşõ. Sevgi, saygõ ve hayranlõkla dolu bir bakõş. Açõkçasõ bu duygular benim de Atatürk an- layõşõmla bağdaştõğõ için bu anlatõm yolunu seçtim. -“Veda”yı nasıl tanımlarsın: Bir Atatürk filmi mi, yoksa Salih Bozok’un anıların- dan hareketle çekilmiş bir film mi? -“Veda” bir Atatürk filmi değil, bir dost- luk filmidir. Dünyanõn her bölgesinde anla- tõlabilecek evrensel bir hikâyedir, ama bu dostlardan birisinin adõ Mustafa Kemal, ötekinin adõ Salih Bozok olunca, bu hikâye bambaşka bir boyut kazanõyor. İster istemez savaşlar, ayrõlõklar, göçler, mücadeleler gi- riyor içine. -“Veda”nın gerçekleştirilmesinin bü- yük çaplı bir “örgütlenmeye” dayandığı görülüyor. İç ve dış mekânların belirlen- mesinden makyajlara, çok sayıda figüra- nın yer aldığı kalabalık sahnelerden oyun- cuların kullanımına vb. baştan sona geniş bir “örgütlemeyi” gerektiren bir film. Böyle bir filmin çekiminde en büyük zor- luğu nerede yaşadın? - Savaş sahneleri çok zorladõ diyebilirim. Çünkü birçok büyük patlama oluyor. Yara- lanmalar oluyor. Gerçekten zordu. Yüzler- ce yardõmcõ oyuncuya 20 gün eğitim veren askerlik danõşmanlarõmõza ve ekiplerimize te- şekkür ederim. - Filmde Atatürk’e yaklaşımı nasıl ta- nımlamak istersin? - Bu filmde Atatürk’ü bir klişe, bir tabu de- ğil insan olarak anlatmaya çalõştõm. Ama mü- kemmel, hayranlõk uyandõrõcõ, karizmatik, olağanüstü bir insan o. Dünyanõn önünde hayranlõkla eğildiği, Nâzım’õn en büyük öv- gü şiirini yazdõğõ bir büyük insanda ille de kusur mu arayacaktõm. - Yaşadığımız günlerde bir “Atatürk fil- mi” değilse de, “Atatürk’le ilgili bir film” yapmanın özel bir anlam kazandığı söy- lenebilir mi? - 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin en ağõr günlerinde direniş şarkõlarõ yazdõm. Kurulu düzene kafa tuttum, hapse girdim. İlk albü- müm hâlâ yasaktõr. Nâzõm’õn tabu olduğu yõl- larda “Nâzım Türküsü” albümünü yayõm- ladõm. Hayatõm hep rüzgâra karşõ yürü- mekle, yasaklanmakla, saldõrõya uğramakla geçti. Bugün Atatürk’le ilgili bir film yap- mam da bir direniştir. Onun adõnõ karalamak, küçük düşürmek isteyenlere karşõ bir dire- niş. Atatürk’e neredeyse hakaret etmenin mo- da olduğu bir dönemde, bu direniş filmini ba- şaran sinema emekçilerine, yapõmcõlara, oyunculara ve filmi her seansta alkõşlayan du- yarlõ, aydõnlõk insanlara teşekkür ederim. Bü- yük Atatürk ve dostunun hikâyesini bir nebze anlatabildiysek ne mutlu bize. ‘Veda’nõn yönetmeni Zülfü Livaneli’ye göre, bugün Atatürk’le ilgili bir film yapmak da bir direniş - Daha önce Can Dündar’ın gerçekleştirmiş olduğu “Mustafa” belgeseli, Mustafa Kemal’i, “insanî” yönleriyle anlatma düşüncesinden yola çıkmış, ama kimi sahnelerin gerçeklere uymadığı yönünde eleştiriler almıştı. “Veda”ya da tarihçilerden kimi eleştiriler geldi. Ancak, belgesel bir filme yaklaşım ile tarihsel de olsa kurgusal bir sinema filmine yaklaşımın farklı olması, kurgusal bir sinema filmini eleştirirken tarihsel gerçekler açısından daha esnek, daha hoşgörülü bir tutum benimsemek gerekmez mi? - Elbette, sinema filmi kurgudur, hayaldir; belgesel ise adõ üstünde belgelere dayanarak gerçeği arama çabasõdõr. Mesela Martin Scorsese, İsa’yõ çarmõhtan sonra Mecdelli Meryem ile evlendirip, mutlu bir aile babasõ gibi göstermişti. Ama biz Atatürk ve dönemi söz konusu olduğu için ayrõntõlara titizlikle eğildik. Zaten filmi hata bulmak için seyretmiş olan tarihçiler de iki küçük ayrõntõ dõşõnda haklõ değiller. Zübeyde Hanım genç bir kadõn olarak evde başõ açõk dolaşacaktõ elbette, sokağa çõktõğõ zaman örtünecekti. Atatürk’ün sağlõğõnda yayõmlanmõş bütün ciddi kaynaklar Zübeyde Hanõm’õn sarõ lepiska saçlõ, fõrfõrlõ elbiseler giyen çok güzel bir genç kadõn olduğunu anlatõr. Atatürk eve geldiğinde annesinin başõ açõk olmasõna şaşõrmaz, ama yabancõ bir erkek görünce mahremiyet kuralõnõn ihlal edildiğini görüp, Ragıp Bey’in üvey baba olduğunu anlar. Bunu kendisi anlatmõştõr. Kazım Paşa’nõn kalpak giymesi gerektiğini söylüyorlar. Bunu biz de biliyoruz elbette, ama kostüm yönetmenimiz Baran Uğurlu askeri danõşmanõmõz Bali Bey’le (Tahsin Yazıcı’nõn oğlu) uzun konuşmalardan sonra Kazõm Paşa fotoğraflarõndan halkõn belleğinde kalan Cemali şapkayla gösterilmesinin daha uygun olduğuna karar verdi, ben de onayladõm. Ayrõca insanlar film yapmayõ bilmediği için elimizde sihirli değnek olduğunu, bir yerlerde o mekânlarõn bulunduğunu, bizim de gidip çekiverdiğimizi sanõyor. Her yerin elektrik direkleriyle, kablolarla, antenlerle, modern binalarla, tabelalarla dolu olduğu bir dönemde 19. yüzyõl sonlarõnõn Selanik’i nasõl yaratõldõ, ne delice emekler harcandõ görmüyor. İnanõn yüz milyonlarca dolarlõk Hollywood filmlerinde bile hatalar görüyoruz, ama “Veda” bu açõdan kusursuza yakõndõr. ‘Ayrıntılara titizlikle eğildik’ ‘Veda’ bir Atatürk filmi değil, bir dostluk filmi. Ama bu dostlardan birinin adı Mustafa Kemal, ötekinin adı Salih Bozok olunca, hikâye bambaşka bir boyut kazanıyor. İster istemez savaşlar, ayrılıklar, göçler, mücadeleler giriyor içine. ‘Hep rüzgâra karşõ yürüdüm’Filmin çok tartõşma yaratacağõnõ biliyordum. Saflar belliydi ve beni hiç şaşõrtmadõlar. Atatürk düşmanlarõna, zaten benim yaptõğõm her işe düşman olan yarõ aydõn takõmõ da eklenince ortalõk epey yoğun bir karga sesiyle doldu. - Hepimizin bildiği gibi, içinde yaşadığımız toplumda “Atatürk” en duyarlı konulardan biri. Atatürk’le ilgili söylenen her şey, farklı görüşlerden insanları karşı karşıya getirebiliyor. Böylesi bir ortamda, “Veda”yı yazarken ve çekerken temel yaklaşımın neydi? - Film ortaya çõktõğõnda çok tartõşma yaratacağõnõ biliyordum. Zaten saflar belliydi ve beni hiç şaşõrtmadõlar. Atatürk düşmanlarõna, zaten benim yaptõğõm her işe düşman olan yarõ aydõn takõmõ da eklenince ortalõk epey yoğun bir karga sesiyle doldu. Ama bunlar beni kaygõlandõrmadõ hiç. Hem film için, aklõ başõnda, tarafsõz eleştirmenler çok güzel şeyler yazdõlar hem de halk her gösterimi gözyaşlarõ ve alkõşlarla izliyor. Önemli olan da bu. Sanat eseri yõllarca kalõyor. Sen benim yakõn bir dostum olarak “Karlı Kayın Ormanı”, “Leylim Ley”, “Yiğidim Aslanım”, “Özgürlük” gibi bestelerim ortaya çõktõğõnda yapõlan tezviratõ hatõrlarsõn. Ne oldu? Onlar mõ ayakta kaldõ, biz mi? Ama basõnõn belli bir kesiminin halktan ne kadar ayrõ düşmüş olduğunu hayretle izliyorum. Kimi filmi izlemeden yazõyor, kimi “Salih Bozoklu” diyor, kimi de filmi alkõşladõğõ için halkõ azarlõyor. Basõnda cehalet ve kötü niyet diz boyu. ‘Halk her gösterimi gözyaşları, alkışlarla izliyor’ Filmde Atatürk’ü Sinan Tuzcu canlandırıyor.