Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ
14 HABERLER
Aydõn Genç Girişimciler Kurulu’nun Sun
Ekspres Hava Yollarõ ile Aydõn incirinin ta-
nõtõmõ üzerine imzalanan protokolden sonra
Kadõn Girişimciler Kurulu’ndan da yeni bir
fikir ortaya atõldõ. Aydõn Kadõn Girişimciler
Kurulu Başkanõ Belgin İlker “Bugüne ka-
dar Aydın’da hep incirin tanıtımı konuşul-
du ama icraata geçen olmadı. Biz kadın gi-
rişimciler olarak incirin tanıtımı ile birlikte
tüketimini teşvik edecek çalışma yapılması
fikrinde birleştik. Genç Girişimciler Kuru-
lu’nun incirin tanıtımında attığı bu adımın
arkasından biz de tüketimini arttırmak
için değişik projeler üzerinde çalışmaya
başladık. Örneğin Sun Ekspres’in 36 bin
yolcusuna dağıtacağı incir paketlerinin ar-
ka yüzünde incir ile yapılan çeşitli pasta ve
kek tarifleri yazılabilir. Bunun dışında ha-
zırlanacak küçük broşürler üzerinde bu ta-
riflere yer verebiliriz. Bu broşürleri de Ay-
dın’a giriş çıkış yapan otobüs firmaları ile
paylaşıp yolcularına ulaştırmaları konu-
sunda yardım isteyebiliriz.” Dünyanõn incir
ihtiyacõnõn yüzde yetmişinin Türkiye’den kar-
şõlandõğõnõ anõmsatan TOBB Kadõn Giri-
şimciler Kurulu Aydõn Şube Başkanõ İlker,
“Yapılan araştırmalarda, incirin hasta-
lıklardan sonraki iyileşme sürecinde vü-
cut direncini koruduğu birçok uzman
tarafından ortaya konuldu. Biz kadınla-
rın da en çok dikkat ettiği diyet konusunda
incirin büyük faydaları var. İncir hemen
hemen her özel diyetin parçası olabilir: İn-
cir doğal olarak yağ, sodyum ve kolesterol
içermediği ve yüksek lif oranına sahip ol-
duğu için, kilo vermeye çalışan kişiler için
uygun bir besindir. Aynı zamanda incir,
bilinen tüm meyvelere göre en yüksek mi-
neral içeriğine sahip” diye konuştu.
Tetra Pak Türkiye Çevre Mü-
dürü ve ÇEVKO Yürütme Kuru-
lu Başkanõ Ferit Ekmekçioğlu
Türkiye’de içecek kartonunda ge-
ri dönüşüm oranõnõn 2009 yõlõ so-
nu itibarõyla yüzde 49.9’a ulaştõ-
ğõnõ, 17 bin ton içecek kutusu ge-
ri dönüşümü yapõlõrken bu yolla
ekonomiye 7 milyon 100 bin TL
katkõ sağlandõğõnõ söyledi.
“Aslında Türkiye’nin ambalaj
atıklarının geri dönüşümünde
Batı ile rahatlıkla karşılaştırıla-
bilecek bir kapasite bulunuyor.
Ancak özellikle kâğıt ve plastik-
te kayıt dışılığın fazla olması
geri dönüşümün önündeki en
büyük engellerden biri” diyen
Ekmekçioğlu, ÇEVKO’nun yaptõğõ
çalõşmalarla kaynağõnda ayrõ top-
lama çalõşmalarõ kapsamõnda 7
milyon kişi bulunduğunu belirte-
rek “bu sayı arttıkça gerek geri
dönüşüm oranları gerekse kali-
tesi yükselecektir” değerlendir-
mesini yaptõ.
Ekmekçioğlu ile hem ambalaj
atõklarõnõn geri dönüşümünü hem
de Tetra Pak’õn Türkiye’deki faa-
liyetlerini konuştuk. 1978 yõlõnda
İzmir Kemalpaşa’da faaliyetine
başlayan Tetra Pak’õn 2008 yõlõnda
dünyadaki 43 Tetra Pak fabrika-
sõ arasõndan, içecek kutusunun
geri dönüşümü konusunda 6.,
enerji verimliliği konusunda ise 1.
sõrada yer aldõğõnõ kaydeden Ek-
mekçioğlu, şirketin dünyada 11
bölge halinde örgütlendiğini, Bü-
yük Ortadoğu Kümesi olarak ta-
nõmlanan grupta yer alan Türki-
ye’nin diğer ülkelere liderlik yap-
tõğõnõ söyledi.
- Ambalaj üreticisi bir firma
olarak Tetra Pak’ın sorumlulu-
ğunun “geri dönüşüm kapasite-
sini arttırmak” olduğunu söylü-
yorsunuz? Bu bağlamda neler
yaptınız? Kısaca özetler misiniz?
Türkiye’de içecek kartonlarõnõn
geri dönüşümü 1995 senesinde
Tetra Pak Türkiye’nin desteği ile
kurulan YEKAŞ Yeniden Kaza-
nõm AŞ ile başladõ. İçecek kar-
tonlarõndan YEKPAN (yeni-
den kazanõlmõş panel) adõ
verilen plakalar üreten
YEKAŞ 2004 yõlõnda
İzmir Kemalpaşa’da-
ki yeni tesisine taşõ-
narak YEKASAN
adõ ile üretimine ar-
tarak devam ediyor.
1999 yõlõnda yine Tetra
Pak Türkiye’nin desteği
ile Ankara’da kurulu AN-
KAŞ Ankara Kâğõt İmalat
Sanayi ve Ticaret AŞ firmasõ
da Türkiye’de ilk olarak içecek
kartonlarõnõn kâğõt olarak ge-
ri kazanõmõnõ başlattõ. ANKAŞ
2004 yõlõnda içecek kartonlarõn
kâğõt dõşõ plastik ve alümin-
yumdan oluşan kâğõt geri dö-
nüşümü artõklarõnõ da yine
Tetra Pak Türkiye’nin desteği ile
değerlendirme çalõşmalarõna baş-
ladõ ve 2007 yõlõnda ticari üretime
geçti.
Tüm bu çalõşmalarõn sonucunda
2000’lerin başõnda yüzde 20 civa-
rõnda olan içecek kartonu geri dö-
nüşüm oranõ 2099 yõlõ sonu itiba-
rõyla yüzde 49.9 seviyesine geldi.
- Tetra Pak ambalajlarının
diğer ambalajlardan farkı ne?
Tetra Pak içecek kartonlarõ ağõr-
lõğõnõn kâğõt olmasõ nedeni ile çok
önemli oranda yenilenebilir kay-
naklardan üretiliyor. Tetra Pak
içecek kartonlarõnõn ana ham-
maddesi kâğõt. Kâğõtlar hasadõ ya-
põlan ağaçlarõn yerine yenilerinin
gel-
diği devam-
lõ olarak büyüyen orman-
lardan gelmektedir. Biliyoruz ki,
yenilenebilir kaynaklarõn iklim
üzerindeki etkileri çok azdõr ve iyi
yönetildiklerinde asla tükenmezler.
Sadece bu bile Tetra Pak içecek
kartonlarõnõ diğer ambalajlardan
ayrõ bir yere koyuyor. 43 üretim
fabrikasõ için kâğõt alõmlarõnõ sayõlõ
kâğõt üreticisinden yapan Tetra
Pak, ambalajlarõnõn üretimde kul-
lanõlan kâğõdõ satõn alõrken bu kâ-
ğõdõn yenilenebilir kaynaklardan
üretildiğini garanti altõna almak için
bağõmsõz kurumlarca belgelenme-
sini istiyor. Bu belgelemeyi
WWF’nin bir yan kuruluşu olan
FSC (Forest Stewardship Counsel
– Orman Yönetim Konseyi) yapõ-
yor.
Diğer taraftan Tetra Pak içecek
kartonlarõ kâğõt, polietilen ve alü-
minyumdan oluşan kompozit bir
malzeme olmasõna rağmen Tetra
Pak’õn desteklediği teknolojiler
sayesinde tümüyle geri dönüştü-
rülebilmekteler.
- SEKA özelleştirildiğinden
beri Türkiye’de odundan kâğıt
hamurunun üretilmediğini, do-
layısıyla ambalaj hammaddele-
rinden biri olan kâğıdın da yurt-
dışından geldiğini söylediniz?
Nereden geliyor? Bu bağlamda
Tetra Pak orman ofisi ve ticari
orman kavramını biraz açabilir
miyiz?
Tetra Pak SEKA özelleştiril-
meden önce de içecek kartonlarõ-
nõ üretmek için kullandõğõ kâğõdõ
yurtdõşõndan ithal etmekteydi. Çün-
kü ne yazõk ki o dönemlerde de
içecek kartonlarõnda kulla-
nõlabilecek kalitede kâğõt
üretilmemekteydi ülke-
mizde. Daha çok İsveç
ve Finlandiya’daki
üreticilerden kâğõt
alõyoruz. Tetra
Pak, bir orman
işletmesi ya da
bir kâğõt üreti-
cisi olmama-
sõna rağmen
bir orman ofi-
si kurdu. Bu or-
man ofisinin görevi 43
üretim tesisine giden kâ-
ğõdõn yenilebilir kaynaklar-
dan temin edildiğini garanti altõna
almak.
- Kriz Tetra Pak’ı nasıl etkiledi?
Tetra Pak Türkiye krizden yüzde
3 büyüyerek çõktõ. Benzer bir durum
bundan önceki krizde de olmuş ve
o dönemde de büyümüştük.
Diğer taraftan meyve suyu kate-
gorisinde bir küçülme oldu. Kriz ne-
deni ile tüketiciler meyve suyu kul-
lanõmõnõ azalttõlar. Ancak buna rağ-
men süt kategorisindeki büyüme
devam etti ve 2009 yõlõnõ yüzde 3 bü-
yüme ile kapattõk.
S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ
hilmideveli@hotmail.com
YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr
YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM
Ticaret Sicil Harçlarõnõ Öderiz
Ama Bize 3 Ay Vermelisiniz!
“Yargıç temele sormuş: Davacıya
borcunu bir türlü ödemiyorsun. Neden?
Temel boynunu büker: Vereceğum
vermesine de bana üç ay mühlet ver
diyorum, vermiyor. Üç yıldır beni
oyalıyor...”
Yakında ticaret sicil harçlarını
ödeyemediğimiz için olası davalarda,
bunun gibi savunma yapsak yeridir! Ticaret
sicil harçları, ilgili kanunda öngörüldüğü
gibi ticaret odalarına bağlı ticaret sicil
memurluklarınca, esnaf ve sanatkâr
odalarındaki harçlar ise bünyelerindeki
veznelerde tahsil ediliyordu. Maliye
Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ise 1
Şubat’tan itibaren, ödemeleri Ziraat
Bankası, Vakıflar ve Halk Bankası
şubeleriyle sınırlandırdı. Buna göre ticaret
sicil işlemlerine ait harçlar, ilgili oda ve
hizmet birimlerinden alınan tahakkukla,
sadece yetki verilen banka şubelerine
ödenecek.
Ticaret sicillerinde harç gerektiren,
örneğin; “anonim, limited şirketlerin
kuruluş, değişiklik tasfiyeye giriş, tasfiyenin
sona erdirilmesi, genel kurul kararları, imza
sirküleri, nakil, açılış, kapanış,
yetkilendirme, alacaklılara çağrı gibi onlarca
tescil işlemleri aynı
birimde”
yapılabilmekteydi.
Uygulama sorunsuz
işliyordu. Şimdi
sadece kamu
bankalarının
şubeleriyle
sınırlandırmak,
işlemleri takip edenler
açısından büyük bir
zaman kaybına yol
açacak.
Bürokratik işleyişi
hızlandırmak üzere
önlem alınması
gerekirken bu
işlemleri
yapacaklara;
“önce ticaret
sicili
müdürlüklerine veya
irtibat bürolarına git,
oradan tahakkuk
fişlerini al, bu tahakkuk fişleriyle kendine
yakın bir banka şubesi bul, o şubede sıranı
bekle, sıran gelirse ödersin” deniyor. Bu
sıkıntı, Türkiye genelinde iş yapmaya
çalışan herkesi olumsuz etkileyecek.
İstanbul gibi trafikle boğuşan büyük
kentlerde yaşayanlar için ise zaman kaybı
daha da büyük olacak.
Diğer Harçlarda 25, Ticaret
Sicilinde 3 Banka Yetkili
1 Şubat 2010
tarihinden itibaren Maliye
Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığı talimatı ile
sadece üç kamu bankasına
ödenmesi istenmesi,
bakanlığın kendi
uygulamalarında da çelişki
yaratıyor. Çünkü, ticaret sicil
dışındaki vergi ve harçların
ödenmesinde Türkiye’de faaliyette
bulunan 25 banka ve katılım bankaları
yetkili. Ticaret sicil harçları için neden
sadece üç kamu bankası yetkili olsun?
Ayrıca Harçlar Kanunu’na göre bazı
harçların tahsili vergi daireleri veya
bankalar dışında kurumlara da
yapılabiliyor. Örneğin; yargı harçları; harca
konu olan işlemleri yapan mahkeme ya
da dairelerde bulunan sayman
mutemetlere,
noter harçları; Maliye’nin vergi
tahsilatına yetkili kıldığı banka ve finans
kurumları yanı sıra noterlere,
tapu kadastro harçları; bankalara,
konsolosluk harçları; konsolosluklara,
pasaport, ikamet tezkeresi, vize gibi
işlem harçları; Vergi Dairesi Müdürlüğü
yanı sıra emniyet müdürlüklerine,
gemi ve liman harçları; liman
başkanlıklarına,
trafik harçları; Vergi Dairesi müdürlükleri
yanı sıra ilgili trafik şube ve bürolarında
bulunan veznelere
ödenebiliyor. Listeyi uzatmak mümkün.
Bu yanlışından en kısa sürede
döneceğine inandığım Maliye Bakanlığı’na
soruyorum:
Herkesin zamanla yarıştığı bir
dönemde yeni bir bürokratik engel
yaratmak niye? Ticaret sicil harçlarını
ödeyebilmemiz için sizden 3 ay süre mi
istemeliyiz?
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bir
uygulaması var ki, insanı hayrete
düşürüyor. SGK, sigortalılara yemek
parası adı altında yapılan ödemelerin,
işyerinde veya müştemilatında yemek
verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan
gün sayısı dikkate alınarak günlük
asgari ücretin yüzde 6’sını aşan
kısmından sigorta primi
istiyor.Yani, işverenler işçilere
ödedikleri yemek parasından bir
de SGK primi kesecek.
Yemek parası adı altında yapılan
ödemelerden prime esas kazanca
dahil edilecek tutar,
SGK primi kesilmeyecek tutar
(24,30.-TL X 0,06 =) 1.46.-TL’dir.
Sigortalılar artık 1 lira 46 kuruşa simit ve
çayı ancak alır.
Sosyal Güvenlik Kurumu,
işverenlerin çalışanlarına ödedikleri
yemek parasından istisna tutarını
aşan kısımdan prim istiyor. İşveren
işçisinin yemek parasını artırsa
vergisi, SGK primi derken yüzü
astarından pahalıya gelecek,
yemek parasını az ödese bu sefer de
vicdan azabından uyuyamayacak.
Buradan SGK yönetimine bir çağrıda
bulunalım, gelin işverenleri de işçileri
de yemek parası zulmünden kurtarın.
Yemek parası istisnasını mevcut
tutarı en azından 10.-TL’ye çıkartıp
işçileri açlığa mahkûm etmeyin.
SGK 1 Lira 46 Kuruşa Yemek Yenebileceğinde Israrlı
Aydın’ın incirini
kadınlar tanıtacak
13.01.2004 tarihinden itibaren özel
bir şirkette çalışıyorum.
2009 yılından itibaren maaşlar
bankaya yatıyor. 4 aydır maaşlar en
az 28-41 gün arası geç yatırılıyor, 5.
ay hâlâ yatırılmadı. Tazminatı, noter
kanalıyla ihtarı çektiğim an dava
açılmadan vermek zorundalar mı?
Eğer vermek zorundularsa ihtarla
birlikte SGK’den herhangi bir kâğıt
alacak mıyım? Çalışma Bakanlığı’na
dilekçe yazdığım halde mektup
kanalıyla hiçbir yanıt gelmedi, neden
hiçbir inceleme yapılmıyor? Yemek
şirketten, yol da servis kanalıyla
karşılanıyor, kıdem hesaplanırken
yemek ve yol da verilmek zorunda
mıdır? Bora Adar
Ücretinizin en geç tahakkuk
tarihinden itibaren 20 gün içinde
ödenmesi gerekir. İzleyen ayın
20’sine kadar ödenmediği takdirde
işçinin noterden ihtarname
göndermek suretiyle kıdem tazminatı
ile diğer işçilik haklarını talep etmesi
mümkün olabilmektedir.
Ödenmediğinden dava açılmalıdır.
Konunun özel uzmanlık
gerektirmesinden dolayı, iş hukuku
konusunda uzman bir kişiden teknik
yardım almanızı öneririz.
Ben Emekli Sandığı emeklisi bir okurunuzum. Oğlum Çankaya Üniversitesi
son sınıfında okuyor. Sağlık güvencesi bana bağlı ancak Haziran 2010’da
sona erecek. Bir arkadaşı avukatlık stajı süresince sağlık güvencesinin de-
vam edeceğini söylemiş. Bu husus doğru mudur, bu konuda beni aydın-
latırsanız çok memnun olacağım. Nusret Pınarbaşı
Avukatlık stajı yapanlar bir işyerinde SSK primi öde-
yerek çalışamazlar ve avukatlık staj döneminde SGK’de
sağlık güvencesi yoktur. Dolayısıyla okulun bitmesi ne-
deniyle de sağlık açısından sizden de yararlanamaya-
caktır.
Sorularınız için
malicozum ism
mmo.org.tr ad-
resine mail ata-
bilirsiniz. Tüm
sorular e-posta
ile tek tek ce-
vaplanacaktır.
Ücretler En Geç 20 Gün İçerisinde Ödenmeli
Avukatlık Stajı Süresince SSK Primi Ödenmez
SORU-CEVAP
Türkiye’de içecek
kartonunda geri dönüşüm
oranõ 2009 sonu itibarõ ile
yüzde 49.9’a ulaştõ. 17 bin
ton içecek kutusu geri
dönüşümü yapõldõ. Bu yolla
ekonomiye 7 milyon 100
bin TL katkõ sağlandõ.
Ekmekçioğlu, Tetra Pak’õn
11 bölge halinde
örgütlendiğini, Türkiye’nin
Ortadoğu kümesine liderlik
yaptõğõnõ anlattõ.
7 milyon insan
çöp topluyor
ÇEVKO’ya göre ekonomik kriz çöp toplayanların sayısını arttırdı.
İçecek kartonunda geri dönüşüm yüzde 49’a ulaştı
Bölgesel gelişmişlik farklarını azalt-
mak, rekabet gücünü arttırmak, tek-
noloji ve Ar-Ge içeriği yüksek olan
büyük ölçekli yatırımları özellikle
desteklemek, sektörel kümelenme-
yi desteklemek amacıyla 2009 Ha-
ziran ayında Başbakan tarafından ka-
muoyuna açıklanan yeni teşvik sis-
temi temmuz ayında uygulamaya
konulmuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Ali Babacan 2009 yılı Tem-
muz ayından Aralık ayına kadar olan
sürede yeni teşvik sistemi uygula-
malarına ilişkin bilgileri kamuoyuna
açıkladı. Açıklama özetle şöyle:
“1.523 adet teşvik belgesi düzenlendi,
bu teşvik belgeleri kapsamında ön-
görülen sabit yatırım tutarı 22.5 mil-
yar TL. Verilen 1523 belgenin 511
adedi yani yüzde 34’ü birinci bölge-
de, 264’ü (yüzde 17) ikinci bölgede,
467’si (yüzde 31) üçüncü bölgede,
28’i (yüzde 18) dördüncü bölgede ya-
pılacak yatırımlardan oluşuyor.”
Yatırım tutarı açısından bakıldı-
ğında ise yüzde 45’inin birinci böl-
gede, yüzde 20’sinin ikinci bölgede,
yüzde 26’sının 3. bölgede, yüzde
10’unun 4. bölgede olduğu görülü-
yor. Yeni teşvik sistemine göre de as-
lan payını yine gelişmiş yörelerimiz al-
mış...
Doğu ve Güneydoğu bölgeleri-
mizdeki illerimiz yeni yatırımlardan an-
cak yüzde 10’luk pay alabilmişler...
Diyarbakır’da yatırımı olan bir işa-
damı arkadaşım bakın teşvikler ve
bölge ekonomisi ve toplumsal ya-
şamla ilgili konularda neler söylüyor.
“Yıllardır uygulanan yanlış teşvik
politikalarıyla, her sektörü ve her ya-
tırım projesini desteklemek yerine
teşvik politikalarının tasarlanması ve
uygulanması doğru stratejiler çer-
çevesinde yürütülmüş olsaydı, ya-
şanan sorunların bazıları baştan ön-
leneceği gibi daha sağlıklı bir üretim
kapasitesi ve daha sağlam bir eko-
nomik yapı oluşturulabilirdi. Yanlış
uygulamalarla Güneydoğu’nun en
önemli merkezlerinden Diyarbakır’ın
sanayisi son 25 yılda geriye gitti. Çe-
şitli iktidarlarca bölgeye yönelik ha-
zırlanan ‘ekonomik paketler’ de
çözüm olamadı. Terör ve şiddet
olayları sebebiyle çok büyük göç alan
kentte yatırım yapan şirketler bura-
yı terk etti. Kentteki göç oranı yüz-
de elliye yakın, yaklaşık her iki kişi-
den birinin ya buradan gitmesi ya da
buraya göç etmesi anlamına geliyor.
Terör sebebiyle köyden göçenleri is-
tihdam edecek müteşebbislerin, işa-
damlarının gitmesi, ekonomik so-
runları içinden çıkılmaz hale getirdi.
Güneydoğu terörü konuşmaktan
bıktı, işsizliğe çözüm bekliyor. Gü-
neydoğu’da terör sebebiyle köy-
den kente göçün yanı sıra hızlı nü-
fus artışı da işsizliği körüklüyor. Ba-
kın bugün Diyarbakır’da işsizlik ora-
nı çok fazla. 1 milyon 600 bin nüfuslu
kentte aktif iş gücü 600 bin civarın-
da. Bunun yüzde 50’ye yakını işsiz.
590 bin yeşil kartlı var. 150 bin kişi-
nin de hiçbir sosyal güvencesi bu-
lunmuyor. Bu da her iki kişiden bi-
rinin sosyal güvenlik kapsamı dışın-
da kaldığını gösteriyor. Diyarba-
kır’da nüfusun üçte biri 18 yaşın al-
tında. İşsizlerin çoğunluğunu genç-
ler oluşturuyor. İşletmemde kadın iş-
çileri tercih ediyorum. Temel ama-
cım ise kadınlarımızın ekonomik ba-
ğımsızlığa sahip olması ve aile büt-
çesine katkıda bulunması. Bir de
genç kızlarımızın, yuvalarını kurarken
daha özgür olabilmeleri. Diyarbakır
böyle de Siirt, Van gibi illerimiz bu-
radan daha mı iyi? Siirt’in nüfusu 265
bin civarında, kentte 165 bin yeşil
kartlının bulunması, aş ve iş soru-
nunun ne denli ağır olduğunu gös-
teren bir gösterge... Bölgedeki işa-
damlarına göre istihdamın oluştu-
rulabilmesi için teşvik politikalarının
gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu
şartlarda bir yatırımcının Ağrı’ya,
Urfa’ya, Mardin’e, Siirt’e, Van’a,
Muş’a, Hakkâri’ye ve de Diyarbakır’a
gelip yatırım yapması beklenme-
meli.”
Sayın Babacan’ın verdiği bilgilere
ve bölge işadamlarının ve meslek
odalarının ve sivil toplum kuruluşla-
rının değerlendirmelerine göre yeni
teşvik politikalarından da bölge um-
duğu, beklediği yatırımları alamadı...
Ortak dilek, zaman yitirmeden 4.
Bölge’deki illeri kapsayan teşvik sis-
teminde yeni düzenlemelere gitmek.
Demokratik açılımlar bölge ve ül-
ke açısından elbette çok önemli,
ancak aş ve işe çözüm getirecek
ekonomik açılımları da daha gerçekçi
ve sonuç alıcı bir yapıya kavuşturmak
gerekiyor.
Teşviki Batı Aldı, Doğu Yine Seyretti