Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
27 MART 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hangi Yeni Rejim?
AKP yaratılıp iktidara getirildiğinden bugüne,
Batı’ya dönük “ılımlı İslam”, Türkiye’ye dönük
“AB’ye, demokrasiye açılım” sloganı çerçevesinde
oluşmuş, kutsal AKP’yi destekleme ittifakında
giderek kamuoyuna da yansıyan kırılmalar,
tartışmalar var. ABD, AB medyası, düşünce
kuruluşları siyasi odaklarının çevresinde yaşanan
kafa karışıklığı bize tam ulaşmıyor. Bizde, yandaş
yazarlar, 2. Cumhuriyetçiler, kimi sermaye
örgütlerinin en son anayasa taslağı üzerinden görüş
ayrılıkları olarak dikkat çekiyor.
Dış sorgulamalar elbette neoliberal politikalar için,
Türkiye’de AKP iktidarına biçilmiş vizyon, rollerin
devam ettirilip ettirilemeyeceğinin ekseninde
odaklanıyor. Türkiye’den, ılımlı İslam projesiyle,
kendilerinin yarattıkları ancak artık kendilerine
dönmüş bir silah olan radikal İslamın yerini alacak
bir gelişmede öncülük bekleniyor. AKP, Erdoğan
hükümetinin icraatları, kimi çıkışları bu çerçevede
sorgulanıyor; “AKP Ortadoğu, İslam dünyasına
uzanan geniş bir halkada İslam dünyasını radikal
yapılardan, neoliberal politikalara hizmet edecek
çizgiye doğru çekme vizyonunu mu başaracak?
Yoksa kendisini, Türkiye’yi de hızla kaydırıp, şeriatın
egemen olduğu Ortadoğu ülkelerinin koşullarına mı
çekecek?..”
Aslını ararsak, Ortadoğu’nun en diktatoryal,
şeriatçı yönetimleri ile uyum içindeki neoliberal
politikaların güç odağı ülkelerin, ABD, AB siyaset
merkezlerinin laik Türkiye Cumhuriyeti, Kemalist
devrimlere karşı bir tür savaş ilanı yapmışken ılımlı
İslam projesinin mimarları olarak bu türden bir
sorgulama içinde olmaları uzaktan akılcı ve gerçekçi
gibi görünmüyor. Yeni sorgulamanın dayandığı
gerekçelerin azıcık açıklanmasına gereksinim var.
Atatürk devrimleri sayesinde şeriattan kopmuş,
eksikli olsa da demokrasinin kuralları içinde ayakta
durmaya çalışan laik Türkiye Cumhuriyeti’nin
ulusalcı, bağımsızlıkçı, şerita karşı duruşu, kolayca
anlaşılacağı üzere Türkiye’ye biçilen yeni rollere
uygun düşmüyordu. Siyaseten, toplumsal,
ekonomik birikimler olarak, İslam dünyasına rol
model oluşturacak birikimlerini laik Cumhuriyet,
Atatürk devrimlerine borçlu olsa da, İslam dünyası
ile kaynaşabilecek siyasal iktidar, İslam ülkesi
algılamasının öne çıkması önemliydi.
Yeni dünya sömürü düzeni çarklarında yaratılmış
kavram kargaşası, değerler erozyonunda, neoliberal
merkez ülkelerin yerleşik insan hakları, demokrasi
standartları, rejim modelleri çevre ülkeler için gerekli
de değildi. Zaten merkez ülkeler bu standartlara
aldırmaksızın, sömürge gözüyle baktıkları çevre
ülkelerde rejim sorgulaması yapmıyor, kendilerine
biat etmeleri koşulu ile askeri, sivil diktatörlüklerle
ittifak yapmakta hiçbir sakınca görmüyorlardı.
Ancak sistemin ekonomik, siyasal krizleri, iç
dinamikleri, sömürge ülkeler için yeğlenen ırk-din
ayrımcılığı çatışmalarının giderek daha boyutlu
sorunlar yaratmasının önüne geçilememişti.
Kanlı petrolün önlenemez yükselişinin piyasalar
düzeni içindeki getirisinin tersine döndüğü noktada,
büyük dünya krizi ile öne çıkan veriler, değişen dünya
dengeleri; çok daha çıplak yeni arayışları dayatıyor;
sömürge olarak bakılan ülkelerin rejimleri, halklarının
ekonomik, sosyal, siyasal koşulları, paylaşım
dengeleri hâlâ hiç umursanmasa da, çıkarların askeri
güçle kollanması giderek zorlaşıyor. Dahası ABD
başta merkez ülkelerin halklarının sınırsız tüketme
güçleri kalmayınca, sistemin ayakta kalması için yeni
tüketim merkezlerine gereksinim artıyor.
Kaçınılmaz, İslam dünyası için çekici güç olarak
düşünülmüş Türkiye’nin cazibe merkezi olup
olamayacağı ya da giderek radikalleşen şeriatın
batağındaki ülkeler halkasına mı katılacağı önem
kazanıyor. Yani Türkiye için pazarlanan yeni rejimin
sınırları, vitrini artık daha bir önemli; AKP’yi,
Erdoğan’ı destekleyen, demokratikleşme adına
Türkiye’de rejim değişikliğini öngören iç ve dış ittifak
odaklarının, cephenin, şimdilerde sınırları çizmeye
ilişkin çatışmaları var. Ilımlı İslam, İslamla barışık
esnek laiklik, demokratik açılımlar olarak ırk ve din
ayrımcılığı üzerinden cepheleşmeye, gettolaşmaya
hoşgörülü bakış, rejim değişikliği sınırlarına ilişkin
kaygılar gündemde.
Gerçek demokrasiden hangi ölçeklerde sapılabilir,
sanal demokrasi adına özgürlük ayırımcılık sınırları
ile oynanabilir? Demokrasinin olmazsa olmazları
laiklik, güçler ayrılığı, hukuk düzeni sınırları, yeni
rejim modelinde, nerelere oturtulacak? Tek ölçü
sandık, referandum mu? Çoğunluk diktatörlüğü, sivil
darbeye, laikliğin; dini kuralların toplumsal yaşam,
siyasal örgütlenmeler, kamu alanlarında belirleyici
olacağı boyutlarda kırılmasına izin verilebilir mi?
Yargı ile AKP iktidarı, muhalefet partilerinin, katı
cumhuriyetçi taraflarla, İslamla barışık rejim
ittifakçılarının güç çatışmasının anayasa taslağı
üzerinden de yaşandığı kuyruklu yalan. Gerçek
çatışma neoliberal politikaların bile olmazları
arasındaki demokrasi kurallarının işlediği rejimin de
tehdit altında olmasından.
soner@cumhuriyet.com.tr
Krizde hükümetin elinden geleni yaptõğõnõ ileri süren Şimşek’le Çağlayan yine hem Merkez’e hem de bankalara vurdu
Bakanlarõn boy hedefi bankalarMaliye Bakanõ Şimşek, kredilerde fazla
ihtiyatlõ davranan bankalarõn krizi
derinleştirdiğini ileri sürdü. “Benim adõm
Mehmet Zafer, Kürşad Tüzmen değil” diyen
Çağlayan da Tüzmen geleneğini sürdürerek
Merkez Bankasõ’na yüklendi.
Ekonomi Servisi - Kriz
sõrasõnda ekonominin is-
tikrar kazanmasõ için hü-
kümet olarak her türlü
önlemi aldõklarõnõ sõrala-
yan ekonomi ile ilgili ba-
kanlar, ortadaki sorunlarõn
bankalar ve Merkez Ban-
kasõ’ndan kaynaklandõğõ-
nõ tekrarlõyorlar.
Ekonomi Muhabirleri
Derneği (EMD) üyeleriy-
le önceki akşam Ankara
Palas’ta yemekte bir ara-
ya gelen Devlet Bakanõ
Zafer Çağlayan, şu anda
olduğu gibi dünyanõn bir
yangõndan geçtiğini böy-
le bir ortamda Merkez
Bankasõ’nõn sadece fiyat
istikrarõ görevini yürüt-
me gibi bir lükse sahip ol-
madõğõnõ söyledi. Mer-
kez Bankasõ’nõn reaktif
değil, proaktif davranma-
sõ gerektiğini ileri süren
Çağlayan, Merkez Ban-
kasõ’nõn öncelikle, “is-
tihdam meselesinin çö-
zümünü gerektirecek
adımlar atması gerekti-
ğini” söyledi.
Türkiye İhracatçõlar
Meclisi’nin Genişletilmiş
Başkanlar Kurulu toplan-
tõsõnda konuşan Maliye
Bakanõ Mehmet Şimşek
de bankalarõn kriz döne-
mindeki stratejilerinin,
reaksiyonlarõnõn, krizin
Türkiye’ye yansõmasõnõ
sõnõrlamadõğõnõ, “hatta
belki de derinleştirdi-
ğini” ama şimdi gelinen
noktada, bankalarõn reel
ekonomiyi desteklemek-
ten başka seçenekleri kal-
mayacağõnõ iddia etti.
Şimşek, sadece mali
kuralla yürümeyecekle-
rini, birtakõm ikinci,
üçüncü nesil reformlarõn
gündemlerinde olduğu-
nu dile getirdi.
Z A F E R Ç A Ğ L A Y A N
Merkez Bankasõ’nõn faiz lüksü
Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, şu anda olduğu gibi dünya-
nõn bir yangõndan geçtiğini, böyle bir ortamda Merkez Banka-
sõ’nõn sadece fiyat istikrarõ görevini yürütme gibi bir lükse sa-
hip olmadõğõnõ söyledi.
Merkez Bankasõ’nõn görevi sadece fiyat istikrarõ gibi bir lük-
se sahip olma değil. Merkez Bankasõ ekonominin bütününü de-
ğerlendiren bir yapõda olmalõ. İstihdamla ilgili konular ön-
celikli olmak üzere büyüme, üretim, ihracat, dõş ti-
caret ve fiyat istikrarõ da alanõ olmalõ.
Faiz sebep, ucuz kur ve ithalat sonuçtur.
Ben kur meselesini söylüyorum, ama asõl yan-
lõşlõklar faiz politikasõnda yapõldõ. Enflasyon
yüzde 7-8’lerdeyken, faizleri bir anda yüz-
de 13.5’lere çõkardõ, dõşarõdan ciddi mana-
da döviz, sõcak para geldi.
Bu bir taraftan faiz yoluyla Türki-
ye’ye bir maliyet getirirken, üretim yerine it-
halatõn yolunu açtõ. 2002’de 1.5 lira olan 1 do-
lar, 2010’da da 1.5 lira. Elektrik fiyatlarõ yak-
laşõk 5 yõl aynõ kalmasõ, SSK puanlarõnõn inmesi,
kurum ve gelir vergisi oranlarõnõn düşürülmesi gi-
bi üretime verilen birçok desteğe rağmen, kur bas-
kõsõndan ve girdi maliyetlerinin yüzde 50-60 artmasõ nedeniyle
üretici pahalõ üretmek zorunda kaldõ.
Merkez Bankasõ belli dönemlerde Bakanlar Kurulu’na gelerek
hükümete enflasyon hedeflerinin neden tutmadõğõnõ izah etmek zo-
runda kaldõ. İyi olduğu zaman ‘Bravo Merkez Bankası’na’, kötü olur-
sa ‘Vay hükümet sen kötü yaptın’ deyip burada bõrakõyorum.
M E H M E T Ş İ M Ş E K
Bankalar krizi derinleştirdi
TİM’de konuşan Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, ban-
kalarõn kriz dönemindeki stratejilerinin, reaksiyonlarõnõn,
krizin Türkiye’ye yansõmasõnõ sõnõrlamadõğõnõ, “hatta
belki de derinleştirdiği” idiasõyla şunlarõ söyledi:
Kriz döneminde Türkiye’de bankacõlõk sektörü krizin
etkilerini sõnõrlamada fazla bir rol oynamadõ. Ortalõk toz du-
manken, bankalar tipik reaksiyonu gösterip çok temkinli
bir patikada işlerini yürüttü. Bu tabii ki krizin
etkilerinin Türkiye’ye yansõmasõnõ sõnõrla-
madõ, hatta belki de derinleştirdi.
Ama liberal piyasa ekonomisine geç-
tiğimizden bu yana ilk defa, suni ol-
madan piyasa tarafõndan belirlenen tek
haneli bir faiz dönemindeyiz. Faizler,
aşağõ yukarõ yüzde 7 ile 11 arasõnda de-
ğişiyor. Bankalarõn bilançolarõ güçlü.
Kamu sektörü borçlanma ihtiyacõnõ
azaltõyor. Bu üç ifademi yan yana ko-
yun. Bankalarda sermaye oldukça güç-
lü, dolayõsõyla kredi verme imkânlarõ ol-
dukça fazla. Ellerinde imkân var.
Peki, bankacõlõk sektörü reel ekonomiyi
desteklemeyecek de ne yapacak? Bence fazla da
bir seçenekleri yok. Onun için ben, o konuda iyimse-
rim. Hem destekleyecek kapasiteleri var, potansiyelleri
var, hem de desteklemeleri için gerekli makro ekono-
mik ortam ve koşullar var. Hatta bu koşullar onlarõ zor-
layacak. Bu konuda ben oldukça rahatõm.
Ekonomi Servisi - Galatasaray
Sportif’in halka açõk yüzde 37.05 his-
sesi için 11 Mart 2010’da başlayan is-
teğe bağlõ çağrõ sona erdi. Galatasaray
Sportif’le davalõ QVT Fonu, çağrõ
kapsamõnda 33.3 milyon TL’lik hisse
sattõ. Galatasaray Futbol ve Galatasa-
ray Sportif şirketlerini birleştirmeye ça-
lõşan Galatasaray’a, QVT dava açmõştõ.
QVT, hisse oranõnõ yüzde 17.66’dan
yüzde 7.15’e indirdiğini, çağrõ kapsa-
mõnda 155.88 lira fiyat aralõğõndan 213
bin 970 adet satõş işlemi gerçekleşti-
rildiğini açõkladõ.
Galatasaray Futbol’un Kamuyu Ay-
dõnlatma Platformu’na yaptõğõ açõk-
lamada, çağrõ süresi bitiminde toplam
alõnan hisse adedinin 290 bin 967, alõ-
nan hisse tutarõnõn 45 milyon 355 bin
935.96 lira ve çağrõya karşõlõk veren
pay sahibi sayõsõnõn da 2 olduğu ifa-
de edildi.
Tulip Towers’ta
fiyatlar 108 bin
TL’den başlõyor
Ekonomi Servisi - Tulip Gayri-
menkul, Bahçeşehir Ispartakule’de 478
konutluk rezidans, alõşveriş merkezi ve
sosyal tesislerden oluşan yeni projesi
TulipTowers’õ 190 milyon TL yatõrõmla
hayata geçiriyor. Satõşlarõn başladõğõ
proje 30 katlõ 2 kuleden oluşacak.
Projenin inşaatõnõ uluslararasõ taah-
hüt şirketi ETS Eser üstlendi. İnşaat
sözleşmesin imzala törenindeTulip
Gayrimenkul Yönetim Kurulu Baş-
kanvekili Murat Meroğlu, “Tulip-
Towers projemizi de Toplu Konut
İdaresi iştiraki Emlak Konut GYO
ile arsa karşılığı gelir paylaşımı ile
gerçekleştiriyoruz. Tulip Towers
Batı İstanbul’un en lüks projesi ola-
cak” dedi. 478 konuttan oluşan Tulip
Towers rezidansta, 40 metrekarelik
stüdyo daireler 108 bin TL’den, 206
metrekarelik 4+1 daireler ise 535 bin
TL’den başlayan ilk çõkõş fiyatlarla haf-
riyat başlangõcõ ile satõşa su-
nulacak.
Projedeki
468 farklõ
dairenin
yanõ sõra
10 adet
özel daire
seçeneği
de yer
alõyor.
Ekonomi Servisi - Garanti Emekli-
lik, hayata geçirdiği sosyal sorumluluk
projesi ‘Kalem Tutan Eller’le yüz-
lerce çocuğu sokaktan koparõp
okula bağlamayõ hedefliyor.
Milli Eğitim Bakanlõğõ ve Bo-
ğaziçi Üniversitesi işbirliği ile
hayata geçirilen proje Mil-
li Eğitim Bakanõ
Nimet Çubukçu,
İstanbul Valisi
Muammer Güler,
İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürü
Dr. Muammer
Yıldız, Boğaziçi
Üniversitesi aka-
demisyenleri, Ga-
ranti Emeklilik Yönetim Kurulu Başkanõ ve Ga-
ranti Bankasõ Genel Müdürü Ergun Özen ile
Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Ada-
lı’nõn katõldõğõ bir toplantõyla tanõtõldõ.
İlköğretim çağõndaki çocuklarõn, düzenli
olarak okula gitmeleri gerekirken sokakta ça-
lõşmalarõ ya da çalõştõrõlmalarõnõn, toplumun gün
geçtikçe daha ciddi sorunlarõndan biri haline gel-
diğini belirten Adalõ, “Sokakta çalışan ya da
çalıştırılan çocukların büyük çoğunluğu
eğitimlerini yarıda bırakıyor. İyi kötü mu-
hakemesini yapamadıklarından, sokaktaki
kötülüklere yenik düşüyorlar. Bu noktada
onları korumanın yolu, okulda tutmaktan
geçiyor. Bizim projemizin temel amacı da iş-
te bu” dedi.
Proje için pilot bölge olarak İstanbul seçil-
di. İlk etapta, Bağcõlar, Esenler, Küçükçekmece,
Sultangazi ve Ümraniye olmak üzere 5 ilçede
15 okulda, yaklaşõk 1.000 çocuk ile yürütülen
proje, daha fazla okul ve çocuğa ulaşacak şe-
kilde yaygõnlaştõrõlacak.
Projenin ilk etabõnda 14 rehber danõşman ve
41 kurs öğretmeni görev alõyor. Çocuklar,
hafta içi ve hafta sonu birer gün olmak üzere
her hafta toplam iki gün, okul başarõlarõnõ ar-
tõrmaya yönelik eğitim alõyorlar. Ayrõca Garanti
Emeklilik çalõşanlarõ da, kişisel gelişimlerine
yönelik etkinliklere katõlõyorlar.
Garanti Bankasõ Genel Müdürü Ergun
Özen, sorular üzerine “İşin rengi 3 haf-
ta içinde belli olur, bunun olması işin
bitmesi anlamına gelmiyor, bu benim ki-
şisel görüşüm” şeklinde yanõtladõ.
Garanti Bankasõ’ndan Kamuyu Aydõnlat-
ma Platformu’na yapõlan açõklamada, “GE’nin elindeki his-
selerin satışına ilişkin süreç devam etmekte olup bu aşama-
da kamuoyu ile paylaşılacak ek bir gelişme yoktur” denildi.
Özen, bankalarõn mevduatta büyüyebildiğini ancak gün gel-
diğinde bankalarõn pasiflerinin kalitesini artõrmak için tahvil ih-
raçlarõna ihtiyaç duyacağõnõ söyledi.
Bankalarõn pasifini çeşitlendirmek için seküritizas-
yonlarõn olabileceğini ifade eden Özen, önümüzdeki
günlerde varlõğa dayalõ menkul kõymet çõkarõlabileceği-
ni, mortgage alacaklarõnõn seküritizasyonu gibi uygula-
malarõn olabileceğini söyledi. Özen, mevduat faizleri ile il-
gili bir soruya da “Mevduatla kredi faizini beraber konuşmak
doğru olur. Ya mevduatta ya kredi faizinde yanlış yapıyoruz
diye düşünüyorum. Bankacılık sektörü krediye uyguladığı fa-
izlerden daha yüksek faizde mevduat toplayamaz. Bu sür-
dürülebilir bir durum değil” yanõtõnõ verdi.
Katõlan 503 şirketin coğrafi
bölgelerine göre beş gruba
ayrõldõğõ değerlendirmede,
Turkcell, Avrupa
bölgesinde Deutsche
Telekom, Credit Suisse,
Bayer ve BP gibi önde gelen
şirketler arasõnda yer alarak
şeffaflõk ödülü aldõ.
Ekonomi Servisi - Turkcell, IR Global Rankings
(IRGR) tarafõndan “Kamuya Yapılan En İyi Fi-
nansal Bilgilendirme” dalõnda ödüllendirildi.
Turkcell’den yapõlan açõklamada, alanõnda en
prestijli oluşumlardan biri olarak kabul gören
IRGR’nin 2010 değerlendirmesinde Turkcell’in,
Avrupa’nõn en şeffaf beş şirketinden birisi seçildi-
ği kaydedildi. Açõklamaya göre, IRGR ödüllerine bu
sene aralarõnda Microsoft, IBM ve Procter & Gam-
ble gibi dünyanõn önde gelen kurumsal isimlerinin
yer aldõğõ 503 şirket katõldõ. Bu şirketler coğrafi böl-
gelerine göre beş gruba ayrõldõ ve Turkcell, Avrupa
bölgesinde Deutsche Telekom, Credit Suisse, Bayer
ve BP gibi önde gelen şirketler arasõnda değerlen-
dirilerek ödüllendirildi. Turkcell Yatõrõmcõ ve Ulus-
lararasõ Medya İlişkileri Başkanõ Nihat Narin, ödü-
le ilişkin olarak “İMKB’de işlem gören ve New
York Borsası’na kote olan tek Türk şirketi ola-
rak, şeffaflığa büyük önem veriyoruz. Hedefimiz
Avrupa’nın ve ABD’nin standartlarının da öte-
sine geçmek. Kazandığımız ödül, bu hedefimiz yo-
lunda doğru adımlar attığımızı gösteriyor” dedi.
Ekonomi Servisi - Karsan Otomotiv Sanayii ve Ticaret AŞ,
İtalyan otobüs üreticisi BredaMenarinibus’un otobüslerini
üretmek, Türkiye’de satmak ve BredaMenarinibus’a ihraç et-
mek üzere firma ile ön anlaşma imzaladõğõnõ bildirdi.
Karsan’õn Kamuyu Aydõnlatma Platformunda (KAP) yeni iş
ilişkisiyle ilgili yayõmlanan özel durum açõklamasõnda şöyle de-
nildi: “Anlaşma kapsamında; şirketimiz nisan ayında Bre-
daMenarinibus’un 8 metreden 12 metreye, CNG (Com-
pressed Natural Gas/Sıkıştırılmış Doğal Gaz) ve dizel oto-
büs modellerinin deneme üretimine başlayacaktır. Bu
bağlamda BredaMenarinibus’a ihraç edilmek üzere aylık
üretim kapasitesinin belirli bir bölümü garanti edilecektir.
Deneme üretimi için belirlenen dört aylık sürenin sonun-
da, BredaMenarinibus ile olan işbirliğimizin kapsamının
genişletilmesi, seri üretim ve pazarlama faaliyetlerini içe-
ren ve stratejik ortaklık niteliği taşıyan nihai anlaşmanın
imzalanması öngörülmektedir.”
Anadolu Isuzu, Otobüs Endüstrisi ve
Yan Sanayi Uluslararasõ İhtisas Fua-
rõ Busworld’de yenilenen otobüs ai-
lesiyle dikkat çekti. Anadolu Isuzu,
fuarda belediyeler için tasarladõ-
ğõ NOVOCITI ve NOVOCITI
ULTRA’yõ sergiledi. Türkiye’de Eu-
ro 4 emisyonlu modellerini hazõrla-
yan ilk marka olduğu anõmsatõldõ.
Şirketten yapõlan açõklamaya göre,
çevreye duyarlõ ve yakõt sarfiyatõ dü-
şük dizel motorlar üretmekteki başa-
rõsõyla farklõlõk yaratan Isuzu Mo-
tors’un teknolojik altyapõsõ, Türk
mühendislerinin tasarõm gücü ve ya-
ratõcõlõğõ ile Türkiye ve Avrupa pa-
zarlarõnõn beklentileri karşõlanõyor.
DemirDöküm Sunrol
pazar liderliği hedefliyor
Ekonomi Servisi - DemirDöküm roll bond siste-
minin su õsõtmaya yönelik ilk kez kullanõldõğõ, yüz-
de 83.6 verimli güneş kolektörü sunrolu nisanda sa-
tõşa sunacak. Dünyada da patenti DemirDöküm’e ait
bir sistemle çalõşan sunrol ürünü için Bozüyük Fab-
rikasõ’na 1 milyon 390 bin Avro yatõrõm yapõldõ.
DemirDöküm Fabrikalarõ Genel Müdürü Chri-
stoph Michael Grosser ve DemirDöküm Satõş ve Pa-
zarlama Direktörü Erdem Ertuna, sunrol ile pazar
liderliğini hedeflediklerini belirtti. Grosser ve Ertu-
na’nõn verdiği bilgiye göre, DD Sunrol adlõ yeni ko-
lektör, alüminyumdan farklõ olarak Roll Bond sistemi
ile güneş õşõğõnõn yüzde 83.6’sõnõ verime dönüştü-
rebiliyor. DD sunrol, çatõya değil, binanõn duvar ve
balkonlarõna da monte edilebiliyor.
Solar deposu ile birlikte satõlacak DD sunrola 5 yõl
da garanti veriliyor.
Turkcell Avrupa’nın en şeffaflarından
Garanti Emeklilik sokakta çalõşan öğrencileri okula bağlayacak projeye 1 milyon lira ayõrdõ
Erhan Adalõ, Milli Eğitim Bakanlõğõ ve
Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile haya-
ta geçirilen projenin ilk etapta pilot böl-
ge olarak seçilen İstanbul’un 5 ilçesinde
15 okulda başladõğõnõ dile getirdi.
Sokaktan
İtalyanların otobüsü Karsan’dan Anadolu Isuzu’dan
çevreci atak
ÖZEN:
GARANTİ’DE
İŞİN
RENGİ
NİSANDA
BELLİ
OLUR
GS 33 milyonluk
hisseyi geri aldõ
Erhan Adalı