25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 27 MART 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Hangi Yeni Rejim? AKP yaratılıp iktidara getirildiğinden bugüne, Batı’ya dönük “ılımlı İslam”, Türkiye’ye dönük “AB’ye, demokrasiye açılım” sloganı çerçevesinde oluşmuş, kutsal AKP’yi destekleme ittifakında giderek kamuoyuna da yansıyan kırılmalar, tartışmalar var. ABD, AB medyası, düşünce kuruluşları siyasi odaklarının çevresinde yaşanan kafa karışıklığı bize tam ulaşmıyor. Bizde, yandaş yazarlar, 2. Cumhuriyetçiler, kimi sermaye örgütlerinin en son anayasa taslağı üzerinden görüş ayrılıkları olarak dikkat çekiyor. Dış sorgulamalar elbette neoliberal politikalar için, Türkiye’de AKP iktidarına biçilmiş vizyon, rollerin devam ettirilip ettirilemeyeceğinin ekseninde odaklanıyor. Türkiye’den, ılımlı İslam projesiyle, kendilerinin yarattıkları ancak artık kendilerine dönmüş bir silah olan radikal İslamın yerini alacak bir gelişmede öncülük bekleniyor. AKP, Erdoğan hükümetinin icraatları, kimi çıkışları bu çerçevede sorgulanıyor; “AKP Ortadoğu, İslam dünyasına uzanan geniş bir halkada İslam dünyasını radikal yapılardan, neoliberal politikalara hizmet edecek çizgiye doğru çekme vizyonunu mu başaracak? Yoksa kendisini, Türkiye’yi de hızla kaydırıp, şeriatın egemen olduğu Ortadoğu ülkelerinin koşullarına mı çekecek?..” Aslını ararsak, Ortadoğu’nun en diktatoryal, şeriatçı yönetimleri ile uyum içindeki neoliberal politikaların güç odağı ülkelerin, ABD, AB siyaset merkezlerinin laik Türkiye Cumhuriyeti, Kemalist devrimlere karşı bir tür savaş ilanı yapmışken ılımlı İslam projesinin mimarları olarak bu türden bir sorgulama içinde olmaları uzaktan akılcı ve gerçekçi gibi görünmüyor. Yeni sorgulamanın dayandığı gerekçelerin azıcık açıklanmasına gereksinim var. Atatürk devrimleri sayesinde şeriattan kopmuş, eksikli olsa da demokrasinin kuralları içinde ayakta durmaya çalışan laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusalcı, bağımsızlıkçı, şerita karşı duruşu, kolayca anlaşılacağı üzere Türkiye’ye biçilen yeni rollere uygun düşmüyordu. Siyaseten, toplumsal, ekonomik birikimler olarak, İslam dünyasına rol model oluşturacak birikimlerini laik Cumhuriyet, Atatürk devrimlerine borçlu olsa da, İslam dünyası ile kaynaşabilecek siyasal iktidar, İslam ülkesi algılamasının öne çıkması önemliydi. Yeni dünya sömürü düzeni çarklarında yaratılmış kavram kargaşası, değerler erozyonunda, neoliberal merkez ülkelerin yerleşik insan hakları, demokrasi standartları, rejim modelleri çevre ülkeler için gerekli de değildi. Zaten merkez ülkeler bu standartlara aldırmaksızın, sömürge gözüyle baktıkları çevre ülkelerde rejim sorgulaması yapmıyor, kendilerine biat etmeleri koşulu ile askeri, sivil diktatörlüklerle ittifak yapmakta hiçbir sakınca görmüyorlardı. Ancak sistemin ekonomik, siyasal krizleri, iç dinamikleri, sömürge ülkeler için yeğlenen ırk-din ayrımcılığı çatışmalarının giderek daha boyutlu sorunlar yaratmasının önüne geçilememişti. Kanlı petrolün önlenemez yükselişinin piyasalar düzeni içindeki getirisinin tersine döndüğü noktada, büyük dünya krizi ile öne çıkan veriler, değişen dünya dengeleri; çok daha çıplak yeni arayışları dayatıyor; sömürge olarak bakılan ülkelerin rejimleri, halklarının ekonomik, sosyal, siyasal koşulları, paylaşım dengeleri hâlâ hiç umursanmasa da, çıkarların askeri güçle kollanması giderek zorlaşıyor. Dahası ABD başta merkez ülkelerin halklarının sınırsız tüketme güçleri kalmayınca, sistemin ayakta kalması için yeni tüketim merkezlerine gereksinim artıyor. Kaçınılmaz, İslam dünyası için çekici güç olarak düşünülmüş Türkiye’nin cazibe merkezi olup olamayacağı ya da giderek radikalleşen şeriatın batağındaki ülkeler halkasına mı katılacağı önem kazanıyor. Yani Türkiye için pazarlanan yeni rejimin sınırları, vitrini artık daha bir önemli; AKP’yi, Erdoğan’ı destekleyen, demokratikleşme adına Türkiye’de rejim değişikliğini öngören iç ve dış ittifak odaklarının, cephenin, şimdilerde sınırları çizmeye ilişkin çatışmaları var. Ilımlı İslam, İslamla barışık esnek laiklik, demokratik açılımlar olarak ırk ve din ayrımcılığı üzerinden cepheleşmeye, gettolaşmaya hoşgörülü bakış, rejim değişikliği sınırlarına ilişkin kaygılar gündemde. Gerçek demokrasiden hangi ölçeklerde sapılabilir, sanal demokrasi adına özgürlük ayırımcılık sınırları ile oynanabilir? Demokrasinin olmazsa olmazları laiklik, güçler ayrılığı, hukuk düzeni sınırları, yeni rejim modelinde, nerelere oturtulacak? Tek ölçü sandık, referandum mu? Çoğunluk diktatörlüğü, sivil darbeye, laikliğin; dini kuralların toplumsal yaşam, siyasal örgütlenmeler, kamu alanlarında belirleyici olacağı boyutlarda kırılmasına izin verilebilir mi? Yargı ile AKP iktidarı, muhalefet partilerinin, katı cumhuriyetçi taraflarla, İslamla barışık rejim ittifakçılarının güç çatışmasının anayasa taslağı üzerinden de yaşandığı kuyruklu yalan. Gerçek çatışma neoliberal politikaların bile olmazları arasındaki demokrasi kurallarının işlediği rejimin de tehdit altında olmasından. soner@cumhuriyet.com.tr Krizde hükümetin elinden geleni yaptõğõnõ ileri süren Şimşek’le Çağlayan yine hem Merkez’e hem de bankalara vurdu Bakanlarõn boy hedefi bankalarMaliye Bakanõ Şimşek, kredilerde fazla ihtiyatlõ davranan bankalarõn krizi derinleştirdiğini ileri sürdü. “Benim adõm Mehmet Zafer, Kürşad Tüzmen değil” diyen Çağlayan da Tüzmen geleneğini sürdürerek Merkez Bankasõ’na yüklendi. Ekonomi Servisi - Kriz sõrasõnda ekonominin is- tikrar kazanmasõ için hü- kümet olarak her türlü önlemi aldõklarõnõ sõrala- yan ekonomi ile ilgili ba- kanlar, ortadaki sorunlarõn bankalar ve Merkez Ban- kasõ’ndan kaynaklandõğõ- nõ tekrarlõyorlar. Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriy- le önceki akşam Ankara Palas’ta yemekte bir ara- ya gelen Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, şu anda olduğu gibi dünyanõn bir yangõndan geçtiğini böy- le bir ortamda Merkez Bankasõ’nõn sadece fiyat istikrarõ görevini yürüt- me gibi bir lükse sahip ol- madõğõnõ söyledi. Mer- kez Bankasõ’nõn reaktif değil, proaktif davranma- sõ gerektiğini ileri süren Çağlayan, Merkez Ban- kasõ’nõn öncelikle, “is- tihdam meselesinin çö- zümünü gerektirecek adımlar atması gerekti- ğini” söyledi. Türkiye İhracatçõlar Meclisi’nin Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplan- tõsõnda konuşan Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek de bankalarõn kriz döne- mindeki stratejilerinin, reaksiyonlarõnõn, krizin Türkiye’ye yansõmasõnõ sõnõrlamadõğõnõ, “hatta belki de derinleştirdi- ğini” ama şimdi gelinen noktada, bankalarõn reel ekonomiyi desteklemek- ten başka seçenekleri kal- mayacağõnõ iddia etti. Şimşek, sadece mali kuralla yürümeyecekle- rini, birtakõm ikinci, üçüncü nesil reformlarõn gündemlerinde olduğu- nu dile getirdi. Z A F E R Ç A Ğ L A Y A N Merkez Bankasõ’nõn faiz lüksü Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, şu anda olduğu gibi dünya- nõn bir yangõndan geçtiğini, böyle bir ortamda Merkez Banka- sõ’nõn sadece fiyat istikrarõ görevini yürütme gibi bir lükse sa- hip olmadõğõnõ söyledi.  Merkez Bankasõ’nõn görevi sadece fiyat istikrarõ gibi bir lük- se sahip olma değil. Merkez Bankasõ ekonominin bütününü de- ğerlendiren bir yapõda olmalõ. İstihdamla ilgili konular ön- celikli olmak üzere büyüme, üretim, ihracat, dõş ti- caret ve fiyat istikrarõ da alanõ olmalõ.  Faiz sebep, ucuz kur ve ithalat sonuçtur. Ben kur meselesini söylüyorum, ama asõl yan- lõşlõklar faiz politikasõnda yapõldõ. Enflasyon yüzde 7-8’lerdeyken, faizleri bir anda yüz- de 13.5’lere çõkardõ, dõşarõdan ciddi mana- da döviz, sõcak para geldi.  Bu bir taraftan faiz yoluyla Türki- ye’ye bir maliyet getirirken, üretim yerine it- halatõn yolunu açtõ. 2002’de 1.5 lira olan 1 do- lar, 2010’da da 1.5 lira. Elektrik fiyatlarõ yak- laşõk 5 yõl aynõ kalmasõ, SSK puanlarõnõn inmesi, kurum ve gelir vergisi oranlarõnõn düşürülmesi gi- bi üretime verilen birçok desteğe rağmen, kur bas- kõsõndan ve girdi maliyetlerinin yüzde 50-60 artmasõ nedeniyle üretici pahalõ üretmek zorunda kaldõ.  Merkez Bankasõ belli dönemlerde Bakanlar Kurulu’na gelerek hükümete enflasyon hedeflerinin neden tutmadõğõnõ izah etmek zo- runda kaldõ. İyi olduğu zaman ‘Bravo Merkez Bankası’na’, kötü olur- sa ‘Vay hükümet sen kötü yaptın’ deyip burada bõrakõyorum. M E H M E T Ş İ M Ş E K Bankalar krizi derinleştirdi TİM’de konuşan Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, ban- kalarõn kriz dönemindeki stratejilerinin, reaksiyonlarõnõn, krizin Türkiye’ye yansõmasõnõ sõnõrlamadõğõnõ, “hatta belki de derinleştirdiği” idiasõyla şunlarõ söyledi:  Kriz döneminde Türkiye’de bankacõlõk sektörü krizin etkilerini sõnõrlamada fazla bir rol oynamadõ. Ortalõk toz du- manken, bankalar tipik reaksiyonu gösterip çok temkinli bir patikada işlerini yürüttü. Bu tabii ki krizin etkilerinin Türkiye’ye yansõmasõnõ sõnõrla- madõ, hatta belki de derinleştirdi. Ama liberal piyasa ekonomisine geç- tiğimizden bu yana ilk defa, suni ol- madan piyasa tarafõndan belirlenen tek haneli bir faiz dönemindeyiz. Faizler, aşağõ yukarõ yüzde 7 ile 11 arasõnda de- ğişiyor. Bankalarõn bilançolarõ güçlü. Kamu sektörü borçlanma ihtiyacõnõ azaltõyor. Bu üç ifademi yan yana ko- yun. Bankalarda sermaye oldukça güç- lü, dolayõsõyla kredi verme imkânlarõ ol- dukça fazla. Ellerinde imkân var.  Peki, bankacõlõk sektörü reel ekonomiyi desteklemeyecek de ne yapacak? Bence fazla da bir seçenekleri yok. Onun için ben, o konuda iyimse- rim. Hem destekleyecek kapasiteleri var, potansiyelleri var, hem de desteklemeleri için gerekli makro ekono- mik ortam ve koşullar var. Hatta bu koşullar onlarõ zor- layacak. Bu konuda ben oldukça rahatõm. Ekonomi Servisi - Galatasaray Sportif’in halka açõk yüzde 37.05 his- sesi için 11 Mart 2010’da başlayan is- teğe bağlõ çağrõ sona erdi. Galatasaray Sportif’le davalõ QVT Fonu, çağrõ kapsamõnda 33.3 milyon TL’lik hisse sattõ. Galatasaray Futbol ve Galatasa- ray Sportif şirketlerini birleştirmeye ça- lõşan Galatasaray’a, QVT dava açmõştõ. QVT, hisse oranõnõ yüzde 17.66’dan yüzde 7.15’e indirdiğini, çağrõ kapsa- mõnda 155.88 lira fiyat aralõğõndan 213 bin 970 adet satõş işlemi gerçekleşti- rildiğini açõkladõ. Galatasaray Futbol’un Kamuyu Ay- dõnlatma Platformu’na yaptõğõ açõk- lamada, çağrõ süresi bitiminde toplam alõnan hisse adedinin 290 bin 967, alõ- nan hisse tutarõnõn 45 milyon 355 bin 935.96 lira ve çağrõya karşõlõk veren pay sahibi sayõsõnõn da 2 olduğu ifa- de edildi. Tulip Towers’ta fiyatlar 108 bin TL’den başlõyor Ekonomi Servisi - Tulip Gayri- menkul, Bahçeşehir Ispartakule’de 478 konutluk rezidans, alõşveriş merkezi ve sosyal tesislerden oluşan yeni projesi TulipTowers’õ 190 milyon TL yatõrõmla hayata geçiriyor. Satõşlarõn başladõğõ proje 30 katlõ 2 kuleden oluşacak. Projenin inşaatõnõ uluslararasõ taah- hüt şirketi ETS Eser üstlendi. İnşaat sözleşmesin imzala törenindeTulip Gayrimenkul Yönetim Kurulu Baş- kanvekili Murat Meroğlu, “Tulip- Towers projemizi de Toplu Konut İdaresi iştiraki Emlak Konut GYO ile arsa karşılığı gelir paylaşımı ile gerçekleştiriyoruz. Tulip Towers Batı İstanbul’un en lüks projesi ola- cak” dedi. 478 konuttan oluşan Tulip Towers rezidansta, 40 metrekarelik stüdyo daireler 108 bin TL’den, 206 metrekarelik 4+1 daireler ise 535 bin TL’den başlayan ilk çõkõş fiyatlarla haf- riyat başlangõcõ ile satõşa su- nulacak. Projedeki 468 farklõ dairenin yanõ sõra 10 adet özel daire seçeneği de yer alõyor. Ekonomi Servisi - Garanti Emekli- lik, hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi ‘Kalem Tutan Eller’le yüz- lerce çocuğu sokaktan koparõp okula bağlamayõ hedefliyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ ve Bo- ğaziçi Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen proje Mil- li Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, Boğaziçi Üniversitesi aka- demisyenleri, Ga- ranti Emeklilik Yönetim Kurulu Başkanõ ve Ga- ranti Bankasõ Genel Müdürü Ergun Özen ile Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Ada- lı’nõn katõldõğõ bir toplantõyla tanõtõldõ. İlköğretim çağõndaki çocuklarõn, düzenli olarak okula gitmeleri gerekirken sokakta ça- lõşmalarõ ya da çalõştõrõlmalarõnõn, toplumun gün geçtikçe daha ciddi sorunlarõndan biri haline gel- diğini belirten Adalõ, “Sokakta çalışan ya da çalıştırılan çocukların büyük çoğunluğu eğitimlerini yarıda bırakıyor. İyi kötü mu- hakemesini yapamadıklarından, sokaktaki kötülüklere yenik düşüyorlar. Bu noktada onları korumanın yolu, okulda tutmaktan geçiyor. Bizim projemizin temel amacı da iş- te bu” dedi. Proje için pilot bölge olarak İstanbul seçil- di. İlk etapta, Bağcõlar, Esenler, Küçükçekmece, Sultangazi ve Ümraniye olmak üzere 5 ilçede 15 okulda, yaklaşõk 1.000 çocuk ile yürütülen proje, daha fazla okul ve çocuğa ulaşacak şe- kilde yaygõnlaştõrõlacak. Projenin ilk etabõnda 14 rehber danõşman ve 41 kurs öğretmeni görev alõyor. Çocuklar, hafta içi ve hafta sonu birer gün olmak üzere her hafta toplam iki gün, okul başarõlarõnõ ar- tõrmaya yönelik eğitim alõyorlar. Ayrõca Garanti Emeklilik çalõşanlarõ da, kişisel gelişimlerine yönelik etkinliklere katõlõyorlar. Garanti Bankasõ Genel Müdürü Ergun Özen, sorular üzerine “İşin rengi 3 haf- ta içinde belli olur, bunun olması işin bitmesi anlamına gelmiyor, bu benim ki- şisel görüşüm” şeklinde yanõtladõ. Garanti Bankasõ’ndan Kamuyu Aydõnlat- ma Platformu’na yapõlan açõklamada, “GE’nin elindeki his- selerin satışına ilişkin süreç devam etmekte olup bu aşama- da kamuoyu ile paylaşılacak ek bir gelişme yoktur” denildi. Özen, bankalarõn mevduatta büyüyebildiğini ancak gün gel- diğinde bankalarõn pasiflerinin kalitesini artõrmak için tahvil ih- raçlarõna ihtiyaç duyacağõnõ söyledi. Bankalarõn pasifini çeşitlendirmek için seküritizas- yonlarõn olabileceğini ifade eden Özen, önümüzdeki günlerde varlõğa dayalõ menkul kõymet çõkarõlabileceği- ni, mortgage alacaklarõnõn seküritizasyonu gibi uygula- malarõn olabileceğini söyledi. Özen, mevduat faizleri ile il- gili bir soruya da “Mevduatla kredi faizini beraber konuşmak doğru olur. Ya mevduatta ya kredi faizinde yanlış yapıyoruz diye düşünüyorum. Bankacılık sektörü krediye uyguladığı fa- izlerden daha yüksek faizde mevduat toplayamaz. Bu sür- dürülebilir bir durum değil” yanõtõnõ verdi. Katõlan 503 şirketin coğrafi bölgelerine göre beş gruba ayrõldõğõ değerlendirmede, Turkcell, Avrupa bölgesinde Deutsche Telekom, Credit Suisse, Bayer ve BP gibi önde gelen şirketler arasõnda yer alarak şeffaflõk ödülü aldõ. Ekonomi Servisi - Turkcell, IR Global Rankings (IRGR) tarafõndan “Kamuya Yapılan En İyi Fi- nansal Bilgilendirme” dalõnda ödüllendirildi. Turkcell’den yapõlan açõklamada, alanõnda en prestijli oluşumlardan biri olarak kabul gören IRGR’nin 2010 değerlendirmesinde Turkcell’in, Avrupa’nõn en şeffaf beş şirketinden birisi seçildi- ği kaydedildi. Açõklamaya göre, IRGR ödüllerine bu sene aralarõnda Microsoft, IBM ve Procter & Gam- ble gibi dünyanõn önde gelen kurumsal isimlerinin yer aldõğõ 503 şirket katõldõ. Bu şirketler coğrafi böl- gelerine göre beş gruba ayrõldõ ve Turkcell, Avrupa bölgesinde Deutsche Telekom, Credit Suisse, Bayer ve BP gibi önde gelen şirketler arasõnda değerlen- dirilerek ödüllendirildi. Turkcell Yatõrõmcõ ve Ulus- lararasõ Medya İlişkileri Başkanõ Nihat Narin, ödü- le ilişkin olarak “İMKB’de işlem gören ve New York Borsası’na kote olan tek Türk şirketi ola- rak, şeffaflığa büyük önem veriyoruz. Hedefimiz Avrupa’nın ve ABD’nin standartlarının da öte- sine geçmek. Kazandığımız ödül, bu hedefimiz yo- lunda doğru adımlar attığımızı gösteriyor” dedi. Ekonomi Servisi - Karsan Otomotiv Sanayii ve Ticaret AŞ, İtalyan otobüs üreticisi BredaMenarinibus’un otobüslerini üretmek, Türkiye’de satmak ve BredaMenarinibus’a ihraç et- mek üzere firma ile ön anlaşma imzaladõğõnõ bildirdi. Karsan’õn Kamuyu Aydõnlatma Platformunda (KAP) yeni iş ilişkisiyle ilgili yayõmlanan özel durum açõklamasõnda şöyle de- nildi: “Anlaşma kapsamında; şirketimiz nisan ayında Bre- daMenarinibus’un 8 metreden 12 metreye, CNG (Com- pressed Natural Gas/Sıkıştırılmış Doğal Gaz) ve dizel oto- büs modellerinin deneme üretimine başlayacaktır. Bu bağlamda BredaMenarinibus’a ihraç edilmek üzere aylık üretim kapasitesinin belirli bir bölümü garanti edilecektir. Deneme üretimi için belirlenen dört aylık sürenin sonun- da, BredaMenarinibus ile olan işbirliğimizin kapsamının genişletilmesi, seri üretim ve pazarlama faaliyetlerini içe- ren ve stratejik ortaklık niteliği taşıyan nihai anlaşmanın imzalanması öngörülmektedir.” Anadolu Isuzu, Otobüs Endüstrisi ve Yan Sanayi Uluslararasõ İhtisas Fua- rõ Busworld’de yenilenen otobüs ai- lesiyle dikkat çekti. Anadolu Isuzu, fuarda belediyeler için tasarladõ- ğõ NOVOCITI ve NOVOCITI ULTRA’yõ sergiledi. Türkiye’de Eu- ro 4 emisyonlu modellerini hazõrla- yan ilk marka olduğu anõmsatõldõ. Şirketten yapõlan açõklamaya göre, çevreye duyarlõ ve yakõt sarfiyatõ dü- şük dizel motorlar üretmekteki başa- rõsõyla farklõlõk yaratan Isuzu Mo- tors’un teknolojik altyapõsõ, Türk mühendislerinin tasarõm gücü ve ya- ratõcõlõğõ ile Türkiye ve Avrupa pa- zarlarõnõn beklentileri karşõlanõyor. DemirDöküm Sunrol pazar liderliği hedefliyor Ekonomi Servisi - DemirDöküm roll bond siste- minin su õsõtmaya yönelik ilk kez kullanõldõğõ, yüz- de 83.6 verimli güneş kolektörü sunrolu nisanda sa- tõşa sunacak. Dünyada da patenti DemirDöküm’e ait bir sistemle çalõşan sunrol ürünü için Bozüyük Fab- rikasõ’na 1 milyon 390 bin Avro yatõrõm yapõldõ. DemirDöküm Fabrikalarõ Genel Müdürü Chri- stoph Michael Grosser ve DemirDöküm Satõş ve Pa- zarlama Direktörü Erdem Ertuna, sunrol ile pazar liderliğini hedeflediklerini belirtti. Grosser ve Ertu- na’nõn verdiği bilgiye göre, DD Sunrol adlõ yeni ko- lektör, alüminyumdan farklõ olarak Roll Bond sistemi ile güneş õşõğõnõn yüzde 83.6’sõnõ verime dönüştü- rebiliyor. DD sunrol, çatõya değil, binanõn duvar ve balkonlarõna da monte edilebiliyor. Solar deposu ile birlikte satõlacak DD sunrola 5 yõl da garanti veriliyor. Turkcell Avrupa’nın en şeffaflarından Garanti Emeklilik sokakta çalõşan öğrencileri okula bağlayacak projeye 1 milyon lira ayõrdõ Erhan Adalõ, Milli Eğitim Bakanlõğõ ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile haya- ta geçirilen projenin ilk etapta pilot böl- ge olarak seçilen İstanbul’un 5 ilçesinde 15 okulda başladõğõnõ dile getirdi. Sokaktan İtalyanların otobüsü Karsan’dan Anadolu Isuzu’dan çevreci atak ÖZEN: GARANTİ’DE İŞİN RENGİ NİSANDA BELLİ OLUR GS 33 milyonluk hisseyi geri aldõ Erhan Adalı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle