23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2010 CUMA 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Son yıllarda PKK’nin Güneydoğu’daki tüm “serhildan” yani “başkaldırı” gösterilerinde kadınlar ve çocuklar kullanılıyor... Polise taş atan çok sayıda çocuk bu yüzden cezaevinde!.. Ancak arkalarında kim olursa olsun; üzerlerinde yırtık kazak, ayaklarında lastik ayakkabılar olan bu göstericiler sonunda çocuk... Acıkınca ağlayan, öfkeyi sezince ürken, ana kucağını ve de devletin şefkatini görünce sinen çocuklar... Bu yüzden küçücük yüreklerine anlayamayacakları öfkeler yüklense de minicik ellerindeki taşlar masum sayılmalı... Çocuklar hoş görülmeli... Kucaklanmalı, sevilmeli ve de tabii ki en önemlisi eğitilerek devlete kazandırılmalı... Bilirim, tanırım onları... Çocukken az oynamadım benzerleriyle... Mezopotamya’nın kültür harmanında, ellerinden tutulsa eğer, devleti de bayrağı da en hayranından çok daha sevecek hale gelirler... Çocuk onlar çünkü... Öfkeye dönüştürülecek kadar hamur, sevgiye dönüştürülecek kadar fidan!.. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, taş atan çocukların ceza almasını engelleyen tasarıyla ilgili önceki gün destek turuna çıktı. Bütün partiler tasarıya olumlu yaklaştı. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay “Çocuklar suçlu değil, onlar suça itiliyor” dedi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Bu çocuklar topluma yeniden kazandırılmalı” diye konuştu. BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata ise “Demokratikleşme için bir şart öngörmediklerini” söyledi. Yaşları 7 ile 15 arasında değişen çocukların, birilerinin yönlendirmesiyle öfkenin taşeronuna dönüştürülmesi minik bedenlerin suçu değil... Kucaklarsak onları, taşlar eminim düşecektir ellerinden!.. Miniklerin Taşı!.. Peki, çocuklar şiddetin öncüsü haline getirilirken coğrafyaları terörün sokak tabelasına dönüştürmek isteyenlere ne demeli?.. Şırnak’a bağlı Gabar Dağı’nda son 25 yılda terör örgütünün düzenlediği saldırılarda yüzlerce asker şehit oldu. Gabar kurbanlarından biri 2006’da şehit edilen Jandarma Üsteğmen Hakan Özcan’dı... 13 askeriyle birlikte pusuya düşürülen Astsubay Ahmet Sarıoğlu da Gabar’da şehit edilmişti!.. 21 Şubat 2008’de güvenlik güçlerinin operasyon düzenlediği Kuzey Irak’taki Zap Kampı’nda ise Piyade Uzman Çavuş Yasin Keyvanoğlu, Kıdemli Çavuş Selam Kemer ile erler İbrahim Gedik ve Erkan Aslan yaşamlarını yitirdi!.. Sınır ötesindeki Avaşin ise PKK’nin güvenlik güçlerine onlarca kayıp verdirdiği bir başka kampın adı!.. Peki Munzur Vadisi?.. Ya da Botan Bölgesi?.. Oralarda da PKK’li teröristlerin peşine düşen onlarca asker şehit olmadı mı?.. Batman Belediye Meclisi düşünmüş taşınmış, yüzlerce askerin şehit edildiği bu bölgelerin adlarını kentteki cadde ve sokaklarda yaşatmaya karar vermiş!.. Eğer Batman Valiliği onaylarsa kentteki kimi cadde ve sokaklara, PKK’nin bu kamplarının yanı sıra, Hasankeyf yakınlarındaki Mava Dağı, Tunceli’deki Munzur Vadisi’nin Kürtçe adı “Adar” ile Şırnak ve çevresi için kullanılan “Botan” adları verilecek!.. Bazı bölgeler ise Med İmparatorluğu’nun “Med”i ile eski DEP Milletvekili Orhan Doğan ve sürgünde yaşamını yitiren Kürt yazar Mahmut Baksi’nin adını taşıyacak! Batman Valiliği, daha önce de Zap ve Avaşin adlarının kentteki bir parka verilmesi talebini reddetmişti. Öcalan’ın yakalanmasının ardından, Tunceli’de üzerindeki bombaları patlatarak 9 askeri şehit eden Zeynep Kınacı’nın adı da Batman’daki Ahmet Necdet Sezer Bulvarı’na verilmek istenmiş ancak valilik buna da karşı çıkmıştı... Belediyeler kendi siyasi duruşlarından yola çıkarak önemli saydıkları şahsiyetlerin adlarını bir yerlere verebilirler. Orhan Doğan ve Mahmut Baksi de bu kapsamda hoş karşılanabilir... Ancak Batman Belediyesi, terörü çağrıştıran isimleri caddelere vermek isterken hoşgörünün sınırlarını iyice zorluyor! BDP’li belediye, “Kürt açılımı” tartışmalarının kaos yarattığı bir süreçte salt ateşin üzerine körükle gitmiyor, barışa ve kardeşliğe ısrarla taş atmaya devam ediyor!.. Büyüklerin Taşı… Ya eteğindeki tüm kirli taşları iktidarın mancınığıyla ta karargâhlara hatta kozmik odalara fırlatanlara ne demeli?.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin generallerine “terörist” diyen... Kemalistlere “çete” diye iftira atan!.. Cumhuriyet’in ne kadar kazanımı varsa hepsini düşman gören!.. CHP’nin kalesi İzmir’de yaşayan milyonlarca insana “gâvur” diye saldıran!.. Büyük Önder’in kurduğu partiye sürekli nefret yağdıran!.. Her fırsatta Atatürk’e kin kusan!.. İkinci cumhuriyet denen ihanet senaryosuna övgüler düzen!.. İşte tüm bunları misyon edinmiş bir gazete var... Her sayfasından, her manşetinden kimin “taraf”ında olduğu anlaşılan bu gazete Cumhuriyet kurumlarına yağdırdığı taşları nereden buluyor acaba?.. Yani bu mevkute şu kriz ortamında bir tek reklam alamadan nasıl ayakta duruyor? CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek de kamuoyunda çok tartışılan bu konuyu merak edip harekete geçti. Özyürek, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Önergede, Taraf gazetesini yayımlayan Alkım Şirketi’ne, Hazine tarafından 3 milyon 653 bin 543 TL karşılığı yatırım teşviki verildiğine dikkat çekildi!.. Özyürek, ayrıca “Taraf gazetesini yayınlayan firma; KDV, Gümrük Vergisi, Sigorta Primi desteğinden ne kadar yararlanmıştır?” diye sordu. Önergede üzerinde düşünülmesi gereken bir başka soru daha var; “Taraf gazetesi, teşvik belgesinin alınmasından 10 ay sonra yayınlanmaya başlamıştır. Teşvik, bu gazetenin yayınlanması için mi verilmiştir?..” Evet, anlayacağınız rejimin temeline dinamit yerleştirmek için var gücüyle mücadele eden bu gazete, AKP iktidarından aldığı yatırım teşvikiyle ayakta duruyor!.. AKP, muhalif basını “Ergenekoncu” diye sustururken bir yandan devletin bankasını kullanarak yandaşlarını medya sahibi yapıyor, diğer yandan da orduya saldıran, Cumhuriyeti ve Atatürk’ü hedef alan bir gazeteyi “teşvik” ediyor!.. Özyürek önergesini sonuna kadar takip etsin ki, toplum hem düşmanını hem de arkasındaki işbirlikçisini iyi tanısın!.. Tabii tüm bu yazıları okuyan her duyarlı yurttaş da şapkasını önüne koyup iyice düşünsün; devleti ve huzuru kimin taşı yaralıyor acaba?.. Kimin taşı?.. İşbirlikçinin Taşı!.. Bakan Yõldõz, nükleer santrallarõn güvenliğini test etmek için Korelilerin Boeing çarptõracağõnõ söyledi Nükleerinyüzde25’ikamunun MAHMUT LICALI ANKARA - Türk Eğitim-Sen’in öncülüğünde yarõn düzenlenecek “Haklarımız ve Geleceği- miz İçin Büyük Ankara Yürüyüşü ve Mitin- gi”ne atamasõ yapõlmayan ve sözleşmeli statüde çalõşan öğretmenler, akademisyenler ve eğitim emekçileri katõlacak. Eğitim emekçileri kadrolu öğretmenlik dõşõndaki istihdama son verilmesi- ni, atamasõ yapõlmayan öğretmenlerin atanmasõ- nõ ve eğitim çalõşanlarõnõn özlük haklarõnõn dü- zenlenmesini talep edecek. Türk Eğitim-Sen tarafõndan yarõn düzenlene- cek mitinge Türkiye’nin dört bir yanõndan başta atamasõ yapõlmayan ve sözleşmeli statüde çalõ- şan öğretmenler olmak üzere büyük bir katõlõ- mõn gerçekleşmesi bekleniyor. 81 ilden toplam 250 otobüsle başkente gelmesi planlanan eğitim emekçileri yarõn sabah 10.00’dan itibaren Hipo- drom’da toplanmaya başlayacak. Katõlõmcõlar Hipodrom’dan Sõhhiye’ye kortej halinde yürüyecekler. Saat 12.00’de ise Abdi İpekçe Parkõ’nda miting başlayacak. Türk Eğitim-Sen “Haklarımız ve Geleceği- miz İçin Büyük Ankara Yürüyüşü ve Mitin- gi” adõ altõnda gerçekleştirilecek eylemi, sürekli oyalanan sözleşmeli öğretmenlerin kadroya ge- çirilmemesini protesto etmek ve sözleşmeli öğ- retmenlere verilen sözleri anõmsatmak, kadrolu öğretmenlik dõşõnda öğretmen istihdamõna son verilmesi için düzenleyecek. Atamalarõ yapõlmayan 320 bin öğretmenin durumunun da vurgulanacağõ mitingde; akade- misyenler ile Milli Eğitim Bakanlõğõ ve YURT- KUR çalõşanlarõnõn özlük, ekonomik ve sosyal haklarõnõn iyileştirilmesi de talep edilecek. ‘Bakan’ın amacı mitingi baltalamak’ Türk Eğitim-Sen Genel Başkanõ İsmail Kon- cuk, sözleşmeliler başta olmak üzere öğretmen- lerin sorunlarõna değinmek amacõyla miting dü- zenleyeceklerini belirtti. Bugüne kadar sözleş- meli öğretmenlere verilen sözlerin yerine geti- rilmediğini ifade eden Koncuk, şunlarõ kaydetti: “Milli Eğitim Bakanlığı sözleşmeli öğretmen- leri sürekli oyalamaktadır. Son olarak Bakan Nimet Çubukçu, 70 bin civarındaki öğretme- nin kadroya geçirilmesi için taslağın Maliye Bakanlığı’na gönderildiğini söyleyerek yine sözleşmeli öğretmenlerin ağzına bir parmak bal çalmıştır. Bundan aylar önce de sözleş- meli öğretmenlerin kadroya alınmasına iliş- kin çalışma yapıldığını söyleyen Çubuk- çu’nun açıklamaları nedense bir türlü hayata geçirilmemektedir. Çubukçu’nun inandırıcı olması için sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınmasıyla ilgili çalışma takvimi derhal ilan edilmelidir. Bakan Çubukçu’nun bu açıkla- mayı Türk Eğitim-Sen’in 13 Mart mitingini baltalamaya yönelik yaptığı çok açıktır.” Eğitimci hakkını arıyor Ekonomi Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız, Güney Kore ile anlaşma imzalanan Sinop nükleer enerji santrallarõyla il- gili zemin ve hukuki mevzuat çalõş- malarõnõn 3-4 ay içinde tamamlana- cağõnõ, sunulacak raporun uygun şartlar taşõmasõ halinde bir sonraki aşamaya geçileceğini ve tam bir an- laşma sağlanmasõ halinde devletler arasõ sözleşme imzalanacağõnõ belirtti. “Uygun şartlar olmaması halinde ise bu çalışma nihayetlenmiş ola- cak” diyen Bakan Yõldõz, benzeri önerilere de açõk olduklarõnõ söyledi. İstanbul’da bir grup gazeteciyle bir araya gelen, daha sonra da 3. Gü- neş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarõ’nda basõn mensuplarõnõn sorularõnõ ya- nõtlayan Yõldõz, nükleer konusunda özetle şunlarõ söyledi:  2023’e kadar tüm su kaynak- larını, güneşi ve rüzgâr enerjisini son noktaya kadar kullansak bile total enerji tüketiminin yüzde 25’ini karşılayabiliriz. Çıkaracağımız kö- mür ve petrolle bu oran biraz da- ha artar. Gerisi, doğalgaz ithalatı- dır, dışa bağımlılıktır. Çözümü or- tak akılla bulmalıyız. Nükleerde geç kaldık  Sinop’ta yapõlacak bir çalõşma için önceki gün Güney Kore ile iyi ni- yet anlaşmasõ yaptõk. Yüzde 25’i ka- mu payõ olacak. Akkuyu’da da bildi- ğiniz gibi Rusya Federasyonu ile de- vam ediyoruz. Bu anlaşma, nükleer santrallarõn kurulmasõyla alakalõ ka- rarlõlõğõmõzõn göstergesidir. Türkiye nükleer enerjiye geçmekte gecikti. Kişi başõna milli geliri 1970’lerde bi- zim düzeyimizde olan Güney Kore, 1973 yõlõnda ABD’den ithal ettiği nükleer teknoloji ile başladõ, aynõ yõl 2 bin mühendisini yurtdõşõna eğiti- me gönderdi, bugün kişi başõna ge- lirleri 26 bin dolar.  Yeni teknolojilerle nükleerin güvenilirliği çok yüksek. Kabuk de- diğimiz santralı çevreleyen özel be- ton 120 cm, bunun da içinde 56 mi- limlik çelikten kafes örülü. Kore- liler sağlamlığını test için bu kabuğa Fantom düşürdüler, bir şey olma- dı. Şimdi aynı deneyi Boeing ile ya- pacaklar. İnşası 6-7 yıl sürecek. Kritik malzeme dışında inşaat da- hil santralın diğer malzemenin yüzde 60’ını Türkiye’de üretebile- ceğiz. Biz de zamanla bu teknolo- jiye sahip olacağız.  Nükleer santralõn yerini belir- lerken uzun çalõşmalar yaparsõnõz. Sonra değiştirilmez. Biz ÇED rapo- ru isterken firmaya “Git halkı ay- dınlat” diyoruz. Burada da 300 kişilik bir ekiple halka anlatacağõz. Buna “ikna” de- meyi sevmiyorum. Bakanlõktaki meslek taassubunu kõrmak için Enerji Bakanlõğõ Müsteşar Yar- dõmcõsõ ile Çevre Bakanlõğõ’ndaki müşteşar yardõmcõsõnõ üç ay süre ile değiştireceğiz. Herkes konunun iki tarafõnõ da görmeli. Burada da öy- le olacak, anlatacağõz. Özel sektöre açık  Biz bu konuda enerji sektö- rüne yakın, buradaki değişimi an- layabilecek, kapasite, finans ko- yabilecek bir yapıyı tercih ediyo- ruz. Ama hangi özel sektör firması ile anlaşır, bunda dahlimiz olamaz. Bu, Güney Kore’nin teklifi ile ala- kalıdır. ENKA da olabilir, bir başka firma da. Rusya Federas- yonu’nun teklifi için de aynı şeyi söyleyebilirim. Günay, Perver ile düet yaptı Dış Haberler Servisi - Almanya’daki Antakya Der- neği tarafõndan davet edilen Antakya Medeniyetler Koro- su, Berlin’de bir konser ver- di. Konsere katõlan Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Gü- nay, etkinlik kapsamõnda konser veren Kürt sanatçõ Şi- van Perver ile birlikte ‘Bir Başkadõr Benim Memleke- tim’ şarkõsõnõ söyledi. Kadın avukat ölü bulundu BODRUM (AA) - Bod- rum’un Bitez beldesindeki hukuk bürosunda çalõşan Muğla Barosu’na kayõtlõ avu- kat Reyhan Kocabõyõk’õn 2 gündür duruşmalara katõlma- masõ ve ofise gelmemesinden şüphelenen arkadaşlarõ, evine gitti. Arkadaşlarõ eve girdik- lerinde Kocabõyõk’õn iple ta- vana asõlõ cesedini buldu. Kalp ameliyatında devrim ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk doktorlar kalp ameliyatõnda devrim ni- teliğinde bir ilki gerçekleştir- di. Prof. Dr. Erdoğan İlkay ve ekibi, kalbin iki karõncõğõ arasõndaki bölmedeki olduk- ça büyük bir kalp deliğini hastanõn göğüs kafesini aç- madan kapatmayõ başardõ. Atatürk konulu yarışma İstanbul Haber Servi- si - Kavram Dersaneleri Ka- dõköy Şubesi’nin liseler ara- sõ düzenlediği “Günümüzün Gençleri Sorunlarõnõ Atatür- kümüzle Konuşuyor” konu- lu kompozisyon yarõşmasõ ödül töreni, Kadõköy Barõş Manço Kültür Merkezi’nde yapõldõ. Birinciliğe Çevre Koleji’nden Özge Erkõlõç, ikinciliğe Kadõköy Lise- si’den Gözde Aktaş, üçüncü- lüğe Özel Saint Joseph Fran- sõz Lisesi’nden Seray Kara- alp değer görüldü. Enerji Bakanõ Yõldõz, Güney Kore’yle yapõlan iyi niyet anlaşmasõnõn 3-4 aylõk bir hazõrlõk döneminden sonra verilecek rapora göre kesinleşeceğini açõkladõ. Bakan Yõldõz, “Sinop’ta kamu payõ yüzde 25 olacak. Akkuyu’da görüşmeler sürüyor” dedi. Kritik malzeme dõşõnda inşaat dahil santral malzemesinin yüzde 60’õnõn Türkiye’de üretileceğini belirten Yõldõz, Sinop halkõnõ “aydõnlatmak için” 300 kişilik bir ekip hazõrlõyor. BÜYÜK YÜRÜYÜŞ YARIN Atamasõ yapõlmayan ve sözleşmeli öğretmenlerin katõlacağõ mitingde kadrolu öğretmenlik dõşõndaki istihdama son verilmesi, atamasõ yapõlmayan öğretmenlerin atanmasõ ve özlük haklarõnõn düzenlenmesi talep edilecek. Gazi Mahalle- si’nde kah- vehanelerin taran- masıyla başlayan ve daha sonra Üm- raniye’ye de sıçra- yan olaylarda top- lam 23 kişi yaşa- mını yitirmişti. Olaydan 2.5 yıl son- ra açılan davada, 20 sanık polis memu- rundan 18’i beraat ederken ikisi ise af- tan yararlandı. Gazi mağdurları adalet istiyor İstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 tarihinde bir kahvenin taranmasõnõn ardõndan 23 kişinin ölümü, 100’den fazla ki- şinin de yaralanmasõyla sonuçlanan “Gazi Olayları”nõn üzerinden 15 yõl geçti ancak mağdurlarõn adalet ara- yõşõ son bulmuyor. Olaydan 2.5 yõl sonra açõlan davada, 20 sanõk polis memurundan 18’i beraat ederken ikisi ise aftan yararlandõ. Dava AİHM’ye taşõndõ, Türkiye mahkûm edildi ancak birçok faili meçhul ci- nayette olduğu gibi bu olayõnda ger- çek failleri bulunamadõ. Gazi olaylarõ ilk olarak, Gazi Ma- hallesi İsmetpaşa Caddesi üzerindeki Hacõ Bektaşi Veli Kültür ve Tanõt- ma Merkezi yakõnõnda bulunan Do- ğu, Dostlar ve Yavuz Kardeşler ad- lõ kõraathanelerin kimliği belirsiz ki- şiler tarafõndan taranmasõ ile başla- dõ. Olaylarda ilk önce Halil Kaya isimli yurttaş öldürülürken gasp edilen taksi şöförü Mesut Efe ya- şamõnõ yitirdi. Halk olaylarõ protes- to etmek için sokaklara döküldü. An- cak polisin 2 gün süren gösterilere silahla müdahale etmesi sonucu toplam 18 kişi yaşamõnõ yitirdi. Olaylarõn Ümraniye’ye de sõçra- masõyla düzenlenen gösterilerde 5 kişinin daha yaşamõnõ yitirmesiyle ölenlerin sayõsõ 23’e yükseldi. Olaydan 2.5 yıl sonra dava Eyüp Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 20 polis hakkõnda, “Müdafaa ve za- ruret sınırını aşarak faili belli ol- mayacak şekilde adam öldürmek” iddiasõyla dava açtõ. Eyüp Ağõr Ce- za Mahkemesi’nde açõlan dava, “Kamu güvenliğinin sağlanama- yacağı” iddiasõyla Trabzon’a gön- derildi. İstanbul, Rize, Trabzon ve Ankara arasõnda gidip gelen dava, 2.5 yõlõn ardõndan 16 Eylül 1997’de görülmeye başlanabildi. İlk duruşmada sanõk polisler, Adem Albayrak, Metin Mehmet Gündo- ğan, Hamdi Özata, Hasan Yavuz, İsa Bostan, Sedat Özemir, Hay- rulluh Şişman ve Metin Çakmaz hakkõnda tutuklama kararõ verildi. Fo- toğraflarla da teşhis edilen sanõklar, sonraki duruşmalarda tek tek tahliye edilirken davayõ karara bağlayan mahkeme sanõk Albayrak’õ toplam 6 yõl 8 ay, sanõk Gündoğan’õ da 3 yõl 4 ay hapis cezasõna çarptõrdõ. Ancak sa- nõklarõn cezasõ “af yasası” uyarõnca ertelendi. Diğer sanõklar hakkõnda ise beraat kararõ verildi. ÇEVRECİLER TEPKİLİ Sinop halkõ direnecek SİNOP (Cumhuriyet) - Sinop nükleer santralõ için Türkiye ile Güney Kore arasõnda işbirliği an- laşmasõ imzalanmasõna çevreciler tepki gösterdi. Çevreciler, sant- rallara karşõ hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini vurguladõ. Sinop Çevre Platformu Yönetim Kurulu üyesi Metin Gürbüz, Mer- sin Akkuyu’da yapõlacak nükleer santral için Ruslarla görüşmeler sü- rerken, Sinop’taki santral için Gü- ney Koru Elektrik Enerjisi Şirketi (KEPCO) ile Türkiye Elektrik Üre- tim Anonim Şirketi (EÜAŞ) arasõn- da anlaşma yapõldõğõnõ anõmsattõ. Nükleer santral kurulmasõ konu- sunda Sinoplularõn görüşünün alõn- madõğõna dikkat çeken Gürbüz, “Hani lisans alınacaktı? Çevresel etki değerlendirme raporlarında olduğu gibi, lisans sürecinin de bir göstermelikten öte bir şey ol- madığı anlaşılıyor. Bizlerin iznini almadan bu kararların alınması hiçe sayıldığımızı gösteriyor” de- di. “Ben imzaladım, oldu bitti” anlayõşõnõ kabul etmeyeceklerini vurgulayan Gürbüz, hukuki müca- deleyi sonuna kadar sürdürmeye kararlõ olduklarõnõn altõnõ çizdi. Gürbüz, şunlarõ söyledi: “Bu nükleer santral sevdasının arka planında ne var? Nükleer santral sahibi olmakla nükleer silaha sa- hip olamayacağımız kesin. Sinop halkı nükleer santralı şehrimizde ve ülkemizde görmek istemedik- lerini, Türkiye’nin en büyük çev- re mitingi göstermiştir.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle