Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
sürecek kadar ileri gittiler.
Oysa ne bugünkü parlamentoya ve ne de ulusal
iradeye saygısızlık eden var.
Sorun, RTE kafasının anayasayı bir parti
yasasına dönüştürme çabalarından kaynaklanıyor.
2007 seçimlerinden hemen sonra AKP, Prof.
Ergun Özbudun’a ısmarladığı anayasa taslağını
tartışmaya açarken de muhalefet; böylesi bir
temel yasayı bir partinin hazırlamasındaki
sakıncaları sıraladı.
Yeni bir anayasanın partiler arası bir
komisyonda kotarılması gerektiğini, bu
komisyonun çalışmalarına sivil toplum
örgütlerinin, parlamento dışı partilerin de
katkılarıyla yeni anayasanın ortaya çıkacağını
açıkladı.
Muhalefetin bu önerisi elbette anayasanın
toplumsal uzlaşma ile hazırlanması gibi temele
dayanıyordu.
Ne oldu? AKP, hayır, dedi: “Benim hazırlattığım
metin Meclis Anayasa Komisyonu’nda
görüşülürken partiler görüşlerini söyler, varsa
önerilerini açıklar, uygun gördüklerimi yasaya
alırım.”
RTE kafasının uzlaşmadan, uzlaşarak bir
anayasa değişikliği veya yeni bir anayasa
yapmaktan.. demokratik uzlaşma kültüründen
anladığı bu!
26 maddeye yenileri eklenebilirmiş.
Bu, AKP’nin kamuoyuna uzlaşıcı olduğunu
göstermek için uzattığı mavi boncuk.
Paketin TBMM’de yeterli ve gerekli oyu alarak
yasalaşacağına inanmıyorlar.
Çıkmayan canda bir umut vardır hesabıyla
örneğin 20 oyuna gereksindiği BD (Kürt)
Partisi’yle pazarlık kapısını açık bırakacak
vaatlerde bulunuyorlar.
AKP’nin paketi açıklamaya memur kıldığı
heyetlerin Ankara kolunda görevli Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç; bu nedenle BDP’nin
örneğin yüzde 10 olan seçim barajı ya kaldırılmalı
ya da daha aşağıya çekilmeli diye açıkladığı
koşula yumuşak yanıt verdi.
Bu konunun seçim yasası görüşülürken ele
alınabileceğini söyledi.
Bu ne demeye geliyor? Hele BDP desteğiyle
deveye hendeği atlatalım. BDP dayatmalarına
sonra bakarız!
Acaba BDP bu klasik siyasal manevrayı
yutacak mı?
AKP İstanbul ve Ankara’da sivil toplum
kuruluşlarına gitti. Paketin ülkeye, örneğin yargıyı
yürütme erkinin hizmetine sokacak, kısacası
teslim alacak yeni düzenlemelerin ne denli yararlı
hizmetler vereceğini anlattı, açıkladı.
Kamu-Sen’den başlayarak TÜSİAD’a, TOBB’a,
sendikalara, Barolar Birliği’ne kadar çalmadığı
kapı kalmadı.
Görüşmelerden sonraki açıklamalara bakarak
sivil toplum örgütlerinden, hatta iktidara tutkun
olanlardan bile tam anlamıyla destek aldığı
söylenebilir mi?
Bu sonuca Yargıtay, Danıştay gibi yüksek yargı
organlarıyla HSY Kurulu gibi yargıya doğrudan
bağımsız hizmet veren kamu kuruluşlarının karşı
duruşları da eklenirse.. anayasa paketinin
toplumun ortak değerlerine değil.. ancak AKP
amaçlarına hizmet edeceği sonucu rahatlıkla
çıkarılabilir.
AKP pakete destek aramak amacıyla başlattığı
girişimlerle şu veya bu biçimde kamuoyunu
etkilemeye çalıştı.
Sivil toplum örgütlerinde aradığını bulamamış
olabilir. Ama, şimdi genel merkezde yapacakları
değerlendirmelerde işlerine gelenleri ayıklayarak
parlamento dışında pakete desteğe yönelik ortak
bir tavır olduğunu söyleyeceklerdir.
Kurultay telaşı içindeki CHP ise uyandı ama geç
uyandı.
AKP’nin toplumun beynini yıkamaya yönelik
son girişiminin izlerini silmek, yer yer kimi desteksi
izlenimler varsa bunları silmek için sivil toplum
örgütlerini ziyaret etmeyi planladığını açıkladı.
Gecikmiş, etkisi tartışılacak bir girişim.
Oysa CHP, iktidar partisinin destek arayışı adı
altında başlattığı propaganda girişimini aynı gün
aynı sivil toplum örgütlerine giderek
etkisiz duruma düşürebilirdi.
CHP heyetleri AKP’nin arkasından aynı gün
TOBB’a, TÜSİAD’a, sendikalara, barolara vs.
giderek değişiklik paketinin sakıncalarını anlatır;
hatta AKP’nin ekranlardan toplumun beynini
yıkayan açıklamalarının etkisini ve değerini en
azından asgari düzeye indirebilirdi.
Yapılmadı ve artık yumurta kapıda. Paket en
erken pazartesi günü Meclis’e sunuluyor.
Zaten partisini anayasa girişiminden çok önce
destekleyen demeçler veren AKP’li Meclis
Başkanı Mehmet Ali Şahin; AKP milletvekillerinin
imzaladığı taslağı derhal komisyonlara
gönderecek, paket sonra genel kurula inecek…
Sonrası mı? Akla karayı ortaya çıkaracak olan
referandum!
SAYFA 27 MART 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Mart
Oslo Y 4
Helsinki Y 3
Stockholm Y 3
Londra Y 13
AmsterdamY 12
Brüksel Y 11
Paris Y 13
Bonn Y 11
Münih Y 14
Berlin Y 16
Budapeşte Y 17
Madrid B 15
Viyana Y 16
Belgrad Y 20
Sofya B 17
Roma Y 16
Atina B 19
Zürih Y 16
Moskova B 7
Aşkabat Y 13
Taşkent PB 15
Bakû PB 8
Bişkek Y 11
Tiflis PB 13
Kahire B 22
Şam B 17
İstanbul B 13
Edirne B 15
Kocaeli B 15
Çanakkale B 15
İzmir B 21
Manisa B 22
Denizli B 22
Zonguldak B 10
Sinop S 12
Samsun PB 15
Trabzon PB 11
Giresun PB 15
Ankara B 19
Eskişehir B 18
Konya B 17
Sıvas B 17
Antalya PB 24
Adana PB 24
Mersin PB 22
Diyarbakır Y 20
Şanlıurfa Y 24
Mardin Y 17
Siirt Y 18
Hakkâri Y 8
Van PB 10
Kars PB 10
Ülkemiz geneli
parçalı ve çok bu-
lutlu, ülkemizin
güneybatı kesim-
leri parçalı ve çok
bulutlu, Doğu Ak-
deniz’in doğusu,
Doğu Anado-
lu’nun güneyi ile
Güneydoğu Ana-
dolu bölgesi ara-
lıklı yağmur ve sa-
ğanak yağışlı ge-
çecek.
BAZI dillerde “isim” niteliği
taşıyan sözcüklerin cinsiyeti
vardır. Türkçe, çok şükür, “dişi-
erkek” ayrımı yapmaz sözcükler
arasında ve bugünlerin
öğrencileri, Arapça öğrenmek
zorunda olan eskilerin “müennes-
müzekker” ezberiyle çektikleri
sıkıntıları çekmezler dilbilgisi
derslerinde.
Fransızca, Almanca gibi dilleri
çalışanlar dışında tabii.
Buna karşılık, İngilizceciler de
deniz konularını konuşurken
gemiler için “dişi” zamir
kullanmaya dikkat etmelidir.
Tekneler “she”dir o dilde.
Türkçede de güzel bir yat
görünce “kız gibi” demez miyiz?
Alay sancaklarıyla donanmış
gemiler “gelin gibi süslenmiş”
sayılmazlar mı?
Ş
u günlerde gelin gibi
süslenmeden de güzelliğiyle
herkesi hayran bırakan bir gemi,
İstanbul’un tenha koylarından ya
da ıssız rıhtımlarından birinde yine
dikkati çekecek. Yalnız siluetinin
mükemmelliğiyle değil, insanı
ister istemez Cumhuriyet tarihinin
göz kamaştırıcı günlerine ve
unutulmaz bir kurtarıcının anısına
çeken yalnızlığının hüznüyle:
Savarona.
Evet, Savarona yine alıcı
bekliyor; aşırı boyanmış bir
kokonanın müşteri bekleyişiyle
değil, tam tersine, yaş
tanımazlığın beyazlığına
bürünmüş bir melek saffetiyle.
Her şeyden önce, çok kısa bir
süre için bağrında taşıdığı ünlü
yolcunun sonsuzluğa gidişinden
beri onu bu haliyle zamanımıza
kadar yaşatmış olan Deniz
Kuvvetleri’ne ve “hakikatli”
donatan Kahraman
Sadıkoğlu’na teşekkür etmeliyiz.
Ama böylesine değerli ve pahalı
bir emanet bu kadar uzun bir süre
ancak bu kadar büyük bir
özveriyle saklanabilir.
Şimdi yine sıra, satın alınış
günlerinde olduğu gibi, anlamlı bir
ulusal özverinin yapılmasına
gelmiştir.
Herhalde, ölçü tanımayan bir
Arap ya da Rus zengininin
para bastırarak bir güzeli alıp
gitmesi gibi böyle bir gemiyi
yurdun yeşil kıyılarından koparıp
sefahat âlemlerine sürüklemesini
istemezsiniz. Yoksa, TÜRSAB’ın
Başkanı Başaran Ulusoy’un
önerdiği gibi TOBB’a satılıp sonra
Turizm Bakanlığı’na devredilmesi
mi?
Çok daha anlamlı bir çözüm
bulunamaz mı? Yeniden ulusa
mal edilmesi için, bağışlarla
sürdürülebilecek bir fon vakfına
ve ücret ödenerek ziyaret edilen
bir müzeye dönüştürülerek
yeniden Deniz Kuvvetleri’nce
korunma altına alınması
düşünülemez mi? Türkiye
Cumhuriyeti böyle bir gemiyi
yaşatamayacak ve gerektiğinde
görkemli törenler için kullanmayı
beceremeyecek kadar çaresiz mi
kalmıştır?
Yoksa bu hatıra hoyratlığının ve
yüz kızartıcı vefasızlığın gerisinde
itiraf edilmeyen başka duygular
mı saklıdır?
mumtazsoysal@gmail.com
Erikel ve
iki kişi
serbest
İstanbul Haber Servisi - Er-
genekon soruşturmasõ kapsamõn-
da gözaltõna alõnan İstanbul Baro-
su üyesi avukat Yusuf Erikel,
Toplumsal Dönüşüm Yayõn-
evi’nin eski sahibi Hayri Bildik
ve Hakan Arıkan mahkemece
serbest bõrakõldõ.
Şüphelilerin adliyedeki işlem-
leri geç saatlere dek sürdü. Savcõ-
lõğõn tutuklanmasõnõ istediği Er-
genekon davasõ sanõklarõ Dur-
muş Ali Özoğlu, Neriman Ay-
dın ve Kemal Aydın’õn avukatõ
Erikel, Bildik ve Arõkan, yurtdõşõ-
na çõkõşlarõ yasaklanarak nöbetçi
İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nce serbest bõrakõldõ. Savcõ-
lõk sorgularõnõn ardõndan serbest
bõrakõlan Recep Taylan, Maruf
Şinik ve Aydoğan Aksüngü’ye
de yurtdõşõna çõkõş yasağõ kondu.
Erikel’e emekli Tuğgeneral
Veli Küçük, Tuncay Güney, İP
Genel Başkanõ Doğu Perinçek,
emekli Orgeneral Şener Eruy-
gur’dan ele geçirilen Ergenekon
isimli dokümanõ daha önce görüp
görmediği soruldu. Soruşturmada
12 kişinin avukatõ olduğunu, do-
kümanõ ifadeler sõrasõnda gördü-
ğünü söyleyen Erikel, doküma-
nõnda yazõldõğõ gibi bir dezenfor-
masyon ve siyasetçiyi yõpratma
ihtimalinin olmadõğõnõ söyledi.
Siyasetçilerin avukatlõğõnõ yaptõ-
ğõnõ kaydeden Erikel, “Ankara
büromuzda biz Bülent Arõnç’ın
ve bütün bakanların işini takip
ediyoruz” dedi. Savcõlar Zekeri-
ya Öz ve Fikret Seçen, Erkel,
Bildik ve Arõkan’õn serbest bõra-
kõlmasõna itiraz etti.
Balyoz Güvenlik Harekât Pla-
nõ soruşturmasõ kapsamõnda tu-
tuklanan eski Kuzey Deniz Saha
Komutanõ emekli Koramiral
Feyyaz Öğütçü’nün avukatõ
Yağız Ali Dağlı da Öğütçü’nün
tahliye talebinde bulundu.
1. Ergenekon Davasõ’nda mühimmatõn aidiyetine ilişkin soruya Genelkurmay’dan yanõt:
Envanterde eksik, kayıp yok
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Gelin Gibi Bir Dul
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Terörle mücadelede önemli görevler
üstlenen Kara
Havacõlõk
Komutanlõ-
ğõ’nõn kapõlarõ basõna açõl-
dõ. Çatõşmalara havadan silah ve lo-
jistik destek veren helikopterlerin
Mehmetçi-
ğin “demir kanatlı yar-
dımcı melekleri olduğu” dile getirildi.
Kara Havacõlõk Komutanlõğõ’nõn
Ankara Güvercinlik’teki tesisleri ga-
zetecilere gezdirildi. Komutanlõk,
Kara Kuvvetleri’nin her türlü hava
platformu ihtiyacõnõ karşõlõyor. Bün-
yesinde bulunan Kara Havacõlõk Oku-
lu’nda diğer kuvvetlerle sivil ku-
rumlara helikopter pilotlarõ, helikop-
ter teknisyenleri yetiştiriliyor. Ayrõ-
ca yerleşke içinde bulunan 5. Ana Ba-
kõm Fabrika Komutanlõğõ’nda heli-
kopter ve uçaklarõn fabrika bakõmõ dü-
zenine kadar tamirat ve onarõmlarõ da
gerçekleştiriliyor.
Kara Havacõlõk Komutanõ Tuğge-
neral Tamer Büyükkantarcıoğlu,
kara havacõlarõ arasõnda 17 kadõn
pilotun yer aldõğõnõ dile getirdi. Bü-
yükkantarcõoğlu, Yüzbaşõ Dilek Er-
güven’in Kara Havacõlõk Okulu’nda
“hocaların hocası”, Yüzbaşõ Yelda
Alaçam’õn da arama-kurtarma heli-
kopterinin pilotu olarak görev yaptõ-
ğõnõ kaydetti. Büyükkantarcõoğlu,
Ankara, Malatya, İzmir ve İstan-
bul’da hava grup komutanlõklarõ bu-
lunduğunu, bölgelerde hiçbir perso-
nel ve malzeme sõkõntõsõnõn söz ko-
nusu olmadõğõnõ söyledi.
Büyükkantarcõoğlu, Af-
ganistan’da düşen
helikopteri in-
celemek üzere
bir heyetin bu
ülkeye gön-
derildiğini,
verilecek ra-
por doğrul-
t u s u n d a
gerekenin
yapõlacağõnõ
kaydetti. Çok
sayõda helikop-
ter pilotu yetişti-
ren Kara Havacõlõk
Okulu’nun Komutanõ Tuğgeneral
Fatih Bengi, Türkiye’nin yanõ sõra
Birleşik Arap Emirlikleri, KKTC,
Ürdün, Bosna pilotlarõna eğitim ve-
rildiğini belirtti. Pilot adaylarõ pilot
olarak çalõşacaklarõ Güneydoğu’nun
dağlõk arazisini, Cudi ve Gabar dağ-
larõnõ simülatördeki görüntüleri üze-
rinde uçarak eğitim yapõyor. Eğitim
simülatörlerinin tamamen Türk mü-
hendislerce ve Havelsan firmasõnca
üretildiği dile getirildi. Basõn turun-
da kadõn öğretmen pilot Dilek Er-
güven, gazetecilerin sorularõnõ ya-
nõtladõ. “Hocaların hocası” olarak ad-
landõrõlan Ergüven, “Bayan pilot ol-
mak nasıl bir duygu” sorusuna,
“Öncelikle bir Sabiha Gökçen kı-
zı olarak öyle bir görev bana nasip
olduğu için çok mutluyum” yanõtõ-
nõ verdi. Ergüven, “Pilot olmak mı
zor, yoksa anne olmak mı zor” so-
rusuna, “Anne olmak daha zor”de-
di. Alaçam ise “Aldığımız haz hiç-
bir şeyle ölçülmez” dedi.
‘Mehmetçiğin
yardõmcõsõ demir
kanatlõ melekler’
ERGENEKON
3 MÜRETTEBAT YARALI
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Nijerya açõklarõnda de-
mirli bulunan Özay-5 isimli ge-
miye saldõran deniz haydutlarõ,
2’si Türk, 1’i Nijerya vatandaşõ
olan 3 mürettebatõ yaraladõ. De-
nizcilik Müsteşarlõğõ’ndan yapõ-
lan yazõlõ açõklamaya göre, Ni-
jerya açõklarõnda demirli bulunan
gemiye dün akşam saatlerinde,
silahlõ 8-10 kişilik deniz haydu-
du grubu saldõrdõ. Gemi persone-
linin parasõnõ, cep telefonlarõnõ
ve gemideki değerli olabilecek
eşyalarõ alan haydutlar ile müret-
tebat arasõnda, bir gemi persone-
linin alarm butonuna basmasõ
üzerine arbede çõktõ. Arbede so-
nucu, geminin 1. Zabiti Volkan
Seçkin, Elektrik Zabiti Cüneyt
Bayraktar ve Nijerya vatandaşõ
bir gemi görevlisi yaralandõ. Ni-
jerya-Lagos’ta bulunan Lagon
Hastanesi’ne ulaştõrõlan gemi
personelinin hayati tehlikelerinin
bulunmadõğõ kaydedildi.
Denizcilik Müsteşarlõğõ ayrõ-
ca Hindistan açõklarõnda deniz
haydutlarõ tarafõndan kaçõrõlan
M/V Frigia isimli geminin
19’u Türk, 2’si Ukraynalõ 21
personeliyle birlikte olasõ de-
mir yerine geldiğini bildirdi.
Basın turunun son bölümünde Kara Havacılık Komutanlığı’nın arama-kur-
tarma timi bir gösteri gerçekleştirdi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ)
Türk
gemisine
saldırı
“Hocaların
hocası”
olarak
anılan Pilot
Dilek
Ergüven.
‘Islak imza’ iddianamesi
İstanbul Haber Servisi - “İrtica ile Müca-
dele Eylem Planõ”nõn altõnda õslak imzasõ bulun-
duğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek
ile ilgili iddianamenin yazõmõnõn tamamlandõğõ
öne sürüldü. Belgenin orijinalinin askeri savcõ-
lõktan İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gön-
derilmesinin ardõndan, iddianamenin Başsavcõ
Vekili Turan Çolakkadõ’ya sunulacağõ belirtildi.
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’ndan gönde-
rilen yazõda dosya kapsamõndaki el
bombalarõ ve diğer mühimmata iliş-
kin yapõlan incelemede Hava Kuv-
vetleri Komutanlõğõ ve Deniz Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’nda “eksik, ka-
yıp ve çalıntının bulunmadığı” be-
lirtildi. Jandarma Genel Komutanlõ-
ğõ ise mühimmata ilişkin bilgilerin ar-
şiv bekleme süresinin dolmasõ ne-
deniyle imha edildiği kaydetti.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi
tarafõndan Silivri’de görülen birinci
Ergenekon davasõnõn 141. duruş-
masõnõ açan Başkan Köksal Şengün,
sanõk ve avukatlarõn taleplerini ala-
cağõnõ açõkladõ. Duruşmada söz alan
tutuklu sanõk emekli Astsubay Ok-
tay Yıldırım, Ümraniye Çakmak
Mahallesi’nde 12 Haziran 2007 ta-
rihinde ele geçirilen ve kendisine ait
olduğu öne sürülen 27 el bombasõna
el koyma tutanağõ hazõrlanõrken çe-
kilen ses ve görüntü kayõtlarõnda
polislerin “Ergenekon” ifadesini
kullandõğõ iddiasõnda yine õsrar etti.
Ümraniye Asayiş Büro Amirliği ta-
rafõndan yapõlan çekime ait sesli
görüntülerin mahkeme salonunda
izlendiğini anõmsatan Yõldõrõm, “Po-
lisin Ergenekon’dan bahsettiğini
hep birlikte duymadık mı? Kanun,
vicdan, Allah aşkına siz de duy-
madınız mı? Devletin üç kuru-
muna ait kayıt çözümleri birbi-
rinden farklı. Jandarma ve Em-
niyet raporları bombalara ilişkin
tutanağın düzmece olduğunu or-
taya koydu. Tutanağın polis ka-
rakolunda düzenlenmiş olduğu
açığa çıktı” dedi. Tutuklu sanõk
emekli Yüzbaşõ Muzaffer Tekin
de söz alarak tutukluluğunu siyasi ik-
tidarõn istediğini öne sürdü.
‘Kunta Kinte değil Ceyar’
Tekin, Amerikan televizyon dizi-
si Dallas’õn kötü adamõ Ceyar
(J.R.Ewing) karakterine gönderme
yaparak “Kendilerini ‘Kunta Kinte’
diye takdim edenlerin gerçekte
Ceyar olduklarını bu toplum bili-
yor” dedi. Küçük şöyle edvam et-
ti. “Benim aleyhime ifade veren
tahliye oluyor. Kışı geçirmek için
gelmiş kapkaçı çocuklar gibi ol-
duk. Ben kimseden bir minnette
bulunmuyorum. Varsa cezam çe-
kerim. Ama bu duruma artık bir
son verin” diye tahliyesini istedi.
‘Soruşturma yok’
Veli Küçük’ün avukatõ ve kõzõ
Zeynep Küçük’ün talebi üzerine
mahkeme tarafõndan Emniyet, MİT
ve Jandarma Genel Komutanlõğõ’na
yazõlan sorulara yanõt geldi. Emniyet
Genel Müdürlüğü Terörle Mücade-
le Daire Başkanlõğõ tarafõndan gön-
derilen 18 Mart 2010 tarihli yazõda
“Genel Müdürlüğümüze gönderi-
len belgelerin evveliyatlarının ol-
madığı, daha önce herhangi bir
yerde de ele geçirilmediği anlaşıl-
mış olup, herhangi bir örgüte ait
olduğuna dair tespit yapılama-
mıştır” denildi. Raporda Danõştay’a
saldõrõ sanõğõ Alparslan Arslan’õn
Kadõköy’deki Hukuk Bürosu’nda
17 Mayõs 2006’da arama yapõldõğõ
kaydedilerek “Belgeler bütün ola-
rak incelendiğinde, söz konusu
belgelerin örgütsel nitelik taşıdığı
değerlendirilmektedir” denildi.
Mahkemenin el bombalarõ ve mü-
himmatõn aidiyetlerine ilişkin kuvvet
komutanlõklarõna yazdõğõ yazõya Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ Hukuk İşleri
Şube Müdürü V. Hâkim Binbaşõ
Kaya Tambaşar tarafõndan 4 Mart
2010 tarihli yazõyla yanõt verildi. Ya-
zõda, sorulan mühimmatõn lot nu-
maralarõ bildirilmediğinden Deniz
Kuvvetleri Komutanlõğõ’na ait olup
olmadõğõnõn tespitin yapõlamadõğõ
ifade edilerek, “DKK bünyesinde
bahse konu mühimmattan eksik,
kayıp, çalıntı ve mühimmatla ilgi-
li herhangi bir soruşturma bu-
lunmamaktadır” denildi.
‘Kabul edilemez hata’
Duruşmada söz alan avukat Zey-
nep Küçük, Alparslan Arslan, Sü-
leyman Esen ve Osman Yõldõrõm’õn
günün belirli saatlerinde baz istas-
yonu kayõtlarõnõn bulunmadõğõna
dikkat çekti. Küçük, “Bu bir hata
olamaz. Süleyman Esen’in bazı
sinyallerinin belirli saatlerden son-
ra kesilmiş olması ve tespit edile-
memesi affedilemez” diye konuştu.
İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu
Perinçek ve diğer İP’lilerin avuka-
tõ Mehmet Cengiz ise “haklarında
delil kalmayan müvekkillerinin
serbest bırakılmasını” istedi.
Aydemir’in
dosyası yok
Mahkemenin Kara Kuvvetleri Ko-
mutanlõğõ Adli Müşavirliği’nden iste-
diği iki kez darbe girişiminde bulun-
duğu gerekçesiyle 1964 yõlõnda idam
edilen Talat Aydemir dosyasõnõn bu-
lunamadõğõ kaydedildi. Adli müşavir-
liğin yazõsõnda askeri mahkemenin
dava dosyalarõnõn Kara Kuvvetleri
Komutanlõğõ Adli Müşavirliği’ne bağ-
lõ sõkõyönetim arşivinde bulunduğu
belirtilerek, arşivde Türkiye genelindeki
1979-1985 yõllarõna ait sõkõyönetim ko-
mutanlõklarõ askeri savcõlõk ve mah-
kemelerinin işi biten dava dosyalarõ ile
1970-1974 yõllarõna ait sõkõyönetim ko-
mutanlõklarõna ait fihristler bulundu-
ğu, Ankara Sõkõyönetim Komutanlõğõ
adli ünitelerine ait bu fihrist ve kayõt-
larõn incelenmesinde Aydemir’in ismine
ve soruşturma açõldõğõna dair bir kay-
da rastlanõlmadõğõ vurgulandõ.
Mahkemenin talebi üzerine Kara
Kuvvetleri Komutanlõğõ Gaziantep
5’inci Zõrhlõ Tugay 1’inci Tank Tabur
Komutanlõğõ’ndan gelen yazõda da, 25
Şubat 2001’de bu birlikte askerlik ya-
pan Osman Yõldõrõm’õn 3 ay antisosyal,
kişilikte anksiyete bozukluğu tanõsõyla
hava değişimi aldõğõ, Yõldõrõm’a pat-
layõcõ eğitimi verildiği konusunda her-
hangi bir kayõt olmadõğõ kaydedildi.